< Return to Video

Introduction to Digital Images (13 mins)

  • 0:00 - 0:05
    Bu bölümde sayısal görüntülerin bilgisayarda nasıl çalıştığını anlatmak istiyorum.
  • 0:05 - 0:10
    İşte, burada bir örnek var: Birkaç sarı çiçeğin görüntüsü. Baktığımız şey
  • 0:10 - 0:15
    organik, yuvarlak hatlı, bütünsel bir görüntü. Bilgisayarda ise görüntü
  • 0:15 - 0:20
    çok sayıda küçük sayıya dönüşecek. Peki bu nasıl oluyor?
  • 0:20 - 0:25
    Şimdi, sol üstteki şu çiçeğe biraz yaklaşalım. Ortasında minik bir şey olan
  • 0:25 - 0:30
    şu küçük yeşil alanı görüyorsunuz. Tam o karenin üzerine on kat yaklaşırsam,
  • 0:30 - 0:35
    işte böyle görünür. Demek ki, farkettiğiniz gibi,
  • 0:35 - 0:40
    görüntü şu minik kare şeylerden oluşuyor. Bunlara piksel deniyor. Her bir piksel
  • 0:40 - 0:45
    kare şeklindedir. Son derece küçüktürler. Bunun için kesin bir sayı veremeyiz ama
  • 0:45 - 0:51
    santimetreye 40 kadarı sığıyordur. Her piksel sadece tek bir renk gösterir. Yani, tek bir renkten oluşan
  • 0:51 - 0:56
    bir kare olarak orada durur. İlginç olan şu ki; burada baktığınız zaman
  • 0:56 - 1:01
    son derece yapay ve keskin kenarlı bir görüntüsü var çünkü piksel
  • 1:01 - 1:05
    o kadar küçük ki şuraya, orijinal görüntüye baktığınızda tamamen
  • 1:05 - 1:10
    doğru görünüyor. Göz öteki türlü algılamıyor. Piksellerin yeterince küçük olmasından dolayı, o küçük keskin
  • 1:10 - 1:14
    kenarları görmüyorsunuz. Yakınlaştığınızda ve parçaları algıladığınızdaysa böyle görüyorsunuzi
  • 1:14 - 1:19
    Bir görüntüde kaç piksel olduğunu merak ediyorsanız, bu sadece basit bir çarpım
  • 1:19 - 1:24
    işlemi gerektirir. 800 piksel genişliğinde ve 600 piksel yüksekliğinde bir görüntüm varsa
  • 1:24 - 1:28
    gerisi sadece çarpma yapmaya bakıyor. Dolayısıyla ikisini çarpıyorum ve
  • 1:28 - 1:33
    sonuç 480.000 piksel. Megapiksel terimini duymuşsunuzdur. Genellikle bilgisayar, kamera ve
  • 1:33 - 1:37
    benzeri araçlara ilişkin kullanılır. Bir megapiksel bir milyon pikseldir. Bendeki 800x600 görüntüde
  • 1:37 - 1:41
    480.000 piksel var. Bu da demektir ki yaklaşık olarak yarım megapiksel ediyor.
  • 1:41 - 1:46
    Aslında güncel standartlar ışığında çok büyük bir görüntü sayılmaz. Günümüzde
  • 1:46 - 1:50
    sayısal bir kamera, hattâ telefonların üzerindekiler bile, beş megapiksel,
  • 1:50 - 1:54
    on megapiksel, belki yirmi megapiksel büyüklüğünde görüntü üretiyor. Bu da hayli büyük
  • 1:54 - 1:59
    görüntü demektir. Evet, şimdi bu şeyin nasıl çalıştığına bakalım. Şöyle bir şey yaptım.
  • 1:59 - 2:04
    Daha canlı olsun diye şu diyagramı hazırladım. Elimde bir görüntü olduğunda bunu karelerden oluşan bir
  • 2:04 - 2:09
    ızgara sistemi olarak düşünebilirim. Her bir kare bir pikseli temsil ediyor ve sadece
  • 2:09 - 2:14
    tek bir renkten oluşuyor. Şimdi her pikselin diğerlerine göre yerini belirlemek bakımından bir adresleme
  • 2:14 - 2:19
    planı yapmamız lazım. Bunu yapmak için de şurada, üstte bir dizi x sayısından yararlanıyoruz.
