Ivır zıvırlarını sat. Borcunu öde. Sevdiğin şeyi yap | Adam Baker | TEDxAsheville
-
0:12 - 0:14Merhaba. Selam.
-
0:15 - 0:17Size bugün bir davetim var.
-
0:18 - 0:20Sizi bir soruyu cevaplamaya
davet ediyorum. -
0:21 - 0:24İyi haber şu ki bu soru gerçekten basit.
-
0:25 - 0:27Sorudaki sözcükler çok basit.
-
0:27 - 0:30Kötü haber ise, aynı soruyu
-
0:30 - 0:34insanlar binlerce yıldır kendi
kendine cevaplamaya çalışıyor. -
0:34 - 0:37İnsanlar hayatlarını bu
soruyu cevaplamaya adıyor -
0:37 - 0:39bu soru için savaşıyor
-
0:39 - 0:42ve bazen bu soruya verdikleri
cevabı savunmaya hayatlarını veriyor. -
0:42 - 0:47Ve sorumuz şu:
Özgürlük senin için ne anlama geliyor? -
0:48 - 0:53Özgürlüğün sözlüklerdeki
tanımından bahsetmiyorum. -
0:53 - 0:56Özgürlüğün ne olduğu konusunda
akademik ve hatta entelektüel -
0:56 - 0:58bir konuşma yapacak değilim.
-
0:58 - 1:01Demek istediğim; senin için anlamı ne?
-
1:01 - 1:04Senin hayatındaki anlamı ne?
-
1:05 - 1:07Çok iyi biliyorum ki
-
1:07 - 1:11bu soru hayatını değiştirme
potansiyeline sahip bir sorudur -
1:11 - 1:13çünkü bu soru,
benim ve karımın üç yıl önce -
1:13 - 1:15kendimize sorduğumuz sorudur.
-
1:16 - 1:19Özgürlük hakkında konuşmak için
zamanlamamız biraz uygunsuzdu. -
1:19 - 1:23Kızım Milligan'ı hastaneden eve
getirdiğimiz geceydi. -
1:23 - 1:27Yeni ebeveynler olarak 30-40 dakika
ya da her ne kadar sürdüyse -
1:27 - 1:29onu beşiğinde uyutmaya çabaladık.
-
1:29 - 1:32Ve daha sonra zombi gibi
mutfak masasına doğru yürüdük. -
1:33 - 1:35Oturduk ve ona dönüp şöyle dedim
-
1:35 - 1:38"Tatlım, seninle bir şey
konuşmam gerekiyor." -
1:38 - 1:39(Kahkahalar)
-
1:39 - 1:42Bunun bir konuşmaya başlamada
olası en berbat yöntem olduğunu -
1:42 - 1:45evlilikteki beşinci yılımdan
sonra öğrendim. -
1:45 - 1:46(Kahkahalar)
-
1:46 - 1:49Ve şunu dedim "Seninle özgürlük
hakkında konuşmak istiyorum." -
1:49 - 1:52Yüzünün ne hâle geldiğini
ve ne cevap verdiğini tahmin edersiniz. -
1:52 - 1:56Bazılarını burada
tekrarlamam mümkün değil. -
1:57 - 2:00Fakat konuşmaya devam ettikçe
-
2:00 - 2:02konunun zamanlamasının
-
2:02 - 2:04aslında lehimize olduğunu anladık.
-
2:04 - 2:08Çünkü hayatımızın o döneminde
eksikliğini hissettiğimiz bir şey varsa -
2:08 - 2:10o da açıklıktı.
-
2:10 - 2:13Bu, biraz geriye çekilip
hayatımızı nasıl yaşadığımızı -
2:13 - 2:15ve bunun gerçekten istediğimiz
-
2:15 - 2:19şeylerle uyumlu olup olmadığını
analiz etme yeteneği idi. -
2:19 - 2:21Biz finansal yaşamımızla başladık.
-
2:21 - 2:25Sanırım finansal yaşamımızın
şu basit soruya -
2:25 - 2:27indirgendiğini söyleyebilirdik.
-
2:27 - 2:30Şuna "Evde yenilemek
istediğimiz sıradaki şey ne?" -
2:30 - 2:33Bu konuşmayı hiç yaptınız mı?
