< Return to Video

Zeki makinelerden korkmayın. Onlarla birlikte çalışın.

  • 0:01 - 0:04
    Hikâye 1985 yılında,
  • 0:04 - 0:06
    ben daha 22 yaşımdayken
  • 0:06 - 0:08
    Anatoly Karpov'u yenip
  • 0:08 - 0:12
    Dünya Satranç Şampiyonu olmamla başlıyor.
  • 0:12 - 0:14
    O yılın başlarında,
  • 0:14 - 0:17
    Almanya Hamburg'da,
    simultane satranç denen bir oyunda
  • 0:17 - 0:22
    dünyanın en iyi 32 satranç makinesiyle
  • 0:22 - 0:23
    aynı anda oynadım.
  • 0:24 - 0:25
    Tüm oyunları ben kazandım.
  • 0:27 - 0:30
    32 bilgisayarı aynı anda yenmeme rağmen
  • 0:30 - 0:34
    o zamanlar buna pek
    şaşıran olmamıştı, tabii.
  • 0:34 - 0:37
    O benim altın çağımdı.
  • 0:37 - 0:39
    (Gülüşmeler)
  • 0:39 - 0:41
    Makineler zayıftı,
  • 0:42 - 0:43
    saçlarım da gürdü.
  • 0:43 - 0:45
    (Gülüşmeler)
  • 0:47 - 0:49
    Bundan yalnızca 12 yıl sonra,
  • 0:49 - 0:53
    canımı zor kurtardığım bir maçta
    tek bir bilgisayara karşı savaşıyordum.
  • 0:53 - 0:55
    Bu maça,
  • 0:55 - 0:57
    Newsweek dergisinin kapağında
  • 0:57 - 0:59
    "Beynin Son Çırpınışı" demişlerdi.
  • 0:59 - 1:00
    Baskı yok canım.
  • 1:00 - 1:02
    (Gülüşmeler)
  • 1:03 - 1:06
    Mitolojiden bilim kurguya pek çok yerde
  • 1:06 - 1:08
    insanın makineyle mücadelesi
  • 1:08 - 1:11
    ölüm kalım savaşı olarak resmedilir.
  • 1:12 - 1:14
    John Henry,
  • 1:14 - 1:15
    yani 19. yüzyıldaki Afro-Amerikan
  • 1:15 - 1:19
    halk efsanesinde adı geçen bir taş delici
  • 1:19 - 1:20
    dağdaki kayaları delerken
  • 1:20 - 1:23
    buharlı deliciye karşı girdiği yarışta
  • 1:23 - 1:26
    delik deşik edilmişti.
  • 1:27 - 1:31
    John Henry'nin efsanesi, insanın
    makine karşısındaki yenilgisini konu alan
  • 1:32 - 1:35
    uzun bir hikâyenin bir parçası yalnızca.
  • 1:36 - 1:39
    Bu rekabetçi söylem bugün artık her yerde.
  • 1:40 - 1:42
    Makinelere karşı yarıştayız.
  • 1:42 - 1:44
    Kavga hatta savaş bile
    diyebilirsiniz buna.
  • 1:46 - 1:47
    İşler ortadan kalkıyor.
  • 1:48 - 1:51
    İnsanların yerini makineler alıyor,
    sanki insan kalmamış gibi.
  • 1:52 - 1:56
    "Terminatör" ve "Matrix"
    gibi filmlerin artık gerçek olması
  • 1:56 - 1:57
    yeter de artar bile.
  • 2:00 - 2:04
    İnsan beyninin veya bedeninin
  • 2:05 - 2:10
    bir bilgisayarla veya robotla
    eşit şartlarda kapışacağı
  • 2:10 - 2:11
    çok az alan kaldı.
  • 2:12 - 2:14
    Aslında, keşke bu kadar az olmasaydı.
