< Return to Video

Bağımlılığın gücü ve güç bağımlılığı | Gabor Maté | TEDxRio+20

  • 0:10 - 0:14
    Bağımlılık hakkında konuşacağım,
    bağımlılığın gücünden
  • 0:14 - 0:16
    ve ayrıca güç bağımlılığından.
  • 0:17 - 0:20
    Vancouver, Kanada'da çalışan
    bir tıp doktoruyum
  • 0:20 - 0:23
    ve bazı çok, çok ağır bağımlı
    hastalara bakıyorum,
  • 0:23 - 0:26
    bilinen her tür
    uyuşturucuyu kullanan
  • 0:26 - 0:31
    eroin, kokain enjekte eden,
    alkol, kristal meth içen kişiler
  • 0:31 - 0:33
    ve bu kişiler ızdırap içinde.
  • 0:33 - 0:38
    Bir doktorun başarısı hastalarının
    hayatta kalma süresiyle ölçülürse
  • 0:38 - 0:40
    ben başarısızım.
  • 0:40 - 0:44
    Benim hastalarım çok genç ölür,
    görece olarak.
  • 0:44 - 0:47
    Aids'den, hepatit C'den ölürler,
  • 0:48 - 0:50
    kalp kapakçığı enfeksiyonundan ölürler,
  • 0:50 - 0:54
    beyin enfeksiyonundan, omurilik, kalp,
  • 0:54 - 0:56
    kan dolaşımı enfeksiyonundan ölürler.
  • 0:56 - 1:02
    İntihar, aşırı doz, şiddet
    ve kaza sonucu ölürler.
  • 1:02 - 1:05
    Onlara bakınca
  • 1:05 - 1:09
    büyük Mısırlı yazar Necip Mahfuz'un
    sözlerini hatırlarsın:
  • 1:09 - 1:15
    "Acı bir hayatın yaptıklarını, hiçbir şey
    insan bedeni kadar çarpıcı anlatamaz."
  • 1:15 - 1:17
    Bu insanlar her şeyini kaybeder,
  • 1:17 - 1:20
    sağlıklarını kaybeder,
    güzelliklerini kaybeder,
  • 1:20 - 1:24
    dişlerini kaybeder,
    servetlerini kaybeder,
  • 1:24 - 1:26
    sevdiklerini, arkadaşlarını kaybeder
  • 1:26 - 1:29
    en nihayetinde, çoğu kez hayatlarını da.
  • 1:29 - 1:32
    Fakat hiçbir şey onları
    bağımlılıktan koparamaz.
  • 1:32 - 1:35
    Hiçbir şey onlara bunu bıraktıramaz.
  • 1:35 - 1:39
    Bağımlılıkları güçlüdür, peki neden?
  • 1:39 - 1:41
    Bir hastamın bana dediği gibi:
  • 1:41 - 1:45
    "Ölmekten değil,
    aslında yaşamaktan korkuyorum."
  • 1:45 - 1:50
    Sormamız gereken soru şu:
    İnsan yaşamaktan niçin korkar?
  • 1:51 - 1:54
    Bağımlılığı anlamak istiyorsan
  • 1:54 - 1:56
    bağımlılıkta neyin yanlış olduğuna değil
  • 1:56 - 1:58
    neyin doğru olduğuna bakman gerekir.
  • 1:58 - 2:01
    Diğer bir ifadeyle,
    kişi bağımlılıkta ne bulur?
  • 2:01 - 2:04
    Başka yerde bulamadığı ne bulur?
  • 2:04 - 2:08
    Bağımlı, orada acılarına çare,
  • 2:08 - 2:12
    huzur, kontrol hissi bulur
  • 2:13 - 2:16
    sükunet bulur,
    çok çok kısa sürse bile.
  • 2:16 - 2:20
    Öyleyse sıradaki soru:
    Hayatlarında bunlar neden yok,
  • 2:20 - 2:22
    onların başına ne gelmiş?
  • 2:22 - 2:27
    Eroin benzeri uyuşturuculara bakarsan,
  • 2:27 - 2:32
    morfin, kodein, kokain
    ve alkole bakarsan
  • 2:32 - 2:34
    bunların hepsi ağrı kesicidir,
  • 2:34 - 2:36
    şu ya da bu biçimde
    hepsi ağrıyı dindirir.