-
2:33 - 2:35"Kanepeyi yenilemek gerekir mi
-
2:35 - 2:38yoksa para biriktirip yeni bir
mutfak masası mı alalım?" -
2:38 - 2:40"Semti değiştirip daha iyi bir
daireye mi taşınalım, -
2:40 - 2:43yoksa daha düz ekran bir TV
alıp bu günlük bitirelim mi?" -
2:44 - 2:47O andaki finansal yaşamımız buydu.
-
2:47 - 2:50Ve o zaman borçlarımızın
görüntüsü de sürpriz sayılmazdı. -
2:50 - 2:5120'li yaşlarımızdaydık.
-
2:51 - 2:55Üzerimizdeki devasa öğrenci kredisi
borçlarını hiç hesaba katmadan -
2:55 - 2:57yeni evliler ve yeni ana babalar olarak
-
2:57 - 2:5918.000 dolar tüketici kredisi
borcumuz vardı. -
3:00 - 3:03Dört kredi kartımız,
mağaza kartlarımız, -
3:03 - 3:04iki otomobil kredimiz vardı.
-
3:04 - 3:07Evlenirken aldığım
mücevher, takı kredi borcu. -
3:07 - 3:09Aileden aldığımız borçlar.
-
3:09 - 3:11Borç alırken, ev kredisi hariç
-
3:11 - 3:14her çeşitten borcumuz var
diyerek espri yapardım. -
3:14 - 3:16Ve tahmin edin ne yapıyorduk?
Ev bakıyorduk. -
3:16 - 3:18Hayatımızın en hareketli zamanlarıydı.
-
3:18 - 3:21Yeni bir iş kurmuştum,
haftada 80 saat çalışıyordum -
3:21 - 3:23Courtney kolejden yeni mezun olmuştu
-
3:23 - 3:25yeni bir öğretmen olarak
derslere başlamıştı; -
3:25 - 3:28hayatımızda daha yoğun
bir dönem olamazdı. -
3:28 - 3:30Ve biz ev kredisi araştırıyorduk?
-
3:30 - 3:32Bu mantıklı gelmedi.
-
3:32 - 3:34Milligan'ı eve getirdiğimiz o gece
bir an durdum -
3:35 - 3:36ve bana bir berraklık geldi.
-
3:37 - 3:42Gördüğüm şey, hayatımızı
biçimlendiren senaryoya göre -
3:42 - 3:44yapacağımız sıradaki şey buydu.
-
3:45 - 3:49Ama bu senaryoyu biz seçmemiştik,
senaryo bizi seçmişti. -
3:49 - 3:51Neden o bizi seçmişti
-
3:51 - 3:54çünkü bu soruya cevap
vermek istemiyorduk. -
3:55 - 3:58Eğer hayatınızda bu soruya
siz cevap vermek istemezseniz -
3:58 - 4:01bir şirket bir kişi,
bir devlet, bir varlık -
4:01 - 4:04bu soruya sizin yerinize
seve seve cevap verecektir. -
4:04 - 4:06Bir gün uyanacaksınız
ve hayatınızı -
4:06 - 4:08bir senaryoya göre
yaşadığınızı fark edeceksiniz. -
4:09 - 4:12Bağlantıyı kurabiliyorsanız
işlerin biraz böyle gittiğini anlarsınız. -
4:12 - 4:16İlk ve orta okulda bize
nasıl öğreneceğimiz öğretildi. -
4:16 - 4:19Nasıl daha iyi öğreneceğimizi öğrendik.
-
4:19 - 4:22Ama devam edip liseye gittik
ve orada not önemli olmaya başladı, -
4:22 - 4:24eğer lise boyunca iyi notlar alırsan
-
4:24 - 4:27üniversiteye gidip on binlerce dolar
-
4:27 - 4:30borçlanma ayrıcalığına sahip oluyorsun.
-
4:31 - 4:34Üniversitede bir sürü şey yapıyor
ve bittiğinde -
4:34 - 4:37bu diplomayı, bu kağıt parçasını alıyorsun
-
4:37 - 4:41ve bununla birlikte, iyi ücretli,
-
4:41 - 4:44düzenli bir iş vaadi geliyor.
-
4:46 - 4:47Daha sonra bu işte çalışır
-
4:47 - 4:50bir daire alır ve onu
ıvır zıvırla doldurabilirsin. -
4:50 - 4:52Eğer üniversitede birini
tavlayamadıysan -
4:52 - 4:55içi ıvır zıvırla dolu dairenle
şimdi kesin tavlarsın. -
4:55 - 4:57İki üç yıl sonra da
çocuğun olabilir -
4:57 - 4:59terfi edebilirsin
ve daha iyi bir eve geçersin. -
4:59 - 5:02Bu döngüye, vaadedilen topraklara,
emekliliğe ulaşana kadar -
5:02 - 5:06hayatının sonraki 30-40 yılı
devam edersin -
5:06 - 5:08ve çok çalışmanın karşılığını alırsın.
