hideApril is World Autism Month and we want to bring awareness to the importance of inclusion in the classroom!
💡Learn with Amara.org how Captioning Can Empower Diverse Learners!

< Return to Video

Eleştiri nasıl sevilir?

  • 0:01 - 0:05
    26 yaşımda yüksek lisansı
    zar zor bitirmişken
  • 0:05 - 0:08
    motivasyon üzerine yarım günlük
    bir ders vermemi istediler.
  • 0:08 - 0:10
    Heyecanlanmıştım.
  • 0:10 - 0:14
    Sonra seyircilerimin ABD
    Hava Kuvvetlerindeki generaller
  • 0:14 - 0:15
    ve albaylar olduğunu gördüm.
  • 0:16 - 0:18
    Ben oldukça yetersizdim.
  • 0:18 - 0:21
    Vazgeçmek istedim ama artık çok geçti.
  • 0:22 - 0:23
    O yüzden yürüdüm
  • 0:23 - 0:26
    ve yaşları benim yaşımın
    iki katı olan, askeri giysiler giymiş
  • 0:26 - 0:30
    ve madalyalarını gösteren
    insanlarla dolu bir odaya bakıyordum.
  • 0:31 - 0:35
    Nişancı, Ateşleyici ve Gizlilik
    gibi takma adları vardı.
  • 0:36 - 0:39
    İlk saatin sonunda, bombalanıyor
    gibi hissetmiştim.
  • 0:40 - 0:43
    Hakikaten de dersten sonra
    yazdıkları incelemelerde
  • 0:43 - 0:44
    beni bombaladılar.
  • 0:45 - 0:47
    Birisi şöyleydi,
  • 0:47 - 0:51
    "Seyircilerde sahnedekinden
    çok daha kaliteli bilgi vardı."
  • 0:52 - 0:53
    Diğeri ise,
  • 0:53 - 0:56
    "Bu seansta çok az şey öğrendim,
  • 0:56 - 1:00
    fakat eğitmenin işe yarayacak
    sezgiler kazandığına inanıyorum."
  • 1:00 - 1:02
    (Müzik)
  • 1:02 - 1:04
    Karnıma atılan bir yumruk gibiydi.
  • 1:05 - 1:07
    Bunu aklımdan çıkaramıyordum.
  • 1:08 - 1:12
    Ben de her kendine güvenen
    örgütsel psikologun yapacağını yaptım:
  • 1:12 - 1:16
    Eleştiri almanın neden genellikle
    ruhu zedelediğini incelemeye başladım.
  • 1:17 - 1:20
    Ayrıca onu gerçekten sevmeyi
    öğrenip öğrenemeyeceğimizi.
  • 1:20 - 1:26
    (Müzik)
  • 1:26 - 1:28
    Ben Adam Grant.
  • 1:28 - 1:30
    Burası WorkLife (İş Hayatı),
    TED ortam akışım.
  • 1:30 - 1:33
    İşi berbatlaştırmama üzerinde çalışıyorum.
  • 1:33 - 1:36
    Google, NBA ve Gates Kuruluşu
    gibi şirketler, işleri daha anlamlı,
  • 1:36 - 1:39
    takımları daha yaratıcı
    ve kültürleri daha ortak hale
  • 1:39 - 1:42
    getirmede yardımcı olmam
    için beni davet ettiler.
  • 1:42 - 1:47
    Bu şovda kendimi gerçekten
    alışılmadık yerlere davet ettiriyorum,
  • 1:47 - 1:51
    yani iş hakkında herkesin bilmesini
    dilediğim bir şeyi başarmış yerlere.
  • 1:51 - 1:54
    Bugün, eleştiri sanatı ve bilimi.
  • 1:56 - 1:58
    Bu bölüme sponsor oldukları için
    Bonobos'a teşekkürler.
  • 1:58 - 2:02
    (Müzik)
  • 2:02 - 2:04
    Adam Grant: Hey, Kiran.
    Kiran Rao: Selam, Adam.
  • 2:04 - 2:06
    AG: Nasılsın?
    KR: İyi, sen?
  • 2:06 - 2:06
    AG: Güzel.
  • 2:06 - 2:08
    Bu, Kiran Rao.
  • 2:08 - 2:11
    Bir finans şirketinde yöneticiydi.
  • 2:11 - 2:15
    Çoğu yönetici gibi, toplantılarda
    tonlarca zaman geçirdi.
  • 2:15 - 2:18
    Çoğu da oldukça sıradandı.
  • 2:18 - 2:21
    Fakat Kiran'ın hiçbir zaman
    unutmayacağı bir toplantı var.
  • 2:21 - 2:24
    Kiran, o toplantının kaydını
    bizler için ayrıntılı anlatacak.
  • 2:24 - 2:27
    KR: O büyük, beyaz çadırdaydık,
  • 2:27 - 2:30
    200 kişi oturuyor,
    en iyi 200 veya 300 yönetici.
  • 2:30 - 2:32
    Ses klibi: Sonraki iki bölüm,
  • 2:32 - 2:34
    pratik uygulamayla ilgili olacak.
  • 2:34 - 2:37
    KR: Birkaç stratejik
    noktadan bahsediyorduk
  • 2:37 - 2:38
    ve işte bir çizelge --
  • 2:38 - 2:40
    Ses klibi: Bu, odadaki insanları
  • 2:40 - 2:44
    performans aracılığıyla
    güç sıralamasına sokan bir liste.
  • 2:44 - 2:46
    KR: İsmi, "en kötü yöneticiler."
  • 2:46 - 2:49
    Ses klibi: Bunlar sevdiğimiz insanlar.
  • 2:49 - 2:53
    Bu odadaki insanlardan bazıları,
    bu isimler, muhtemelen burada olmamalı.
  • 2:53 - 2:56
    KR: Ben, listede bir numaraydım.
  • 2:56 - 2:58
    Ses klibi: Bu isme bakıyorum --
    Kiran'ı ben işe aldım.
  • 2:58 - 3:02
    Görünen o ki ilk birkaç yılında
    işler iyi gitmemiş.
  • 3:02 - 3:06
    AG: Vay. Tamamen habersiz yakalandın.
  • 3:06 - 3:08
    200 kişilik bir odaya bakıyorsun
  • 3:08 - 3:11
    ve o odadaki tek en kötü
    yönetici olduğun söyleniyor.
  • 3:11 - 3:12
    KR: Doğru.
  • 3:12 - 3:13
    AG: Nasıl bir şeydi?
  • 3:14 - 3:15
    KR: Hım...
  • 3:17 - 3:18
    Yoğundu.
  • 3:18 - 3:23
    (Müzik)
  • 3:23 - 3:25
    AG: Daha sonra
    Kiran'ı tekrar dinleyeceğiz.
  • 3:25 - 3:29
    Fakat şimdi, tam da o anda Kiran
    olduğunuzu düşünmenizi istiyorum.
  • 3:29 - 3:32
    Eleştirildiğiniz zaman
    ne olduğunu düşünün.
  • 3:32 - 3:36
    Yani fiziksel olarak:
    omuzlarınız kasılır, nefesiniz sığlaşır.
  • 3:37 - 3:39
    Olumsuz görüş, tehlike çanları çalar.
  • 3:39 - 3:41
    Vücudunuzdaki bir sinire
    gerçekten dokunur.
  • 3:42 - 3:43
    Peki psikolojik olarak?
  • 3:43 - 3:45
    Zihniniz koşar.
  • 3:45 - 3:48
    Kalkanlar koymaya
    ve karşı atak oluşturmaya başlarsınız.
  • 3:49 - 3:51
    Tavus kuşu olsaydınız
    kasılarak yürürdünüz.
  • 3:52 - 3:54
    Ape olsaydınız
    göğsünüze vururdunuz.
  • 3:55 - 3:57
    Fakat insanların
    başka bir tür tepkileri var.
  • 3:58 - 3:59
    Yıllar önce yapılan bir çalışmaya göre
  • 3:59 - 4:03
    egolarımız bu durumlarda öyle
    savunucu bir hâle geliyor ki
  • 4:03 - 4:06
    kendi küçük totaliter rejimi
    hâline dönüşüyorlar.
  • 4:06 - 4:09
    Beynimize bilgi akışını
    kontrol etmeye başlıyor,
  • 4:09 - 4:11
    bir diktatörün
    medyayı kontrol etmesi gibi.
  • 4:12 - 4:13
    Bunun düşünün.
  • 4:13 - 4:16
    Egonuz, duyduğunuz şeyi sansürlüyor.
  • 4:16 - 4:20
    Fakat hiç eleştiri almazsak
    hiçbir zaman gelişemeyiz.
  • 4:20 - 4:23
    İnsanların sürekli
    birbirlerini eleştirdikleri --
  • 4:23 - 4:24
    ve bu tür geri bildirimleri,
  • 4:24 - 4:27
    herkesin daha iyi
    olması için arzuladıkları
  • 4:27 - 4:29
    bir yerde olmak nasıl olurdu?