  • 2:36 - 2:39
    Öyleyse bağımlılıkla ilgili asıl soru
  • 2:39 - 2:42
    "Neden bağımlı oluyorlar?" değil
    "Neden acı çekiyorlar?'' sorusudur.
  • 2:43 - 2:46
    Keith Richards'ın biyografisini
    okumayı yeni bitirdim,
  • 2:46 - 2:48
    Rolling Stones'un gitaristi
  • 2:48 - 2:51
    ve muhtemelen bildiğiniz gibi,
  • 2:51 - 2:54
    herkes onun hâlâ nasıl yaşadığına şaşıyor
  • 2:54 - 2:57
    çünkü uzun süredir ağır eroin bağımlısı.
  • 2:57 - 3:00
    Biyografisinde
    bağımlılığı ile ilgili şunu yazmış;
  • 3:01 - 3:05
    bağımlılık bir unutma çabasıydı
    tamamen bir unutma arayışıydı.
  • 3:05 - 3:08
    "Birkaç saat kendimiz olmamak için
  • 3:08 - 3:11
    baş vurduğumuz çarpıklık" diyor.
  • 3:12 - 3:14
    Ve ben bu sözleri çok iyi anlıyorum
  • 3:14 - 3:17
    çünkü o huzursuzluğu ben de bilirim.
  • 3:17 - 3:20
    Kendinden huzursuz olmayı bilirim,
  • 3:20 - 3:24
    o kendi zihninden kaçma arzusunu da.
  • 3:24 - 3:30
    Büyük İngiliz Psikiyatristi
    R.D. Laing şöyle der:
  • 3:30 - 3:33
    "İnsanlar üç şeyden korkar:
  • 3:33 - 3:38
    Ölümden, diğer insanlardan
    ve kendi aklındakilerden korkar"
  • 3:38 - 3:42
    Uzun yıllar boyu ben de dikkatimi
    kafamdakilerden uzaklaştırmak istedim
  • 3:42 - 3:44
    çünkü onlarla baş başa
    kalmaya korkuyordum.
  • 3:44 - 3:46
    Peki dikkatimi nasıl dağıttım?
  • 3:46 - 3:50
    Hiç uyuşturucu kullanmadım
    ama dikkatimi çalışarak
  • 3:51 - 3:54
    ve bir şeyler yaparak dağıttım.
  • 3:54 - 3:57
    Kendimi alışverişe vurarak yaptım.
  • 3:57 - 4:02
    Benim tarzım klasik müzik plakları
    ve diskleri toplamaktı.
  • 4:02 - 4:04
    Fakat bu konuda tam bir bağımlıydım.
  • 4:04 - 4:07
    Klasik müzik plaklarına
    bir haftada 8.000 dolar harcadım,
  • 4:07 - 4:08
    istediğimden değil,
  • 4:08 - 4:11
    tekrar tekrar mağazaya
    gitmeyi bırakamadığımdan.
  • 4:12 - 4:15
    Bir tıp doktoru olarak
    eskiden çok doğuma girerdim
  • 4:15 - 4:18
    ve bir defasında,
    doğum hâlindeki bir kadını bırakıp
  • 4:18 - 4:21
    klasik müzik almaya gittim.
  • 4:22 - 4:26
    Yine de hastaneye
    zamanında yetişebilirdim
  • 4:26 - 4:28
    ama mağazaya girince çıkamıyorsun,
  • 4:28 - 4:33
    reyondaki klasik müzik
    tezgahtarları cin gibi:
  • 4:33 - 4:37
    "Dostum, Mozart'ın son çıkan
    senfoni bandını dinlemiş miydin?
  • 4:37 - 4:38
    "Dinlemedin mi? Ya..."
  • 4:38 - 4:40
    Sonuçta o doğuma yetişemedim
  • 4:40 - 4:43
    ve eve gelip karıma yalan söyledim.
  • 4:43 - 4:46
    İş ve müzik saplantım yüzünden
    her bağımlı gibi yalan söylüyor
  • 4:46 - 4:50
    ve kendi çocuklarımı ihmal ediyordum.
  • 4:50 - 4:53
    Yani kendinden kaçmak nedir bilirim.
  • 4:53 - 4:55
    Benim bağımlılık tarifim;
  • 4:55 - 5:01
    geçici bir rahatlama veya zevk veren
  • 5:01 - 5:05
    ama uzun dönemde zararı
    ve bazı olumsuz sonuçları olan
  • 5:05 - 5:09
    ama bu olumsuz sonuçlarına rağmen
    bırakamadığın her hangi bir davranıştır.
