< Return to Video

Yolsuzlukla ilgili üç efsane

  • 0:01 - 0:03
    Pekala, bu sabah
  • 0:03 - 0:06
    yolsuzluk sorusu üzerine konuşuyorum.
  • 0:06 - 0:08
    Yolsuzluk
  • 0:08 - 0:14
    güven halinin kendi--
  • 0:14 - 0:17
    veya bizim bağlamımızdaki haliyle--
  • 0:17 - 0:20
    arkadaşlarınızın, ailenizin veya sermayedarlarınızın çıkarları için istismar edilmesi olarak tanımlanır.
  • 0:20 - 0:24
    Tamam? Arkadaşlar, aile ve sermayaderler.
  • 0:24 - 0:28
    Ancak yolsuzluktan ne anladığımızı anlamalıyız.
  • 0:28 - 0:31
    ve onun hakkında yanlış eğitildiğimizi anlamalıyız
  • 0:31 - 0:35
    ve bunu kabul etmeliyiz.
  • 0:35 - 0:36
    Bunu kabul edecek cesarete sahip olmak zorundayız
  • 0:36 - 0:39
    Onunla baş etme şeklimizi değiştirmeye başlamalıyız
  • 0:39 - 0:42
    İlk gelen şu büyük efsane, bir numara olan,
  • 0:42 - 0:44
    şöyle ki, o gerçek anlamda bir şuç değil.
  • 0:44 - 0:46
    Arkadaşlarımızla ve ailemizle bir araya geldiğimizde
  • 0:46 - 0:48
    ve ülkemizdeki şuçu tartıştığımızda,
  • 0:48 - 0:51
    Belmont'daki şuçu veya Diego'daki veya Marabella'daki suçu tartıştığımızda
  • 0:51 - 0:53
    hiç kimse yolsuzluktan bahsetmiyor.
  • 0:53 - 0:54
    Dürüst olan gerçek budur.
  • 0:54 - 0:57
    Polis komiseri gelip de televizyonda suçla ilgili konuştuğunda,,
  • 0:57 - 0:59
    yolsuzluktan bahsetmiyor.
  • 0:59 - 1:02
    Ve kesin olarak biliyoruz ki Ulusal Güvenlik Bakanlığımız suçla ilgili konuşurken
  • 1:02 - 1:05
    o da yolsuzluktan bahsetmiyor.
  • 1:05 - 1:08
    Burada varmaya çalıştığım nokta bunun da bir suç olduğudur..
  • 1:08 - 1:13
    O bir ekonomik suç, çünkü vergi verenlerin parasının yağmalanmasına karışıyoruz.
  • 1:13 - 1:16
    Genel ve özel yolsuzluk bir gerçektir.
  • 1:16 - 1:17
    Özel sektörden gelen biri olarak,
  • 1:17 - 1:20
    özel sektörde korkunç miktarda, hükümetle hiç bir ilgisi olmayan
  • 1:20 - 1:23
    bir yolsuzluğun döndüğünü söyleyebilirim.
  • 1:23 - 1:25
    Aynı rüşvetler ve para yedirmeler ve masa altında gerçekleşen diğer şeyler
  • 1:25 - 1:28
    hepsi özel sektörde oluyor.
  • 1:28 - 1:32
    Bugün, ben, özel sektörün de katıldığı,
  • 1:32 - 1:35
    kamu sektöründeki yolsuzluğa odaklanıyorum.
  • 1:35 - 1:37
    Anlaşılması gereken diğer ikinci önemli efsane de---
  • 1:37 - 1:39
    çünkü bu efsaneleri yok etmek zorundayız,
  • 1:39 - 1:41
    parçalamak, yok etmek ve alaya almak zorundayız--
  • 1:41 - 1:43
    anlaşılması gereken diğer ikinci efsane de
  • 1:43 - 1:46
    yolsuzluğun aslında
  • 1:46 - 1:49
    küçük bir sorun olduğunun söylenmesidir
  • 1:49 - 1:51
    Eğer bu bir sorunsa sadece küçük bir sorundur,
  • 1:51 - 1:55
    öyle ki aslında sadece yüzde 10 veya 15 oranındadır,
  • 1:55 - 1:59
    çoktandır böyle devam etmekte, ve büyük ihtimalle de böyle devam edecektir,
  • 1:59 - 2:03
    ve hiçbir kanun yürürlüğe koymaya gerek yoktur çünkü bununla ilgili yapabilecek çok az şeyimiz vardır.
  • 2:03 - 2:05
    Ve ben de bunu kanıtlamak istiyorum,
  • 2:05 - 2:07
    Bu da çok tehlikeli bir söylencedir, çok tehlikeli.
  • 2:07 - 2:09
    Bu bir miktar kamu yaramazlığıdır.