  • 4:29 - 4:32
    Yüzlerce kuruluşla çalıştım
  • 4:32 - 4:34
    ve bunun bir kural olduğu
    yalnızca bir kuruluş bulabildim.
  • 4:34 - 4:38
    Ray Dalio: Bana "Hey, pislik,
    adilik yapma" diyebilirdin.
  • 4:38 - 4:40
    Sonra, "biz adilik mi
    yapıyoruz?" diyeceğiz.
  • 4:40 - 4:42
    AG: Sorumlu arkadaş bu.
  • 4:42 - 4:43
    İsmi Ray.
  • 4:43 - 4:45
    RD: En büyük insanlık
    trajedilerinden birisi,
  • 4:45 - 4:49
    düşüncelerini kafasında tutan insandır
  • 4:49 - 4:52
    ve bu bir trajedidir çünkü
    ortaya koysalar ve doğru biçimde
  • 4:52 - 4:54
    stres testi yapsalar,
  • 4:54 - 4:56
    kolayca çözülebilecek bir şeydir.
  • 4:56 - 5:00
    Daha iyi kararlar alma olasılıklarını
    bu şekilde yükseltebilirler.
  • 5:00 - 5:03
    Herkes bir beşlik çakıyor,
    birbirlerine gülümsüyorlar.
  • 5:04 - 5:06
    Ama, ilgilenmeleri gereken
    şeylerle ilgilenmiyorlar.
  • 5:07 - 5:10
    AG: Bunu düşünmek çok eğlenceli, yani,
  • 5:10 - 5:12
    insanlara adi olduklarını söyleyebilirsin
  • 5:12 - 5:15
    ve varsayılan tepkileri
    "daha fazla bilgi ver" olmalıdır.
  • 5:15 - 5:17
    İnsanların eleştiriye böyle
    yaklaşmalarını mı istiyorsun?
  • 5:17 - 5:21
    RD: Pekala, bunu hep birlikte masaya
    koymamızı ve bakmamızı istiyorum
  • 5:21 - 5:25
    çünkü yanlış anlayan
    veya adi olan belki de benimdir.
  • 5:25 - 5:26
    AG: 1970'lerin ortalarında,
  • 5:26 - 5:30
    Ray Dalio, Bridgewater Associates
    adlı bir finansal şirket kurdu.
  • 5:30 - 5:34
    İlk başta arkadaşlarıyla
    bir ahırdan çalışıyorlardı.
  • 5:34 - 5:37
    Kısa sürede başarılı oldu.
  • 5:37 - 5:39
    Sonra ukala birisi oldu.
  • 5:39 - 5:41
    Kötü bir bahse girdi.
  • 5:41 - 5:42
    Şirketine zarar verdi.
  • 5:42 - 5:44
    Arkadaşlarını kovdu.
  • 5:44 - 5:46
    RD: O kadar parasızdım ki
  • 5:46 - 5:50
    ailemin faturalarını ödeyebilmek için
    babamdan 4.000 dolar
  • 5:50 - 5:51
    ödünç almak zorunda kaldım.
  • 5:52 - 5:55
    Bu oldukça acı vericiydi.
  • 5:55 - 5:57
    Olağanüstü bir hâl aldı.
  • 5:58 - 6:01
    AG: Pardon, acı verici olmasının
    olağanüstü olduğunu mu söyledin?
  • 6:01 - 6:04
    Çünkü normal insanlar böyle düşünmezler.
  • 6:04 - 6:06
    RD: Yani, çok acınası hâldeydim.
  • 6:06 - 6:11
    Fakat bu bana, cesaretimle ilgilenmem
    gerektiği tevazusunu verdi.
  • 6:11 - 6:14
    Benimle anlaşamayan,
    bulabileceğim en zeki insanı
  • 6:14 - 6:16
    bulmak istememi sağladı.
  • 6:16 - 6:18
    AG: Ray dünyanın tepesindeyken
  • 6:18 - 6:20
    etrafta egosunu kontrol
    edecek kimse olmadığı için
  • 6:20 - 6:22
    iflas ettiğini fark etti.
  • 6:22 - 6:25
    Yalnızca kendisini ve durmadan
    evet diyen insanları dinlemişti.
  • 6:25 - 6:27
    Şimdi, tek başına.
  • 6:28 - 6:32
    RD: Bu tecrübe, aklımı başıma
    getiren türden bir tecrübeydi.
  • 6:33 - 6:36
    Dönüp kendinize bakmaz
    ve şöyle düşünmezseniz
  • 6:36 - 6:39
    "bir veya iki yıl önce ne salaktım,"
  • 6:39 - 6:42
    o zaman bir veya iki yıldan
    çok şey öğrenmemişsiniz demektir.
  • 6:42 - 6:44
    AG: Ray, şirketinin sonraki versiyonunda
  • 6:44 - 6:46
    farklı bir tür kültürün olacağına
    ve herkesin birbirine
  • 6:46 - 6:49
    hunharca dürüst olacağına karar vermiş.
  • 6:49 - 6:51
    Bugün Bridgewater'da olan şey de bu.
  • 6:51 - 6:54
    Ray buna radikal şeffaflık diyor.
  • 6:54 - 6:58
    Her eleştiri, her düşünce açıkça ortada.
  • 6:58 - 7:01
    Onları ortaya şeffafça koyarak
    rahatlıyor musunuz?
  • 7:01 - 7:05
    RD: Neden rahatlamayalım?
  • 7:05 - 7:10
    AG: Utanç, acı, bilirsin,
    alay etme, acımasızlık.
  • 7:10 - 7:13
    RD: Tamam, ama bu tür
    şeyler değil, değil mi?
  • 7:13 - 7:16
    Bunun zor bir an olacağını fark ediyoruz.
  • 7:16 - 7:20
    İnsanlar gelmeden önce onlara bunu
    yapmak isteyip istemediklerini soruyoruz.
  • 7:20 - 7:22
    Bu güzel değil mi,
  • 7:22 - 7:26
    aslında gerçek olan o öz-keşifte
    onları eşleştirmek?
  • 7:27 - 7:29
    AG: Bridgewater Ortakları
    şu anda dünyadaki
  • 7:29 - 7:31
    en başarılı serbest fonu
    olarak görülüyor.
  • 7:32 - 7:35
    Ray de başarılarının arkasında,
    kültürün itici güç olduğuna inanıyor.
  • 7:36 - 7:39
    Mal varlıklarında
    160 milyar dolar işletiyorlar
  • 7:39 - 7:41
    ve Ray dünyadaki en zengin
    insanlardan birisi oldu.
  • 7:42 - 7:44
    Bunu şimdi söylemeliyim,
  • 7:44 - 7:47
    Bridgewater gördüğüm
    en garip iş yerlerinden birisi.
  • 7:48 - 7:51
    Onları farklı kılan şeyin
    tek bir parçası, geri bildirim.
  • 7:51 - 7:53
    Tüm eylemlerini,
    performanslarını incelemek
  • 7:53 - 7:56
    veya onları taklit etmenizi
    önermek için burada değilim.
  • 7:57 - 8:00
    Ama inanıyorum ki eğer bir şeyde
    daha iyi olmak istiyorsak
  • 8:00 - 8:02
    gidip en uç noktada öğrenmeliyiz.
  • 8:02 - 8:05
    Yani, bir Olimpik atletten
    egzersiz ipucu almayı denemek
  • 8:05 - 8:06
    gibi bir yolla.
  • 8:06 - 8:09
    Bridgewater eleştiride uç noktaya varıyor.
  • 8:09 - 8:12
    Onu sunmayı ve hatta arzulamayı
    öğrenebileceğinizi düşünüyorlar.
  • 8:13 - 8:16
    Yıllar içerisinde yüksek profilli
    kıdemli liderler yarattılar.
  • 8:16 - 8:19
    Son FBI müdürü James Comey de dahil.
  • 8:20 - 8:23
    Senato onaylama konuşmasında
    Bridgewater'dan bile bahsetti.
  • 8:23 - 8:25
    James Comey: Bridgewater'a
  • 8:25 - 8:27
    kısmen o şeffaflık
    kültüründen ötürü gittim --
  • 8:27 - 8:30
    bu uzun zamandır
    benim parçam olan bir şeydi.
  • 8:30 - 8:32
    AG: Bugün orada yaklaşık
    2.000 kişi çalışıyor
  • 8:32 - 8:37
    ve her birinin açıkça
    eleştiri yapması bekleniyor.
  • 8:37 - 8:40
    Hedef milyarder kurucu olduğunda bile.
  • 8:40 - 8:44
    İşte Ray'in bir gün Jim Haskel adlı
    meslektaşından aldığı bir e-posta.
  • 8:44 - 8:48
    "Ray, bugünkü performansın için
    bir 'D- notu' hak ediyorsun.
  • 8:48 - 8:50
    50 dakika boyunca başıboş gezdin.
  • 8:51 - 8:54
    Hepimiz fark ettik ki
    aslında hazırlıklı değildin.
  • 8:55 - 8:58
    Bugün gerçekten kötüydü,
    bunun bir daha olmaması gerek."
