Return to Video

Eski bir radikal cihatçının zihninden

  • 0:01 - 0:05
    Bugün karşınızda, hayatını burada ve
    şu anda dolu dolu yaşayan
  • 0:05 - 0:06
    bir adam olarak duruyorum.
  • 0:07 - 0:09
    Fakat uzun süre,
  • 0:09 - 0:10
    ölüm için yaşadım.
  • 0:12 - 0:14
    Cihadın, güç ve şiddetin dili
  • 0:14 - 0:18
    olarak anlaşılması gerektiğine
    inanan, genç bir adamdım.
  • 0:21 - 0:24
    Yanlışları, güç ve
    saldırganlıkla düzeltmeye çalışmıştım.
  • 0:25 - 0:30
    Diğer insanların ıstırapları için
    derin endişelerim vardı ve onlara
  • 0:30 - 0:34
    yardım etmek, onları teselli etmek
    için güçlü bir tutku besliyordum.
  • 0:37 - 0:40
    Şiddet içeren cihat benim için soylu,
  • 0:40 - 0:42
    yiğit bir şeydi
  • 0:42 - 0:43
    ve yardımın en iyi yoluydu.
  • 0:46 - 0:48
    İnsanlarımızın çoğunun -- özellikle de
  • 0:48 - 0:49
    gençlerin -- El-Kaide,
  • 0:49 - 0:51
    İslam Devleti ve diğerleri gibi
  • 0:51 - 0:53
    gruplar aracılığıyla
  • 0:53 - 0:55
    bir radikalleşme riskinde oldukları;
  • 0:56 - 0:58
    bu gruplar, korkunç vahşiliklerinin
  • 0:58 - 1:02
    ve şiddetlerinin gerçek cihat olduğunu
    iddia ettikleri bu zamanda,
  • 1:02 - 1:07
    onların cihat fikirlerinin, tıpkı benimki
    gibi, yanlış olduğunu -- tamamen
  • 1:07 - 1:08
    yanlış olduğunu --
  • 1:08 - 1:09
    söylemek istiyorum.
  • 1:11 - 1:14
    Cihat, insanın son
    noktaya kadar uğraşmasıdır.
  • 1:14 - 1:17
    Gayreti, maneviyatı,
  • 1:17 - 1:19
    arınmayı
  • 1:19 - 1:20
    ve fedakârlığı içerir.
  • 1:22 - 1:25
    Öğrenme, akıl ve Tanrı'nın hatırlanması
  • 1:25 - 1:29
    aracılığıyla gerçekleştirilen,
    pozitif dönüşüm anlamına gelir.
  • 1:29 - 1:33
    Cihat kelimesi, bir
    bütün olarak bu anlamlara gelir.
  • 1:35 - 1:39
    Cihat, zaman zaman, bir savaş
    biçimine giriyor olabilir fakat
  • 1:39 - 1:41
    bu yalnızca bazen,
  • 1:41 - 1:43
    sert koşullar altında, kurallar
  • 1:44 - 1:46
    ve sınırlar içerisinde olur.
  • 1:48 - 1:49
    İslam'da,
  • 1:49 - 1:54
    bir eylemin menfaati, o eylemin yol açtığı
    zarara veya zorluğa üstün gelmelidir.
  • 1:55 - 1:57
    Daha da önemlisi;
  • 1:57 - 2:02
    cihat ya da savaşla
    bağlantılı Kuran ayetleri;
  • 2:02 - 2:07
    bağışlayıcılık, iyilik ya da
  • 2:07 - 2:09
    sabır ile ilgili ayetlerin
  • 2:09 - 2:10
    etkisini yok etmez.
  • 2:13 - 2:18
    Fakat şimdi, dünyada, cihadın hoş
    görülebilir olduğu herhangi bir durumun
  • 2:18 - 2:20
    olduğunu düşünmüyorum,
  • 2:21 - 2:23
    çünkü büyük bir zarara yol açacaktır.
  • 2:26 - 2:28
    Fakat cihat fikri artık gasp edildi.
  • 2:28 - 2:32
    Müslümanlar zorluk çektikleri zaman,
    şiddetli ıstırap anlamına
  • 2:32 - 2:35
    gelmesi için değiştirildi ve El-Kaide,
  • 2:35 - 2:37
    İslam Devleti ve diğerleri gibi
  • 2:37 - 2:39
    faşist İslamcılar tarafından,
  • 2:39 - 2:41
    terörizme dönüştürüldü.
