Steven Pinker: İnsan Beynini Anlamaya Açılan Bir Pencere Olarak Dilbilimi
-
0:12 - 0:17Benim adın Steve Pinker ve ben Harvard Üniversitesi'nde Psikoloji Profesörü'yüm.
-
0:17 - 0:23Bugün size dilden bahsediyor olacağım. Aslında ben bir dil bilimci değilim,
-
0:23 - 0:28bilişsel bilimciyim. Benim dil konusuna olan ilgim, dilin
-
0:28 - 0:32insan beynine açılan bir pencere olmasıyla, sınırlı. Dil konusu,
-
0:32 - 0:38insan bilimlerinin ana konularından biri. Dil kullanma becerisi, insanları
-
0:38 - 0:45diğer türlerden çarpıcı şekilde ayıran bir özellik. Dil, insanların iş birliği yapabilmeleri için elzem; kelimeleri kullanarak,
-
0:45 - 0:52bilgilerimizi paylaşıyor ve eylemlerimizi koordine hale getiriyoruz ve böylece harika işler başarabiliyoruz.
-
0:52 - 0:59Tabii dil konusu, içinde bir çok bilimsel sır da barındırıyor: Dil, nasıl insan türü için evrim geçirdi? Beyin, dili nasıl işliyor?
-
0:59 - 1:06Ayrıca dilin insan hayatında ne kadar merkezi bir yeri olduğu düşünüldüğünde, dilin bir çok pratik kullanımı olması
-
1:06 - 1:11şaşırtıcı değil. Dil bizim için o kadar doğal bir şey ki,
-
1:11 - 1:16onun ne kadar ilginç ve mucizevi bir şey olduğunu unutuyoruz. Şimdi,
-
1:16 - 1:21bir sonraki saat boyunca ne yapıyor olacağınızı düşünün. Bir adamın, nefes alıp
-
1:21 - 1:26bazı sesler çıkarmasını, sabırla dinliyor olacaksınız. Neden böyle bir şey yapasınız?
-
1:26 - 1:32Ben çıkaracağım seslerin çok hoş olduğunu iddia edemem, ama çıkaracağım "ss" ve "hmm" ve "vaak" ve "pap" seslerinin
-
1:32 - 1:38arasına, bazı bilgileri kodladığımı söyleyebilirim.
-
1:38 - 1:45İşte, sizlerin bu ses akıntısı içindenden bilgiyi çıkartma beceriniz var; bu da bizim
-
1:45 - 1:50fikirlerimizi paylaşmamızı sağlıyor. İşte bugün paylaşacağımız fikirler
-
1:50 - 1:55bu yeteneğimizle, dil yeteneğimizle ilgili. Ancak farklı bir biçimde "hs" ve "vaak" sesleri çıkararak,
-
1:55 - 2:01sizin, en sevdiğiniz realite şovunda olan bitenden, evrenin oluşuma ait olan teorilere kadar,
-
2:01 - 2:07bir çok farklı konuda düşünmenizi sağlayabilirim.
-
2:07 - 2:14İşte ben dilin mucizesi olarak bunu görüyorum; onun geniş ifade gücünü.
-
2:14 - 2:1935 senedir dil konusu üzerine çalışıyor olmama rağmen beni hala merakla dolduran bir konu.
-
2:19 - 2:32Ve işte, dil biliminin açıklamaya çalıştığı ana fenomen de bu.
-
2:32 - 2:35Dilin, insan hayatının merkezinde olması şaşırtıcı değil. İncil'deki Babil Kulesi hikayesi,
-
2:35 - 2:40insanların bilgilerini ve niyetlerini, dili kullanarak paylaştıklarını ve
-
2:40 - 2:46bu sayede harika işler başardıklarını anlatmaktadır. Dil ayrıca
-
2:46 - 2:53belirli bir kültüre özgü değildir; antropologlar tarafından incelenen her kültürde mevcuttur.
-
2:53 - 2:59Dünyada bugün konuşulan 6.000 dil var.
