-
Merhaba, biz Foil, Arms ve Hog'uz
-
ve bu 2020'de en çok beğendiğimiz 10 skecimiz.
-
Sizin tarafınızdan en çok beğenilen 10 skeç değil.
-
-Müthiş yıl.
- Bu listeyi izlenme sayısına göre yapmadık.
-
Hayır
-
çünkü sanatçılar biziz.
-
Hadi ama.
-
Buna inanmıyoruz.
-
Hayır, biz sanata inanıyoruz.
-
- Biraz inanıyor gibiyiz.
- ve izlenme sayısına da inanıyoruz.
-
İzlenme sayısına inanıyoruz.
-
Her neyse, burada gerçekten beğendiğimiz 10 skeç var
-
ve sırasıyla favorimize ulaşacağız.
-
Pekala, ilk skeç:
-
Odalar Parti Veriyor
-
Biz telefondan izleyeceğiz.
-
Bu büyük bütçeli bir şey değil.
-
Arka plana bakın.
-
İşte başlıyoruz.
-
Merhaba Oturma Odası!
-
Mutfak!
-
İlk gelen sensin.
-
Evet iyi...
-
Uzaktan gelmedim.
-
Yolda Koridor'u gördün mü?
-
Evet, insanların paltolarını alıyordu.
-
Harika.
-
Kazan Dairesi: Merhaba, parti burada mı?
-
Koridor: Evet öyle. Paltonuzu alabilir miyim?
-
Hayır, hayır, böyle iyi.
-
Paltonuzu almak isterim.
-
Hayır gerçekten...
-
Lütfen paltonuzu alabilir miyim?
-
Almana gerek yok.
-
Paltonuzu almama izin verin.
-
Paltom çıkmıyor!
-
Bira da aldım.
-
Bodrum şarap getiriyor ve
-
Tavan Arası dekorasyonla ilgileniyor.
-
Eski aile fotoğraflarını getirmediği sürece.
-
Geçen sefer hepimizi sıktı.
-
Yatak Odası şu paltoları alabilir misin?
-
Ne?
-
Hayır, hayır, hadi ama neden?
-
Neden partilerde başıma bu geliyor?
-
Parti verdiğimizi mi duydum?
-
Misafir Odası?
-
Bu adamı yılda bir defa filan görüyorum.
-
Biliyorum.
-
Bir bira ister miydin?
-
Lütfen, bir şeri alayım.
-
Güzel gözlük.
-
Pahalı mı?
-
Sahip olduğum her şey pahalı.
-
Yerken veya içerken yanıma gelmeyin.
-
Leke istemiyorum.
-
Bodrum: Senin altındayım, değil mi?
-
Peki...
-
Sayılır.
-
Vay.
-
İçki? İçki isteyen var mı?
-
Vay!
-
Onlar düğün hediyesiydi.
-
Waterford Crystal markalı.
-
Onlar kullanılmak için değil.
-
Şık giyinmişsin (veya iyi fırçalamışsın).
-
Teşekkürler.
-
Duş aldın mı? (veya duşun var mı?)
-
Hayır, asla duş almam. (veya hiç duşum olmadı).
-
Üst kattaki banyoyu düşünüyorsun.
-
Kiler: Ufak atıştırmalık isteyen var mı?
-
Çalışma Odası: Biraz sessiz olabilir miyiz beyler?
-
"Çalışmaya çalışıyorum."
-
Evet.
-
Bahçe: Sana söyleyeyim.
-
Buraya uygun değiliz.
-
Kulübe: Hayır.
-
Dışarıdakiler (veya dışlanmışlar).
-
Biz her zaman dışarıdakiler (dışlanmışlar) olacağız.
-
Yihhu!
-
Banyo kafayı bulmuş (veya tıkanmış).
-
(Sarhoş sesleri)
-
Üst kattaki Banyo da kafayı bulmuş.
-
Aynı oda, farklı hikaye (veya farklı kat).
-
Merhaba.
-
Oyun Odası: Tavan Arası.
-
Çok ilginç bulduğum bir şeyi gösterebilir miyim?
-
Oo hayır...
-
Hayır, gerçekten.
-
Bu 1975'ten.
-
Tanrım, bu kitabı yıllardır görmemiştim.
-
Onu ister misin?
-
Hayır, hayır. Çöpe atabilirsin.
-
Pekala.
-
Onu saklayabilirim.
-
Merhaba.
-
Kusura bakmayın.
-
Sadece merak ediyordum...
-
Odaların birkaçı soğuk.
-
Isıtmayı açabileceğinizi düşünüyor musunuz?
-
Kusura bakma dostum.
-
Mesaim bitti.
-
Merdiven!
-
Merdiven!
-
Merdiven yukarı çıkıyor!
-
Affedersiniz?
-
Merdiven yukarı çıkıyor!
-
Affedersiniz!
-
Merhaba Yatak Odası.
-
Nasıl gidiyor?
-
Ben Komşunun
-
Yatak Odası'yım
-
ve uyumaya çalışan
-
küçük bir çocuğum var.
-
Üzgünüm, daha sessiz oluruz. Tamam mı?
-
Çalışma Odası??
-
Beni çok şaşırttın.
-
Oo...
-
Sadece birkaç sessiz içki.
-
Sessiz mi? Bu kontrolden çıkmış.
-
Banyo sarhoş,
-
Kış Bahçesi Odası düzgün yürüyemiyor,
-
Kiler kafayı bulmuş
-
ve Yatak Odası sızmış.
-
Doğru millet, bu, partinin sonu.
-
Bo....
-
Ama ben bütün gece ayakta kalmak istiyorum.
-
Herkes
-
odasına gitsin!
-
Merhaba
-
Kırmızı şarap kadifeden nasıl çıkar
-
biliyor musun?
-
Başım...
-
büyük dertte.
-
Doomdah!
-
Yorumlardan şunu hatırlıyorum.
-
İnsanlar misafir odasının ne olduğunu bilmiyordu.
-
Evet.
-
Gerçekten mi?
-
Evet.
-
Evet.
-
Oturma odasından
-
bir çift kapıyla ayrılıp kilitlenen
-
oda o. Belki de İrlanda'da
-
daha yaygındı.
-
Bir yılın sonundan gelecek yıl sonuna kadar kimsenin girmesine izin verilmezdi.
-
Evet, ama aynı zamanda kırsal bir şeydi.
-
Ninenin köyüne gidersin
-
ve yılda bir sefer kullanılan bir odası hep vardır.
-
İçinde en iyi eşyalar durur.
-
Sandalyelerde
-
maun sandalyeler gibi olurdu.
-
Dik ve yastık kaplı.
-
Bilirsiniz büyük yuvarlak yastık.
-
Herkes rahatsızdır, sanki
-
bir şey kırarlar diye.
-
Koltuk naylon kaplıdır ve tüm bu caz...
-
Evet, evet ve bir sürü tabak
-
biblolar ve süs eşyaları.
-
2020'de diğer insanlarla birlikte yaptığımız
-
bir skecimizin olmasını
-
biraz tuhaf buldum.
-
Yapmak için iyi bir sebep bu.
-
Yazın diğer insanlarla etkileşim
-
kurabildiğiniz bir dönem
-
olmuştu.
-
Kısıtlamalar daha azdı, evet.
-
Üç kişilik erkek skeç grubunun iki aktörü daha
-
getirme şansı bulduğu gerçeği hoşuma gitti.
