< Return to Video

Challenge of Change

  • 0:18 - 0:22
    Tüm icat ettiğimiz,
  • 0:22 - 0:25
    kilisedeki semboller,
  • 0:25 - 0:27
    törenler,
  • 0:28 - 0:31
    hepsi düşünce tarafından oluşturuldu.
  • 0:31 - 0:35
    Düşünce bu şeyleri
    icat etti,
  • 0:35 - 0:36
    kurtarıcıyı icat etti,
  • 0:37 - 0:42
    Hindistan'daki tapınakları
    ve tapınakların içindekileri icat etti.
  • 0:43 - 0:47
    Düşünce, bütün bu kutsal denilen
    şeyleri icat etmiştir.
  • 0:48 - 0:50
    Bunu inkar edemezsiniz.
  • 0:51 - 0:55
    O halde düşünce kendi içinde
    kutsal değildir.
  • 0:57 - 1:02
    Dolayısıyla düşünce Tanrıyı
    yarattıyorsa o Tanrı kutsal değildir.
  • 1:03 - 1:05
    Öyleyse kutsal olan nedir?
  • 1:07 - 1:10
    Bu ancak şöyle...
  • 1:11 - 1:14
    anlaşılabilir veya olabilir:
  • 1:14 - 1:17
    korkudan,
  • 1:17 - 1:19
    acıdan,
  • 1:20 - 1:21
    tamamem özgürleşilirse,
  • 1:21 - 1:25
    ve de sevgi hissi var ise
  • 1:25 - 1:29
    kendine özgü zekası ile
    şefkat ile beraber.
  • 1:29 - 1:32
    Ve sonunda zihin
    tamamen sakinleştiğinde
  • 1:33 - 1:37
    o kutsal olan şey gerçekleşebilir.
  • 3:03 - 3:06
    Bir yaz günü öğleden sonra
    geç saatlerdeydi.
  • 3:07 - 3:10
    Sahilin yakınlarında,
    bir grup çocuk oynuyordu.
  • 3:11 - 3:14
    Çocuklardan biri,
    bakımsız ve aşırı zayıf olsa da
  • 3:14 - 3:16
    diğerlerinden ayrılıyordu.
  • 3:16 - 3:21
    Özel bir ışık saçtığı
    söylenebilirdi.
  • 3:21 - 3:25
    Saf ve parlak bir atmosfer
    onu çevreliyordu sanki.
  • 3:26 - 3:29
    Bu özelliklerinden dolayı
    bu çocuk diğerlerinden ayırılyordu
  • 3:29 - 3:34
    ve yaklaşan 'Dünya Öğretmeni' için
    bir araç olarak seçildi.
  • 3:35 - 3:39
    Bu keşif tek başına
    bir durum değildi...
  • 3:39 - 3:43
    çünkü insanlığın yeni bir çağa
    girdiğine inanılıyordu,
  • 3:43 - 3:48
    beraberinde yeni bir Mesih'in
    geleceği bir çağa.
  • 3:51 - 3:53
    19. yüzyılın başlarında
  • 3:53 - 3:59
    bilim, insanlığın kurtarıcısı olarak
    dinin yerini almaya başlamıştı.
  • 3:59 - 4:01
    Monolitik kilise
    bölündükçe,
  • 4:01 - 4:02
    bilim ile din arasında
    denge sağlayan
  • 4:03 - 4:06
    yeni kurumlar ortaya çıktı.
  • 4:06 - 4:09
    Bu yeni kurumlardan biri olan
    Teosofi Derneği,
  • 4:09 - 4:12
    tüm dünyaya hızlı bir şekilde
    yayılmaktaydı.
  • 4:12 - 4:15
    Dernek, Rusya doğumlu
    Helena Petrovna Blavatsky
  • 4:16 - 4:18
    ve Amerikalı Henry Steel Olcott
    tarafından kuruldu.
  • 4:18 - 4:20
    Amaçları ise,
  • 4:21 - 4:23
    eski doğu dinlerinin ardındaki
    gerçeği aramak,
  • 4:23 - 4:26
    doğanın açıklanamayan
    kanunlarını araştırmak
  • 4:26 - 4:29
    ve evrensel kardeşliği
    güçlendirmekti.
  • 4:29 - 4:33
    Bu fikirler o denli ilgi görmüştü
    ki 1881 yılı itibarı ile
  • 4:33 - 4:36
    100.000'i aşkın coşkun üyesiyle,
  • 4:36 - 4:40
    bu topluluk dünya çapında
    bir kuruma dönüştü.
  • 4:42 - 4:46
    Helena Blavatsky metafizik ilminin
    derin bir öğrencisiydi...
  • 4:46 - 4:48
    ve psişik güçleri olduğuna
  • 4:48 - 4:50
    inanan insanlar tarafından
    takip edilen biri oldu.
  • 4:52 - 4:53
    Bazılarınca şarlatan
    diye dalga geçilse de
  • 4:53 - 4:55
    aslında o ciddi
    bir yazardı...
  • 4:56 - 4:58
    ve 1888 yılında
    en iyi eseri olan
  • 4:58 - 5:03
    2 devasa ciltlik
    "Gizli Öğreti"yi yayınladı.
  • 5:04 - 5:06
    Genç gazeteci Annie Besant,
    kitabı incelemesi için
  • 5:06 - 5:10
    Londradaki Review of Reviews
    tarafından görevlendirildi.
  • 5:10 - 5:13
    Kitabın sayfalarını çevirdikçe
    okuduklarından hayrete düştü.
  • 5:14 - 5:16
    Ona, kopuk haldeki
    gerçeğin parçaları...
  • 5:16 - 5:18
    yüce bir bütünlük içinde
    artık görünür oldu.
  • 5:19 - 5:22
    Hayatının karmaşaları,
    çıkmazları ve problemleri
  • 5:22 - 5:24
    sanki yok olmuştu.
  • 5:25 - 5:26
    Birkaç hafta içinde
  • 5:26 - 5:30
    Annie Besant hayatını
    Teozofiye adamaya karar verdi.
  • 5:31 - 5:34
    Bu ani karar
    tezcanlı
  • 5:34 - 5:36
    Bayan Besant için
    olağandışı bir şey değildi.
  • 5:36 - 5:38
    Konuşmacı, eğitimci,
    feminist olarak
  • 5:39 - 5:42
    Viktorya devri İngilteresinde
    çok tanınan bir insandı.
  • 5:42 - 5:45
    Ayrıca işçi hareketinin
    oluşmasında da öncülük yapmıştı.
  • 5:46 - 5:48
    Kibritçi kızların çalıştığı
    Bryant and Mays
  • 5:48 - 5:50
    fabrikasındaki grevi
    düzenlemişti.
  • 5:50 - 5:52
    Kendisinin sosyal adalet
    duygusu,
  • 5:52 - 5:54
    onu Sidney Webb,
    George Bernard Shaw
  • 5:54 - 5:57
    ve Ramsey Mcdonald gibi
    isimlerle beraber
  • 5:57 - 5:59
    Fabian sosyalisti yapmıştı.
  • 6:02 - 6:04
    Blavatsky'nin ölümünden sonra,
  • 6:04 - 6:07
    Annie Besant topluluğun başına geçti.
  • 6:07 - 6:11
    Ve Teozofi düşüncesinin
    en etkili ismi oldu.
  • 6:11 - 6:14
    Blavatsky'nin
    hantal felsefesini alıp,
  • 6:15 - 6:17
    popüler bir harekete dönüştüren
    o oldu.
  • 6:19 - 6:23
    Dünyadaki çoğu dinler, kriz zamanlarında
    insanlığa yardım edecek
  • 6:23 - 6:27
    bir kahramandan,
    kurtarıcıdan söz eder.
  • 6:27 - 6:29
    "Gizli Öğreti" kitabında
    Blavatsky,
  • 6:30 - 6:32
    böyle bir öğretmenin
    gerçeği nasıl tanımlayacağını
  • 6:32 - 6:36
    yeni bir medeniyetin koşullarına
    göre tasvir etmişti.
  • 6:38 - 6:41
    Yıllar boyunca, bu konu
    Besant'ın aklını meşgul ediyordu.
  • 6:42 - 6:45
    1900'lerde, büyük bir ruhani liderin
    yeniden ortaya çıkmasının
  • 6:45 - 6:47
    zamanının geldiğine
    iyice ikna olmaya başladı.
  • 6:48 - 6:52
    Hatta, Hindistan, Amerika ve Avrupa'da
    gelecek dünya öğretmeni
  • 6:53 - 6:55
    üstüne konuşmalar yapıyordu.
  • 6:55 - 6:58
    Topluluk içinde
    beklentiler artmaya
  • 6:58 - 7:02
    ve binlerce insan Besant'ı
    dinlemek için toplanmaya başlamıştı.
  • 7:05 - 7:07
    Charles Webster Leadbeater
  • 7:07 - 7:09
    topluluğun etkili isimlerinden
    bir başkasıydı.
  • 7:09 - 7:12
    O ve Besant birlikte
    çok yakın çalıştılar.
  • 7:12 - 7:14
    Tıpkı yıllar önce,
    Olcott ve Blavatsky'nin
  • 7:14 - 7:18
    yaptığı gibi
    birbirlerini tamamlıyorlardı.
  • 7:20 - 7:23
    1909 yılıydı.
  • 7:23 - 7:26
    C. W. Leadbeater Hindistan'a taşındı...
  • 7:26 - 7:28
    Ve şimdi Adyar'da,
    Madras yakınındaki,
  • 7:28 - 7:31
    Teozofik Derneği'nin
    genel merkezinde yaşıyordu.
  • 7:33 - 7:35
    Her gün,
    arkadaşlarıyla beraber
  • 7:36 - 7:38
    Bengal Körfezinin
    sahilinde gezinirdi.
  • 7:39 - 7:45
    İşte orada, o genç
    Jiddu Krishnamurti keşfedildi.
  • 7:48 - 7:51
    Çocuğun zayıf,
    bakımsız görünümüne rağmen,
  • 7:52 - 7:55
    Leadbeater, çocukta öylesine
    göze çarpan bir nitelik gördü ki
  • 7:55 - 7:57
    uzun süredir beklenen kehaneti
    gerçekleştirecek
  • 7:57 - 8:01
    kişinin bu Brahman
    çocuk olduğunu ilan etti.
  • 8:01 - 8:02
    Krishnamurti'nin...
  • 8:02 - 8:07
    dünya öğretmeni olması için
    yetiştirilmeye başlandı.
  • 8:13 - 8:17
    Çocuğun annesi Sanjeevamma,
    birkaç yıl önce ölmüştü
  • 8:17 - 8:19
    ve 14 yaşındaki çocuk
    babası ve üç erkek
  • 8:19 - 8:21
    kardeşiyle beraber
    Topluluğun binasının
  • 8:21 - 8:24
    hemen dışındaki yerde
    yaşamaya başlamıştı.
  • 8:24 - 8:27
    Hayalperest çocuk
    sıtmaya yakalandı
  • 8:27 - 8:30
    ve bu hastalık onu sık sık
    okuldan mahrum etti.
  • 8:30 - 8:31
    Alçakgönüllüydü...
  • 8:31 - 8:35
    ve başkalarının tavsiyelerine
    kendini kolayca kaptırıyordu.
  • 8:35 - 8:38
    Sanki başka bir dünyada
    yaşıyor gibiydi.
  • 8:38 - 8:41
    Genellikle etrafındaki
    olaylara ilgisizdi.
  • 8:42 - 8:45
    Tuhaf bir boşluk vardı.
