< Return to Video

Toprak yapılardaki samimiyet ve bilgelik

  • 0:01 - 0:04
    Ekim ayının sonlarıydı,
    Avusturya dağlarında
  • 0:05 - 0:09
    Zürih'ten mimarlık öğrencilerimle
    bir saha gezisindeydik.
  • 0:10 - 0:13
    Yüksek bir vadiye ulaştığımızda,
  • 0:14 - 0:16
    Onlara sürpriz haberi verdim,
    o gece konaklanacak
  • 0:16 - 0:18
    kulübe ya da otel
    ayarlanmamıştı.
  • 0:20 - 0:21
    Bu bir hata değildi.
  • 0:21 - 0:23
    Tamamen bilinçli olarak
    yapılmıştı.
  • 0:25 - 0:29
    Bu, bulabildiğimiz malzemelerle kendi
    barınağımızı inşa etme sınavıydı.
  • 0:31 - 0:32
    Ve hayatta kaldık.
  • 0:32 - 0:34
    Soğuktu, gerçekten zordu...
  • 0:35 - 0:38
    ve müthiş öğretici bir deneyim oldu.
  • 0:38 - 0:42
    Doğanın bize bedelsiz sunduğu
    birçok kaynak olduğunu keşfettik.
  • 0:42 - 0:45
    Tek ihtiyacımız, bu kaynakları fark
    edebilecek hassasiyet...
  • 0:46 - 0:48
    ve kullanabilecek yaratıcılıktı.
  • 0:50 - 0:53
    Kendimi benzer bir durumda
    bulduğum olmuştu.
  • 0:54 - 0:59
    Yaklaşık 13 yıl evvel
    mimarlık öğrencisiyken,
  • 0:59 - 1:02
    Bangladeş'in ücra bir köyü olan
    Rudrapur'a gitmiştim.
  • 1:02 - 1:06
    Tez projem doğrultusunda
    bir okul tasarlayıp inşa edecektim.
  • 1:06 - 1:09
    Daha önce 19 yaşında bu köyde yaşamış,
    kırsal kalkınma üzerine
  • 1:09 - 1:12
    çalışan Dipshikha adlı STK'da
    gönüllü olarak görev yapmıştım.
  • 1:12 - 1:14
    Onlardan öğrendiğim şuydu:
  • 1:14 - 1:19
    Sürdürülebilir kalkınma yolundaki
    en sürdürülebilir strateji,
  • 1:19 - 1:24
    kendi kaynaklarınız ve potansiyelinizin
    değerini bilmek, onları kullanmak
  • 1:24 - 1:27
    ve dış faktörlere bağlı kalmamaktı.
  • 1:28 - 1:30
    Bunu kendi mimarimde de
    uygulamaya çalıştım.
  • 1:31 - 1:35
    İnşa edeceğim okul için
    uygun yapı malzemelerini
  • 1:35 - 1:36
    uzaklarda aramam gerekmedi.
  • 1:37 - 1:39
    Hemen ayağımın altındalardı:
  • 1:40 - 1:44
    Çamur, toprak, toz, kil,
    adına ne derseniz...
  • 1:45 - 1:47
    ve dört bir yanda yetişen
    bambu ağaçları.
  • 1:49 - 1:54
    Bangladeş'in ücra bölgelerinde
    elektrik nadiren bulunur
  • 1:54 - 1:55
    fakat ihtiyacımız yoktu.
  • 1:55 - 1:56
    Beden gücümüz vardı
  • 1:56 - 1:59
    ve insanlar çalışmaktan memnunlardı.
  • 2:00 - 2:02
    Alet ve teçhizat da sorundu
  • 2:02 - 2:04
    ancak bu arkadaşlarımız vardı,
  • 2:04 - 2:05
    mandalar.
  • 2:07 - 2:09
    İneklerle de şansımızı denedik
  • 2:09 - 2:11
    ama ilginç şekilde,
    fazla akıllı çıktılar.