-
5:08 - 5:12Bu senaryonun özünde hiçbir yanlış yok,
-
5:12 - 5:14tabii istediğin buysa.
-
5:16 - 5:19O mutfak masasında,
-
5:20 - 5:23hayatımızı bu ön tanımlı senaryoya
göre yaşadığımızı fark ettik -
5:23 - 5:24ve biz bunu istemiyorduk.
-
5:24 - 5:26Böylece soruyu sorduk "Ne istiyoruz?"
-
5:26 - 5:28Bunu keşfetmek biraz zaman aldı
-
5:28 - 5:31ama temiz bir başlangıç
istediğimizi anladık. -
5:32 - 5:36Hayatımızdaki ve evimizdeki
bütün ıvır zıvırdan -
5:36 - 5:38kurtulmak istiyorduk.
-
5:38 - 5:40Bütün bu aldıklarımız, yenileri,
yeni versiyonları, -
5:40 - 5:42hepsini temizlemek istiyorduk.
-
5:42 - 5:45Yanımızda taşıyabileceğimiz
iki sırt çantası kalana kadar -
5:45 - 5:47bütün eşyaları satacaktık.
-
5:47 - 5:50Sorumsuz harcamalarımızı
temsil eden -
5:50 - 5:5318.000 dolarlık
tüketici kredisini kapatacaktık -
5:53 - 5:57ve bir yıl Avustralya'yı genç bir
aile olarak sırt çantasıyla dolaşacaktık. -
5:57 - 5:59Belirlediğimiz tutkulu amacımız buydu.
-
6:00 - 6:03Bir yıl sonra karım Courtney
bu resmi çekti. -
6:04 - 6:06Ben ve kızım Milligan.
-
6:06 - 6:08Şimdi üç buçuk yaşında
resimde bir yaşındaydı. -
6:08 - 6:11Indianapolis, Indiana'da
pistteki bir uçakta oturuyoruz. -
6:11 - 6:17Mutfak masası ve bu resim
arasındaki yıl zor bir yıldı. -
6:17 - 6:21pek çok şeyi analiz etmemiz ve içimize,
kendi resmimize bakmamız gerekti, -
6:21 - 6:25bu insanların görmesini istediğimiz
-
6:25 - 6:26ve yansıttığımız bir resim değildi.
-
6:26 - 6:30Buna ulaşmak için pek çok alışkanlığı
ve inancı değiştirmek zorunda kaldık -
6:30 - 6:31ama bunu başarabildik.
-
6:31 - 6:33Bu uçağa bindiğimizde
-
6:33 - 6:36adımıza kayıtlı eşyayla dolu
iki sırt çantamız vardı, -
6:36 - 6:39başladığımız 18.000
doların hiç biri yoktu -
6:39 - 6:41ve Avustralya'ya gidiyorduk.
-
6:42 - 6:45Indianapolis'ten, Chicago'ya
Chicago'dan Los Angeles'a; -
6:45 - 6:48Los Angeles'ta mola ve Sydney'e uçtuk.
-
6:48 - 6:50Avustralya'da Sydney'den Cairns'e gittik
-
6:50 - 6:53Büyük Mercan Resifinin
olduğu bölgede bir sahil şehri. -
6:53 - 6:57Bir yaşındaki bir çocukla
28 saat art arda uçmak. -
6:57 - 6:58(Kahkahalar)
-
6:58 - 7:01İndiğimizde nasıl göründüğümüze
dair fotoğrafları gösterirdim -
7:01 - 7:03ama bir aile anlaşması yaptık
-
7:03 - 7:05bu resimleri asla kimse görmeyecek.
-
7:05 - 7:07(Kahkahalar)
-
7:07 - 7:09Ama size seyahatimizden
bir resim daha göstereyim -
7:09 - 7:12oturup bir slayt gösterisi
yapmayı isterdim -
7:12 - 7:15ama bir tane daha göstereyim, bunu.