  • 8:48 - 8:51
    Krishnamurti ve küçük kardeşi
    Nityananda
  • 8:52 - 8:53
    birbirlerine özellikle yakındı.
  • 8:53 - 8:57
    Büyük şeyler için yetiştirilme
    fırsatından ona bahsedildiğinde,
  • 8:57 - 9:02
    Nitya yanında olmazsa
    bunu kabul etmeyeceğini söyledi.
  • 9:04 - 9:06
    27 Kasım 1909 yılında
  • 9:07 - 9:09
    Annie Besant
    Hindistan'a döndü...
  • 9:09 - 9:12
    ve ilk kez kardeşlerle
    tanıştı.
  • 9:12 - 9:13
    Aralarında şefkatli bir bağ
    oluşmuştu,
  • 9:14 - 9:17
    ve utangaç Krishnamurti'ye
  • 9:17 - 9:20
    bir anne, öğretmen ve arkadaş olmuştu.
  • 9:20 - 9:25
    Annie Besant için çocuğun
    geleceğine rehberlik etme
  • 9:25 - 9:27
    sorumluluğu
    kutsal bir ilişkiye dönüşmüştü.
  • 9:29 - 9:30
    Ve sonunda Krishnamurti'yi
  • 9:30 - 9:33
    dünyaya tanıtma zamanının
    geldiğine karar verildi.
  • 9:34 - 9:37
    Bu amaçla, Doğu Yıldızı Örgütü
    oluşturuldu.
  • 9:38 - 9:40
    Başında ismen Krishnamurti'nin
    olduğu bu örgüt,
  • 9:40 - 9:41
    Annie Besant'ın rehberliğinde
  • 9:42 - 9:44
    dünya öğretmenini
    ve söylemlerini
  • 9:44 - 9:49
    kabul ettirme umuduyla üyeleri
    hazırlamaya başladı.
  • 9:50 - 9:53
    Aynı yıl, Benareste yapılan
    Teozofi Kongresinde
  • 9:54 - 9:57
    yaklaşık 400 yeni üye
    Yıldız Örgütüne katıldı.
  • 9:58 - 9:59
    Üyeler Mesihin
    gelişiyle ilgili
  • 10:00 - 10:03
    konuşurken, ufukta muhteşem
    bir gelecek resmediliyordu.
  • 10:03 - 10:07
    Yeni üyeler, duygu seliyle
    çocuğun ayaklarına kapandılar.
  • 10:07 - 10:11
    Besant, Krishnamurti'nin
    dünya öğretmenliği için
  • 10:11 - 10:15
    gerçekten bir aracı olduğunu
    resmen açıkladı.
  • 10:15 - 10:19
    1911'in sonlarında
    her şey düzenlenmiş
  • 10:19 - 10:23
    ve çocuğun kaderi
    neredeyse planlanmıştı.
  • 10:26 - 10:30
    Çocukların babası Narianiah,
    hemen ikna olmadı.
  • 10:30 - 10:34
    Bu tanrılaştırma, onu Hindistan'da
    kolayca alay konusu yapabilirdi.
  • 10:34 - 10:37
    Bu yüzden Besant'ı onların
    vasiliğinden men etmekle tehdit etti.
  • 10:38 - 10:39
    Besant hemen müdahale etti.
  • 10:39 - 10:42
    İngiliz eğitiminin avantajlarını
    açıkladı ve çocuklarının
  • 10:42 - 10:44
    Oxford
    mezunu olmasının
  • 10:44 - 10:48
    özel avantajlarını
    vurguladı.
  • 10:50 - 10:54
    19 Ocak 1912 de Narianiah,
    Krishnamurti ve Nitya'nın
  • 10:55 - 10:59
    İngiltere'ye götürülmesine izin veren
    belgeyi imzaladı.
  • 10:59 - 11:01
    Bu ayrılığın 10 yıl süreceğinden
  • 11:01 - 11:04
    ve uzun bir dava konusu
  • 11:04 - 11:07

    olacağından habersizdi.
  • 11:20 - 11:24
    İngiltereye varış haberleri
    çabucak yayıldı.
  • 11:24 - 11:26
    Charing Cross İstasyonunda
  • 11:26 - 11:29
    büyük bir kalabalık
    gelen grubu karşılamak için hazırdı.
  • 11:30 - 11:34
    Bir İngiliz Teozofist,
    Krishnamurti'yi şöyle tanımlıyordu:
  • 11:34 - 11:40
    ''Neredeyse omuzlarına kadar gelen
    uzun, siyah saçlarıyla
  • 11:40 - 11:45
    ve boş bakan, inanılmaz
    siyah gözleriyle, tuhaf bir endam''
  • 11:52 - 11:54
    Avrupa'ya ilk kez
    gittiğimde,
  • 11:54 - 11:58
    zengin, iyi eğitimli
    ve toplumda sosyal gücü olan
  • 11:58 - 12:02
    insanların arasında yaşadım.
  • 12:02 - 12:06
    İnsanların yüzlerini izleyerek
    sokaklarda gezindim.
  • 12:06 - 12:08
    Tiyatrolara gittim.
  • 12:08 - 12:13
    İnsanların mutsuzluklarını unutmak için
    kendilerini nasıl eğlendirdiklerini gördüm
  • 12:13 - 12:17
    Politik, sosyal ve dini güce sahip
    insanlar gördüm.
  • 12:17 - 12:21
    Genç insanların
    eğlencelerini izledim.
  • 12:22 - 12:24
    Fakirlerin yaşadığı yerlere gidip
  • 12:24 - 12:28
    onlara hizmet etmeyi isteyen
    insanlar gördüm.
  • 12:28 - 12:30
    Yardım etmek istiyorlardı
  • 12:30 - 12:33
    ama kendilerinin
    yardıma ihtiyacı vardı.
  • 12:35 - 12:39
    Eğer sen de o hastalığa
    tutulmuşsan,
  • 12:39 - 12:41
    başkalarını nasıl iyileştirebilirsin ki?
  • 12:42 - 12:44
    Her şeyi sorguladım...
  • 12:44 - 12:48
    Çünkü olayları kendim
    keşfetmek istiyordum.
  • 12:51 - 12:53
    Annie Besant, Londra'daki
    Queen's Hall'da
  • 12:53 - 12:55
    üç heyecan verici
    konferans verdi.
  • 12:56 - 12:58
    Hareket, güç topluyordu.
  • 12:59 - 13:00
    Besant Hindistan'a döndüğünde,
  • 13:00 - 13:04
    bir sürü öğretmen eşliğinde
    çocuğun eğitimi başladı.
  • 13:04 - 13:05
    Genç adamın
    etrafı sürekli
  • 13:05 - 13:09
    öğretmenler ve dikkatli müritler
    tarafından sarılmıştı.
  • 13:09 - 13:14
    Hiç yalnız kalamıyor,
    normal bir yaşamı arzuluyordu.
  • 13:14 - 13:15
    Hoşnutsuzluğu gittikçe artıyor
  • 13:16 - 13:20
    ve hazırlandığı role olan
    tüm ilgisini kaybediyordu.
  • 13:24 - 13:28
    1914 yazında,
    İngiltere Büyük Savaş'a girdi.
  • 13:28 - 13:32
    İletişim olanakları çöktü
    ve çocuğun inzivası yoğunlaştı.
  • 13:32 - 13:35
    Krishnamurti gittikçe
    daha çok rahatsız olmaya başladı.
  • 13:35 - 13:39
    Annie Besant
    sık sık ona yazıyor,
  • 13:39 - 13:43
    mutluluğun sadece önündeki
    işte saklı olduğunu hatırlatıyordu.
  • 13:43 - 13:46
    Besant'a karşı derin bir sevgi
    ve sadakat hissetmesine rağmen,
  • 13:46 - 13:51
    içsel olarak
    sessiz bir devrim gelişiyordu.
  • 13:54 - 13:58
    Her şeye karşı uzun süredir
    bir başkaldırı içerisindeyim:
  • 13:58 - 14:02
    Başkalarının otoritesine karşı,
    başkalarının yönlendirmesine karşı,
  • 14:02 - 14:03
    başkalarının bilgilerine karşı.
  • 14:04 - 14:07
    Kendi başıma bulana kadar
    hiçbir şeyi
  • 14:07 - 14:11
    gerçek olarak
    kabul etmedim.
  • 14:11 - 14:13
    Diğerlerinin fikirlerine
    asla karşı çıkmadım.
  • 14:13 - 14:16
    Fakat onların otoritelerini
  • 14:16 - 14:18
    ya da hayat görüşlerini
    kabul etmedim.
  • 14:18 - 14:21
    O başkaldırma halinde
    olana kadar,
  • 14:21 - 14:24
    her şeyden,
    her dogma ve her inançtan
  • 14:24 - 14:29
    hoşnutsuz olana kadar,
  • 14:29 - 14:32
    gerçeği bulamayacaktım.
  • 14:36 - 14:40
    Kardeşler üniversite sınavlarını
    geçmek için çok sıkı çalıştı.
  • 14:40 - 14:42
    Nitya fazla zorluk çekmedi,
  • 14:42 - 14:45
    fakat Krishnamurti yavaş ve
    ilgisiz bir öğenciydi.
  • 14:45 - 14:47
    Ne Oxford'e ne de Cambridge'ye
    kabul edilmeyeceği
  • 14:48 - 14:52
    kesin olarak anlaşılınca
    herkes hayal kırıklığına uğradı.
  • 14:55 - 14:57
    1918 yılında savaşın bitmesi
  • 14:57 - 15:01
    Teozofistlerin daha aktif
    çalışmasına yol açtı.
  • 15:01 - 15:04
    Hindistan'da, Annie Besant
    politik hareketler
  • 15:04 - 15:07
    ve eğitimle ilgili sorunlarla
    oldukça meşguldu.
  • 15:07 - 15:10
    Gandhi ve diğerleriyle beraber,
    Hindistan'ın bağımsızlığı için
  • 15:10 - 15:12
    uğraş verenlerin başında geliyordu.
  • 15:12 - 15:14
    Fakat söylevlerinde,
  • 15:14 - 15:18
    dünya öğretmeninin ve insanlık
    için mesajının önemini
  • 15:18 - 15:20
    vurgulamaya devam ediyordu.
  • 15:21 - 15:24
    Krishnamurti yavaş olgunlaşıyordu
  • 15:24 - 15:27
    ve anavatanından 10 yıl
    uzak kaldıktan sonra,
  • 15:27 - 15:31
    sonunda çalışmalarına Adyar'da
    başlamansına karar verildi.
  • 15:31 - 15:34
    Aralık ayının sonlarına doğru
    kardeşler Bombay'a vardılar.
  • 15:34 - 15:37
    Besant için uzun süredir
    beklenen gün gelmişti...
  • 15:38 - 15:41
    çocuk olarak geride bıraktığı
    iki kardeşin,
  • 15:41 - 15:43
    yetişkin olarak
    dönmeleriyle beraber.
  • 15:49 - 15:51
    Hindistan'a geldiğimde,
    oradaki insanların da
  • 15:51 - 15:54
    aynı şekilde
    kendilerini kandırdıklarını,
  • 15:54 - 15:56
    eski geleneklerini
    devam ettirdiklerini,
  • 15:56 - 15:59
    kadınlara zalimce
    davrandıklarını gördüm.
  • 16:00 - 16:02
    Aynı zamanda da kendilerini
    çok dindar olarak görüyorlardı
  • 16:03 - 16:05
    ve yüzlerini
    küllerle boyuyorlardı.
