Bazı Kelimeler Gerçekten Çok Güzel | Onur Ertuğrul | TEDxIstanbul
-
0:05 - 0:12Onur Ertuğrul
Lûgat365 -
0:21 - 0:23Biz iki kişiyiz.
-
0:23 - 0:25Eşim Banu.
Ben Onur. -
0:25 - 0:27Muvaffak olabildiğim ölçüde size
-
0:27 - 0:30kelimelere inanmamızın
hikâyesini anlatmaya çalışacağım. -
0:31 - 0:35Ben ekibin kolay inananıyım.
-
0:35 - 0:36Çok kolay heyecanlanırım.
-
0:36 - 0:38Yeni bir şey öğrenince gözlerim parlar.
-
0:38 - 0:40Yani hemen her konuda
harekete geçmeye inanırım. -
0:40 - 0:42Çünkü hareketin her zaman
-
0:42 - 0:45güzelliği beraberinde
getireceğine inanırım. -
0:45 - 0:48Eşim Banu o benim gibi değil ama.
O çok temkinlidir. -
0:48 - 0:50Exel gibi insandır kendisi.
-
0:50 - 0:52(Gülüşmeler)
-
0:52 - 0:54O benimi gibi öyle kolay heyecanlanmaz,
-
0:54 - 0:56her zaman ayakları yere bassın ister.
-
0:57 - 1:01Şimdi öncelikle bizim,
yani Lûgat365 hesabını -
1:01 - 1:03zaten çoğunuz biliyorsunuzdur
diye varsayıyorum. -
1:04 - 1:06Çok daha eskiden birkaç
ay önce keşfettğimiz -
1:06 - 1:10birkaç benim kişisel tweetimi
göstermek istiyorum. -
1:11 - 1:15Bu tweet 2009 yılında yazmıştım,
7 yıl önce. -
1:15 - 1:19‘’Aman yarabbim ne güzel kelimeler var:
muhatap, harfiyen, kasımpatı, karınca, -
1:19 - 1:22farkındalık, müstesna,
hicazet, Zimbabwe…’’ -
1:22 - 1:25Zimbabwe garip, o değişik bir kafaydı.
-
1:25 - 1:2822.35 akşam on buçuk gibi yazmışım.
-
1:28 - 1:30(Gülüşmeler)
-
1:30 - 1:32Bir de hicazet diye bir kelime
maalesef yok. -
1:34 - 1:36İcazet demek istemişimdir
diye varsayıyorum. -
1:36 - 1:39Bir tane daha tweet,
2012'de yazmışım. -
1:39 - 1:43''teşebbüs çok güzel bir kelime ama
müteşebbis daha da harika'' -
1:44 - 1:46Müteşebbis değil ama teşebbüs
-
1:46 - 1:48Lûgat365’in ilk kelimesi olacaktı
yıllar sonra. -
1:48 - 1:50Ama bu arada bu
tweetlerden daha geçenlerde -
1:50 - 1:52tamamen tesadüfen haberdar olduk.
-
1:52 - 1:53Biz de bilmiyorduk böyle bir,
-
1:53 - 1:56yani bu hikâyenin böyle bir mazisinin
olduğundan haberdar değildik. -
1:56 - 1:59Son bir tweet daha göstereceğim,
2010'da yazmışım. -
2:00 - 2:02‘’bilakis ne güzel bi’ kelime.
-
2:02 - 2:05Kızım olursa adını Bilakis koyabilir miyim
acaba? Bilakis Ertuğrul.’’ -
2:07 - 2:12Bu tweeti yazdıktan 9-10 ay kadar
sonra oğlum Eren dünyaya geldi. -
2:12 - 2:13(Gülüşmeler)
-
2:15 - 2:16Olmadı.