-
7:15 - 7:16Yine, karım çekmiş,
-
7:16 - 7:19gördüğünüz gibi
çok iyi bir fotoğrafçı, -
7:19 - 7:22Townsville açıkları,
seyahatimizin üçüncü, dördüncü haftası. -
7:23 - 7:26Magnetic Island isminde küçük bir ada
-
7:26 - 7:29Magnetic Island'da
küçük bir otelde kalıyoruz, -
7:29 - 7:31oraya feribotla ulaştık.
-
7:31 - 7:3430 dakikalık bir doğa yürüyüşü yapıyoruz,
-
7:34 - 7:37yürüyüş sırasında önümüzden
valabiler koşuyor, -
7:37 - 7:39ağaçta annesiyle beraber
yavru bir koala. -
7:39 - 7:42Sanki bir filmde gibiydik.
-
7:42 - 7:44Yürüyüşte zirveye ulaştığımızda
-
7:44 - 7:47bu ıssız ve özel plaja baktık
-
7:47 - 7:49ve o anda anladım.
-
7:49 - 7:53Daha önce hissetmediğim bir duyguydu
ama bir ton tuğla gibi indi. -
7:53 - 7:57Hayalimizi yaşadığımızı fark ettim.
-
7:58 - 7:59Yanlış anlamayın,
-
7:59 - 8:02ne yaptığımızı bilmeden
yaptığımız uzun bir liste vardı -
8:02 - 8:05ve o anda bile, özellikle
bir çocukla seyahat ederken -
8:05 - 8:07hâlâ öğreniyor ve keşfediyorduk.
-
8:07 - 8:11Ama iyisiyle kötüsüyle
inişi ve çıkışıyla da olsa -
8:11 - 8:14senaryoyu yazanlar bizdik;
-
8:14 - 8:18sonunda hayatlarımızı
kendimiz yönetiyorduk. -
8:19 - 8:23Buradaki herkesin eşyalarını satıp
-
8:23 - 8:26Avustralya'yı sırt çantasıyla
gezmek istemeyeceğini biliyorum. -
8:26 - 8:29Bizim üç yıl önceki
özgürlük tanımımız buydu. -
8:29 - 8:31Ve şimdi değişti bile.
-
8:32 - 8:33Ama şunu biliyorum ki
-
8:33 - 8:37sen de hayatındaki özgürlük
tanımını yapmalısın -
8:38 - 8:42ve anlamak için bugünden
başlayarak adım atmalısın. -
8:42 - 8:44Bu pek çok kişi için nereden başlar?
-
8:44 - 8:48Tam buradan, ıvır zıvırlardan başlar.
-
8:48 - 8:52Şu çer çöpe bakın, taşıyor neredeyse!
-
8:52 - 8:56Neredeyse evin önündeki
arabaya kadar taşmış. -
8:56 - 9:00Şimdi bu biraz aşırı bir örnek
gibi görünebilir -
9:00 - 9:02ama biraz düşünürsek...
-
9:02 - 9:03Kaçınızın arkadaşlarının
-
9:03 - 9:08garajları, misafir yatak odaları
ıvır zıvır dolapları, elbise dolapları -
9:08 - 9:11bundan çok da farklı görünmüyor?
-
9:11 - 9:13Aslında bu o kadar abartılı bile değil.
-
9:13 - 9:16Bu neredeyse normal oldu.
-
9:17 - 9:19Ama size bir sorum var:
-
9:19 - 9:21Bu kişi işten çıkarılırsa ne olur?
-
9:22 - 9:25Başka bir şehirden daha iyi bir
iş teklifi aldıklarında ne olur? -
9:26 - 9:28Hayatlarında ortaya çıkan
-
9:28 - 9:31fiziksel, duygusal
veya finansal bir duruma -
9:31 - 9:34uyum sağlamaları gerekirse ne olur?
-
9:34 - 9:37Cevap, en iyi ihtimalle kısıtlanırlar.
-
9:37 - 9:40Çünkü hayatlarına yığdıkları
ıvır zıvır miktarı yüzünden -
9:40 - 9:42bu tür bir değişime uyum sağlamada
-
9:42 - 9:45geri kalırlar, tıkanırlar, sıkışırlar.
-
9:45 - 9:48Ama bir çıkış noktamız var,
küçük, temiz bir numara, -
9:48 - 9:52bütün bu ıvır zıvırla birlikte bir
değişime mecbur kaldığımızda: -
9:52 - 9:53Onları buraya koyarız.