-
2:59 - 3:05Bu dillerin hepsi komplekstir; kimse kompleks dile sahip olmayan bir insan toplumu keşfetmemiştir.
-
3:05 - 3:11İşte bu ve benzeri sebeplerden dolayı, Charles Darwin demiştir ki: " İnsanoğlunun doğasında konuşma iç gdüsü vardır;
-
3:11 - 3:17bunu küçük çocukların agulamalarında görebilirsiniz, oysa hiçbir çocuğun içgüdüleri onu
-
3:17 - 3:21yemek yapmaya, alkol mayalamaya ya da yazı yazmaya yöneltmez."
-
3:21 - 3:25Dil, çetrefilli bir beceridir ve dil biliminin de karmaşık bir bilim dalı olması
-
3:25 - 3:30şaşırtıcı değildir. Bu dal, dilin kendisinin incelenmesini içerir:
-
3:30 - 3:38dilbilgisi, kelimelerin, kelime öbeklerinin ve cümlelerin sıralanması; fonoloji, yani seslerin incelenmesi,
-
3:38 - 3:45anlambilim, yani anlamın incelenmesi ve edimbilgisi, yani dilin konuşma esnasında nasıl kullandığını,
-
3:45 - 3:49inceler. Dil konusunu inceleyen bilim kişileri ayrıca
-
3:49 - 3:55dilin gerçek zamanlı olarak nasıl işlendiğini, çocuklar tarafından nasıl algılandığını ve dil öğrenmenin nasıl gerçekleştiğini
-
3:55 - 4:00inceler; bu alana, psikolinguistik denir. Ayrıca bazıları da beyin tarafından dilin
-
4:00 - 4:02nasıl işlendiğini inceler; bu alana da nörolinguistik denir.
-
4:02 - 4:12Şimdi başlamada önce, dilin, dille yakından ilişkisi olan üç diğer şeyle karşılaştırılmaması
-
4:12 - 4:18çok önemlidir. Bunların ilki yazı dilidir. Tarih boyunca varolan tüm insan kültürlerinde bulunan,
-
4:18 - 4:24konuşma dilinin aksine, yazı, insan tarihinin yalnızca
-
4:24 - 4:30ufak bir kısmı boyunca var olmuştur; yazı 5000 sene önce icat edilmiştir.
-
4:30 - 4:35Sayfadaki her bir işaretin bir sesli ya da sessiz harfi temsil ettiği alfabetik yazı, bir sefer mahsus olmak üzere,
-
4:35 - 4:40yaklaşık 3.700 sene önce, Kenan Ülkesi'nde yaşayanlar tarafından icat edilmiştir.
-
4:40 - 4:48Darwin'in de söylediği gibi, çocukların içgüdüsel olarak yazı yazma eğilimleri yoktur
-
4:48 - 4:52ancak bunu eğilim okul sırasında inşa edilir.
-
4:52 - 4:58Dille karıştırılmaması gereken bir diğer şey de, düzgün dilbilgisidir. Dilbilimciler,
-
4:58 - 5:05betimlemeli dilbilgisiyle, yani insanların nasıl konuşması gerektiğini açıklayan kurallar ile, kuralcı dilbilgisini, yani
-
5:05 - 5:11insanların dikkatlice düzyazı yazdıklarında uymaları gerekenleri tanımlayan kurallar, arasında bir fark yaratmışlardır.
-
5:11 - 5:16Size dilbilimine ilişkin bir sır vermemi isterseniz, o da, bu iki grup kuralın,
-
5:16 - 5:22aynı olmadığı ve dilin kuralcı dilbilgisi kurallarının, aslında çok da mantık üzerine kurulu olmadığıdır.
-
5:22 - 5:28Mesela bu kurallardan en meşhuruna bakalım: mastarlıkları ikiye bölmeme kuralı.