  • 16:06 - 16:10
    Hindistan, dünyanın en kutsal
    kitaplarına sahip olabilir,
  • 16:10 - 16:12
    en iyi filozoflara
    sahip olabilir,
  • 16:13 - 16:16
    geçmişte muhteşem tapınaklar
    inşa etmiş olabilir
  • 16:16 - 16:21
    ama bunların hiçbiri bana
    istediğim şeyi vermedi.
  • 16:24 - 16:26
    Yıldız Örgütünün
    başkanı olarak
  • 16:26 - 16:29
    utangaç genç adam
    kendini işine verdi.
  • 16:29 - 16:32
    Star yayınları için sayısız
    kitap ve makale yazdı.
  • 16:33 - 16:37
    Yapılması gereken konuşmalar,
    gidilmesi gereken toplantılar vardı.
  • 16:39 - 16:41
    Hindistan, İngiltere
    Avustralya, Avrupa'da
  • 16:41 - 16:46
    konuşmalar yapan
    kardeşlerin programı çok ağırdı.
  • 16:47 - 16:50
    Bu seyahatler Nitya'ya
    ağır geldi.
  • 16:50 - 16:54
    Hastalandı ve kendisine
    tüberküloz teşhisi kondu.
  • 16:54 - 16:56
    Veremliler için uygun
    ikliminden dolayı
  • 16:56 - 16:58
    ve iyileşme için ideal
    bir yer olduğundan,
  • 16:58 - 17:01
    Kaliforniya, Nitya için
    dinlenme yeri olarak seçildi.
  • 17:01 - 17:04
    1922 yazında,
  • 17:04 - 17:06
    Ojai Vadisindeki
    küçük bir kır evinin kiralanması,
  • 17:06 - 17:11
    genç adamları ilk kez
    Amerika'ya getirmiş oldu.
  • 17:11 - 17:13
    Bayan Besant'a yazdığı mektupta
  • 17:13 - 17:16
    Nitya, yeni çevrelerini
    şöyle anlatıyordu:
  • 17:17 - 17:20
    ''Şeftali bahçeleri ve
    portakal ağaçlarının
  • 17:20 - 17:22
    olduğu uzun, dar vadide
    evimiz yeralıyor.
  • 17:22 - 17:27
    Parlayan sıcak güneş her gün
    bize Adyar'ı hatırlatıyor.
  • 17:28 - 17:32
    Kızılderililer, vadimize Ojai,
    ya da yuva diyorlar.
  • 17:32 - 17:37
    Ve yüzyıllardır, burayı
    sığınak olarak kullanmıs olmalılar.''
  • 17:37 - 17:41
    Bir süre için Nitya
    iyileşiyor gibiydi.
  • 17:41 - 17:44
    Fakat belki de en önemlisi,
    kardeşlerin yalnız olmalarıydı.
  • 17:44 - 17:48
    Mahremiyet, çocukluklarından beri
    onlardan esirgenen bir lüks olmuştu.
  • 17:48 - 17:51
    Ama şimdi vadinin
    bu sessizliği içinde
  • 17:51 - 17:54
    Krishnamurti, kendiyle baş başa kalmak
    için bir fırsat yakalamıştı.
  • 17:54 - 17:56
    Tepelerde tek başına gezindi,
  • 17:56 - 18:00
    portakal bahçeleri ve
    fundalıklar arasında tırmandı.
  • 18:00 - 18:04
    Günler geçtikçe, tuhaf bir
    huzursuzluk ona hakim oldu.
  • 18:04 - 18:09
    Hastalandı ve yoğun bir acıyla beraber
    boğucu ateşten mustarip oldu.
  • 18:09 - 18:11
    Bu tuhaf durum
    yoğunlaştıkça,
  • 18:11 - 18:13
    bilincini kaybettiği
    zamanlar bile oluyordu.
  • 18:13 - 18:17
    Huzursuz ve yüksek ateşli olmasına rağmen
    tek başına gezmekte ısrar ettiyse de
  • 18:18 - 18:20
    kır evinin yakınındaki
  • 18:20 - 18:24
    genç biber ağacının altında
    dinlenmek zorunda kaldı.
  • 18:25 - 18:28
    Ve işte orada,
    gecenin hareketsizliğinde,
  • 18:28 - 18:31
    o insan aklını aşan,
    hayatını temellerinden sarsan
  • 18:31 - 18:36
    olay gerçekleşti.
  • 18:43 - 18:47
    Ağaçların arasından geçen
    rüzgarı hissedebiliyordum,
  • 18:47 - 18:51
    ve çimenin üstündeki
    o küçük karıncayı,
  • 18:51 - 18:53
    kuşları hissedebiliyordum,
  • 18:53 - 18:55
    ve de tozu.
  • 18:56 - 18:59
    Ve her bir ses benim bir parçamdı.
  • 19:00 - 19:02
    Her şeyin içindeydim.
  • 19:03 - 19:05
    Ya da daha doğrusu her şey
  • 19:05 - 19:07
    benim içimdeydi.
  • 19:08 - 19:10
    Yaşadığım şey karşısında,
  • 19:10 - 19:12
    inanılmaz derecede mutluydum.
  • 19:13 - 19:16
    Hiçbir şey bir daha
    aynı olamazdı.
  • 19:16 - 19:20
    Hayat pınarının saf ve
    temiz suyundan içmiştim.
  • 19:20 - 19:23
    Ve susuzluğum dinmişti.
  • 19:24 - 19:26
    Bir daha asla
    susamış olamam.
  • 19:26 - 19:30
    Asla mutlak
    karanlıkta kalamam.
  • 19:32 - 19:34
    Bütün acı ve kederi iyileştiren
  • 19:34 - 19:38
    o şefkate dokundum.
  • 19:40 - 19:43
    Kendim için değil,
  • 19:44 - 19:46
    dünya için.
  • 19:53 - 19:55
    Yeni kavrayışını anlatmak için
  • 19:55 - 19:58
    Krishnamurti, dünya çapında
    bir konuşma turuna başladı.
  • 19:59 - 20:01
    Değişim çok açıktı.
  • 20:07 - 20:10
    Her yerde,
    tüm insanlar arasında,
  • 20:10 - 20:13
    gizli kalmış bir şeyin
    arayışı vardı.
  • 20:13 - 20:15
    Büyük bir bilgi,
  • 20:16 - 20:18
    ulu bir görüş,
  • 20:19 - 20:20
    ulu bir anlayış verecek olan
  • 20:20 - 20:22
    bir idrak arayışı.
  • 20:22 - 20:25
    Bu insanların 'gerçek' dediği şeydi.
  • 20:26 - 20:30
    Onlar gerçeğin
    uzak diyarlarda,
  • 20:30 - 20:32
    hayattan,
  • 20:32 - 20:34
    mutluluktan,
  • 20:34 - 20:37
    acıdan uzakta bir yerlerde
    saklı olduğunu sanıyorlar.
  • 20:37 - 20:40
    Fakat gerçek,
    hayatın ta kendisidir.
  • 20:42 - 20:45
    Yaşamın kavranması ile
    ancak
  • 20:45 - 20:49
    gerçeğin anlaşılması
    mümkün olur.
  • 21:01 - 21:03
    Bir seyahat sırasında
    ani bir kanama,
  • 21:04 - 21:05
    Nitya'nın sağlığı için
    tekrar endişeye yol açtı
  • 21:05 - 21:09
    Zayıftı, ateşi yüksekti
    ve acı çekerek öksürüyordu.
  • 21:09 - 21:11
    Kardeşlerin tekrar,
    Ojai Vadisinin
  • 21:12 - 21:14
    kuru iklimine
    dönmesine karar verildi.
  • 21:14 - 21:17
    Kaliforniya'ya varınca
    Nitya iyileşir gibi oldu.
  • 21:17 - 21:20
    Krishnamurti, Besant tarafından
    Teozofistlerin
  • 21:20 - 21:21
    50. yıldönümü için,
  • 21:21 - 21:23
    Hindistan'a çağrıldığında,
  • 21:23 - 21:26
    istemeyerek de olsa kabul etti.
  • 21:27 - 21:30
    İki kardeşin arasındaki bağ
    hiç olmadığı kadar güçleniyordu.
  • 21:30 - 21:33
    Yapılacak işler için
    Nitya'nın önemi
  • 21:33 - 21:34
    sorgulanamayacak
    derecede fazlaydı
  • 21:34 - 21:38
    ve bu yüzden yaşaması
    çok önemliydi.
  • 21:38 - 21:42
    Krishnamurti yoldayken, Nitya'nın grip
    olduğunu yazan bir telgraf ulaştı.
  • 21:42 - 21:48
    Daha sonraki telgraf şöyle diyordu:
    "Grip oldukça ciddi, benim için dua et."
  • 21:49 - 21:51
    13 Kasımda
  • 21:51 - 21:54
    gemi Suez Kanalına girerken
  • 21:54 - 21:58
    Nitya'nın ölümünü haber veren
    telgraf ulaştı.
  • 22:03 - 22:06
    Bu haber Krishnamurti'yi
    tamamen alt üst etti.
  • 22:06 - 22:10
    Dahası,
    tüm yaşam felsefesi,
  • 22:10 - 22:12
    geleceğe dair
    tam olan inancı,
  • 22:12 - 22:15
    ve Nitya'nın bunlardaki
    hayati önemi,
  • 22:15 - 22:19
    o anda hepsi paramparça
    olmuş gibiydi.
  • 22:23 - 22:24
    Eski bir hayal...
  • 22:25 - 22:26
    ölmüştü...
  • 22:26 - 22:29
    ve yenisi doğmak üzereydi.
  • 22:31 - 22:33
    Yeni bir görüş ortaya çıkıyordu.
  • 22:33 - 22:38
    Ve yeni bir bilinç
    baş gösteriyordu.
  • 22:38 - 22:41
    Artık hiç olmadığı kadar kesin
    bir şekilde biliyorum ki
  • 22:41 - 22:44
    yaşamda
    gerçek güzellik var.
  • 22:44 - 22:46
    Gerçek mutluluk...
  • 22:46 - 22:50
    herhangi bir fiziksel olay
    sebebiyle bozulamayan
  • 22:50 - 22:52
    Olup biten olaylar
  • 22:52 - 22:56
    karşısında gücünü yitirmeyen,
    büyük bir kuvvet.
  • 22:57 - 22:58
    Ve sonsuz,
  • 22:59 - 23:01
    bozulmayan,
  • 23:01 - 23:02
    ele geçirilemeyen
  • 23:03 - 23:05
    müthiş bir sevgi.
  • 23:09 - 23:11
    Krishnamurti Madras'a vardığında,
  • 23:11 - 23:14
    çehresi sessiz ve parlaktı.
  • 23:15 - 23:17
    1925'deki Jubile Kongresinde
  • 23:17 - 23:22
    Teozofi Topluluğunun
    50. yıldönümü kutlanıyordu.
  • 23:22 - 23:24
    4 gün süren toplantılara
    binlerce kişi katıldı
  • 23:24 - 23:26
    ve dünyanın
    farklı yerlerinden
  • 23:26 - 23:29
    gazeteler de bu gelişmeleri
    heyecanla bildirdiler.
  • 23:29 - 23:32
    Kongrenin ardından
    Yıldız Kongresi yapıldı.
  • 23:32 - 23:37
    Bu zamana kadar Doğu Yıldızı Örgütü
    45.000 üyeye ulaşmıştı.
  • 23:39 - 23:43
    Adyar'ın devasa hint inciri
    ağacının (banyan) dalları altında
  • 23:43 - 23:46
    Krishnamurti, dünya öğretmeni
    üstüne konuşuyordu.
  • 23:47 - 23:51
    Alacakaranlıkta, ifadesi
    güçlü ve sertti,
  • 23:51 - 23:55
    sanki ruhun derinliğine bakar gibi
    gözleri yarı kısıktı.
