< Return to Video

Film yapımını kazara nasıl değiştirdim

  • 0:01 - 0:02
    Bu haftasonu,
  • 0:02 - 0:05
    Amerika'dan on milyonlarca insan
  • 0:05 - 0:07
    ve dünyanın her yerinden
    on milyonlarca dahası
  • 0:07 - 0:10
    Columbus, Georgia'da;
    Cardiff, Galler'de;
  • 0:10 - 0:13
    Çongçing, Çin'de;
    Chennai, Hindistan'da
  • 0:13 - 0:15
    evlerinden ayrılıp
  • 0:15 - 0:18
    arabalarına ya da
    toplu taşımaya atlayacak
  • 0:18 - 0:21
    veya tabanvay gidip
  • 0:21 - 0:23
    bir odaya girecek
  • 0:23 - 0:25
    ve tanımadığı,
    belki de tanıdığı birinin
  • 0:26 - 0:27
    yanına oturacak,
  • 0:28 - 0:31
    ışıklar kararacak
    ve bir film izleyecekler.
  • 0:32 - 0:36
    Uzaylılar veya robotları
    veya uzaylı robotları
  • 0:36 - 0:39
    ya da sıradan insanları anlatan
    bir film izleyecekler.
  • 0:39 - 0:42
    Ama hepsi insan olmanın ne demek olduğunu
    anlatan filmler olacak.
  • 0:44 - 0:47
    Milyonlarcası şaşıracak ya da korkacak,
  • 0:47 - 0:50
    milyonlarcası gülecek
    ve milyonlarcası ağlayacak.
  • 0:51 - 0:52
    Sonra ışıklar yeniden açılacak
  • 0:53 - 0:56
    ve birkaç saat önceden tanıdıkları
    dünyaya geri dönecekler.
  • 0:56 - 0:58
    Milyonlarca insan dünyaya
  • 0:58 - 1:01
    içeri girmeden önce baktıklarından
    daha farklı bakacak.
  • 1:03 - 1:06
    Tapınağa, camiye, kiliseye
  • 1:06 - 1:08
    ya da herhangi bir
    dini kuruma gitmek gibi
  • 1:08 - 1:12
    sinemaya gitmek de birçok açıdan
    kutsal bir ritüel gibidir.
  • 1:12 - 1:15
    Her hafta tekrar ettiğimiz.
  • 1:16 - 1:18
    Bu hafta sonu orada olacağım,
  • 1:18 - 1:23
    tıpkı 1990-1996 yılları arası
    çoğu hafta sonu
  • 1:23 - 1:24
    Columbus, Georgia'da çocukluk evimin
  • 1:24 - 1:28
    8 km uzağındaki alışveriş merkezinin
    yanındaki salonda olduğum gibi.
  • 1:28 - 1:32
    İşin tuhaf yanı, o zamanla
    şu an arası bir yerde
  • 1:32 - 1:34
    bu filmlerin hangilerinin
    yapılacağına dair
  • 1:34 - 1:36
    fikirlerin bir kısmını değiştirdim.
  • 1:37 - 1:41
    Hikaye aslında 2005'te, Sunset Bulvarı'nda
    yüksekte bir ofiste başlıyor.
  • 1:41 - 1:43
    Leonardo DiCaprio'nun yapım şirketi,
  • 1:43 - 1:46
    Appian Way'de yapımcı asistanı
    olarak çalışıyorum.
  • 1:46 - 1:49
    Film endüstrisine aşina olmayanlara:
  • 1:49 - 1:53
    benden daha çok tanıyacağınız,
    kamera önü ve arkasındaki insanlar için
  • 1:53 - 1:56
    filmi yapan insanın arkasındaki
  • 1:56 - 1:59
    birkaç insandan biriydim.
  • 1:59 - 2:03
    Esasen, film yapımının
    yaratıcı boyutuna dahil
  • 2:03 - 2:05
    sıradan işleri yapan
    yardımcı film yapımcısısın.
  • 2:06 - 2:08
    Yapmak istediğin film için
    doğru olabilecek yazarların,
  • 2:08 - 2:11
    yönetmenlerin ve oyuncuların
    listesini yapıyorsun;
  • 2:11 - 2:14
    birçoğuyla ve onların
    temsilcileriyle buluşuyor,
  • 2:14 - 2:16
    ilerisi için yalakalık yapıyorsun.