  • 2:42 - 2:44
    Fakat anlıyorum ki, gerçek cihat,
  • 2:44 - 2:48
    Tanrı'nın sevdiği nitelikleri yaşamak ve
    kuvvetlendirmek için sonuna kadar
  • 2:48 - 2:52
    çabalamak anlamına
    geliyor ve bu nitelikler:
  • 2:52 - 2:55
    Dürüstlük, güvenilirlik,
  • 2:55 - 2:57
    merhamet, cömertlik,
  • 2:57 - 2:59
    itimat, saygı,
  • 2:59 - 3:00
    doğruluk --
  • 3:00 - 3:03
    çoğumuzun paylaştığı insani değerler.
  • 3:06 - 3:08
    Ben Bangladeş'te doğdum
  • 3:08 - 3:10
    fakat daha çok İngiltere'de büyüdüm.
  • 3:10 - 3:12
    Okula orada gittim.
  • 3:12 - 3:15
    Babam öğretim görevlisiydi
  • 3:15 - 3:17
    ve onun işi için İngiltere'deydik.
  • 3:18 - 3:23
    1971 yılında her şey
    değiştiğinde, Bangladeş'te idik.
  • 3:24 - 3:28
    Kurtuluş Savaşı bizi son derece etkiledi,
  • 3:28 - 3:30
    aileleri ve komşuları
  • 3:30 - 3:31
    karşı karşıya getirdi.
  • 3:31 - 3:34
    12 yaşımda savaşa, ailemde yoksulluğa,
  • 3:34 - 3:36
    22 akrabamın korkunç biçimlerde
  • 3:36 - 3:40
    öldürülmelerine ve ayrıca büyük erkek
    kardeşimin öldürülmesine
  • 3:40 - 3:44
    tanıklık ettim.
  • 3:47 - 3:49
    Öldürme eylemine şahit oldum...
  • 3:51 - 3:54
    Hayvanlar sokaklarda cesetleri yiyordu,
  • 3:54 - 3:56
    etrafımda açlık vardı,
  • 3:56 - 3:58
    kötülük, korkunç bir şiddet vardı --
  • 3:58 - 3:59
    anlamsız bir şiddetti.
  • 4:02 - 4:04
    Genç bir adamdım, delikanlıydım,
  • 4:04 - 4:07
    fikirlerden etkileniyordum.
  • 4:07 - 4:09
    Öğrenmek istiyordum,
  • 4:09 - 4:11
    fakat dört yıl okula gidemedim.
  • 4:13 - 4:14
    Kurtuluş Savaşı'ndan sonra,
  • 4:14 - 4:17
    babam iki buçuk yıllığına hapse atıldı
  • 4:18 - 4:20
    ve hapishanede onu her
    hafta ziyaret ediyordum
  • 4:21 - 4:23
    ve evde kendi kendimi eğitiyordum.
  • 4:24 - 4:27
    Babam 1973 yılında çıktı ve mülteci olarak
  • 4:28 - 4:30
    İngiltere'ye kaçtı, sonrasında biz de
  • 4:30 - 4:31
    onu takip ettik.
  • 4:33 - 4:34
    17 yaşımdaydım.
  • 4:34 - 4:37
    Bu tecrübeler, dünyadaki vahşet
  • 4:37 - 4:41
    ve adaletsizlikler konusunda bana
    keskin bir farkındalık sağladı.
  • 4:42 - 4:44
    Ayrıca yanlışları düzeltmek ve
  • 4:44 - 4:46
    eziyet gören kurbanlara yardım etmek için
  • 4:46 - 4:47
    çok güçlü -- çok keskin,
  • 4:47 - 4:49
    derin -- bir tutku besliyordum.
  • 4:51 - 4:53
    İngiltere'de üniversitede okurken,
  • 4:53 - 4:58
    bana bu tutkuyu nasıl yönlendirip
    dinime nasıl katkı sağlayacağımı
  • 4:58 - 5:00
    gösteren insanlarla tanıştım.
  • 5:02 - 5:03
    Şiddeti doğru, hatta belli
  • 5:03 - 5:06
    koşullarda bir erdem varsayacak kadar
  • 5:08 - 5:10
    radikalleştirildim.
  • 5:12 - 5:16
    Böylece, Afganistan'da cihada dâhil oldum.
  • 5:16 - 5:20
    Sovyet ordusuna karşı
    Müslüman Afganları korumak istemiştim.