  • 8:59 - 9:03
    Jim sert görüşünü gönderdiğinde
    Ray birkaç fikir daha almaya karar verdi.
  • 9:04 - 9:07
    Meslektaşlarından, bugünkü
    performansını A ile F ölçeği üzerinden
  • 9:07 - 9:08
    değerlendirmelerini istedi.
  • 9:08 - 9:12
    Sonra geri bildirimi herkesle paylaştı.
  • 9:12 - 9:16
    Söylemeliyim ki
    Ray o toplantı için A'lar almadı.
  • 9:16 - 9:17
    RD: Berbattım!
  • 9:17 - 9:19
    AG: Bence bu durumdaki birçok insan
  • 9:19 - 9:21
    sorunu Jim ile konuşarak çözerdi.
  • 9:22 - 9:23
    Sen cevapladın ve dedin ki
  • 9:23 - 9:26
    "Hey, toplantıdaki herkes,
    sizi de dahil ediyorum."
  • 9:26 - 9:27
    RD: Hayır, bütün şirket.
  • 9:27 - 9:29
    AG: Bütün şirkete mi gitti?
    RD: Evet.
  • 9:30 - 9:31
    AG: A ile F?
    RD: Bu çok önemli.
  • 9:32 - 9:35
    AG: Bridgewater'da
    bu tür şeyler sürekli oluyor.
  • 9:35 - 9:37
    Size birisi D- verseydi ne yapardınız?
  • 9:38 - 9:41
    Meslektaşlarımız bizi eleştirdiğinde
    onları hayatımızdan çıkarmaya
  • 9:41 - 9:43
    meyilli olduğumuzu
    gösteren çalışmalar var.
  • 9:43 - 9:45
    Ne yapıp edip onlardan kaçınmaya da.
  • 9:46 - 9:48
    Bizler aksine,
    yakınmak ve rahatlamak için
  • 9:48 - 9:50
    doğrudan amigolarımıza gidiyoruz.
  • 9:51 - 9:54
    Arkadaşlarımıza, en sevdiğimiz
    hem fikir meslektaşlarımıza, annemize.
  • 9:54 - 9:56
    Bu bizim destek ağımız.
  • 9:56 - 9:58
    (Müzik)
  • 9:58 - 10:00
    Fakat hepimize gereken
    başka bir ağ türü de var:
  • 10:00 - 10:02
    bir mücadele ağı.
  • 10:02 - 10:06
    Mücadele ağı, daha iyi olmanız için sizi
    iteceğine güvendiğiniz bir grup insandır.
  • 10:07 - 10:10
    Duymak istemediğiniz ama duymanız
    gereken şeyleri size söylerler.
  • 10:11 - 10:14
    Bridgewater, en büyük
    mücadele ağlarından birisi.
  • 10:14 - 10:16
    RD: Jim'in eleştirilerini istiyorum.
  • 10:16 - 10:19
    Çünkü başıboş gezmeye istekli olabilirim
  • 10:19 - 10:22
    ve çünkü hazırlıklı
    olmamaya istekli olabilirim.
  • 10:22 - 10:26
    AG: Ray, Jim'e bir söz verdi:
    bir sonrakinde daha iyi olacaktı.
  • 10:26 - 10:28
    RD: O da "Bak, bunu yapman
    konusunda sana güvenemem" dedi.
  • 10:28 - 10:31
    Ben de "Harika, ben de kendime
    güvenemem" dedim.
  • 10:31 - 10:34
    Düzenli bir protokol olarak beni aradı
  • 10:34 - 10:37
    çünkü bunun hem ikimiz için,
    hem de şirket için
  • 10:37 - 10:39
    işe yaradığını biliyordu.
  • 10:39 - 10:43
    AG: Mücadele ekibi, yalnızca
    dinlemeye hazırsanız size yardım edebilir.
  • 10:43 - 10:47
    RD: Birilerine yaptığım şeyi gösteriyor
    olmak benim için çok önemli,
  • 10:47 - 10:49
    başarısızlıklar ve başarılar da dahil.
  • 10:49 - 10:51
    Evet. Bunu neden yapmayasın?
  • 10:52 - 10:54
    AG: Çünkü cevaptan korkuyorsundur.
  • 10:54 - 10:56
    RD: Neyden korkuyorsun?
  • 10:56 - 11:00
    AG: Kralın çıplak olduğunun
    ortaya çıkmasından.
  • 11:00 - 11:05
    RD: Hedefin olabildiğince iyi olmaksa
  • 11:05 - 11:07
    bunu isteyeceksin.
  • 11:07 - 11:10
    AG: Bence birçok insan
    gerçekten gelişmek yerine,
  • 11:10 - 11:14
    yeterli bir imge illüzyonunda
    kalmayı tercih edecektir.
  • 11:14 - 11:16
    RD: Ama o zaman sonuçlardan ziyade,
  • 11:16 - 11:18
    görünüşleriyle daha çok ilgileniyorlar.
  • 11:19 - 11:21
    AG: Sen de bunu hoş görmek istemiyorsun.
  • 11:22 - 11:24
    RD: Bilirsin, hayat,
    iyi neticelerle daha iyidir.
  • 11:24 - 11:25
    (Gülüşmeler)
  • 11:26 - 11:29
    AG: Birbirini açıkça eleştirme fikri,
  • 11:29 - 11:31
    ürpertici gelebilir.
  • 11:31 - 11:32
    Anlıyorum.
  • 11:33 - 11:35
    Çoğu iş yerinde
    en iyi ihtimalle acı verici,
  • 11:35 - 11:37
    en kötü ihtimalle istismarcı olabilir.
  • 11:37 - 11:40
    Ekonomistlerin yazdığı,
  • 11:40 - 11:43
    sıralamaların genelde insanların
    şevkini kırdığını gösteren çalışmalar var.
  • 11:43 - 11:45
    İnsanlar, en üstte olsalar da şöyleler,
  • 11:45 - 11:47
    "Daha da yukarıda olmayı bekliyordum."
  • 11:47 - 11:50
    Alttaki herkes de
    etraflarındakiler ile kendilerini
  • 11:50 - 11:53
    olumsuz olarak karşılaştırma
    tecrübesinden hoşlanmıyor.
  • 11:53 - 11:59
    RD: Normal şirketlerde, insanları
    hazırlamadıklarından, üzerinde anlaşıp
  • 11:59 - 12:02
    "Bu güzel bir şey mi?"
    dediklerinden şüphe ediyorum.
  • 12:03 - 12:05
    (Müzik)
  • 12:05 - 12:06
    AG: İş yerine ne dersin?
  • 12:06 - 12:09
    Bir gün radikal bir biçimde
  • 12:09 - 12:11
    şeffaf olmaya karar versen ne olurdu?
  • 12:11 - 12:12
    İyi gitmeyebilirdi.
  • 12:13 - 12:16
    AJ: O zamanlar "Esquire"
    dergisinde çalışıyordum
  • 12:16 - 12:19
    ve toplantıda bir noktada
    editörüme şöyle dedim,
  • 12:19 - 12:23
    "Biliyor musunuz, aslında
    'New Yorker'da olmayı tercih ederdim
  • 12:23 - 12:25
    ve bana iş teklif etseler
    o işi kabul ederdim."
  • 12:26 - 12:29
    İfadesizdi, bunu sevmemişti.
  • 12:29 - 12:30
    AG: Al Jacobs,
  • 12:30 - 12:34
    hayatını bir deney olarak yaşamanın
    eğlenceli olduğunu düşünen bir yazar.
  • 12:34 - 12:36
    Üzerine çalıştığı bir hikâye için
  • 12:36 - 12:40
    AJ birkaç haftalığına yüzde 100
    şeffaf olmaya adadı kendisini.
  • 12:40 - 12:43
    AJ: Patronunuzu sevmiyorsanız
    ona "senden nefret ediyorum" deyin.
  • 12:43 - 12:46
    AG: AJ bunu konuştuğu herkese yaptı.
  • 12:46 - 12:51
    Kayınvalidesine, yaşlı komşularına,
    çocuklarına, eşinin arkadaşlarına.
  • 12:51 - 12:54
    AJ: Eşimle bir restorana gitmiştik
  • 12:54 - 12:57
    ve onun, üniversiteden beri
    görmediği birkaç arkadaşını gördük.
  • 12:57 - 13:00
    Onu görünce hepsi
    heyecanlandı ve şöyle dediler,
  • 13:00 - 13:03
    "Ah, bir araya gelmeli ve çocuklarımızla
    oyun buluşması yapmalıyız."
  • 13:03 - 13:05
    Aklımdakini söylemem gerekiyordu,
  • 13:05 - 13:07
    şöyle dedim,
    "Siz iyi insanlara benziyorsunuz,
  • 13:07 - 13:10
    fakat ben sizi tekrar görmek istemiyorum."
  • 13:10 - 13:13
    AG: (Kahkaha) Ah hayır!
    AJ: Ah, evet.