-
İki erkek daha getirdiler, hayır, hayır.
-
Harika değil çocuklar.
-
Harika değil, ama yine de burada.
-
Ülkeler Diğer Ülkelerin Hangi Ülke Olduğunu Tahmin Ediyor
-
Pekala, bunu başınıza yapıştırın
-
bakmadan
-
ve sonra kim olduğunuzu tahmin edin.
-
Herkes bir tane aldı mı?
-
Hıhı.
-
Aye.
-
Merci.
-
Iıı...İngiltere
-
neden ilk sen başlamıyorsun?
-
Tamam.
-
Immm.
-
İngilizce konuşabiliyor muyum?
-
Evet.
-
İyi başlangıç.
-
Kriket oynuyor muyum?
-
Evet.
-
Evet.
-
Çay büyük bir şey mi?
-
Evet.
-
Bir sürü köri yiyor muyum?
-
Evet, hadi hadi buldun.
-
Kolay, ben İngiltere'yim.
-
Gerçekten mi?
-
Hayır.
-
Ne?
-
Bu adamın nesi var?
-
Pekala, Amerika sıra sende.
-
Büyük bir turist bölgesi miyim?
-
Evet.
-
Tamam.
-
Eyfel Kulesi mi var?
-
Evet.
-
Buldum, biliyorum.
-
Ben Vegas'ım.
-
Hayır.
-
Pekala başka kim olabilirim ki?
-
Tamam, benim sıram.
-
Avrupa'da mıyım?
-
Evet.
-
Pahalı bir ülke miyim?
-
Evet.
-
Tarafsız bir ülke miyim?
-
Evet.
-
Biraz vergi cenneti sayılır mıyım?
-
Evet.
-
Ben, İsviçre'yim.
-
Hayır.
-
Ne?
-
İsviçre olmalıyım.
-
Vergi cenneti...
-
Evet.
-
Zengin bir ülke miyim?
-
Evet.
-
Dünya üzerinde çok
-
etkim var mı?
-
Evet.
-
İşlerin başında
-
aptalca bir şapka takan adam mı var?
-
Evet.
-
Ooo buldu.
-
Ben, Vatikan'ım.
-
Hı?
-
Hayır mı?
-
Iıı... Devam edelim.
-
Afrika'da mıyım?
-
Evet.
-
Büyük bir ülke miyim?
-
Evet.
-
Sömürgeci bir gücün baskısı altında mıydım?
-
Evet.
-
Doğal kaynaklarımı yağmaladılar mı?
-
Evet.
-
Sınırlarım, kalem ve cetvel ile mi çizildi?
-
Evet.
-
Bu çok zor.
-
Sadece devam et.
-
Herhangi bir ülke olabilir.
-
Yaklaşıyorsun.
-
Fransızca konuşuyor muyum?
-
Evet.
-
Burada yakın zamanda askeri darbe oldu mu?
-
Evet.
-
Bu, seçenekleri hiç daraltmıyor.
-
Orta Doğu'da mıyım?
-
Evet.
-
Amerika mıyım?
-
Adil.
-
Tamam.
-
Tekrar benim sıram, hadi.
-
Oo belki de toparlamalıyız?
-
Hayır, oynamaya devam etmek istiyorum.
-
Bence biraz geç oluyor?
-
Hayır, hayır, bırakın tekrar oynayayım.
-
Bunun hakkında, içimde güzel bir his var.
-
Bunu bileceğiz (ele geçireceğiz).
-
Uzun zamandır oynuyoruz.
-
Ben bilene kadar durmayacağız.
-
Bence, burada bir karışıklık olmuş.
-
Biri onu buzdolabından mı çıkardı?
-
Tamam.
-
Pekala...
-
Soğuğum.
-
Beyazım.
-
Antarktika mıyım?
-
Evet, o olduğunu farz edelim.
-
Süt al mı?
-
Ne?
-
Doomdah
-
(Gülme)
-
Bu sonu seviyorum.
-
Kostümleri uygun hale getirmek
-
için çok uğraştığımızı hatırlıyorum.
-
Demek istediğim
-
giydiğim Fransız kostümü gibi.
-
Soğanlı Fransız kostümü.
-
Karara vardığımızda
-
ve sen böylesin, böylesin.
-
Olduğumuz şey bu. Bu komedi.
-
Yaptığımız şey bu.
-
(Gülme)
-
Altına işiyordun.
-
Gülmeyi kesemiyordum; çünkü kötüydü.
-
Sanki 15 yaşındaymışsınız da
-
bir Fransız'ı giydirmeniz gerektiği söylenmiş gibi.
-
Soğan dizisi gibi...
-
Şöyleydin: Lütfen bana soğan dizisinin
-
ötesinde olduğumuzu söyle.
-
Çok klişe.
-
Çok düşük taban.
-
Çok düşük yüz.
-
Ama bunu yapmak zorundaydık
-
seyircinin, konuşanın bir Fransız olduğunu
-
daha çabuk anlaması için.
-
Evet, biliyorum.
-
Çünkü başında Amerika etiketi var
-
bu yüzden çabuk yapmalısınız.
-
Geçenlerde Almanya'dan bir şikayet geldi.
-
Lütfen Alman karakterlerinize lederhosen
-
giydirmeyi bırakır mısınız
-
bu cidden sinir bozucu dediler.
-
(Gülme)
-
Kimse lederhosen giymiyor dediler.
-
Ben de şöyleydim:
-
Almanya'ya ilk gittiğimde
-
lederhosen giyen insanlar gördüm.
-
Bir saniyeliğine bunu kenara koyalım.
-
Modern bir Alman gibi
-
giydiremez misiniz tıpkı
-
işadamı veya işkadını gibi dediler.
-
Ne?
-
Yani takım elbise giymiş birisi olarak mı dedim.
-
Bu çok yardımcı olur.
-
Aa onun Alman olduğunu biliyorum, kravatından anladım.
-
Evet.
-
Sıradaki bir eser.
-
Fikir senin şiir okumandan çıktı.
-
Evet, bir şarkı haline geldi.
-
Bunun bir şarkı olarak daha iyi olacağını düşündük.
-
Evet.
-
Yüksek sesle okuyamayacak
-
olmamız garip geldi.
-
Müthiş bir şiirdi
-
ama şiir olarak komik değildi.
-
Şiir gibi şiirdi.
-
Evet, evet.
-
Bilirsiniz
-
ilginçti.
-
Harika fikirdi.
-
Ve biz.
-
Evet.
-
Tek sorun, şarkıları yapmak
-
çok vaktimizi alırdı
-
ama bu şarkıyı birkaç günde yapmak için
-
kendimize meydan okuduk.
-
Gerçekten zordu.
-
İlk kez davul çaldım.
-
Evet.
-
İşte başlıyoruz.
-
İsmini söylemek ister misin?
-
Evet: Karantina Neden Bitmek Zorundaydı?
-
İzlerken yeniden terliyordum.
-
Beni tekrar oraya götürdü.
-
Evet.
-
Bence iyi bir iş çıkardın.
-
Tuşların üzerinde ben de aynıydım.
-
Sadece konsantre oluyordum.
-
Aaah
-
Terliyordum.
-
Yeniden terliyordum.
-
Benimki en kolay işti.
-
Hayır değildi; çünkü gerçekten hızlı yaptık
-
ve tüm o sözleri öğrenmen gerekti.
-
Yani normalde her skeçte yaptığımız gibi.