  • 5:21 - 5:23
    Bunun cihat olduğunu düşündüm:
  • 5:23 - 5:25
    Tanrı'nın ödüllendirileceği
  • 5:25 - 5:27
    kutsal görevim.
  • 5:32 - 5:34
    Bir vaiz oldum.
  • 5:36 - 5:41
    İngiltere'deki hiddetli cihadın
    öncülerinden biriydim.
  • 5:41 - 5:43
    Askere aldım,
  • 5:43 - 5:44
    bağış topladım, eğitim verdim.
  • 5:45 - 5:48
    Gerçek cihadı, faşist
    İslamcıların yansıttığı
  • 5:48 - 5:52
    bu dalalet ile karıştırdım --
    bu insanlar, güce, otoriteye ve
  • 5:52 - 5:57
    dünya üzerindeki kontrole duydukları
  • 5:57 - 6:01
    tutkuyu meşrulaştırmak
    için cihat fikrini kullanıyorlardı:
  • 6:02 - 6:06
    Günümüzde El-Kaide, İslam Devleti
    ve diğerleri gibi faşist İslamcı grupların
  • 6:06 - 6:09
    sürdürdüğü bir sapkınlık.
  • 6:10 - 6:12
    Ortalama 15 yıllık bir dönem boyunca,
  • 6:13 - 6:17
    Afganistan'ın yanı sıra,
    Keşmir ve Myanmar'da da
  • 6:18 - 6:20
    kısa dönemlerde
  • 6:20 - 6:21
    savaştım.
  • 6:25 - 6:28
    Amacımız istilacıları defetmek,
  • 6:29 - 6:32
    baskı gören kurbanları teselli etmek
  • 6:33 - 6:36
    ve elbette bir İslam devleti kurmak,
  • 6:36 - 6:38
    Tanrı'nın yöneteceği bir hilafet kurmaktı.
  • 6:39 - 6:40
    Bunu açıkça yaptım.
  • 6:41 - 6:44
    Hiçbir kuralı çiğnemedim.
  • 6:44 - 6:48
    İngiliz olmaktan gururlu ve minnettardım--
  • 6:48 - 6:49
    hâlâ da öyleyim.
  • 6:49 - 6:53
    Ayrıca, ne kendi ülkeme
    düşmanlık besliyor,
  • 6:54 - 6:57
    ne de Müslüman olmayan
    vatandaşlara nefret besliyordum,
  • 6:58 - 6:59
    hâlâ da beslemiyorum.
  • 7:02 - 7:04
    Afganistan'da bir savaş esnasında,
  • 7:04 - 7:07
    birkaç İngiliz ve ben,
    15 yaşında, ismi Abdullah olan,
  • 7:08 - 7:11
    iyiliğe hevesli, masum, sevecen
  • 7:11 - 7:12
    ve cana yakın bir çocukla
  • 7:12 - 7:15
    özel bir
  • 7:15 - 7:17
    ilişki oluşturduk.
  • 7:19 - 7:20
    Fakirdi.
  • 7:21 - 7:23
    Onun gibi çocuklar
    kampta hizmetçilik yapıyorlardı.
  • 7:24 - 7:26
    Oldukça mutlu görünüyordu,
  • 7:26 - 7:28
    ama düşünmeden edemiyordum--
  • 7:28 - 7:30
    ailesi onu oldukça özlemiş olmalıydı.
  • 7:32 - 7:35
    Onun için daha iyi bir
    gelecek hayal etmiş olmalılardı.
  • 7:38 - 7:40
    Savaşın içerisindeki
    şartların bir kurbanıydı,
  • 7:40 - 7:42
    zamanın acımasız şartları
  • 7:43 - 7:45
    ona hücum etmişti.
  • 7:49 - 7:53
    Bir gün, siperdeki bu
    patlamamış havan mermisini aldım
  • 7:54 - 7:58
    ve eğreti bir çamur kulübe
    laboratuvarına götürdüm.
  • 7:59 - 8:02
    Kısa, amaçsız -- her zaman amaçsız olan
    bir çatışmaya gittim,
  • 8:02 - 8:03
    birkaç saat sonra döndüm
  • 8:04 - 8:08
    ve onu ölü buldum.
  • 8:09 - 8:12
    O kabuktaki patlayıcıları
    tamir etmeye çalışmıştı.