  • 5:09 - 5:12
    Bu bakış açısıyla,
  • 5:12 - 5:16
    pek çok bağımlılık olduğunu görebilirsin.
  • 5:16 - 5:18
    Evet, uyuşturucu ve ilaç bağımlılığı var
  • 5:18 - 5:21
    ama ayrıca tüketim bağımlılığı var
  • 5:21 - 5:25
    seks bağımlılığı var,
    internet bağımlılığı var,
  • 5:26 - 5:29
    alışveriş ve yeme bağımlılığı var.
  • 5:30 - 5:33
    Budistlerin bir aç hayaleti var.
  • 5:33 - 5:37
    Bu aç hayaletler, büyük
    ve boş karınları olan yaratıklar
  • 5:37 - 5:40
    ama boyunları çöp gibi
    ve ağızları da minicik
  • 5:40 - 5:42
    bu yüzden asla yeteri kadar yiyemiyor
  • 5:42 - 5:44
    ve asla içlerindeki o boşluğu
    dolduramıyorlar.
  • 5:44 - 5:47
    Bu toplumda hepimiz aç hayaletleriz
  • 5:47 - 5:49
    hepimizin içinde aynı boşluk var
  • 5:49 - 5:52
    ve çoğumuz bu boşluğu
    dışarıdan doldurmaya çalışıyoruz,
  • 5:52 - 5:57
    bu boşluğu dışarıdan
    doldurmaya çabalamak bağımlılıktır.
  • 5:58 - 6:03
    Eğer bu insanların
    neden acı çektiğini merak ediyorsan,
  • 6:03 - 6:06
    bakman gereken yer genleri değil.
  • 6:06 - 6:08
    Hayatlarına bakman gerekir.
  • 6:08 - 6:12
    Hastalarımı örmek verirsem,
    benim ağır bağımlı hastalarımı,
  • 6:12 - 6:14
    acı çekme nedenleri çok açık.
  • 6:14 - 6:17
    Bütün hayatları boyunca
    istismar edildiler,
  • 6:17 - 6:19
    istismar çocuklukta başladı.
  • 6:19 - 6:23
    12 yıl boyunca baktığım
    bütün kadınlar, yüzlerce kadın
  • 6:23 - 6:25
    hepsi de çocukken tecavüze uğramıştı.
  • 6:25 - 6:27
    Erkekler de travmalar yaşamıştı.
  • 6:27 - 6:30
    Erkekler de tecavüze uğramış
    ve ihmal edilmişlerdi,
  • 6:30 - 6:33
    fiziksel istismar, terk edilme
  • 6:33 - 6:36
    ve duygulsal olarak
    tekrar tekrar incinmişlerdi.
  • 6:36 - 6:38
    İşte bu nedenle acı çekiyorlar.
  • 6:38 - 6:42
    Burada başka bir şey daha var:
    İnsan beyni.
  • 6:42 - 6:45
    Zaten bildiğiniz gibi,
  • 6:45 - 6:48
    insan beyni çevreyle bir etkileşim kurar.
  • 6:48 - 6:50
    Bu sadece bir genetik program değildir.
  • 6:50 - 6:53
    Çocuğun içinde bulunduğu çevre
  • 6:53 - 6:56
    beyninin gelişimini biçimlendirir.
  • 6:57 - 7:00
    Size farelerle yapılan
    iki deney anlatayım.
  • 7:01 - 7:04
    Küçük bir fareyi alıp
    ağzına yiyecek koyuyorsun
  • 7:04 - 7:07
    ve fare bunu zevkle yiyip yutuyor
  • 7:07 - 7:11
    ama yiyeceği farenin birkaç
    santim uzağına koyuyorsun
  • 7:11 - 7:13
    gidip yemiyor,
  • 7:13 - 7:16
    yiyeceği yemeyip açlıktan ölüyor.
  • 7:16 - 7:18
    Peki neden?
  • 7:18 - 7:22
    Çünkü bu farenin beynindeki
    dopamin denen kimyasalın
  • 7:22 - 7:24
    reseptörleri devre dışı bırakılmıştı.
  • 7:24 - 7:26
    Dopamin istek ve güdü kimyasalıdır.
