< Return to Video

Her gün mutlu olmanın yolu: dünyayı değiştirecek | Jacqueline Way | TEDxStanleyPark

  • 0:17 - 0:22
    Dünya üzerinde en zor olduğu
    düşünülen işlerden birine sahibim.
  • 0:23 - 0:26
    Ben bir anneyim.
  • 0:26 - 0:27
    (Tezahürat) (Alkışlar)
  • 0:27 - 0:28
    Evet! Evet!
  • 0:31 - 0:35
    Üç küçük ve faal erkek çocuğu annesiyim.
  • 0:35 - 0:39
    Onlar benim 7/24 çalışan bir doktor,
  • 0:39 - 0:43
    bir aşçı, bir koç, bir şef, bir terapist
  • 0:43 - 0:46
    ve evliya gibi sabırlı biri sanıyor.
  • 0:48 - 0:49
    Elimden geleni yapıyorum
  • 0:49 - 0:52
    ve bazı günler kesinlikle
    diğerlerinden daha iyi oluyor,
  • 0:52 - 0:55
    özellikle de evliya sabrı
    gösterdiğim zamanlar.
  • 0:57 - 1:00
    Çocuklarım için çoğu anne-babanın
    istediği şeyleri istiyorum.
  • 1:00 - 1:02
    Mutlu bir çocuklukları olsun istiyorum.
  • 1:02 - 1:04
    Özgürce oynamalarını,
  • 1:05 - 1:09
    arkadaş edinmelerini, kibar, merhametli
    ve mutlu yetişkinler olmalarını istiyorum.
  • 1:11 - 1:14
    Fakat küçük bir sorun var gibi görünüyor.
  • 1:15 - 1:18
    Dünya Mutluluk Raporu'na göre
  • 1:18 - 1:20
    herhangi bir zamanda
  • 1:20 - 1:24
    220 milyondan fazla çocuk
  • 1:25 - 1:27
    ve bir milyar yetişkin
  • 1:28 - 1:33
    endişe, depresyon ve davranış
    bozukluklarından muzdarip.
  • 1:35 - 1:39
    Mutlu bir dünyadaki
    mutlu insanların resmi değil gibi.
  • 1:41 - 1:44
    Ne yazık ki, yetişkinler olarak,
    anne-baba olmasanız dahi,
  • 1:45 - 1:47
    çocuklarımız bunu bizden öğreniyor.
  • 1:48 - 1:51
    Her gün ne kadar yoğun
    olduğumuzu görüyorsunuz.
  • 1:52 - 1:53
    Stresimizi hissediyorlar
  • 1:53 - 1:56
    ve kendi mutluluğumuzu
    bulma çabamızı izliyorlar.
  • 1:58 - 2:02
    Endişe ve depresyondan
    mutluluğa nasıl gideriz?
  • 2:04 - 2:06
    İyi haberler var.
  • 2:06 - 2:08
    Dünya Mutluluk Raporu ayrıca
  • 2:08 - 2:11
    bir çocuğun doygun bir
    yetişkin olmasının yolunun
  • 2:11 - 2:14
    çocukluğundaki duygusal sağlıktan
    geçtiğini belirtiyor.
  • 2:16 - 2:18
    Yani eğer bu işi doğru yaparsam,
    kolay olmalı.
  • 2:19 - 2:22
    Mutlu çocuk, mutlu yetişkinler,
    mutlu gezegen; evet.
  • 2:23 - 2:25
    (Gülüşmeler)
  • 2:25 - 2:29
    Bu babamdan öğrendiğim bir ders.
  • 2:30 - 2:31
    Ben küçük bir kızken,
  • 2:31 - 2:34
    Ontario'nun büyük London
    şehrinde büyürken
  • 2:34 - 2:36
    her Noel sabahı
  • 2:36 - 2:40
    babam beni ve üç kız kardeşimi
    ofisine götürürdü.
  • 2:40 - 2:43
    Babam bir doktordu
    ve ofisi bir hastaneydi.
  • 2:44 - 2:47
    İşimiz hastaların yataklarının
    etrafında dikilmek
  • 2:47 - 2:49
    ve Noel şarkıları söylemekti.
  • 2:51 - 2:54
    Her seferinde aynı şarkı ile başlardık
  • 2:54 - 2:57
    ve babam, solistlik yapardı.