  • 8:12 - 8:15
    Patladı ve ölümü korkunçtu,
  • 8:15 - 8:20
    bana zararsız gelen o alet
    yüzünden parçalara ayrılmıştı.
  • 8:21 - 8:23
    Sorgulamaya başladım.
  • 8:25 - 8:28
    Bu ölümün nasıl bir amacı olabilirdi?
  • 8:30 - 8:32
    O neden öldü ve ben neden yaşıyorum?
  • 8:34 - 8:35
    Devam ettim.
  • 8:35 - 8:37
    Keşmir'de savaştım.
  • 8:37 - 8:40
    Ayrıca Filipinler, Bosna ve Çeçenistan'da
  • 8:40 - 8:41
    askere aldım.
  • 8:43 - 8:44
    Sorular çoğaldı.
  • 8:46 - 8:48
    Daha sonra Birmanya'da,
  • 8:48 - 8:50
    Rohingya savaşçılarıyla karşılaştım,
  • 8:50 - 8:52
    hemen hemen gençlerdi,
  • 8:52 - 8:54
    ormanda doğup büyümüşlerdi,
  • 8:54 - 8:56
    makineli tüfek ve bomba atar taşıyorlardı.
  • 9:00 - 9:05
    Sakin bir tutumla ve kibar bir sesle,
    13 yaşında olan iki tanesiyle tanıştım.
  • 9:07 - 9:08
    Bana baktılar,
  • 9:08 - 9:10
    onları İngiltere'ye götürmem
    için yalvardılar.
  • 9:17 - 9:19
    Yalnızca okula gitmek istiyorlardı--
  • 9:20 - 9:21
    hayalleri buydu.
  • 9:24 - 9:26
    Ailem--
  • 9:26 - 9:27
    onlarla yaşıt çocuklarım--
  • 9:27 - 9:29
    İngiltere'de evde yaşıyorlar,
  • 9:30 - 9:31
    okula gidiyorlar,
  • 9:31 - 9:33
    güvenli bir hayat yaşıyorlardı.
  • 9:34 - 9:35
    Merak ediyordum,
  • 9:35 - 9:39
    acaba bu genç çocuklardan kaçı,
    birbirleriyle böyle bir yaşamın hayali
  • 9:39 - 9:41
    hakkında konuşmuşlardı.
  • 9:43 - 9:45
    Şartların kurbanları:
  • 9:46 - 9:48
    Bu iki genç çocuk,
  • 9:48 - 9:51
    taşın üzerinde uyuyor, yıldızlara bakıyor
  • 9:51 - 9:54
    ve övgü ile güce duydukları
    kişisel tutku için liderleri
  • 9:54 - 9:56
    tarafından küçümsenerek sömürülüyorlardı.
  • 9:58 - 10:01
    Sonra, düşman gruplar arasındaki
    çatışmalarda, onlar gibi çocukların
  • 10:01 - 10:03
    birbirlerini öldürdüklerine şahit oldum.
  • 10:05 - 10:08
    Bu, her yerde aynı şekildeydi--
  • 10:09 - 10:12
    Afganistan'da, Keşmir'de, Birmanya'da,
  • 10:12 - 10:13
    Filipinler'de, Çeçenistan'da;
  • 10:14 - 10:19
    aşağılık savaş beyleri, cihat adına,
    genç ve zayıf çocukların birbirlerini
  • 10:19 - 10:20
    öldürmelerini sağlıyordu.
  • 10:22 - 10:24
    Müslümanlara karşı Müslümanlar.
  • 10:26 - 10:30
    İstilacı ya da işgalcilere karşı
    kimseyi korumuyor
  • 10:30 - 10:32
    ve baskı görenlere
    teselli sağlamıyorlardı.
  • 10:34 - 10:36
    Çocuklar kullanılıyordu,
  • 10:36 - 10:37
    küçümsenerek sömürülüyorlardı;
  • 10:37 - 10:39
    cihat adına desteklediğim karmaşalarda
  • 10:39 - 10:42
    insanlar ölüyordu.
  • 10:45 - 10:47
    Bu, günümüzde de devam ediyor.
  • 10:52 - 10:55
    Yurtdışında temas kurduğum vahşi cihadın
  • 10:55 - 11:00
    çok farklı olduğunu
  • 11:00 - 11:04
    fark edince -- çünkü tecrübe ettiğim şey
  • 11:04 - 11:10
    ile kutsal görev olduğunu düşündüğüm
  • 11:10 - 11:12
    şey arasında bir uçurum vardı --
  • 11:13 - 11:16
    burada, İngiltere'deki eylemlerimi
    derinlemesine düşünmeliydim.