  • 7:26 - 7:29
    Ne zaman bir şey istesek
    heyecanlansak, canllılık
  • 7:29 - 7:33
    veya merak hissetsek
    yiyecek veya seks partneri arasak
  • 7:33 - 7:36
    dopamin salgılanır.
  • 7:36 - 7:38
    Dopamin olmadan istek duymayız.
  • 7:38 - 7:40
    Bağımlı ne peşinde sanıyorsun?
  • 7:40 - 7:42
    Bağımlı kokain kullandığında
  • 7:42 - 7:45
    kristal meth kullandığında
    veya herhangi bir uyuşturucu
  • 7:45 - 7:47
    beyninde bir dopamin patlaması olur.
  • 7:47 - 7:49
    Ama soru şu;
  • 7:49 - 7:52
    peki, onların beynine
    en başta ne olmuştu?
  • 7:52 - 7:56
    Uyuştucunun bağımlılık
    yaptığı boş bir efsanedir.
  • 7:56 - 7:58
    Uyuşturucunun kendisi bağımlılık yapmaz,
  • 7:58 - 8:01
    uyuşturucuyu deneyen çoğu kişi
    hiç bağımlı olmaz.
  • 8:01 - 8:02
    O zaman soru şu:
  • 8:02 - 8:05
    Bazı insanlar bağımlılığa
    neden daha yatkın?
  • 8:05 - 8:08
    Yiyecekler de bağımlılık yapmaz
    ama bazı insanlar için yapar,
  • 8:08 - 8:11
    alışveriş bağımlılık yapmaz
    ama bazılarına yapar,
  • 8:11 - 8:14
    televizyon bağımlılık yapmaz
    ama bazılarına yapar.
  • 8:14 - 8:17
    Öyleyse soru,
    bu yatkınlık neden?
  • 8:19 - 8:22
    Diğer küçük fare deneyi,
  • 8:22 - 8:24
    bebek farelerle.
  • 8:24 - 8:28
    Bebek fareler annelerinden
    ayrılıyorlar ama annelerini çağırmıyorlar.
  • 8:28 - 8:30
    Bunun doğadaki sonucu ne olur?
  • 8:30 - 8:31
    Sonunda bebek fareler ölür
  • 8:31 - 8:34
    çünkü onları sadece anneleri
    korur ve sadece anneleri bakar.
  • 8:34 - 8:35
    Neden çağırmadılar?
  • 8:35 - 8:38
    Çünkü genetik yollarla
    beyinlerindeki endorfin reseptörleri,
  • 8:38 - 8:42
    kimyasal bağlama bölgeleri
    devre dışı bırakılmıştı.
  • 8:42 - 8:47
    Endorfinler, morfin benzeri
    doğal maddelerdir,
  • 8:47 - 8:50
    endorfinler beynimizin
    doğal ağrı kesicileridir.
  • 8:50 - 8:56
    Morfin ve endorfinin diğer bir işi de
    sevgi hissetmeyi mümkün kılarlar,
  • 8:56 - 8:59
    ebeveynlere bağlanma
    duygusunu sağlarlar
  • 8:59 - 9:02
    ve ebeveynlerin çocuklara bağlanmasını.
  • 9:02 - 9:05
    Yani beyninde endorfin reseptörü
    olmayan bu küçük fareler
  • 9:05 - 9:07
    doğal olarak annelerini çağırmıyorlar.
  • 9:07 - 9:09
    Diğer bir deyişle,
  • 9:09 - 9:14
    uyuşturuculara ve şüphesiz
    eroin ve morfine olan bağımlılık,
  • 9:14 - 9:18
    onların endorfin sistemine
    yaptığı etki nedeniyledir,
  • 9:18 - 9:20
    böyle çalışırlar.
  • 9:20 - 9:23
    Öyleyse soru şudur;
  • 9:23 - 9:27
    insanlara ne oluyor da, bu kimyasallara
    dışarıdan ihtiyaç duyuyorlar?
  • 9:27 - 9:30
    Olan şey şu; çocukluklarında
    istismar ve tecavüze uğruyorlar
  • 9:30 - 9:33
    ve beyinlerinde o devreler gelişmiyor.
  • 9:34 - 9:36
    Eğer çok çok küçük yaşlardayken
  • 9:36 - 9:38
    hayatında sevgi ve bağlanma olmazsa
  • 9:38 - 9:42
    o zaman bu önemli beyin devrelerin
    doğru dürüst gelişemez.