  • 2:09 - 2:12
    Ve birazcık konuşmak,
  • 2:12 - 2:14
    bizi bir 30 yıl geriye doğru götürmek istiyorum.
  • 2:14 - 2:16
    Bugün kaynak zengini, küçük karayip ülkesi,
  • 2:16 - 2:19
    Trinidad ve Tobago` dan, geliyoruz,
  • 2:19 - 2:24
    ve 1970lerin başında, ülke refahında korkunç bir yükselme yaşadık,
  • 2:24 - 2:28
    ve bu yükselme, dünya petrol fiyatlarının artışı sayesinde oldu..
  • 2:28 - 2:31
    Biz onlara petro- dolarlar deriz. Hazine, paradan patlıyordu.
  • 2:31 - 2:35
    Ve bu ironik, çünkü
  • 2:35 - 2:37
    bugün Merkez Bankası`na bağımlıyız.
  • 2:37 - 2:39
    Görüyorsunuz ya, tarih ironiyle dolu.
  • 2:39 - 2:41
    Bugün Merkez Bankası`na bağımlıyız,
  • 2:41 - 2:44
    ve Merkez Bankası konuşuyor olacağım birçok şeyden sorumlu.
  • 2:44 - 2:47
    Pekala? Kamu ofisinde sorumsuzluktan bahsediyoruz.
  • 2:47 - 2:50
    Taraçanın diğer tarafındaki bir gerçekten bahsediyoruz,
  • 2:50 - 2:52
    bir sonraki kule Finans Bakanlığı,
  • 2:52 - 2:54
    ve bugün oradan bizimle birçok bağlantı mevcut
  • 2:54 - 2:57
    yani bugün sizin mabediniz içersinden konuşuyoruz, peki mi?
  • 2:57 - 3:02
    (Alkış)
  • 3:02 - 3:04
    Konuşmak istediğim ilk şey
  • 3:04 - 3:08
    tüm bu paranın 40 sene önce ülkemize aktarıldığı,
  • 3:08 - 3:10
    işe koyulduğumuz, hükümet hükümete anlaşmalar serisinde
  • 3:10 - 3:12
    ülkeyi hızlı bir şekilde geliştirmek adına
  • 3:12 - 3:14
    dönemin hükümetinin işe koyulduğu dönemdir.
  • 3:14 - 3:16
    Ve bu ülkedeki en büyük projelerden bazıları
  • 3:16 - 3:19
    dünyanın önde gelen bazı ülkeleriyle hükümetler arası
  • 3:19 - 3:21
    anlaşmalar yoluyla inşa ediliyordu.
  • 3:21 - 3:24
    Birleşik Devletler ve İngiltere ve Fransa ve daha niceleri.
  • 3:24 - 3:27
    Tıpkı söylediğim gibi, şu anda bulunduğumuz bina dahi --ki bu ironilerden biridir--
  • 3:27 - 3:28
    bu bina onların İkiz Kuleler olarak adlandırdığı
  • 3:28 - 3:33
    karmaşalar serisinin bir parçasıydı.
  • 3:33 - 3:36
    Bütün vaziyet, durum o kadar çok çirkinleşti ki
  • 3:36 - 3:38
    bir soruşturma komisyonu atandi,
  • 3:38 - 3:42
    ve 1982`de rapor etti, 30 yıl önce rapor etti--
  • 3:42 - 3:45
    Ballah Raporu-- 30 yıl önce,
  • 3:45 - 3:49
    ve aniden hükümetler arası anlaşmalar,ayarlamalar durduruldu..
  • 3:49 - 3:51
    Zamanın başbakanı parlamentoya, bütçe konuşması yapmak için gitti
  • 3:51 - 3:54
    ve asla unutmayacağım bazı şeyler söyledi.
  • 3:54 - 3:57
    Bu kısımda haklı olabilirler. O zamanlar genç bir adamdım.
  • 3:57 - 3:58
    (Ok) Tam kalbime geldi
  • 3:58 - 4:03
    Ve aslında dedi ki-- Bir bakayım bu şey çalışıyor mu.
  • 4:03 - 4:05
    Bir evet alıyor muyuz?
  • 4:05 - 4:07
    Bize söylediği buydu.
  • 4:07 - 4:11
    Bize dedi ki, aslında,
  • 4:11 - 4:14
    harcadığımız petro-dolarlarımızın her üçünden ikisi,
  • 4:14 - 4:17
    vergi verenlerin parası,
  • 4:17 - 4:19
    ya boşa harcanmış ya da çalınmıştı.
  • 4:19 - 4:23
    Yani %10 veya 15`i halis ziyandı.
  • 4:23 - 4:25
    Dediğimiz gibi, bu bir masal, hikaye. Unutun gitsin.
  • 4:25 - 4:27
    Bu küçük çocuklar için. Bizlerse yetişkin insanlarız
  • 4:27 - 4:29
    ve toplumumuza neler olduğuyla başa çıkmaya çalışıyoruz.