-
5:28 - 5:32Bu kurala göre, Kaptan Kirk, Enterprise gemisinin
-
5:32 - 5:37görevinin " başka kimsenin gitmediği yere, gitmek cesurca" dediğinde, çok büyük bir dilbilgisi
-
5:37 - 5:42hatası yapmış bulunmaktadır. Editörlere göre, onun aslen
-
5:42 - 5:49"Başka kimsenin gitmediği yere, cesurca gitmek" demesi gerekmekteydi.
-
5:49 - 5:55Ancak, bu İngilizce dilinin ritmiyle ve vurgusuyla çatışmaktadır. Aslında, bu kuralcı kural,
-
5:55 - 6:01Latince'de, mastarın ayrılamaması kuralı temel alınarak yapılmıştır;
-
6:01 - 6:06çünkü mastar orada, tek kelimedir: "Facare", yani "yapmak." Julius Sezar, istese de
-
6:06 - 6:13mastarı ikiye ayıramazmış. Bu kural, İngilizce'ye tamamen taşınmış
-
6:13 - 6:17ancak aslında taşınmaması gerekirmiş. Bir diğer kuralcı dilbilgisi kuralı da,
-
6:17 - 6:23aynı cümle içinde iki negatifin kullanılmamasıdır. Mick Jagger'in " Hiçbir tatmin alamıyorum" dememesi gerekirmiş.
-
6:23 - 6:28Bunun yerine, "Herhangi bir tatmin alamıyorum" demesi gerekirmiş.
-
6:28 - 6:35Şimdi, bu kuralın genellikle mantığa uyduğu söylenir, ancak düşünürseniz " -mıyorum" ve "herhangi" kelimeleri de,
-
6:35 - 6:40" -mıyorum" ve "hiç" ikilisi gibi, aslında çifte negatif içermektedir.
-
6:40 - 6:45Bizim " Herhangi bir tatmin alamıyorum"u, "Hiçbir tatmin alamıyorum"a tercih etmemizin tek sebebi,
-
6:45 - 6:5017. yüzyılda Güney İngiltere'de konuşulan lehçenin,
-
6:50 - 6:54" -mıyorum" ve "herhangi" ikilisini, ikilisine tercih etmesi yüzündendir.
-
6:54 - 6:57Eğer İngiltere'nin başkenti, ülkenin güneyinde değil de kuzeyinde
-
6:57 - 7:01olsaydı, "-mıyorum" ve "hiçbir" doğru,
-
7:01 - 7:03" -mıyorum" ve "herhangi" ikilisine yanlış olacaktı.
-
7:03 - 7:08Bir dilde, standart olarak seçilen ağzın herhangi bir özelliği yoktur.
-
7:08 - 7:15Aslında, biz lehçe adı verilen farklı dil versiyonlarını karşılaştırırsak,
-
7:15 - 7:21hepsinin farklı şekillerde kompleks olduğunu görürüz. Mesela, Afro-Amerikan konuşma dilini, yani
-
7:21 - 7:28Siyani İngilizce'yi ya da Zenci sokak dilini ele alalım. Afro-Amerikan dilinde,
-
7:28 - 7:33" He be workin" [O var çalışma] dediğinizde, bu aslında Standart İngilizce'nin katledilmesi anlamına gelmez,
-
7:33 - 7:39ama "He workin" [O çalışıyor] dan farklı bir anlam taşıyan, başka bir cümle kurulduğu anlamına gelir.
-
7:39 - 7:46İlki, o insanın bir işe sahip olduğunu belirtir,
-
7:46 - 7:51ikincisi ise, o kişinin, bizim şu anda bu konuşmayı yaptığımız esnada, çalışıyor olduğunu belirtir.
-
7:51 - 7:53Şimdi, Afro-Amerikan dilinde yapılan ancak Standart İngilizce'de var olmayan
-
7:53 - 7:59bu fark, farklı lehçelerin, standart dille aynı karmaşıklıkta ve aynı ölçüde kompleks
-
7:59 - 8:06bir dizi kurala sahip olabileceğinin göstergesidir.