-
- Evet.
- Evet öyleydi.
-
Davulları çaldıktan sonra...
-
Hadi canım, en kolay gösteriyi yaptım.
-
Önde durup
-
pardon şu davulları
-
temizleyebilir misiniz lütfen diyerek.
-
(Gülme)
-
Kaydetmeyi bıraktığımızda
-
tempo arttı
-
muhtemelen çok yüksekti.
-
Sonuçta geriye bakıldığında
-
bence bir tempo şiiri gibi
-
bir şey olarak daha iyi işledi.
-
Seslendirilmiş eser.
-
Ama hala karantinadaydık
-
bence işin önemi bu.
-
Bu fikirle sonraki skece
-
geçmek için hazırlık yapabiliriz.
-
Burada ne yaptığını anladım patron.
-
Teşekkürler.
-
Büyük hayranınım.
-
Tüm gösterilerine geldim.
-
(Gülme)
-
Keşke bu adamla aynı sahnede
-
olduğum için para ödesem.
-
Aslında tüm gösterilerde yoktun.
-
Biri hariç hepsine geldin.
-
Armagh.. Marketplace Armagh'taki.
-
Sadece ben ve Hog vardık.
-
Yıllar önce bir gösteriyi kendi başımıza yapmamız gerekti.
-
10 yıl kadar önceydi, Arms gelemedi
-
ve bu çok zor oldu.
-
Üç rolü
-
iki kişinin oynaması
-
müthiş olmadı.
-
Evet.
-
İyi iş çıkardığınızı düşünmüştüm.
-
- İyiydik.
- İyiydik.
-
Tanrı'ya şükür, sadece iyiymişsiniz
-
eğer daha iyi olsaydınız, ben riskli durumda olurdum.
-
Hayır, daha iyi olduğumuz tek zaman
-
Anne Flanagan ve Oisin karakterlerini bulduğumuz zamandı.
-
(Gülme)
-
Ve sonra sen kendine Barry'yi yazıp onlara dahil oldun.
-
(Gülme)
-
Tamam. Üzgünüm.
-
Sıradaki skeç.
-
Karantinadan skece geliyordun.
-
Evet.
-
Karanti skecinin gerçek bir örneği.
-
İzleyeceğimiz
-
Hastalıkların Toplantısı.
-
Diğer Hastalıklar Kızgın.
-
Sanırım birkaç ismi vardı
-
ama Diğer Hastalıklar Kızgın adı üzerinde uzlaşmıştık
-
ve tabii karantinanın en başındaydık.
-
Yani hepimiz bu hastalığın aslında ne olduğunu biliyorduk.
-
Bu doğru.
-
Bunu söylememe gerek yoktu
-
çok barizdi.
-
YouTube'den izliyoruz
-
bu yüzden biraz zaman verin.
-
Reklamsız versiyonu için ödeme yapmadık.
-
Evet.
-
Kanser: Bu acil durum toplantısına geldiğiniz için hepinize teşekkürler.
-
Nezle: Ee
-
o nerede?
-
Pekala Nezle
-
sanırım o gelmeyecek.
-
İnanılmaz!
-
Benim işimi kesintiye uğratıyor.
-
Mevsimsel Grip: Hepimizin işini kesintiye uğratıyor.
-
Onun yüzünden insanlar ellerini daha sık yıkıyor
-
kapı kollarına dokunmuyorlar.
-
Benim sayılarım azaldı.
-
Çok
-
azaldı!
-
Mevsimsel Grip haklı.
-
Açgözlülük yapıyor.
-
Çok ses yapıyor.
-
Hepimizi iyileştirecek.
-
Kontrolden çıktı
-
ve bedelini biz ödeyeceğiz.
-
Eğer karantina yakında kaldırılmazsa
-
hepimiz mahvolacağız.
-
Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar: Gece kulüplerini ne zaman açacaklar?
-
Koli Basili: Ve restoranlar?
-
Bademcik İltihabı: Ergen diskolarını bile kapattılar.
-
İdrar Yolları Enfeksiyonu: Şu Alexander Fleming hıyarından
-
daha fazla zarar verecek.
-
Tekrar prezervatif salgını olmuş gibi.
-
Bununla ilgili ne yapmamı istiyorsunuz?
-
O şimdi çok büyük.
-
Dokunulamaz.
-
İsa aşkına ben Kanser'im
-
ama benim telefonlarımı açmıyor.
-
Ya sen SARS?
-
Sen onu tanıyorsun.
-
Ne?
-
Hayır tanımıyorum.
-
Siz akraba değil misiniz?
-
Öyle değil
-
uzaktan bir kuzen gibi
-
en iyi ihtimalle.
-
Yıllar önce Noel'de görüşmüştük
-
ama onu tanımak?
-
Onunla takılmıyorum.
-
Olimpiyatlar benim büyük günüm olacaktı.
-
Hepimiz için öyle olacaktı.
-
Kızamık: Ve Avrupa Şampiyonası.
-
Tüm aileyi getirecektim.
-
En azından senin hala Aşı-karşıtları buluşman var.
-
Karantinadan beri Tinder ve Grindr'de
-
bizim sayılarımız düştü.
-
İnsan dokunuşuna ihtiyacım var.
-
Uçuk: Senin de benim de dostum.
-
Bakın
-
tek bir çözüm var.
-
Gitmeli.
-
Bekle, bu biraz aşırı.
-
Asla aramızdan birinden kurtulmadık.
-
Deri Veremi: Kusura bakma; ama bu ne biliyor musun?
-
Kıskançlık.
-
Bunu sadece tüm hidroksiklorokinleri o aldığı için söylüyorsun.
-
Nasıl cüret edersin?
-
Akne: Çocuklar!
-
Bence hepimiz sakinleşmek için bir saniye durmalıyız.
-
AKNE?
-
Burada ne halt ediyorsun?
-
İş deneyimi kazanmak için burada.
-
Pekala konudan uzaklaşıyoruz.
-
Onunla konuşursak belki mantıklı davranır.
-
Hiçbirimizi dinlemez.
-
Evet
-
ama bahse girerim onu dinlerdi.
-
O yüzlerce yıldır görülmüyor.
-
Zika Virüsü: Pardon, ben görece yeniyim. Söz ettiğimiz nedir?
-
Birçok adı var.
-
Veba.
-
Taun.
-
Kara Ölüm.
-
75 milyon diye duydum.
-
Ben 100 milyon diye duydum.
-
Lütfen, o zamanlar aşılar bile yoktu.
-
Kolaydı.
-
Hadi ona bir mektup yazalım.
-
İyi fikir.
-
Tamam. Sayın Bay Veba.
-
Çok resmi.
-
Sayın Veba.
-
İlk adı ne?
-
Brendan?
-
Ben Bubonik olduğunu düşünmüştüm?
-
O göbek adı.
-
Kara Ölüm denilmesini tercih ediyor.
-
Hayır, bundan nefret ediyor.
-
Çocuklar, çocuklar, bekleyin...
-
Bazı kısıtlamaları kaldırıyorlar.
-
Öyle mi? Neyi?
-
Ahhh
-
Sadece kreşleri açıyorlar.
-
Ahhh lanet olsun.
-
Faydasız.
-
B*ktan.
-
Suçiçeği: Evet!!
-
Suçiçeği!
-
Doomdah!
-
Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar kostümümü sevdiğimi söylemeliyim.
-
Evet, harikaydı.