  • 13:13 - 13:16
    Haklı olarak kırıldılar
    ve eşim de öfkeliydi.
  • 13:17 - 13:18
    Bir felaketti.
  • 13:18 - 13:20
    Yani onları bir daha asla görmedik,
  • 13:20 - 13:23
    yani etkiliydi, işe yaradı.
  • 13:23 - 13:28
    Kim Scott: (Kahkaha) Benim deyişimle,
  • 13:28 - 13:31
    böyle bir şey söylemek
    radikal bir dürüstlük değil,
  • 13:31 - 13:32
    bu çirkin bir saldırganlık.
  • 13:32 - 13:36
    AG: Kim Scott,
    Silikon Vadisinde bir yönetici.
  • 13:36 - 13:38
    Başkanlar ve yöneticilerle,
  • 13:38 - 13:40
    görüşlerinde radikalce
    samimi olmak üzerine çalışıyor.
  • 13:40 - 13:44
    KS: İnsanlığını kaybetmeden
    havalı bir patron ol.
  • 13:44 - 13:47
    AG: Kim'e eleştiri sağlarken
    nasıl daha iyi olabileceğimizi sordum.
  • 13:47 - 13:48
    Bilin bakalım ne oldu?
  • 13:48 - 13:52
    AJ'in yaptığı gibi, yalnızca
    aklına geleni söylemekle alakası yok.
  • 13:52 - 13:54
    KS: Radikal dürüstlük fikri,
  • 13:54 - 13:57
    o kişiyle kişisel olarak ilgileniyorsanız
  • 13:57 - 14:01
    ve aynı zamanda onlarla doğrudan
    mücadele ediyorsanız gerçekleşir.
  • 14:01 - 14:05
    AG: Tahminimce, doğrudan mücadele
    ederken nasıl rahat ederim ki?
  • 14:05 - 14:09
    Mücadele ederken ilgi gösterdiğimden
    nasıl emin olabilirim?
  • 14:09 - 14:11
    KS: En büyük tavsiyem
  • 14:11 - 14:14
    "Kişisel olarak algılama" ifadesini
  • 14:14 - 14:16
    hazneden çıkarmanız.
  • 14:16 - 14:20
    Birisi sinirleniyorsa
    veya duygusal bir tepki veriyorsa
  • 14:20 - 14:21
    bu normaldir.
  • 14:21 - 14:22
    Kaçınılmazdır.
  • 14:23 - 14:26
    Yapmak istediğiniz şey,
    onlara şefkatle yaklaşmayı istemek.
  • 14:27 - 14:31
    Duygusal bir Novokain olsaydı, verirdim.
  • 14:32 - 14:35
    AG: Birçok insan şöyle diyor,
  • 14:35 - 14:38
    "Pekala, doğrudan mücadele
    ederken gerçekten rahatım
  • 14:38 - 14:41
    ve kişisel olarak ilgilendiğimi
    gösterme yollarından birisi,
  • 14:41 - 14:44
    bir geri bildirim sandviçi yapacağım:
  • 14:44 - 14:47
    biraz övgü ile açacağım,
    sonra ortaya eleştiri koyacağım
  • 14:47 - 14:49
    ve sonra bir dilim övgü daha,
  • 14:49 - 14:52
    yani mutlu başlayıp mutlu bitiriyoruz.
  • 14:52 - 14:54
    Bu konuda okuduğum araştırma açık olarak
  • 14:54 - 14:57
    bunun kötü bir fikir
    olduğunu söylüyor, iki nedenle.
  • 14:57 - 14:59
    Birincisi, övgüyle atağa geçerseniz,
  • 14:59 - 15:01
    yalnızca kötü bir şeyin olmasını beklerler
  • 15:01 - 15:03
    ve bu samimi görünmüyor.
  • 15:04 - 15:06
    İkincisi, insanlar ortadakini
    genelde duymazdan gelirler.
  • 15:07 - 15:11
    Peki geri bildirim sandviçine
    tercih ettiğiniz alternatif nedir?
  • 15:11 - 15:14
    KS: Katılıyorum, kimse
    boktan bir sandviçi sevmez.
  • 15:14 - 15:18
    Hem övgü hem de
    eleştiri için bu önemlidir,
  • 15:18 - 15:19
    ama özellikle eleştiri için,
  • 15:19 - 15:22
    alçak gönüllü olmaktır.
  • 15:22 - 15:26
    Söylediğiniz şeyde yanılıyor olabilirsiniz
  • 15:26 - 15:27
    ve bu önemli değil.
  • 15:27 - 15:32
    Eleştiri yaparken yapabileceğiniz
    en önemli şeylerden birisi,
  • 15:32 - 15:34
    yardımcı olma niyetinizi ifade etmektir.
  • 15:34 - 15:36
    (Müzik)
  • 15:36 - 15:38
    AG: Bunu destekleyecek kanıt da var.
  • 15:38 - 15:40
    Bu, Bridgewater'da da
    çok sık duyduğum bir şey.
  • 15:40 - 15:44
    Size yardım etme amacı olan
    eleştiriyi almanız daha kolaydır.
  • 15:44 - 15:46
    Dışarıdan kulağa sert gelebilir.
  • 15:47 - 15:48
    Fakat onlar iyi olduğunu düşünüyorlar.
  • 15:48 - 15:51
    KS: Onun sağlıklı olduğunu biliyorsanız
  • 15:51 - 15:54
    ve faydasını ilk elden tecrübe ettiyseniz
  • 15:54 - 15:55
    onu ararsınız,
  • 15:55 - 15:58
    mesela, koşuya gitmek
    bazen hala canımı yakıyor
  • 15:58 - 16:03
    ama sıhhatim için ne kadar önemli
    olduğunu bildiğimden devam edeceğim,
  • 16:03 - 16:07
    her ne kadar kendimi dışarıya
    çıkarmak daima bir efor gerektirse de.
  • 16:07 - 16:09
    Bence eleştiride de durum aynı.
  • 16:09 - 16:11
    (Müzik)
  • 16:11 - 16:13
    AG: Aradan sonra
    bunu daha konuşalım.
  • 16:14 - 16:16
    Bu farklı bir tür reklam olacak.
  • 16:16 - 16:18
    İş yerinde yaratıcı fikirleri
    keşfetme ruhuyla,
  • 16:18 - 16:21
    sizi sponsorumuz
    Bonobos'a götüreceğiz.
  • 16:21 - 16:28
    (Müzik)
  • 16:33 - 16:35
    (Müzik)
  • 16:35 - 16:39
    Dünyadaki herkes gibi, müşteri
    hizmetlerini aramaktan nefret ederim.
  • 16:39 - 16:41
    Hata bir insanı bağlamak zor
  • 16:41 - 16:44
    ve bağlansanız bile, genelde
    yazılı metinden okuyorlar.
  • 16:44 - 16:47
    Bir yere varmak istiyorsanız
    tekrar ve tekrar ve tekrar
  • 16:47 - 16:49
    yöneticiyi istemeniz gerekiyor.
  • 16:49 - 16:52
    Fakat Bonobos'da işler böyle yürümüyor.
  • 16:52 - 16:56
    Muhteşem erkek giysileri yapıyorlar
    ve bir sorun olduğunu söylerseniz
  • 16:56 - 16:59
    size yardım edebilecek
    gerçek bir insanla konuşuyorsunuz.
  • 16:59 - 17:01
    Bonobos onlara Ninjalar diyor.
  • 17:01 - 17:06
    Kelsey Nash: Esas unvanım
    Yaratıcı Müşteri İlişkilendirme Rehberi.
  • 17:06 - 17:09
    Ninjaların yönetim grubundayım.
  • 17:09 - 17:11
    AG: Bu, Kelsey Nash.
  • 17:11 - 17:13
    Bonobos'da kendisi ve diğer Ninjalar,
  • 17:13 - 17:16
    müşteri hizmetleri dünyasında
    oldukça nadir bir şeye sahipler.
  • 17:16 - 17:17
    Özgürlük.
  • 17:17 - 17:20
    KN: Her Ninja bir müşteriyle anında,
  • 17:20 - 17:24
    gerekli gördükleri herhangi bir
    yolla ilgilenme yetkisine sahip.
  • 17:24 - 17:28
    Çözüm bulmak için onları
    üst kata ve alt kata göndermek gibi
  • 17:28 - 17:29
    bir şey yok,
  • 17:29 - 17:32
    "Sizi 24 ila 48 saat
    içerisinde arayacağız" yok.
  • 17:32 - 17:35
    Ninjalara her gün şunları soruyoruz,
  • 17:35 - 17:37
    "Müşteri olsaydınız ne isterdiniz?
  • 17:37 - 17:38
    Ne hissederdiniz?"
  • 17:38 - 17:41
    AG: Bu şaşırtıcı
    etkileşimlere yol açabiliyor.
  • 17:41 - 17:43
    Kelsey'in ilgilendiği müşteri gibi.