  • 2:16 - 2:18
    Okuyorsun, hem de çok.
  • 2:19 - 2:21
    Film olabilecek kitaplar okuyorsun,
  • 2:21 - 2:23
    film olabilecek çizgi romanlar okuyorsun,
  • 2:23 - 2:25
    film olabilecek makaleler okuyorsun,
  • 2:25 - 2:27
    film olabilecek senaryolar okuyorsun.
  • 2:28 - 2:31
    Romanların, çizgi romanların,
    makalelerin uyarlamalarını
  • 2:31 - 2:33
    ve üzerinde çalıştığın senaryoları
  • 2:33 - 2:36
    yeniden yazabilecek yazarların
    senaryolarını okuyorsun.
  • 2:36 - 2:39
    Hepsini, yeni büyük şeyi
    veya seni ve şirketini
  • 2:39 - 2:41
    yeni büyük olay yapacak
    bir şey çıkarabilecek
  • 2:41 - 2:44
    yeni büyük yazarı bulma
    umuduyla yapıyorsun.
  • 2:45 - 2:50
    2005'te, Leonardo'nun yapım şirketinde
    yapımcı asistanıydım.
  • 2:50 - 2:53
    Bir senaristin menajeri aradı,
  • 2:53 - 2:57
    konuşma hemen hemen
    hepsinin başladığı gibi başladı:
  • 2:57 - 2:59
    "Leo'nun yeni filmini buldum."
  • 3:00 - 3:03
    Müşterisinin yazdığı filmde,
  • 3:03 - 3:05
    Leo, bir petrol endüstrisi
    lobicisini oynuyor.
  • 3:05 - 3:08
    Meteorolog kız arkadaşı,
    işi küresel ısınmaya sebep olduğu için
  • 3:08 - 3:10
    onu ayrılmakla tehdit ediyor.
  • 3:11 - 3:13
    İşin bu raddeye varmasının sebebi
  • 3:13 - 3:16
    Atlas Okyanusu'nda,
    Maine'den Myrtle Sahili'ne kadar
  • 3:16 - 3:20
    Maria'daki gibi zarar verme tehlikesi olan
    bir kasırganın oluşması.
  • 3:20 - 3:22
    Leo, yaklaşan ayrılığın üzüntüsüyle
  • 3:22 - 3:24
    kasırga hakkında biraz araştırma yapıyor
  • 3:24 - 3:26
    ve Atlas Okyanusu boyunca giderken
  • 3:26 - 3:29
    uzun zamandır sönük
    fakat şimdi aktif olan,
  • 3:29 - 3:32
    merkezine toksik kül püskürtecek
    bir volkandan geçeceğini
  • 3:32 - 3:35
    ve bunun muhtemelen dünyayı
    yok edecek bir kimyasal silaha
  • 3:35 - 3:36
    dönüşeceğini fark ediyor.
  • 3:36 - 3:37
    (Kahkaha)
  • 3:38 - 3:42
    O sırada, ona sordum:
  • 3:42 - 3:45
    Şimdi bana sunduğun,
    "Leo insanlığı yok edecek
  • 3:45 - 3:46
    zehirli kasırgaya karşı" mı?
  • 3:47 - 3:49
    Şöyle cevap verdi:
  • 3:49 - 3:51
    "Öyle söyleyince çok saçma duruyor."
  • 3:52 - 3:55
    Utanarak söylüyorum,
    adama senaryoyu yollattım
  • 3:55 - 3:58
    ve düşündüğüm kadar kötü olduğundan
    emin olana kadar 30 sayfa okudum.
  • 3:59 - 4:02
    Şimdi, "Süperkasırga",
    elbette uçuk bir örnek
  • 4:02 - 4:04
    ama alışılmamış da değil.
  • 4:04 - 4:08
    Maalesef, çoğu senaryoyu göz ardı etmek
    bunun kadar kolay olmuyor.
  • 4:08 - 4:11
    Mesela, sürpriz bir hamilelikle
    karşı karşıya kalınca
  • 4:11 - 4:13
    doğmamış çocuğu için
    sıradışı bir karar alan
  • 4:13 - 4:16
    liseli genci anlatan bir komedi.