-
İyiydi. Küçük ince bir bıyık
-
ve Limerick'teki bir
-
hayır kurumu mağazasından aldığım
-
çiçek desenli blazer.
-
5 euro ya filan almış olmalıyım.
-
Onlar aman Tanrım bunu
-
kimin alacağını merak ediyorduk dediler.
-
Ben hoş bir tişörtle
-
muhtemelen iyi görüneceğini düşündüm
-
ama tişörtsüz, çok kalitesiz görünüyor.
-
Tamam, listeye dönüyoruz.
-
Bu, Hayır Kurumu Dükkanı Mankenleri.
-
Merhaba, sen yeni manken olmalısın.
-
Neler oluyor?
-
Tüm bu ıvır zıvır nedir?
-
DVD oynatıcılar?
-
Patenler?
-
Ansiklopediler? Neredeyim ben?
-
Bir hayır kurumu mağazasındasın.
-
Tanrım hayır.
-
Hayır, korkunç bir hata olmalı.
-
Burada olmamam gerekir.
-
Oo bu gömlek.
-
Bu berbat.
-
Bence oldukça hoş görünüyor.
-
İkinci el.
-
Biz vintage veya önceden sevilmiş
-
demeyi tercih ediyoruz.
-
Bakamıyorum.
-
Bakamıyorum.
-
Ayaklarımda ne var?
-
Parlak yeşil Crocs.
-
Ahhhhh......
-
Croc-dibine
-
vurdum.
-
Bu Raphael.
-
Rapheal kim?
-
Yolun karşısındaki Louis Vuitton'un mankeni.
-
Hardal balıkçı yaka ve bordo pantolon giyen.
-
Beni böyle görmesine izin veremem, bakıyor mu?
-
Bakıyor mu?
-
Buna cevap veremem. Bir yüzü yok.
-
Ah bu insanlar.
-
Onlara bak.
-
Bana bakıyorlar.
-
Bize bakmaları gerekiyor zaten.
-
Hayır, bana bakış tarzları.
-
Takip edemiyorum.
-
Eskiden bana özlemle, hayalle
-
arzuyla dolu olarak bakarlardı.
-
Şimdi bana bakıyorlar...
-
Oo... Tanrım.
-
Beni karşılayabileceklerini bilerek bakıyorlar.
-
Biz kaybedenlerle burada mahsur kaldığın için üzgünüm.
-
Bunu kastetmiyorum.
-
Hayır, hayır. Ben anladım.
-
Buraya gelip hepimizi aşağı gören
-
atılmış başka bir lüks moda şeyisin.
-
Öyle değil.
-
Gucci veya Prada'yı iyi göstermek kolaydır.
-
Sırtında topluiğne varken her şey üzerine uyar.
-
Çiçekli gömlek, Wellingtonlar ve baretle
-
iyi görünmeyi dene.
-
Modellik budur.
-
Üzgünüm.
-
Bahse girerim gecelik ve kramponların üzerinde
-
reflektörlü ceket giymek zorunda kalmışsındır, değil mi?
-
Hayır kalmadım.
-
Evet, zor bir iştir.
-
Ama modellik işi bu.
-
Anneciğim?
-
Anneciğim?
-
Ben annen değilim; sadece el ele tutuşuyoruz.
-
Nereye gidiyoruz?
-
Hiçbir yere. Sadece seni yürüyormuşsun gibi yerleştirdiler.
-
Bu adam pantolon giymiyor.
-
Ne?
-
Onu henüz tamamen giydirmediler.
-
Tümseğini görebiliyorum.
-
İşaret etmek kabalıktır.
-
Elimden bir şey gelmez biliyorsun.
-
Bak üzgünüm. Onların hiçbirini söylememeliydim.
-
Ben sadece...
-
Pekala ben...
-
Korkuyorum.
-
Buraya ilk geldiğimde ben de korkmuştum.
-
İç çamaşırı mankeniydim
-
ama gönderildim.
-
Görünen o ki vücut şeklim kadınlar için gerçekçi değilmiş.
-
İç organlara hiç yer olmadığını söylediler
-
ama ikinci bir şansım oldu.
-
Buradaki her şeyin ikinci bir şansı var.
-
Kıyafetler, elektronikler...
-
Ronan Keating CDleri.
-
Hatta mankenler.
-
Vay.
-
Şimdi Martin geliyor.
-
Formayla
-
trençkotla ve tenis raketiyle.
-
Tanrım hayır.
-
Şikayet etmeyi bırakmanı istiyorum.
-
Dik dur
-
ve o sopayı k*çından çıkar.
-
Pekala, bunu
-
yapacağım!
-
Oo!
-
Yardım edin!
-
Yardım?
-
Mecazi anlamda demek istedim.
-
Nasıl...
-
Doomdah!
-
Şimdi karantinaya
-
geri dönüyoruz.
-
Telefondan skeç çekmek zorunda kaldığımız zamana.
-
Doğru, işte burada.
-
Adı: Karantinada Katolik Günah Çıkarması.
-
Günah işlediğim için beni affet peder. Bu benim ilk online günah çıkarmam.
-
Evladım.
-
Oo... Şimdi ee...
-
Kameranı açmaman gerekirdi.
-
Yüzünü görmemeliyim.
-
Kusura bakmayın peder.
-
Bunu daha önce yapmadım.
-
Ben de öyle.
-
Evden çalışıyorum.
-
Eğreti günah çıkarma kabinini mazur gör.
-
Bence harika görünüyor.
-
Aslında sadece
-
bir süzgeç ve ekmek tahtası.
-
Böyle.
-
Pekala. Günahlarını duyayım.
-
Evet peder. Ben boş durdum?
-
Boş?
-
Evet. Evet peder. Fransızca öğreneceğimi, daha çok
-
kitap okuyacağımı ve yemek yapmayı öğreneceğimi söylemiştim
-
ama tek yaptığım TikTok'lar paylaşıp
-
The Tiger King'i izlemek ve kilo almak oluyor.
-
Bu zamanlarda kendimize müsaade etmek önemli.
-
Sıkıntılı zamanlardayız.
-
Ben kendim de boş durdum.
-
Bu hafta sadece iki tane canlı yayın ayini yaptım
-
ve The Tiger King'i ben de izledim.
-
Evet.
-
Ayrıca çok içiyorum.
-
Diğer insanlarla birlikte mi?
-
Hayır, tek başıma.
-
Oo sosyalleşmediğin sürece iyi.
-
Ama aşırı içmek günah değil mi?
-
Teknik olarak evet. Sanırım evet. Evet.
-
Hail Mary duasını iki kere oku.
-
Sadece iki kere mi?
-
Daha fazla olacağını düşünmüştüm.
-
Sosyal mesafeye katkıda bulunmak için
-
insanların günahlarını online çıkarmalarını teşvik ediyoruz.
-
Bu yüzden günahlara kesilen cezalarda %50 azaltmaya gidildi.
-
Sadece içki de değil peder.
-
Öyle mi?
-
Evli bir kadınla ilişki yaşadım.
-
Ne?
-
Üzgünüm peder.
-
Başka evlerde başka insanla buluşmaman gerekiyor biliyorsun.
-
Kadına bulaştırabilirdin
-
veya adama
-
veya çocuklara veya başka bir şeye.
-
Hayır, sadece mesajlaydı. Mesajlaşıyorduk.
-
Tanrı'ya şükür.