  • 4:29 - 4:31
    Tamam mı? Problemin boyutu bu.
  • 4:31 - 4:34
    Anlaştık mı? Paranın üçte ikisi çalınmış veya yok yere harcanmıştı.
  • 4:34 - 4:38
    Bu 30 yıl önceydi. 1982 Ballahtı.
  • 4:38 - 4:40
    Peki ne değişti?
  • 4:40 - 4:42
    Utanç verici sırları uluslararası seyirciye sermek istemiyorum
  • 4:42 - 4:44
    ancak yapmak zorundayım.
  • 4:44 - 4:48
    Dört ay önce bu ülkede, anayasal bir öfke patlaması, bir başkaldırıdan muzdarip olduk.
  • 4:48 - 4:53
    Biz onu Bölum 34 fiyaskosu diye adlandırırız, Bölüm 34 fiyaskosu
  • 4:53 - 4:55
    Şüpheli bir hukuk parçacığı, ve ben buna
  • 4:55 - 4:57
    şüpheli zanlıları özgür bırakmak için
  • 4:57 - 4:59
    şüpheli bir zamanda onaylanmış
  • 4:59 - 5:01
    şüpheli bir hukuk parçacığı diyeceğim.
  • 5:01 - 5:07
    ve söylendiği gibi, bu insanlar
  • 5:07 - 5:09
    Piarco Havaalanı zanlıları olarak adlandırıldılar.
  • 5:09 - 5:12
    Bugün burada kendi lügatımı konuşturacağım.
  • 5:12 - 5:14
    Onlar Piarco Havaalanı zanlıları.
  • 5:14 - 5:17
    İlk buyruğun sebep olduğu anayasal bir öfkeydi
  • 5:17 - 5:21
    ve ben bunu Sapkın Parlemantoya Giden Komplo olarak etiketlendirdim.
  • 5:21 - 5:24
    Ülkemizde, en yüksek düzeydeki kurum sapkınlaştırılmıştı.
  • 5:24 - 5:26
    Bizler burada, ekonomik ve finansal bir doğanın
  • 5:26 - 5:27
    sapkınlıklarıyla uğraşıyoruz.
  • 5:27 - 5:29
    Problemin ne derecede ciddi olduğunu anlıyor musunuz?
  • 5:29 - 5:31
    Çok büyük bir protesto vardı. Odadaki herbirimiz,
  • 5:31 - 5:34
    bu prostestoda farklı şekillerde yer aldık.
  • 5:34 - 5:37
    En önemlisi de, Amerikan büyükelçisi yakındı
  • 5:37 - 5:39
    bu sayede parlamento süratle biraraya geldi
  • 5:39 - 5:41
    ve kanun geri çekildi, yürütmeden kaldrıldı.
  • 5:41 - 5:43
    Avukatların kullandığı kelime bu. Yürütmeden kaldırıldı.
  • 5:43 - 5:46
    Ancak önemli olan şu ki
  • 5:46 - 5:50
    Parlamento bütün bu olaylar silsilesi içinde dolandırıldı,
  • 5:50 - 5:53
    çünkü gerçekten olan şuydu ki,
  • 5:53 - 5:56
    yasanın şüpheli görülen bir kısmı yüzünden,
  • 5:56 - 5:58
    yasa aslında bağımsızlığımızın 50. yıldönümünü,
  • 5:58 - 6:01
    bağımsızlığımızın jubilesini kutladığımız haftasonu
  • 6:01 - 6:03
    onaylandı.
  • 6:03 - 6:05
    Yani bu, bu şeyin bir çeşit öfke patlamasıydı.
  • 6:05 - 6:08
    Tekamüle ulaşmanın yaramaz bir yoluydu, ama biz onu kabullendik,
  • 6:08 - 6:10
    çünkü hepimiz onu anladık,
  • 6:10 - 6:12
    ve hatırlabildiğim kadarıyla ilk defa
  • 6:12 - 6:15
    bu yolsuzluğa karşı büyük çaplı kitlesel protestolar vardı.
  • 6:15 - 6:17
    Ve bu bana çok umut verdi. Tamam mı?
  • 6:17 - 6:19
    Ama birilerimiz,bazen bu işin birazını yaparken
  • 6:19 - 6:23
    yalnız hissediyoruz.
  • 6:23 - 6:26
    Kanunun bu kısmı ve yürütmeden kaldırılması
  • 6:26 - 6:30
    Parko Havaalanı suçlaması davasını kuvvetlendirdi.
  • 6:30 - 6:35
    Yani bu gerçekten bugüne kadar yapılmış kandırmacaların en büyüklerinden biriydi.
  • 6:35 - 6:37
    Ancak ne için suçlanmışlardı?