  • 4:17 - 4:18
    Elbette ki bu "Juno."
  • 4:18 - 4:20
    Dünya çapında 230 milyon gişe hasılatı,
  • 4:20 - 4:22
    dört Oscar adaylığı, bir ödül.
  • 4:23 - 4:26
    Peki ya, "Kim Milyoner Olmak İster?"in
  • 4:26 - 4:28
    Hindistan uyarlamasında yarışmak isteyen
  • 4:28 - 4:30
    kenar mahallede büyümüş Mumbai genci?
  • 4:30 - 4:33
    Kolay bir tane--
    "Milyoner."
  • 4:33 - 4:35
    Dünya çapında 377 milyon,
  • 4:35 - 4:37
    10 Oscar adaylığı ve 8 ödül.
  • 4:37 - 4:39
    Bir şempanze, efsane pop sanatçısı,
  • 4:39 - 4:42
    Michael Jackson'la yaşamını anlatıyor.
  • 4:43 - 4:44
    Kim bilecek?
  • 4:44 - 4:45
    (Kahkaha)
  • 4:45 - 4:46
    Tuzak soru.
  • 4:46 - 4:48
    Ama "Bubbles" adlı bir senaryo.
  • 4:48 - 4:50
    "Thor:Ragnarok" yönetmeni
  • 4:50 - 4:52
    Taika Waititi tarafından yönetilecek.
  • 4:52 - 4:55
    Yani, yapımcı asistanı olarak
    işinin büyük bir kısmı
  • 4:55 - 4:58
    "Süper Kasırga"ları "Milyoner"lerden
  • 4:58 - 5:02
    ve biraz daha genelde
    "Süper Kasırga"yı yazan yazarları
  • 5:02 - 5:04
    "Milyoner"i yazabilenlerden ayırmak.
  • 5:05 - 5:08
    Bunu yapmanın en kolay yolu,
    tabii ki, bütün senaryoları okumak.
  • 5:08 - 5:10
    Ama açıkçası bu imkansız.
  • 5:11 - 5:14
    Amerika Senaristler Birliği,
    her yıl, göz kararı
  • 5:14 - 5:16
    50.000 kadar yeni materyal kaydediyor.
  • 5:16 - 5:18
    Bunların çoğu senaryo.
  • 5:18 - 5:22
    Makul bir tahminle,
    bunlar arasından 5.000 kadarı
  • 5:22 - 5:25
    ajanslar, yönetim şirketleri,
    senaryo yapısı gibi
  • 5:25 - 5:27
    çeşitli filtrelerden geçebiliyor
  • 5:27 - 5:29
    ve yapım şirketindeki
    ya da büyük bir stüdyodaki
  • 5:29 - 5:31
    biri tarafından okunuyor.
  • 5:31 - 5:33
    Onlar da bunların büyük stüdyolar
    veya alt markalarının
  • 5:33 - 5:37
    piyasaya sürdüğü 300'den fazla filmden
    biri olup olamayacağına
  • 5:37 - 5:38
    karar vermeye çalışıyor.
  • 5:38 - 5:40
    Daha önce bunu
  • 5:40 - 5:43
    üyelere özel bir kitapçıya
    girmeye benzetmiştim.
  • 5:43 - 5:46
    Bütün stok rastgele düzenlenmiş
  • 5:46 - 5:49
    ve her kitap aynı, belirsiz kapağa sahip.
  • 5:49 - 5:51
    İşin, o kitapçıya girip
  • 5:51 - 5:55
    en iyi ve en kârlı kitabı
    bulmadan çıkmamak.
  • 5:55 - 5:58
    Anarşist ve şen bir monotonluk.
  • 5:59 - 6:02
    Herkesin bu problemleri
    ele alma yöntemi farklı.
  • 6:02 - 6:04
    Yani, çoğu büyük ajanslara bel bağlıyor
  • 6:04 - 6:07
    ve eğer dünyada büyük bir yetenek varsa
  • 6:07 - 6:09
    öncelikle bu ajanslara girmeyi engelleyen
  • 6:09 - 6:12
    yapısal engellere bakmaksızın
  • 6:12 - 6:14
    yolunun ajanslarla kesiştiğini varsayıyor.