-
O zaman, bir kere Our Father duası.
-
Sadece bir mi?
-
Bu %50 azaltmayla bile oldukça cömert.
-
Tüm bu pandemi şeyiyle birlikte
-
zina 7. sınıf günah haline geldi.
-
1. sınıf nedir?
-
Ev partileri
-
beşe bir futbol
-
gereksiz yolculuklar böyle şeyler.
-
Aslında bugüne çok uygun olan 16. yüzyıl
-
doktrinine geri döndük.
-
Öpüşmek ve el ele tutuşmak
-
sonsuz lanetle cezalandırılır.
-
Tamam.
-
Son olarak peder, en kötü günahı işledim.
-
Nedir o?
-
Birini öldürdüm.
-
Birini mi
-
öldürdün?
-
Evet, bu kötü.
-
Öyle.
-
Biliyorum peder; ama bunu güvenli bir mesafeden yaptım.
-
Ne?
-
Arabadan ateş ettim.
-
Aracı terk etmedim bile yemin ederim.
-
Arabadan ateş açma mı?
-
Bence teknik olarak gerekli bir yolculuk olarak düşünülebilir; çünkü...
-
gitmesi gerekiyordu.
-
Bak, öylece dolaşıp insanları öldüremezsin.
-
Ama maske taktım.
-
Önemli değil.
-
Eldiven giyiyordum.
-
Bak...
-
Hemen sonra ellerimi yıkadım.
-
Cinayet bir günahtır. Bu kadar.
-
Şimdi yetkililere gitmek bana düşmez.
-
Bunu ben yapamam.
-
Günah çıkarma kutsaldır
-
ama en azından bunu düşünmen konusunda ısrar ediyorum...
-
Oo Yüce İsa, şimdi...
-
Ee...
-
Buna inanmayacaksın ama
-
sanırım bunu canlı yayınlıyorum.
-
Buradaki her şeyi.
-
Kilise cemaatinden epeyce insan bunu izliyor.
-
Oo.
-
Evet.
-
Bağışlanabilir bir hataydı peder.
-
Mahkemelerin cezalarda indirim yapıp yapmadığını biliyor musunuz?
-
Yaptıklarını sanmıyorum.
-
Evet.
-
Tamam.
-
Tanrı yine de korusun.
-
Aslında rahip kıyafeti giymiş Anne Flanagan bu.
-
(Gülme)
-
Harika bir rahip sesin var.
-
Evet.
-
Harika bir rahip sesi bu.
-
Aynı zamanda harika bir rahip yüzü de.
-
Merhaba, ben bir rahibim.
-
Oldukça masum.
-
Eğlenceli bir skeç bu.
-
Karantinayla çok çok
-
ilgili bir skeçten
-
karantinadan hemen önce yaptığımız, o zamanki
-
gündeme uygun bir skece geçiyoruz.
-
Sonra gündeme uygunluğu kayboldu.
-
Aynen böyle gitti.
-
Bu: Brexit Şarkısı.
-
Herkese çok teşekkürler, teşekkürler.
-
Çok iyisiniz.
-
Sıradaki şarkıyı
-
denizin karşısındaki dostlarımız için yazdık.
-
Brexit'te hayal kırıklığına uğradılar.
-
Uğradılar.
-
Konu uzadıkça ve durmaksızın tartışıldıkça.
-
Uzun süredir.
-
Bu yüzden biz İrlandalılar zorunda hissettik.
-
Hissettik.
-
Basit bir gerçeği açıklamayı.
-
İngilizlerin bunu nasıl göremediğini anlayamıyoruz
-
tüm kolonyal geçmişlerinden sonra.
-
Tarihlerinde besbelli olan tek şeyi:
-
Bir birlikten ayrılmak zordur.
-
Bir birlikten ayrılmak zordur dostlar.
-
Bu doğru.
-
Bunu kendi küçük ülkemizden bilmiyor muyuz?
-
Kesinlikle öyle biliyoruz.
-
İrlanda'da yüzlerce yıl denedik.
-
Hatta ülkemizin bir parçasını geride bıraktık.
-
Bu yüzden İngilizlerin neden şaşırdığını anlayamıyoruz.
-
Bir birlikten ayrılmak zordur.
-
Hindistan'dan ne haber dostlar?
-
Ah onlarınki çetindi.
-
200 yıllık işgalden sonra
-
Britanyalılar nihayet çekildiğinde
-
Mahatma Gandhi'ye sorulduğunda demişti ki:
-
"Bu hayatın inkar edilemez gerçeklerinden biridir":
-
O da bir birlikten kurtulmanın zor olduğudur.
-
Peki ya Avustralya ve Yeni Zelanda'daki dostlar?
-
Oo Avustralyalılar?
-
Binlerce mil uzaktalar.
-
Hala paralarının üzerinde kraliçe var.
-
Olmalıydı...
-
Krokodil Dun...
-
deeeeeee....
-
Ama bir birlikten ayrılmak zordur.
-
Mısırlılar da var.
-
Tabii, bu hala devam ediyor.
-
100 yıllık bağımsızlıktan sonra
-
ıvır zıvırları hala British Museum'da.
-
Tutankamon'un torunu bile...
-
onu görmek için para ödemek zorunda.
-
Çünkü bir birlikten ayrılmak zordur.
-
Ama dürüst olmak gerekirse sadece bu ülkeler yok.
-
Oo hayır.
-
Botsvana
-
Bahreyn
-
Katar
-
Nauru
-
Yeni Zelanda
-
Nijerya
-
Pakistan da.
-
Saint Kitts ve Nevis
-
Seyşeller
-
Filistin
-
Sri Lanka
-
ve Malta
-
Hepsi vakit aldı.
-
Myanmar
-
Mauritius
-
Lesotho
-
Kuveyt
-
Kenya
-
Ürdün
-
Irak beklemeleri gerekti.
-
Guyana
-
Grenada
-
Fiji and Sudan
-
Jamaika
-
Malavi
-
plan yapmaları asırlar sürdü.
-
Daha çok var Johnny
-
onu hızlandırman gerekiyor.
-
Brunei, Belize
-
Barbados, Bahamalar
-
Kanada, Kıbrıs
-
Dominika, Tonga
-
Güney Afrika, Solomon Adaları
-
Uganda
-
Malezya, Libya
-
Kiribati ve Gana
-
Gambiya, Yemen
-
Tanzanya, Tuvalu
-
Zambiya, Zimbabve
-
Maldivler, Vanuatu
-
Trinidad ve Tobago
-
Svaziland ve Saint Lucia
-
BAE, ABD
-
Antigua ve Barbuda
-
Afganistan
-
St Vincents
-
ve Grenadinler.
-
Evet...
-
Bir birlikten ayrılmak zordur.
-
Oo ne liste ama çocuklar.
-
Tanrı'ya Vikipedi için şükürler olsun.
-
Tin whistle solosu!
-
İşte böyle!
-
Bu yüzden söylediğimizde inanın
-
nasıl hissettiğinizi bildiğimizi
-
bir anlaşmaya varmaya çalıştığımız yılların ardından
-
tıpkı Avrupa Parlamentosu'nun yavaş yavaş gösterdiği gibi.
-
Ah bu birlikten ayrılma işini çok zorlaştıracağız.
-
Biliyoruz, bu bizim kavgamız değil
-
ve ayrılın veya kalın
-
umurumuzda değil
-
ancak bu konu her gece haberlerimizi mahvediyor.