  • 17:43 - 17:47
    KN: Derek adlı bir arkadaş vardı
    ve bana şöyle yazmıştı,
  • 17:47 - 17:50
    "Evimde bir yangın çıktı
  • 17:50 - 17:53
    ve en sevdiğim flanel
    gömleklerden birisi hasar gördü.
  • 17:53 - 17:56
    Bunu düzeltmenin veya tamir etmenin
    bir yolunu biliyor musunuz?
  • 17:56 - 17:59
    Web sitenizde artık bu üründen
    bulunmadığını görüyorum."
  • 17:59 - 18:01
    AG: Bonobos'dan Kelsey
    hemen cevap yazdı.
  • 18:01 - 18:03
    KN: "Gömleğinizi yenisiyle değiştirmekten
  • 18:03 - 18:05
    mutluluk duyarız,
    üzgünüm, herkes iyi mi?"
  • 18:05 - 18:08
    Cevap yazdı ve şöyle dedi,
    "Aslında herkes iyi
  • 18:08 - 18:12
    ama 15 yaşındaki köpeğimiz
    evde mahsur kaldı
  • 18:12 - 18:16
    ve köpeğimizi kaybettik,
    bir tek bu oldu."
  • 18:16 - 18:19
    AG: Kelsey bunu duydu
    ve Ninja kılığına girdi.
  • 18:19 - 18:23
    KN: Çevrimiçi oldum
    ve Instagram hesabında köpeğini buldum.
  • 18:23 - 18:27
    Köpeğin alıp bir portre
    içerisinde siparişini verip
  • 18:27 - 18:32
    ve bir çift flanel gömlek alıp
    bu arkadaşa gönderdim.
  • 18:32 - 18:34
    Derek (telefonda):
    Duygusal birisi değilim
  • 18:34 - 18:37
    ama tüm bu olanlar, hâlâ çok taze.
  • 18:37 - 18:39
    Portreyi gördüğümde elbette ağladım.
  • 18:39 - 18:42
    AG: Bu hikayeyi duyduğumda
    Derek'i telefonla bağlamam gerekti.
  • 18:42 - 18:45
    Derek: Yani, çaresizlik içerisindesiniz.
  • 18:45 - 18:50
    O noktada başınıza gelen
    herhangi bir güzellik parıltısının
  • 18:50 - 18:52
    etkisi uzun sürüyor.
  • 18:53 - 18:56
    Yaptıkları şey gerekli değildi,
    yapmak zorunda değillerdi,
  • 18:56 - 18:59
    sadece bunun doğru bir şey
    olacağını düşündüler.
  • 18:59 - 19:03
    KN: Her şeyin üzerinde,
    insan olmanın gururunu yaşıyoruz.
  • 19:03 - 19:07
    Her iletişimle
    birebir temelde ilgileniyoruz:
  • 19:07 - 19:10
    telefona cevap veren, diğer bir insanla
    konuşan bir insan gibi,
  • 19:10 - 19:12
    "Evet, bunu halledelim."
  • 19:12 - 19:13
    AG: Bazen de bu gereklidir.
  • 19:14 - 19:17
    Yakında yeni bir işe başlayan
    Derek'e bu açıkça bir şey ifade ediyordu.
  • 19:17 - 19:21
    Derek: Duvara astığım tek resim
    şu ana dek yalnızca o portre
  • 19:21 - 19:24
    ve masamın hemen oradaki
    pencerenin üzerindeki duvarda asılı.
  • 19:25 - 19:28
    Sabahları kapıyı açtığımda
    gördüğüm ilk şey o.
  • 19:28 - 19:30
    AG: Bonobos muhteşem giysiler yapıyor,
  • 19:30 - 19:34
    fakat en sevdiğim kısım, onları
    almak için evden çıkmam gerekmiyor.
  • 19:34 - 19:36
    Müşteri hizmetlerini aramaktan
    nefret ettiğim kadar,
  • 19:36 - 19:38
    alışverişten de nefret ederim.
  • 19:39 - 19:41
    Bonobos'un web sitesinden
    sipariş vermek çok kolay.
  • 19:41 - 19:45
    Hızlı gönderiyorlar ve eğer olmazsa
    Kelsey'i daima arayabilirsiniz.
  • 19:45 - 19:47
    Yani, sadece konuşmak için.
  • 19:47 - 19:50
    Bonobos.com/TED'de bugün deneyin
  • 19:50 - 19:52
    ve ilk siparişiniz için
    yüzde 20 indirim kazanın.
  • 19:52 - 19:56
    Yüzde 20 indirim bonobos.com/TED'de.
  • 19:56 - 20:00
    (Müzik)
  • 20:04 - 20:05
    (Müzik)
  • 20:05 - 20:08
    Üniversitedeyken
    bir tramplen dalışçısıydım.
  • 20:08 - 20:10
    Yeni bir dalış öğreniyordum:
  • 20:10 - 20:12
    bir dönüş ile iki buçuk salto.
  • 20:13 - 20:16
    Bir buluşmada denediğimde
    iyi olduğunu düşünmüştüm.
  • 20:17 - 20:19
    Sonra jürinin puanlarını gördüm:
  • 20:19 - 20:23
    iki, iki buçuk ve sıfır nokta beş.
  • 20:24 - 20:27
    Bu skoru daha önce
    hiç görmediğimi düşünüyorum.
  • 20:28 - 20:30
    Neyse, havada salto yaparken ve dönerken
  • 20:30 - 20:33
    kendi performansınızı
    her zaman ölçemezsiniz.
  • 20:33 - 20:36
    İş hayatlarımızın büyük kısmının da
    böyle olduğunu düşünüyorum.
  • 20:36 - 20:38
    Kendimizi duruma öyle kaptırmışızdır ki
  • 20:38 - 20:41
    kendimizi objektif olarak göremeyiz.
  • 20:41 - 20:45
    O dalış buluşmasında, aynı kusurları
    gören birden fazla jüri vardı.
  • 20:46 - 20:49
    Sonrasında videoyu izlediğimde
    onları ben de gördüm.
  • 20:49 - 20:51
    Neredeyse mükemmel bir
    karın üstü dalış yapmışım.
  • 20:51 - 20:53
    (Müzik)
  • 20:54 - 20:55
    Daha önce spor yaptıysanız
  • 20:55 - 20:57
    sizi dürüst kılan koçlar
    ve meslektaşlarınızla
  • 20:57 - 21:00
    oyun kaydını incelemenin
    değerini bilirsiniz.
  • 21:00 - 21:03
    Peki iş yerinde
    neden aynı şeyi yapmıyoruz?
  • 21:04 - 21:05
    Bridgewater'da yapıyorlar.
  • 21:06 - 21:09
    Radikal şeffaflığa
    kafayı öyle takmışlar ki
  • 21:09 - 21:12
    her toplantıyı videoya
    veya ses olarak kaydediyorlar.
  • 21:13 - 21:15
    Kulağa biraz
    BBG izliyor gibi geliyor,
  • 21:15 - 21:16
    aslında, izliyor.
  • 21:17 - 21:20
    Ama fark şurada -- herkes izliyor.
  • 21:21 - 21:23
    Öğrenmek için
    sürekli kayıtları izliyorlar.
  • 21:23 - 21:26
    İşte radikal şeffaflık böyle bir şey.
  • 21:26 - 21:29
    İşte kurucu Ray Dalio,
    bir meslektaşıyla konuşuyor.
  • 21:29 - 21:32
    RD: Hayır, tavsiyen
    tamamen kötü demiyorum.
  • 21:32 - 21:35
    Meslektaş: Kötü olduğunu düşünmüş gibisin.
  • 21:35 - 21:37
    RD: Bir kısmı kötü.
  • 21:37 - 21:38
    Büyün diyeceği bu.
  • 21:38 - 21:42
    Bilmediğinizi bildiğinizi
    göstermeniz gerek.
  • 21:42 - 21:44
    AG: Birçok iş yerinde
  • 21:44 - 21:46
    insanlar bu yorumları
    kapalı kapılar ardında tutuyor.
  • 21:47 - 21:49
    Jen Healy: Genel hiyerarşi yapılarında,
  • 21:49 - 21:51
    insanlara gerçekten
    ne düşündüğünüzü söylemezsiniz.
  • 21:51 - 21:53
    AG: Jen Healy, Bridgewater'da yönetici.
  • 21:53 - 21:56
    JH: Sürekli diğer kişilerin
    size dair algılarını
  • 21:56 - 21:59
    ve hakkınızda düşündüklerini
    yönetiyor ve insanlara yağcılık yapmaya,
  • 21:59 - 22:02
    yanlış bir şey yokmuş gibi,
    bütün cevaplara sahipmişsiniz gibi
  • 22:02 - 22:04
    düşündürmeye çalışıyorsunuz.
  • 22:04 - 22:08
    AG: Radikal şeffaflık, iş hayatının bir
    ölümcül günahını çözmek için tasarlandı:
  • 22:08 - 22:09
    ofis politikaları.
  • 22:09 - 22:12
    Birçok yerde, toplantılarda olan şey,
  • 22:12 - 22:15
    gizli ortaklıklar ve toplantı sonrası
  • 22:15 - 22:17
    yapılan sohbetler kadar önemli değildir.
