< Return to Video

Düşmanla tanışmak: bir feminist erkek hakları hareketi ile hesaplaşıyor | Cassie Jaye | TEDxMarin

  • 0:14 - 0:19
    2013 yılında, düşmanlarımla
    tanışmaya karar vermiştim.
  • 0:21 - 0:24
    27 yaşında, ödüllü bir
    belgesel yapımcısıydım,
  • 0:24 - 0:27
    feminist olmaktan gurur duyuyordum
  • 0:27 - 0:31
    ve Erkek Hakları Hareketinin
    karanlık yüzünü
  • 0:31 - 0:34
    açığa çıkarmaya kararlıydım.
  • 0:34 - 0:37
    O zamanlar Erkek Hakları Hareketi
    hakkında bütün bildiklerim
  • 0:37 - 0:40
    internette okuduklarımdan ibaretti.
  • 0:40 - 0:45
    Yani bu kadın düşmanı bir nefret grubuydu
    ve kadın eşitliğine karşı çalışıyorlardı.
  • 0:45 - 0:47
    Benim daha önceki
    çalışmalarımın çoğu da
  • 0:47 - 0:49
    kadın sorunları üzerineydi.
  • 0:49 - 0:52
    Doğum (üreme) hakları
    bekâr annelik ve BTMM
  • 0:52 - 0:54
    (Bilim,Tekn. Müh. Mat) alanına
  • 0:54 - 0:56
    kızların daha fazla girmesi
    üzerine belgeseller yapmıştım.
  • 0:57 - 1:01
    Erkek Hakları Hareketi konusunda daha
    önce hiç kimsenin belgesel yapmadığını
  • 1:01 - 1:03
    öğrendiğimde bunu bir
    fırsat olarak gördüm.
  • 1:03 - 1:07
    Bu bence, eşitliği engelleyenleri
    afişe ederek, kadın eşitliği mücadelesini
  • 1:08 - 1:10
    sürdürmek için bir fırsattı.
  • 1:11 - 1:14
    Böylece bir yıl boyunca
    Kuzey Amerika'da dolaşarak
  • 1:14 - 1:17
    Erkek Hakları Hareketi mensupları
    ve liderleriyle görüşmeler yaptım.
  • 1:17 - 1:21
    Gittiğim yerlerde MRA (EHS)
    olarak da bilinen erkek hakları
  • 1:21 - 1:24
    savunucusu kişilerle
    2 saaten, 8 saate kadar süren
  • 1:24 - 1:26
    röportajlar yaptım
  • 1:26 - 1:28
    ve toplam 44 kişiyi filme aldım.
  • 1:29 - 1:32
    Belgesel yapımcılığında
    önemli bir kural vardır:
  • 1:33 - 1:37
    Belgeselci insanların sözünü kesmez.
  • 1:37 - 1:42
    Bu nedenle soruları soruyor ve onların
    hayat öykülerinin tamamını kaydediyordum.
  • 1:42 - 1:45
    O zaman bir şeyi fark etmemişim
  • 1:45 - 1:47
    ama şimdi geriye bakınca görüyorum.
  • 1:47 - 1:53
    O görüşmeleri yaparken
    onları, aslında dinlemiyormuşum.
  • 1:54 - 1:56
    Söylediklerini duyuyor,
  • 1:56 - 1:58
    kameranın kayıtta olduğunu görüyor
  • 1:58 - 2:03
    ama düşmanımın karşısında
    otururduğum o anlarda,
  • 2:03 - 2:05
    onu dinlemiyormuşum.
  • 2:05 - 2:07
    Peki ne yapıyordum?
  • 2:07 - 2:10
    Peşin beklentiye giriyor (yoruyor)
  • 2:11 - 2:13
    ve inanmak istediğim şeyi ispatlayacak
  • 2:13 - 2:16
    bir cümleyi, hatta birkaç kelimeyi
  • 2:16 - 2:18
    duymayı bekliyordum,
  • 2:18 - 2:21
    yani kadın düşmanını bulduğumu.
  • 2:21 - 2:25
    Kadınlara karşı savaşın infilak noktasını.
  • 2:25 - 2:28
    Birkaç kez bulduğumu sanmıştım.