-
8:06 - 8:11Şimdi üçüncü bir şey de, dili, düşünce ile karıştırmamak gerektiğidir.
-
8:11 - 8:17Bir çok insan, düşünürken dil kullandığını söyler ama, bilişsel
-
8:17 - 8:23psikologlar, bir çok düşüncenin, cümle biçiminde gerçekleşmediğini
-
8:23 - 8:24göstermiştir.
-
8:24 - 8:26[(1.) Bebekler (ve diğer memeliler) konuşmadan iletişim kurarlar.]
-
8:26 - 8:32Örneğin, bebeklerin konuşmadan önceki halleri ya da diğer
-
8:32 - 8:39hayvanlar üzerinde yapılan bazı harika deneyler göstermiştir ki, bu varlıkların biliş düzeyleri üst seviyededir;
-
8:39 - 8:45sebep sonuç ilişkisi kurabilir ve insanların amaçlarını ve niyetlerini okuyabilirler ve bütün bunları konuşma becerieri
-
8:45 - 8:48olmadan yapabilmektedirler. [(2.) Bazı düşünce türleri dil olmadan da sürer-- görsel düşünme]
-
8:48 - 8:50Biz ayrıca, dili kullanan varlıkların, yani yetişkin insanların
-
8:50 - 8:57dilin dışındaki biçimlerle de düşünmeye devam ettiğini biliyoruz,
-
8:57 - 9:03örneğin, görsel imgelemeyle. Eğer sizden yukarıda gördüğünüz üç boyutlu figürlere bakmanızı
-
9:03 - 9:09ve onları aynı mı, farklı mı olduğunu söylemenizi istesem? İnsanlar,
-
9:09 - 9:15bu problemi çözerken, küp dizilerini tarif etmek yerine,
-
9:15 - 9:22görüntülerin birini alıp, diğerini de, ilkiyle aynı yöne çevirirler. İşte bu, dil harici düşünceye örnektir.
-
9:22 - 9:22[(3.) Bizler, dili anlamak için üstü örtülü bilgi kullanırız ve sonra, olaylara özünü hatırlarız.]
-
9:22 - 9:25İşte bu yüzden, dili anlasanız da,
-
9:25 - 9:31sonra aklınızda kalan duyduğunuz dilin kendisi değildir.
-
9:31 - 9:38Bilişsel psikolojinin önemli bulgularından biri de, sözel içerikleri uzun vadeli hafızaya atarken,
-
9:38 - 9:45insanların kelimeleri birebir kopyalamak yerine, içeriğin özünü ya da anlamını saklıyor olmalarıdır.
-
9:45 - 9:48Mesela, sizin son 10 dakika içinde söylediklerimin bir kısmını
-
9:48 - 9:54hafızanıza aldığınızı varsayıyorum. Ama sanırım eğer
-
9:54 - 10:00ağzımdan çıkan bir tek cümleyi bile aynen söylemenizi istesem, bunu yapamazsınız.
-
10:00 - 10:07Hafızamıza kaydolan, cümlelerin aslından çok daha soyut bir şeydir.
-
10:07 - 10:12İşte biz buna anlam, içerik ya da semantik diyoruz.
-
10:12 - 10:18Aslında, bir cümleyi anlamaya çalıştığımızda, kelimelerin anlamı
-
10:18 - 10:25aslında devasa bir buz dağının görünen kısmı gibidir. Anlam verme, dilin kendisine
-
10:25 - 10:30anlam vermek için gerekli olan, hızlı, dile ait olmayan, bilinçaltı bir işlem gerektirir. Şimdi şampuan şişesinde, şiir gibi yazan bir
-
10:30 - 10:37kaç kelimeyi okuyacağım. "Saçı ıslatın, köpürtün, durulayın, tekrarlayın."