  • 6:37 - 6:38
    Suçlandıkları şey neydi?
  • 6:38 - 6:41
    Sizler için birazcık gizemli oluyorum. Suçlandıkları şey neydi?
  • 6:41 - 6:43
    Vadesi dolmuş bir hava alanı inşa etmeye,
  • 6:43 - 6:46
    onu yeniden yapılandırmaya çalışıyorduk.
  • 6:46 - 6:50
    Bütün proje yaklaşık 1.6 milyar dolara mal oluyordu,
  • 6:50 - 6:52
    Trinidad ve Tobago dolarına,
  • 6:52 - 6:56
    ve aslında bir yığın şikemiz
  • 6:56 - 6:59
    ve şüpheli eylemlerimiz oldu, yolsuzluk oldu,
  • 6:59 - 7:03
    Ve ne içerdiğiyle ilgili bir fikir sahibi olmak için
  • 7:03 - 7:06
    ve bunun büyük bir iş olmadığıyla ilgili ikinci miti
  • 7:06 - 7:08
    bu olayla ilişkili bir bağlama yerleştirmek için
  • 7:08 - 7:11
    buradaki ikinci gösterime bakabiliriz.
  • 7:11 - 7:15
    Ve burada sahip olduğumuz--Ben öyle demiyorum, Bu, Savcının
  • 7:15 - 7:19
    yazılı bildirgesi. O öyle dedi.
  • 7:19 - 7:24
    Ve bize 1.6 milyar dolarlık proje için diyor ki,
  • 7:24 - 7:26
    bir milyar doların kayıt dışı banka hesaplarında
  • 7:26 - 7:28
    izi bulundu.
  • 7:28 - 7:30
    Vergi verenlerin bir milyar doları,
  • 7:30 - 7:33
    kayıt dışı banka hesaplarına koyuldu.
  • 7:33 - 7:36
    olduğum gibi şüpheci bir insan olmamdan ötürü,
  • 7:36 - 7:38
    buna çok kızgınım, ve bu noktada duraklıyorum,
  • 7:38 - 7:41
    şimdi bunu duraklatıyorum ve farklı şeyler getiriyorum.
  • 7:41 - 7:43
    Burada duracağım ve geçen sene kasımda Wall Street`de
  • 7:43 - 7:46
    gördüğüm bir şeyi getiriyorum. Zuccotti Parkı'ndaydım
  • 7:46 - 7:51
    Sonbahardı. Soğuktu. Islaktı. Hava kararıyordu.
  • 7:51 - 7:52
    Ve ben de protestocularla, One Wall Street`e bakarak,
  • 7:52 - 7:57
    Occupy Wall Street (Wall Stret`i işgal et) hareketi civarında yürüyordum.
  • 7:57 - 7:59
    Ve orada çok basit bir levhası olan bayan vardı, oldukça basit bir levha
  • 7:59 - 8:02
    darbe almış görünen sarışın bayan,
  • 8:02 - 8:04
    Ve de levha, bu kısımlarda adlandırdığımız gibi, Bristol tahtasından yapılmaydı.
  • 8:04 - 8:06
    ve bir tahta kalemiyle yapılmıştı.
  • 8:06 - 8:09
    Ve levhada söylenen şey beni tam kalbimden vurdu.
  • 8:09 - 8:13
    "Eğer kızgın değilsen, dikkat vermiyorsundur" diyordu.
  • 8:13 - 8:16
    Eğer tüm bu olanlardan dolayı kızgın değilseniz, dikkatinizi vermiyorsunuzdur.
  • 8:16 - 8:20
    Bu yüzden dikkatle dinleyin, çünkü çok daha derin sulara giriyoruz.
  • 8:20 - 8:23
    Beynim düşünmeye başladı.
  • 8:23 - 8:25
    Ya eğer böyle şüpheci olduğumdansa.
  • 8:25 - 8:29
    Bir yığın casus romanı falan okurum ben.
  • 8:29 - 8:30
    Ya eğer--(Gülmeler)
  • 8:30 - 8:33
    Ancak bu şekilde hatalarda bulunmanız için
  • 8:33 - 8:34
    bir yığın casus hikayesi okumak ve bazı şeyleri takip etmek gerekir değil mi?
  • 8:34 - 8:37
    (Gülmeler)
  • 8:37 - 8:42
    Ama ya bu ilk değilse?
  • 8:42 - 8:44
    Ya bu birilerinin
  • 8:44 - 8:46
    yakalandığı ilk seferse?
  • 8:46 - 8:52
    Ya daha önce de olduysa? Nasıl ortaya çıkartırdım ki?
  • 8:52 - 8:54
    Şimdi, önceki verdiğim iki örnek
  • 8:54 - 8:58
    sektörel yolsuzluğun inşaasıyla ilgiliydi, değil mi?