  • 2:28 - 2:29
    Erkek hakları savunucularından biri
  • 2:29 - 2:31
    bana şöyle söylemişti;
  • 2:31 - 2:33
    "Dışarıya çık ve etrafına bak;
  • 2:33 - 2:37
    gördüğün her şeyi bir erkek inşa etti"
  • 2:37 - 2:38
    Ya!
  • 2:38 - 2:41
    Bu söz bana kadın karşıtı geldi
  • 2:41 - 2:43
    ama dişlerimi sıktım
  • 2:43 - 2:47
    ve sessizce oturdum,
    bir belgeselci öyle davranmalıydı.
  • 2:47 - 2:50
    Fakat bu esnada,
    bütün azı dişlerim birbirine geçti.
  • 2:50 - 2:53
    (Kahkahalar)
  • 2:53 - 2:55
    Bir yıl süren çekimlerden sonra
  • 2:55 - 2:59
    biriktirdiğim 100 saatlik kaydı
    incelemeye başladım.
  • 2:59 - 3:02
    Kaydı tekrar oynatıyor ve
    konuşma metinlerini yazıyordum.
  • 3:02 - 3:05
    Şuna inanın ki hiç kimse sizi,
  • 3:05 - 3:09
    sözlerinizi yazıya döken
    biri kadar iyi dinleyemez.
  • 3:10 - 3:12
    Bunları yazsanız iyi olur.
  • 3:12 - 3:13
    (kahkahalar)
  • 3:13 - 3:14
    Yani
  • 3:16 - 3:19
    her kelimeyi titizlikle yazıyordum
  • 3:19 - 3:22
    ve bu süreçte şunu
    fark etmeye başladım;
  • 3:22 - 3:26
    benim bazı sözlere gösterdiğim
    refleksif, otomatik tepkilerin
  • 3:26 - 3:29
    aslında haklı bir temeli yoktu
  • 3:29 - 3:33
    ve benim incinmiş hissetmem
    dikkatli bakınca yersiz duruyordu.
  • 3:34 - 3:35
    Köprüleri ve gökdelenleri
  • 3:35 - 3:39
    erkekler inşa etti ifadesi
    kadın karşıtı bir söylem miydi?
  • 3:39 - 3:42
    Şöyle düşünmüştüm, peki
    karşı-cinsin söylemi ne olurdu?
  • 3:42 - 3:44
    Belki bir feminist şunu derdi;
  • 3:44 - 3:46
    "Etrafına bir bak;
  • 3:46 - 3:50
    gördüğün herkesi bir kadın doğurdu"
  • 3:51 - 3:52
    Vay be!
  • 3:52 - 3:54
    Bu sağlam bir söz
  • 3:54 - 3:56
    ve doğru.
  • 3:56 - 3:58
    Peki, erkek karşıtı mı?
  • 3:58 - 3:59
    Sanmıyorum.
  • 3:59 - 4:04
    Bence bu, bizim topluma yaptığımız
    benzersiz ve değerli katkının tanınması.
  • 4:05 - 4:06
    Şans eseri,
  • 4:06 - 4:09
    The Red Pill belgeselini çekerken
  • 4:10 - 4:16
    bir video günlüğü tutmuştum ve
    fikirlerimdeki dönüşümü izleyebiliyorum.
  • 4:17 - 4:20
    O yıl yaptığım, 37 günlük kaydına bakınca
  • 4:21 - 4:23
    ortak bir tema olduğunu görüyorum.
  • 4:24 - 4:26
    Sık sık, bir erkek hakları savunucusunu
  • 4:26 - 4:28
    masum ve haklı bir konuya
    değinirken duyuyor
  • 4:28 - 4:30
    ama ben kafamda
  • 4:30 - 4:34
    açıklamalara ekleme yapıp, cinsiyetçi
    veya kadın karşıtı bir falso veriyordum
  • 4:34 - 4:37
    çünkü isteyip de söylemediği şeyin
    o olduğunu varsayıyordum.
  • 4:37 - 4:40
    Bu nasıl oluyor,
    iki örnek:
  • 4:40 - 4:43
    Bir erkek hakları savunucusu
    bana şunu söylüyor;
  • 4:44 - 4:47
    "ABD'de, aile içi şiddete
    uğrayan kadınlar için
  • 4:47 - 4:50
    2.000 den fazla sığınma evi var
  • 4:50 - 4:52
    fakat erkekler için sadece 1 tane.
