Carne Ross: Bağımsız bir diplomat
-
0:01 - 0:04Benim hikayem biraz savaş ile ilgili.
-
0:04 - 0:06Hayal kırıklığı ile ilgili.
-
0:06 - 0:08Ölümle ilgili.
-
0:08 - 0:10Ve tüm bu yıkıntı arasında
-
0:10 - 0:12idealizmi
-
0:12 - 0:14yeniden keşfetmekle ilgili.
-
0:14 - 0:16Belki de bunun içinde, 21. yüzyılın
-
0:16 - 0:18mahvedilmiş, parçalanan
-
0:18 - 0:21ve tehlikeli dünyası ile başa çıkma konusunda
-
0:21 - 0:24bir ders vardır.
-
0:25 - 0:28Ben dolambaçsız anlatımlara inanmam.
-
0:28 - 0:30A kararı B sonucuna sebebiyet verir,
-
0:30 - 0:33B, C sonucuna gider şeklinde yazılmış
-
0:33 - 0:35bir hayat veya tarihe,
-
0:35 - 0:37bize sunulan ve belki de birbirimizi cesaretlendirdiğimiz
-
0:37 - 0:40bu basit hikayelere inanmam.
-
0:40 - 0:42Ben rastgeleliğe inanırım,
-
0:42 - 0:44buna inanmamın sebeplerinden biri ise
-
0:44 - 0:47benim diplomat olmamın rastgele olmasıdır.
-
0:47 - 0:49Ben renk körüyüm.
-
0:49 - 0:51Doğuştan bir çok rengi göremiyorum.
-
0:51 - 0:54Çoğu zaman gri ve siyah giymemin sebebi budur,
-
0:54 - 0:56ve kıyafet seçmek için
-
0:56 - 0:59eşimi de yanımda götürmek zorundayım.
-
0:59 - 1:02Çocukken hep bir savaş pilotu olmayı istedim.
-
1:02 - 1:04Köydeki yazlık evimizin üzerinden
-
1:04 - 1:07hızla geçen uçakları izlemeyi severdim.
-
1:07 - 1:10Ve benim çocukluk hayalim bir savaş pilotu olmaktı.
-
1:10 - 1:13İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetleri'nde pilot olmak için testler yaptım
-
1:13 - 1:15ve elbette başarısız oldum.
-
1:15 - 1:17Yanıp sönen farklı ışıkların hepsini göremedim,
-
1:17 - 1:19renkleri ayırt edemiyorum.
-
1:19 - 1:21Bu yüzden başka bir meslek seçmem gerekti,
-
1:21 - 1:24bu da benim için aslında nispeten kolaydı
-
1:24 - 1:27çünkü çocukluğum boyunca sabit bir tutkum vardı,
-
1:27 - 1:29bu da uluslararası ilişkilerdi.
-
1:29 - 1:31Çocukken,
-
1:31 - 1:34gazeteyi baştan sona kadar okurdum.
-
1:34 - 1:36Soğuk Savaş, orta ölçekli nükleer füzeler hakkındaki
-
1:36 - 1:38INF müzakereleri,
-
1:38 - 1:41Sovyetler Birliği ve ABD arasında
-
1:41 - 1:44Angola veya Afganistan'daki
-
1:44 - 1:47üstünlük savaşı, merakımı cezbediyordu.
-
1:47 - 1:50Bu şeyler gerçekten ilgimi çekiyordu.
-
1:50 - 1:52Böylelikle oldukça erken bir yaşta
-
1:52 - 1:54diplomat olmak istediğime karar verdim.
-
1:54 - 1:57Ve bir gün bu konuyu aileme açtım -
-
1:57 - 1:59babam hala bu hikayeyi inkar eder --
-
1:59 - 2:01"Baba, ben diplomat olmak istiyorum" dedim.
-
2:01 - 2:03Bana döndü ve dedi ki,
-
2:03 - 2:05"Carne, diplomat olmak için çok zeki olmak zorundasın."
-
2:05 - 2:07(Gülüşmeler)
-
2:07 - 2:10Hedefim kesinleşmişti.
-
2:10 - 2:121989 yılında,
-
2:12 - 2:15Britanya Dışişleri Bakanlığına girdim.
-
2:15 - 2:17O yıl 5000 kişi diplomat olmak için başvurmuştu,
-
2:17 - 2:20ve aramızdan 20 kişi başarılı oldu.
-
2:20 - 2:23Bu sayılar gösteriyor ki,
-
2:23 - 2:26elit, büyüleyici ve
-
2:26 - 2:29keyifli bir dünyaya girmiştim.
-
2:30 - 2:32Diplomat olmak, eskiden ve şimdi olduğu gibi,
-
2:32 - 2:35inanılmaz bir iş, ve ben bunun her dakikasını sevdim.
-
2:35 - 2:37Statüsünün tadını çıkardım.
-
2:37 - 2:40Kendime güzel bir takım aldım, kösele ayakkabılar giydim
-
2:40 - 2:42ve dünyadaki olaylara
-
2:42 - 2:45sahip olduğum bu ilginç giriş hakkından zevk aldım.