  • 2:19 - 2:24
    Öyle ki, sıfır en solda ve artarak devam ediyor. Sağa doğru gidiyor.
  • 2:24 - 2:28
    Ve y yönü de kendine özgü bir biçimde uzanıyor. Öyle ki,
  • 2:28 - 2:33
    sıfır en yukarıda, en üst surada ve y sayıları da aşağı doğru akıp gidiyor. Gösterdiğim biçim, sadece
  • 2:33 - 2:38
    bilgisayarlarda unsurların numaralanmasının geleneksel yoludur. Öyleyse bazı basit
  • 2:38 - 2:44
    örnekler yapabilirim. Diyelim ki en üst en sol piksel (0, 0) konumunda veya
  • 2:44 - 2:48
    x=0 y=0 diyebilirim. Onun hemen sağındaki piksele bakacak olursak; şuradaki piksel
  • 2:48 - 2:53
    x=1, y=0 konumunda. Geleneksel olarak koordinatlardan söz ettiğimizde
  • 2:53 - 2:57
    önce x sayısını, ardından y sayısını söyleriz. Demek ki şöyle diyebilirim: (1, 0).
  • 2:57 - 3:02
    Şimdi de şuradaki piksele bakalım. Kolayca okuduğunuz gibi, o da
  • 3:02 - 3:06
    x=2, y=2 konumunda. Ya da sadece (4, 2) diyebilirim. Aslına bakarsanız, belirli pikselleri
  • 3:06 - 3:11
    tanımlamak için bu x-y sayılarıyla uzun uzadıya uğraşmayacağız.
  • 3:11 - 3:16
    Bu yerleştirme düzeninin varlığını bilmeniz yeterlidir. Demek oluyor ki,
  • 3:16 - 3:20
    elimizde on milyon piksel de bulunsa, her bir pikselin onu diğer piksellere göre adresleyen bir
  • 3:20 - 3:25
    x-y sayısı vardır. Öyleyse şu soruya gelelim: Bu pikseller elimde olmasına elimde ama
  • 3:25 - 3:30
    herhangi belirli bir pikselin ne renk olacağını nasıl kodlayacağım? Bunu anlatmak için önce kısa bir
  • 3:30 - 3:35
    tarihsel yan yola sapacağım: Bu deneyi 1660larda Newton yapmıştı.
  • 3:35 - 3:40
    Deneyde, benim de burada benzerini çizdiğim bir prizma kullanmıştı. Yani, üçgen yüzeyleri olan
  • 3:40 - 3:46
    bir cam parçası. Şuradan, sol taraftan beyaz güneş ışığı geliyor ve
  • 3:46 - 3:49
    prizma ışığı renk tayfına ayırıyor. Burada benim bir parça beyaz
  • 3:49 - 3:54
    kağıt üzerine yansıttığım gibi. Bunun gösterdiği şu ki; beyaz ışık
  • 3:54 - 3:59
    bölünemez saf bir varlık değil. Aksine, yapısını oluşturan bu saf renklere ayrıştırılabiliyor.
  • 3:59 - 4:03
    Gökkuşağında gördüğünüzle bu, tamamen aynı şeylerdir.
  • 4:03 - 4:08
    Ayrışan renkler aslında süreklilik gösteren bir tayf halindedir ama Newton
  • 4:08 - 4:13
    belirli bazı renkleri tanımladı. Yani onlara isimler verdi. Bir uçta, şurada, kırmızıdan başlayıp
  • 4:13 - 4:18
    ardından turuncu ve sarı ve yeşil diye giden meşhur dizi işte budur. Nihayetinde,
  • 4:18 - 4:22
    şurada, uzak kenarda mavi, çivit mavisi ve mor var.
  • 4:24 - 4:31
    Bilgisayara gelirsek: Bu saf renkleri bir tür palet olarak düşünüyorum.
  • 4:31 - 4:38
    Aslında kullanacağımız yöntem paletten kırmızı, yeşil ve maviyi almaya dayanıyor.