  • 6:14 - 6:17
    Diğerleri, neyi okuyup
    neyin iyi olduğuna dair
  • 6:17 - 6:19
    aralarında sürekli
    fikir alışverişi yapıp
  • 6:19 - 6:22
    gruplarının en iyi, en çok bağlantısı olan
  • 6:22 - 6:24
    ve en güzel zevki olan grup
    olduğunu umuyor.
  • 6:24 - 6:27
    Başkaları her şeyi okumaya çalışıyor
    ama tabii ki, bu imkansız.
  • 6:28 - 6:30
    Yılda 500 senaryo okuyorsanız,
  • 6:30 - 6:31
    epey okuyorsunuz.
  • 6:31 - 6:35
    Bu da var olan senaryoların
    çok küçük bir yüzdesi.
  • 6:35 - 6:37
    Bu, özünde triyaj.
  • 6:37 - 6:40
    Triyajdayken, neyin tutup
    neyin tutmayacağı konusunda
  • 6:40 - 6:43
    genel inanışa yöneliyorsunuz.
  • 6:43 - 6:47
    Mesela üremenin gerçekleriyle baş eden,
    genç bir kadın hakkındaki
  • 6:47 - 6:48
    komedinin satmayacağına.
  • 6:49 - 6:53
    Hintli bir gencin hikayesinin iç pazarda
    ya da Hindistan dışında
  • 6:53 - 6:55
    hiçbir yerde tutmayacağına.
  • 6:55 - 6:59
    Tutan filmlerin tek kaynağının
  • 6:59 - 7:02
    Hollywood'da yaşama
    ve çalışmanın yolunu çoktan bulmuş,
  • 7:02 - 7:05
    en iyi şekilde temsil edilen,
  • 7:05 - 7:08
    dar hikaye çemberleri olan
    dar yazar grupları olduğuna.
  • 7:08 - 7:12
    Bir nebze de utanarak söylüyorum,
    2005'te ben de bu noktadaydım.
  • 7:13 - 7:15
    Sunset Bulvarı'nın üstündeki
    o ofiste oturup
  • 7:15 - 7:18
    o mecazi, isimsiz kitapçıya bakıyordum
  • 7:18 - 7:21
    ve aylardır kötü senaryolardan başka
    hiçbir şey okumamıştım.
  • 7:22 - 7:24
    Buradan iki anlamdan biri çıkabilirdi.
  • 7:24 - 7:27
    Ya, A: İşimde pek iyi değildim,
  • 7:27 - 7:29
    ki görünürde işim iyi senaryo bulmaktı,
  • 7:29 - 7:33
    ya da B: işin kendisi
    kötü senaryo okumaktı.
  • 7:33 - 7:35
    Öyleyse, annemin hukuk fakültesine
  • 7:35 - 7:38
    giriş sınavı puanımın
    hâlâ geçerli olup olmadığını sorduğu
  • 7:38 - 7:41
    haftalık aramalarını
    daha çok umursamalıydım.
  • 7:41 - 7:42
    Ayrıca, iki haftalığına
  • 7:42 - 7:43
    tatile çıkacağımı da biliyordum.
  • 7:43 - 7:47
    Kötü senaryolar okumak
    işiniz iken ne kadar kötüyse
  • 7:47 - 7:49
    tatildeyken çok daha ıstıraplı.
  • 7:49 - 7:51
    Bir şeyler yapmak zorundaydım.
  • 7:51 - 7:53
    Bir gece geç saatte, ofisimde
  • 7:53 - 7:56
    birlikte yiyip içtiğim
    benimkine benzer işleri olan herkesin
  • 7:57 - 8:00
    listesini yaptım ve
    onlara isimsiz bir mail attım.
  • 8:00 - 8:02
    Çok basit bir istekte bulundum.
  • 8:02 - 8:05
    Bana şu üç kritere uyan, sevdiğin
  • 8:05 - 8:07
    en fazla 10 senaryo gönder.
  • 8:07 - 8:09
    Bir: Senaryoyu seviyorsun.
  • 8:09 - 8:12
    İki: Senaryonun film hali
    takvim yılının sonunda
  • 8:12 - 8:13
    gösterime girmeyecek.