-
2:45 - 2:47Gazze Şeridi'ne gittim.
-
2:47 - 2:49Britanya Dışişleri Bakanlığı'nda
-
2:49 - 2:51Ortadoğu Barış Süreci birimini yönettim.
-
2:51 - 2:53Britanya Dışişleri Bakanı'na
-
2:53 - 2:55konuşma metinleri yazdım.
-
2:55 - 2:57Yaser Arafat ile görüştüm.
-
2:57 - 2:59Saddam'ın Birleşmiş Milletler'deki
-
2:59 - 3:02diplomatları ile müzakereler yaptım.
-
3:02 - 3:04Daha sonra, Kabil'e gittim
-
3:04 - 3:07ve Taliban'ın düşüşünün ardından Afganistan'da çalıştım.
-
3:07 - 3:09Bir C-130 nakliye uçağına
-
3:09 - 3:12binerdim
-
3:12 - 3:14ve dağdaki sığınaklarında
-
3:14 - 3:16mahalli diktatörleri ziyaret ederdim,
-
3:16 - 3:18ve bu çok tehlikeli olduğundan
-
3:18 - 3:21İngiliz Kraliyet Deniz Piyadeleri birliğinin de kendilerine eskortluk yapmak zorunda olduğu
-
3:21 - 3:24Özel Kuvvetler korumalarımla çevrili olarak,
-
3:24 - 3:27Afganistan'da El-Kaide'yi nasıl ortadan kaldıracağımız konusunda
-
3:27 - 3:29onlarla görüşürdüm.
-
3:29 - 3:32Heyecan vericiydi. Eğlenceliydi.
-
3:32 - 3:34Gerçekten ilginçti.
-
3:34 - 3:36İnanılmaz derecede birbirlerine bağlı
-
3:36 - 3:39harika bir insan topluğuydu.
-
3:39 - 3:42Kariyerimin doruk noktası ise
-
3:42 - 3:45New York'a gönderildiğim zamandı.
-
3:45 - 3:47Almanya, Norveç ve çeşitli başka yerlerde
-
3:47 - 3:49çalışmıştım,
-
3:49 - 3:51ama Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne
-
3:51 - 3:54Britanya delegasyonu için çalışmak üzere New York'a gönderildim.
-
3:54 - 3:56Ve sorumluluğum Ortadoğu oldu
-
3:56 - 3:58ki bu benim uzmanlık alanımdı.
-
3:58 - 4:00Orada, Ortadoğu barış süreci,
-
4:00 - 4:02Lockerbie konusu --
-
4:02 - 4:04ki isterseniz bunu daha sonra konuşabiliriz --
-
4:04 - 4:07gibi şeylerle ilgilendim,
-
4:07 - 4:09ama hepsinden önemlisi, Irak'tan,
-
4:09 - 4:11onun kitle imha silahlarından,
-
4:11 - 4:13ve bu silahları bırakmak zorunda kalması için
-
4:13 - 4:16Irak'a uyguladığımız yaptırımlardan sorumluydum.
-
4:17 - 4:19Bu konuda
-
4:19 - 4:21İngiliz başmüzakerecisiydim
-
4:21 - 4:24ve konuya doymuş durumdaydım.
-
4:24 - 4:27Her neyse,
-
4:27 - 4:30bu gezi -- çok heyecan verici bir zamandı.
-
4:30 - 4:33Yani, çok dramatik bir diplomasiydi.
-
4:33 - 4:35New York'ta kaldığım süre boyunca
-
4:35 - 4:38birkaç savaş geçirdik.
-
4:38 - 4:4011 Eylül'de New York'ta bulunan bizleri
-
4:40 - 4:42elbette derinden etkilemiş olan
-
4:42 - 4:4411 Eylül saldırılarını kınayan
-
4:44 - 4:4712 Eylül 2001 tarihli
-
4:47 - 4:49Güvenlik Konseyi kararını
-
4:49 - 4:52ülkem için müzakere ettim.
-
4:52 - 4:54Bu yüzden, hem acı hem de tatlı
-
4:54 - 4:56deneyimler yaşadım.
-
4:56 - 4:58Lüks bir hayat yaşıyordum.
-
4:58 - 5:00Uzun saatler boyunca çalışsam da,
-
5:00 - 5:02Union Square'de bir teras katında kalıyordum.
-
5:02 - 5:05New York şehrinde yalnız bir İngiliz diplomattım;
-
5:05 - 5:07bunun ne anlama gelebileceğini hayal edebilirsiniz.
-
5:07 - 5:10(Gülüşmeler)
-
5:10 - 5:12Güzel zamanlar geçirdim.
-
5:12 - 5:14Ama 2002 yılında,
-
5:14 - 5:17gezi sona erdiğinde,
-
5:17 - 5:20beni Londra'da bekleyen işe
-
5:20 - 5:22geri dönmeyeceğime karar verdim.
-
5:22 - 5:24Bruce'taki New School'da çalışmak üzere
-
5:24 - 5:26ücretsiz izin almaya karar verdim.