-
9:53 - 9:54(Kahkahalar)
-
9:54 - 9:55Görüyor musunuz ne yaratıyoruz;
-
9:55 - 9:59yeni ıvır zıvırlar alabilmek için
eski ıvır zıvırları depoladığımız -
9:59 - 10:01milyar dolarlık bir sektör.
-
10:01 - 10:02(Kahkahalar)
-
10:02 - 10:03Şunu bir düşünün.
-
10:03 - 10:07Sadece ABD'de 204.000 metrekare
-
10:07 - 10:09depolama alanı var.
-
10:10 - 10:12Bu akıl almaz bir rakam.
-
10:12 - 10:15Amerikadaki kapalı depolarda
-
10:15 - 10:17gerekirse bütün erkek
-
10:17 - 10:20kadın ve çocuklar
bu şekilde yan yana durabilir. -
10:21 - 10:24Peki, bunun anlamı ne?
-
10:24 - 10:27Yeni şeyler satın almaya
neden bu kadar saplantılıyız -
10:27 - 10:30ve aynı zamanda eskilere de
bağlı kalmaya istekli? -
10:31 - 10:34Bu bağımlılığı nasıl geliştirdik.
-
10:34 - 10:37Çünkü sanıyorum
bize bir palavra yutturdular. -
10:37 - 10:41Bu palavra, hayatta
bir şeylere sahip olmanın -
10:41 - 10:45eşyalarla dolu bir çevrede
yaşamayı amaç edinmenin -
10:45 - 10:47bize büyük bir güven sağlayacağıdır.
-
10:48 - 10:52Hatta çoğumuz daha da ileri gidip
bunun mutluluk vereceğini söyler. -
10:52 - 10:56Eşyayı amaç edinince kendimizi
eşyalarımızla tanımlamaya başlarız. -
10:57 - 11:00Kim başarılı kim başarısız
-
11:00 - 11:02kim modern kim değil
bunlarla söylüyoruz. -
11:02 - 11:05Kimin garajı az önce gördüğümüz
resimdeki gibi -
11:05 - 11:06kiminki değil.
-
11:06 - 11:10Yani gerçekten kendimizi
fiziksel şeylerle tanımlamaya başlıyoruz. -
11:12 - 11:14Ama fark ettiğimiz gerçek şu,
-
11:14 - 11:18çoğu insan sonunda hayatının
bir noktasında uyanır -
11:18 - 11:22ve daha fazla şeyin hayatındaki
daha fazla ıvır zıvırın -
11:22 - 11:25kendisine güven sağlamayacağını
-
11:25 - 11:27ve kesinlikle mutluluk
vermeyeceğini anlar. -
11:27 - 11:30Aslında tam tersinin doğru
olduğunu gördük. -
11:30 - 11:33Courtney ve ben kat kat yığılı
eşyaları satmaya devam ederken -
11:33 - 11:36ve bu gezinin planlarını yaparken
-
11:37 - 11:40bana sık sık şunları soruyorlardı
-
11:40 - 11:42"Bir şeyi sattığına hiç pişman oldun mu?"
-
11:42 - 11:45"Hiç tekrar satın almak zorunda
kaldığın bir şey sattın mı?" -
11:45 - 11:48veya "Hiç sattığına üzülüp
geri almak zorunda kaldığın -
11:48 - 11:49bir şey oldu mu?"
-
11:49 - 11:52Öykümü anlatırken
bu soru bana her sorulduğunda -
11:52 - 11:54samimi olarak düşündüm.
-
11:54 - 11:56Şu anda bile düşünüyorum
-
11:56 - 12:00ve cevap her zaman aynı, "Hayır."
-
12:01 - 12:02Tek bir eşya bile yok.
-
12:03 - 12:05Satarken tek bir kez bile,
-
12:05 - 12:07"Adamım, pişman oldum" demedim.
-
12:07 - 12:12Bir şey sattığımda tek bir kez bile
"Şimdi güvensiz hissediyorum" demedim. -
12:12 - 12:13(Kahkahalar)
-
12:13 - 12:15Tam tersiydi.
-
12:15 - 12:18Ivır zıvır yığınlarını satarken
şunu gördük, -
12:18 - 12:21üzerimizden bir ağırlığın
kalktığını hissediyorduk. -
12:21 - 12:24Daha esnek ve çevik hissediyorduk,
-
12:24 - 12:27hayatımızda ortaya çıkacak
olumsuz bir şeyde -
12:27 - 12:29daha çabuk toparlanacaktık.