  • 23:57 - 24:00
    O konuştukça, dinleyiciler arasına
    derin bir sessizlik yayıldı.
  • 24:00 - 24:03
    Bazıları etrafını bir ışığın
    çevrelediğini düşündü.
  • 24:03 - 24:05
    Ve birçoğu, bizzat Mesihin
  • 24:05 - 24:09
    huzurunda olduklarına
    inanıyorlardı.
  • 24:09 - 24:12
    Genç adam, derin bir bölünmenin
    de odağı olmaya başlamıştı
  • 24:12 - 24:15
    Binlerce insan onu dünya öğretmeni
    olarak kabul ederken,
  • 24:15 - 24:20
    diğerleri, ona gösterilen ilgi
    ve hayranlıktan rahatsız oluyordu.
  • 24:21 - 24:23
    Birkaç yıl önce
    Hollanda'da,
  • 24:23 - 24:26
    Baron Phillip van Pallandt,
    ailesinden miras kalan
  • 24:27 - 24:29
    Eerde Şatosunu,
    Yıldızı Örgütü'ne vermişti.
  • 24:29 - 24:33
    Bu 18. yüzyıldan kalma şatoyu,
    2000 hektarlık ağaçlık alan çevreliyordu.
  • 24:33 - 24:35
    Şato, küçük grupların
  • 24:35 - 24:40
    yıllık buluşmaları için
    toplanma yerine dönüştürülmüştü.
  • 24:43 - 24:46
    Krishnamurti'deki
    değişim,
  • 24:46 - 24:49
    bir hafta sonra 1926 yılındaki
    Ommen Yıldız kampında,
  • 24:49 - 24:52
    daha da belirginleşecekti.
  • 24:52 - 24:54
    Eerde Şatosu yakınlarındaki
  • 24:54 - 24:59
    Ommen Kampı, her ülkeden
    2 binin üzerinde insanı çekmeyi başardı.
  • 25:00 - 25:04
    Toplantılar ve yemekler için
    devasa çadırlar vardı.
  • 25:04 - 25:05
    Söylevler veriliyordu.
  • 25:05 - 25:07
    Ve her akşam...
  • 25:07 - 25:12
    Krishnamurti açık havadaki ateşin
    etrafında, kalabalığa sesleniyordu:
  • 25:16 - 25:19
    Mutlu olmak için,
    dinlere ihtiyacımız var mı?
  • 25:20 - 25:21
    Sevmek için,
  • 25:21 - 25:24
    tapınaklar mı yapmamız gerekiyor?
  • 25:24 - 25:28
    Gerçek, ne tapınakların
    karanlık mabetlerinde,
  • 25:28 - 25:32
    ne de örgütlenmiş toplumların iyi
    aydınlatılmış konaklarında bulunabilir.
  • 25:32 - 25:37
    Ne kitaplarda,
    ne de törenlerde bulunabilir.
  • 25:38 - 25:42
    Rüzgarın gürlediği, dalgaların
    birbiriyle çarpıştığı
  • 25:42 - 25:44
    denize doğru bir gidin.
  • 25:44 - 25:47
    Tüm bu güzelliği toplayıp,
    hapsetmek mi istiyorsunuz
  • 25:47 - 25:50
    dar bir tapınağa?
  • 25:50 - 25:53
    Zihninizin ya da
    kalbinizin
  • 25:53 - 25:55
    bir şeye ya da
    birine bağlanmasına
  • 25:55 - 25:56
    asla izin vermeyin.
  • 25:57 - 25:58
    Eğer izin verirseniz,
  • 25:58 - 26:01
    başka bir din,
  • 26:01 - 26:03
    başka bir tapınak
    kurmuş olacaksınız.
  • 26:04 - 26:06
    Küçük tanrılar yaratıp
  • 26:06 - 26:09
    bunlara türbelerde tapınmamalısınız.
  • 26:09 - 26:13
    Güneşe sahipken
  • 26:13 - 26:16
    bir mum ışığında ibadet
    etmeyi kim ister ki?
  • 26:23 - 26:26
    Krishnamurti'nin hakkikat üstüne
    olan görüşünü
  • 26:26 - 26:27
    sadece Teozofinin usul
    ve yapısıyla değil
  • 26:27 - 26:31
    örgütlü tüm dinlerinki
    ile de bağdaştırmak
  • 26:31 - 26:33
    gittikçe güçleşiyordu.
  • 26:33 - 26:36
    Ruhsal otoriteyi
    reddedişi....
  • 26:36 - 26:40
    topluluğa ve onun daimi üyelerine
    karşı bir tehditti.
  • 26:40 - 26:41
    Topluluk çökme aşamasına gelirken,
  • 26:41 - 26:43
    ortada çok açık bir düşmanlık vardı.
  • 26:43 - 26:47
    Sınırlar çizilmişti: Bazıları açıkça
    onun yanında yer alırken,
  • 26:47 - 26:51
    diğerleri topluluğun değerli inançlarına
    sıkı sıkıya bağlıydılar.
  • 26:52 - 26:54
    1911' dan beri
    Krishnamurti'ye yakın olan
  • 26:54 - 26:56
    Lady Emily Lutyens
  • 26:56 - 27:00
    birçok kişinin hissettiği
    bu şaşkınlığı şöyle paylaşıyordu:
  • 27:00 - 27:02
    ''Ne kadar tuhaf'' diyordu,
  • 27:02 - 27:05
    ''17 yıl boyunca dünya öğretmeninin
    gelmesini bekledik...
  • 27:05 - 27:09
    ve şimdi o konuştuğunda
    ya üzülüyoruz ya da sinirleniyoruz.
  • 27:09 - 27:14
    Kendi işimizi kendimizin
    halletmesini sağlıyor.
  • 27:14 - 27:17
    Bu ondan bekleyeceğimiz
    en son şeydi.''
  • 27:21 - 27:25
    1928 yılının mayısında,
    Güney Kaliforniya'nın her daim yeşil olan
  • 27:25 - 27:28
    meşe ağaçlarının altında,
    ilk Ojai Yıldız Kampı yapıldı.
  • 27:28 - 27:31
    Fakat her yeni konuşma
    ve buluşma ile
  • 27:31 - 27:35
    ayrılıklar daha çok
    günyüzüne çıktı.
  • 27:37 - 27:40
    Kötüye giden sağlığı yüzünden
    Annie Besant,
  • 27:40 - 27:42
    resmi randevularını iptal etmek
    zorunda kaldı.
  • 27:42 - 27:45
    Fakat Krishnamurti'nin
    söyledikleriyle
  • 27:45 - 27:49
    Teozofiyi bağdaştırmaya
    yine de devam etti.
  • 27:49 - 27:51
    Eski Hindu yazıtlarından
    alıntılar yapıyordu:
  • 27:52 - 27:55
    'Bütün yollar aynı ruhsal
    amaca çıkar.'
  • 27:55 - 28:00
    Fakat çabalarına rağmen,
    ayrılıklar arttı.
  • 28:01 - 28:03
    Kibar basmakalıp
    sözlere yer yoktu.
  • 28:04 - 28:07
    Varolan dinlerin birleştiriciliği
    söz konusu değildi.
  • 28:07 - 28:10
    'Törenler ve örgütlü dinler
    birer engel,
  • 28:10 - 28:13
    gerçeğe karşı dikkat dağıtan
    birer unsur' diyordu.
  • 28:14 - 28:15
    Hiçbir yöntem sunmadı.
  • 28:15 - 28:17
    Takip edilecek adımlar,
  • 28:17 - 28:21
    ruhsal gelişmeyi garantileyecek
    bir sistem yoktu.
  • 28:21 - 28:24
    Gerçeğe dair algısı
    kesindi.
  • 28:32 - 28:35
    Hollanda'da
    3 Ağustos 1929'da,
  • 28:35 - 28:36
    Ommen Toplantısı sırasında
  • 28:36 - 28:40
    Besant ve 3000'in üzerinde
    Yıldız üyesinin huzurunda
  • 28:41 - 28:44
    Krishnamurti
    Yıldız Örgütü'nü dağıttı.
  • 28:44 - 28:48
    Böylece kendisi için söylenen
    tüm iddialardan özgürleşmiş oldu.
  • 28:54 - 28:56
    Bana göre,
  • 28:57 - 28:59
    gerçeğin yolu yoktur.
  • 29:00 - 29:03
    ve ona herhangi bir yol,
  • 29:03 - 29:05
    bir din,
  • 29:05 - 29:06
    bir tarikat,
  • 29:07 - 29:10
    ya da başka bir şey
    aracılığı ile ulaşamazsınız.
  • 29:10 - 29:11
    Bu benim bakış açım.
  • 29:11 - 29:14
    Ve ben buna, kesinlikle
  • 29:14 - 29:17
    ve kayıtsız şartsız bağlıyım.
  • 29:17 - 29:19
    Gerçek,
  • 29:19 - 29:21
    sınırsız,
  • 29:21 - 29:23
    koşulsuzdur
  • 29:23 - 29:27
    ve gerçeğe
    herhangi bir yolla ona ulaşılamaz.
  • 29:27 - 29:29
    O düzenlenemez.
  • 29:30 - 29:32
    Ya da herhangi bir kurum
    oluşturulamaz:
  • 29:32 - 29:37
    belirli bir yolu takip için
    sizi zorlayarak veya yöneterek
  • 29:38 - 29:41
    Eğer bu amaçla bir
    kurum oluşturulursa,
  • 29:41 - 29:43
    bu bir kösteğe,
  • 29:43 - 29:46
    bir zayıflığa, bir esarete
    dönüşür
  • 29:46 - 29:48
    ve bireyi felç eder
  • 29:48 - 29:50
    ve onu koşulsuz,
  • 29:50 - 29:54
    mutlak gerçeği
    keşfetmekten alıkoyar.
  • 29:56 - 30:00
    Başka kurumlar oluşturabilir,
    ve başka birini bekleyebilirsiniz.
  • 30:00 - 30:02
    Ben bununla ilgilenmiyorum.
  • 30:03 - 30:05
    İlgilendiğim tek şey
  • 30:05 - 30:07
    insanı
  • 30:07 - 30:09
    tamamen
  • 30:09 - 30:11
    ve koşulsuz olarak
  • 30:12 - 30:14
    özgür kılmaktır.
  • 30:43 - 30:45
    Bütün dinler
  • 30:46 - 30:50
    her zaman, sadece bizim
    yolumuz,
  • 30:50 - 30:51
    bizim kurtarıcımız,
  • 30:53 - 30:54
    bizim sistemimiz,
  • 30:55 - 30:56
    bizim inancımız,
  • 30:56 - 30:58
    bizim törenlerimiz var
    deyip durdu...
  • 30:59 - 31:03
    ve sadece bunlarla
    kurtuluşu bulacağınız söylendi.
  • 31:04 - 31:07
    Bu,
  • 31:07 - 31:08
    bütün dinlerin
  • 31:09 - 31:10
    değişmez şarkısı oldu.
  • 31:14 - 31:17
    Yıllar, yıllar önce
  • 31:18 - 31:20
    şöyle bir şey demiştim,
  • 31:20 - 31:22
    öylesine,
  • 31:22 - 31:24
    doğruydu ki,
  • 31:24 - 31:25
    doğru ki,
  • 31:27 - 31:28
    hakikate giden bir yol yoktur.
  • 31:28 - 31:32
    Hakikat onlara göre
    sabit bir nokta.
  • 31:33 - 31:36
    Ve eğer sabit bir noktaysa
    ona giden
  • 31:36 - 31:38
    birçok yol bulabilirsiniz.