-
5:27 - 5:30Gelişmemiş, anlamsız bir şekilde,
-
5:30 - 5:32işimle ilgili, kendimle ilgili bazı şeylerin
-
5:32 - 5:34yolunda gitmediğini fark ettim.
-
5:34 - 5:36Yorulmuştum,
-
5:36 - 5:38ve açıklayamadığım bir şekilde
-
5:38 - 5:40hayal kırıklığı içindeydim.
-
5:40 - 5:43İşten biraz vakit ayırmaya karar verdim.
-
5:43 - 5:45Dışişleri Ofisi çok cömertti.
-
5:45 - 5:47Onların ücretsiz izin dediği bu özel izni alabilir
-
5:47 - 5:50ve aslında hiçbir iş yapmadan, diplomatik servisin bir parçası olarak kalabilirdim.
-
5:50 - 5:52Memnundum.
-
5:52 - 5:54Ve sonunda,
-
5:54 - 5:57o zamanlar Birleşmiş Milletler idaresinde olan
-
5:59 - 6:02Kosova'daki B.M.'e geçici görevli olarak görevlendirilmeye karar verdim.
-
6:02 - 6:04Kosova'da iki şey oldu,
-
6:04 - 6:06ki bunlar yine
-
6:06 - 6:08hayatın rastgeleliğini gösterir türdendi
-
6:08 - 6:10çünkü bunlar
-
6:10 - 6:12hayatımın iki dönüş noktası oldu
-
6:12 - 6:15ve bir sonraki aşamaya geçmemde bana yardım etti.
-
6:15 - 6:17Fakat bunlar rastgele şeylerdi.
-
6:17 - 6:20Bir tanesi, 2004 yazında
-
6:20 - 6:22İngiliz hükümetinin, biraz isteksizce,
-
6:22 - 6:24çok sınırlı bir konu olan
-
6:24 - 6:26Irak Savaşı'na girme konusunda
-
6:26 - 6:29kitle imha silahlarına ilişkin istihbaratın kullanılması amacıyla
-
6:29 - 6:31resmi bir soruşturma yapılmasına karar verdi.
-
6:31 - 6:34Gizlilik içindeki bu soruşturmaya tanıklık ettim.
-
6:34 - 6:37Irak ve kitle imha silahları istihbaratına
-
6:37 - 6:39daldım
-
6:39 - 6:42ve benim verdiğim tanıklık üç şey gösteriyordu:
-
6:42 - 6:45Devletin istihbaratı abarttığı
-
6:45 - 6:48ki bu da okuduğum her yıla yansımıştı.
-
6:48 - 6:51Ve aslında, bizim kendi içimizde yaptığımız değerlendirmeye göre
-
6:51 - 6:53Irak'ın kitle imha silahları
-
6:53 - 6:56bize bir tehtit oluşturmadığı gibi komşularına da bir tehlike oluşturmuyordu.
-
6:56 - 6:59İkinci olarak, hükumetin savaşa alternatif olabilecek seçenekleri görmezden geldiği
-
6:59 - 7:01ki bazı açılardan
-
7:01 - 7:04bu hala yüzkızartıcı bir şey.
-
7:04 - 7:06Üçüncü nedeni söylemeyeceğim.
-
7:06 - 7:08Her neyse, bu uzman raporunu verince
-
7:08 - 7:10ben de kendi krizimi bulmuştum.
-
7:10 - 7:12Ne yapmalıydım?
-
7:12 - 7:15Bu rapor, bana sorarsanız, bir temele dayanmadan savaşa girmiş
-
7:15 - 7:17meslektaşlarımı ve bakanlarımı
-
7:17 - 7:20çok ağır eleştiriyordu.
-
7:20 - 7:22Böylece ben de bir krizin içindeydim.
-
7:22 - 7:24Ve bu çok da iyi bir şey değildi.
-
7:24 - 7:26Bunun hakkında şikayet ettim, tereddüt ettim
-
7:26 - 7:29zavallı karıma uzun uzun dert yandım
-
7:30 - 7:33ve sonunda Dışişleri Bakanlığı'ndan istifa etmeye karar verdim.
-
7:33 - 7:37Al Pacino'nun ''The Insider'' filmini belki bilirsiniz, filmin bir sahnesinde,
-
7:37 - 7:39tütüncü adam konusunda onun güvenini sarsmalarından sonra
-
7:39 - 7:42CBS'e geri döner ve der ki
-
7:42 - 7:45''Biliyor musunuz, artık bunu yapamam. Bir şeyler bozuldu.''
-
7:45 - 7:47Benim için de aynıydı. O filmi çok seviyorum.
-
7:47 - 7:49Sanki bir şeyler bozulmuş gibi hissettim.
-
7:49 - 7:51Artık kendi dışişleri bakanımla
-
7:51 - 7:53veya başbakanımızla karşılıklı oturup
-
7:53 - 7:56yüzümde bir gülümsemeyle onlara ne isterseler yapacağımı söyleyemezdim.
-
7:56 - 7:59Böylece uzun bir mesafe koşarak
-
7:59 - 8:02bir uçurumdan atladım.
-
8:02 - 8:06Bu çok rahatsız eden ve nahoş bir histi.