  • 2:16 - 2:17
    Ama aksine,
  • 2:18 - 2:22
    bugün hâlâ konuşulan
  • 2:23 - 2:25
    makineyle insanın mücadelesinde
  • 2:25 - 2:28
    kelimenin tam anlamıyla efsaneleşmek
  • 2:28 - 2:30
    benim hem şansım, hem de lanetimdi.
  • 2:33 - 2:38
    John Henry'den sonraki en ünlü
    insan-makine kapışmasında
  • 2:38 - 2:41
    iki maç yaptım.
  • 2:41 - 2:44
    İkisi de IBM süper bilgisayarı
    Deep Blue'ya karşıydı.
  • 2:47 - 2:49
    Hiç kimse ilk maçı kazandığımı hatırlamaz.
  • 2:49 - 2:52
    (Gülüşmeler)
  • 2:52 - 2:55
    (Alkış)
  • 2:56 - 3:01
    Bu Philadelphia'daydı; sonraki sene
    New York'ta ikinci maçı kaybetmeden önce.
  • 3:01 - 3:03
    Bu gayet adil, tabii.
  • 3:04 - 3:09
    Everest Dağı'na tırmanmayı
    deneyip de başaramayanların adı
  • 3:09 - 3:13
    tarihe yazılmadı, ta ki Sir Edmund Hillary
  • 3:13 - 3:16
    ve Tenzing Norgay tepeye ulaşıp
  • 3:16 - 3:17
    tarih yazana dek.
  • 3:18 - 3:22
    1977 yılında ben hâlâ dünya şampiyonuydum,
  • 3:25 - 3:29
    bilgisayarlarsa rüştünü yeni ispatlamıştı.
  • 3:30 - 3:31
    Everest Dağı bendim
  • 3:32 - 3:33
    ve Deep Blue zirveye ulaşmıştı.
  • 3:35 - 3:39
    Aslına bakarsanız, bunu yapan
    Deep Blue değildi tabii ki,
  • 3:39 - 3:41
    onun insan yaratıcılarıydı bunu başaran,
  • 3:41 - 3:44
    Anantharaman, Campbell, Hoane ve Hsu.
  • 3:44 - 3:45
    Onlara şapka çıkarıyorum.
  • 3:47 - 3:51
    Her zaman olduğu gibi, makinanın
    zaferi aslında insanın zaferiydi.
  • 3:51 - 3:56
    İnsanlar kendi yaratımları tarafından
    geçildiğinde bunu unutuyoruz genellikle.
  • 3:58 - 4:00
    Deep Blue galip gelmişti.
  • 4:01 - 4:03
    Zeki miydi peki?
  • 4:03 - 4:05
    Hayır, değildi.
  • 4:06 - 4:11
    Alan Turing ve bilgisayar biliminin
    diğer kurucularının umduğu şekilde
  • 4:11 - 4:12
    değildi en azından.
  • 4:13 - 4:18
    Görüldü ki donanım
    yeterli hıza ulaştığında
  • 4:18 - 4:22
    ve algoritmaların zekâsı keskinleştiğinde
  • 4:22 - 4:25
    kaba kuvvet satrancı ezip geçebiliyordu.
  • 4:27 - 4:30
    Oysa elde edilen sonuca bakıldığında
  • 4:30 - 4:34
    büyük usta seviyesindeki
    satranç oyunlarında
  • 4:34 - 4:35
    Deep Blue zekiydi.
  • 4:37 - 4:40
    Ama dakikada 200 milyon
    hamle hesaplayabilen
  • 4:41 - 4:44
    inanılmaz hızına rağmen
  • 4:45 - 4:47
    Deep Blue'nun yöntemi
  • 4:47 - 4:54
    insan zekâsının merak edilen gizemlerini
    kavramamıza pek yardımcı olamadı.
  • 4:57 - 4:59
    Pek yakında,
  • 4:59 - 5:01
    makineler taksi şoförü,
  • 5:01 - 5:04
    doktor ve profesör olacaklar.