  • 31:39 - 31:43
    Ama ya sabit bir şey değil de
    hareket eden, canlı bir şeyse
  • 31:43 - 31:46
    -hareketlilik anlamında-
    dünyada...
  • 31:47 - 31:50
    zaman ait olmayan
    -ki o başka bir konu-
  • 31:50 - 31:54
    o zaman doğal olarak
    ona giden bir yol olmayacaktır.
  • 31:54 - 31:55
    Ama görüyorsunuz,
  • 31:55 - 31:59
    biz böylesine
    tehlikeli bir görüş
  • 32:02 - 32:03
    istemiyoruz.
  • 32:03 - 32:06
    Biz her şeyi sabit istiyoruz.
  • 32:07 - 32:11
    Her şeyin bir sonu olsun istiyoruz.
  • 33:05 - 33:08
    Bir soruyla
    devam etmek istiyorum.
  • 33:10 - 33:12
    İnsanın kendi içinde
  • 33:14 - 33:16
    derin ve radikal
  • 33:16 - 33:19
    bir değişim geçirmesi gerekliliği
  • 33:20 - 33:24
    ne anlama geliyor?
  • 33:28 - 33:31
    Soruyoruz, temel
  • 33:31 - 33:33
    psikolojik bir devrime
  • 33:33 - 33:38
    yol açmak
    mümkün müdür?
  • 33:40 - 33:42
    Derin, sonu olmayan
  • 33:43 - 33:45
    geri dönülemez bir değişim,
  • 33:46 - 33:47
    dönüşüm.
  • 33:49 - 33:52
    Eğer sınırlı,
  • 33:54 - 33:55
    kontrollü,
  • 33:56 - 33:57
    sığ
  • 33:58 - 33:59
    yaşıyorsanız,
  • 34:00 - 34:03
    tüm insanlığın
  • 34:03 - 34:04
    bir parçası olduğunuz
  • 34:05 - 34:08
    gerçeğini anlamak
    çok ama çok zordur.
  • 34:09 - 34:10
    İçinizde
  • 34:10 - 34:12
    tüm insanlık var.
  • 34:16 - 34:17
    Siz,
  • 34:17 - 34:20
    bir insan olarak,
  • 34:21 - 34:23
    dünyanın bir parçasısınız.
  • 34:26 - 34:28
    Siz dünyasınız.
  • 34:29 - 34:30
    Bu bir fikir değil.
  • 34:32 - 34:34
    Sebep-sonuç analizi şeklinde
    ve birinin
  • 34:34 - 34:39
    'evet bu çok doğru' dediği
    entellektüel bir olgu olarak değil.
  • 34:39 - 34:43
    Tersine, bir gerçek olarak,
  • 34:44 - 34:50
    siz, bir insan olarak,
    tüm insanlığı temsil ediyorsunuz.
  • 34:51 - 34:52
    Acı çekiyorsunuz.
  • 34:54 - 34:55
    Sıkıntılısınız.
  • 34:55 - 34:58
    Emin değilsiniz,
    kafanız karışık,
  • 34:59 - 35:01
    şikayetçisiniz,
  • 35:02 - 35:04
    korku dolusunuz,
  • 35:06 - 35:08
    incinmişsiniz,
    siz herşeysiniz.
  • 35:08 - 35:11
    Ve her bir insanda bunlar var.
  • 35:13 - 35:15
    Yani sizin bilinciniz
  • 35:15 - 35:19
    tüm insanlığın bilincidir.
  • 35:20 - 35:22
    Şimdi, acıya son vermek
  • 35:23 - 35:25
    mümkün mü?
  • 35:26 - 35:31
    Eğer tüm insanlığın
    temsilcisi olan
  • 35:32 - 35:35
    bir kişide acı
    son bulursa,
  • 35:36 - 35:41
    bu bitiş tüm insanlığın
    bilincini etkiler.
  • 35:43 - 35:46
    Söylediğim şeyleri öylece
    kabul etmeyin.
  • 35:46 - 35:48
    Keşfedin,
    sınayın !
  • 35:51 - 35:55
    Bu, gözlem yapmak için özgür
    olmanız anlamına geliyor.
  • 36:00 - 36:02
    Herhangi bir istek, bir özlem,
  • 36:02 - 36:05
    bir baskı olmaksızın gözlem yapmak
    -bilirsiniz işte.
  • 36:05 - 36:09
    Hoş bir çiçeği
    gözlemlemek gibi.
  • 36:13 - 36:20
    Tüm dünyada insanların şu basit
    gerçeği neden göremediklerini
  • 36:20 - 36:21
    merak ediyorum:
  • 36:21 - 36:26
    Eğer milletler olarak
    bölünmüşseniz,
  • 36:26 - 36:30
    dünyaya barış
    getiremezsiniz.
  • 36:33 - 36:36
    Dünyada
  • 36:37 - 36:38
    bir düzen istiyoruz.
  • 36:38 - 36:41
    Politik, dini,
  • 36:41 - 36:44
    ekonomik, sosyal bir düzen.
  • 36:44 - 36:48
    Birbirimizle olan ilişkilerimizde
    bir düzen istiyoruz.
  • 36:48 - 36:50
    Biraz barış istiyoruz.
  • 36:50 - 36:53
    Biraz anlayış istiyoruz.
  • 36:53 - 36:55
    Ve...
  • 36:57 - 37:02
    Eğer içsel psikolojik
    durumunuz düzgün ise,
  • 37:04 - 37:05
    bir çatışma yoksa,
  • 37:05 - 37:07
    bir çelişki yoksa,
  • 37:09 - 37:12
    bilinçteki
    bu durumunuz sessizse,
  • 37:12 - 37:13
    sağlamsa,
  • 37:14 - 37:15
    net ise,
  • 37:15 - 37:20
    o zaman dünyaya bir
    düzen getirebilirsiniz.
  • 37:20 - 37:22
    Ama şimdi bizim
    yapmaya çalıştığımız şey
  • 37:22 - 37:24
    kanuni,
  • 37:25 - 37:26
    milliyetçi
  • 37:27 - 37:28
    ve benzeri şekillerde
  • 37:29 - 37:30
    dünyada bir düzen oluşturmak.
  • 37:30 - 37:32
    Dışarıda bir düzen,
  • 37:32 - 37:33
    dünyada.
  • 37:34 - 37:37
    Fakat bunun tamamen
    düzensizlik yarattığı
  • 37:38 - 37:42
    birçok defa
    kanıtlanmıştır.
  • 37:43 - 37:45
    Bu yüzden diyoruz ki
  • 37:45 - 37:47
    yani konuşmacı olarak
  • 37:47 - 37:49
    diyorum ki:
  • 37:49 - 37:51
    İçsel bir düzen olmadan,
  • 37:52 - 37:54
    yani içsel
  • 37:54 - 37:57
    bilinç düzeni,
  • 37:58 - 38:00
    karmakarışıksa,
  • 38:00 - 38:02
    çelişkiliyse,
  • 38:03 - 38:07
    içsel, psikolojik
    düzen olmadan
  • 38:07 - 38:11
    dışsal bir düzene de
    sahip olamazsınız.
  • 38:14 - 38:16
    Ve kriz işte orada!
  • 38:16 - 38:18
    Biz sanıyoruz ki kriz
  • 38:19 - 38:20
    ulusal
  • 38:21 - 38:24
    ekonomik, sosyal, vb.
  • 38:24 - 38:26
    Kriz orada, dışarda değil.
  • 38:26 - 38:29
    Kriz aslında içerde.
  • 38:29 - 38:33
    Ve biz bununla yüzleşmeye isteksiziz.
  • 39:17 - 39:19
    Bu bizim...
  • 39:20 - 39:24
    eğitimimiz, yaşam tarzımız,
    geleneğimiz, vb:
  • 39:24 - 39:28
    bir başkası size
    birşey verebilir.
  • 39:28 - 39:31
    İsa size kurtuluşa ulaştırabilir.
  • 39:33 - 39:36
    Bir guru sizi kurtarabilir.
  • 39:38 - 39:41
    Ya da eşiniz size yardım edebilir.
  • 39:47 - 39:49
    Bu bizim takılıp kaldığımız,
  • 39:50 - 39:52
    bozulmuş, eski
    bir gelenek olabilir.
  • 39:52 - 39:56
    Bu tamamen
    yanlış bir yaklaşım olabilir.
  • 39:57 - 40:00
    Siz bir anlayışa sahipsiniz
  • 40:00 - 40:02
    ve ben bunu anlamıyorum
  • 40:02 - 40:05
    Ve siz koşullandırılmışsınız,
  • 40:05 - 40:06
    pardon ama,
  • 40:06 - 40:11
    bunları bana
    verebileceğiniz fikriyle
  • 40:11 - 40:14
    siz koşullandırılmışsınız.
  • 40:15 - 40:16
    Doğru mu?
  • 40:17 - 40:21
    Sonuçta bu
    hiç de gerçek olmayabilir.
  • 40:25 - 40:28
    Psikolojik ve içsel olarak
    birilerine bağımlı mısınız?
  • 40:29 - 40:34
    Diyorsunuz ki, lütfen bana
    kibirimden kurtulmam için yardım edin.
  • 40:39 - 40:42
    Ya da ilişkinizde
  • 40:42 - 40:45
    kendinizdeki küstahlığı görürsünüz.
  • 40:45 - 40:47
    Yok oldu.
  • 40:50 - 40:54
    Birbirimizle olan ilişkiyi
  • 40:55 - 40:57
    ve kendimi gözlemliyorum.
  • 40:57 - 41:00
    Ve o gözlem esnasında
    ilişkimizde kibirli
  • 41:00 - 41:03
    olduğumu keşfediyorum.
  • 41:04 - 41:10
    Yani kibirli olduğumu senin bana
    söylemene bağımlı değilim.
  • 41:10 - 41:13
    Zaten bunun farkındayım.
  • 41:14 - 41:17
    Bu çok fazla önemli.
  • 41:17 - 41:20
    Hiç kimse bana yoğunluğu,
  • 41:20 - 41:23
    güzellik hissini
    veremez.
  • 41:23 - 41:25
    Ben (bunu) alıyorum.
  • 41:26 - 41:27
    Sonra...
  • 41:28 - 41:30
    Ben tek başımayım,
    takip ediyor musunuz?
  • 41:30 - 41:33
    İzole olmak anlamında değil.
  • 41:33 - 41:37
    Bunu keşfetmek için uğraşmalıyım.
  • 41:41 - 41:45
    Ve bu uğraşın ta kendisi ile
    "yoğunluğu" elde ederim.
  • 41:46 - 41:48
    İçinde yetiştiğim,
  • 41:49 - 41:51
    başkasına bağımlı olma
    anlamına gelen
  • 41:52 - 41:55
    gelenekten kurtulduğumda,
  • 41:55 - 42:00
    ve kurtulduğumda,
    bunun üstünde çalışmam gerek,
  • 42:00 - 42:04
    yoksa tükenir giderim,
    her iki durumda da.
  • 42:04 - 42:05
    Eğer
  • 42:06 - 42:07
    Eğer ondan kurtulursam
  • 42:09 - 42:11
    enerji ve yoğunluk hissini
  • 42:12 - 42:14
    zaten elde etmiş olurum.
  • 42:16 - 42:20
    Böylelikle hiç kimseye
    bağımlılığım kalmaz.
  • 42:57 - 42:59
    İlişkiler üzerinden
  • 43:00 - 43:02
    kendimi gözlemleyebilir miyim?