  • 2:58 - 3:02
    Şimdi, bu TEDx'te bir ilk,
    eğer biliyorsanız bana eşlik edin.
  • 3:03 - 3:09
    (Şarkı söylüyor) Mutlu Noeller;
    mutlu noeller,
  • 3:09 - 3:17
    mutlu noeller ve mutlu yıllar.
  • 3:17 - 3:18
    (Şarkı bitiyor)
  • 3:18 - 3:21
    (Tezahürat) (Alkışlar)
  • 3:22 - 3:23
    Sizler harikasınız,
  • 3:23 - 3:26
    bu yıl için hepinizi kaydediyorum.
  • 3:26 - 3:27
    (Gülüşmeler)
  • 3:27 - 3:29
    Şu gülümsemelerinize bakın.
  • 3:30 - 3:33
    Bunu yıllardır her Noel sabahı yapıyoruz.
  • 3:33 - 3:35
    O hastalar, bize eşlik ediyorlar,
  • 3:35 - 3:37
    tıpkı sizin gibi.
  • 3:38 - 3:43
    Ve gülümsemeleri
    hastane odalarını aydınlatıyor.
  • 3:48 - 3:51
    Şarkı söylememizden bunu öğrendim.
  • 3:51 - 3:54
    O hastalara mutluluk veriyorduk,
  • 3:55 - 3:58
    bu onları ve beni mutlu ediyordu.
  • 4:00 - 4:02
    Hepimiz vermenin mutlu ettiğini
  • 4:02 - 4:04
    ve vermenin almaktan
    daha iyi olduğunu duymuşuzdur.
  • 4:05 - 4:08
    Peki hiç nedenini düşündünüz mü?
  • 4:10 - 4:12
    Dünya genelinde araştırmacılar
  • 4:12 - 4:14
    vermenin bilim ve psikolojisini çalışıyor.
  • 4:15 - 4:17
    Yapılan keşiflere göre
  • 4:17 - 4:20
    beyinlerimiz ve vücutlarımız
    verme ile bütünleşmiştir.
  • 4:21 - 4:24
    Verdiğimizde, endorfin devreye girer,
  • 4:24 - 4:26
    vermek bu kadar doğal bir histir.
  • 4:27 - 4:31
    Buna aslında "helper's high" denir.
  • 4:33 - 4:38
    Oksijen seviyemiz artar,
    bu bizim aşk hormonumuzdur.
  • 4:38 - 4:39
    Ve aramızdan
  • 4:39 - 4:42
    Gençlik Çeşmesini arayanlar
  • 4:42 - 4:45
    bu, vücudumuzun
    doğal yaşlanmaya karşı tedbiridir.
  • 4:46 - 4:49
    Ve babamla gönüllü olduğumdaki o duygu,
  • 4:50 - 4:54
    serotonin idi, vücudumuzun
    mutlu ileticisi.
  • 4:55 - 4:57
    Ama işin güzel kısmı şu.
  • 4:58 - 5:00
    Kortizol seviyemiz düşer.
  • 5:00 - 5:03
    Bu bizim stres hormonumuzdur.
  • 5:03 - 5:08
    Vermek, endişe ve stresi azaltır
    ve bizi mutlu eder.
  • 5:10 - 5:12
    Peki şimdi size
  • 5:12 - 5:16
    her gün mutlu olabileceğinizi
    ve bunun kolay olduğunu söylesem.
  • 5:16 - 5:21
    Aslında, o kadar kolay ki,
    üç yaşındaki biri bile bunu yapabilir.
  • 5:22 - 5:24
    İlk oğlum Nick'in üçüncü doğum gününde,
  • 5:24 - 5:28
    ona her gün nasıl mutlu olabileceğini
    öğretmeye karar verdim.
  • 5:28 - 5:31
    Nick'e vermeyi öğretecektim.
  • 5:32 - 5:35
    Bu fikri doğum günü pastası
    ve dondurma üzerinde sundum.
  • 5:36 - 5:40
    "Nick, birlikte çok eğlenceli bir
    aile projesine başlayacağız.
  • 5:40 - 5:44
    Bir yıl boyunca her gün
    dünyaya bir iyilik yapacağız."
  • 5:46 - 5:48
    Yüzündeki heyecanı görmeyi bekledim
  • 5:49 - 5:52
    - benim hissettiğim heyecanı -
  • 5:52 - 5:57
    ama onun yerine şunu sordu:
    "Anne, bir yılda kaç gün var?"