-
12:29 - 12:31Fırsatları değerlendirme
serbestliğimiz armıştı. -
12:32 - 12:36Artık fiziksel eşyalarımız yüzünden
yavaşlamıyorduk. -
12:38 - 12:41Sadece bu da değil, diğer
insanlara bakmaya başladık -
12:41 - 12:46ve anladık ki bu insanların
kimliği eşyalara dayanmıyordu. -
12:46 - 12:49Kimlikleri deneyimlere dayanmalıydı.
-
12:50 - 12:53Bu pahalı şeyler, güzel şeyler
toplamakla ilgili bir şey değil -
12:53 - 12:56zengin tecrübeler biriktirmekle
ilgili bir şey olmalı. -
12:56 - 12:59İnsanların ve kendimizin
kimliğini hayatımızdaki bir dizi -
12:59 - 13:03deneyime göre tanımlamalıyız,
sahip olduklarımıza göre değil. -
13:05 - 13:08Ama ayrıca Amerikan rüyası
hakkında konuşmak istiyorum. -
13:08 - 13:10Amerikan rüyasını hepimiz biliriz
-
13:10 - 13:13ve bu artık sadece Amerikan bile değil,
bütün dünyada var. -
13:13 - 13:15Bu fikre göre gerçekten çok çalışırsan
-
13:15 - 13:18şahane bir yaşam tarzı satın alabilirsin.
-
13:19 - 13:21Hâlâ genelde doğru.
-
13:21 - 13:23Çerçevesini çizdiğim
ve ileri sürdüğüm gibi -
13:23 - 13:28tüketimcilik çoğumuz için
bir sorundur, evet öyle, -
13:28 - 13:32eğer eşitlik bu şekilde doğrusalsa,
bu kadar basitse -
13:32 - 13:35çözmek de kolaydır.
-
13:35 - 13:37Daha fazla para mı istiyorsun,
ne yapmalısın? -
13:37 - 13:39Daha az satın al.
-
13:39 - 13:41İşini değiştirmek ve daha az
çalışmak mı istiyorsun? -
13:41 - 13:42Daha az satın al.
-
13:42 - 13:45Basit , neredeyse fazla basit.
-
13:45 - 13:46Gerçekten öyle.
-
13:46 - 13:50Ama son 20 veya 30 yıldır
kendimize bir üçkağıt yaptık. -
13:50 - 13:55Bu eşitliğe onu çok daha
zararlı kılan bir şey ekledik. -
13:58 - 14:02Bir şey satın almadan önce
çok çalışmamıza gerek bırakmayan bir şey -
14:03 - 14:06ve artık o yaşam tarzı için
çalışmak zorunda değildik; -
14:06 - 14:08ona hemen ulaşabilirdik.
-
14:08 - 14:12Ve tabii ki neden bahsettiğimi
biliyorsunuz- kredi. -
14:12 - 14:15Böylece almak;
bu şahane hayatı -
14:15 - 14:18çalışmadan satın almak için
hepimiz borçlandık. -
14:18 - 14:21Gençken yaptık, yaşlılıkta yaptık
-bu kural hâline geldi. -
14:22 - 14:24Borç olgusu şu ya da bu biçimde
-
14:24 - 14:25binlerce yıldır var
-
14:25 - 14:29ama bunu son 20-30 yıldır
mükemmel hale getirdik. -
14:29 - 14:31Mükemmelleştirip
gündelik hayata soktuk. -
14:32 - 14:36Mükemmelleştirip
gündelik rutin haline getirdik. -
14:38 - 14:41Bunun getirdiği şey ise
o hayat biçimini satın almaya çıktık -
14:41 - 14:44ve yaptığımızın haklılığını savunurken
-haklı çıkmakta iyiyizdir- -
14:44 - 14:48işe gidip çalışacağız ve bu nedenle
bu hayat tarzını şimdi satın alıyoruz -
14:48 - 14:50ve çalıştıkça borçlarımızı
ödeyeceğiz dedik. -
14:50 - 14:53Yani bu bizi sürekli
aynı işte çalışmaya zorluyor. -
14:54 - 14:57Eğer işinizi seviyorsanız bu şahane.
-
14:57 - 15:00Ancak çoğumuz işini sevmiyor.