  • 43:04 - 43:06
    Temel olarak,
  • 43:06 - 43:08
    bütün tepkilerle,
  • 43:09 - 43:11
    bütün nüanslarıyla,
  • 43:12 - 43:15
    bütün inceliklerle,
  • 43:15 - 43:17
    kendimi bir ilişkide
  • 43:17 - 43:19
    bilebilir miyim?
  • 43:22 - 43:26
    Şimdi, bir kişinin
    bir başkasıyla ilişkisi
  • 43:26 - 43:28
    hafızaya dayalıdır.
  • 43:30 - 43:31
    Doğru mu?
  • 43:32 - 43:33
    Bunu kabul ediyor musunuz?
  • 43:34 - 43:39
    Ben sizinle ilgili çeşitli imgeler,
    görüntüler ve çıkarımlarda bulundum
  • 43:40 - 43:44
    siz de benimle ilgili olarak
    aynısını yaptınız.
  • 43:45 - 43:50
    Size dair eş, koca, kız,
    erkek, arkadaş vb.
  • 43:50 - 43:54
    farklı imgelerim var.
  • 43:54 - 43:58
    Yani sürekli bir imge yaratma var.
  • 43:59 - 44:00
    Doğru mu?
  • 44:01 - 44:06
    Bu basit, bu normal,
    böyle devam ediyor.
  • 44:06 - 44:11
    Biri evlendiğinde ya da bir kız
    veya erkekle yaşamaya başladığında
  • 44:12 - 44:18
    her olay, her söz,
    her hareket bir imge yaratır.
  • 44:20 - 44:21
    Yanlış mı?
  • 44:22 - 44:25
    Bu konuda mutabık mıyız?
  • 44:25 - 44:26
    Bana katılmayın, lütfen.
  • 44:26 - 44:29
    Sizi bir şeye
    ikna etmeye çalışmıyorum.
  • 44:30 - 44:33
    Aslında bunu siz
    kendiniz için görebilirsiniz.
  • 44:33 - 44:35
    Bir "kelime" kayıtlıdır.
  • 44:35 - 44:38
    Eğer kelime hoş ise gururunuzu okşar.
    Bu güzel.
  • 44:39 - 44:42
    Hoş değilse,
    hemen ondan kaçarsınız.
  • 44:42 - 44:44
    Ve bu bir imge yaratır.
  • 44:44 - 44:46
    Memnuniyet bir imge yaratır.
  • 44:46 - 44:50
    Kaçış, geri çekilme
    bir imge yaratır.
  • 44:50 - 44:54
    Yani, aslında bizim
    birbirimizle ilişkilerimiz...
  • 44:55 - 44:57
    çeşitli
  • 44:59 - 45:02
    imgelerin , görüntülerin
    hassas şekillerine
  • 45:02 - 45:06
    ve çıkarımlara dayalıdır.
  • 45:09 - 45:12
    O zaman sende ve de
    karşındaki insanda
  • 45:12 - 45:14
    böyle bir imge varsa,
  • 45:14 - 45:18
    orada bölünme vardır.
  • 45:20 - 45:24
    Ve işte bütün çatışma burada başlar.
  • 45:26 - 45:28
    Doğru mu?
  • 45:28 - 45:32
    İki imgenin arasında
    bölünme varsa
  • 45:32 - 45:35
    orada çatışma olmalıdır, değil mi?
  • 45:37 - 45:39
    Yahudi, Arap
    Hint, Müslüman
  • 45:39 - 45:41
    Hristiyan, Komünist
  • 45:42 - 45:44
    Hepsi aynı olgu.
  • 45:46 - 45:47
    Bu temel bir kanundur:
  • 45:49 - 45:55
    İnsanlar arasında bir bölünme varsa
    çatışma olmalıdır.
  • 45:56 - 46:00
    Tüm bu imge yaratma,
  • 46:01 - 46:02
    gelenekler, hepsi
  • 46:03 - 46:06
    tek bir çatışma olmadan
  • 46:06 - 46:09
    bitebilir mi?
  • 46:10 - 46:12
    Sorumu anlıyor musunuz?
  • 46:15 - 46:18
    İlgileniyor musunuz bununla?
  • 46:20 - 46:22
    Ne kadar ödersiniz bunun için?
  • 46:23 - 46:26
    Yapabileceğinizin hepsi bu.
  • 46:26 - 46:31
    Bir şeye para ödemekle
    onu alabileceğinizi sanıyorsunuz.
  • 46:34 - 46:35
    Şimdi bu
  • 46:36 - 46:38
    imge yaratma
  • 46:39 - 46:41
    mekanizması,
  • 46:42 - 46:47
    -sadece imge yaratma değil, gelenekler
    ve her şeyin kesin olmasını istemek-
  • 46:47 - 46:49
    tüm bu yapı,
  • 46:49 - 46:51
    sona erebilir mi?
  • 46:52 - 46:53
    Doğru mu?
  • 46:54 - 46:57
    Bu soruyu kendinize soruyor musunuz?
  • 47:13 - 47:16
    Size orada ne yapmanız gerektiğini
    söyleyen kim?
  • 47:17 - 47:18
    Şuna bakın,
  • 47:19 - 47:23
    çocukken, aileniz size ne yapıp
    ne yapmayacağınızı söyler.
  • 47:23 - 47:28
    Aynı mantık hayat boyunca
    işlemeye devam eder.
  • 47:29 - 47:31
    Okulda ne yapacağınız
    söylenir,
  • 47:31 - 47:33
    yüksekokulda ne yapacağınız
    söylenir,
  • 47:33 - 47:34
    üniversitede.
  • 47:34 - 47:36
    Bütün hayat boyunca...
  • 47:38 - 47:40
    birileri size şunu söylüyor:
  • 47:40 - 47:42
    bu doğru, bu yanlış,
    bu yapılmalı,
  • 47:42 - 47:45
    bu yapılmamalı.
  • 47:45 - 47:47
    Bu ne anlama geliyor?
  • 47:47 - 47:49
    Bir
  • 47:50 - 47:52
    kendini sorgulama yok.
  • 47:53 - 47:58
    "Ben aslında insanoğlunun bir parçasıyım"
    diye bir deyim yok.
  • 47:58 - 47:59
    Ki öylesiniz!
  • 48:01 - 48:04
    Çünkü dünyadaki
    tüm insanlar
  • 48:04 - 48:07
    büyük acılardan,
  • 48:07 - 48:11
    büyük zorluklardan,
    büyük kaygılardan geçiyor.
  • 48:11 - 48:13
    Kafaları karışık, emin değiller,
  • 48:13 - 48:14
    güvensizler,
  • 48:15 - 48:18
    aynı sizin gibi,
    dünyanın geri kalanı gibi.
  • 48:18 - 48:20
    Biz bunu kabul etmiyoruz.
  • 48:20 - 48:21
    Biz, kendi acımızı
  • 48:21 - 48:26
    diğerlerinin acısından
    tamamen ayrı olarak düşünüyoruz.
  • 48:27 - 48:28
    Ve...
  • 48:28 - 48:31
    şöyle bir mantığa
  • 48:33 - 48:34
    sahibiz:
  • 48:35 - 48:39
    Ne yapacağımı söyleyen
    birileri olmalı.
  • 48:41 - 48:47
    Papadan başlayarak
    fakir semtteki papaza.
  • 50:15 - 50:20
    Gerçekten
    şu soru sorulmalı:
  • 50:20 - 50:23
    İnanılmaz bir bilgi birikimine
    sahip olmalarına rağmen,
  • 50:24 - 50:28
    neden hiç kimse değişmek istemiyor?
    Neden?
  • 50:29 - 50:34
    Alışkanlık ve kalıpların içinde
  • 50:35 - 50:38
    kendilerini güvende hissettikleri için mi?
  • 50:38 - 50:39
    Senin kalıbın, benim kalıbım,
  • 50:40 - 50:42
    Hristiyan kalıbı,
    Hint kalıbı, Budist kalıbı.
  • 50:44 - 50:47
    Hepsi birer kalıp,
    düşünce şekilleri.
  • 50:48 - 50:49
    Yani,
  • 50:50 - 50:53
    bu kalıpların hepsi
    tehlikeli olabilir,
  • 50:53 - 50:56
    çünkü insanları bölüyorlar.
  • 50:56 - 51:00
    Ve din de insanları bölmüştür.
  • 51:00 - 51:02
    Törenleri,
  • 51:02 - 51:06
    fikirleri,
    inançları, kurtarıcıları.
  • 51:06 - 51:10
    Şimdi, bunların
    hepsinden kurtulmak
  • 51:10 - 51:12
    zeka ister,
  • 51:13 - 51:17
    araştırma ve çalışma ister.
  • 51:17 - 51:20
    Kimse bunu yapmaya istekli değil.
  • 53:06 - 53:09
    Çocukluk çağından beri
  • 53:09 - 53:12
    bize kıyaslama öğretildi.
  • 53:13 - 53:17
    "Kardeşin gibi
    akıllı olmalısın," diyoruz
  • 53:17 - 53:22
    Ya da okulda başkasından
    daha iyi notlar alsan iyi edersin.
  • 53:22 - 53:26
    Yani sürekli kıyaslanıyorsunuz.
  • 53:26 - 53:29
    Ve kıyaslamayı öğreniyorsunuz.
  • 53:29 - 53:31
    Öyle değil mi?
  • 53:31 - 53:34
    Ben diyorum ki,
  • 53:35 - 53:37
    kendinizi kimseyle kıyaslamayın!
  • 53:41 - 53:43
    Tamam mı?
  • 53:43 - 53:45
    Bunu duydunuz mu?
  • 53:46 - 53:47
    Tamam mı?
  • 53:48 - 53:50
    Şimdi,
  • 53:50 - 53:53
    neden kıyaslarsınız?
  • 53:54 - 53:57
    Kimin daha iyi olduğunu bulmak için.
  • 53:57 - 54:00
    Sizin daha iyi olup olmadığınızı
    anlamak için.
  • 54:01 - 54:05
    Yani sen kendini
    onunla kıyaslıyorsun.
  • 54:06 - 54:09
    O senden çok daha zeki,
  • 54:09 - 54:12
    çok daha parlak, daha akıllı,
  • 54:12 - 54:15
    ve kendini onunla kıyaslararak
  • 54:16 - 54:17
    sen sönük olursun.
  • 54:21 - 54:23
    Ama kıyaslamazsan,
    sönük olur musun?
  • 54:24 - 54:25
    Hayır. Şey...
  • 54:26 - 54:30
    Dinle dinle,
    çok dikkatli dinle.
  • 54:31 - 54:37
    Okullardaki sınavlarda,
    hayat boyu kıyaslama yapılıyor.
  • 54:37 - 54:41
    Öğretmenine kıyaslamamasını söyle.
  • 54:45 - 54:49
    Seninle öğretmenin
    arasındaki ilişki,
  • 54:49 - 54:52
    o senden daha çok
    şey biliyor, değil mi?
  • 54:52 - 54:54
    Akademik olarak.
  • 54:54 - 55:01
    Akademik olarak!
  • 55:01 - 55:08
    Vay canına!
  • 55:10 - 55:15
    Akademik olarak sen ondan
    daha çok biliyorsun.
  • 55:15 - 55:20
    Şimdi, o sana
    biyoloji öğretiyor
  • 55:21 - 55:23
    ve...
  • 55:24 - 55:27
    sana not veriyor,
  • 55:27 - 55:28
    değil mi?
  • 55:28 - 55:32
    ... kademe kademe bu sınavı
    geçmene yardımcı oluyor.
  • 55:32 - 55:38
    Peki, o size sınav fikri olmadan
    bir şey öğretebilir mi?