  • 8:13 - 8:16
    Üç: Senaryoyu bu sene buldun.
  • 8:18 - 8:21
    Bu yeni gişe bombası olacak senaryolar
    için bir arayış değildi.
  • 8:21 - 8:24
    Akademi Ödülü'nü kazanacak senaryolar
    için bir arayış değildi.
  • 8:24 - 8:27
    Patronlarının sevdiği,
    stüdyolarının yapmak istediği
  • 8:27 - 8:29
    senaryolar olmak zorunda değildi.
  • 8:29 - 8:32
    Sadece, insanların fikirlerini
    söyleyebilmeleri için
  • 8:32 - 8:33
    bir fırsattı;
  • 8:33 - 8:36
    ki bu, dünyada az rastlanan bir fırsat.
  • 8:36 - 8:40
    İsimsiz attığım maile
    75 kişiden çoğu cevap verdi.
  • 8:40 - 8:43
    Sonra iki düzine insan daha
    bu isimsiz e-posta adresine
  • 8:43 - 8:45
    katılmak için mail attı.
  • 8:45 - 8:48
    Ama gerçekten iddia ettikleri işe
    sahip olduklarını doğruladım.
  • 8:48 - 8:51
    Sonra oyları bir tabloya sıraladım,
  • 8:51 - 8:53
    özet tablo çıkardım,
    PowerPoint'e aktardım.
  • 8:53 - 8:55
    Tatile çıkmadan önceki gece
  • 8:55 - 8:57
    üzerine biraz yıkıcı bir isim yapıştırıp
  • 8:57 - 8:59
    oy veren herkese
  • 8:59 - 9:00
    isimsiz adresten yolladım.
  • 9:00 - 9:02
    Kara Liste.
  • 9:02 - 9:05
    1940'lar ve 50'lerin
    anti-komünist histerisinde
  • 9:05 - 9:07
    kariyerinden olanlara bir övgü
  • 9:07 - 9:09
    ve siyahın negatif bir çağrışım olduğu
  • 9:09 - 9:12
    düşüncesinin bilinçli bir terse çevrimi.
  • 9:13 - 9:15
    Meksika'ya vardıktan sonra
    havuz kenarına sandalye çekip
  • 9:15 - 9:18
    senaryoları okumaya başladım.
    Şaşırarak ve sevinerek
  • 9:18 - 9:20
    çoğunun gayet iyi olduğunu fark ettim.
  • 9:20 - 9:22
    Görev tamamlandı.
  • 9:22 - 9:24
    Tahmin etmediğim ve edemeyeceğim
  • 9:24 - 9:26
    sonrasında olanlardı.
  • 9:27 - 9:29
    Tatilimin ilk haftasından sonra
  • 9:29 - 9:32
    e-postalarımı kontrol etmek için
    otelin iş merkezine uğradım.
  • 9:32 - 9:34
    Nihayetinde, iPhone öncesi
    bir dönemdeydik.
  • 9:34 - 9:38
    İsimsiz yarattığım bu listenin
  • 9:38 - 9:40
    bana, kişisel mail adresimden
  • 9:40 - 9:42
    birçok kez iletildiğini gördüm.
  • 9:42 - 9:46
    Herkes, diğerlerinin sevdiğini söylediği,
    sonra kendilerinin de okuyup sevdiği
  • 9:46 - 9:48
    bu senaryoların listesini paylaşıyordu.
  • 9:48 - 9:51
    İlk tepkimi burada söyleyemem
  • 9:51 - 9:54
    ama korku olarak tarif edeceğim.
  • 9:54 - 9:56
    İnsanlara senaryolar hakkında
    anket yapma fikri
  • 9:56 - 9:59
    elbette yeni veya
    dahice bir fikir değildi.
  • 9:59 - 10:02
    Hollywood'un, insanları
    bunu yapmaktan uzak tutacak,
  • 10:02 - 10:04
    benim de kariyerimin başında olduğum için
  • 10:04 - 10:08
    anlayamayacak kadar saf olduğum
    bir sessizlik yemini olmalıydı mutlaka.
  • 10:09 - 10:11
    Kovulacağımdan emindim.
  • 10:11 - 10:12
    O gün karar verdim.