  • 5:04 - 5:06
    "Zeki" olacaklar mı peki?
  • 5:08 - 5:10
    Bu tanımlamaları filozoflara
  • 5:10 - 5:14
    veya sözlüklere bırakmayı tercih ederim.
  • 5:15 - 5:19
    Asıl önemli olan soru şu,
  • 5:20 - 5:24
    biz insanlar bu makinelerle yaşama
    ve çalışma konusunda ne hissediyoruz?
  • 5:26 - 5:31
    Deep Blue ile 1996 yılının
    Şubat ayında tanıştım.
  • 5:31 - 5:34
    O sırada 10 yıldan fazladır
    dünya şampiyonuydum.
  • 5:36 - 5:40
    182 dünya şampiyonluğu maçı oynamıştım.
  • 5:40 - 5:45
    Farklı müsabakalarda dünyanın en iyi
    oyuncularıyla yüzlerce maç yapmıştım.
  • 5:45 - 5:50
    Hem rakiplerimden, hem de kendimden
  • 5:50 - 5:52
    ne bekleyeceğimi biliyordum.
  • 5:53 - 5:58
    Beden dillerini gözlemleyerek
    ve gözlerine bakarak
  • 5:58 - 6:01
    hamlelerini kafamda ölçmeye
  • 6:02 - 6:05
    ya da ruh hallerini
    hesaba katmaya alışkındım.
  • 6:06 - 6:10
    Sonra Deep Blue'nun karşısında
    satranç tahtasının başına geçtim.
  • 6:13 - 6:16
    Daha o anda yeni bir şey sezdim,
  • 6:16 - 6:17
    beni huzursuz eden bir şey.
  • 6:19 - 6:22
    Buna benzer bir şeyi
  • 6:23 - 6:26
    ilk kez şoförü olmayan
    bir arabaya bindiğinizde
  • 6:26 - 6:31
    veya yeni bilgisayar müdürünüz
    size görev verdiğinde hissedebilirsiniz.
  • 6:34 - 6:37
    Ama o ilk oyuna başladığımda
  • 6:38 - 6:40
    o şeyin kapasitesinden
  • 6:40 - 6:44
    pek emin olamadım.
  • 6:45 - 6:48
    Teknoloji çok çabuk gelişebilir,
    IBM ise dev bir yatırım yapmıştı.
  • 6:49 - 6:50
    O seti kaybettim.
  • 6:52 - 6:54
    Sonra elimde olmadan merak ettim,
  • 6:54 - 6:56
    bu şey yenilmez olabilir miydi?
  • 6:57 - 6:59
    Çok sevdiğim satrancın sonu muydu bu?
  • 7:01 - 7:05
    Bunlar insani endişeler, insani korkulardı
  • 7:05 - 7:07
    ve emin olduğum bir şey vardı.
  • 7:07 - 7:10
    O da rakibim Deep Blue'nun
    böyle kaygıları olmadığıydı.
  • 7:10 - 7:12
    (Gülüşmeler)
  • 7:14 - 7:15
    Bu yıkıcı darbenin ardından
  • 7:16 - 7:18
    ilk maçı kazanmak için
  • 7:19 - 7:20
    savaştım.
  • 7:21 - 7:23
    Ama alnımıza yazılmıştı bir kere.
  • 7:24 - 7:27
    Eninde sonunda makineye yenildim.
  • 7:27 - 7:30
    Ama kazandıktan sonra
    elinde çekiciyle ölen
  • 7:30 - 7:33
    John Henry ile aynı kadere sahip değildim.
  • 7:38 - 7:40
    O gün gösterdi ki
  • 7:40 - 7:44
    satranç dünyasının gönlü hâlâ
    insan şampiyondan yanaydı.