  • 22:17 - 22:20
    JH: Yani, düşündüğünüzü
    söyleyebiliyorsunuz
  • 22:20 - 22:22
    ve düşünceniz kötüyse
    sorumlu tutulabiliyorsunuz.
  • 22:22 - 22:25
    AG: Ama işe yaraması için
    tüm meslektaşlarınızın
  • 22:25 - 22:28
    eleştiriye refleksli tepki
    vermeyi bırakması lazım.
  • 22:28 - 22:30
    Bu kolay değil, özellikle en başta.
  • 22:30 - 22:34
    Eileen Murray: Bridgewater ile
    ilk tanıştığımda
  • 22:34 - 22:35
    hayran değildim.
  • 22:35 - 22:37
    AG: Bu, Eileen Murray.
  • 22:37 - 22:40
    EM: Bridgewater'a ilk kez
    bir toplantı için gittiğimde
  • 22:40 - 22:42
    bir yönetim kurulu toplantısı
    olduğunu düşündüm
  • 22:42 - 22:44
    ve birisi sorgulanıyordu,
  • 22:44 - 22:46
    neler olduğuna dair
    mantıklı bir cevap alana dek
  • 22:46 - 22:48
    insanlara sorular soruyordum
  • 22:48 - 22:51
    ve şöyle dedim, "Buradan çıkmak
    için sabırsızlanıyorum,
  • 22:51 - 22:52
    sanırım saçımı yakacağım.
  • 22:52 - 22:53
    Bu insanlar çıldırmış."
  • 22:54 - 22:57
    AG: Ama şu an Eileen şirketin
    iki kurul başkanından birisi.
  • 22:57 - 23:01
    Bu süreçte eleştiriyi,
    zorlu bir sevgi olarak görmeye başladı.
  • 23:01 - 23:04
    Ailenizden göreceğiniz türden bir sevgi.
  • 23:04 - 23:06
    EM: Bana bazen tahammül
    edemeyeceğim şeyler söyleyen
  • 23:06 - 23:08
    bir kız kardeşim var,
  • 23:08 - 23:11
    fakat katlanıyorum çünkü
    daha iyi olmam için uğraşıyor.
  • 23:12 - 23:16
    Maksadın insanların neye benzediğini
    anlamak olduğunu anladığımda
  • 23:16 - 23:19
    kendilerinin neye benzediklerini
    anlamaları amacıyla,
  • 23:19 - 23:23
    işte o zaman, neyi iyi yaptığınızı
    temelde biliyor oluyorsunuz,
  • 23:23 - 23:26
    neyi iyi yapmadığınızı da, böylece
    hayatta daha iyi şeyler yapabilirsiniz.
  • 23:26 - 23:28
    RD: Bu biraz Navy SEALs gibi.
  • 23:28 - 23:31
    Navy SEAL'i soğuk suya koyun.
  • 23:31 - 23:34
    Bu zor bir ansa, bunun
    pratiğini yapalım değil mi?
  • 23:35 - 23:39
    AG: Şirketteki her gün, mücadele
    ağınızla yeni bir karşılaşma demek.
  • 23:39 - 23:41
    Araştırmayı öğrenip
    eleştirilere güveniyorsunuz,
  • 23:41 - 23:43
    yani dahil oluyorsunuz.
  • 23:43 - 23:47
    Yavaşça da acı gerçekleri
    duyarak daha rahat ediyorsunuz,
  • 23:48 - 23:50
    tabii kaçıp gitmezseniz.
  • 23:50 - 23:54
    Bridgewater'da yeni işe girenlerin
    üçte biri, ilk bir buçuk yılda bırakıyor.
  • 23:55 - 23:59
    Daha önce dinlediğiniz, Kiran Rao'nun
    kendisini 200 meslektaşının önünde
  • 23:59 - 24:03
    şirketin en kötü yöneticisi
    olduğunun söylendiği
  • 24:03 - 24:05
    o bir buçuk yıllık anı doğru.
  • 24:05 - 24:08
    Kiran hazırlıklı olabilirdi
    ama bu hala kırıcı bir şey.
  • 24:09 - 24:14
    KR: Hindistanlı tenim elverdiğince
    yüzüm olabildiğince kızarıyordu.
  • 24:14 - 24:16
    Bunu esasen şöyle açıklıyordum,
  • 24:16 - 24:19
    bir gün sahil için giyiniyorsunuz,
  • 24:19 - 24:22
    mayonuz ve terlikleriniz
  • 24:22 - 24:26
    ve kapınızı tamamen açıyorsunuz
    ve güçlü bir kış fırtınası içindesiniz.
  • 24:26 - 24:29
    AG: Kiran hakkında
    anlamanız gereken şey şu,
  • 24:29 - 24:32
    Kiran'ın Bridgewater'dan önce de
    başarılı bir kariyeri vardı.
  • 24:32 - 24:33
    Aslında, birkaç.
  • 24:34 - 24:37
    Bir doktordu ve
    Dünya Sağlık Örgütü'yle çalıştı.
  • 24:37 - 24:39
    Bir danışmanlık firmasında yöneticiydi.
  • 24:39 - 24:42
    Başarılı bir yatırım şirketinde çalıştı.
  • 24:42 - 24:45
    Daha önce bu kadar başarısız olmamıştı.
  • 24:45 - 24:49
    Fakat sonrasında olan şeyi,
    başka hiçbir yerde, asla görmemiştim.
  • 24:50 - 24:52
    Utandın mı, yani,
    herkesten saklandın mı --
  • 24:52 - 24:54
    nasıl ilerledin?
  • 24:55 - 24:56
    KR: Hayır, harika hissettim.
  • 24:56 - 24:57
    AG: Pardon, ne?
  • 24:57 - 24:59
    KR: Harika hissettim.
  • 24:59 - 25:01
    AG: Bunun garip olduğunun
    farkında mısın?
  • 25:01 - 25:02
    KR: Evet öyle.
  • 25:02 - 25:05
    AG: Bunu toplantının
    kaydında duyabilirsiniz,
  • 25:05 - 25:06
    sıralamasını öğrendikten hemen sonra.
  • 25:06 - 25:08
    Ses klibi: Ben Kiran Rao,
  • 25:08 - 25:11
    şimdiye dek muhtemelen
    listenin en kötü şöhretli kişisi.
  • 25:11 - 25:14
    (Gülüşmeler)
  • 25:14 - 25:15
    Bence bu harika bir liste.
  • 25:15 - 25:17
    O noktada olduğumu da kabul ediyorum.
  • 25:18 - 25:21
    Bu beni daha enerjik karşısında
    enerjisiz bırakıyor.
  • 25:22 - 25:25
    Enerji alıyorum ve yardım etmeyi
    veya terk etmeyi bekliyorum,
  • 25:25 - 25:26
    hangi cevap doğruysa.
  • 25:27 - 25:29
    AG: Yani sen cezaya doymuyor musun?
  • 25:29 - 25:30
    (Gülüşmeler)
  • 25:31 - 25:32
    KR: Bu sadece veri.
  • 25:32 - 25:36
    Bu, neye benzediğimle ilgili
    yalnızca objektif veri.
  • 25:36 - 25:40
    Kötünün ne kadar kötü olduğunu,
    iyinin ne kadar iyi olduğunu
  • 25:40 - 25:42
    bilmek isterdim,
  • 25:42 - 25:44
    böylece bir şeyler yapabilirdim.
  • 25:44 - 25:47
    AG: Özellikle benim
    eğitimimi almış bir kuşkucu,
  • 25:47 - 25:51
    bunun yalnızca bilişsel yankılaşım
    azalması olduğunu söyleyebilirdi.
  • 25:51 - 25:55
    Yani şöylesin, "Bu çok kötü hissettirdi,
    ama kalmayı tercih ettim,
  • 25:55 - 25:59
    öyleyse bu bana bir şey öğretmeliydi,
    tecrübeden büyümem gerekiyordu,
  • 25:59 - 26:01
    yoksa, yani, bunu nasıl
    meşrulaştırabilirdim?"
  • 26:01 - 26:04
    Tatsız tecrübeye bir tür
    bahane bulup bulmadığını
  • 26:04 - 26:06
    merak etmedin mi hiç?
  • 26:06 - 26:07
    KR: Hayır.
  • 26:07 - 26:11
    Ama Bridgewater bu dramatik
    anlarla ilgili değil, değil mi?
  • 26:11 - 26:14
    İnsanların kültüre
  • 26:14 - 26:18
    uyum sağlayıp sağlamadıklarını
    anlamaları için esas mücadele,
  • 26:18 - 26:20
    dramatik anlar değildir,
  • 26:20 - 26:22
    Bunun günlük tecrübe edebilmektir.
  • 26:22 - 26:23
    Değil mi?
  • 26:23 - 26:29
    O drama, gerçekten kendini
    tanıma işine özgüdür.
  • 26:30 - 26:34
    Bridgewater'da derin, temel
    değişimi tecrübe ettiğime inanıyorum.