  • 11:18 - 11:20
    Vaazlarımı, askerliğimi, toplanan
  • 11:20 - 11:22
    paraları, eğitimi
  • 11:22 - 11:23
    düşünmeliydim ve en önemlisi,
  • 11:23 - 11:26
    radikalleştirmenin -- benim yaptığım gibi,
  • 11:26 - 11:29
    genç insanları savaşa ve ölüme
    göndermenin --
  • 11:29 - 11:30
    tamamen yanlış bir şey
  • 11:30 - 11:32
    olduğunu düşünmeliydim.
  • 11:36 - 11:39
    Yani, 80'lerin ortalarında
    hiddet dolu cihada dâhil oldum,
  • 11:40 - 11:41
    bu, Afganistan'la başladı.
  • 11:43 - 11:46
    Bitirdiğim zaman ise 2000 yılıydı.
  • 11:47 - 11:49
    Tamamen içerisine girmiştim.
  • 11:49 - 11:51
    Etrafımda herkes, onların adına
  • 11:51 - 11:52
    yaptıklarımızı
  • 11:52 - 11:54
    destekliyor, alkışlıyor
    ve hatta övüyorlardı.
  • 11:56 - 11:58
    Fakat bunun içinden çıkmayı öğrenip
  • 11:58 - 12:01
    2000 yılında tamamen farkında vardığımda,
  • 12:01 - 12:02
    15 yıl geçmişti.
  • 12:05 - 12:06
    Peki, yanlış olan nedir?
  • 12:09 - 12:12
    Erdemden bahsetmekle meşguldük
  • 12:13 - 12:16
    ve bir sebep bizi kör etmişti.
  • 12:20 - 12:25
    Kendimize, erdemli bir
    karakter yaratma şansı vermiyorduk.
  • 12:26 - 12:30
    Kendimize, baskı görenler
    için savaştığımızı söylüyorduk
  • 12:30 - 12:32
    fakat bunlar kazanılamayan savaşlardı.
  • 12:34 - 12:37
    Daha fazla ölüme neden olan
    bir şeyin araçları hâline gelmiştik,
  • 12:37 - 12:41
    zalim azınlığın bencil amaçları
    için daha çok ıstıraba neden olarak
  • 12:41 - 12:44
    suç ortaklığı yapıyorduk.
  • 12:52 - 12:53
    Zamanla,
  • 12:54 - 12:55
    uzun zaman sonra,
  • 12:57 - 12:58
    gözlerim açıldı.
  • 13:00 - 13:01
    Gerçekle yüzleşmeye,
  • 13:03 - 13:05
    düşünmeye, zor sorularla
  • 13:05 - 13:06
    yüzleşmeye
  • 13:07 - 13:09
    cesaret etmeye başladım.
  • 13:10 - 13:12
    Ruhumla iletişime geçtim.
  • 13:22 - 13:23
    Ne mi öğrendim?
  • 13:25 - 13:29
    Hiddetli cihadçılığa
    dâhil olan o insanlar,
  • 13:31 - 13:34
    bu tür aşırılıklara
    boğulmuş o insanlar,
  • 13:35 - 13:37
    herkesten çok da farklı değildirler.
  • 13:38 - 13:41
    Ama, bu insanların
    değişebileceğine inanıyorum.
  • 13:42 - 13:45
    Kalplerini yeniden kazanıp
    onu, iyileştiren insani değerler
  • 13:45 - 13:48
    ile doldurarak iyileştirebilirler.
  • 13:55 - 13:57
    Gerçekleri görmezden geldiğimiz zaman,
  • 13:57 - 14:03
    eleştirel bir yaklaşımda bulunmadan, bize
    söyleneni kabul ettiğimizi keşfederiz.
  • 14:06 - 14:09
    Çoğumuzun yaşamlarında bir an bile
    olsa değer vereceği avantajları ve
  • 14:09 - 14:12
    kabiliyetleri görmezden geliyoruz.
  • 14:16 - 14:19
    Doğru olduğunu
    düşündüğüm eylemlerde bulundum.
  • 14:22 - 14:26
    Ama şimdi, bildiğim şeyi
    nasıl bildiğimi sorgulamaya başladım.
  • 14:28 - 14:32
    Herkese doğruyu kabul
    etmelerini söyleyip duruyordum, ancak
  • 14:32 - 14:35
    doğrunun hakiki yerinden şüphe
    etme konusunda başarısız oldum.