  • 2:12 - 2:15
    Sürekli bir önceki turda
    basılan çukurlara basıyorlardı.
  • 2:15 - 2:17
    Bu yüzden samanla çamur karışmıyordu,
  • 2:17 - 2:18
    (Kahkahalar)
  • 2:18 - 2:21
    kum ve duvar yapımında
    kullandığımız malzemeler de.
  • 2:22 - 2:25
    Uygulamadaki ortağım
    Eike Roswag
  • 2:25 - 2:27
    ve sepet örücüsü kuzenim
    Emmanuel gibilerini
  • 2:27 - 2:29
    içeren küçük bir danışmanlar
    ekibi haricinde,
  • 2:29 - 2:34
    tüm bina köydeki işçiler
    tarafından inşa edildi.
  • 2:36 - 2:39
    Altı aylık inşaatın sonunda
    METI Okulu böyle görünüyordu.
  • 2:39 - 2:41
    (Alkışlar)
  • 2:41 - 2:42
    Teşekkürler.
  • 2:42 - 2:44
    (Alkışlar)
  • 2:44 - 2:48
    Yükü taşıyan toprak duvarlar
    okulun sağlam temelini oluştururken,
  • 2:48 - 2:52
    geniş bambu iskeletler de
    aydınlığı içeri taşıyor.
  • 2:54 - 2:56
    Bu zemin kattaki bir sınıf.
  • 2:57 - 2:59
    Ona bağlı mağaralar bulunuyor.
  • 3:00 - 3:02
    Mağaralar; okumak, uzanmak,
    tek başına çalışmak,
  • 3:02 - 3:04
    meditasyon, oyun... için.
  • 3:05 - 3:07
    Üstlerinde de sınıf bulunuyor.
  • 3:10 - 3:14
    Çocuklar kapılara Bengal dilinde
    isimlerini yazdılar,
  • 3:14 - 3:17
    yalnızca isim yazmakla kalmayıp
    okulun inşasına yardım da ettiler.
  • 3:18 - 3:21
    Eminim daha önce elinizi
    çamura veya kile bulaştırmışsınızdır.
  • 3:21 - 3:23
    Dokunması harika.
    Bayılıyorum.
  • 3:23 - 3:24
    Çocuklar da bayıldı.
  • 3:25 - 3:30
    Ve o hissi hayal edebiliyor musunuz;
    küçük bir oğlan ya da kız çocuğunun
  • 3:30 - 3:34
    ya da okuma yazması olmayan bir işçinin
    okul binasının önünde
  • 3:34 - 3:35
    bu yapıyı inşa ettiğini,
  • 3:35 - 3:39
    sıradan bambu ve ayağının altındaki
    toprağı kullanarak
  • 3:39 - 3:42
    yalnızca elleriyle kurduğunu bilmesi.
  • 3:44 - 3:48
    Bu his hem kendinize
    hem de topluma
  • 3:48 - 3:51
    muazzam bir güven ve sorumluluk aşılıyor.
  • 3:53 - 3:54
    Ve elbette malzemeye.
  • 3:55 - 3:58
    Özellikle çamurun algısı çok kötü.
  • 3:58 - 4:01
    Çamuru, toprağı düşündüğümüzde,
  • 4:01 - 4:04
    çirkin, dayanıksız...
  • 4:04 - 4:06
    benim de değiştirmek istediğim algı bu.
  • 4:07 - 4:11
    Aslına bakarsak, bu okulun
    11. yağmur mevsimini yaşıyoruz,
  • 4:11 - 4:14
    gerçekten şiddetli, yatay
    muson yağmurlarından bahsediyorum,
  • 4:14 - 4:17
    duvarlar sapasağlam dayanıyor.
  • 4:17 - 4:22
    (Alkışlar)
  • 4:22 - 4:23
    Peki nasıl oluyor?
