-
Bir önceki videomuzdan da öğrendiğimiz gibi, kas hücresinin içinde kalsiyum iyonlarının yoğunluğu fazlaysa, bu kalsiyum iyonları troponin proteinlerine bağlanırlar.
-
.
-
.
-
Kalsiyum iyonları troponine bağlandığında bu proteinin şeklini değiştirirler ve bu değişiklik tropomiyozinin yoldan çekilmesini sağlar.
-
.
-
Tropomiyozinin çekilmesiyle miyozin, aktin filamentlerinin üzerinde kıvrılmaya başlayıp filamentleri ortaya doğru çeker ve bu sayede de kaslarımız kasılmış olur.
-
.
-
Yani hücrenin içinde yüksek kalsiyum konsantrasyonu olması kasın kasılmasını sağlıyor.
-
.
-
Eğer kalsiyum iyonlarının konsantrasyonu hücre içinde düşükse, troponin proteini tropomiyozini eski konumuna getirir ve miyozinleri bloke eder.
-
.
-
Böylece de kasımız eski konumuna döner yani gevşer.
-
.
-
.
-
Bu durumda karşılaştığımız soru ise, kaslarımız nasıl hücre içinde bulunan kalsiyum iyonu konsantrasyonunu kontrol ediyor ve bu konsantrasyon kasın kasılmasına ya da gevşemesine yetiyor?
-
.
-
Daha iyi bir soruysa, sinir sistemimiz bunu nasıl kontrol ediyor?
-
.
-
.
-
Yani sinir sistemimiz nasıl kaslarımıza kasılmasını söylüyor, ya da kalsiyum konsantrasyonunu değiştirip kasın hareket etmesini sağlıyor?
-
.
-
.
-
Bu sistemi anlamak içinse, önce sinirlerle ilgili öğrendiklerimizin küçük bir tekrarını yapmalıyız.
-
.
-
Buraya aksonun ucunda bulunan sinaptik yumrulardan bir tanesini çiziyorum.
-
.
-
Bu sefer sinapstan sonra başka bir sinir hücresinin dentriti değil de kas hücremizin kendisi geliyor olacak.
-
.
-
.
-
Yani bu sinapsı olan bir kas hücresi; sinir hücresiyle arasında sinapsı var.
-
.
-
.
-
Durun en iyisi neyin ne olduğunu yazayım da kafanız karışmasın.
-
Bu akson.
-
Hatta akson terminali diyelim.
-
.
-
Burası sinaps.
-
.
-
Biraz terminolojiyi hatırlayacak olursak, bu boşluğun adı sinaptik yarıktı.
-
.
-
Bu ise presinaptik nöron.
-
Buraya da postsinaptik hücre diyebiliriz sanırım.
-
.
-
Postsinaptik nöron demiyorum çünkü bu durumda elimizdeki bir nöron değil bir kas hücresi.
-
Burası kas hücremizin zarı.
-
.
-
Bundan sonraki videolardan birinde size bir kas hücresinin anatomisini göstereceğim.
-
.
-
.
-
Fakat bu videoda kasın yapısını biraz daha belirsiz bırakıp daha çok kalsiyum iyonunun konsantrasyonunun kontrolüne odaklanmak istiyorum.
-
.
-
.
-
Bu kasa sarkolem denir.
-
.
-
Kısaca sarkolem kas hücresinin çevresindeki zarın adıdır.
-
Bu kısımsa sarkolemin hücrenin içine doğru yaptığı kıvrımlardan birisi.
-
.
-
Bu kıvrıma hücrenin yüzeyinden bakacak olsaydık çizmiş olduğum bu küçük noktalar da ya bir çentik gibi görünürdü.
-
.
-
Ancak burada bir kesit alıp incelediğimiz için zarın hücrenin içine doğru yapmış olduğu kıvrımı görüyoruz.
-
.
-
.
-
Yani hücre zarını içe doğru ittirmişsiniz ve zar içe doğru kıvrılmış gibi düşünün.
-
.
-
Bu yapının adı T - tübülüdür.
-
.
-
.
-
Transvers tübülün kısaltılmış halidir.
-
Ve burada ise çok önemli bir organel bulunmakta.
-
.
-
.
-
Burada çizmiş olduğum organelin adı Sarkoplazmik Retikulum.
-
.
-
.
-
Endoplazmik Retikuluma çok benzerdir fakat Sarkoplazmik Retikulumun başlıca görevi depolamaktır.