  • 8:58 - 9:00
    Ve bu sefer, kar amacı gütmeyen Birleşik Katılım Kurulu`nun
  • 9:00 - 9:04
    liderligini yapma ayrıcalığım vardı.
  • 9:04 - 9:07
    jcc.org.tt`deyiz ve halkin parasının nereye aktarıldığıyla ilgili
  • 9:07 - 9:10
    kamu tedariki sağlamak için mücadele içinde olan
  • 9:10 - 9:13
    - liderlerimiz var, liderler biziz.
  • 9:13 - 9:15
    Bununla ilgili daha fazla şey ortaya çıkarmakla veya
  • 9:15 - 9:19
    dilekçelerimizi imzamalada bize katılmak isteyenler, lütfen katılın.
  • 9:19 - 9:21
    Ancak ilgili başka bir şeye kolay bir geçis yapacağım,
  • 9:21 - 9:24
    Çünkü üç buçuk yıldan fazladır yönettiğim
  • 9:24 - 9:26
    özel kampanyalardan biri
  • 9:26 - 9:29
    CL Finansalının kurtarma planı döneminde,
  • 9:29 - 9:32
    şeffaflığı ve güvenilirlilikle ilgili.
  • 9:32 - 9:37
    CL Finansal Karayiplerin en geniş şirketler topluluğu, tamam mı?
  • 9:37 - 9:40
    Ve detaylara inilmeden, şirketin iflas ettiği söylendi
  • 9:40 - 9:43
    --Kelimlerimi çok dikkatli kullanıyorum--
  • 9:43 - 9:46
    2009 Ocak`ta, neredeyse 4 yıla oldu,
  • 9:46 - 9:49
    çöktüğü söylendi.
  • 9:49 - 9:52
    Eşi görülmemiş bir cömertlikle--ve bu insanlarla ilgili çok şüpheci olmalısınız--
  • 9:52 - 9:55
    Eşi benzeri görülmemiş--ve bu kelimeyi çok dikkatli kullanıyorum---
  • 9:55 - 9:57
    Eşi benzeri görülmemiş bir cömertlikle,
  • 9:57 - 10:01
    Zamanın hükümeti,
  • 10:01 - 10:05
    bütün alacaklılara geri ödemek için yazılı bir anlaşma yaptı ve imzaladı.
  • 10:05 - 10:07
    Ve size hiç bir çelişki olmadan, bu olayın
  • 10:07 - 10:10
    dünyanın başka hiç bir yerinde olmadığını söyleyebilirim.
  • 10:10 - 10:12
    Haydi biraz anlayalım, çünkü durumun gerçekleştiği şartlardan yoksunuz.
  • 10:12 - 10:15
    İnsanlar bunun da tıpkı Wall Street gibi olduğunu söylüyorlar. Tıpkı Wall Street gibi değil.
  • 10:15 - 10:20
    Trinidad ve Tobago, farklı kanunlu, fizikli veya biyolojili, farklı bir şeyli bir yer.
  • 10:20 - 10:25
    Herhangi bir yer gibi degil.(Alkış)
  • 10:25 - 10:30
    Herhangi bir yer gibi değil.Herhangi bir yer gibi değil.
  • 10:30 - 10:33
    Burası burasıdır, orası orasıdır. Tamam mı?
  • 10:33 - 10:34
    Şimdi ciddiyim.
  • 10:34 - 10:37
    Dinleyin. Wall Street`te kurtarma paketleri oldu.
  • 10:37 - 10:39
    Londra`da kurtarma paketleri oldu.
  • 10:39 - 10:41
    Avrupa`da kurtarma paketleri oldu.
  • 10:41 - 10:44
    Afrika`da kurtarma paketleri oldu. Nijeryada, bizimkiyle eş zamanlı
  • 10:44 - 10:46
    Ticari bankaların 6 büyük olanı, bizimkiyle aynı zamanda iflas etti, ha?
  • 10:46 - 10:48
    Nijerya deneyiminin bizimkine paralel nasıl değelendirildiği,
  • 10:48 - 10:51
    bizimkine kıyasla nasıl çok iyi bir şekilde ele alındığı,
  • 10:51 - 10:53
    ilginç.
  • 10:53 - 10:55
    Dünyanın hiç bir yerinde
  • 10:55 - 10:57
    bütün alacaklıların yasal haklarından fazla kurtarıldığı,
  • 10:57 - 11:00
    kurtarma paketine dahil edildiği görülmemiştir.
  • 11:00 - 11:03
    Sadece burada. Peki bu cömertliğin sebebi neydi?
  • 11:03 - 11:06
    Hükümetimiz bu kadar cömert mi? Ve belki de öyleler.
  • 11:06 - 11:08
    Haydi bir bakalım. Derinlemesine bir bakalım.