  • 10:12 - 10:15
    A: Yaptığımı kimseye söylemeyecektim.
  • 10:15 - 10:17
    B: Bunu bir daha asla yapmayacaktım.
  • 10:19 - 10:22
    Altı ay sonra, daha da garip bir şey oldu.
  • 10:22 - 10:24
    Sunset'te, ofisimdeydim
  • 10:24 - 10:27
    ve başka bir yazarın menajerinden
    bir telefon geldi.
  • 10:27 - 10:31
    Konuşma, "Süper Kasırga" hakkındaki
    konuşmaya benzer başladı.
  • 10:31 - 10:33
    "Leo'nun yeni filmi elimde."
  • 10:33 - 10:35
    İlginç olan kısım burası değil.
  • 10:35 - 10:37
    İlginç olan konuşmanın bitimiydi.
  • 10:37 - 10:41
    Çünkü menajer bana dedi ki,
    alıntı veriyorum,
  • 10:42 - 10:45
    "Kimseye söyleme ama
    sağlam bir kaynaktan bu senaryonun
  • 10:45 - 10:49
    gelecek senenin Kara Liste'sinde
    bir numara olacağını duydum."
  • 10:49 - 10:51
    (Kahkaha)
  • 10:51 - 10:52
    Evet.
  • 10:53 - 10:55
    Dilim tutuldu desem yeridir.
  • 10:55 - 10:59
    Bu menajer, isimsiz oluşturup
    bir daha yapmamaya karar verdiğim
  • 10:59 - 11:01
    Kara Liste'yi kullanarak
  • 11:01 - 11:03
    bana müşterisini satmaya çalışıyordu.
  • 11:03 - 11:05
    Sevilen senaryoların listesine
  • 11:05 - 11:09
    dahil olma ihtimaline dayanarak senaryonun
    değerini göstermeye çalışıyordu.
  • 11:10 - 11:13
    Konuşmanın sonunda ofisimde
    oturup pencereden bakarken
  • 11:13 - 11:16
    şok ve sersemlik arasında
    gidip geliyordum.
  • 11:16 - 11:19
    Sonra yarattığım bu şeyin
    sadece tatilde okumam için
  • 11:19 - 11:20
    iyi senaryo bulmaktan
  • 11:20 - 11:23
    çok daha kıymetli olduğunu fark ettim.
  • 11:23 - 11:25
    Bu yüzden ertesi yıl tekrar yaptım.
  • 11:25 - 11:28
    LA Times bunu başlatanın
    ben olduğunu ortaya çıkardı.
  • 11:28 - 11:30
    Ondan sonraki yıl da.
  • 11:30 - 11:33
    Sonraki yıl da.
    2005'ten beri her yıl yapıyorum.
  • 11:33 - 11:35
    Büyüleyici sonuçlar çıktı.
  • 11:35 - 11:39
    Çünkü özürsüz yalan söylemesi hariç,
    menajer haklıydı.
  • 11:39 - 11:43
    Liste birçok insana
    senaryonun değerini
  • 11:43 - 11:45
    ve harika bir senaryonun
  • 11:45 - 11:48
    birçoğunun düşündüğünden
    daha kıymetli olduğunu kanıtlıyordu.
  • 11:48 - 11:50
    Süratle, listede senaryoları olan yazarlar
  • 11:50 - 11:52
    iş almaya başladı,
  • 11:52 - 11:54
    senaryolar çekilmeye başlandı
  • 11:54 - 11:55
    ve çekilen senaryolar genelde
  • 11:55 - 11:58
    neyin tutup tutmadığına dair varsayımları
  • 11:58 - 12:00
    çiğneyen senaryolardı.
  • 12:00 - 12:03
    "Juno" ve "Küçük Gün Işığım"
  • 12:03 - 12:06
    "Kraliçe", "Zoraki Kral",
  • 12:06 - 12:07
    "Spotlight" gibi filmler.
  • 12:07 - 12:09
    "Milyoner" de.
  • 12:09 - 12:12
    Hatta Michael Jackson'ın şempanzesi
    hakkında yapılacak bir film.
  • 12:14 - 12:17
    Şimdi, burada bir durup
    bu filmlerin hiçbirinin başarısında
  • 12:17 - 12:20
    kendime pay çıkaramayacağımı söylemenin
    önemli olduğunu düşünüyorum.