  • 5:57 - 5:59
    (Gülüşmeler)
  • 5:59 - 6:02
    Evet, pek de beklediğim
    bir karşılık değildi
  • 6:02 - 6:04
    ama Nick sadece üç yaşındaydı.
  • 6:04 - 6:07
    Bu her gün bir iyilik yapma fikrine
    farklı yaklaşmak zorundaydım.
  • 6:07 - 6:10
    Biraz kağıt ve koca bir kutu
    pastel boya çıkardım
  • 6:10 - 6:12
    ve tekrar başladım:
  • 6:12 - 6:16
    "Nick, bir insana, bir hayvana
    veya gezegene nazik, faydalı
  • 6:16 - 6:20
    ve verici olmak için 365 gün boyunca
  • 6:20 - 6:24
    her gün bir şey yapacağız."
  • 6:25 - 6:28
    Bu fikri arkadaşlarım
    ve ailemle paylaştığımda,
  • 6:28 - 6:31
    benim biraz, nasıl desem,
    ihtiraslı olduğumu söylediler.
  • 6:32 - 6:37
    Üç yaşındaki bir çocukla
    365 gün boyunca her gün
  • 6:37 - 6:38
    dünyaya bir iyilik yapacaktım.
  • 6:39 - 6:41
    Katılıyorum, göze çok fazla geliyordu,
  • 6:42 - 6:47
    ama küçük başladığınızda, bir gün,
    bir şey yaptığınızda öyle olmuyor.
  • 6:48 - 6:52
    Nick ile birlikte sırf işe koyulmak
    üzere bir liste yaptık,
  • 6:52 - 6:54
    kolay ve eve yakın olmalıydı.
  • 6:54 - 6:57
    Hayvan barınağına havlu
    ve battaniyeler bağışla,
  • 6:57 - 6:59
    çöp topla, geri dönüşüme ver,
  • 6:59 - 7:02
    bir yardım kuruluşuna kıyafet ver;
    listemiz uzayıp gidiyordu.
  • 7:03 - 7:05
    Nick çabucak işe kapıldı
  • 7:05 - 7:07
    ve heyecanlanmıştı.
  • 7:07 - 7:09
    O kadar heyecanlıydı ki
  • 7:09 - 7:11
    o gün, doğum gününde başlamak istedi.
  • 7:11 - 7:13
    Böylece, ilk durak,
  • 7:13 - 7:16
    havlu ve battaniye bağışlamak üzere
    yerel hayvan barınağı oldu.
  • 7:16 - 7:18
    Barınağın içine yürüdüğümüzde
  • 7:18 - 7:19
    ıslak köpek
  • 7:19 - 7:24
    ve dezenfektan karışımı
    bir koku ile sarsıldık.
  • 7:25 - 7:27
    Köpeklerin havlamasını duyuyorduk.
  • 7:27 - 7:30
    Kafeslere kapatıldıklarını biliyordum;
    kapalı bir kapı ardındalardı.
  • 7:31 - 7:34
    Nick havlu ve battaniyelerimizi
    masanın arkasındaki hoş bayana uzattı.
  • 7:34 - 7:37
    Bize koca bir gülümseme ile
    bağışımız için teşekkür etti.
  • 7:38 - 7:39
    Ayrılmak üzere dönerken
  • 7:39 - 7:44
    Nick kedilerle dolu bir odaya çıkan
    iki büyük cam kapıyı fark etti.
  • 7:44 - 7:46
    O cama yaklaştı ve içeri bir bakış attı,
  • 7:46 - 7:48
    sonra bana dönerek şöyle dedi:
  • 7:48 - 7:53
    "Anne, şu kırmızı battaniyenin üzerinde
    uyuyan kedileri görebiliyor musun?
  • 7:54 - 7:56
    Battaniyelerimiz bu kediler için mi?"
  • 7:57 - 8:00
    Sonra masanın arkasındaki hoş bayana
    döndü ve o da ona: "Elbette." dedi.
  • 8:00 - 8:03
    Nick'in beyninde olanları görebilirdiniz.
  • 8:03 - 8:04
    Onun günlük iyiliğinin
  • 8:04 - 8:08
    bu kedilere yardım edeceğinin
    bağlantısını kuruyordu.
  • 8:09 - 8:11
    Nick bunu daha ilk günden öğrendi.