  • 55:40 - 55:42
    Siz kendinizi nasıl
    test edersiniz, efendim?
  • 55:42 - 55:45
    - Neyde?
    - Sınav olmadan.
  • 55:45 - 55:49
    Kendinizi sınav olmadan
    nasıl test edersiniz?
  • 55:49 - 55:51
    Yani diyorsunuz ki
    sınav size
  • 55:51 - 55:53
    nasıl öğrendiğinizi söyleyecek.
  • 55:53 - 55:57
    - Belki de, efendim.
    - Dinle, çok acelecisin.
  • 55:57 - 55:58
    Keşfet.
  • 55:58 - 56:02
    Hepiniz sınavlara
    o kadar alışkınsınız ki.
  • 56:02 - 56:03
    Bu sizin geleneğiniz.
  • 56:03 - 56:05
    Alışkanlığınız.
  • 56:06 - 56:07
    Ve bunu
    sorguladığınız zaman,
  • 56:08 - 56:11
    "Evet, şimdi ne yapacağım" deyip
    strese giriyorsunuz,
  • 56:11 - 56:12
    korkuyorsunuz.
  • 56:15 - 56:18
    Ben öğrenciyken,
    İngiltere'de okuyorken,
  • 56:18 - 56:22
    tek bir sınavı bile geçmedim.
  • 56:23 - 56:24
    Tamam?
  • 56:26 - 56:29
    Bütün sınavlara girdim
    ama yapamadım.
  • 56:29 - 56:34
    Hiçbir şey yazmadan
    salonda öylece oturdum.
  • 57:46 - 57:50
    Bütün bunlarla ilgileniyor musunuz?
  • 57:51 - 57:55
    Hayatı ne olarak görüyorsunuz?
  • 57:58 - 58:02
    Hayatınız, nedir sizin hayatınız?
  • 58:03 - 58:07
    Günlük yaşadığınız
    o hayat nedir?
  • 58:09 - 58:12
    Bağımlılık, acı,
  • 58:13 - 58:17
    sinir, öfke, keder...
  • 58:18 - 58:21
    Bunların hepsini biliyorsunuz, değil mi?
    Bu sizin günlük yaşamınız.
  • 58:21 - 58:23
    Tapınağa gitmek
  • 58:23 - 58:27
    ve çanla bir çeşit
    sesler çıkarmak,
  • 58:27 - 58:30
    puja (bir çeşit ayin) yapmak,
  • 58:30 - 58:31
    yoga yapmak.
  • 58:33 - 58:37
    Bu söylediğimiz, bizim hayatımız.
  • 58:37 - 58:41
    Peki, dindar bir yaşamla
    neyi kastediyorsunuz?
  • 58:41 - 58:42
    Siz söyleyin.
  • 58:43 - 58:45
    Din sizin için ne ifade ediyor?
  • 58:45 - 58:47
    Bir kelime.
  • 58:48 - 58:51
    Din kelimesi
  • 58:52 - 58:56
    tüm enerjinizi toplamak
    anlamına gelir.
  • 58:57 - 59:00
    Tüm anlamı bu.
  • 59:00 - 59:01
    Anlıyor musunuz, efendim?
  • 59:01 - 59:05
    Soruşturmak, keşfetmek için
  • 59:06 - 59:08
    bütün enerjinizi toplamak.
  • 59:11 - 59:12
    Doğru mu?
  • 59:13 - 59:17
    Tüm tapınak, tören
    saçmalıkları
  • 59:17 - 59:21
    veya diğerleri değil;
    tüm bunlar kafanızda olan şeyler.
  • 59:21 - 59:24
    Hepiniz nasıl da onaylıyorsunuz,
    görüyorsunuz değil mi?
  • 59:24 - 59:27
    Toplanma anlamına gelen
  • 59:27 - 59:30
    kelime ile yani...
  • 59:32 - 59:34
    sahip olduğunuz
  • 59:35 - 59:39
    her bir enerji zerresi ile
  • 59:40 - 59:44
    neyin doğru,
    neyin gerçek olduğunu
  • 59:44 - 59:48
    sorgulayın.
  • 59:49 - 59:53
    Meditasyonun ne olduğunu
    sorgulayın.
  • 59:53 - 59:58
    İnsanların neden şu an böyle
    yaşadığını sorgulayın.
  • 59:58 - 60:02
    Acının bir sonu olup
    olmadığını sorgulayın.
  • 60:02 - 60:05
    Sevginin ne olduğunu
    sorgulayın.
  • 60:06 - 60:10
    Bir kişi
    çaba ve kontrol
  • 60:10 - 60:12
    olmaksızın yaşayabilir mi?
  • 60:12 - 60:16
    Bütün bunlar o
    kelimede ima ediliyor.
  • 60:18 - 60:20
    Dindar bir hayat,
  • 60:21 - 60:24
    kendin için
    bir ışık olmayı
  • 60:24 - 60:26
    ima ediyor.
  • 60:29 - 60:30
    Bu da demek ki
  • 60:31 - 60:34
    dışarda bir otorite yok.
  • 60:36 - 60:39
    Manevi bir otoritenin
  • 60:39 - 60:43
    olmamasından bahsediyoruz.
  • 60:44 - 60:48
    Konuşmacı olarak, ben de dahil.
  • 60:52 - 60:54
    Herhangi bir otoriteniz var mı?
  • 60:54 - 60:57
    manevi otoriteniz?
  • 61:02 - 61:07
    Çeşitli gurularınız var,
    Mahatma Gandhi, Sayın Gandhi
  • 61:08 - 61:11
    ve benzeri,
    altıncı
  • 61:11 - 61:15
    beşinci, dördüncü, üçüncü
    yüzyıldan
  • 61:15 - 61:17
    şimdiye.
  • 61:17 - 61:21
    Ve şimdi neredesiniz
    bu bin yıllar boyunca
  • 61:21 - 61:24
    yönlendirildikten sonra?
  • 61:24 - 61:26
    Neredesiniz?
  • 61:26 - 61:31
    Yoksa siz hala
    yönlendirilmek mi istiyorsunuz?
  • 61:37 - 61:39
    Öyleyse soruyorum,
  • 61:39 - 61:41
    biz size soruyoruz,
  • 61:41 - 61:43
    kibarca,
  • 61:43 - 61:48
    geleneklerinizi
    çöpe attınız mı?
  • 61:50 - 61:53
    Geleneklerden kastım;
    milliyetçilik,
  • 61:55 - 61:57
    sizin kast sisteminiz,
  • 61:58 - 62:00
    inançlarınız,
  • 62:01 - 62:03
    sizin
  • 62:04 - 62:05
    ritüelleriniz,
  • 62:06 - 62:08
    tapınaklara gitmeler.
  • 62:08 - 62:10
    Bunların hepsi.
  • 62:10 - 62:13
    Kurtuldunuz mu bunlardan?
  • 62:14 - 62:16
    Hayır mı?
  • 62:16 - 62:17
    Hayır.
  • 62:17 - 62:21
    O zaman dindar bir yaşamın
    ne olduğunu nasıl keşfedeceksiniz...
  • 62:21 - 62:24
    körken?
  • 62:30 - 62:34
    Dindar bir yaşamın ne olduğunu
    keşfetmek istiyorsunuz,
  • 62:34 - 62:39
    ama küçük sığınağınızdan
    dışarı da çıkmayacaksınız.
  • 62:39 - 62:43
    Değil mi?
  • 62:44 - 62:48
    Geleneğinize bağlısınız.
  • 62:49 - 62:55
    Yetenekli bir zihin,
  • 62:55 - 62:58
    ve gerçekten sevebilen bir kalp
    talep eden
  • 62:59 - 63:02
    bir şeyleri sorgulamak istiyorsunuz.
  • 63:04 - 63:06
    Kendinizi geleneğinizden,
  • 63:06 - 63:08
    kültürünüzden, inancınızdan
  • 63:09 - 63:11
    özgür kılmadan,
  • 63:12 - 63:14
    nasıl bir şey keşfedebilirsiniz?
  • 63:14 - 63:18
    Gita'nın, Upanişadlar'ın
    ya da diğer kitapların
  • 63:19 - 63:21
    dediklerini
    tekrarlayıp durabilirsiniz.
  • 63:22 - 63:24
    Ne değeri var bunun?
  • 63:26 - 63:29
    Geçen gün bazı guruların
  • 63:29 - 63:32
    Gita (kutsal bir kitap)
    üzerinden ders
  • 63:32 - 63:34
    veya söylev verdiğini duydum.
  • 63:35 - 63:37
    Doğru mu bu?
  • 63:38 - 63:43
    Ve yüzlerce, binlerce kişi
    gidip bunları dinliyor.
  • 63:43 - 63:45
    Ne değeri var bunun?
  • 63:48 - 63:52
    Nedir hepimizin oynadığı
    bu çocuk oyunu böyle?
  • 63:56 - 64:01
    Besbelli kişi
    kendi trajedisini göremiyor.
  • 64:01 - 64:03
    Değil mi, efendim?
  • 64:13 - 64:17
    Kendimin,
    insanoğlunun geri kalanını
  • 64:17 - 64:19
    temsil ettiğimi kavradığımda,
  • 64:19 - 64:23
    psikolojik olarak, neden başkasının
    söylediğini kabul edeyim ki?
  • 64:23 - 64:25
    İnsanoğlu benim.
  • 64:26 - 64:30
    "Ben", insanoğlunun tarihi,
    insanoğlunun kitabıdır.
  • 64:30 - 64:32
    Bunu okumasını biliyorsam,
  • 64:32 - 64:35
    başkasına ihtiyaç duymam.
  • 64:36 - 64:38
    Öyleyse,
  • 64:39 - 64:41
    bozulma olmadan,
  • 64:42 - 64:44
    önyargı olmadan,
  • 64:44 - 64:46
    seçim olmadan,
  • 64:47 - 64:50
    kitabın içeriğinin,
    yani 'ben'in
  • 64:50 - 64:52
    farkında olabilir miyim?
  • 64:53 - 64:56
    Bozulmadan,
    çok dikkatli bir şekilde
  • 64:56 - 64:57
    okumak,
  • 64:58 - 65:00
    büyük oranda dikkat,
  • 65:01 - 65:04
    büyük oranda enerji,
  • 65:04 - 65:06
    yoğunluk,
  • 65:06 - 65:07
    aciliyet
  • 65:07 - 65:09
    gerektirir.
  • 65:10 - 65:12
    Tüm bunları yapmaya
    isteksiziz çünkü...
  • 65:13 - 65:15
    bunun çok yorucu
    olduğunu düşünüyoruz.
  • 65:15 - 65:18
    "Çabucak ne yapacağımı
    söyle ki yapayım."
  • 65:18 - 65:19
    Ya da yapmayabilirim.
  • 65:19 - 65:23
    Genelde, yapmayabilirim.
  • 65:24 - 65:28
    Ve kişisel kanıma göre
  • 65:28 - 65:31
    başkası tarafından
    psikolojik bir rehberlik almak;
  • 65:31 - 65:33
    bu ister
    dinsel rehberlik olsun,
  • 65:33 - 65:38
    ya da bir psikolojik
    rehberlik olsun,
  • 65:38 - 65:40
    tümüyle yanlış.
  • 65:41 - 65:43
    Böylece insanları çocuğa
    dönüştürüyorsunuz:
  • 65:46 - 65:49
    rehberlik edilmesi, ne yapılması
    söylenen, cesaretlendirilen
  • 65:52 - 65:53
    Hepimiz yetişkin insanlarız
  • 65:56 - 65:59
    5 ya da 10 milyon yıldan sonra.