  • 26:35 - 26:37
    AG: Bu ilginç, çünkü
    neredeyse bir içgüdüyü
  • 26:37 - 26:41
    yeniden şekillendirmeye veya geçersiz
    kılmaya çalışıyorsun gibi görünüyor.
  • 26:41 - 26:44
    KR: Birisi bana bir şeyi
    kötü yaptığımı söylediği zaman
  • 26:44 - 26:46
    egom devreye giriyor, doğru
  • 26:46 - 26:50
    ve kontrolüm daha da
    kötü bir hal almaya başlıyor.
  • 26:51 - 26:53
    "Bu çok yanlış,
    bu nasıl doğru olabilir,
  • 26:53 - 26:57
    hayatımda tüm bunları ben yaptım
    ve ben nasıl bu insan olabilirim?"
  • 26:58 - 27:00
    AG: Kanıtlama modu diye buna derim.
  • 27:00 - 27:03
    O ilkel, duygusal bir tepki.
  • 27:03 - 27:04
    Düşük seviyedeki sen.
  • 27:04 - 27:07
    Fakat beyninin başka bir
    yüksek seviye ayarı var.
  • 27:07 - 27:08
    Geliştirme modu.
  • 27:09 - 27:11
    O senin içsel Olimpik dalışçın,
  • 27:11 - 27:13
    tamamen ne kadar iyi olduğunu
  • 27:13 - 27:16
    ve daha iyi olmak için
    yapabileceğin her bir şeyi bilmek istiyor.
  • 27:17 - 27:20
    Geliştirme modu, hep sürmekte olan
    bir iş olduğun anlamına gelir.
  • 27:20 - 27:22
    Bridgewater'da düşünce
  • 27:22 - 27:24
    her zaman geri dönüşe maruz kalırsanız
  • 27:24 - 27:27
    bu geliştiren sesi duyma
    konusunda daha iyi olursunuz.
  • 27:27 - 27:29
    KR: Daha yumuşak bir ses var.
  • 27:29 - 27:33
    İçimde şöyle diyen mantıklı bir insan,
  • 27:33 - 27:35
    "Evet, sert bir yıl oldu.
  • 27:35 - 27:38
    Çok da etkili bir yıl değildi.
  • 27:38 - 27:40
    Kiran, amaçlarını gerçekten
    yerine getirmiyorsun.
  • 27:41 - 27:43
    Bu çok da şaşırtıcı değil."
  • 27:43 - 27:45
    Fark yine de bu iki sesin
  • 27:45 - 27:48
    o andaki büyüklüklerinin farklı olması.
  • 27:49 - 27:51
    Düşük seviyedeki ben çığlık atıyor,
  • 27:51 - 27:53
    yüksek seviyedeki ben ise fısıldıyor.
  • 27:53 - 27:54
    AG: İlginç.
  • 27:54 - 27:57
    Bu iki sen her zaman
    bir seviyede savaşıyor olacak.
  • 27:57 - 27:59
    KR: Bence de.
  • 27:59 - 28:03
    Bana göre, bunu şu an
    görebiliyor olmam bir güzellik.
  • 28:03 - 28:05
    Bunun farkına varmam
  • 28:05 - 28:09
    ve sabitliğe geri dönmem,
    bir veya iki ayımı aldı.
  • 28:09 - 28:12
    Ray ile bu bir mikro saniye sürüyor.
  • 28:12 - 28:15
    RD: Evet, neredeyse bu kadar hızlı.
  • 28:15 - 28:19
    "Kahretsin," diyorum, "keşke ... olsaydı"
  • 28:19 - 28:22
    ve aynı anda "Ders nerede?" diyorum.
  • 28:22 - 28:24
    Bence bu bir huy.
  • 28:25 - 28:26
    AG: Tamam, bu garip.
  • 28:27 - 28:29
    Ray eleştirildiği zaman geri kalanımızdan
  • 28:29 - 28:32
    daha az acı hissetmediğini
    söylemek istiyor.
  • 28:32 - 28:34
    Kendini eğittiği için acı sinyalini
  • 28:34 - 28:37
    bir keyif sinyali takip ediyor.
  • 28:37 - 28:39
    Yıllarca bu olumsuz görüşleri almak
  • 28:39 - 28:41
    pozitif sonuçlara yol açıyor,
  • 28:41 - 28:44
    şimdi onları duymaktan
    bir çeşit keyif alıyor.
  • 28:44 - 28:48
    RD: Eleştiri alırken ne hissediyorsun?
  • 28:48 - 28:51
    AG: Bence bir uçtan bir uca...
  • 28:52 - 28:54
    çoğu zaman ondan keyif almıyorum,
  • 28:54 - 28:55
    ama onu istiyorum.
  • 28:55 - 28:58
    İnsanlara konuşma yapmaktan korkardım
    ve öğretmenliğe başladım.
  • 28:59 - 29:00
    Bir geri bildirim formunda,
  • 29:00 - 29:01
    öyle gergin oldudum ki
  • 29:01 - 29:05
    öğrencilerin sandalyelerinde fiziksel
    olarak titremelerini sağladığım yazıyordu.
  • 29:05 - 29:08
    O zamanlar şöyleydi,
    "Ah, ben bu insan olmak istemiyorum."
  • 29:08 - 29:11
    Fakat o insan olmamak için
    geri bildirime ihtiyacım vardı.
  • 29:12 - 29:14
    İstediğim için almanın daha kolay
    olduğunu düşünüyorum.
  • 29:14 - 29:18
    Birisi pat diye söylediği zaman
    eleştiriyi çok iyi karşılamıyorum
  • 29:18 - 29:21
    ve ona dahil olmadığımı hissediyorum.
  • 29:22 - 29:23
    RD: Bu güzel, değil mi?
  • 29:23 - 29:25
    Pat diye söylendiği zaman da
  • 29:25 - 29:28
    seni şaşırtması tamamen anlaşılabilir,
  • 29:28 - 29:30
    yani, çünkü bu bir amigdala tepkisi.
  • 29:30 - 29:34
    Amigdala savaş ya da kaçtır
    ve çok kısa süreli bir şeydir.
  • 29:34 - 29:38
    Fakat bu kısa süreçte zayıflamaya başlar
  • 29:38 - 29:41
    ve sonra, o anda ifade ederseniz
  • 29:41 - 29:45
    acı artı ifade eşittir gelişim demektir.
  • 29:46 - 29:51
    Çünkü acı size yanlış bir
    şeyin olduğu sinyalini verir;
  • 29:51 - 29:54
    ifade de bu öğrenimi
    üretmenize yardımcı olur.
  • 29:54 - 29:58
    Bunu belirli bir süre yaparsanız
    ister istemez öğrenirsiniz.
  • 29:58 - 29:59
    (Müzik)
  • 29:59 - 30:00
    AG: Hedef bu.
  • 30:01 - 30:02
    Fakat çoğu insan gibiyseniz
  • 30:02 - 30:05
    ifadeniz iç diktatörünüz
    tarafından gasp edilir,
  • 30:05 - 30:08
    bu da derhal reddetme
    ve saldırıya dönüşür.
  • 30:09 - 30:11
    Aynaya daha dürüst bakabilmek
    için bir yol gerekli.
  • 30:12 - 30:14
    Şu anda, bunu yapmak zor.
  • 30:14 - 30:17
    Psikolojide, başkalarının
    sizi nasıl gördüğü konusunda
  • 30:17 - 30:20
    biraz daha farkında olmanız için
    eğlenceli bir yol var.
  • 30:21 - 30:25
    Bilgisayar başına zamanlı, çok seçenekli
    bir test çözmek için oturduğunuzu düşünün.
  • 30:25 - 30:28
    Talimatlar, zamanlayıcının
    süresi dolmadan art arta
  • 30:28 - 30:30
    soruları cevaplamanızı söylüyor.
  • 30:31 - 30:34
    Fakat size söylemediğimiz şey,
    klavyenizi kaydettiğimiz.
  • 30:34 - 30:38
    Yani zamanlayıcı ardından cevap
    verirseniz hile yaptığınızı biliriz.
  • 30:39 - 30:42
    Odada bir ayna olduğu takdirde
  • 30:42 - 30:45
    hile yapma olasılığınız oldukça azalıyor.
  • 30:45 - 30:49
    Davranışınızın diğerlerine nasıl
    görüneceğini düşünmenizi anımsatıyor.
  • 30:49 - 30:50
    (Müzik)
  • 30:50 - 30:54
    Bridgewater'da Ray sürekli
    aynaya bakmaya çalışıyor,
  • 30:54 - 30:57
    böylece kendini
    başkalarının gördüğü gibi görebilir.
  • 30:57 - 31:00
    Psikologlar sık sık
    ikinci skordan bahsederler.
  • 31:00 - 31:02
    Hazırlıksız, uzun soluklu
    toplantı performansınızı
  • 31:02 - 31:04
    kontrol edemeyeceğiniz fikri;
  • 31:04 - 31:06
    yani D- gerçekleşti, bu zaten oldu.