-
15:00 - 15:03Aslında çoğumuz işinden
şiddetle nefret ediyor. -
15:04 - 15:08Ve değiştirme esnekliğimiz yok
çünkü borca batmış durumdayız. -
15:08 - 15:11Artık sadece faturaları değil
borçları da ödemek zorundayız -
15:11 - 15:16ve bu nedenle zaten nefret ettiğimiz işe
geri dönüp daha çok çalışıyoruz. -
15:16 - 15:19Gezegendeki bu stres için,
-
15:19 - 15:22borçlarınızı ödeyebilmek için
uyanık kaldığınız saatlerin çoğunda -
15:22 - 15:26nefret ettiğiniz bir işte çalışmaktan
daha iyi bir denklem var mı? -
15:26 - 15:29Stresten bunaldığımız çok açık.
-
15:29 - 15:31Aşırı çalıştığımız çok açık.
-
15:31 - 15:33Peki bu stresle nasıl baş ediyoruz?
-
15:33 - 15:37Çoğumuz stresle iki yolla baş ediyor:
-
15:37 - 15:41Yiyoruz ve satın alıyoruz, değil mi?
-
15:42 - 15:45Günün sıkıntısından satın
alarak kaçıyoruz. -
15:45 - 15:49Bunu hak ettim, çok çalıştım.
Böyle savunuyoruz. -
15:49 - 15:53Bazılarımız kıyafet,
bazılarımız cihaz alıyor, -
15:53 - 15:56çoğumuz işten kaçmak için
sıcak yerlerde tatil satın alıyor. -
15:57 - 15:59Ama baştan paramız yok.
-
15:59 - 16:01Böylece borca batıyoruz.
-
16:01 - 16:06Peki bu kaçışı nasıl ödüyoruz?
Daha fazla borçla. -
16:06 - 16:09Gördüğünüz gibi
bu bir kartopu, bir döngü, -
16:09 - 16:14milyonlarcanız bu tuzağa düştü,
bütün dünyada milyonlar tuzağa düştü. -
16:15 - 16:17Size bugün mesajım,
-
16:17 - 16:20hayatınız bu tuzağın içinde
harcanmayacak kadar önemli. -
16:21 - 16:24Nigel Marsh, Sydney'de
bir TED konuşması yaptı -
16:24 - 16:27ve bunu benden çok daha güzel özetledi.
-
16:27 - 16:31"İhtiyacı olmayan şeyleri satın almak
-
16:31 - 16:34ve hoşlanmadığı kişileri etkilemek için
-
16:34 - 16:37nefret ettiği bir işte çok çalışan
ve haykıran bir çaresizlik içinde -
16:37 - 16:41sessizce yaşayan binlerce
ve binlerce insan var. -
16:41 - 16:43(Kahkahalar)
-
16:43 - 16:46Kendi TED konuşmasında
söylediği bu sözleri duyunca -
16:46 - 16:48neredeyse nefessiz kaldım.
-
16:48 - 16:52Bunu tekrarlamak can yakıyor
çünkü çok doğru. -
16:56 - 16:58Sizden hayal etmenizi istiyorum.
-
16:58 - 17:00Hayatınız nasıl olur hayal edin,
-
17:00 - 17:03bugünden başlayarak
-
17:03 - 17:05eşya değil deneyim biriktirme
kararı alsanız -
17:05 - 17:08hayatınız ne kadar tatmin edici olur?
-
17:11 - 17:12Hayal edin,
-
17:12 - 17:16borçlarınızın baskısı ve ağırlığı olmasa
-
17:18 - 17:22hayatınıza ne kadar çok fırsat
ve esneklik gelir. -
17:23 - 17:25Hepimizin oturup
hayal etmesini istiyorum -
17:25 - 17:28eğer her birimiz her sabah
çalar saat çaldığı için değil -
17:28 - 17:32sevdiği bir işe kendimizi
adayarak, heyecanla -
17:32 - 17:35gerçekten zevk aldığımız bir işte
-
17:35 - 17:38tutkularımızla kurduğumuz
bir firmada çalışmak -
17:38 - 17:41için uyansak
-
17:41 - 17:44bunun yaşadığımız dünyaya
nasıl bir etkisi olur? -
17:45 - 17:49Sorun karmaşık ama çözüm çok basit.
-
17:49 - 17:53Sizi engelleyen fazlalıklardan kurtulun.
-
17:53 - 17:55Hayatınızdaki çöplerden kurtulun.