  • 7:45 - 7:47
    Bugün bile,
  • 7:48 - 7:52
    son model cep telefonunun içindeki
    ücretsiz satranç uygulaması dahi
  • 7:52 - 7:54
    Deep Blue'dan daha güçlüyken
  • 7:54 - 7:55
    insanlar hâlâ satranç oynuyor,
  • 7:57 - 7:59
    hem de eskisinden de fazla.
  • 8:00 - 8:03
    Felaket tellalları, makinenin
    egemenliğine giren bir oyuna
  • 8:03 - 8:05
    bir daha kimsenin elini
    sürmeyeceğini söyledi.
  • 8:05 - 8:08
    Ama yanılıyorlardı, haksız çıktılar.
  • 8:08 - 8:11
    Konu teknoloji olduğunda,
    felaket tellallığı
  • 8:11 - 8:12
    hep çok popüler olmuştur.
  • 8:14 - 8:17
    Tecrübelerim bana şunu öğretti,
  • 8:17 - 8:22
    teknolojiden olabildiğince
    faydalanmak istiyorsak
  • 8:22 - 8:26
    korkularımızla yüzleşmeliyiz
  • 8:26 - 8:29
    ve insanlığımızı ortaya koymak istiyorsak
  • 8:29 - 8:34
    bu korkulara galip gelmeliyiz.
  • 8:36 - 8:38
    Yaralarımı yalarken,
  • 8:38 - 8:40
    Deep Blue'ya karşı giriştiğim mücadeleden
  • 8:41 - 8:44
    ilham alarak çıkmıştım.
  • 8:44 - 8:47
    Eski bir Rus atasözünün dediği gibi:
    Bükemediğin eli öpeceksin.
  • 8:49 - 8:50
    Sonra düşündüm.
  • 8:50 - 8:53
    Bilgisayara karşı oynarken,
  • 8:53 - 8:56
    yanımda başka bir bilgisayarla
    güçlerimi birleştirsem nasıl olurdu?
  • 8:57 - 9:01
    İnsan sezgileriyle
    makinenin hesaplama gücü,
  • 9:01 - 9:04
    insan stratejisiyle makinenin taktikleri,
  • 9:04 - 9:06
    insan tecrübesiyle
    makinenin hafızası birleşse
  • 9:06 - 9:08
    oynanmış en mükemmel oyun olmaz mıydı?
  • 9:10 - 9:12
    Bu fikrim 1998 yılında,
  • 9:13 - 9:16
    Advanced Chess
    (İleri Satranç) adı altında,
  • 9:16 - 9:22
    elit bir oyuncuya karşı bilgisayar
    eşliğinde maç yaptığımda hayata geçti.
  • 9:23 - 9:25
    Ama bu ilk denemede,
  • 9:25 - 9:32
    ikimiz de insan zekâsıyla makine zekâsını
    etkili bir şekilde bir arada kullanamadık.
  • 9:35 - 9:37
    Advanced Chess internette yer buldu
  • 9:38 - 9:43
    ve 2005'te serbest stil
    satranç turnuvası adıyla
  • 9:43 - 9:44
    büyük yankı uyandırdı.
  • 9:47 - 9:51
    Büyük ustalardan ve en iyi makinelerden
    oluşan bir takım da katıldı,
  • 9:51 - 9:54
    ama oyunun sonunda zafer
    büyük ustaların olmadı,
  • 9:54 - 9:55
    süper bilgisayarın da.
  • 9:56 - 10:00
    Turnuvanın galibi bir çift
    amatör Amerikan satranç oyuncusuydu
  • 10:00 - 10:03
    ve aynı anda üç sıradan
    bilgisayar kullanıyorlardı.
  • 10:06 - 10:09
    Makinelerini yönetmedeki yetenekleri
  • 10:09 - 10:14
    büyük usta rakiplerinin
    üstün satranç bilgisini
  • 10:14 - 10:16
    ve diğerlerinin
  • 10:16 - 10:20
    bilgisayar üstünlüğünü alt etti.
  • 10:22 - 10:24
    Ben de şu sonuca ulaşmış oldum.