  • 12:20 - 12:24
    Bunları ben yazmadım, ben yönetmedim,
    yapımcısı ya da ışıkçısı değildim.
  • 12:24 - 12:26
    Yemek servisi yapmadım--
  • 12:26 - 12:28
    Ki ne kadar önemli olduğunu biliyoruz.
  • 12:28 - 12:31
    O filmlerin, o başarının övünme hakkı
  • 12:31 - 12:33
    filmleri yapanlara ait.
  • 12:33 - 12:36
    Ben insanların
    onlara bakış açısını değiştirdim.
  • 12:36 - 12:40
    Kazara, genel inanışın
    doğru olup olmadığını sordum.
  • 12:41 - 12:44
    Elbette, o listede Kara Liste olmadan da
  • 12:44 - 12:45
    yapılacak filmler vardı,
  • 12:45 - 12:48
    ama kesinlikle yapılmayacak
    epey film vardı.
  • 12:48 - 12:51
    En azından, birçoğunun
    yapılmasını kolaylaştırdık
  • 12:51 - 12:52
    ve bence bu kayda değer.
  • 12:52 - 12:55
    2005'te başlamasından bu yana
  • 12:55 - 12:57
    Kara Liste'de 1.000 kadar senaryo var.
  • 12:57 - 12:59
    Yaklaşık 325'inin filmi çekildi.
  • 13:00 - 13:03
    300 Akademi Ödülü'ne aday oldular,
  • 13:03 - 13:04
    50'sini kazandılar.
  • 13:05 - 13:09
    Son 9 En İyi Film Ödülü'nün dördü
    Kara Liste'den filmlere gitti
  • 13:09 - 13:13
    ve son 20 senaryo Oscar'ının 10'unu
    Kara Liste'den senaryolar aldı.
  • 13:13 - 13:15
    Topyekün, dünya çapında gişelerde
  • 13:15 - 13:17
    25 milyar dolar kazandılar.
  • 13:17 - 13:19
    Bu da demek oluyor ki
    yüz milyonlarca insan
  • 13:19 - 13:22
    evden çıkıp
    tanımadığı birinin yanına oturup
  • 13:22 - 13:25
    ışıklar karardığında bu filmleri izledi.
  • 13:26 - 13:29
    DVD, internet yayını ve dürüst olalım,
    korsan indirme gibi
  • 13:29 - 13:32
    sinema salonları dışındaki
    alanlardan bahsetmiyorum bile.
  • 13:32 - 13:36
    5 yıl önce bugün, 15 Ekim'de
  • 13:36 - 13:39
    iş ortağım ve ben
    senaryo yazma yeteneğinin
  • 13:39 - 13:43
    bulmayı beklediğimiz yerde
    olmadığına karar kıldık
  • 13:44 - 13:47
    ve dünya üzerinde,
    İngilizce senaryo yazmış herkesin
  • 13:47 - 13:49
    senaryosunu yükleyebildiği,
    kritik alabildiği
  • 13:49 - 13:51
    film endüstrisindeki binlerce profesyonele
  • 13:51 - 13:53
    sunabildiği bir web sitesi açtık.
  • 13:53 - 13:56
    Memnuniyetle söylüyorum,
    beş yıl içerisinde
  • 13:56 - 13:58
    bu tezi büyük ölçüde kanıtladık.
  • 13:58 - 14:00
    Dünyanın her yerinden yüzlerce senarist
    kendini temsil etti
  • 14:00 - 14:03
    eserini seçenek haline getirdi
    ya da sattı.
  • 14:03 - 14:06
    Son üç yılda 7 tanesi
    filmlerini bile yaptırdı.
  • 14:06 - 14:07
    Buna "Nightingale" de dahil.
  • 14:07 - 14:10
    Bir savaş gazisinin
    psikolojik çöküşünün hikayesi.
  • 14:10 - 14:13
    Filmin 90 dakikalık süresi boyunca
    ekranda yalnızca
  • 14:13 - 14:15
    David Oyelowo'nun yüzü var.
  • 14:15 - 14:18
    Bir Altın Küre ve iki Emmy'e aday oldu.