-
8:06 - 8:08Ve düşmeye başladım.
-
8:08 - 8:11Bugüne kadar da düşüş henüz durmuş değil.
-
8:11 - 8:13Hala daha düşüyorum.
-
8:13 - 8:16Ama bir nevi bu hisse alıştım.
-
8:16 - 8:18Ve bir anlamda, uçurumun başında durmaktan
-
8:18 - 8:20ve ne yapacağını düşünmekten
-
8:20 - 8:22çok daha iyi bir
-
8:22 - 8:24his veriyor.
-
8:24 - 8:26Kosova'da olan ikinci şey ise,
-
8:26 - 8:29pardon hemen bir yudum su içmem gerek affedersiniz.
-
8:31 - 8:33Kosova'da olan ikinci şey ise,
-
8:33 - 8:35bana ''hayatımla ne yapacağım?''
-
8:35 - 8:38sorusuna veremediğim cevabı
-
8:38 - 8:41benim için cevapladı.
-
8:42 - 8:44Diplomasiyi seviyorum.
-
8:44 - 8:46Kariyerim yok.
-
8:46 - 8:49Bütün hayatım boyunca diplomat olmayı, ülkeme hizmet etmeyi umdum.
-
8:49 - 8:51Konsolos olmak istedim,
-
8:51 - 8:53ve akıl hocalarım, kahramanlarım,
-
8:53 - 8:55mesleğimin en üst rütbesine erişen insanlardı,
-
8:55 - 8:57ve ben bunları hep bir kenara itiyordum.
-
8:57 - 8:59Çoğu arkadaşlarım hala Dışişlerindeydi.
-
8:59 - 9:01Benim emekli maaşım da dahil.
-
9:01 - 9:03Ve ben vazgeçtim.
-
9:03 - 9:05Ne yapacaktım?
-
9:05 - 9:07O yıl, Kosova'da
-
9:07 - 9:10benim de şahit olduğum kötü ve korkunç bir şey yaşandı.
-
9:10 - 9:122004 Mart ayında, tüm Kosova bölgesinde
-
9:12 - 9:15dehşet verici isyanlar vardı.
-
9:15 - 9:1718 kişi öldürülmüştü.
-
9:17 - 9:19Tam bir anarşiydi.
-
9:19 - 9:21Ve anarşiyi görmek korkunç bir şeydir,
-
9:21 - 9:23polis ve askeriyenin --
-
9:23 - 9:25pek çok askeri birlik vardı --
-
9:25 - 9:27sokaktan gelen bu öfkeli kalabalığı
-
9:27 - 9:29durduramıyor olduğunu bilmek.
-
9:29 - 9:32Ve sokaktan gelen bu öfkeli kalabalığı durdurmanın tek yolu
-
9:32 - 9:34onların buna karar vermesiyle
-
9:34 - 9:36ve onlar yeterince yakıp yıktıklarını düşündükten sonra olur.
-
9:36 - 9:39Bu da görülmesi çok hoş bir şey değil, ve ben bunu gördüm.
-
9:39 - 9:42Bunu yaşadım. O öfkeli kalabalıkları atlattım.
-
9:42 - 9:45Arnavut arkadaşlarımla birlikte bunu durdurmaya çalıştık ama başaramadık.
-
9:45 - 9:48Bu isyan bana bir şey öğretti,
-
9:48 - 9:51hemen belli olmayan ve biraz da karışık bir hikaye bu.
-
9:51 - 9:53Ama bu isyanın gerçekleşme sebeplerinden biri --
-
9:53 - 9:55günlerce süren bu isyanların --
-
9:55 - 9:57Kosova halkının
-
9:57 - 10:00kendi geleceklerinden mahrum edilmiş olmalarıydı.
-
10:01 - 10:04Kosova'nın geleceği hakkında diplomatik müzakereler
-
10:04 - 10:06yapılıyordu o zamanlar
-
10:06 - 10:08ve bırakın Kosova halkını, Kosova hükümeti de
-
10:08 - 10:10bu görüşmelere
-
10:10 - 10:12gerçekten katılamıyordu.
-
10:12 - 10:15Fazla karmaşık bir diplomatik sistem ve
-
10:15 - 10:18Kosova'nın geleceği hakkında bir müzakere süreci vardı
-
10:18 - 10:20ve Kosovalılar bunun bir parçası değildi.
-
10:20 - 10:23İlginç bir şekilde, bundan memnun değillerdi.
-
10:23 - 10:26O isyanlar, bu memnuniyetsizliğin zuhur edişinin bir parçasıydı.
-
10:26 - 10:28Tek sebebi değildi,
-
10:28 - 10:30ve hayat basit, tek sebepli bir anlatım değildir.
-
10:30 - 10:32Karmaşık bir şeydi,
-
10:32 - 10:34ben de olduğundan daha basitmiş gibi davranmak istemiyorum.
-
10:34 - 10:36Ama bu sebeplerinden biriydi.
-
10:36 - 10:38Ve bu bana ilham verdi --
-
10:38 - 10:40ya da daha açık olmak gerekirse,
-
10:40 - 10:42eşime ilham verdi.