  • 4:38 - 4:44
    Bu renkleri bir anlamda dilediğimiz diğer renkleri oluştururken yapıtaşları
  • 4:44 - 4:48
    gibi kullanıyoruz. Sonuç olarak, şöyle düşünebilirsiniz: Şuradan, sol taraftan gelen beyaz ışığımız var ve
  • 4:48 - 4:52
    şurada da yapıtaşlarını elde ettik. Yani, süreci tersinden düşünmeniz de
  • 4:52 - 4:56
    mümkündür. Şöyle ki, yapıtaşı renkleri alır ve bunları şu yönde geriye doğru
  • 4:56 - 5:00
    birleştirirsem, beyaz ışık elde ederim. Fiziktekiyle tamamen aynı değil ama
  • 5:00 - 5:04
    yine de konu hakkında fikir veriyor. Bilgisayarda da yapıtaşlarını alıyor ve
  • 5:04 - 5:09
    onları birleştiriyoruz. Öte yandan burada çivit mavisiyle ilgili biraz komik bir durum var.
  • 5:09 - 5:13
    Newton bunları adlandırdığında, mavi ve mor arasında çivit mavisi rengimiz oldu ve aslında benziyor da.
  • 5:13 - 5:18
    Acaba öyle mi? Bunun için ayrı bir isme çok ihtiyacımız varmışçasına , özel olarak
  • 5:18 - 5:22
    adlandıracağımıza, sadece "mavi" deyip geçemez miydik? Komik olan, bunun 1600lerde yaşamın nasıl olduğuyla biraz bağlantısı var.
  • 5:22 - 5:27
    Newton'un bazı mistik inançları vardı ve biz bunları bilimsel olmyan yaklaşımlar
  • 5:27 - 5:31
    olarak değerlendiriyoruz. O dönemde, bilinen yedi gezegen vardı ve
  • 5:31 - 5:35
    Newton renklerin sayısı gezegenlerin sayısıyla aynı olmalı gibi bir fikre saplanmıştı.
  • 5:35 - 5:40
    Kanımca Newton çivit mavisini orada araya sokuşturuverdi ki
  • 5:40 - 5:45
    sayılar tutsun. Evet. Şimdi yapacağım şey, belirli bir rengi kodlamak için RGB renk uzayı adı verilen
  • 5:45 - 5:51
    renk uzayını kullanmak. RGB kısaltması kırmızı, yeşil, mavinin baş harflerinden oluşuyor.
  • 5:51 - 5:56
    Ve bu yöntemle veya bunu yapmak için bir kodlama yoluna ihtiyacım var.
  • 5:56 - 6:02
    Oradaki ızgara sisteminde her unsurun bir rengi var. RGB renk uzayından yararlanarak ve saf kırmızı,
  • 6:02 - 6:07
    yeşil ve mavi ışıkları kullanıp, bunları farklı oranlarda karıştırarak
  • 6:07 - 6:12
    herhangi bir rengi yaratmak olası. Bunun üzerine konuşmaya devam etmektense
  • 6:12 - 6:18
    bir örneğe bakmak daha yararlı olacak. Şimdi şuradaki RGB Explorer gösterim
  • 6:18 - 6:22
    sayfasına gidiyorum. Bu bana işleyişi göstererek anlatma olanağı verecek. Şöyle:
  • 6:22 - 6:26
    Sol tarafta üç tane kayan kontrol düğmesi var. Şuradaki
  • 6:26 - 6:31
    kırmızı ışığı kontrol ediyor. Bunlara sayısal karşılıklar vereceğiz. Kırmızı en koyuya geldiğinde,
  • 6:31 - 6:35
    buna sıfır diyeceğiz. Ve eğer sonuna kadar açacak olursam; buna da,
  • 6:35 - 6:39
    255 diyeceğiz. Aslında şuraya, aşağıya bakarsanız; kayan düğmelerin sayısal karşılıklarını
  • 6:39 - 6:44
    oradan okuyabilirsiniz. Üç tane kayan güğmem var: Kırmızı için bir düğme,
  • 6:44 - 6:48
    yeşil ışık yapmak için bir düğme ve mavi ışık yapmak için de bir mavi düğmesi.
  • 6:48 - 6:53
    RGB renk uzayı için stratejimiz budur. Elinizde bu üç düğme var.