-
2:16 - 2:17(Gülüşmeler)
-
2:17 - 2:21Şimdi işte eşim Lûgat365 projesinde
-
2:22 - 2:25emek emek beraber hayata
geçirdiğim eşim Banu hamile. -
2:27 - 2:301 hafta ila 10 gün içinde
kızımızı bekliyoruz. -
2:30 - 2:33(Alkış)
-
2:34 - 2:36Ama ''bilakis'' olmayacak ismi,
ikna edemedim. -
2:37 - 2:41Yaklaşık iki yıl kadar önce
biz bu kelime işi diyelim. -
2:41 - 2:43Bu iş konusunda bir yolculuğa başlarken
-
2:44 - 2:47Banu’nun da heyecanımı
paylaşmasının sebebi -
2:47 - 2:49aslında benden ziyade kelimelere ve
-
2:49 - 2:51kelimelerin gücüne inanmasındandı.
-
2:51 - 2:53Biz bu güzel kelimeler --
-
2:54 - 2:57İşte bazı kelimeleri çok güzel
olarak adlandırılmış değildik ama -
2:57 - 3:01aramızda bu kelimeleri
kullanmaktan, yazmaktan -
3:01 - 3:04ve çevreden duymaktan daha
çok büyük keyif alıyorduk. -
3:05 - 3:07Yan masamızda birinin namütenahi
dediğini duyunca -
3:08 - 3:09hemen birbirimizi dürtüyorduk.
-
3:09 - 3:12Yani ya da işte 'hemdem' kelimesinin işte
-
3:12 - 3:15'aynı nefesi soluyan' gibi bir etimolojik
kökeni olduğunu öğrenince -
3:15 - 3:18gerçekten gözlerimiz doluyordu.
-
3:19 - 3:232014'ün yazında, yaz sonuna doğru
bir gün yolda yürürken -
3:23 - 3:25karşıdan gelen birisinin tişörtünde işte
-
3:26 - 3:28yanlış hatırlamıyorsam
'Imagine' yazıyordu. -
3:28 - 3:32Ya dedik hani şu tişört 'tahayyül' yazsa
ne kadar muhteşem olur diye. -
3:32 - 3:33Böyle de
-
3:33 - 3:33(Gülüşmeler)
-
3:33 - 3:35heyecan yaşadık.
-
3:36 - 3:3815 dakika kadar sürdü o heyecan.
-
3:38 - 3:40(Gülüşmeler) (Alkış)
-
3:40 - 3:43Çünkü dedik ki ya biz işte üstüne
sohbet muhabbet, -
3:45 - 3:48fikir olarak hani güzel bir fikir
gelmekle beraber dedik ki -
3:48 - 3:50yani kimin ilgisini çeker
ki böyle bir fikir, -
3:50 - 3:51yani böyle bir tişört.
-
3:51 - 3:55Çünkü hani çok kanıksadığımız şekliyle
-
3:55 - 3:58tişörtlerde işte İngilizce yazar,
işte Fransızca yazar. -
3:58 - 4:01Daha öykündüğümüz medeniyetlerin diyelim,
-
4:01 - 4:03hani biraz abartı oluyor ama.
-
4:03 - 4:05O tür kelimeler yazar.
-
4:06 - 4:08Biz bu heyecanımız kısa sürede,
-
4:08 - 4:13dedik yani böyle bir şey
kimsenin ilgisini çekmez. -
4:13 - 4:15Şimdi nereden duyduğum, kimden,
-
4:15 - 4:18işte kimin anlattığını falan
hatırlayamadığım bir hikâye anlatacağım. -
4:18 - 4:19Kısacık.