-
10:42 - 10:45"Neden Kosovalılara tavsiye vermiyorsun?" dedi.
-
10:45 - 10:48"Neden hükumetlerine diplomasileri hakkında tavsiye vermiyorsun?"
-
10:48 - 10:50Kosovalılara diplomatik hizmet izni verilmiyordu.
-
10:50 - 10:52Diplomat olmalarına olanak verilmiyordu.
-
10:52 - 10:54Kosova'nın Son Statü Süreci olarak bilinen
-
10:54 - 10:57bu son derece karmaşık sürece yardımcı olabilecek
-
10:57 - 11:00bir Dışişleri Bakanlığı kurma izni verilmiyordu.
-
11:00 - 11:02Yani fikir buydu.
-
11:02 - 11:04Bağımsız Diplomat olarak vücut bulan şeyin kaynağı buydu,
-
11:04 - 11:07kar amacı gütmeyen ve dünyanın ilk diplomatik
-
11:07 - 11:09tavsiye grubu böyle başladı.
-
11:09 - 11:12Kosova'daki BM'yle geçirdiğim zamandan sonra
-
11:12 - 11:15Londra'ya döndüğüm zaman başladı.
-
11:15 - 11:18Döndüm ve Kosova başbakanıyla bir akşam yemeği yedim ve ona
-
11:18 - 11:21"Bakın, gelip size diplomasi hakkında tavsiyede bulunmayı teklif ediyorum," dedim,
-
11:21 - 11:24"Ben bunu biliyorum. Bu işi yapıyorum. Neden gelip size yardım etmeyeyim?"
-
11:24 - 11:26Rakı bardağını kaldırıp bana dedi ki,
-
11:26 - 11:28"Evet, Carne. Gel."
-
11:28 - 11:30Böylece Kosova'ya gidip
-
11:30 - 11:32Kosova hükumetine tavsiyelerde bulundum.
-
11:32 - 11:35Bağımsız Diplomat, birbiri ardına üç Kosova başbakanına ve
-
11:35 - 11:38Kosova'nın pek çok partiden oluşan anlaşma takımına tavsiye verdi.
-
11:38 - 11:41Ve Kosova bağımsız oldu.
-
11:41 - 11:44Bağımsız Diplomat, şimdi
-
11:44 - 11:46dünya çapında beş diplomatik merkezde kurulu
-
11:46 - 11:48ve yedi-sekiz değişik ülkeye
-
11:48 - 11:51ya da siyasi gruba
-
11:51 - 11:53- onları nasıl tanımlıyorsanız, onlara - tavsiyede bulunuyor.
-
11:53 - 11:55ben tanımlara pek önem vermem.
-
11:55 - 11:58Kuzey Kıbrıslılara adalarını nasıl tekrar birleştireceklerine dair tavsiye veriyoruz.
-
11:58 - 12:00Burmalı muhaliflere,
-
12:00 - 12:02- ilk burada duydunuz -
-
12:02 - 12:04önümüzdeki birkaç yıl içinde yeni bir ülke olacak
-
12:04 - 12:06Güney Sudan hükumetine tavsiye veriyoruz.
-
12:08 - 12:11Fas istilası tarafından
-
12:11 - 12:1334 yıllık mahrum bırakılmadan sonra
-
12:13 - 12:15ülkelerini geri almaya çalışan
-
12:15 - 12:18Batı Sahra'daki Polisario Cephesi'ne tavsiye veriyoruz.
-
12:18 - 12:21Kopenhag'da neticelenmesi planlanan iklim değişikliği görüşmelerinde
-
12:21 - 12:23çeşitli ada devletlerine
-
12:23 - 12:25tavsiye veriyoruz.
-
12:26 - 12:28Burada da biraz rastgelelik var
-
12:28 - 12:30çünkü, Bağımsız Diplomat'ı kurduğum zamanlarda
-
12:30 - 12:32Lordlar Kamarası'nda bir partiye gittim,
-
12:32 - 12:34ki çok gülünç bir yerdir,
-
12:34 - 12:36içkimi şöyle tutuyordum ve arkamda duran
-
12:36 - 12:38bir adama çarptım.
-
12:38 - 12:40Konuşmaya başladık ve dedi ki --
-
12:40 - 12:42Ona ne yaptığımı söyledim,
-
12:42 - 12:44ve çok mühim bir şeymişçesine
-
12:44 - 12:46New York'ta Bağımsız Diplomat'ı kuracağımı söyledim.
-
12:46 - 12:48O anda orada sadece ben vardım,
-
12:48 - 12:50karım ve ben New York'a geri taşınıyorduk.
-
12:50 - 12:53"Neden New York'taki meslektaşlarımla görüşmüyorsun?" dedi
-
12:53 - 12:55ve ortaya çıktı ki
-
12:55 - 12:57büyük bir ihtimalle hiç duymadığınız ?What If! adında
-
12:57 - 12:59bir teknoloji geliştirme şirketinde çalışıyordu
-
12:59 - 13:01Olaylar gelişti ve
-
13:01 - 13:03New York'taki ?What If!'te
-
13:03 - 13:05bir masa sahibi oldum
-
13:05 - 13:07Bağımsız Diplomat'ı başlattığım sıralarda.