  • 8:13 - 8:16
    Bana döndü ve gülümseyerek
    şunu söyledi:
  • 8:16 - 8:17
    "Harika, Anne."
  • 8:18 - 8:20
    Bu iyilik onu mutlu etmişti.
  • 8:21 - 8:25
    İkinci gün, sahilde güneş altında
    küçük bir eğlence ve bir oyun:
  • 8:25 - 8:27
    üç dakikadan kısa bir sürede
    ne kadar çöp toplayabiliriz
  • 8:27 - 8:31
    çünkü bu üç yaşındaki oğlum için
    dikkat süresi buydu.
  • 8:31 - 8:32
    (Gülüşmeler)
  • 8:32 - 8:36
    Üçüncü gün, bu çöpü aldık ve ayırdık.
  • 8:36 - 8:39
    Üç yaş gibi erken bir zamanda,
    Nick geri dönüşümü öğrendi.
  • 8:40 - 8:43
    Her gün iyilik yapma
    Nick için bir rutin hâline geldi,
  • 8:44 - 8:46
    dişini fırçalamak gibi.
  • 8:47 - 8:49
    Düşündüm de,
  • 8:49 - 8:52
    üç yaşındaki bir çocuğa
    her gün iyilik yapmayı öğretmek
  • 8:52 - 8:55
    her gün diş fırçalamayı
    öğretmekten daha kolay.
  • 8:57 - 9:00
    Nick bana bu günlük iyilik maceramızı
  • 9:00 - 9:01
    arkadaş ve ailemizle paylaşıp
  • 9:01 - 9:03
    onları da bu işe
    dâhil edebilir miyiz diye sordu.
  • 9:03 - 9:05
    O yüzden ilk iş
  • 9:05 - 9:10
    365give adında bir web günlüğü oluşturdum.
  • 9:11 - 9:13
    Bilin diye söylüyorum,
  • 9:13 - 9:16
    ben bir yazar veya
    sosyal medya gurusu değilim,
  • 9:17 - 9:20
    o yüzden arkadaş ve ailem haricinde
  • 9:20 - 9:24
    insanların sayfamı okumaya başladıklarında
    ne kadar şaşırdığımı tahmin edin.
  • 9:25 - 9:30
    Dünyanın dört bir tarafında okunmaya
    ve merak uyandırmaya başladı.
  • 9:31 - 9:35
    Bana günlük iyilikleri hakkında
    epostalar gönderdiler, yorumlar bıraktılar
  • 9:35 - 9:38
    çünkü Nick'ten ilham almışlardı.
  • 9:39 - 9:42
    Aslında, çok heyecanlandım,
    bugün sizinle birkaçını paylaşacağım.
  • 9:44 - 9:47
    İngiltere, Londra'dan Henry yazmış:
  • 9:47 - 9:51
    "İşe giderken yol üzerinde her gün
    gördüğüm evsiz adamın yanından geçtim.
  • 9:52 - 9:53
    Bugün ona kahvaltı götürdüm,
  • 9:54 - 9:57
    durduğum için çok memnun oldu,
  • 9:57 - 10:00
    bundan sonra her gün
    yapacağım iyilik bu olacak."
  • 10:00 - 10:03
    Uganda, Lira'dan Arwoney:
  • 10:03 - 10:07
    "Bugün evimin yakınındaki sokakta yaşayan
    dört çocuğu öğle yemeğine götürdüm.
  • 10:08 - 10:12
    Çocuklar yemek yediği için çok mutlu oldu
  • 10:12 - 10:15
    ve uzun zamandır ilk kez birilerinin
    onları önemsediğini hissettiler."
  • 10:16 - 10:18
    Avustralya'dan Amy:
  • 10:18 - 10:20
    "Dördüncü sınıf öğretmeniyim
  • 10:20 - 10:25
    ve sınıfımda günlük iyilik
    uygulaması 365give'ye başladım."
  • 10:27 - 10:30
    Bu beni çok şaşırttı.
  • 10:31 - 10:34
    365give projesini bir sınıfta
    gerçekten öğretebilir misiniz?
  • 10:35 - 10:37
    Bilmiyordum, ben sadece bir anneydim.
  • 10:38 - 10:40
    Allah'ın işi işte,
  • 10:40 - 10:42
    yakın arkadaşım Sarah'tan
    bir telefon aldım.