-
4:20 - 4:24İki ihtiyar bir ağacın gölgesinde
oturmuş sohbet ediyorlarmış. -
4:25 - 4:29Biri diğerine ''Duydun mu otomobil
diye bir şey keşfetmişler, -
4:29 - 4:3210 günlük yolu artık sadece 1 günde
gidebilecekmişiz'' demiş. -
4:32 - 4:35Diğeri de ''muhteşem, peki geri kalan
9 günde ne yapacakmışız?'' demiş. -
4:36 - 4:39Ben çok çok seviyorum ve
çok etkileniyorum bu hikâyeden. -
4:39 - 4:41Bayağı bizim hepimizin
hayatının özeti gibi. -
4:41 - 4:45İletişim çünkü kendinden menkul bir
şekilde her gün daha da hızlanıyor -
4:45 - 4:49ve her gün, istisnasız her gün
bunun propagandasına maruz kalıyoruz. -
4:49 - 4:53Fakat olması gereken hepimize
daha çok vakti olması. -
4:54 - 4:56Fakat yani bu salondaki
herkes eminim ki -
4:56 - 4:59hiçbir şeye vakti yok,
hiçbir şeye yetişemiyor. -
5:00 - 5:04Hâl böyleyken, bu dünya yani iletişim hızı
ve gündelik hayatın bu telaşesi, -
5:05 - 5:08sadece hızlanmak değil,
aynı zamanda katmerleniyor. -
5:08 - 5:10Yani katman katman bir hâl alıyor.
-
5:10 - 5:12Çünkü aynı anda hem
Facebook'ta olmamız lazım, -
5:13 - 5:15hem whatsapp'ta birisiyle
konuşmamız lazım, -
5:15 - 5:16hem evimizin salonundayız,
-
5:16 - 5:18hem Instagram'da bir şey yapıyoruz,
-
5:18 - 5:19hem bir dizi izliyoruz,
-
5:19 - 5:20hem de birisiyle sohbet ediyoruz.
-
5:20 - 5:23Böyle olunca da insanın
kendini ifade etmesi -
5:23 - 5:26kendini ya da duygularını ifade etmesi,
bayağı lüks hâle geliyor. -
5:26 - 5:29Pratik olduğu ölçüde sadece kabul görüyor.
-
5:29 - 5:32Bu da bizi yeni araçlar keşfetmeye itiyor.
-
5:33 - 5:37Hepimizin yine aşina olduğu
işte emojiler, -
5:37 - 5:42smileyler, snapler, tweetler,
görsel dünyanın hâkimiyetinin başladığı, -
5:42 - 5:46yani hiyeroglif devrinin yeniden
doğumuna tanıklık ettiğimiz günler, -
5:46 - 5:47bir çağda yaşıyoruz.
-
5:47 - 5:51Biz öğretmen değiliz, dilbilimci
değiliz, yazar değiliz. -
5:51 - 5:52Biz reklamcıyız.
-
5:52 - 5:54Alelade iki tane reklamcıyız.
-
5:55 - 5:58Her ne kadar her reklamcı gibi,
-
5:58 - 6:02işte Bodrum, Kaş hayallerimiz de baki.
-
6:02 - 6:05Çünkü yani bu sektörün işte
tekrarcı, garantici, -
6:05 - 6:08risk almaktan hazzetmeyen
yapısı, hepimiz, -
6:09 - 6:12yani bu meslekteki herkesi iğdiş ediyor
ve heyecanını örseliyor. -
6:13 - 6:18Fakat biz bu kelime işine aslında
ilk parıldadığı akşam -
6:19 - 6:22''ya'' dedik ''biz bu kelimelerin
reklamını yapsak nasıl olur?'' -
6:22 - 6:24gibi bir soru ile her
şeye başladık aslında. -
6:26 - 6:31Şimdi işin içinde pazarlama
müdürleri, işte KPI'lar, datalar, -
6:31 - 6:34gelir modelleri, yatırımcılar
falan olmayacaksa olabilir dedik. -
6:34 - 6:36O zaman kendimiz girelim, ama
-
6:36 - 6:38gel gör ki paramız da yok.
-
6:38 - 6:41Ya dedik yapabilir miyiz acaba
işte çalışmaya başlayalım. -
6:43 - 6:47Bayağı o gece işte bir taraftan
kütüphaneyi indirdik. -
6:47 - 6:48İşte Sabahattin Ali'ler,
-
6:48 - 6:50Ahmet Hamdi Tanpınar'lar,
Peyami Safa'lar. -
6:50 - 6:53İşte güzel addettiğimiz kelimeleri
çıkartmaya başladık -
6:53 - 6:54ve onların kullanımlarını.