  • 6:53 - 6:58
    Üçünü kullanarak kırmızı, yeşil ve mavi ışıkların parlaklıklarını değiştirebiliyorum.
  • 6:58 - 7:04
    Sonuçta öyle oluyor ki; kırmızı, yeşil ve maviyi uygun oranlarda karıştırarak dilediğiniz
  • 7:04 - 7:08
    her rengi elde ediyorsunuz. Bazı örnekler göstereceğim. Açıktır ki, kırmızı yapmak istersem
  • 7:08 - 7:12
    kırmızı düğmesini sonuna kadar açacağım. Benzer şekilde, yeşil yapmak istersem, yeşil güğmesini
  • 7:12 - 7:16
    sonuna kadar açacağım. Düğmeyi sonuna kadar getirirseniz, bir anlamda rengin en açık
  • 7:16 - 7:20
    tonunu elde ediyorsunuz. Daha koyu bir yeşil isterseniz, yeşil düğmesini alıp
  • 7:20 - 7:24
    aşağı doğru çekiyorsunuz. Böylece daha koyu bir yeşil oluyor. Aslında
  • 7:24 - 7:28
    şu en solda dayandığı yer, sıfır sayıları, siyahı ifade eder. Bir anlamda, yaptığım şey
  • 7:28 - 7:32
    yeşili almak ve onu siyaha doğru yaklaştırmak oluyor.
  • 7:32 - 7:36
    Ve bu da koyu yeşil. Öte yandan, beyaz yapmak istersem, bu defa
  • 7:36 - 7:40
    kırmızıyı alıp sonuna kadar açıyorum. Yeşili ve maviyi de
  • 7:40 - 7:46
    açıyorum, sonuna kadar; ve beyaz elde etmiş oluyorum. Bu durumda bütün renkler 255 değerinde ve
  • 7:46 - 7:52
    bu da beyaz. ve ardından, hepsini en aşağı çekersem, hepsini sıfır yaparsam
  • 7:52 - 7:56
    bu da siyah. Şimdi de bazı karışımlar yapayım. Bana kalırsa en ilginci
  • 7:56 - 8:01
    kırmızıyla yeşili birlikte kullanmak. Kırmızıyı açarsam ve ardından
  • 8:01 - 8:06
    yeşili sonuna kadar açarsam, sarı elde ederim. Birazcık daha
  • 8:06 - 8:11
    koyu sarı istersem, kırmızı ve teşili birbirine biraz yakın tutarım ama
  • 8:11 - 8:15
    ikisini birden azar azar siyaha doğru götürürüm ve böylece
  • 8:15 - 8:20
    daha koyu bir sarı elde ederim. Veya şu yöne gider ve daha da koyu bir sarı elde ederiz.
  • 8:20 - 8:25
    Turuncu elde etmek istersem ne yapmam gerekir? Turuncuyu bir karışım olarak düşünelim.
  • 8:25 - 8:28
    Sarıyı biraz andırıyor ama kırmızı ve yeşilin benzer miktarda olması yerine
  • 8:28 - 8:33
    kırmızı biraz daha baskın. Kırmızı ve yeşil renklerim şurada. Kırmızıyı biraz daha
  • 8:33 - 8:37
    açıyorum ve yeşili biraz daha kısıyorum. Böylece hoş bir turuncu
  • 8:37 - 8:41
    elde ediyoruz. Yol işaretlerinin turuncusu gibi; hoş bir turuncu oldu. Demek oluyor ki
  • 8:41 - 8:46
    bunları azar azar o yana bu yana çekiştirerek sonunda çok sayıda hoş
  • 8:47 - 8:51
    renk elde edebilirsiniz. Şimdi bakalım; yapmak istediğim birşey daha var.
  • 8:51 - 8:57
    Evet, bir çeşit açık yeşil yapacağım. Şimdi size pastel sarı yapmanın
  • 8:57 - 9:01
    yolunu göstereyim. Şurada elimde kırmızı var ve yeşil en sona kadar
  • 9:01 - 9:06
    açılmış. Böylece bu çok parlak sarıyı elde ediyorum. Pastel renkleri açık ve soluk, adeta dumanlı
  • 9:06 - 9:10
    olarak düşünürüz. Bunu yapmanın yolu da şudur:
  • 9:10 - 9:15
    İçine biraz mavi ekleyeceğim. Dolayısıyla şuradan maviyi 180, 185 civarına açıyorum.