  • 4:23 - 4:27
    İlk kural: duvarları zeminden ayırıp
    kuru tutan iyi bir temel,
  • 4:27 - 4:31
    ikinci kural: üst tarafı koruyacak
    sağlam bir çatı
  • 4:31 - 4:33
    ve üçüncü kural: erozyon kontrolü.
  • 4:34 - 4:36
    Çamur duvarların hız kesicilere
    ihtiyacı vardır,
  • 4:37 - 4:41
    yağmur suyunun duvardan aşağı
    hızla akmasını engellerler.
  • 4:41 - 4:44
    Bu hız kesiciler bambu şeritler olabilir
  • 4:44 - 4:48
    ya da çamura taş, saman gibi
    malzemeler karıştırılır.
  • 4:48 - 4:53
    Bir tepenin erozyona karşı ağaç
    ya da taşlara ihtiyaç duyması gibi,
  • 4:53 - 4:54
    duvarlara da set gerekir.
  • 4:55 - 4:59
    Bana hep gelen soru, çamura
    çimento eklemek gerekip gerekmediği,
  • 4:59 - 5:01
    ve cevabım hayır, gerekmiyor.
  • 5:01 - 5:05
    Bu duvarlarda sabitleyici,
    kaplama yok,
  • 5:05 - 5:06
    yalnızca temelde var.
  • 5:08 - 5:10
    Burada duvarı yakın plan görüyorsunuz
  • 5:10 - 5:14
    10 yağmur mevsiminden sonra,
  • 5:14 - 5:16
    ben nasıl yaşlandıysam,
  • 5:16 - 5:18
    duvarın da bazı kırışıkları oluşmuş.
  • 5:18 - 5:20
    Kenarlar eskisi kadar keskin değil,
  • 5:20 - 5:22
    ancak yine de iyi görünüyor.
  • 5:22 - 5:24
    Üstelik tamir gerektiğinde,
  • 5:24 - 5:26
    bunu yapmak da gerçekten kolay.
  • 5:26 - 5:28
    Yalnızca bozuk kısmı alıyorsunuz,
  • 5:28 - 5:30
    ıslatıp duvara geri koyuyorsunuz.
  • 5:30 - 5:33
    Eskisinin aynısı oluyor.
  • 5:33 - 5:34
    Keşke bu bende de işe yarasaydı.
  • 5:34 - 5:37
    (Kahkahalar)
  • 5:39 - 5:41
    Evet ve en harika kısmı şu ki
  • 5:41 - 5:43
    eğer toprak duvara artık ihtiyaç yoksa,
  • 5:43 - 5:47
    geldiği yere geri dönebiliyor.
  • 5:47 - 5:48
    Bir bahçeye dönüşebiliyor
  • 5:49 - 5:52
    veya kalite kaybı olmaksızın
    tamamen geri dönüştürülebiliyor.
  • 5:53 - 5:55
    Bunu yapabilen başka malzeme yok,
  • 5:55 - 5:59
    tam da bu nedenle toprak, çevresel
    performans açısından mükemmel seçim.
  • 6:00 - 6:03
    Peki ya ekonomik sürdürülebilirlik?
  • 6:03 - 6:05
    Okulu inşa ederken,
  • 6:05 - 6:07
    neredeyse inşaat alanında
    yaşadım sayılır.
  • 6:07 - 6:10
    Akşamları, işçilerle beraber
    pazara gidiyor,
  • 6:10 - 6:12
    paralarını nasıl harcadıklarını
    görüyordum.
  • 6:13 - 6:16
    Sebzeleri komşularından
    satın alıyorlardı,
  • 6:16 - 6:20
    saçlarını kestiriyor
    ya da terziden yeni bir bluz alıyorlardı.
  • 6:21 - 6:25
    Ve inşaat bütçesinin
    başlıca kısmı
  • 6:25 - 6:27
    işçiliğe harcandığından,
  • 6:27 - 6:29
    okul yalnızca bir bina değil,
  • 6:29 - 6:34
    yerel kalkınma için bir katalizör
    görevi de görüyordu,
  • 6:34 - 6:35
    bu da beni mutlu ediyordu.