  • 9:42 - 9:46
    Ve istismar ve tecavüz durumunda
    doğru gelişim olmaz
  • 9:46 - 9:52
    ve bu tür kişilerin beyni, uyuşturucu
    kullandıklarında yatkınlık gösterir.
  • 9:52 - 9:54
    O zaman normal hissederler
    acılarının azaldığını hissederler
  • 9:54 - 9:56
    ve sevgi hissederler.
  • 9:56 - 10:00
    Hastalarımdan biri şöyle demişti:
    "Eroini ilk kullandığımda
  • 10:00 - 10:05
    sıcak, yumuşak bir kucaklanma hissi geldi,
    bir annenin bebeğini kucaklaması gibi"
  • 10:06 - 10:13
    Şimdi, hastalarım kadar olmasa da
    aynı boşluğu ben de hissetmiştim.
  • 10:13 - 10:17
    Bana olan şey şuydu;
    1944 yılında, Yahudi bir ailede,
  • 10:17 - 10:19
    Macaristan, Budapeşte'de doğmuşum,
  • 10:19 - 10:22
    Almanların, Macaristan'ı
    işgalinden hemen önce.
  • 10:22 - 10:25
    Doğu Avrupadaki Yahudilere
    ne olduğunu bilirsiniz.
  • 10:26 - 10:30
    Almanlar Budapeşte'ye girdiğinde
    iki aylıkmışım.
  • 10:30 - 10:34
    İşgalin ertesi günü,
    annem çocuk doktorunu arar
  • 10:34 - 10:35
    ve şöyle der;
  • 10:35 - 10:39
    "lütfen gelip Gabor'a bakabilir misiniz?
    sürekli ağlıyor.
  • 10:39 - 10:42
    Çocuk doktoru şu cevabı verir,
    "Tabii, gelip çocuğa bakayım
  • 10:42 - 10:45
    ama şunu söyleyeyim,
    benim Yahudi bebeklerin hepsi ağlıyor."
  • 10:46 - 10:47
    Peki, niçin?
  • 10:47 - 10:51
    Bebeklerin Hitler, soykırım
    ve savaştan haberi mi vardı?
  • 10:51 - 10:52
    Hiç yoktu.
  • 10:52 - 10:56
    Ama huzursuzluğu, dehşeti
    ve annelerimizin
  • 10:56 - 10:58
    sıkıntısını algılıyorduk
  • 10:58 - 11:03
    ve bir çocuğun beynini
    bunlar biçimlendirir.
  • 11:03 - 11:08
    Ve tabii ki o zaman
    bundan aldığım mesaj,
  • 11:08 - 11:10
    dünyanın beni istemediği idi,
  • 11:10 - 11:13
    çünkü annem mutlu değildi
  • 11:13 - 11:15
    ve beni istemiyor olmalıydı.
  • 11:15 - 11:18
    Daha sonra neden mi işkolik oldum?
  • 11:18 - 11:22
    Çünkü beni istemiyorlarsa bile,
    en azından bana ihtiyaç duymalılardı.
  • 11:22 - 11:25
    Önemli bir doktor olacaktım
    ve bana ihtiyaç duyacaklardı
  • 11:25 - 11:26
    ve böylece,
  • 11:26 - 11:29
    başlangıçtaki istenmeme duygusunu
    telafi edebilecektim.
  • 11:29 - 11:31
    Bunun anlamı neydi?
  • 11:31 - 11:33
    Bunun anlamı sürekli çalışacaktım
  • 11:33 - 11:38
    ve çalışmadığım zamanlar
    kendimi müzik toplamaya verecektim.
  • 11:38 - 11:40
    Çocuklarım hangi mesajı aldı?
  • 11:40 - 11:43
    Çocuklarım da aynı,
    istenmedikleri mesajını aldı.
  • 11:43 - 11:47
    İşte bunu böyle aktarırız
    travmaları böyle aktarırız
  • 11:47 - 11:49
    ve farkına varmadan
    acıları da aktarırız,
  • 11:49 - 11:52
    bir kuşaktan diğerine.
  • 11:53 - 11:56
    Görünüşe göre, bu boşluğu
    doldurmanın pek çok yolu var
  • 11:56 - 11:59
    ve bu boşluğu doldurmanın yolu
    kişilere göre de değişiyor
  • 11:59 - 12:02
    ancak bu boşluk daima geriye,
  • 12:02 - 12:07
    küçükken alamadığımız şeye gider.