  • 9:15 - 9:19
    Ve gördüğünüz gibi, elimizde hâlâ sarı renk var ama bu kez daha pastel bir ton; biraz dumanlı.
  • 9:19 - 9:24
    Bunu şöyle de düşünebilirsiniz: Üç düğmenin üçünü de sonuna dek açsaydım,
  • 9:24 - 9:28
    beyaz elde ederdim. Demek ki maviyi biraz açarak, bir anlamda beyaza biraz yaklaştım
  • 9:28 - 9:33
    ama tam beyaz yerine kırmızı ve yeşili mavinin
  • 9:33 - 9:38
    birazıyla kullanarak bu sarıyı elde ediyorum. Bu sınıf için
  • 9:38 - 9:43
    bu kadarı yeterlidir. Her ayrı renk için üç sayının da ne olduğunu
  • 9:43 - 9:47
    bilmenizi beklemiyorum sizden. Sadece renkleri elde etmenin temel
  • 9:47 - 9:52
    yöntemini kavramanız yeterlidir. Bu temel yöntem de kırmızı, yeşil ve maviyi değişen
  • 9:52 - 9:57
    ornlarda karıştırmaktan ibarettir. Göstermek istediğim birşey daha var; şimdi ona bakalım.
  • 9:57 - 10:02
    Kırmızı, yeşil ve mavi var elimizde ve diğer bileşimleri
  • 10:02 - 10:07
    elde edeceğiz. Mavi ve yeşili, gördüğünüz gibi bir tür turkuaz veriyor. Bir tür yeşilimsi mavi
  • 10:07 - 10:13
    olduğu için, beklenen bir durum. Son karışımımız da kırmızı ve mavi olacak.
  • 10:13 - 10:18
    Kırmızı ve mavi kullanarak bir tür mor elde edersiniz. Bu da kırmızı ve mavi karışımı
  • 10:18 - 10:23
    için beklenmedik değildir. Evet, şimdi kendi görüntülerimize dönelim.
  • 10:23 - 10:29
    Kırmızı, yeşil ve maviışığı alıp bunları birbiriyle karıştırma yöntemini öğrendik.
  • 10:29 - 10:34
    Demek ki, çok sayıda piksel içeren bir görüntü bakımından da bu böyle ve
  • 10:34 - 10:40
    her bir pikselin belirli bir rengi var. Bu renk ise kırmızı, yeşil, mavi
  • 10:40 - 10:45
    seviyelerince tanımlanıyor. Veya, sayısal olarak bunun anlamı,
  • 10:45 - 10:50
    temelde her pikselin sadece üç sayısı olduğudur. Yani, şöyle diyebilirm: Kırmızı 250 ve yeşil 10 ve
  • 10:50 - 10:56
    mavi de 240'dır. Ama aslında, büyük olasılıkla şöyle diyeceğiz:
  • 10:56 - 11:01
    (250, 10, 40) pikseli. her zaman bu sırayı kullanacağız. Önce kırmızının değeri,
  • 11:01 - 11:08
    ardından yeşilin değeri ve ardından mavinin değeri. Demek ki şuradaki diyagramımı biraz daha iyileştirebilirim.