  • 14:18 - 14:21
    Ayrıca güzel olan bir şey,
    sitede keşfedilen
  • 14:21 - 14:23
    bir düzineden fazla senarist
  • 14:23 - 14:25
    bu senenin yıllık listesine alındı.
  • 14:25 - 14:27
    Buna son bir numaralı
    üç senaristin ikisi de dahil.
  • 14:27 - 14:31
    Kısacası, senaristlik marifetiyle
    alakalı genel inanış,
  • 14:31 - 14:35
    nerede olduğu ve nerede bulunabileceği,
  • 14:35 - 14:36
    yanlıştı.
  • 14:36 - 14:39
    Bu kayda değer,
    çünkü az önce bahsettiğim gibi
  • 14:39 - 14:43
    çekilecek filmlerin bulunması
    ve bunların çekilmesi triyajında
  • 14:43 - 14:45
    genen inanışa epey bel bağlanıyor.
  • 14:46 - 14:48
    Bu genel inanış
  • 14:48 - 14:50
    belki, yalnızca belki
  • 14:50 - 14:53
    büyük sonuçları olacak
    yanlışlar doğurabilir.
  • 14:54 - 14:56
    Siyahi insanlar hakkındaki filmler
    ülke dışında satmaz.
  • 14:57 - 14:59
    Kadın odaklı aksiyon filmleri tutmaz,
  • 14:59 - 15:03
    zira kadınlar kendini erkeklerde görebilir
    ama erkekler kendini kadınlarda göremez.
  • 15:04 - 15:07
    Kimse 40'ını geçmiş kadınlar hakkında
    filmler görmek istemez.
  • 15:07 - 15:11
    Ekrandaki kahramanlarımızın,
    geleneksel varsaydığımız
  • 15:11 - 15:13
    dar bir güzellik algısına
    uyması gerekir.
  • 15:14 - 15:17
    Işıklar sönüp bu görüntüler
    10 metre yüksekten yansıtıldığında
  • 15:17 - 15:19
    Columbus, Georgia'daki
  • 15:19 - 15:21
    benim gibi görünen bir oğlana
    bu ne ifade eder?
  • 15:21 - 15:24
    Ya da Galler, Cardiff'teki
    Müslüman bir kıza?
  • 15:24 - 15:26
    Ya Chennai'daki gay bir çocuğa?
  • 15:26 - 15:29
    Kendimizi nasıl gördüğümüz,
    dünyayı nasıl gördüğümüz
  • 15:29 - 15:32
    ve dünyanın bizi nasıl gördüğü
    konusunda ne ifade eder?
  • 15:35 - 15:38
    Oldukça tuhaf bir devir yaşıyoruz.
  • 15:38 - 15:42
    Bence, genellikle hepimiz
    sabit bir triyaj hali içinde yaşıyoruz.
  • 15:42 - 15:45
    Çok fazla bilgi var,
  • 15:45 - 15:47
    başa çıkılacak çok fazla şey var.
  • 15:47 - 15:50
    Böylece çoğunlukla
    genel inanışa yöneliyoruz.
  • 15:51 - 15:55
    Bence kendimize sürekli bu genel inanışın
  • 15:55 - 16:00
    ne kadarının bilgelikten yoksun
    gelenek olduğunu sormamız önemli.
  • 16:00 - 16:02
    Hem de ne pahasına?
  • 16:02 - 16:03
    Teşekkürler.
  • 16:03 - 16:07
    (Alkış)
Title:
Film yapımını kazara nasıl değiştirdim
Speaker:
Franklin Leonard
Description:

Hollywood ekranda hangi hikayelerin anlatılacağını nasıl belirliyor? Çoğu zaman, gişede nelerin satacağına dair dar bir ortak fikirler dizisiyle. Franklin Leonard, bir yapımcı olarak bir sürü harika senaryonun bu kalıba uymadığı için çekilmediğini gördü. Böylece Kara Liste'yi başlattı. En sevdiği senaryoları paylaşıp 'Bu filmleri neden çekmiyoruz?' sorusunu sorduğu isimsiz bir maille. Film endüstrisinin içinden enteresan bir bakış açısıyla en sevdiğiniz filmlerden bazılarının ortaya çıkış hikayesini öğrenin.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
16:20

Turkish subtitles

Revisions