  • 4:53 - 4:59
    Oysa birçok güvenilir araştırma, şiddete
    erkeklerin de eşit uğradığını gösteriyor."
  • 4:59 - 5:02
    Ben bu sözleri şöyle duyuyordum:
  • 5:03 - 5:05
    "Kadınlar için 2.000 sığınağa gerek yok.
  • 5:05 - 5:07
    Kötü muamele deyip hepsi yalan söylüyor.
  • 5:07 - 5:09
    Bu tam bir sahtekarlık."
  • 5:09 - 5:12
    Ama geriye dönüp
    kadın sığınma evlerinden bahseden
  • 5:12 - 5:14
    erkek hakları savunucularıyla yaptığım
  • 5:14 - 5:16
    bütün kayıtlara, yazılan bloglara
  • 5:16 - 5:18
    ve YouTube'daki bütün
    konuşmalara baktığımda;
  • 5:18 - 5:22
    kadın sığınma evlerinin
    desteği kesilsin demiyorlardı ki.
  • 5:22 - 5:23
    Böyle bir şey yok.
  • 5:23 - 5:26
    Tek söyledikleri şu:
    Erkekler de şiddete maruz kalabiliyor,
  • 5:26 - 5:30
    bakım ve merhameti hak ediyorlar.
  • 5:30 - 5:32
    İkinci örnek;
  • 5:32 - 5:35
    Bir erkek hakları savunucusu
    bana şunu söylüyor;
  • 5:36 - 5:42
    " Asılsız olarak bir kadına tecavüzle
    suçlanan erkeğe adalet nerede?
  • 5:42 - 5:45
    Adam bu suçlama yüzünden
  • 5:45 - 5:46
    üniversite bursunu kaybetti
  • 5:46 - 5:50
    ve silinmez bir tecavüzcü damgası yedi"
  • 5:52 - 5:54
    Bunu da şöyle duyuyordum:
  • 5:55 - 5:58
    "Bir kadının tecavüze uğraması
    çok da önemli değil"
  • 6:00 - 6:04
    Sanki bu sözlerdeki
    "asılsız olarak" kelimesini duymuyordum
  • 6:04 - 6:07
    Tek duyduğum şu; "Tecavüzle suçlanan."
  • 6:07 - 6:09
    Tabii ki tecavüz önemli bir sorun
  • 6:09 - 6:13
    ve görüştüğüm bütün erkek hakları
    savunucuları, kime yapılırsa yapılsın
  • 6:13 - 6:15
    bunun korkunç olduğunu düşünüyordu.
  • 6:16 - 6:18
    Sonunda ne söylediklerini kavradım.
  • 6:18 - 6:21
    Onlar cinsiyet eşitliği tartışmasına
    ekleme yapmak istiyordu.
  • 6:21 - 6:23
    Yapmadığı bir şeyle suçlanan
  • 6:23 - 6:26
    ve bu yüzden bursunu, işini
    hatta daha da kötüsü
  • 6:26 - 6:29
    çocuklarını kaybeden
  • 6:29 - 6:33
    iyi kalpli, onurlu bir adamın
    hakkını savunmak istiyorlardı.
  • 6:34 - 6:36
    (İç geçirme)
  • 6:37 - 6:40
    Değindikleri bu konuları
    inkar edemez hâle geldim,
  • 6:40 - 6:42
    bunlar gerçek sorunlardı.
  • 6:43 - 6:47
    Fakat düşmanla tamamen aynı
    fikirde olmaktan kaçmak için
  • 6:48 - 6:51
    onların sözlerine ekler yapmayı
    bırakıp, sorunu kabullenmeye
  • 6:51 - 6:57
    fakat bunun kadın sorunu olduğunu
    diretmeye başladım.
  • 6:57 - 7:00
    Bunu nasıl yaptığıma iki örnek:
  • 7:00 - 7:02
    Bir erkek hakları savunucusu şunu diyor;
  • 7:03 - 7:08
    "Çocuk velayeti davalarını erkekler
    çok büyük olasılıkla kaybeder."