  • 11:08 - 11:11
    Ben deşmeye ve yazmaya başladım vesaire vesaire,
  • 11:11 - 11:13
    ve o çalışma bulunabilir, benim şahsi çalışmam
  • 11:13 - 11:16
    adım olan AfraRaymon.com`da bulunabilir.
  • 11:16 - 11:19
    İşlettiğim, kar için olmayan bir blog
  • 11:19 - 11:21
    Diğer insanların ki kadar revaçta değil, ama alın burada.
  • 11:21 - 11:24
    (Gülmeler)
  • 11:24 - 11:28
    Ancak önemli nokta, 34. kısımın,
  • 11:28 - 11:31
    bağımsızlığımızı kutluyor olmamız gereken zamanda,
  • 11:31 - 11:34
    ağustosta,
  • 11:34 - 11:37
    parlamentoyu delalete sürükleyen acı tecrübesi.
  • 11:37 - 11:41
    eylüle giriyor olmak, kendimi kontrolden geçirmeme
  • 11:41 - 11:43
    ve tahammülümü yeniden tartmama,
  • 11:43 - 11:46
    bazı çalışmalarımın, yazdıklarımın, gerçekte neyin ne olduğunu anlamak için
  • 11:46 - 11:48
    görevlilerle yaptığım değiş tokuşlara,
  • 11:48 - 11:50
    geri dönmeye zorladı beni.
  • 11:50 - 11:54
    Trinidad ve Tobago`da dediğimiz gibi, kim kimdir ve ne nedir?
  • 11:54 - 11:56
    Pekala? Yeniden muhakeme etmek istiyoruz.
  • 11:56 - 11:58
    Ve ben, bu yıl mayıs ayında, Finans Bakanlığı`na
  • 11:58 - 12:02
    Bilgide Özgürlük başvurusu yaptım.
  • 12:02 - 12:04
    Finans Bakanlığı da bir sonraki kule.
  • 12:04 - 12:06
    Bu da başka bir bağlam.
  • 12:06 - 12:08
    Bize, Finans Bakanlığı`nın Bilgide Özgürlük Eylemi`nin
  • 12:08 - 12:12
    hükümlerine konu olduğu söylendi.
  • 12:12 - 12:15
    Bunun gerçekten böyle olup olmadığıyla ilgili çalışılmış bir örnegeye götürüyorum sizi.
  • 12:15 - 12:18
    Bu sabah bahsettiğimiz Merkez Bankası
  • 12:18 - 12:22
    Bilgide Özgürlük Eyleminin hükümlerinden muaf.
  • 12:22 - 12:24
    Yani işin özü şu ki, onlara hiçbir şey soramazsınız,
  • 12:24 - 12:25
    ve onlar da hiç bir şeye cevap vermek zorunda değiller.
  • 12:25 - 12:28
    1999`dan beri olan kanun bu.
  • 12:28 - 12:32
    Böylece birden bu mücadeleye daldım, ve dört soru sordum.
  • 12:32 - 12:36
    ve size kısa cevaplı bir şekilde bu soruları,
  • 12:36 - 12:38
    nerede olduğumuzu anlayabilesiniz diye yönlendireceğim.
  • 12:38 - 12:40
    Burası herhangi bir yer gibi değil.
  • 12:40 - 12:43
    Bir numaralı soru:
  • 12:43 - 12:45
    CL finansalının hesap defterini sordum,
  • 12:45 - 12:48
    ve eğer bana hesapları gösteremezseniz--
  • 12:48 - 12:50
    Finans Bakanı açıklamalar yapıyor,
  • 12:50 - 12:52
    yeni yasalar geçiriyor ve nutuklar veriyor ve daha niceleri.
  • 12:52 - 12:55
    Dayandığı rakamlar ne?
  • 12:55 - 12:57
    tıpkı şu şaka gibi: O her ne içiyorsa ben de ondan istiyorum.
  • 12:57 - 12:59
    Ve bana geri yazıp dediler ki,
  • 12:59 - 13:01
    pekala, ne demek istiyorsun gerçekten ?
  • 13:01 - 13:03
    Yani sorumu soruyla vurdular.
  • 13:03 - 13:06
    İkinci nokta: Geri ödeme yapılan grubun
  • 13:06 - 13:10
    alacaklılarını görmek istiyorum
  • 13:10 - 13:12
    paramızın 24 milyon dolarının
  • 13:12 - 13:15
    buna harcandığına hepinizin dikkatinizi çekmek için bir durayım.
  • 13:15 - 13:18
    Bu, yaklaşık 3 buçuk milyar Birleşik Devletler doları eden miktar
  • 13:18 - 13:21
    geçmişte kaynak olarak kullanmaya alıştığımız
  • 13:21 - 13:24
    zengin küçük bir karayip ülkesinden geliyor. Tamam mı?