-
.
-
.
-
.
-
Endoplazmik Retikulumun görevi ise proteinlerin işlenmesidir ki bunu da üzerinde bulunan ribozomlar sayesinde yapar.
-
.
-
Ama Sarkoplazmik retikulumun tek görevi depolamaktır.
-
Saroplazmik Retikulumun zarının üzerinde ise kalsiyum iyonu pompaları vardır.
-
Bu pompalar çalışmak için ATP'ye ihtiyaç duyarlar.
-
.
-
Bu pompaların çalışma şekliyse şimdi anlatacağım gibi.
-
Bir ATP molekülü gelir ve bu pompaya bağlanır, aynı zamanda bir kalsiyum iyonu da bu pompaya bağlanır.
-
Bağlanan bu ATP molekülü hidrolizle ADP artı fosfat grubu moleküllerine ayrılır.
-
Bu durum pompa görevi gören bu proteinin kalsiyum iyonunun hücrenin içine pompalamasını sağlar.
-
.
-
.
-
Yani kasılı olmayan bir kasın sarkoplazmik retikulumundaki kalsiyum iyonu pompaları, bu sayede sarkoplazmik retikulumun içine kalsiyum iyonu alırlar ve içerideki kalsiyum iyonu konsantrasyonu çok daha yoğun olur.
-
.
-
.
-
.
-
.
-
Tahmin ediyorum ki bu durumun nereye gittiğini görüyorsunuz.
-
.
-
Kasımızı hareket ettirdiğimizde ya da kastığımızda, bu kalsiyum iyonları kas hücremizin sitoplazmasına atılırlar.
-
.
-
Bu atılım gerçekleştiğindeyse kalsiyum iyonları bir önceki videoda konuştuğumuz gibi troponine bağlanır ve buradaki mekanizmayı harekete geçirir.
-
.
-
Bizim en çok ilgilendiğimiz şey ise, sarkoplazmik retikulum bu kalsiyum iyonlarını hücrenin sitoplazmasına ne zaman atacağını nasıl biliyor?
-
.
-
Burası hücremizin içi.
-
.
-
Ve bu bölgede aktin, miyozin, miyozin topçukları, troponin ve tropomiyozin mevcut, hepsi sitoplazmanın olduğu bu bölgede.
-
.
-
.
-
.
-
.
-
Bunu daha netleştirmek için çizeceğim.
-
Bunlar aktin filamentlerimiz.
-
Çok kabaca çiziyorum, bu yapının detayını gelecekte başka bir videoda göstermeyi planlıyorum.
-
Burada miyozin topçuğumuz olsun, burada ise aktinin etrafına sarılı olarak duran tropomiyozinlerimiz.
-
Ve tabii ki tropomiyozinlerimize bağlı duran troponinlerimiz.
-
Kabaca çiziyorum fakat anlamanıza yardımcı olacağını düşünüyorum.
-
.
-
Diyelim ki buradaki motor sinirimiz kasımızın kasılması gerektiği sinyalini iletiyor.
-
.
-
İlk olarak bu sinyalin nasıl bir sinir hücresinden diğerine aktarıldığını biliyoruz, özellikle de aksiyon potansiyeli sayesinde olduğunu.
-
.
-
Burada bir sodyum kanalımız olsun.
-
Burada positif voltaj mevcut.
-
.
-
Ve bu durum voltaja bağlı olarak çalışan sodyum kanalının açılmasını sağlıyor.
-
Yani bu kanal açılıyor ve içeri daha da çok sodyumun girmesini sağlıyor.
-
Bu durum da burayı daha da pozitif yapıyor.
-
Daha pozitif olan bu bölge bir sonraki sodyum kanalının açılmasını sağlıyor.
-
Bu şekilde aksona kadar devam eden bu durum, pozitif voltaj eşiğini geçecek seviyede bir pozitif voltaj oluşturduğunda, voltaja bağlı olarak çalışan kalsiyum kanalları açılır.
-
.
-
.
-
.
-
Böylece sinir hücrelerinde sinyal iletimiyle ilgili öğrendiklerimizi hızlıca hatırlamış olduk.
-
.
-
Yani içerisi yeterince pozitif yüklü olunca, kalsiyum kanalları açılıyor ve hücrenin içine kalsiyum alıyoruz.
-
.
-
.