-
6:54 - 6:57Bir taraftan da sözlükler,
etimoloji sözlükleri -
6:57 - 6:59kökenlerini iyice araştırıyoruz.
-
6:59 - 7:00Bu işin derinine girdikçe girdikçe
-
7:00 - 7:02daha da heyecanımız katmerlendi.
-
7:04 - 7:06Böyle bir üzerimizde bir
sorumluluk oluşmaya başladı -
7:06 - 7:08ya da bize öyle geldi en azından.
-
7:08 - 7:11Ya dedik bunu gün yüzüne
çıkarmamız lazım tekrardan -
7:11 - 7:14gibi böyle bir heyecana
kapıldık tabiri caizse. -
7:15 - 7:19Ve o arada bir küçük, yine başka bir şey
anlatacağım -
7:20 - 7:22izninizle.
-
7:22 - 7:24Benim küçük kardeşim arkeoloji okudu.
-
7:24 - 7:27İşte Arkeofili diye bir site
yürütüyorlar. -
7:27 - 7:31Geçen yaz Bursa'da bir kazıdayken
işte şey anlatıyor. -
7:31 - 7:338 bin yıllık bir kumaş bulmuşlar.
-
7:33 - 7:36İnanılmaz büyük bir heyecanla
bunu anlatıyor böyle. -
7:36 - 7:37İşte ben ilgili görünmeye
çalışıyorum. -
7:37 - 7:39Benzer durumlar yaşamışsınızdır.
-
7:39 - 7:41Ama o heyecan bende yok.
( Gülüşmeler ) -
7:41 - 7:45İşte diyor en son hani
''Onur abi 8 bin yıllık kumaş, -
7:45 - 7:46inanabiliyor musun'' dedi.
-
7:46 - 7:49Bende ya inanabiliyorum dedim,
niye inanamayayım yani. -
7:49 - 7:50(Gülüşmeler)
-
7:50 - 7:53Arkeologsun, kazıdasın 8 bin yani.
-
7:53 - 7:55Pek benim için büyük bir
sürpriz yok orada. -
7:56 - 7:59Hani heyecanlanamıyorum maalesef.
-
8:00 - 8:03O heyecanı paylaşamamamın sebebi
-
8:03 - 8:05benim bilgi eksikliğim aslında.
-
8:05 - 8:08Neden kumaş bulunamadığını bilmiyorum.
-
8:08 - 8:10Bulunan kumaşın arkeolojik anlamda
-
8:10 - 8:12ya da tarihsel anlamda,
neye tekabül ettiği -
8:12 - 8:13hakkında en ufak bir fikrim yok.
-
8:13 - 8:16Biz de dedik ki bizim bu
işte kelimeler konusunda -
8:16 - 8:17bu kadar gözlerimizin parlaması
-
8:17 - 8:19bu kadar heyecanlanmamızın sebebi
-
8:19 - 8:21aslında o dünyaya gömülmek.
-
8:22 - 8:23Birazcık işte o kökenleri bilince
-
8:23 - 8:26işte bilakis ile makûs
kelimesinin ikisinin de -
8:26 - 8:28akis kökünden geldiğini öğrenince
-
8:28 - 8:30ya bunu kiminle paylaşsak heyecanlanıyor
-
8:30 - 8:31garip bir heyecan yaratıyordu.
-
8:31 - 8:34Orada tatlı bir şey var,
farklı bir şey var bizim için. -
8:34 - 8:36Aslında biz bunu
öğretebilirsek bir şekilde -
8:36 - 8:39bu heyecanımızı insanların da
paylaşacağını düşündük. -
8:40 - 8:43Ve ondan sonra işte 3-4 ay kadar
-
8:43 - 8:45bayağı hummalı çalıştık geceli, gündüzlü.