  • 6:37 - 6:39
    Eğer okulu çimento ve çelikten
    tasarlasaydım,
  • 6:39 - 6:43
    bu para ülke dışına gidecek
    ve bu ailelere yaramayacaktı.
  • 6:45 - 6:49
    (Alkışlar)
  • 6:50 - 6:54
    O zamanlar inşaat bütçesi
    35.000 Euro idi...
  • 6:54 - 6:55
    Şimdiye muhtemelen iki katına
    çıkmıştır.
  • 6:56 - 6:59
    Ve bu tutar,
    bu bölge için çok para demek.
  • 6:59 - 7:03
    Hele ki toplum içinde kalıyor,
  • 7:03 - 7:04
    hızlı el değiştiriyor,
  • 7:04 - 7:06
    ve borsaya dahil olmuyorsa.
  • 7:06 - 7:11
    Dolayısıyla, projemin ekonomik
    sürdürülebilirliği sözkonusu ise,
  • 7:11 - 7:15
    Sorduğum başlıca soru: Kim kar edecek?
  • 7:17 - 7:19
    Aranızda kaç kişinin,
  • 7:19 - 7:21
    Çamurdan bir evde yaşama
    deneyimi var?
  • 7:22 - 7:24
    Chris Anderson, elini göremiyorum?
  • 7:24 - 7:25
    (Kahkahalar)
  • 7:25 - 7:26
    Siz mi? Peki.
  • 7:27 - 7:28
    Evet.
  • 7:28 - 7:31
    İlgi alanımızın tamamen dışında,
  • 7:32 - 7:36
    ancak gezegenimizde yaklaşık
    üç milyar kişi
  • 7:36 - 7:39
    toprak evlerde yaşıyor.
  • 7:39 - 7:41
    Toprak, Avrupa'da da
    en az Afrika'daki kadar
  • 7:41 - 7:44
    geleneksel bir yapı malzemesi.
  • 7:46 - 7:48
    Garip olan şu ki
  • 7:48 - 7:51
    çamura, üniversitelerde
    okutulacak kadar değer verilmiyor.
  • 7:52 - 7:55
    Bu yüzden Harvard'a toprak getirdim,
  • 7:56 - 7:58
    (Kahkahalar)
  • 7:58 - 8:02
    tam olarak 60 ton toprağı
    Tasarım Yüksek Okulu'nun
  • 8:02 - 8:03
    ana binasının önüne yığdım.
  • 8:05 - 8:08
    Öğrenciler ve akademisyenler
    kolları sıvadı,
  • 8:08 - 8:09
    ellerini toprağa buladı
  • 8:09 - 8:12
    ve ön alanı insanları buluşturacak
    samimi bir yere çevirdiler.
  • 8:13 - 8:15
    Çocuklar bu yapılara tırmandı,
  • 8:15 - 8:17
    patenciler rampadan kaydı,
  • 8:17 - 8:18
    öğrenciler öğle molalarında oturdu.
  • 8:18 - 8:22
    Özellikle etkileyici olan ise, çok sayıda
    insanı duvarlara dokunurken görmekti.
  • 8:22 - 8:26
    Şehirde dolaşırken binaların
    cephelerini pek okşamıyoruz, değil mi?
  • 8:26 - 8:28
    (Kahkahalar)
  • 8:32 - 8:35
    (Kahkahalar)
  • 8:37 - 8:39
    Elbette bu ufak ölçekli bir projeydi
  • 8:39 - 8:42
    ancak farkındalık yaratmada
    ve eğitim konusunda
  • 8:42 - 8:44
    bir tür akupunktur noktası görevi yaptı.
  • 8:46 - 8:49
    Oysa, giderek daha çok ülkede
  • 8:49 - 8:54
    yük taşıyabilen toprak yapıların
    inşasına artık izin verilmiyor.