  • 31:06 - 31:08
    Sonra yapabileceğiniz tek şey şu,
  • 31:08 - 31:10
    "Pekala, ilk skoru kontrol edemiyorum,
  • 31:10 - 31:14
    ikinciyi kontrol edebilirim, bu da
    ilk skorun ne kadar etkili olduğudur."
  • 31:14 - 31:16
    Performansım için bir D- almış olsam bile
  • 31:16 - 31:19
    performansımın geri bildirimini
    alma biçimim için A-artı alabilirim.
  • 31:19 - 31:22
    Kendine bu tür belirgin
    değerlendirmeler veriyor musun?
  • 31:22 - 31:23
    RD: Herkes verir.
  • 31:23 - 31:25
    AG: İnsanlar ne kadar iyi öğrendikleri
  • 31:25 - 31:28
    ve yorum aldıkları konusunda
    değerlendirildiğini bilirse
  • 31:28 - 31:30
    artık korunacak sabit bir imaj yoktur.
  • 31:30 - 31:32
    RD: Güzel, bu iyi bir nokta.
  • 31:32 - 31:34
    AG: İkinci skor.
  • 31:34 - 31:36
    Ne zaman bir geri bildirim alsam
  • 31:36 - 31:39
    geri bildirimi ne kadar iyi
    aldığıma dair kendime puan veririm.
  • 31:39 - 31:41
    Bu geliştirebileceğimiz bir huy.
  • 31:41 - 31:44
    Biri size geri bildirim veriyorsa
    sizi zaten değerlendirmiştir.
  • 31:45 - 31:48
    Size, o anda yargıladıkları esas şeyin
    açık mı yoksa savunmacı mı
  • 31:48 - 31:50
    olduğunuzu hatırlatır.
  • 31:50 - 31:53
    Savunmacı olduğunuzun
    her zaman farkına varmazsınız.
  • 31:53 - 31:55
    Mücadele ağınızı arayın.
  • 31:55 - 31:57
    Size ikinci bir skor
    vermelerini de isteyin.
  • 31:57 - 32:00
    "Geri bildirim verdiğinde
    nasıl bir izlenim yarattım?"
  • 32:00 - 32:03
    Daha sonra ne dediklerini
    gerçekten dinleyin.
  • 32:04 - 32:06
    Teşekkür ederek de karşılık verin.
  • 32:07 - 32:08
    (Müzik)
  • 32:08 - 32:10
    Kendinizi kanıtlamanın en iyi yolu,
  • 32:10 - 32:13
    kendinizi geliştirmeye
    istekli olduğunuzu göstermektir.
  • 32:14 - 32:15
    Kiran'a sorun.
  • 32:15 - 32:19
    KR: Bu komik, eve giderken
    eşimi aradım ve olanları söyledim,
  • 32:19 - 32:23
    Bridgewater'daki en kötü yöneticiler
    listesi açıklandı ve ben bir numaraydım.
  • 32:23 - 32:27
    Muhteşem, enerji dolu bir gün geçirdim.
  • 32:28 - 32:29
    Muhteşem hissettim.
  • 32:29 - 32:32
    Şöyle dedi, "Bu muhteşem, Kiran,
    seninle gurur duyuyorum."
  • 32:32 - 32:33
    AG: Gurur duyduğunu mu söyledi?
  • 32:33 - 32:35
    En kötü Bridgewater
    yöneticisi olduğun için?
  • 32:35 - 32:37
    KR: Hayır, aynaya baktığım için,
  • 32:37 - 32:39
    olduğum şeyden korkmadığım için,
  • 32:39 - 32:42
    gerçeği olduğu gibi görebildiğim için.
  • 32:43 - 32:45
    Belki de o zamana kadar eve ulaştım.
  • 32:45 - 32:46
    Bu kısa bir seyahatti.
  • 32:46 - 32:53
    (Müzik)
  • 32:53 - 32:56
    AG: WorkLife'ı ben sundum, Adam Grant.
  • 32:56 - 32:59
    Bu şov Transmitter Medya
    ve Pineapple Street Medya ile
  • 32:59 - 33:01
    TED tarafından hazırlandı.
  • 33:01 - 33:04
    Takımımızda Colin Helms,
    Gretta Cohn, Gabrielle Lewis,
  • 33:04 - 33:06
    Angela Cheng ve Janet Lee var.
  • 33:06 - 33:10
    Bu bölüm, Julia Alsop'un yardımıyla
    Dan O'Donell tarafından hazırlandı.
  • 33:11 - 33:14
    Şovumuzu David Herman,
    Dan Dzula'nın yardımıyla birleştirdi.
  • 33:14 - 33:16
    Müziği Hahnsdale Hsu hazırladı.
  • 33:17 - 33:19
    Sponsorlarımıza teşekkürler:
  • 33:19 - 33:23
    Bonobos, Accenture,
    JP Morgan Chase ve Warby Parker.
  • 33:23 - 33:25
    Bir sonraki WorkLife'ta,
  • 33:25 - 33:27
    Daily Show'da
    yazarın odasına gireceğiz
  • 33:27 - 33:30
    ve baskı altında yaratıcı işleri
    nasıl yaptıklarını öğreneceğiz.
  • 33:30 - 33:34
    David Kibukka: İlk taslak,
    son taslak demek değildir.
  • 33:34 - 33:37
    Dam Amira: Evet,
    bu yüzden ona ilk taslak diyorlar.
  • 33:37 - 33:39
    DK: Bu, isimlendirme
    sürecinin büyük bir kısmı.
  • 33:39 - 33:41
    AG: Bu, WorkLife'ın sonraki bölümünde.
  • 33:41 - 33:43
    Bu arada, dinlediğiniz için teşekkürler.
  • 33:43 - 33:46
    Eğer beğendiyseniz şovu oylayabilir
    ve yorum yapabilirsiniz.
  • 33:47 - 33:48
    İnsanların bizi bulmasını sağlıyor.
  • 33:49 - 33:50
    Haftaya görüşürüz.
  • 33:50 - 33:54
    (Müzik)
  • 33:55 - 33:58
    Ray, bu eğlenceli ve ilginç
  • 33:58 - 34:00
    ve her zamanki gibi düşündürücü oldu.
  • 34:00 - 34:03
    RD: Peki, şimdi ne eleştiriler alacağım?
  • 34:03 - 34:05
    AG: Ah, seni eleştirmek zorunda mıyım?
  • 34:05 - 34:06
    RD: Evet.
  • 34:06 - 34:08
    AG: Ah. Buna zamanımız var mı?
  • 34:08 - 34:09
    (Gülüşmeler)
  • 34:09 - 34:13
    Edindiğin tecrübelere,
    anlatabileceğin hikayelere,
  • 34:13 - 34:17
    fikirlerini hayata geçiren şeyin
    bir kısmı olan duygulara
  • 34:17 - 34:20
    daha derinden yaklaşmak yerine,
  • 34:20 - 34:23
    soyut kavramlar ve fikirler
    seviyesinde kalıyorsun.
  • 34:23 - 34:27
    Soyut kavramsallığın yanına
    biraz daha somut,
  • 34:27 - 34:29
    duygusal şeyler koyarsan
  • 34:29 - 34:31
    iletişiminin daha etkili
    olacağını düşünüyorum.
  • 34:33 - 34:35
    RD: Teşekkürler.
Title:
Eleştiri nasıl sevilir?
Speaker:
Adam Grant ile WorkLife
Description:

İş arkadaşlarınıza, onlar hakkında gerçekten ne düşündüğünüzü söyleyebilseydiniz ne olurdu? Dünyanın en başarılı serbest fonunda herkes - herkesin önünde - derecelendiriliyor ve oylanıyor. Olumsuz geri bildirimi nasıl benimseyeceklerini çözmüşler ve bunun, başarılarının temeli olduğuna yemin ediyorlar. Adam Grant sizlere eleştiriyi nasıl iyi alabileceğinizi - ve eleştiri yapmada nasıl daha iyi olabileceğinizi -- gösteriyor. (Yalnızca ses)

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
34:39
Cihan Ekmekçi approved Turkish subtitles for How to love criticism Feb 23, 2019, 5:15 AM
Cihan Ekmekçi edited Turkish subtitles for How to love criticism Feb 23, 2019, 5:15 AM
Figen Ergürbüz accepted Turkish subtitles for How to love criticism Feb 22, 2019, 5:40 PM
Figen Ergürbüz edited Turkish subtitles for How to love criticism Feb 22, 2019, 5:40 PM
Cihan Ekmekçi rejected Turkish subtitles for How to love criticism Feb 22, 2019, 12:52 PM
Şebnem Koçak accepted Turkish subtitles for How to love criticism Feb 22, 2019, 10:57 AM
Şebnem Koçak edited Turkish subtitles for How to love criticism Feb 22, 2019, 10:57 AM
Gözde Zülal Solak edited Turkish subtitles for How to love criticism Feb 20, 2019, 10:04 PM
Show all

Turkish subtitles

Revisions