  • 14:41 - 14:46
    İnsanların değişebileceği düşüncesinin
    kökleri benim tecrübemde,
  • 14:46 - 14:47
    kendi yolculuğumda.
  • 14:49 - 14:50
    Kapsamlı okuma,
  • 14:50 - 14:52
    düşünme,
  • 14:52 - 14:54
    niyet, kendini tanıma aracılığıyla;
  • 14:54 - 14:55
    bizlerin ve onların
  • 14:55 - 15:01
    İslamcı dünyalarının yanlış ve
    adaletsiz olduğunu keşfettim.
  • 15:05 - 15:09
    Bozulamaz ve su götürmez
    doğrular üzerinden ileri sürdüğümüz
  • 15:09 - 15:11
    her şeydeki belirsizlikleri
  • 15:11 - 15:12
    dikkate alarak,
  • 15:15 - 15:18
    daha incelikli bir anlayış geliştirdim.
  • 15:24 - 15:29
    Çeşitlilik ve karşıtlıklarla
    dolu bir dünyada, ahmak vaizler,
  • 15:30 - 15:31
    tıpkı benim olduğum gibi,
  • 15:31 - 15:34
    yalnızca ahmak vaziler,
    gerçeklik kattıkları mitler ve kurgular
  • 15:34 - 15:40
    arasında çelişki görmezler.
  • 15:41 - 15:46
    Yani, kendini tanımanın,
    politik farkındalığın ve bağlandığımız
  • 15:46 - 15:48
    şeyler ve eylemlerimizin
  • 15:48 - 15:53
    insanları nasıl etkilediklerine dair
    daha derin ve engin bir anlayışın
  • 15:53 - 15:55
    gerekli olmasının
  • 15:55 - 15:56
    hayati önemini anladım.
  • 15:59 - 16:00
    Bugün herkese, özellikle de
  • 16:00 - 16:04
    İslamcı cihadçılığa samimi olarak
    inanlara bir ricada bulunacağım ...
  • 16:06 - 16:09
    inanca dayalı otoriteyi reddedin;
  • 16:10 - 16:14
    öfkeyi, nefreti ve şiddeti bırakın;
  • 16:15 - 16:17
    acımasız, adaletsiz ve yararsız
  • 16:17 - 16:22
    davranışlarda bulunmadan,
    yanlışları düzeltmeyi öğrenin.
  • 16:25 - 16:28
    Bunun yerine, bizleri daha uzun
    süre yaşatacak olan birkaç güzel ve
  • 16:28 - 16:29
    faydalı şey yaratın.
  • 16:33 - 16:35
    Dünyaya ve hayata sevgiyle
  • 16:35 - 16:36
    yaklaşın.
  • 16:38 - 16:39
    Dünyadaki ve diğer
  • 16:39 - 16:40
    insanlardaki iyiliği,
  • 16:41 - 16:44
    güzelliği ve gerçeği görmek için,
    kalplerinizi geliştirmeyi öğrenin.
  • 16:45 - 16:48
    Bir şeyi yapma biçimimiz, bizim için ...
  • 16:49 - 16:50
    birbirimiz için,
  • 16:51 - 16:52
    halkımız için ve
  • 16:52 - 16:54
    bence, Tanrı için, önemlidir.
  • 16:55 - 16:57
    Cihat budur --
  • 16:57 - 16:58
    benim doğru cihadım budur.
  • 16:59 - 17:00
    Teşekkürler.
  • 17:00 - 17:03
    (Alkışlar)
Title:
Eski bir radikal cihatçının zihninden
Speaker:
Manwar Ali
Description:

1980'lerde Orta Doğu ve Asya'da hiddetli, silahlı savaşlara katılmış eski bir radikal cihatçı olan Manwar Ali, "uzun süre, ölüm için yaşadım" diyor. Bu etkileyici konuşmasında, radikalleştirme deneyimi üzerinde duruyor ve şiddeti, vahşiliği asil ve erdemli bir şey olarak gören İslamcı gruplar içerisindeki insanlara, güçlü ve doğrudan bir çağrı yapıyor: Öfkeyi ve nefreti bir kenara bırakın ve bunun yerine, diğer insanlardaki iyiliği, güzelliği ve doğruyu görmek için kalplerinizi geliştirin diyor.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
17:22

Turkish subtitles

Revisions