-
13:07 - 13:09?What If!'i Wrigley için
-
13:09 - 13:11yeni sakız tatları veya
-
13:11 - 13:13Coca Cola için yeni tatlar
-
13:13 - 13:15geliştirirken izlemek,
-
13:15 - 13:17Kosovalılar ve Batı Sahra'daki Sahraviler için
-
13:17 - 13:20yeni stratejiler geliştirmeme yardımcı oldu.
-
13:20 - 13:23Farkına varmaya başladım ki diplomasi yapmanın farklı yolları vardı
-
13:23 - 13:25ve diplomasi, ticaret gibi,
-
13:25 - 13:27sorun çözme işiydi
-
13:27 - 13:30ve geliştirme, yenilik gibi kelimeler, hala diplomasi terimleri arasında yer almıyor;
-
13:30 - 13:33hep "toplam sıfır" stratejileri, realpolitik,
-
13:33 - 13:36ve nesillerdir var olan ve işleri hep yapmış olduğu gibi
-
13:36 - 13:39yapmaya devam eden ezeli kurumlar var.
-
13:39 - 13:41Bağımsız Diplomat, bugün,
-
13:41 - 13:44?What If!'te öğrendiğim şeyleri entegre etmeye çalışıyor.
-
13:44 - 13:47Hepimiz ofiste oturup bir ucundan diğer ucuna birbirimize bağırıyoruz.
-
13:47 - 13:50Küçük dizüstü bilgisayarlarla çalışıp düşünme biçimimizi değiştirmek için masalarımızın yerini değiştiriyoruz.
-
13:50 - 13:52Uğraştığımız ülkelerle
-
13:52 - 13:55ilgili bir şey bilmeyen ama müvekkillerimiz adına
-
13:55 - 13:57çözmeye çalıştığımız sorunlar hakkında
-
13:57 - 13:59yeni bir bakış açısı getirebilecek
-
13:59 - 14:01başka şeylerden anlayan
-
14:01 - 14:03deneyimsiz uzmanlarla çalışıyoruz.
-
14:03 - 14:05Kolay değil, çünkü müşterilerimiz, tanımı itibariyle,
-
14:05 - 14:08diplomatik olarak zor zamanlar geçiriyorlar.
-
14:10 - 14:12Bilemiyorum,
-
14:12 - 14:15bundan çıkarılacak dersler var
-
14:15 - 14:17- kişisel ve siyasi -
-
14:17 - 14:20ve bir anlamda, bunlar aynı şey.
-
14:20 - 14:22Kişisel olan,
-
14:22 - 14:24bir uçurumdan düşmenin
-
14:24 - 14:27aslında iyi bir şey olduğu, ve ben bunu tavsiye ediyorum.
-
14:28 - 14:30En az hayatınızda bir kere yapmanız gereken bir şey,
-
14:30 - 14:33her şeyi yıkıp atlamak.
-
14:34 - 14:37İkincisi şey, günümüz dünyası hakkında daha büyük bir ders.
-
14:37 - 14:40Bağımsız Diplomat, giderek bölünen bir dünyada
-
14:40 - 14:43giderek öne çıkan ve belirginleşen
-
14:43 - 14:46bir trendin parçası.
-
14:46 - 14:49Devletler eskiden olduğundan daha az anlam taşıyor
-
14:49 - 14:51ve devletin gücü giderek azalıyor.
-
14:51 - 14:53Bu, başka şeyler giderek güçleniyor demektir.
-
14:53 - 14:55Bu diğer şeyler, devlet-dışı aktörler olarak adlandırılmakta.
-
14:55 - 14:57Şirketler, mafyöz örgütler,
-
14:57 - 15:00iyi sivil toplum kuruluşları
-
15:00 - 15:02ya da herhangi bir şey
-
15:02 - 15:04olabilirler.
-
15:04 - 15:07Daha karmaşık ve daha bölünmüş bir dünyada yaşıyoruz.
-
15:07 - 15:09Eğer hükumetler,
-
15:09 - 15:11dünyadaki bizi etkileyen
-
15:11 - 15:14sorunları gidermede daha az etkiliyse,
-
15:14 - 15:17o zaman artık bu sorunlarla kim ilgilenecek,
-
15:17 - 15:19bu sorunlarla ilgilenme sorumluluğu kime ait olacak?
-
15:19 - 15:21Biz.
-
15:21 - 15:24Eğer onlar yapamıyorsa, bununla uğraşacak kim kalıyor geriye?
-
15:24 - 15:27Bu gerçeği kabullenmek dışında bir şansımız yok.
-
15:27 - 15:29Bu, şu anlama geliyor:
-
15:29 - 15:32uluslararası ilişkiler, küresel olaylar,
-
15:32 - 15:35Somali'deki kaos ortamı ya da Burma'da
-
15:35 - 15:37olup bitenler sizi ilgilendirmiyor
-
15:37 - 15:40demek ve bunları halletmeyi hükumetlere bırakmalıyız demek
-
15:40 - 15:43artık yeterli değil.