-
Kalsiyum iyonları içeri girdiğinde, hücrenin içinde sinyalin iletilmesini sağlayacak olan kesecikleri tutan proteinlere bağlanırlar.
-
.
-
.
-
Bunlar kalsiyum iyonları.
-
Bu keseciklerse proteinler tarafından tutulduğu için hareketsizlerdir.
-
Kesecik dediğim şey ise nörotransmitterleri tutan zarlar.
-
.
-
.
-
Kalsiyum iyonları bu proteinlere bağladığında egzositoz meydana gelir.
-
Yani bu keseciklerin dışındaki zarın, hücre zarıyla birleşip içindeki nörotransmitterleri sinaptik boşluğa bırakmasını sağlar.
-
.
-
.
-
.
-
Böylece bütün bir sinir iletimini hatırlamış olduk.
-
.
-
.
-
Bütün bu nörotransmitterlerin sinaptik boşluğa atıldığını söyledik.
-
.
-
Buradaki sinaptik boşluk sinir hücresiyle kas hücresinin arasında.
-
Buradaki nörotransmitter asetilkolindir.
-
.
-
Aynı bir dentritte olacağı gibi, bu asetilkolin sarkolemmanın üzerindeki alıcılara bağlanır.
-
.
-
Ve bu alıcılara bağlandığında kas hücremizdeki sodyum kanalları açılır.
-
.
-
Aynı sinir hücresi gibi, kas hücresi de voltaja bağlı olarak çalışan bir sisteme sahiptir.
-
.
-
Yani buradaki hücremiz, asetilkolin ona bağlandığında hücrenin içine sodyumun girmesine izin verecek olan kanalarını açar.
-
.
-
Burada artı yüklerimiz var ve aksiyon potansiyeli oluşturmamızı sağlar.
-
.
-
.
-
Buradaki artı yükler eşik seviyesini aşacak yeterliliğe geldiğinde, voltaja bağlı olarak çalışan bu kanal harekete geçer ve içeri sodyumun girmesini sağlar.
-
.
-
.
-
Böylece burası biraz daha pozitif yüklü olur.
-
Tabii ki bu işlemi tersine çevirmek için potasyum kullanılıyor.
-
Bu mekanizma bir sinir hücresindekiyle aynı aslında.
-
.
-
.
-
.
-
Sonra buradaki sodyum kanalımızın olduğu yer yeterince pozitif yüklü olunca kanal açılır ve daha da çok sodyum içeri girer.
-
.
-
Bu şekilde de aksiyon potansiyelimiz oluşur.
-
Oluşan bu aksiyon potansiyeli, buradaki T-tübülüne kadar gelir.
-
.
-
Aksiyon potansiyeli bir tür kimyasal sinyale dönüşüp başka bir aksiyon potansiyelini tetikler ve bu da T-tübülünden aşağı kadar devam eder.
-
.
-
.
-
.
-
İşte burası işin ilginç tarafı, öyle ki buradaki mekanizma hala araştırılmaya devam ediyor - bu konuyu araştırmak isteyenler için birkaç tüyo vereceğim.
-
.
-
Burada öyle bir protein yapısı var ki sarkoplazmik retikulum ve T-tübülü arasında bir köprü görevinin görmekte.
-
.
-
.
-
Bu proteini kabaca bir kutucukla göstereceğim.
-
Bahsettiğimiz protein yapımız burada.
-
Bu proteini oluşturan bazı moleküllerden bahsedeceğim fakat bu çok detay bir bilgi; triadin, junctin, Calsequestrin ve ryanodine.
-
.
-
.
-
.
-
.
-
Bu küçük proteinlerin köprü görevini gören büyük protein yapısında detaylı görevleri var fakat büyük resme baktığımızda gördüğümüz şudur:
-
.
-
.
-
Aksiyon potansiyeli buraya kadar ilerler, yani buralar yeterince pozitif yüklü olur ve buradaki protein yapısı da kalsiyumun dışarı salınmasını tetikler.
-
.
-
.
-
Araştırmacılar kalsiyumun salınmasını sağlayan yapının ryanodine olduğunu düşünüyorlar, ama bizim bu kadar detaylı bilmemize gerek yok.
-
.
-
Kalsiyumların dışarı bırakıldığı yer diyelim ki burası olsun.
-
Farklı bir renge geçelim. Bunu değiştireceğim.
-
.
-
.
-
.
-
.