  • 12:08 - 12:11
    Sonra bir uyuşturucu bağımlısına
    bakıp şöyle deriz
  • 12:11 - 12:14
    "Bunu kendine nasıl yapabilirsin?
  • 12:14 - 12:17
    Bu berbat maddeyi vücuduna
    nasıl enjekte edebililirsin?
  • 12:17 - 12:19
    Bu seni öldürebilir."
  • 12:19 - 12:21
    Ama dünyaya yaptığımız şeye bakın.
  • 12:21 - 12:24
    Atmosfere, okyanuslara ve çevreye
  • 12:24 - 12:28
    bizi öldüren, dünyayı öldüren
  • 12:28 - 12:30
    her tür maddeyi enjekte ediyoruz.
  • 12:30 - 12:33
    Hangi bağımlılık daha büyük?
  • 12:33 - 12:36
    Petrol bağımlılığı mı yoksa tüketim mi?
  • 12:36 - 12:38
    Hangisi daha çok zarar veriyor?
  • 12:38 - 12:41
    Ve kalkıp uyuşturucu
    bağımlısını yargılıyoruz
  • 12:41 - 12:44
    çünkü aslında onun da
    bizim gibi olduğunu görüyoruz
  • 12:44 - 12:46
    ama bu hoşumuza gitmiyor.
  • 12:46 - 12:49
    Ona şöyle diyoruz
    "Sen bizden farklısın, sen bizden kötüsün"
  • 12:49 - 12:53
    (Alkışlar)
  • 12:56 - 13:01
    9 Temmuzda, uçakla Sao Paulo
  • 13:01 - 13:04
    ve Rio de Jenerio'ya giderken
    New York Times'ı okuyordum
  • 13:04 - 13:06
    ve Brezilya ile ilgili bir yazı vardı
  • 13:06 - 13:10
    ve yazı Nisio Gomes adındaki
    bir adamla ilgiliydi,
  • 13:10 - 13:14
    Amazon'daki Guarani
    kabilesinin bir lideriydi
  • 13:14 - 13:19
    ve geçen Kasım Ayında öldürüldü,
    muhtemelen duymuşsunuzdur.
  • 13:19 - 13:22
    Onu öldürdüler, çünkü o,
  • 13:22 - 13:25
    Brazilya'daki Yerlilerin vatanı olan
  • 13:25 - 13:29
    yağmur ormanlarını ele geçiren ve yok eden
  • 13:29 - 13:32
    büyük çiftçiler ve şirketlere karşı
    halkını koruyordu.
  • 13:32 - 13:36
    Bir Kanadalı olarak, aynı şeyin
    orada da yaşandığını söyleyebilirim.
  • 13:36 - 13:40
    Hastalarım çoğu aslında
    İlk Ulus, Yerli insanlar,
  • 13:40 - 13:44
    Kanada'nın Yerlilerinden
    ve ağır bağımlılar.
  • 13:44 - 13:47
    Nüfustaki yüzdeleri küçük
  • 13:47 - 13:50
    ama hapishanelerdeki
    yüzdeleri çok büyük,
  • 13:50 - 13:52
    bu insanlar bağımlı,
  • 13:52 - 13:54
    bu insanlar akıl hastası,
  • 13:54 - 13:56
    bu insanlar intihar ediyor, neden?
  • 13:56 - 13:58
    Çünkü toprakları ellerinden alındı,
  • 13:58 - 14:03
    çünkü nesiller ve nesiller boyunca
    öldürüldüler ve suistimal edildiler.
  • 14:03 - 14:04
    Ama benim sorduğum soru şu:
  • 14:04 - 14:07
    Tamam, bu Yerli insanların
    çektiklerini anlayabiliyorsun
  • 14:07 - 14:12
    ve bu ızdırabın onları bağımlılıkta
    acılarına çare aramaya nasıl ittiğini de
  • 14:12 - 14:14
    ama ya o suçları işleyen insanlar?
  • 14:14 - 14:16
    Onların bağımlığı neydi?
  • 14:16 - 14:18
    Şey, onlar güce bağımlıydı,
  • 14:18 - 14:19
    onlar servete bağımlıydı,
  • 14:19 - 14:21
    onlar elde etmeye bağımlıydı.