-
8:46 - 8:511 Ocak 2015 tarihinde
teşebbüs kelimesiyle -
8:51 - 8:52projemizi başlattık.
-
8:52 - 8:54Şöyle bir projeye soyunmuştuk.
-
8:54 - 9:00Dedik ki hani 365 gün hiç ara
vermeden bir oyun başlatalım, -
9:00 - 9:03her gün bir kelime paylaşalım
anlamıyla, etimolojik kökeniyle -
9:03 - 9:06ve usta yazarların alıntılarıyla.
-
9:06 - 9:11Bu kelimeleri tam da dili derdest
eden o hiyeroglif çağının -
9:11 - 9:14yeniden başlamasının müsebbibi
platformlar aracılığıyla -
9:14 - 9:18oyunu ters yüz edelim diye
bir hayal alemine, -
9:18 - 9:19işte oyunumuza başladık.
-
9:19 - 9:23Sonra müstehzi 2 Ocak, intizar,
-
9:23 - 9:26tahayyül tişörtteki,
-
9:26 - 9:28havsala, mütereddit gibi.
-
9:28 - 9:31Böyle her gün bir kelime paylaşarak
gitmeye başladık. -
9:32 - 9:35İlk dalga diyeyim tabiri caizse,
-
9:35 - 9:39yani bu kelime heyecanını
taşıyan insanlara -
9:39 - 9:45çok kısa sürede, hemencecik,
1-2 hafta gibi kısa bir sürede ulaştık. -
9:45 - 9:46Onlar bizim heyecanımızı alıp
-
9:46 - 9:50başka kendi yine takipçilerine
yaymaya başladılar. -
9:51 - 9:55Tek tek tabii o zamanlarda işte
10 takipçi, 15 takipçi, 100 takipçi falan, -
9:55 - 10:00tek tek her bir takipçinin profilinde
Türkçe karşılığı olmadığı için -
10:00 - 10:02maalesef stalk'lıyorduk tek tek hepsini.
-
10:02 - 10:04Hani nasıl birisi falan diye.
-
10:05 - 10:07Ve genel olarak gördüğümüz manzara
-
10:07 - 10:11hepsi 30-40 yaş ve hatta
üzeri takipçilerdi. -
10:12 - 10:15Çünkü hani kelimelerin
çoğunu biliyorlardı -
10:15 - 10:17ya da en kötü ihtimalle
aşinalıkları vardı. -
10:17 - 10:19Ne zaman gençler de
-
10:21 - 10:24herkes genci yaşlıyı kendinden
referansla söylüyor tabii. -
10:25 - 10:27Gençler ne zaman ilgilenmeye
başladı diyeyim. -
10:28 - 10:31Biz bu kelimeleri ürünlere
taşımaya başladığımız zaman. -
10:31 - 10:35Bu kelimeler işte poster oldular, defter
oldular, çanta oldular. -
10:36 - 10:43Ve bir anda bu çok çok büyük bir dalga
yaratmaya başladı bu hareketle beraber. -
10:44 - 10:47Tahminimizden, hayallerimizden
büyük değildi de, -
10:47 - 10:48tahminimizden bayağı büyüktü.
-
10:48 - 10:51Bizim gayemiz kelimeleri görünür kılmaktı.
-
10:51 - 10:55Gündelik hayatın, en sıradan
hayatın her alanında çıkıp, -
10:55 - 10:59onları olabildiğince işte popüler
modern bir tasarımla -
10:59 - 11:02insanların ilgisini cezbetmeye çalıştık.
-
11:02 - 11:07Bu ürünleştirme çalışmaları işte
katbekat farklı işbirlikleriyle -
11:07 - 11:10daha da genişleyerek devam etti.
-
11:10 - 11:15Sonra işte Galata'da annemin
yürüttüğü bir dükkân açtık. -
11:15 - 11:17''Güzel Kelimeler Dükkânı'' açtık.
-
11:18 - 11:20Orada yine uğraşmaya devam ediyoruz.
-
11:20 - 11:22Ve daha da çeşitlensin.