  • 13:24 - 13:25
    Ve bu üç buçuk milyar doları
  • 13:25 - 13:29
    kimin aldığını sordum.
  • 13:29 - 13:32
    Ve mevcut şartları konuya getirmek için tekrar bir duraklıyorum,
  • 13:32 - 13:35
    çünkü mevcut şartlar bu şeyi anlamamıza netlik getirmemize yardımcı oluyor
  • 13:35 - 13:38
    Şu anda hükümette olan muayyen bir şahıs var.
  • 13:38 - 13:39
    Şahsın adı önemli değil.
  • 13:39 - 13:42
    Ve bu şahıs, siyasi gayesini ilerletmek için
  • 13:42 - 13:44
    Bilgide Özgürlük Eylemini kullanarak
  • 13:44 - 13:46
    kariyer yaptı.
  • 13:46 - 13:50
    Tamam mı? İsmi önemli değil.
  • 13:50 - 13:52
    Ona paye vermeyeceğim. Bir hususum var.
  • 13:52 - 13:54
    Husus şu ki, bu kişi amacı için
  • 13:54 - 13:57
    Bilgide Özgürlük Eylemini kullanarak kariyer yaptı.
  • 13:57 - 14:00
    Ve en ünlü vaka da
  • 14:00 - 14:03
    aslında 60 milyon dolarlık hükümet parasının
  • 14:03 - 14:05
    bir burslar serisinde dağıtıldığı,
  • 14:05 - 14:08
    ve bu bursların tanıtımının yapılmadığı vesaire vesaire,
  • 14:08 - 14:11
    bizim Gizli Burs Skandalı olarak adlandırdığımız vakadır.
  • 14:11 - 14:14
    Ve bu şahıs, bilgi verebilmek için
  • 14:14 - 14:16
    parlamentonun bu eylemini kullanarak,
  • 14:16 - 14:18
    Bilgide Özgürlük Eylemini, mahkemeye çıkabildi.
  • 14:18 - 14:21
    ve ben de bunun muhteşem olduğunu düşünmüştüm.
  • 14:21 - 14:24
    Büyüleyici.
  • 14:24 - 14:26
    Ancak görüyorsunuz, soru:
  • 14:26 - 14:30
    60 milyon dolarlık kamu parasının zorla ifşası için
  • 14:30 - 14:34
    Bilgide Özgürlük Eylemini ve mahkemeyi kullanmak
  • 14:34 - 14:39
    bizim için doğru ve uygun mu acaba,
  • 14:39 - 14:40
    24 milyar doların zoraki ifşaasını yapmak
  • 14:40 - 14:45
    bizim için doğru ve uygun olmalı.
  • 14:45 - 14:47
    Görüyor musunuz? Ancak Finans Bakanı,
  • 14:47 - 14:49
    Finans Bakanı`nın Daimi Sekreteri,
  • 14:49 - 14:52
    bana yazıp, bu bilginin de muaf tutulduğunu söylediler
  • 14:52 - 14:55
    Göruyor musunuz? Uğraştığımız mesele bu işte. İyi mi?
  • 14:55 - 14:57
    Size söylemek istediğim,
  • 14:57 - 15:00
    CL Finansalının yöneticileri için
  • 15:00 - 15:03
    sorduğum ücüncü şeyse,
  • 15:03 - 15:07
    Kamu Hayatında Fazilet Eylemi altında doldurmalar yapıp yapmadıklarıydı.
  • 15:07 - 15:09
    Kamu Hayatı Eyleminde, ulusun çıkarına muhafızlık etme
  • 15:09 - 15:14
    yükümlülüğümüzün bir parçası olarak, faziletimiz var.
  • 15:14 - 15:16
    Ve kamu görevlilerinin varlık ve mükellefiyetlerinin
  • 15:16 - 15:22
    ne olduğunu söylemek için kayda geçirmeleri gerekiyor.
  • 15:22 - 15:25
    Ve tabi ben onların kayıt tutmadıklarını çoktan keşfetmiştim
  • 15:25 - 15:28
    hatta Finans Bakanı onlara kayda geçirmelerini söylemiyor bile aslında
  • 15:28 - 15:33
    İşte elimizde bu var.
  • 15:33 - 15:38
    faziletin ve güvenilirliliğin ve şeffaflığın esas muhafızlarının
  • 15:38 - 15:40
    açığa çıkarıldığı bir durumdayız.
  • 15:40 - 15:42
    Soruyu yasal olarak sordum ve bir yöntem talep ettim.
  • 15:42 - 15:44
    Görmezden gelindi.
  • 15:44 - 15:47
    Bölüm 34 etrafında bizi motive eden bir şey,
  • 15:47 - 15:50
    bunun üzerine çalışmaya devam etmemiz lazım. Onu unutamayız.