  • 10:25 - 10:28
    Zayıf bir insan oyuncu, bir makine
  • 10:28 - 10:31
    ve süreci iyi yönetme bir aradayken,
  • 10:31 - 10:34
    çok güçlü tek bir makineden üstündü.
  • 10:34 - 10:38
    Ama daha önemlisi;
    güçlü bir insan oyuncu, bir makine
  • 10:38 - 10:40
    ve kötü süreç yönetimi bir aradayken
  • 10:41 - 10:44
    onlardan da üstündü.
  • 10:46 - 10:48
    Bu da beni, makinelerimizin zekâsından
  • 10:50 - 10:54
    daha etkili faydalanmak için
    daha iyi arayüzlere
  • 10:55 - 10:56
    ihtiyaç duyacağımıza ikna etti.
  • 10:58 - 11:02
    Makineyle iş birliği içinde
    çalışan insan hayal değil.
  • 11:02 - 11:03
    Bu günümüzün bir gerçeği.
  • 11:03 - 11:07
    Yabancı dilde bir gazetede yer alan
    bir makalenin içeriğini öğrenmek için
  • 11:07 - 11:11
    çevrimiçi çeviri araçlarını kullananlar
  • 11:11 - 11:13
    bunların mükemmel olmadığını bilir.
  • 11:14 - 11:16
    Sonra, bize verdiği çeviriyi anlamak için
  • 11:16 - 11:18
    insan tecrübemizi kullanırız.
  • 11:18 - 11:21
    Makine de bizim düzeltmelerimizden
    doğrusunu öğrenir.
  • 11:21 - 11:26
    Bu yöntem hastalık teşhisinde ve güvenlik
    analizinde gitgide yaygınlaşıyor.
  • 11:26 - 11:29
    Makine verilerin üzerinden geçiyor,
  • 11:29 - 11:31
    olasılık hesaplaması yapıyor
  • 11:31 - 11:35
    ve işin yüzde 80 veya 90'lık
    kısmını hallederek
  • 11:35 - 11:39
    insanların analiz yapmasını
  • 11:39 - 11:42
    ve karar verme sürecini kolaylaştırıyor.
  • 11:42 - 11:47
    Ama çocuklarınızı yüzde 90 oranında
    hatasız olarak kendi kendine giden
  • 11:48 - 11:52
    bir arabayla okula
    gönderecek hâliniz yok, tabii.
  • 11:53 - 11:54
    Yüzde 99'la bile olmaz.
  • 11:56 - 11:58
    İşte bu yüzden bu yöntemin
    yeni yeni alanlarda
  • 11:58 - 12:05
    uygulanması için atılım
    yapmamız gerekiyor.
  • 12:07 - 12:11
    Deep Blue ile karşılaşmamdan 20 yıl sonra,
  • 12:12 - 12:14
    ikinci karşılaşmada,
  • 12:14 - 12:20
    "Beynin Son Çırpınışı"
    adlı sansasyonel başlık
  • 12:20 - 12:22
    olağanlaştı.
  • 12:22 - 12:24
    Çünkü zeki makineler
  • 12:24 - 12:26
    her gün
  • 12:27 - 12:29
    yeni yeni sektörlere adım atıyor.
  • 12:30 - 12:33
    Makinelerin, çiftlik hayvanlarının
    ve ağır işlerin yerini aldığı
  • 12:33 - 12:35
    eski günlerin aksine,
  • 12:36 - 12:39
    bugün makineler, üniversite
    diplomalı insanların ve
  • 12:39 - 12:41
    ve siyasetin ardından
  • 12:41 - 12:43
    ikinci planda geliyor.
  • 12:44 - 12:46
    Makinelerle savaşmış ve
    kaybetmiş biri olarak
  • 12:46 - 12:49
    şunu söylemek istiyorum,
    bu harika bir haber.