-
Buradaki proteinleri internette araştırabilirsiniz, insanlar hala bu gizemli kutucuğun tam olarak nasıl çalıştığını anlamaya çalışıyorlar.
-
Konumuza dönecek olursak, bu kısım içeri giren sodyum iyonlarının etkisiyle pozitif yüklenir.
-
.
-
.
-
Ve bu pozitif yüklenme sonucu kutucuğumuzdaki bir mekanizma harekete geçer ve kalsiyum iyonları sarkoplazmik retikulumun dışına çıkar!
-
.
-
Sarkoplazmik retikulumun dışına atılan bu kalsiyum iyonları kas hücresinin sitoplazmasına yayılır.
-
.
-
.
-
Peki bu olduktan sonra ne olur?
-
Videonun başında dediğimiz gibi kalsiyum yoğunluğu yüksek olunca bu kalsiyum iyonları gidip troponine bağlanırlar.
-
.
-
.
-
Böylece tropomiyozin yoldan çekilir ve miyozin ATP kullanarak aktin filamentleri üzerinde hareket eder.
-
.
-
.
-
Aynı şekilde, sinyal kesildiğinde kalsiyumu dışarı atan kanal kapanır ve bunun sonucunda da kalsiyum konsantrastonu azalır.
-
.
-
.
-
Sonucundaysa kas kasılmayı bırakır ve kasılı olmayan haline geri döner.
-
.
-
Kısaca buradaki büyük olayımız şu: elimizde kalsiyum deposu olan sarkoplazmik retikulumlarımız var ve kasımızı gevşettiğimizde hücrenin içinde bulunan kalsiyumları yeniden içine alıyor.
-
.
-
.
-
Böylece miyozin aktinin üzerinde kıvrılma hareketini gerçekleştiremiyor.
-
.
-
Ama sinyal sarkoplazmik retikuluma iletildiğinde, sarkoplazmik retikulum kalsiyum iyonlarını yeniden hücrenin içine pompalıyor ve bu tropomiyozinin aradan çekilip miyozinin hareket etmesini sağlıyor.
-
.
-
.
-
.
-
Bence bu büyüleyici bir sistem.
-
Hatta o kadar büyüleyici ki hala tam olarak çözülebilmiş değil.
-
.
-
Eğer biyolojiyle ilgilenen bir araştırmacı olursanız, bu konu araştırmak ve anlamak için ilginç bir konu.
-
.
-
.
-
İlk olarak, bilimsel açıdan bu mekanizmanın nasıl çalıştığını anlamaya çalışmak ilgi çekici bir şey.
-
Ancak bunun dışında araştıracak başka şeyler de var; örneğin belki de buradaki proteinlerin doğru işlememesinden ötürü ortaya çıkabilecek hastalıklar vardır.
-
.
-
.
-
Ya da belki bu mekanizmanın daha iyi bir şekilde çalışmasını sağlayabilirsiniz, ya da daha kötü bir şekilde, kim bilir.
-
.
-
Demeye çalıştığım, aksiyon potansiyeli geldiğinde kalsiyum kanalının açılmasını sağlayan bu mekanizmayı tam olarak çözmeyi başarmanız insanlara yararlı olacak şeyler yapmanızı sağlayabilir.
-
.
-
.
-
.
-
Evet, böylece motor sinirlerimizin nasıl sarkoplazmik retikulumun kalsiyum iyonlarını hücrenin sitoplazmasına bırakmasını sağlayıp kasımızın kasıldığını anlamış ve öğrenmiş olduk.
-
.
-
.
-
.
-
.
-
Bu videoyu hazırlamadan önce birazcık araştırma yaptım.
-
Öğrendim ki bu pompalar hızlı ve verimli çalışıyor.
-
Yani sinyal biter bitmez burası kapanıyor ancak sarkoplazmik retikulum mevcut olan kalsiyum iyonlarını yaklaşık 30 milisaniye içerisinde geri alabiliyor.
-
.
-
.
-
İşte bu yüzden yumruk atıp kolumuzu çekip kasımızı gevşetmemiz sadece bir anda olabiliyor.
-
.
-
Çünkü bu kasılmayı yaklaşık 30 milisaniye içerisinde durdurabiliyoruz, yani bir saniyenin otuzda birinden bile kısa bir sürede.
-
.
-
.
-
Evet videomuzun sonuna geldik.
-
Bir sonraki videoda kas hücremizin anatomisini detaylı olarak göreceğiz.
-
.