-
11:22 - 11:26Çünkü en alakası olmayan insan bile
bunlara maruz kalsın istiyoruz. -
11:26 - 11:27Her taraftan hayata sızsın.
-
11:27 - 11:322015 senesi 365 günlük bir söz için
-
11:32 - 11:34çok uygun bir sene de
değildi bir taraftan. -
11:34 - 11:392015 bayağı olaylı, çok ölümlü
ve acı dolu bir yıldı. -
11:39 - 11:44Öyle bir işe giriştik ki
her gün bir sene boyu, -
11:44 - 11:471 Ocak'ta başladık, 31 Aralık'ta
bitireceğiz diye bir söz verdik, -
11:48 - 11:52her gün bir güzel kelime paylaşacağız
diye bir hikâyeye başladık. -
11:53 - 11:56Gece gündüz çalışıyoruz,
ama öyle olaylar oluyor ki, -
11:56 - 11:59yani güzel kelimelerde, Lûgat365'de
-
12:00 - 12:04işte yani hep bu salonda yaşamamış
hiç kimse yok yani sonuçta, -
12:04 - 12:06her şey anlamını yitiriyor.
-
12:06 - 12:08Ne yapalım dedik bir şey
yaşamamız vardı hani. -
12:09 - 12:11Bitirelim dedik projeyi, hiçbir
anlamı yok çünkü. -
12:12 - 12:16İşte orada 18 kişi ölmüş,
biz burada ne diyeyim? -
12:17 - 12:20Müşkülpesent mi paylaşacağız yani hani?
-
12:20 - 12:22Çok saçma, hiçbir anlamı yok.
-
12:22 - 12:25Sözümüzden caymak yerine
dedik ki bu acıyı tarif eden, -
12:25 - 12:27yani acıyı da değil,
aslında ne hissediyorsak -
12:27 - 12:29o duyguları tarif eden
kelimelere sığınalım. -
12:31 - 12:35Figan, hicap, yas, ah.
-
12:35 - 12:36Bu sadece birkaçını koydum.
-
12:36 - 12:402015 öyle bir seneydi ki herhâlde
yani tam sayısına bakmadık, -
12:40 - 12:4330-35 tane falan acıyı tarifleyen,
-
12:43 - 12:45çeşitli açılardan tarifleyen
kelime paylaştık. -
12:45 - 12:48Yaşanan olaylar ve insanın
hissettiği duygular karşısında -
12:48 - 12:51hiçbir emoji kâfi gelmiyordu,
hiçbir snap, hiçbir gift. -
12:52 - 12:56İnsanlar o yaşadıkları duyguları,
özellikle naçizane gözlemimizdir -
12:56 - 12:58hani hiçbir veriye dayanmıyor.
-
12:58 - 13:01Ama özellikle gençler böyle,
lal oldular. -
13:01 - 13:05Çünkü bu duyguları nasıl dile
getirebileceklerini bilmiyorlardı. -
13:06 - 13:09Herkes hep birlikte bu kelimelere sarıldı.
-
13:09 - 13:11Çünkü evet bu kelimeler anlatıyordu.
-
13:12 - 13:15Keşke bu kadar çok böyle
kelime paylaşmasaydık tabii. -
13:15 - 13:20Ama insanlara bu kadar sirayet
etmesinde bunun da payı oldu. -
13:20 - 13:24Yani insanların bizzat o kelimelere
ne kadar ihtiyacımız olduğunu -
13:24 - 13:26görmüş olduğunu var sayıyoruz naçizane.