-
10:37 - 10:40Şimdi dilin bu kadar küçük bir kısmını anlarken bile,
-
10:40 - 10:45bazı şeyleri biliyor olmanız lazım: mesela işlemi ikinciye tekrar ettiğinizde,
-
10:45 - 10:49saçınızı tekrar ıslatmanıza gerek yok, çünkü zaten ıslak. Ve işlem bittiğinde,
-
10:49 - 10:54ve "tekrar edin" kelimesini gördüğünüzde, işlemi sonsuza dek tekrar etmenize gerek yok.
-
10:54 - 11:00Burada, "tekrar edin" , "yalnızca bir kere tekrar edin" demek. Bu örtük bilgiyi yazanlar,
-
11:00 - 11:06bu yazıyı anlamak için dil bilmek gerektiğini, ancak yazdıkları şeyin "dil" olmadığını, biliyorlardı.
-
11:06 - 11:08[(4.) Eğer dil düşünce ise, o halde nereden geldi?)
-
11:08 - 11:11Şimdi, eğer dil, düşünce ise,
-
11:11 - 11:15ve dil, dil olmadan düşünemiyorsa, o halde "dil nereden gelmiştir?"
-
11:15 - 11:21sorusu karşımıza çıkar.Sonuçta, İngilizce dili dünyaya gelen
-
11:21 - 11:27bir Marslı komitesi tarafından icat edilip, bize bahşedilmemiştir.
-
11:27 - 11:33Dil, aslında halkın yarattığı doğal bir olaydır. Yüzlerce, binlerce insanın
-
11:33 - 11:40katkıda bulunabileceği, yeni kelime yapıları, jargon ve argo kelimeler ekleyebileceği bir ansiklopedi gibidir.
-
11:40 - 11:46Ve işte bu eklemeler, insanlar fikirlerini ifade etmeye çalışırken yeni yollar aradıkça, dile eklenir ve
-
11:46 - 11:51dil en başta böyle oluşur.
-
11:51 - 11:59Şimdi, bu durum, dilin düşünceyi etkileyebileceğini inkar ettiğimiz anlamına gelmez.
- Title:
- Steven Pinker: İnsan Beynini Anlamaya Açılan Bir Pencere Olarak Dilbilimi
- Description:
-
Steven Pinker - Psychologist, Cognitive Scientist, and Linguist at Harvard University
How did humans acquire language? In this lecture, best-selling author Steven Pinker introduces you to linguistics, the evolution of spoken language, and the debate over the existence of an innate universal grammar. He also explores why language is such a fundamental part of social relationships, human biology, and human evolution. Finally, Pinker touches on the wide variety of applications for linguistics, from improving how we teach reading and writing to how we interpret law, politics, and literature.
The Floating University
Originally released September, 2011.Additional Lectures:
Michio Kaku: The Universe in a Nutshell http://www.youtube.com/watch?v=0NbBjNiw4tkJoel Cohen: Joel Cohen: An Introduction to Demography (Malthus Miffed: Are People the Problem?) http://www.youtube.com/watch?v=2vr44C_G0-o
- Video Language:
- English
- Team:
- Captions Requested
- Duration:
- 50:01
adeptgunes edited Turkish subtitles for Steven Pinker: Linguistics as a Window to Understanding the Brain | ||
adeptgunes edited Turkish subtitles for Steven Pinker: Linguistics as a Window to Understanding the Brain | ||
adeptgunes edited Turkish subtitles for Steven Pinker: Linguistics as a Window to Understanding the Brain | ||
adeptgunes edited Turkish subtitles for Steven Pinker: Linguistics as a Window to Understanding the Brain | ||
adeptgunes edited Turkish subtitles for Steven Pinker: Linguistics as a Window to Understanding the Brain | ||
adeptgunes edited Turkish subtitles for Steven Pinker: Linguistics as a Window to Understanding the Brain | ||
adeptgunes edited Turkish subtitles for Steven Pinker: Linguistics as a Window to Understanding the Brain | ||
adeptgunes edited Turkish subtitles for Steven Pinker: Linguistics as a Window to Understanding the Brain |