  • 10:42 - 10:44
    Kendisi ilkokul öğretmeni
  • 10:44 - 10:46
    ve bana şunu söyledi: "Jacqueline,
  • 10:46 - 10:51
    365give fikrini sınıfımda
    göstermek istiyorum.
  • 10:51 - 10:54
    Aslında, tüm okulda."
  • 10:56 - 10:59
    İkimiz de çok heyecanlıydık,
    işe koyulduk.
  • 10:59 - 11:01
    Bir eğitim programı oluşturduk.
  • 11:01 - 11:06
    Bu, öğretmenlerin basit bir günlük iyilik
    uygulamasını müfredatlarına
  • 11:06 - 11:08
    dâhil etmesi için bir araçtı
  • 11:08 - 11:11
    ve ona 365give görevi adını verdik.
  • 11:11 - 11:12
    Bu eşsiz bir şey
  • 11:12 - 11:15
    çünkü gücünü çocuklardan alıyor.
  • 11:15 - 11:17
    Nasıl vereceklerini kendileri seçiyorlar,
  • 11:17 - 11:21
    seçtikleri şekillerde bir amaca hizmet
    edecek ve dünyaya etki edecekler.
  • 11:23 - 11:25
    Sarah'nın okulunda başladık
  • 11:25 - 11:28
    ve aslında çocukların neler yapacaklarını
    duymak için sabırsızlanıyordum.
  • 11:29 - 11:31
    Birkaç hafta sonra,
  • 11:31 - 11:32
    okula gittim ve
  • 11:32 - 11:34
    2. sınıfta okuyan yedi yaşındaki
    çocuklarla tanıştım.
  • 11:35 - 11:36
    Sınıfa girdiğim zaman
  • 11:36 - 11:38
    kimin daha heyecanlı
    olduğunu bilemedim;
  • 11:38 - 11:40
    ben mi yoksa çocuklar mı?
  • 11:41 - 11:42
    İlki Arman'dı,
  • 11:43 - 11:46
    çılgınca elini sallıyordu,
  • 11:46 - 11:48
    taze kurabiyeler yaptıklarını
  • 11:48 - 11:50
    ve onları itfaiye
    istasyonuna dağıttıklarını
  • 11:50 - 11:53
    anlatmak için sabırsızlanıyordu.
  • 11:53 - 11:56
    İtfaiyecilere yaptıkları için
    teşekkür etmek istemişler.
  • 11:58 - 12:00
    Arman iftiharla gülümsüyordu.
  • 12:02 - 12:03
    Sıradaki Mia idi.
  • 12:04 - 12:07
    Mia'nın küçük kuzeni
    o yıl kansere yakalanmış
  • 12:08 - 12:10
    ve çocuklar, tüm sınıf,
  • 12:10 - 12:13
    okulda patlamış mısır satışı
    yapmaya karar vermişler.
  • 12:13 - 12:17
    Teneffüslerde 252 dolar toplamışlar
  • 12:18 - 12:21
    ve kanserli çocukları destekleme
    vakfına bağışlamışlar.
  • 12:23 - 12:27
    Beni göz yaşlarına boğan işte bu oldu
  • 12:28 - 12:31
    çünkü oğlumla birlikte yaptığım
  • 12:31 - 12:35
    süper eğlenceli aile projemin
    dalga dalga yayılacağını
  • 12:37 - 12:41
    hiç hayal etmemiştim.
  • 12:41 - 12:45
    Ve öğretmenleri Bayan Story
    bana şunu söyledi:
  • 12:46 - 12:48
    "Jacqueline, çocuklarım
  • 12:50 - 12:55
    eylemlerinin dünyayı nasıl daha
    iyi bir yer hale getireceğini anlıyor.
  • 12:57 - 13:01
    Bu onları birbirlerine
    ve toplumlarına bağlıyor
  • 13:02 - 13:06
    ve en önemlisi de
    bu olay sınıfımı mutlu ediyor."
  • 13:09 - 13:15
    365give projesi 25 okulda
    5.000 çocuğa ulaştı
  • 13:16 - 13:18
    ve daha işin başındayız.
  • 13:18 - 13:20
    (Tezahürat)(Alkışlar)
  • 13:20 - 13:21
    Teşekkür ederim.