-
13:26 - 13:30Öyle böyle bir sene bitti,
31 Aralık 2015'te -
13:30 - 13:33Allah'a ısmarladık kelimesiyle
projeyi sonlandırdık. -
13:34 - 13:37İnanılmaz yorulduk gerçekten
nasıl tarif edeyim. -
13:37 - 13:40Bir yandan çünkü bizim diğer
işlerimiz de devam ediyor -
13:40 - 13:42ve bu işin bu kadar
hayatımızın her alanına, -
13:42 - 13:45yani bu kadar hayatımızda
olacağını tahmin etmiyorduk. -
13:45 - 13:48365 günlük bir söz vermek bu arada,
herhangi bir konu için, -
13:48 - 13:50yani hiç aksatmadan
ardışık 365 günlük bir söz vermek, -
13:51 - 13:54tamamen cahil cesareti
diyeceğim, evet yani. -
13:54 - 13:57Ama işte öyle çok inanmıştık hakikaten.
-
13:57 - 14:00Çok yorulduk, bitti. Ama değdi.
-
14:00 - 14:03Çünkü birilerine dokunmaya muvaffak olduk.
-
14:03 - 14:07Birilerine o merakı cezbettiğimizi gördük.
-
14:07 - 14:10İşte şu iki tane örnek tweet göstereceğim.
-
14:10 - 14:13Bu iki tane Türkiye'nin farklı
şehrinden öğretmen. -
14:13 - 14:19Bir tanesi okulunun koridoruna pano
yapmış Lûgat365 kelimeleriyle. -
14:19 - 14:21Başka bir öğretmen yine şeyi söylüyor.
-
14:21 - 14:26Her gün derse işte Lûgat365'in bir
kelimesini anlatarak başlıyormuş. -
14:28 - 14:31Ve sonunda da bir de ilk günden
beri hayalini kurduğumuz, -
14:32 - 14:35bez ciltli bir kitapta bu
kelimeleri toplamaktı. -
14:35 - 14:39Burada Can Öz sağ olsun
çok nazımızı kaprisimizi çekti. -
14:39 - 14:42Ekibiyle birlikte o bez cildi
oluşturmak için. -
14:42 - 14:46Ve hani bizim için en büyük somut
ödül de kitabımız oldu. -
14:46 - 14:50Bugün işte dükkâna birisi geliyor,
işte iki tane kitap alıyor diyor ki, -
14:50 - 14:53işte birini kendime alıyorum birini de
çocuğuma saklayacağım diyor. -
14:53 - 14:56Ya da işte genç, işte 19-20
yaşında çocuklar gelip -
14:56 - 14:58işte orada sohbet ettiğimizde,
-
14:58 - 15:00sessiz sinema oynadıklarını
anlatıyorlar bu kitapla. -
15:00 - 15:03İşte rastgele bir kelime açıp
birbirlerine anlatmaya -
15:03 - 15:04çalışıyorlarmış.
-
15:04 - 15:06Ya da işte güne, her güne
bir kelimeyle başlayan, -
15:06 - 15:11biraz da fal bakar gibi başlama şeyi de
varmış, onu da öğrendik. -
15:11 - 15:13(Gülüşmeler)
-
15:14 - 15:17Yani bunlar bizim için gerçekten
tarifsiz mutluluklar oldu. -
15:17 - 15:22İşte biz birbirimize inandık,
sonra kelimelere inandık. -
15:23 - 15:25Sonra dedik ki yani bize
ve kelimelere inanan -
15:25 - 15:28başka insanlara ulaşabilir miyiz?
-
15:29 - 15:32Her bir bize inanan
ve kelimelere inanan insanla -
15:32 - 15:35başka daha başka insanlara
ulaşmaya devam ettik. -
15:35 - 15:39Hakikaten hayalini kurduğumuz o yolculuğa
-
15:39 - 15:43biz kendi çapımızda
naçizane muvaffak olduk. -
15:44 - 15:46Bize bu yolculukta,
-
15:47 - 15:52kelimeleri, zaten onların iltifatını
ben kabul edecek değilim zaten. -
15:52 - 15:55Yani kelimeler kendinden menkul kelimeler.
-
15:55 - 15:58Onlar orada vakur bir şekilde
zaten duruyorlardı. -
15:58 - 15:59Biz keşfetmedik onları.