-
Niçin dostlar?
-
Çünkü...
-
Bir birlikten ayrılmak zordur.
-
Evet!
-
Doomdah!
-
Doomdah!
-
Orijinali, hadi ülkeleri ayıralım gibiydi, biliyorsunuz
-
gerçekten hızlı şekilde veya
-
hepsini aynı anda yaparak.
-
Zaman yüzünden biz onu öğrenemedik
-
çünkü yazdığın bir şeyi
-
hatırlamak her zaman daha kolaydır
-
doğruyu söylemek gerekirse.
-
Ama muhtemelen biz buna yeterince çalışmadık.
-
Başka bir şey yapıyordum.
-
Yeni gösteriyi yazmaya gelirken
-
her gün bisiklet sürüyordum.
-
Brunei... Belize..Barbados... Bahamas...
-
Trafikte böyleydim.
-
(Geçen kamyonlar)
-
Sonra şöyle oldu:
-
"Tin whistle solo nasıl gidiyor?"
-
Onu öğrenmedim dedim.
-
Ne yapacaksın dediler.
-
Çalıyormuş gibi yapacağım dedim.
-
Tamam.
-
Komik görünüyordu.
-
Öyle değil mi? İyi.
-
Harikaydı.
-
Tin whistleyi öğrenmem gerekmedi.
-
Ama sonra videoda bunu yapmak istememiştin.
-
Biz daha bunun videoda daha eğlenceli
-
olacağını söyledik
-
çünkü videodan bunu
-
öğrenmen gerektiği görünüyor.
-
Daha kötü göründü.
-
Harika göründü. Bayıldım.
-
Özellikle bodhrán
-
çaldığımdan dolayı.
-
Bodhránı ben çalıyordum, sonra kovuldum.
-
(Gülme)
-
Dört gösteriden sonra bodhrándan kovuldum.
-
(Gülme)
-
Sıradaki skecin
-
değerinin pek bilinmediğini düşündük.
-
Bizce oldukça eğlenceliydi.
-
Bazıları şöyleydi ooo.
-
Bazıları komik buldu.
-
Düşündüğümüz kadar çok kişi komik bulmadı.
-
Bence bunun sebebi insanların
-
kendi şartlarına benzer gelmemesidir
-
çünkü ülkelerinde kış yok.
-
Ekvatorda?
-
Evet, çok soğuk havaları olmuyor
-
ya da sıcak havaya katlanamayıp kışı seviyorlar.
-
Her neyse, bu Kışla Röportaj.
-
Öğle sohbetine hoş geldiniz.
-
Bugünkü ilk konuğumuz, medyada
-
insafsızca davranılan, toplum
-
tarafından çok uzun süredir yanlış temsil edilen
-
Kış
-
Geldiğin için teşekkürler.
-
Beni ağırladığınız için teşekkür ederim.
-
Senin ve yılın bu zamanı hakkında her zaman bir tartışma var.
-
Evet, internette bir sürü berbat yorum var.
-
Bunların birçoğu
-
oldukça incitici.
-
"Kıştan nefret ediyorum."
-
Evet.
-
"Bu berbat."
-
"Game of Thrones'un 7. sezonundan
-
sonraki en kötü mevsim."
-
Evet, bu sadece buzdağının görünen kısmı.
-
Canınızı sıkıyor, anlıyorsunuz ya?
-
Ama bununla savaşıyorsun ve bugün buraya
-
yeni kitabından bahsetmek için geldin.
-
Evet.
-
Adı "Kışı Sevmek için 10 Neden".
-
Bir seri ipucundan oluşuyor. Umuyorum ki
-
insanların benim hakkımda ne düşündüğünü değiştirir.
-
Elbette, sadece insanların kışla sorunu yok, değil mi?
-
Hayvanlardan söz ediyorum.
-
Kuşlar göç ediyor, biliyorsun.
-
Ayılar kış boyunca uyumuyor mu?
-
Kurtlar diyorum onlar...
-
Bu nedir? Başlangıçta neler söylüyorsun.
-
Denge sunuyorum...
-
Sorunun bir bölümü bu.
-
Kış hakkındaki tüm bu söylem.
-
Hepsi ölüm ve zayıf düşme hakkında.
-
Yani doğanın döngüsünün sonu değil mi bu?
-
İnsanların en çok seviştiği zamanın
-
bu olduğunu biliyor muydun peki?
-
Pekala...
-
Yaz bebeklerinin nereden geldiğini düşünüyorsun?
-
Bu, başlatmak istediğim muhabbet.
-
Elbette. Birkaç ay önce programda Yaz'ı ağırladık
-
ve keyifli vakit geçirdik...
-
İşte başlıyoruz. Herkes Yaz'ı seviyor.
-
Her şeyi müthiş değil ama.
-
Sivrisineklerden ne haber?
-
Güneş yanığı?
-
Terli kasıklar?
-
Kel insanlar
-
şapkasız dışarı
-
çıkamıyor.
-
Aynısı kış için de söylenemez mi?
-
Neden bize kitabından söz etmiyorsun?
-
'Kışı Sevmek için 10 Neden'
-
4 numara nedir mesela?
-
4 numara çorbalar.
-
Çorbalar?
-
Evet, çorba yılın diğer zamanlarından ziyade
-
en çok kışın sevilir.
-
Sıcaktır, ısıtır.
-
Eşsizce kıştır.
-
Ya gazpaço?
-
Gazpaçoyu çorba gibi görmüyorum.
-
O bir çorba.
-
Soğuk ve
-
sulandırılmış. Sanmıyorum...
-
Ama içinde kıtır ekmek var.
-
Biliyorum ama ben aynı kategoriye koymazdım.
-
Başkalarının da koyacağını sanmam.
-
6 numara kayak veya kış sporları.
-
Onlar oldukça pahalı, öyle değil mi?
-
Hayır, şart değil. Geçen gün
-
Bushy Park Hill'de çöp tenekesiyle bombalayan
-
iki delikanlı gördüm.
-
Bu kar kızağıdır.
-
Adil.
-
Bir sürü mesaj alıyoruz. Biri Johnny'den
-
Blanchardstown'dan yazmış:
-
"Donuyorum."
-
Pekala Johnny, dışarısı aslında 2 derece
-
donmak 0'da olur. Yani...
-
git eğitim al.
-
Clane'den Margaret diyor ki:
-
"Çatlamış dudaklarım için yapabileceğin bir şey var mı?"
-
Belki ağzını kapaman.
-
Tamam. "Lanet kıyafetleri kurutamıyorum."
-
Bu Clane'den Peggy'dendi.
-
Sonuncu Dermot'dan Rathgar. Diyor ki:
-
"Kışın normal seviyenin altındaki güneş araba sürmeyi zorlaştırıyor."
-
Neden siperlikli şapka kullanmıyorsun?
-
Çirkin yüzünü kapatırdı.
-
Buna gerek yok...
-
kaba olmaya.
-
Burada İrlanda'da Sibirya'da yapıldığından daha çok soğukla ilgili şikayet ediyorsunuz.
-
Siz büyük bir grup inleyensiniz.
-
Biraya bir gecede 50 euro harcıyorsunuz
-
ama kendinize uygun bir palto almıyor musunuz?
-
Nem kemiklerinize girer. Bunu her zaman duyuyorum.
-
Nem üstderiden nasıl geçer?
-
Bunu bana açıklayabilir misin Ray, çünkü ben...