  • 8:54 - 8:58
    Geleneksel olmalarına ve yüzlerce
    yıl dayanmalarına rağmen...
  • 8:58 - 9:00
    Bu durum, malzemenin zayıflığından değil;
  • 9:00 - 9:03
    bu tür malzemeyle çalışabilecek
    mimar ya da mühendislerin
  • 9:03 - 9:05
    olmamasından kaynaklanıyor.
  • 9:06 - 9:07
    Dolayısıyla, her seviyede,
  • 9:07 - 9:10
    işçiler, mühendisler ve mimarlar için
  • 9:10 - 9:12
    kesinlikle eğitim şart.
  • 9:12 - 9:15
    Teknolojik gelişme de
    eşit derecede önemli;
  • 9:15 - 9:19
    meslektaşım, Avusturyalı sanatçı
    ve toprak yapılar uzmanı
  • 9:19 - 9:23
    Martin Rauch'un geliştirdiği
    prefabrik yapıtaşları gibi.
  • 9:23 - 9:26
    Martin, preslenmiş topraktan
    yapı elemanları
  • 9:26 - 9:29
    ve prefabrik yapılara dair
    teknikler geliştirdi.
  • 9:29 - 9:32
    Bu yapı elemanları yalıtım,
    ısıtma, soğutma
  • 9:32 - 9:34
    ve türlü elektrik tesisatı içeriyor.
  • 9:34 - 9:37
    Çok katlı binalarda katmanlı
    olarak kullanılıyor.
  • 9:37 - 9:39
    Bu, binaların yükseltilmesinde
  • 9:39 - 9:41
    ve sürecin hızlanmasında önem taşıyor.
  • 9:41 - 9:45
    İsviçre'deki Ricola Herb Center'da
    olduğu gibi.
  • 9:47 - 9:50
    Ve son olarak, sağlam inşaat projelerine
    ihtiyacımız var.
  • 9:50 - 9:53
    Eski bir malzemenin modern tarzda
    kullanılabileceğini
  • 9:53 - 9:55
    kanıtlayabilmek gerekiyor.
  • 9:55 - 9:59
    Konu, bir malzemenin ne kadar
    eski olduğu değil,
  • 9:59 - 10:03
    bizim onu bugün bile kullanabilecek
    yaratıcı kabiliyete sahip olmamız.
  • 10:05 - 10:07
    Örneğin, bunlar Çin'de,
  • 10:07 - 10:10
    Baoxi köyünde inşa ettiğim üç hostel.
  • 10:10 - 10:12
    Köy, Şangay'dan otobüsle 6 saat mesafede.
  • 10:14 - 10:17
    Dış çeperi bambudan örülmüş,
  • 10:17 - 10:20
    içteki nüve ise taş
    ve sıkıştırılmış toprak.
  • 10:21 - 10:24
    Bu, geleneksel bir yapı malzemesi.
  • 10:24 - 10:26
    Çin Seddi'nin büyük bir kısmı bile,
  • 10:26 - 10:27
    sıkıştırılmış topraktandı.
  • 10:27 - 10:30
    Gerçi artık yerine beton kullanılıyor.
  • 10:30 - 10:34
    Bu trend çok hızlı yayılıyor:
  • 10:34 - 10:37
    Yalnızca birkaç sene içinde,
  • 10:37 - 10:40
    Çin; Amerika'nın 20. yüzyılda
    kullandığından
  • 10:40 - 10:42
    daha fazla çimento tüketti.
  • 10:43 - 10:46
    Doğal yapı malzemelerinin
    yerine,
  • 10:46 - 10:48
    daha fazla güç gerektiren,
  • 10:48 - 10:50
    enerji-tüketici,
  • 10:50 - 10:52
    karbondioksit yayan malzemeler kullanımı
  • 10:52 - 10:56
    küresel ısınmaya da katkıda bulunuyor.