  • 7:09 - 7:11
    Ona şu karşılığı veriyorum;
  • 7:12 - 7:15
    " Çünkü adaletsiz bir biçimde,
    kadının bakıcı ebeveyn olması bekleniyor.
  • 7:15 - 7:20
    Velayetin genelde kadına verilmesi,
    kadına karşı haksızlıktır"
  • 7:21 - 7:22
    Ya, evet!
  • 7:22 - 7:24
    (Kahkahalar)
  • 7:24 - 7:26
    Bu sözden gurur duymuyorum.
  • 7:26 - 7:27
    (Kahkahalar)
  • 7:28 - 7:30
    İkinci örnek;
  • 7:30 - 7:32
    Bir EHS şunu söylüyor;
  • 7:33 - 7:38
    " Bütün dünyada intihar edenlerin
    kabaca %78'i erkektir."
  • 7:40 - 7:42
    Ona da şu karşılığı veriyorum;
  • 7:42 - 7:46
    "Ama kadınlar daha fazla deniyor"
  • 7:46 - 7:47
    "Al bakalım!"
  • 7:47 - 7:49
    (Kahkahalar)
  • 7:49 - 7:50
    Hı?
  • 7:51 - 7:53
    Bu bir yarış değildi ki.
  • 7:53 - 7:55
    Ama ben işi yarışa döndürmüştüm.
  • 7:55 - 7:59
    Neden sadece erkeklerin
    sorunlarını dinleyip anlamıyor
  • 7:59 - 8:02
    erkek kurbanlara merhamet duymuyor
  • 8:02 - 8:08
    ve gerçek kurbanların kadınlar olduğu
    fırsatçılığına atlamakta inat ediyordum.
  • 8:10 - 8:15
    Yıllarca süren araştırmalar
    ve bulguları karşılaştırtırdıktan sonra
  • 8:15 - 8:18
    erkek hakları savunucuları
    bana şunu söylüyordu:
  • 8:19 - 8:23
    Burada çok büyük oranda
    veya sadece erkekleri etkileyen
  • 8:23 - 8:27
    bir çok insan hakları sorunu
    olduğu inkar edilemez.
  • 8:28 - 8:31
    Babalık sahtekârlığı
    sadece erkekleri etkiler,
  • 8:33 - 8:36
    ABD Zorunlu Askerlik Çağrısı
  • 8:36 - 8:38
    hâlâ sadece erkekleri etkiler.
  • 8:38 - 8:42
    İş kazası ölümleri;
    çok büyük oranda erkek.
  • 8:42 - 8:44
    Şavaşta ölenler; çok büyük oranda erkek.
  • 8:44 - 8:46
    İntihar; çok büyük oranda erkek.
  • 8:47 - 8:50
    Cezada eşitsizlik, ortalama ömür,
  • 8:50 - 8:52
    çocuk velayeti, çocuk nafakası
  • 8:52 - 8:55
    asılsız tecavüz suçlamaları
    mahkemelerdeki tarafgirlik
  • 8:55 - 8:57
    erkek düşmanlığı, başarısızlık arttı
  • 8:57 - 8:59
    erkek çocuklar eğitimde geriliyor,
  • 8:59 - 9:00
    evsizler, gazilerin sorunları,
  • 9:00 - 9:03
    erkek bebeklere genital sakatlama
  • 9:03 - 9:06
    hamile kalınınca seçim
    hakkı olmaması
  • 9:06 - 9:09
    aile içi şiddet mağduru erkek
    kurbanlara kaynak ayırmama,
  • 9:09 - 9:14
    yürek burkan, üzücü pek çok sorun var.
  • 9:14 - 9:15
    Ya sen bir kurbansın
  • 9:16 - 9:20
    ya da sevdiğin biri, başına bu
    sorunlardan biri gelmiş bir kurban.
  • 9:20 - 9:22
    Bunlar erkek sorunları.
  • 9:23 - 9:25
    Çoğu kişi erkeğin adını anmaz
  • 9:26 - 9:27
    çünkü şöyle düşünür;
  • 9:27 - 9:31
    "Erkekler zaten bütün haklara sahip,
    bütün güç ve ayrıcalık onlarda"
  • 9:31 - 9:34
    Ama bu sorunların varlığı kabul edilmeli.