-
Bu sadece bir ifade.
-
Sadece ifade, tamam.
-
Başka bir şey de şu...
-
Üzgünüm çok vaktimiz kalmadı.
-
Kayda geçmiş hiçbir vaka
-
filan yok
-
testislerin soğuktan
-
dolayı vücuttan koptuğuna dair.
-
İnsanlar testislerinin soğuktan donduğunu söylüyor.
-
Hiç mantıklı değil. Tamamen yanlış.
-
Gerçekten faydasız.
-
Öğle sohbetinde süre bizim için neredeyse sona erdi.
-
Şimdi Madonna çalıyor.
-
Froze...
-
Sanırım bu da benim hatam, değil mi?
-
Doomdah!
-
Onlar kulaklık değil.
-
İnşaat alanından aldığımız kulak koruyucuları.
-
Ve sonra birkaç kişi tarafından çağrıldık.
-
Evet.
-
Sanırım çağırıldık.
-
Birbirimizi duyamıyorduk.
-
Birbirimizi duyamıyorduk.
-
Sette pek fark edilmemiş
-
bir şey
-
bardağını buzlu yapmamızdı.
-
- Aa evet.
- Aa evet.
-
Çünkü bardağını tuttuysan onu donmuş olurdun.
-
Şu küçük detaylar.
-
Anlaşılmaları çok zor.
-
Videoyu beğenmeyenlerin sevmediği
-
küçük detaylar var.
-
Ve kitap.
-
'Kışı Sevmek için 10 Neden' kitabının
-
önsözünü sonbahar yazmıştı.
-
Çünkü espri aralarında espri var.
-
- Unutun bunu.
- Hoşunuza gitmedi.
-
Sonraki: İlaçlar Parti Veriyor.
-
Hmm.
-
Merhaba.
-
Aspirin adamım.
-
Steroids.
-
Buraya gelmekte sorun yaşadın mı?
-
Hayır, yol boyunca koştum.
-
Yol 32 kilometre.
-
Evet, ne olmuş yani?
-
Hiç.
-
Hiçbir şey.
-
Partinin tadını çıkar.
-
Vooo!
-
Aşı, geldin mi?
-
Evet, üzgünüm çok fazla vaktim yok.
-
Uğrayabileceğimi düşündüm.
-
Buraya yeni geldin
-
bir içki almaz mısın?
-
Hayır, hayır, hayır, teşekkürler.
-
Bir tane almaz mısın?
-
Hayır dedim, tamam mı?
-
Ah kusura bakma.
-
İşte çok fazla baskı var.
-
Biliyor musun o içkiyi alırım.
-
Bu harika olur.
-
Başka bir içki.
-
(Öksürme)
-
Strepsils?
-
Sadece bana çok fazla iş veriliyor.
-
Bilirsin ya bazen her şeyi yapan
-
yalnızca benmişim gibi hissediyorum.
-
Bilirsin bir sorun varsa
-
ben çözmek zorundayım.
-
Johnny, bu virüsle ilgili bize yardım edebilir misin?
-
Bu benim işim değil.
-
Evet.
-
Merhaba.
-
Fitil?
-
Buraya nasıl girdin?
-
Arka kapıdan.
-
Ne?
-
Kapalı olduğunu düşünmüştüm?
-
Hayır, sadece biraz itmelisin.
-
Her neyse, kusura bakma. Sen neler yapıyorsun?
-
Pekala, muhtemelen bunu sana söylememeliyim ama
-
ben hiç çalışmıyorum.
-
Ne?
-
İdrar söktürücü: Merhaba. Pardon banyo nerede acaba?
-
Müshil: Pardon, pardon!
-
Acil durum!
-
İnanmıyorum!
-
Orada asırlarca kalacak.
-
Hey, neden beklerken
-
Benzodiazepine ile sohbet etmiyorsun?
-
Katiyen olmaz.
-
O çok moral bozucu.
-
Ekinezya: Tak tak merhaba?
-
Oo merhaba?
-
Sadece parti için buradayız.
-
Peki?
-
Sadece ben ve oğlanlardan birkaçı
-
Uçucu Yağlar ve St. John'un Maltı
-
Parti yalnızca
-
ilaçlar için gibi.
-
İşte bu yüzden buradayız.
-
Evet.
-
Resmi ilaçlar.
-
Evet.
-
Ve?
-
Selam daha önce tanıştığımızı sanmıyorum.
-
Kim olabilirsin?
-
Hap/ Doğum kontrol hapı: Ben hapım.
-
Evet, tabii öylesin.
-
Ama hangisisin?
-
Hapım.
-
Daha spesifik ol.
-
Hap.
-
Tamam böyle ol.
-
O zaman neden gazı kaçmış gazoz orada?
-
Çünkü o her şeyi iyileştiriyor!
-
Rahat bırak beni.
-
Neden buradan çıkmıyorsun
-
Ek-İNEK-zya!
-
Pekala millet
-
saat 10, şehre gidecek miyiz?
-
Peki, ben bir ambulans çağırayım.
-
Ben arkada Saline solüsyonunun yanında oturmayacağım.
-
O sevimsiz.
-
Aşı, gitmeye hazır mısın?
-
Hadi geç kalacağız.
-
Acele ettirilmekten hoşlanmıyorum.
-
Hazır olduğumda giderim.
-
Hepimiz seni bekliyoruz.
-
Biliyorum
-
ve hazır olacağım
-
hazır olduğumda.
-
Rus Aşısı: Ben şimdi hazırım.
-
Biz bekleyebiliriz.
-
Evet bekleyeceğiz.
-
Evet, sorun değil.
-
Sorun olmaz.
-
Yine de teklif ettiğin için sağ ol.
-
Evet, evet.
-
Nazik teklif.
-
Doomdah
-
Bence bu skecin
-
büyük büyük artısı
-
ekinezya karakteri oldu.
-
Evet.
-
Müthiş bir karakter istersin.
-
O peruğu mahvettik.
-
Bir mağazadan
-
peruk aldığınızda
-
onlar güzeldir
-
ama biz etrafına bir şeyler attık.
-
Her çeşit berbat şeyi
-
birbirine karıştırdık.
-
Neye dikkat ettim biliyor musun?
-
Bu listedeki en iyi
-
kostümlerinin birçoğu şöyle, çılgın bir ceket ve sonra...
-
Üstsüz.
-
2020 için trend oluyor gibi.
-
İnsanlara istedikleri şeyi ver.
-
Bu sonuncusu.
-
Listenin sonuna
-
ulaştık.
-
Bu bizim ilk karantina skecimizdi.
-
Muhtemelen her şeyin en iyisiydi.
-
Bu yıl en çok izlenen
-
videomuz bu muydu?
-
- Bence öyleydi.
- Evet.
-
2020'de İrlanda'da YouTube üzerinden en çok izlenen
-
üçüncü video oldu.
-
Öyle mi oldu?
-
Evet, bu Karantina Matematik Dersi Felaketi.
-
Bunu bilmiyordum. Bu müthiş.
-
Evet.
-
- Bizi kim yenmiş?
- İki Amerikalı.
-
Bu sayılmaz.
-
Biliyorum.
-
Herkese günaydın.
-
Günaydın Bay O'Rourke.
-
Birkaç kişinin daha bağlanabilmesi için biraz bekleyelim.
-
Efendim, neden eşofman giyiyorsunuz?
-
Çünkü evdeyim Darren.