  • 14:21 - 14:23
    Kendilerini daha büyük
    göstermek istiyorlardı.
  • 14:23 - 14:26
    Güç bağımlılığını anlamaya çalışırken
  • 14:26 - 14:29
    tarihteki en güçlü kişilerin
    bazılarını inceledim.
  • 14:29 - 14:34
    Büyük İskender'e baktım,
    Napolyon'a baktım, Hitler'e baktım,
  • 14:34 - 14:36
    Cengiz Han'a baktım,
    Stalin'e baktım.
  • 14:36 - 14:39
    Bütün bu adamlara bakarsanız,
    bir şeyler çok ilginç.
  • 14:39 - 14:42
    Birincisi, güce neden bu kadar
    çok ihtiyaçları vardı?
  • 14:42 - 14:44
    Çok ilginç,
  • 14:44 - 14:46
    fiziksel olarak hepsi
    ufak tefek adamlardı,
  • 14:46 - 14:52
    benim kadar, hatta daha ufak.
  • 14:52 - 14:56
    Hepsi de kenar gruplardandı,
  • 14:56 - 14:59
    hiç biri nüfusun ana kütlesine
    mensup değildi.
  • 14:59 - 15:04
    Stalin bir Gürcüydü, Rus değildi,
    Napolyan Korsikalıydı, Fransız değildi,
  • 15:06 - 15:13
    İskender Makedonyalıydı, Yunan değildi
    ve Hitler Avusturyalıydı, Alman değildi.
  • 15:14 - 15:17
    Yani gerçek bir güvensizlik
    ve aşağılık kompleksi.
  • 15:17 - 15:20
    Ve kendilerini iyi hissetmek için
    güce ihtiyaçları vardı,
  • 15:20 - 15:21
    daha büyük olmalıydılar.
  • 15:21 - 15:25
    Bu gücü elde etmek için savaş
    yapmaya da çok istekliydiler
  • 15:25 - 15:29
    ve iktidarı sürdürmek için
    pek çok insan öldürmeye de.
  • 15:29 - 15:32
    İktidar hırsı sadece ufak tefek
    adamlarda olur demiyorum
  • 15:32 - 15:35
    ama bu örneklere bakınca
    durum ilginç,
  • 15:35 - 15:39
    çünkü güç, güç bağımlılığı
    daima boşluk duygusuyla ilgilidir
  • 15:39 - 15:41
    ve bu boşluğu
    dışarıdan doldurmaya çalışırsın.
  • 15:41 - 15:45
    Napolyon, St.Helena Adasında
    sürgündeyken iktidarı kaybettikten
  • 15:45 - 15:50
    sonra bile "Gücü çok seviyorum,
    iktidarı çok seviyorum" demişti.
  • 15:50 - 15:53
    Kendini güç olmadan düşünemiyordu.
  • 15:53 - 15:57
    Dışarıdan güçle beslenmezse
    bir benlik duygusu oluşturamıyordu.
  • 15:57 - 16:01
    Ve böylesi adamları
    Buda ve Hz.İsa gibi insanlarla
  • 16:01 - 16:03
    karşılaştırtıdığınızda çok ilginç.
  • 16:03 - 16:06
    Yani, Buda ve Hz. İsa'nın
    hayatına bakarsanız
  • 16:06 - 16:09
    her ikisini de şeytan
    baştan çıkarmaya çalışmıştır
  • 16:09 - 16:14
    ve şeytanın teklif ettiği şeylerden
    biri dünyevi iktidar ve güçtür
  • 16:14 - 16:17
    ama ikisi de bunu reddetmiştir.
  • 16:17 - 16:18
    Peki neden reddettiler?
  • 16:18 - 16:23
    Reddettiler, çünkü onların
    kendi içlerinde güçleri vardı
  • 16:23 - 16:25
    ve dışarıdan gelecek güce
    ihtiyaçları yoktu.
  • 16:25 - 16:29
    Her ikisi de teklifi reddetti çünkü
    insanları yönetmek istemiyorlardı,
  • 16:29 - 16:31
    insanlara öğretmek istiyorlardı.
  • 16:31 - 16:37
    İnsanlara misallerle, hoş, latif
    sözlerle, bilgelikle öğretmek istiyorlardı
  • 16:37 - 16:41
    zorla değil,
    bu nedenle iktidarı reddettiler.