  • 11:08 - 11:14
    Izgara planlı piksellerim burada. Görüntüyü bunlar oluşturuyor. Önceden olduğu gibi,
  • 11:14 - 11:19
    şimdi de x ve y'lerimiz var. Dikkat ederseniz şimdi bu pisellerin her biri
  • 11:19 - 11:25
    kendi üçlü sayılarını yansıtıyor. Demek ki, belki şuradaki
  • 11:25 - 11:31
    (6, 250, 7) oluyor. 6 oldukça düşük; yeşil 250, çok yüksek ve mavi 7,
  • 11:31 - 11:38
    bu da düşük. Demek ki, bu esas olarak yeşil, değil mi? Yeşilin değeri hayli yüksek. Ve şu piksel de
  • 11:38 - 11:42
    (241, 252, 23) olabilir. Kırmızı ve yeşil epeyce yüksek, mavi düşük. Ve zaten bu da aslında
  • 11:42 - 11:46
    sarının bir tonu. Şunu söylemeliyim ki, gerçek dünyada sayısal görüntüleri
  • 11:46 - 11:50
    ele aldığımızda işler biraz farklıdır. Kayan düğmelerle oynarken, hatırlarsınız, renkleri
  • 11:50 - 11:54
    ya 250 ya 0 yapmaya eğilimliydim. Gerçek dünyada her zaman bunların arasında bir
  • 11:54 - 11:57
    sayı bulursunuz. 237 gibi veya 26 gibi. İçlerindeki renk her neyse
  • 11:57 - 12:01
    o belirli tonu yapmak için karıştırılmış birşeyler vardır. Bir görüntüyü bir anlamda tanımlamak için
  • 12:01 - 12:05
    şimdilik söyleyeceklerimiz bunlar. Demek ki, elimizde piksellerden oluşan bu büyük
  • 12:05 - 12:09
    ızgara planı var. Her piksel, her tek piksel sadece bir renk gösteriyor. Ve bu renk
  • 12:09 - 12:16
    sadece üç sayı tarafından belirleniyor. Şimdi biraz geri gidip bakalım. Biliyorsunuz başlangıçta
  • 12:16 - 12:23
    şu tam, büyük görüntüyle başlamıştık. Ardından daha küçük parçasına geçmiştim çünkü bunun ızgara planı
  • 12:23 - 12:28
    çok fazla miktarda sayı içerecekti. Aslında bu yaptığım bilgisayar biliminde
  • 12:28 - 12:32
    çok sık kullanılır. Bütün bir görüntüyle veya bütün bir sesle veya
  • 12:32 - 12:37
    bütün bir ansiklopediyle vb. başlarsınız. İnsanlar olarak bizler bunu
  • 12:37 - 12:41
    organik bir bütün olarak kavrarız. Bilgisayarda ise kaçınılmaz olarak tüm bu verinin
  • 12:41 - 12:46
    çok sayıda küçük sayıya indirilmesini sağlayacak yöntemlere gereksinim vardır. Bütünün
  • 12:46 - 12:51
    bilgisayarda temsil edilmesinin yolu budur. Veri üzerinde yapılan bir işlemi
  • 12:51 - 12:55
    düşünelim. Diyelim ki bir görüntüyü alıp onu biraz daha açık hale getirmek istiyorum.
  • 12:55 - 12:59
    Bilgisayarda, bunu sayılar üzerinde bazı işlemlere tercüme etmemiz gerekir.
  • 12:59 - 13:03
    Bir görüntüyü az daha açık hale getirmek istersem ne yaparım?
  • 13:03 - 13:07
    İyi ki elimizde tüm bu kırmızı, yeşil, mavi sayıları var. Belki de yapmam gereken sadece
  • 13:07 - 13:11
    bunların her birine on eklemektir. RGB Explorer'ı hatırlayacak olursanız
  • 13:11 - 13:15
    her bir düğmeyi birazcık daha sağa kaydıracağım yani. Böylece görüntü biraz daha
  • 13:15 - 13:19
    açık hale gelecek. Her neyse; bunu bir iki bölüm sonra göreceğiz. Ama genel olarak konuşursak,
  • 13:19 - 13:23
    bilgisayarlarda [duyulmuyor] çok sayıda küçük sayı bulunur.
  • 13:23 - 13:27
    Bilgisayarın dünyası böyle bir alandır. Bunun üzerinde şimdiden sonra da
  • 13:27 - 13:28
    çokça duracağız.
Title:
Introduction to Digital Images (13 mins)
Video Language:
English
K. Deniz Ogut edited Turkish subtitles for Introduction to Digital Images
K. Deniz Ogut edited Turkish subtitles for Introduction to Digital Images
K. Deniz Ogut edited Turkish subtitles for Introduction to Digital Images
K. Deniz Ogut edited Turkish subtitles for Introduction to Digital Images
K. Deniz Ogut edited Turkish subtitles for Introduction to Digital Images
K. Deniz Ogut added a translation

Turkish subtitles

Revisions