-
Tuhaf görünüyor efendim.
-
Kusura bakmayın
-
ama bunların hepsi biraz tuhaf.
-
Eğer sınavlar iptal edilecekse
-
çalışmanın anlamı nedir ki efendim?
-
Bak, sınavlar iptal edilecek mi bilmiyoruz.
-
Zamanında yapılacağını varsayalım, tamam mı?
-
Nasılsa hepimiz öleceğiz.
-
Hepimiz ölmeyeceğiz.
-
Bazılarımız ölebilir efendim.
-
Bayan Feeney'in yüksek risk altında olduğunu söyleyebilirim.
-
Bayan Feeney iyi.
-
Çalışma sayfasındaki birinci soruyu nasıl çözdünüz?
-
Çalışma sayfası mı vardı?
-
E-postaya eklediğim?
-
Hiç ek yoktu efendim.
-
Ne?
-
Ekli olduğunu söylemişsiniz; ama hiç ek yoktu.
-
Neden kimse bana bunu söylemedi?
-
Pekala. Drive dosyası olarak tekrar gönderiyorum.
-
Soruları bir TikTok olarak koymalısınız.
-
Ne-Tok?
-
Bir öğretim yazılımı mı bu?
-
Hepsini Instagram hikayenize koyun efendim.
-
Instagram'da yokum.
-
Sakıncası yoksa, şimdi yazın.
-
x² - 4
-
Benim kalemim yok efendim.
-
Tamam.
-
Anne! Kalemin var mı?
-
Meşgulüm; babana sor.
-
Baba! Bana kalem lazım.
-
Yüzüklerin Efendisi'ni izliyor.
-
Evan, lütfen mikrofonunu kapat.
-
Evden çalıştığını sanıyordum.
-
Evet. Üzgünüm efendim.
-
Evan, lütfen mikrofonunu kapat.
-
Evet, doğru...
-
x² - 4 = 5
-
Bana e-posta gelmedi efendim.
-
Peki, hızlıca gönderirim. E-posta adresin nedir James?
-
James alt çizgi
-
schlongman
-
@gmail.com
-
Schlongman mı? Soyadının Longman olduğunu sanıyordum?
-
Öyle.
-
Barry Kiernan derse katılmaya karar verdi.
-
Saat kaç?
-
Üzgünüm efendim. Bay Walsh'ın çevrimiçi dersindeydik.
-
Bay Walsh'ın dersinden çıkıp benimkini tıklaman ne kadar uzun sürmüş, değil mi?
-
Evet.
-
Peki, tekrar geç kalma.
-
İkinci dereceden denklemleri işliyoruz. x² - 4 = 5
-
Matematik b*ktan.
-
Kim dedi bunu?
-
Bay O'Rourke bir aptal.
-
Mulldowney sen misin bu?
-
Sen olduğunu biliyorum Mulldowney.
-
Tamam, bu hesap şimdi engellendi.
-
Üzgünüm çocuklar, şimdi...
-
Efendim, tuvalete gidebilir miyim?
-
Ne?
-
Kevin
-
kendi evindesin. İstediğin yere git.
-
Teşekkürler.
-
Alan Ryan bilgisayarın başına geri dön.
-
Alan Ryan hemen bilgisayarına geri dön.
-
Bunun bir GIF olduğunu söyleyebilirim; döngü içindesin.
-
Hayatın boyunca, derslerime bu kadar ilgi gösterdiği hiç görmedim.
-
Sakıncası yoksa şimdi denklem çözeceğiz.
-
Yüce Tanrım.
-
Kevin.
-
Kevin telefonunu tuvalete götürdün.
-
Kevin'in kamerasını kapatmayı bilen var mı?
-
Çabuk!
-
Çocuklar?
-
Merhaba Bay O'Rourke. Ben Daniel'in babasıyım.
-
Gelişimi hakkında konuşmak istiyorum.
-
Evet ıı...
-
Cebelleşiyor gibi görünüyor, biliyorsunuz.
-
Noel'de D- almak yeterince iyi değil.
-
Öyle değil mi?
-
Başka bir zaman konuşmam gerekiyor.
-
Peki. Ben evden çalışıyorum, bu yüzden her zaman müsaitim.
-
Bahçede olacağım. Tamam mı?
-
Tamam.
-
Çocuklar, x² = 9 ise x nedir?
-
John, cevap vermek ister misin?
-
Ee...
-
John baş aşağısın.
-
Oo kusura bakmayın.
-
İşte oldu.
-
Hala baş aşağısın John.
-
Sanırım cevabı biliyorum.
-
Collin Everest Dağı'ndasın, çok iyi.
-
Cevap 16 mı efendim?
-
Stephen baharat pazarındasın, çok akıllıca.
-
Cevap 16 değil çocuklar.
-
Biraz mizahın sakıncası yok
-
ama şimdiye kadar hiçbir şey işlemedik.
-
Bu yüzden işe koyulalım...
-
Evimde ne yapıyorsunuz efendim?
-
Houlihan!
-
Şunu hemen kaldır.
-
Buna hakkın yok.
-
Burada olmamalısınız efendim.
-
Sosyal mesafeyi korumalısınız.
-
İyi.
-
Kaldır şunu Houlihan.
-
P_O'Riordon
-
@St.killians.net
-
Hemen müdürle Skype üzerinden görüşeceksin.
-
Bay O'Rourke bir mankafadır.
-
Oi!
-
Bu kadar. Bu kadar.
-
Artık umurumda değil.
-
Yeterince gördüm.
-
Bunu kalbimdeki iyilikle yapıyorum.
-
Kendi zamanımda üstelik.
-
Açıkçası...
-
Başarısız olursanız umurumda değil.
-
Duydunuz mu? Artık umurumda değil.
-
Yüzüklerin Efendisi'ni izlemeye gidiyorum.
-
Cevap 3 mü?
-
Merhaba?
-
Sınavlar hakkında endişelenen başkası var mı?
-
İşte, 2020'nin favori skeçlerini izlediniz.
-
Seçimlerimizin çoğuna katıldığınızı umuyoruz
-
ya da en azından keyif aldığınızı.
-
Eğer izlemediyseniz yorum yazın ki bilelim.
-
Yapmayın!
-
Lütfen sadece pozitif yorumlar yazın.
-
Lütfen bunu kaldıramam. Bu yıldan sonra çok kırılganım.
-
2020 boyunca videolarımızı izlediğiniz için teşekkürler
-
ve bizi izlemeyle, Patreon'la
-
ürünlerle, videoları paylaşmakla -devam et-
-
hangi şekilde olursa olsun desteklediğiniz için.
-
Gösterdiğiniz ilgi için teşekkürler.
-
Bu hep hayret verici
-
ve ne zaman bununla karşılaşsak buna bayılıyoruz.
-
Bu yüzden lütfen, lütfen skeçleri beğenerek
-
bizi cesaretlendirmeye devam edin.
-
Evet, buna alıştık.
-
Bu yüzden bu azalırsa
-
daha fazlasına ihtiyacımız olur.
-
Daha fazlasına ihtiyacımız var.
-
2020'de gösteri
-
yapamamış olabiliriz; ama bir sürü insan
-
kanalımıza gelip bu çılgın karantinada
-
videolarımızı izledi.
-
Hoş geldiniz ve çok teşekkür ederiz.
-
Eh Doommdahhhhhh
-
Yılı bitiren iyi bir senkronizasyon.