  • 12:51 - 12:53
    Tüm meslekler er ya da geç
  • 12:53 - 12:55
    bu baskıyı üzerinde hissedecek.
  • 12:55 - 13:01
    Bunun aksi olursa, insanlık
    ilerlemeyi durdurmuş demektir.
  • 13:03 - 13:04
    Teknolojik gelişmenin
  • 13:05 - 13:07
    nerede ve ne zaman
  • 13:08 - 13:11
    duracağına biz karar veremeyiz.
  • 13:13 - 13:15
    Yavaşlamak ise
  • 13:16 - 13:17
    söz konusu olamaz.
  • 13:17 - 13:19
    Aslına bakarsanız,
  • 13:19 - 13:21
    hızlanmamız gerek.
  • 13:25 - 13:27
    Hayatımızdaki zorluklukları
    ve belirsizlikleri
  • 13:29 - 13:33
    yok etmek konusunda teknolojinin
    eline kimse su dökemez.
  • 13:35 - 13:38
    İşte bu yüzden
  • 13:38 - 13:40
    daha da zorlu ve belirsiz görevlerin
  • 13:40 - 13:44
    peşine düşmemiz gerek.
  • 13:48 - 13:49
    Makineler
  • 13:52 - 13:54
    hesap yapabilir.
  • 13:54 - 13:55
    Biz ise anlama gücüne sahibiz.
  • 13:55 - 13:57
    Makineler talimata göre çalışır.
  • 13:59 - 14:01
    Bizim ise bir amacımız var.
  • 14:01 - 14:03
    Makineler
  • 14:05 - 14:06
    nesneldir.
  • 14:06 - 14:08
    Biz ise tutkuluyuz.
  • 14:09 - 14:15
    Makinelerimizin yapabildiklerinden
    endişe duymamıza gerek yok.
  • 14:15 - 14:19
    Aksine, bugün yapamadıkları
    bizi endişelendirmeli.
  • 14:19 - 14:25
    Çünkü en büyük hayallerimizi
    gerçekleştirmek için
  • 14:25 - 14:29
    yeni ve zeki makinelerin
    yardımına ihtiyacımız olacak.
  • 14:30 - 14:31
    Başarısız olursak,
  • 14:32 - 14:37
    başarısızlığımız makinelerimizin
    zekâsının çok veya az
  • 14:37 - 14:38
    olmasından kaynaklanmayacak.
  • 14:39 - 14:42
    Elimizdekilerle yetindiğimiz
    ve hırslarımıza ket vurduğumuz için
  • 14:44 - 14:45
    başarısız olacağız.
  • 14:47 - 14:50
    İnsanlığımızı gösteren şey, çekiç sallamak
  • 14:51 - 14:54
    veya satranç oynamak
    gibi yeteneklerimiz değildir.
  • 14:55 - 14:58
    Yalnızca insanların
    yapabildiği bir şey var.
  • 14:58 - 14:59
    Hayal kurmak.
  • 15:00 - 15:03
    O yüzden hayallerimiz hep büyük olsun.
  • 15:03 - 15:04
    Teşekkür ederim.
  • 15:04 - 15:08
    (Alkış)
Title:
Zeki makinelerden korkmayın. Onlarla birlikte çalışın.
Speaker:
Garry Kasparov
Description:

Teknolojiden olabildiğince faydalanmak istiyorsak korkularımızla yüzleşmeliyiz ve insanlığımızı ortaya ortaya koymak istiyorsak bu korkulara galip gelmeliyiz, diyor Garry Kasparov. Tarihin en büyük satranç ustalarından biri olan Kasparov, 1977 yılında hafızalara kazınan bir satranç maçında IBM süper bilgisayarı Deep Blue'ya yenildi. Zeki makinelerin en büyük hayallerimizi gerçekleştirmemize yardım edeceğine dair gelecekle ilgili görüşlerini bizimle paylaşıyor.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
15:20

Turkish subtitles

Revisions