  • 9:34 - 9:36
    Onlar bakımı, dikkati
  • 9:36 - 9:39
    ve çözüm için motivasyonu hak ediyor.
  • 9:42 - 9:47
    The Red Pill filmini çekmeden önce
    yaklaşık 10 yıldır bir feministtim
  • 9:47 - 9:50
    ve cinsiyet eşitliği konularında
    kendimi çok yetkin sanıyordum.
  • 9:51 - 9:55
    Ama erkek hakları savunucuları
    ile tanışınca
  • 9:55 - 9:58
    nihayet cinsiyet eşitliği denkleminin
    diğer tarafındakileri de
  • 9:58 - 10:00
    dikkate almaya başladım.
  • 10:01 - 10:03
    Söyledikleri her şeyi
    onaylıyorum anlamı çıkmasın.
  • 10:04 - 10:08
    Ama onları dinlemenin ve
    dünyayı onların gözünden görmenin,
  • 10:08 - 10:12
    çok değerli bir şey olduğunu anladım
  • 10:12 - 10:17
    ve keşke seyircilerime de
    onları dinletsem diye düşündüm.
  • 10:18 - 10:20
    Bu bir sıçrama tahtası olabilirdi
  • 10:20 - 10:22
    ve cinsiyet eşitliği konusunda
    daha yüksek bir
  • 10:22 - 10:24
    bilince ulaşabilirdik.
  • 10:25 - 10:28
    Böylece Ekim 2016'da,
  • 10:28 - 10:30
    film sinemalarda gösterime girdi
  • 10:30 - 10:34
    ve yığınla yazı, görüş ve eleştiri
    yağmaya başladı.
  • 10:34 - 10:40
    Ve ancak o zaman, medyanın
    cinsiyet siyaseti etrafında
  • 10:40 - 10:44
    nasıl bir grupçuluk fikri güttüğünü
    yaşayarak gördüm.
  • 10:45 - 10:48
    Zorlu bir ders aldım.
  • 10:49 - 10:54
    Düşmanı insan olarak görmeye başlarsan,
  • 10:55 - 11:00
    karşılığında kendi topluluğun
    seni şeytanlaştırabiliyor.
  • 11:02 - 11:04
    Bana yapılan şey de buydu.
  • 11:06 - 11:11
    Filmde ele alınan sorunları
    tartışmak yerine, bir çamur atma
  • 11:11 - 11:14
    kampanyasında hedef haline getirildim.
  • 11:15 - 11:20
    Filmi hiç izlememiş kişiler
    sinema girişinde protesto yapıyor,
  • 11:20 - 11:22
    bu kadınlara zararlı diye
    slogan atıyordu.
  • 11:23 - 11:25
    Kesinlikle zararlı değildi.
  • 11:26 - 11:29
    Ama onların kafa yapısını biliyordum.
  • 11:29 - 11:31
    Eğer bu filmi ben yapmasam
  • 11:31 - 11:34
    ve erkek hakları savunucularını
    anlatan bir belgesel yapılmış
  • 11:34 - 11:37
    ve bu filmde erkekler canavar gibi
    gösterilmiyor deseler,
  • 11:38 - 11:40
    ben de bu protestolara katılır,
  • 11:40 - 11:42
    en azından filmin yasaklanması
    için imza verirdim
  • 11:42 - 11:45
    çünkü bana bu adamların
    düşman olduğu öğretilmişti.
  • 11:46 - 11:50
    Bana erkek hakları savunucularının
    kadın eşitliğine karşı olduğu söylenirdi
  • 11:51 - 11:55
    ama tanıştığım bütün erkek hakları
    savunucuları kadın haklarını destekliyor
  • 11:56 - 11:58
    ve basit bir soru soruyorlardı:
  • 11:58 - 12:02
    "Erkek haklarını toplum
    neden umursamıyor?"
  • 12:05 - 12:09
    Yine de bütün bu süreçte karşılaştığım
    en büyük zorluk
  • 12:09 - 12:12
    filmimin protesto edilmesi değildi
  • 12:12 - 12:15
    ve ana akım medyanın bana
    karşı takındığı tavır da değildi ki
  • 12:15 - 12:19
    bazen çok iğrençleşmiş olsa bile.