  • 16:41 - 16:45
    Ve bu konuda söyledikleri de çok ilginç.
  • 16:46 - 16:53
    Hz. İsa güç ve hakikatin dışarıda değil,
    kendi içinizde olduğunu söylemiştir.
  • 16:53 - 16:57
    Tanrı'nın Kralllığı içinizdedir demiştir.
  • 16:57 - 17:01
    Ve Buda ölümünden hemen önce
    rahipleri yas tutup ağlarken
  • 17:01 - 17:03
    ve keder içindelerken
  • 17:03 - 17:07
    şöyle demiştir
    "Benim için yas tutmayın ve bana tapmayın
  • 17:07 - 17:13
    İçinizdeki feneri bulun ve
    kendinizi ışıtın, içinizdeki ışığı bulun."
  • 17:13 - 17:17
    Bu zor dünyaya ve çevrenin
    kaybedilmesine, küresel ısınmaya
  • 17:17 - 17:22
    ve okyanusların yağmalanmasına bakınca
  • 17:22 - 17:25
    bunu güç sahibi, iktidardaki
    kişilerin düzeltmesini beklemeyelim
  • 17:25 - 17:29
    çünkü maalesef,
    iktidar sahibi insanlar çoğu zaman
  • 17:29 - 17:31
    dünyadaki en boş insanlardır
  • 17:31 - 17:33
    ve bizim için bir şeyler yapmayacaklar.
  • 17:33 - 17:36
    O ışığı kendi İçimizde bulmak zorundayız.
  • 17:36 - 17:38
    Işığı topluluklarımızda bulmak zorundayız
  • 17:38 - 17:42
    kendi bilgeliğimiz ve yaratıcılığımızla.
  • 17:42 - 17:45
    iktidardaki insanların işleri
    bizim için düzeltmesini bekleyemeyiz
  • 17:45 - 17:49
    çünkü bunu asla yapmazlar,
    biz onlara yaptırmadıkça.
  • 17:53 - 17:58
    İnsan doğasının rekabetçi olduğu söylenir
    ve insan doğasının saldırgan olduğu
  • 17:58 - 18:01
    ve insan doğasının bencil olduğu.
  • 18:01 - 18:04
    Tam tersi doğrudur,
    insan doğası gerçekte iş birliğini sever
  • 18:04 - 18:09
    insan doğası gerçekte cömerttir,
    insan doğası gerçekte toplumu düşünür.
  • 18:09 - 18:14
    Bu konferansta bilgiyi paylaşan
    insanlar görüyoruz
  • 18:14 - 18:17
    insanlar bilgi alıyor ve
    daha iyi bir dünya için kararlılar,
  • 18:17 - 18:19
    bu insanın gerçek doğasıdır.
  • 18:19 - 18:21
    Size söyleyeceğim söz;
  • 18:21 - 18:24
    eğer içindeki ışığı bulursan,
    eğer gerçek doğanı bulursan
  • 18:24 - 18:26
    o zaman kendine daha nazik
  • 18:26 - 18:28
    ve doğaya da daha nazik davranırsın.
  • 18:28 - 18:29
    Teşekkür ederim.
  • 18:29 - 18:32
    (Tezahürat) (Alkışlar)
Title:
Bağımlılığın gücü ve güç bağımlılığı | Gabor Maté | TEDxRio+20
Description:

Eğer bir doktorun başarısı hastalarının yaşam süresi ile ölçülürse, Nazi soykırımı sonrası Macaritan'da doğan Kanadalı Psikiyatrist Gabor Maté başarısız bir doktordur. Ölümcül hastalıklar, kimyasal bağımlılıklar ve Aids uzmanı olan Dr.Maté, tanınmış bir kitap ve köşe yazarı olup, dikkat eksikliği sendromu, stres, kronik hastalıklar ve ebeveyn ilişkileri konularındaki bilgisiyle anılmaktadır. TEDxRio+20'deki konuşma konusu, uyuşturucudan, güce çeşitli bağımlılıklardı. Sevgi yokluğu, insanın kendinden kaçma isteği
ve içsel güçten bahseden doktor bize güzel bir reçete yazıyor: " Kendi doğanı bul ve kendine kibar davran"

Bu konuşma yerel bir TEDx organizasyonunda, TED konferanslarından bağımsız olarak yapılmıştır.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDxTalks
Duration:
18:47

Turkish subtitles

Revisions