  • 10:56 - 10:57
    Birçok alternatifimiz var,
  • 10:57 - 11:01
    çamur, taş, ağaç, bambu
    toprak gibi seçenekler
  • 11:01 - 11:05
    tüm amaçlara etkin şekilde
    hizmet edebiliyor.
  • 11:06 - 11:08
    Örneğin bu, Avusturya'da,
    Omicron Electronics için
  • 11:08 - 11:11
    inşa ettiğimiz bir ofis binası.
  • 11:11 - 11:14
    Çamur yalnızca gezegen değil
    insan bedeni için de sağlıklı
  • 11:14 - 11:16
    ve ilkel bir teknoloji olmasına rağmen,
  • 11:16 - 11:19
    yüksek teknolojik performansa sahip.
  • 11:19 - 11:23
    Toprak duvarlar, nemi doğal olarak
    dengeleyerek binanın içindeki
  • 11:23 - 11:25
    yüksek donanımlı aygıtları koruyor.
  • 11:26 - 11:29
    Bu gördüğünüz, benim evimin duvarı,
  • 11:29 - 11:31
    nemlendirici görevi görüyor.
  • 11:32 - 11:35
    Evimizdeki altı tonluk toprağı;
  • 11:35 - 11:38
    yalnızca sağlıklı ve sürdürülebilir
    olduğundan değil,
  • 11:38 - 11:41
    kadim sıcaklığını içimizde hissettiğimiz
    için de seviyoruz.
  • 11:43 - 11:47
    Hayalim, Manhattan'da
    çamurdan birgökdelen inşa etmek.
  • 11:48 - 11:50
    (Kahkahalar)
  • 11:50 - 11:51
    Tabii.
  • 11:51 - 11:53
    (Alkışlar)
  • 11:53 - 11:55
    Çok çılgın bir hayal sayılmaz.
  • 11:55 - 11:57
    Yemen'de, Shibam'daki
    çamur kenti düşünün.
  • 11:57 - 11:59
    16. yüzyılda inşa edildi
  • 11:59 - 12:02
    ve 500 yılı devirdi.
  • 12:03 - 12:07
    O kadar zaman önce mümkünse
    bugün de mümkün olabilir.
  • 12:07 - 12:11
    Tüm teknik uzmanlığımızı;
    bu kadim malzemelerin,
  • 12:11 - 12:13
    ihtiyaçlarımız ve hayallerimizi
  • 12:13 - 12:17
    gerçekleştirmesi için kullanabiliriz.
  • 12:18 - 12:20
    Dört bir yanımızda
  • 12:20 - 12:22
    ve ayağımızın hemen altında
  • 12:23 - 12:26
    müthiş, doğal yapı malzemeleri bulunuyor.
  • 12:26 - 12:27
    Onları kullanalım.
  • 12:28 - 12:30
    Gönülden inanıyorum ki
  • 12:30 - 12:33
    evlerimiz, işyerlerimiz, şehirlerimiz
  • 12:34 - 12:36
    böylece daha sağlıklı, sürdürülebilir,
  • 12:38 - 12:39
    daha insancıl
  • 12:40 - 12:41
    ve daha güzel olacak.
  • 12:42 - 12:43
    Teşekkür ederim.
  • 12:43 - 12:48
    (Alkışlar)
Title:
Toprak yapılardaki samimiyet ve bilgelik
Speaker:
Anna Heringer
Description:

Mimar Anna Heringer, "Doğanın bedelsiz sunduğu pek çok kaynak var; tek ihtiyacımız bunları fark edebilecek hassasiyet ve kullanabilecek yaratıcılık," diyor. Heringer'in çamur ve bambu gibi primitif yapı malzemeleriyle yarattığı yapılar, Çin'den İsviçre'ye, hatta Bangladeş ve ötesine kadar uzanıyor. Bu keyifli konuşma, tamamı doğal malzemelerden inşa edilmiş etkileyici bir okul, şık bir ofis ve samimi toplumsal alanları ziyaret olanağı sağlıyor.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
13:01

Turkish subtitles

Revisions