-
15:59 - 16:02Onlar sadece hani eski Türk filmlerindeki,
-
16:02 - 16:05işte o hayata küsmüş, yeminini bozmuş
kahramanlar gibiydi onlar. -
16:06 - 16:09Biz onları ikna ettik, gel bak bu
oyunda da sana yer var diye. -
16:10 - 16:13Bize ve kelimelere inanan
herkese teşekkür ederim. -
16:13 - 16:14Ederiz.
-
16:14 - 16:15Eşim de eder eminim.
-
16:15 - 16:19(Gülüşmeler) (Alkış)
-
16:22 - 16:25Yine son kelimemizle bitireyim ben,
-
16:25 - 16:26Allah'a ısmarladık.
-
16:26 - 16:28(Alkış)
- Title:
- Bazı Kelimeler Gerçekten Çok Güzel | Onur Ertuğrul | TEDxIstanbul
- Description:
-
"Teşebbüs, yıllar sonra Lûgat365'in ilk kelimesi olacaktı." diye başlıyor hikâyemiz. Onur Ertuğrul, kelimelerin gücünü de arkalarına alarak eşiyle çıktığı 365 günlük yolculuğu anlatıyor bizlere. İletişim kanallarının artmasıyla aslında kelimeleri ve iletişim kurma yeteneğimizi kaybettiğimizi belirten Onur Ertuğrul ve Banu Ertuğrul çifti, bu kelimelere hak ettikleri değeri tekrar hatırlatmak için yine aynı iletişim kanallarını kullanmak gibi zekice bir hamle yaparak her yaştan insana hitap etmeyi başarıyor.
1980 yılında Eskişehir’de doğdu. Lisans eğitimini ODTÜ Felsefe Bölümü’nde tamamladı. Uzun süre medya sektöründe içerik editörlüğü yaptıktan sonra, dijital iletişim ve reklamcılık alanında çalışmaya başladı. 2015 yılında İyikafa Dijital Strateji ve İçerik Ajansı’nı kurdu. Eşi Banu Ertuğrul’la birlikte, Bazı Kelimeler Çok Güzel şiarıyla hayat bulan Lûgat365 projesini hayata geçirdi. Hâlen dijital strateji uzmanı olarak çalışmaktadır.
Bu konuşma TED’den bağımsız, yerel bir topluluğun düzenlediği bir TEDx etkinliğinde TED Konferansı formatı kullanılarak yapılmıştır. Daha fazla bilgi için: http://ted.com/tedx
- Video Language:
- Turkish
- Team:
closed TED
- Project:
- TEDxTalks
- Duration:
- 16:35
![]() |
Eren Gokce approved Turkish subtitles for Bazı Kelimeler Gerçekten Çok Güzel | Onur Ertuğrul | TEDxIstanbul | |
![]() |
Eren Gokce edited Turkish subtitles for Bazı Kelimeler Gerçekten Çok Güzel | Onur Ertuğrul | TEDxIstanbul | |
![]() |
Ozge Yilmaz accepted Turkish subtitles for Bazı Kelimeler Gerçekten Çok Güzel | Onur Ertuğrul | TEDxIstanbul | |
![]() |
Ozge Yilmaz edited Turkish subtitles for Bazı Kelimeler Gerçekten Çok Güzel | Onur Ertuğrul | TEDxIstanbul | |
![]() |
Bilge Yilmaz edited Turkish subtitles for Bazı Kelimeler Gerçekten Çok Güzel | Onur Ertuğrul | TEDxIstanbul | |
![]() |
Bilge Yilmaz edited Turkish subtitles for Bazı Kelimeler Gerçekten Çok Güzel | Onur Ertuğrul | TEDxIstanbul | |
![]() |
Bilge Yilmaz edited Turkish subtitles for Bazı Kelimeler Gerçekten Çok Güzel | Onur Ertuğrul | TEDxIstanbul | |
![]() |
Bilge Yilmaz edited Turkish subtitles for Bazı Kelimeler Gerçekten Çok Güzel | Onur Ertuğrul | TEDxIstanbul |