-
17:55 - 17:57Hayatınızda her gün
borca bel bağlamayı bırakın -
17:57 - 18:01ve böylece önemsediğiniz bir işi
yapmakta çok daha özgür olun. -
18:02 - 18:05Güvene giden yol budur.
-
18:06 - 18:10Mutluluğa giden yol budur.
-
18:12 - 18:14Sizinle bir gözlemimi daha paylaşayım:
-
18:14 - 18:16Farkında mısınız bilmem
-
18:16 - 18:20ama insanlık tarihindeki
en hür insanlar biziz. -
18:22 - 18:24Biliyor musun,
-
18:24 - 18:28şimdiye kadar yeryüzünde dolaşan
en hür insanların arasında dolaşıyorsun. -
18:29 - 18:32Bu hürriyetle ne yapacaksın?
-
18:35 - 18:39Sana verilen bu muhteşem armağanı
nasıl kullanacaksın? -
18:40 - 18:42Tek bir soruyu cevaplamakla başlar:
-
18:45 - 18:48Özgürlük senin için ne anlama geliyor?
-
18:48 - 18:50Bu soruya verilen cevap,
-
18:50 - 18:54bu soruya verdiğin senin eşsiz cevabın
hayatını değiştirme gücüne sahiptir. -
18:55 - 18:58Bu soruya verdiğin benzersiz cevap
-
18:58 - 19:02adım atıp ona izin verirsen dünyayı
değiştirme gücüne sahiptir. -
19:04 - 19:08Yani size davetim, gidip bu soruya
kendi cevabınızı bulun -
19:08 - 19:12bunu yaptığınızda paylaşmaya
değer bir fikir olacaktır. -
19:13 - 19:14Teşekkür ederim.
-
19:14 - 19:15(Alkışlar)
- Title:
- Ivır zıvırlarını sat. Borcunu öde. Sevdiğin şeyi yap | Adam Baker | TEDxAsheville
- Description:
-
2008 yılında, ilk çocuklarının doğumunun ardından Baker ve karısı sahip oldukları her şeyi satmaya, tüketici kredisi borçlarını kapamaya ve ailece bir yıllığına yurt dışı seyahati yapmaya karar verdiler. Seyahatlerini 2009 yılı başlarında şimdi 15.000 sabit takipçisi olan Man vs.Debt (Borca karşı İnsan) adlı blogda paylaşmaya başladılar. Kişisel finans, tüketim bağımlılığı, yaşamdaki karmaşa, seyahat ve minimalizm (kişinin bilinçli olarak çok az eşya ile yaşayıp eşya ve maddi şeylere aşırı değer yüklemeden ve bağlanmadan enerji para ve zamanını kişisel olgunlaşma, iyi ilişkiler kurma ve insanlara yararlı biçimde kullanması yaklaşımı) ve tutkulu girişimcilik konusunda iniş ve çıkışlarını paylaşırken keşfetme ve olgunlaşma yolunda yalnız olmadığını fark ederler.
Bu konuşma TED konferansı formatı kullanılarak yerel bir topluluk tarafından bağımsız organize edilen bir TEDx etkinliğinde yapılmıştır. Daha fazla bilgi için http://ted.com/tedx adresini ziyaret edin.
- Video Language:
- English
- Team:
- closed TED
- Project:
- TEDxTalks
- Duration:
- 19:20
Cihan Ekmekçi approved Turkish subtitles for Sell your crap. Pay your debt. Do what you love | Adam Baker | TEDxAsheville | ||
Cihan Ekmekçi edited Turkish subtitles for Sell your crap. Pay your debt. Do what you love | Adam Baker | TEDxAsheville | ||
Figen Ergürbüz accepted Turkish subtitles for Sell your crap. Pay your debt. Do what you love | Adam Baker | TEDxAsheville | ||
Figen Ergürbüz edited Turkish subtitles for Sell your crap. Pay your debt. Do what you love | Adam Baker | TEDxAsheville | ||
Figen Ergürbüz edited Turkish subtitles for Sell your crap. Pay your debt. Do what you love | Adam Baker | TEDxAsheville | ||
berat güven edited Turkish subtitles for Sell your crap. Pay your debt. Do what you love | Adam Baker | TEDxAsheville | ||
berat güven edited Turkish subtitles for Sell your crap. Pay your debt. Do what you love | Adam Baker | TEDxAsheville | ||
berat güven edited Turkish subtitles for Sell your crap. Pay your debt. Do what you love | Adam Baker | TEDxAsheville |