  • 12:19 - 12:22
    Karşılaştığım en büyük zorluk
  • 12:23 - 12:27
    kendi ön yargılarımdan arınmaktı.
  • 12:29 - 12:33
    Görünen o ki, bu çekimleri yaparken
    kendi şeytanımla da tanışmıştım.
  • 12:34 - 12:38
    Bana doğru yaptığımı ve onların insanlık
  • 12:38 - 12:42
    dışı olduğunu söyleyen şey
    düpedüz kendi egomdu.
  • 12:44 - 12:49
    Artık bir feminist olmadığım sır değil
  • 12:50 - 12:55
    ama belirtmeliyim,
    anti-feminist de değilim,
  • 12:55 - 12:58
    bir erkek hakları savunucusu da değilim.
  • 12:58 - 13:00
    Kadın haklarını hâlâ destekliyorum
  • 13:01 - 13:04
    ve artık erkek haklarını da önemsiyorum.
  • 13:04 - 13:05
    Ancak,
  • 13:06 - 13:11
    şuna inanıyorum ki; eğer cinsiyet
    eşitliğini gerçekten tartışacaksak,
  • 13:11 - 13:14
    masaya bütün sesleri davet etmeliyiz.
  • 13:14 - 13:17
    Gelgelelim, şu anda bu yapılmıyor.
  • 13:17 - 13:19
    Erkek grupları sürekli iftiraya uğruyor,
  • 13:19 - 13:22
    yanlış bir biçimde
    nefret grupları olarak anılıyor
  • 13:22 - 13:24
    ve sesleri sistematik
    bir biçimde kısılıyor.
  • 13:25 - 13:28
    Bu iki hareketten biri
    bütün cevapları biliyor mu?
  • 13:28 - 13:29
    Hayır.
  • 13:29 - 13:32
    Ne erkek hakları savunucuları kusursuz
  • 13:32 - 13:34
    ne de feministler.
  • 13:35 - 13:38
    Ancak, eğer bir grup susturuluyorsa
  • 13:38 - 13:41
    bu hepimiz için bir sorundur.
  • 13:42 - 13:46
    Eğer birine veya genel anlamda
    topluma bir tavsiye vereceksem;
  • 13:47 - 13:51
    incinmeye hazır ruh hâlinden vazgeç
  • 13:52 - 13:57
    ve hakikaten, açık fikirle
    ve samimiyetle dinlemeye başla.
  • 13:58 - 14:00
    Bu bizim kendimizi ve
    diğer insanları daha iyi
  • 14:00 - 14:02
    anlamamızı ve birbirimize
  • 14:03 - 14:05
    merhamet hissetmemizi ve çözüm için
  • 14:05 - 14:08
    birlikte çalışmamızı sağlayacaktır,
  • 14:08 - 14:11
    çünkü hepimiz aynı gemideyiz.
  • 14:11 - 14:16
    Bunu yapmaya başladığımızda
    nihayet içten dışa doğru iyileşebiliriz.
  • 14:17 - 14:21
    Ama bu mutlaka dinlemekle başlamalı.
  • 14:21 - 14:23
    Dinlediğiniz için teşekkürler.
  • 14:23 - 14:25
    (Alkışlar)
  • 14:28 - 14:39
    (Tezahürat ve alkışlar)
Title:
Düşmanla tanışmak: bir feminist erkek hakları hareketi ile hesaplaşıyor | Cassie Jaye | TEDxMarin
Description:

Kökleşmiş varsayımları ile yüzleşen bir kadın, cinsiyet konusundaki kendi ön yargılarını tekrar gözden geçiriyor. Jaye Bird Productions firması tarafından kurulan The red Pill Cassie Jaye, o zamandan beri kendi içinde farklı görüşler barındıran bir dizi düşündürücü, eğlenceli ve saygı duyulan belgesel yaptı.
Jaye, karmaşık ve genelde tartışmalı konuları ele almasıyla bilinir. Onun son belgesel filmi The Red Pill dir. Jaye'in en dikkate değer belgeselleri ödül kazanan Daddy I Do ve Right to Love: An American Family'dir.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDxTalks
Duration:
14:48

Turkish subtitles

Revisions