  • 15:50 - 15:54
    Ben bunu, ülkenin tarihindeki en büyük tekil harcama olarak tanımladım.
  • 15:54 - 15:56
    Ayni zamanda da bu denkleme göre
  • 15:56 - 16:01
    kamu yolsuzluğuna en geniş örnek.
  • 16:01 - 16:04
    Ve bu benim gerçeklik denetelemem.
  • 16:04 - 16:07
    Kamu parasının harcanması var
  • 16:07 - 16:10
    ama güvenilirlilik yok
  • 16:10 - 16:11
    ama seffaflik yok
  • 16:11 - 16:13
    Rusya`da Nijerya`da veya Alaska`da olun, hiç farketmez,
  • 16:13 - 16:17
    bu her zaman yolsuzluğa eş değer olacaktır,
  • 16:17 - 16:21
    Her zaman yolsuzluğa eşit olacaktır, ve burada uğraştıgımız mevzu da bu.
  • 16:21 - 16:23
    bu işin bitmesi için, Finans Bakanlığı`nda bu konularla alakalı
  • 16:23 - 16:27
    çözüm elde edebilmek için
  • 16:27 - 16:29
    çalışmaya devam edeceğim,
  • 16:29 - 16:32
    Eğer mahkemeye şahsen gitmem gerekecekse, gideceğim.
  • 16:32 - 16:33
    Peşinde koşmaya devam edeceğiz
  • 16:33 - 16:35
    JCC ile çalışmaya devam edeceğiz.
  • 16:35 - 16:38
    Ancak Trinidad ve Tobago bağlamından geri adım atmak
  • 16:38 - 16:39
    ve uluslararası bir örnek olarak masaya
  • 16:39 - 16:41
    yeni bir şey getirmek istiyorum.
  • 16:41 - 16:44
    Gazeteci Heather Brook`u, hükümet yolsuzluğuyla ilgili
  • 16:44 - 16:47
    mücadelesinde gördük,
  • 16:47 - 16:52
    ve bana Alaveteli.com internet sitesini tanıttı.
  • 16:52 - 16:57
    Ve Alaveteli.com Bilgi Özgürlüğü başvuruları,
  • 16:57 - 16:59
    açık bir veri tabanı sahibi olmak
  • 16:59 - 17:02
    ve birbirimizle konuşmak için bir yol.
  • 17:02 - 17:04
    Ne için başvurduğunuzu görebiliyorum.
  • 17:04 - 17:07
    Siz de ben ne için başvuruyorum ve ne cevap alıyorum görebiliyorsunuz..
  • 17:07 - 17:10
    Bununla ilgili birlikte çalışabiliriz. Kolektif bir veri tabanı kurmamız
  • 17:10 - 17:14
    ve bir sonraki noktada nereye gideceğimize dair bir anlayış oluşturmamız gerek.
  • 17:14 - 17:15
    Farkındalığı arttırmamız gerek.
  • 17:15 - 17:19
    Bununla alakalı söylemek istediğim son şey de,
  • 17:19 - 17:21
    IPaidABribe.com adında
  • 17:21 - 17:23
    Hindistan`da bir internet sitesidir.
  • 17:23 - 17:25
    Uluslararası ayakları var,
  • 17:25 - 17:28
    ve buna doğru eğilmemiz bizim için önemli.
  • 17:28 - 17:30
    IPaidABribe gerçekten önemli,
  • 17:30 - 17:33
    giriş yapmak ve anlamak için iyi bir kaynak.
  • 17:33 - 17:35
    Artık burada durduruyorum. Sizden desteğinizi istiyorum.
  • 17:35 - 17:37
    İlk miti atalım; o bir suçtur.
  • 17:37 - 17:40
    İkinci miti atalım; büyük bir şeydir.
  • 17:40 - 17:42
    Büyük bir sorundur. Ekonomik bir suçtur.
  • 17:42 - 17:44
    Ve bu durumun iyileştirilmesi için,
  • 17:44 - 17:46
    toplumdaki kararlılık ve süreklilik için
  • 17:46 - 17:50
    birlikte çalışmamıza izin verin. Teşekkürler.
Title:
Yolsuzlukla ilgili üç efsane
Speaker:
Afra Raymond
Description:

Petrole şükürler olsun ki Trinidad ve Tobago, 1970`lerde büyük bir refahla toplandı. Ancak 1982`de şok edici gerçek açığa çıktı -- ki gelişim için ayrılan her üç dolardan ikisi boşa harcanmış veya çalınmıştı. Bu, Afro Reymond`ı 30 yıl boyunca meşgul etti. Devam etmiş hükümet yolsuzluğu tarihini el feneriye aydınlatırken, Raymond, bize, ekonomik suçun yeniden çerçevelemesini veriyor. (TEDxPortof ispanya'da çekildi)

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
18:09

Turkish subtitles

Revisions