  • 13:21 - 13:24
    (Tezahürat)(Alkışlar)
  • 13:31 - 13:35
    Çocuklar kendi hikâyelerini
    diğer çocuklarla paylaşıyorlar
  • 13:35 - 13:36
    ve bu, ailelerinde,
  • 13:36 - 13:40
    toplumlarında ve dünyada
    bir dalgalanma yaratıyor.
  • 13:42 - 13:47
    Bu proje çocuklar için yaratılmıştı
    ama bu aslında hepimiz için,
  • 13:47 - 13:52
    nerede yaşadığınızın, ne yaptığınızın veya
    kaç yaşında olduğunuzun bir önemi yok.
  • 13:53 - 13:56
    Bunu hepimizin yaptığını hayal edin.
  • 13:57 - 14:01
    Bu bir çocuğun iyilik yapmasıyla başladı
  • 14:02 - 14:04
    ve bu 365 gün iyilik yapmaktı.
  • 14:05 - 14:07
    Paylaştık ve dalgalanarak
  • 14:07 - 14:10
    sizleri de işe dâhil ettik.
  • 14:11 - 14:13
    Şimdi, bu odadaki herkesi sayarsak,
  • 14:14 - 14:19
    2.000'den fazla insanı
    365 gün iyilikle çarparsak,
  • 14:19 - 14:23
    700 bin günlük iyilik demek.
  • 14:23 - 14:27
    Artık sadece bir çocuk değil
    her gün yardım eden,
  • 14:28 - 14:31
    her birimiz
  • 14:33 - 14:36
    daha iyi, daha mutlu bir dünya yaratıyoruz
  • 14:37 - 14:40
    ve o kadar basit ki
    üç yaşındaki çocuk bile yapabiliyor.
  • 14:42 - 14:45
    Bu günlük bir alışkanlık,
    dişlerinizi fırçalamak gibi.
  • 14:46 - 14:48
    Listenize bugün başlayın,
  • 14:49 - 14:53
    hayatınıza, dünyanıza, ailenize,
    gününüze bir bakın
  • 14:54 - 14:55
    ve size uyan neyse onu yapın.
  • 14:56 - 15:02
    Bağışta bulunun, gönüllü olun, komşunuza
    yardım edin, bir yabancıya kibar davranın.
  • 15:06 - 15:11
    İşte bu şekilde endişe ve
    depresyondan mutluluğa gideceğiz.
  • 15:15 - 15:17
    Hep birlikte, küçük başlayabilir
  • 15:18 - 15:21
    ve dünyayı daha iyi bir dünya,
    daha mutlu bir dünya yapabiliriz,
  • 15:22 - 15:25
    üstelik günde bir kez
    yapacağımız bir iyilikle.
  • 15:26 - 15:29
    (Tezahürat)(Alkışlar)
  • 15:33 - 15:35
    Evet! Evet!
Title:
Her gün mutlu olmanın yolu: dünyayı değiştirecek | Jacqueline Way | TEDxStanleyPark
Description:

Dünya Mutluluk Raporuna göre 1 milyondan fazla yetişkinin anksiyete ve depresyondan muzdarip. Nasıl mutlu oluruz? www.365give.ca'nın kurucusu Jacqueline Way, üç yaşındaki birinin bile yapabileceği kadar kolay olan mutluluk sırrını paylaşıyor.

Jacqueline, üç erkek çocuğu annesi ve kendisini her gün bir kez iyilik yaparak dünyayı değiştirmeye adamış sosyal iyi aktivist. Güçlü öyküsüyle vücudunuzun vermek için nasıl bütünleştiğini öğreneceksiniz. Dünyanın dört bir yanındaki araştırmacılar on yıllardır vermenin bilim ve psikolojisini araştırıyorlar. Vermenin mutlu etmesinin, vücudun doğal "Gençlik Pınarı" sayesinde olduğunu ve stresi azalttığını keşfettiler. Oğluyla ve binlerce çocukla yaptığı yolculuk, sizi mutlu edecek ve dünyayı değiştirecek günlük iyilik alışkanlığı edinmeye başlamanızda size ilham verecek.

Bu konuşma, TED konferans formatını kullanarak bir TEDx etkinliğinde yapıldı; ancak yerel olarak bir topluluk tarafından bağımsız bir şekilde organize edildi. Daha fazla bilgi için http://ted.com/tedx adresini ziyaret edin.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDxTalks
Duration:
15:44

Turkish subtitles

Revisions