-
15:43 - 15:45Aranızdan herhangi birinizi
-
15:45 - 15:47küçük dünya hipotezi aracılığıyla
-
15:47 - 15:50Somali'deki El-Şebab örgütüne bağlayabilirim.
-
15:50 - 15:54Nasıl olduğunu daha sonra sorun, özellikle - ilginç bir şekilde - balık yiyorsanız,
-
15:54 - 15:56ama bağlantı burada duruyor.
-
15:56 - 15:58Hepimiz çok yakından bağlıyız.
-
15:58 - 16:00Bu sadece Tom Friedman değil,
-
16:00 - 16:03vaka, üstüne vaka, üstüne vaka tarafından kanıtlanıyor.
-
16:03 - 16:06Bu, siyasilerinizden istemek yerine, bir şeyleri gerçekleştirebilmek için
-
16:06 - 16:09kendinize bakmanız gerektiği anlamına geliyor.
-
16:09 - 16:11Bağımsız Diplomat geniş bir anlamda
-
16:11 - 16:13bunun bir örneği gibi.
-
16:13 - 16:16Düzgün örnekler yok, ama şu bir örnek olabilir:
-
16:16 - 16:18dünyanın değişme şekli
-
16:18 - 16:20eskiden çalıştığım yer olan BM Güvenlik Konseyi'nde
-
16:20 - 16:22vücut buluyor.
-
16:22 - 16:25BM 1945 yılında kuruldu.
-
16:25 - 16:27Bildirgesi, devletler arası,
-
16:27 - 16:29devletler arasındaki çatışmaları engellemek
-
16:29 - 16:31üzerine tasarlanmış.
-
16:31 - 16:33Bugün, BM Güvenlik Konseyi
-
16:33 - 16:35ajandasının yüzde 80'i,
-
16:35 - 16:37devletler arasi anlasmazliklar,
-
16:37 - 16:39gerillalar, ayrılıkçılar,
-
16:39 - 16:41teröristler, öyle adlandırmak isterseniz,
-
16:41 - 16:43hükumet, devlet olarak adlandırmadığımız
-
16:43 - 16:46herkesi içeren devletten bağımsız taraflar.
-
16:46 - 16:49Dünyanın durumu, bugün böyle.
-
16:49 - 16:51Bunu fark ettiğimde,
-
16:51 - 16:54Güvenlik Konseyi'nde yaşadıklarım ve
-
16:54 - 16:56Kosovalıların başına gelene baktığımda
-
16:56 - 16:58ve sık sık,
-
16:58 - 17:00bizim Güvenlik Konseyi'nde yaptığımız şeylerden
-
17:00 - 17:02en dolaysız olarak etkilenen insanların
-
17:02 - 17:04aslında orada olmadığını, aslında Güvenlik Konseyi'ne
-
17:04 - 17:06fikirlerini sunmak için davet edilmediklerini fark ediyorum.
-
17:06 - 17:08Bu yanlış, dedim kendi kendime.
-
17:08 - 17:10Bunun hakkında bir şey yapmak gerekiyor.
-
17:10 - 17:13Geleneksel bir yöntemle başladım.
-
17:13 - 17:15Ben ve Bağımsız Diplomat'taki çalışma arkadaşlarım,
-
17:15 - 17:17Güvenlik Konseyi'nin etrafından dolandık.
-
17:17 - 17:19Yaklaşık 70 BM üyesi devlete -
-
17:19 - 17:21Kazaklar, Etiyopyalılar, İsrailliler -
-
17:21 - 17:23kimi düşünüyorsanız, onlara gittik -
-
17:23 - 17:25Genel Sekreter, hepsi
-
17:25 - 17:27ve dedik ki: "Bu tamamen yanlış.
-
17:27 - 17:29Gerçekten bundan etkilenen insanlara danışmamanız çok kötü.
-
17:29 - 17:31Kosovalıları size gelip ne düşündüklerini
-
17:31 - 17:33söyleyecekleri bir sistem
-
17:33 - 17:35kurmanız gerekiyor.
-
17:35 - 17:37Bu bana - onlara neler düşündüğünüzü söylemenize olanak tanıyacak.
-
17:37 - 17:39Çok iyi olacak. İletişimde bulunabilirsiniz.
-
17:39 - 17:42Bu insanların görüşlerini kendi kararlarınızla birleştirebilirsiniz,
-
17:42 - 17:44bu da kararlarınız daha etkili ve kalıcı olacak anlamına geliyor."
-
17:47 - 17:49Süper mantıklı derdiniz.
-
17:49 - 17:51Yani, son derece mantıklı. O kadar bariz ki, herhangi biri yapabilirdi.
-
17:51 - 17:54Ve tabii ki, herkes anladı. Herkes "Evet, tabii ki, tamamen haklısınız.
-
17:54 - 17:56Geri gelin,
-
17:56 - 17:58belki altı ay sonra." dedi.
-
17:58 - 18:01Tabii ki, hiçbir şey olmadı. Kimse bir şey yapmadı.