  • 66:33 - 66:35
    Olmayanın
  • 66:35 - 66:37
    reddilmesi ile
  • 66:38 - 66:40
    olan var olabilir.
  • 66:41 - 66:42
    Yani,
  • 66:43 - 66:45
    sevgi arzu değildir.
  • 66:47 - 66:49
    Sevgi haz değildir.
  • 66:49 - 66:52
    Sevgi hatıra değildir.
  • 66:53 - 66:56
    O ölüm kadar güçlü,
  • 66:56 - 66:58
    hayat kadar mühimdir.
  • 67:00 - 67:02
    Görüyorsunuz ya,
  • 67:05 - 67:09
    sevgi sadece ortada
    acı olmadığında var olabilir.
  • 67:10 - 67:13
    Acı kişiseldir.
  • 67:15 - 67:18
    Aynı zamanda da evrenseldir.
  • 67:19 - 67:23
    İnsanoğlu sürekli acı çekiyor.
  • 67:23 - 67:27
    Ve insan acıyı
    birleştirmeye çalışıyor
  • 67:27 - 67:30
    sevgi dediği şeyle.
  • 67:31 - 67:35
    Ve böylece durmadan
    bir çelişki,
  • 67:35 - 67:37
    bir ikilik meydana geliyor.
  • 67:38 - 67:42
    Tersine bunların hepsini
  • 67:42 - 67:44
    yani sevgi olmayan
    herşeyi redderseniz,
  • 67:44 - 67:48
    o zaman diğer şeyin
    müthiş bir güzelliği olur,
  • 67:48 - 67:52
    kendi ait büyük gücü ve
    canlılığı ile beraber.
  • 68:06 - 68:09
    O zaman neden matematik
    öğrenmeniz gerekiyor?
  • 68:09 - 68:12
    Çünkü matematiğin bir parçası
  • 68:13 - 68:15
    düzendir.
  • 68:15 - 68:19
    2 + 2 + 2 6 yapar.
  • 68:21 - 68:22
    Bu düzendir.
  • 68:23 - 68:24
    Doğru mu?
  • 68:24 - 68:27
    Sıralıdır, öyle olmalıdır.
  • 68:28 - 68:31
    Yani matematik,
    acayip karışıktır
  • 68:31 - 68:34
    ve hepsi
  • 68:35 - 68:37
    bir düzen ve sıralamadır.
  • 68:38 - 68:40
    Doğru mu?
  • 69:17 - 69:19
    Biz
  • 69:19 - 69:24
    başka birine olan
    sorumluluğumuzun farkında mıyız?
  • 69:25 - 69:28
    Eğer kişinin bir ailesi,
  • 69:28 - 69:30
    eşi ve çocukları varsa,
  • 69:30 - 69:35
    o çocuklardan
    sorumlu musunuz?
  • 69:36 - 69:38
    Önemsediğiniz,
  • 69:39 - 69:42
    sevgi beslediğiniz çocuklardan.
  • 69:42 - 69:45
    Onların sağlıklı,
    iyi birer vatandaş
  • 69:47 - 69:49
    olmalarıyla
  • 69:49 - 69:52
    ilgileniyor musunuz?
  • 69:54 - 70:00
    Eğer çocuklarınız varsa, kendinizi
    onlar için sorumlu hissediyor musunuz?
  • 70:00 - 70:03
    Doğru eğitim almaları,
  • 70:03 - 70:07
    böylece bir savaşta
    öldürülmemeleri için?
  • 70:08 - 70:10
    Böylece
  • 70:11 - 70:13
    vasat olmayacaklar.
  • 70:14 - 70:18
    Ya da bunlar için zamanınız yok.
  • 70:18 - 70:22
    Çünkü dışarı çıkıp, bir insan,
    bir erkek, bir anne olarak
  • 70:22 - 70:25
    para kazanmak zorundasınız.
  • 70:25 - 70:30
    Ve şimdi olduğu gibi çocuklara
    ayrılacak çok az zaman kalıyor.
  • 70:30 - 70:32
    Gerçek bu.
  • 70:32 - 70:36
    Nerede o zaman
    sizin sorumluluğunuz?
  • 70:39 - 70:43
    Ah tabii,
    siz bunlarla ilgilenmiyorsunuz.
  • 70:47 - 70:49
    Soruyoruz o zaman,
  • 70:49 - 70:53
    ne ile ilgileniyorsunuz peki?
  • 70:53 - 70:57
    Bence bu
    makul bir soru.
  • 70:57 - 71:02
    Aşk, özgürlük ve gökyüzünün
    güzelliği hakkında konuşabilirsiniz,
  • 71:02 - 71:06
    ama bu sadece dışsal bir ilgi.
  • 71:06 - 71:08
    Ama temelde,
  • 71:08 - 71:11
    biz ne ile ilgileniyoruz?
  • 71:11 - 71:13
    Kendimizle.
  • 71:13 - 71:14
    Bu doğru.
  • 71:14 - 71:16
    Kendinizle ilgileniyorsunuz.
  • 71:17 - 71:19
    Değil mi?
  • 71:19 - 71:23
    Bekleyin efendim, bu çok doğru.
  • 71:23 - 71:27
    Her bir insan kendisiyle ilgileniyor.
  • 71:29 - 71:30
    Bunun üstüne kurulu,
  • 71:30 - 71:35
    toplumumuz, kültürümüz,
    dinimiz.
  • 71:35 - 71:37
    Değil mi?
  • 71:37 - 71:38
    Herkes
  • 71:38 - 71:39
    kendisiyle
  • 71:39 - 71:41
    ilgileniyor.
  • 71:41 - 71:43
    Kendi ilerlemesi
  • 71:43 - 71:46
    ve bununla ilgili
    geri kalan her şeyle.
  • 71:50 - 71:54
    Siz, bir insan olarak,
  • 71:54 - 71:57
    hepimizin aslında tek olduğunu
  • 71:58 - 72:00
    kavrayabiliyor musunuz?
  • 72:02 - 72:05
    Bir fikir olarak değil,
  • 72:05 - 72:07
    gerçek olarak.
  • 72:07 - 72:09
    Çünkü Hindistan'a gittiğiniz zaman,
  • 72:09 - 72:14
    mutsuzluğu, karmaşayı,
    gerginliği,
  • 72:14 - 72:16
    insanların umutsuzluğunu
    görürsünüz...
  • 72:17 - 72:22
    kendi yarattıkları acınası
    küçük tanrılarına koşuyorlar.
  • 72:22 - 72:26
    Avrupa'ya geliyorsunuz,
    tamamen aynı şeyler!
  • 72:28 - 72:32
    Onların Mesihi, İsa'sı var.
    Takip ediyor musunuz?
  • 72:32 - 72:36
    Buraya geliyorsunuz,
    tamamen aynısı.
  • 72:38 - 72:41
    Anlıyor musunuz, efendim?
  • 72:42 - 72:45
    Öncelikle, farkına varın:
  • 72:45 - 72:47
    sözel olarak değil,
  • 72:47 - 72:52
    kalbinizle, kanınızla
    tüm düşüncenizle,
  • 72:52 - 72:55
    tüm insanlğın sizinle
  • 72:55 - 73:00
    aynı acıları çektiğini
    göreceksiniz.
  • 73:00 - 73:04
    Yalnızlık, umutsuzluk
    bunalımlar,
  • 73:04 - 73:06
    olağanüstü bir belirsizlik,
  • 73:06 - 73:08
    güvensizlik,
  • 73:08 - 73:12
    ister 15 bin km uzakta
    ister 3 bin km uzakta,
  • 73:12 - 73:14
    ister burada
    yaşıyor olsunlar.
  • 73:14 - 73:19
    Herkes psikolojik olarak
    birbirine bağlıdır.
  • 73:19 - 73:22
    Eğer içsel bir şekilde,
  • 73:22 - 73:27
    yüreğinde, kanında
    kalbinde, zihninde
  • 73:27 - 73:30
    bunun farkına varabiliyorsan,
  • 73:31 - 73:34
    işte o zaman
    sorumlusun demektir.
  • 73:46 - 73:50
    Bir insan olarak,
    tüm bunları dinlediniz.
  • 73:50 - 73:53
    Neden değişmiyorsunuz?
  • 73:53 - 73:55
    Sizi engelleyen nedir?
  • 73:56 - 74:00
    Eğer her birimiz
    bu soruyu sorarsa,
  • 74:00 - 74:02
    sözel olarak değil,
  • 74:02 - 74:05
    veya entellektüel olarak,
  • 74:06 - 74:09
    eğlence amaçlı değil,
  • 74:09 - 74:11
    çok ciddi ve derin
    bir şekilde sorarsanız,
  • 74:11 - 74:14
    cevabınız nedir?
  • 74:16 - 74:18
    İnsanların bin yıldan
    bin yıla
  • 74:18 - 74:21
    hep aynı şekilde
    yaşaması konusunda
  • 74:21 - 74:24
    cevabınız nedir?
  • 74:24 - 74:26
    Neden değişmediler?
  • 74:26 - 74:29
    Neden siz,
    şu anda beni dinleyenler,
  • 74:29 - 74:32
    neden değişmiyorsunuz?
  • 74:32 - 74:37
    Değişmemenin
    sonuçlarını biliyorsunuz.
  • 74:38 - 74:40
    Milliyetçi olacaksınız.
  • 74:40 - 74:43
    Bir gruba ait olup, dar görüşlü,
  • 74:43 - 74:45
    izole olacaksınız,
  • 74:46 - 74:49
    bu yüzden evrensel
    bir ilişkiniz olmayacak.
  • 74:49 - 74:52
    Savaş, savaş, savaş.
  • 74:53 - 74:57
    Birbirimizi yok etmek için daha
    çok silah üretiriz.
  • 74:57 - 74:58
    Şimdi,
  • 74:58 - 75:02
    eğer bu konuda
    gerçekten ciddiyseniz,
  • 75:03 - 75:05
    neden şu soruyu
    kendinize sormuyorsunuz?
  • 75:05 - 75:06
    Neden ben,
  • 75:06 - 75:08
    bütün bunları yaşayan
  • 75:08 - 75:10
    bir insan olarak,
  • 75:10 - 75:12
    neden değişmiyorum?
  • 75:12 - 75:15
    Nedir cevabınız?
  • 75:17 - 75:19
    işin özü,
  • 75:22 - 75:24
    hayat birdir.
  • 75:26 - 75:30
    Evrensel bir
    birleşik hareket.
  • 75:30 - 75:32
    Ve aynı şekilde,
  • 75:35 - 75:40
    bizim bilincimiz de
    tüm insanoğlu ile ortaktır.
  • 75:40 - 75:44
    O zaman, ben kökten
    değişirsem,
  • 75:46 - 75:51
    bu mutlaka insanoğlunun
    tüm bilincini etkileyecek.
  • 75:51 - 75:56
    Peki,
    neden değişmiyorsunuz?
  • 76:05 - 76:13
    Çeviren: Fuat Kaleli
Title:
Challenge of Change
Description:

Documentary on Krishnamurti's life and teachings

more » « less
Video Language:
English, British
Duration:
01:17:29
sibel_gunduz edited Turkish subtitles for US84FCC
sibel_gunduz edited Turkish subtitles for US84FCC
sibel_gunduz edited Turkish subtitles for US84FCC
sibel_gunduz edited Turkish subtitles for US84FCC
sibel_gunduz edited Turkish subtitles for US84FCC
sibel_gunduz edited Turkish subtitles for US84FCC
sibel_gunduz edited Turkish subtitles for US84FCC
sibel_gunduz edited Turkish subtitles for US84FCC
Show all

Turkish subtitles

Revisions