-
18:01 - 18:03Güvenlik Konseyi, X sayıda yıl kadar önce,
-
18:03 - 18:05benim orada olduğum 10 yıl önce olduğu gibi
-
18:05 - 18:08şimdi de aynı şekilde
-
18:08 - 18:11işlerini yürütüyordu.
-
18:11 - 18:13Temelde başarısızlık olarak
-
18:13 - 18:15adlandırılabilecek bu gözleme baktık
-
18:15 - 18:17ve bunun için ne yapabileceğimizi düşündük.
-
18:17 - 18:19Düşündüm ki, hayatımın geri kalanını
-
18:19 - 18:21bu perişan hükumetler adına
-
18:21 - 18:23yapılmasını gerekeni yapmak için
-
18:23 - 18:25lobi yaparak geçireceksem, mahvolmuştum.
-
18:25 - 18:27Yani yapacağımız şey,
-
18:27 - 18:29aslında bu toplantıları kendimiz düzenlemek.
-
18:29 - 18:31Şimdi, Bağımsız Diplomat,
-
18:31 - 18:33BM Güvenlik Konseyi ve
-
18:33 - 18:35Güvenlik Konseyi'nin ajandasında bulunan
-
18:35 - 18:37anlaşmazlıklara taraf olan gruplar
-
18:37 - 18:40arasında toplantılar düzenleme aşamasında.
-
18:40 - 18:42Yani Darfurlu başkaldıran grupları,
-
18:42 - 18:45Kuzey ve Güney Kıbrıslıları,
-
18:45 - 18:48Açeli başkaldıranları
-
18:49 - 18:52ve dünyanın her yanındaki
-
18:52 - 18:54kaotik anlaşmazlıkları içeren
-
18:54 - 18:57fazlasıyla uzun listeyi bir araya getireceğiz.
-
18:57 - 19:00Tarafları New York'a getirmeye çalışacağız
-
19:00 - 19:02sessiz bir odada oturup
-
19:02 - 19:04basının olmadığı özel bir yerde
-
19:04 - 19:06gerçekten ne istediklerini
-
19:06 - 19:08BM Güvenlik Konseyi'ne anlatabilecekler
-
19:08 - 19:10ve Güvenlik Konseyi üyelerini de
-
19:10 - 19:12onlardan ne istediğini açıklayabilecek.
-
19:12 - 19:14Yani daha önce hiç olmamış olan
-
19:14 - 19:16bir iletişim var.
-
19:16 - 19:19Tabii ki, bunları tarif ettikten sonra,
-
19:19 - 19:22siyasetten anlayan her biriniz bunun son derece zor olduğunu düşünecek
-
19:22 - 19:24ve size tamamen katılıyorum.
-
19:24 - 19:27Başarısız olma ihtimali oldukça yüksek,
-
19:27 - 19:29ama biz gerçekleştirmeye çalışmazsak
-
19:29 - 19:32hiçbir şekilde gerçekleşmeyecek.
-
19:32 - 19:35Diplomat olduğum zamanlardan bugüne
-
19:35 - 19:37siyasi aktivitelerim kökten değişti,
-
19:37 - 19:40ve önemli olanın sonuç olduğunu düşünüyorum,
-
19:40 - 19:43süreç değil, teknoloji değil, açıkçası ikisi de değil.
-
19:43 - 19:45Hala Ahmedinejad'ın hüküm sürdüğü Tahran'da,
-
19:45 - 19:48şu an siyasi nedenlerle hapishanede bulunan, Twitter kullanan
-
19:48 - 19:51ve İran'daki gösterilere katılmış herkese
-
19:51 - 19:53teknolojiyi kullanmalarını öğütleyin.
-
19:53 - 19:56Teknoloji, İran'a siyasi bir değişim getirmedi.
-
19:57 - 20:00Sonuçlara bakmalı ve kendinize şunu sormalısınız:
-
20:00 - 20:02"Bu belirli sonucu oluşturmak için ne yapabilirim?"
-
20:02 - 20:0521. yüzyılın siyaseti böyle.
-
20:05 - 20:07Ve bir açıdan, Bağımsız Diplomat
-
20:07 - 20:10hepimizin yaşadığı
-
20:10 - 20:13bu parçalanmayı, bu değişimi somutlaştırıyor.
-
20:14 - 20:16Benim hikayem bu. Teşekkür ederim.
- Title:
- Carne Ross: Bağımsız bir diplomat
- Speaker:
- Carne Ross
- Description:
-
Britanya'daki diplomatik kurumlarda geçirdiği 15 yılın ardından, Carne Ross ''bağımsız bir diplomat'' olarak küçük, gelişmekte olan ve tanınmayan milletlerin uluslararası ilişkilerde sesini duyuran cesur bir sivil toplum örgütü kurdu. Ross, BIF-5 konferansında, küçük ülkelere söz hakkı veren, değişen dünya sınırlarına adapte olabilen ve yeniliği kabul eden yeni bir diplomasi türünün gerekliliğini anlatıyor.
- Video Language:
- English
- Team:
closed TED
- Project:
- TEDTalks
- Duration:
- 20:18