< Return to Video

Durağanlık sanatı

  • 0:01 - 0:03
    Hayatım boyunca seyahat ettim.
  • 0:03 - 0:04
    Küçük bir çocukken
  • 0:04 - 0:08
    İngiltere'de yatılı okula gitmemin
  • 0:08 - 0:10
    ailemin Kaliforniya'daki evinin yakınındaki
  • 0:10 - 0:15
    en iyi okula gitmekten
    daha ucuz olacağını fark etmiştim.
  • 0:15 - 0:19
    Dokuz yaşımda iken
  • 0:19 - 0:22
    yılda birkaç defa, tek başıma
  • 0:22 - 0:25
    okula gitmek için
    Kuzey Kutbunun üstünden uçuyordum.
  • 0:25 - 0:29
    Tabii uçtukça
    uçmayı daha çok sevmeye başladım.
  • 0:29 - 0:32
    Liseden mezun olduğum hafta
  • 0:32 - 0:35
    masa temizleyicisi olarak
    çalışmaya başladım.
  • 0:35 - 0:39
    Böylece 18. yaşımın her mevsimini
  • 0:39 - 0:42
    farklı bir kıtada geçirecektim.
  • 0:42 - 0:46
    Daha sonra ise neredeyse
    kaçınılmaz bir şekilde seyahat yazarı oldum.
  • 0:46 - 0:50
    İşimle, heyecan duyduğum şey birleşmişti.
  • 0:51 - 0:55
    Ve o zaman şöyle hissetmeye başladım:
  • 0:55 - 0:58
    Tibet'in mumla aydınlatılmış
    tapınakları etrafında yürüyecek
  • 0:58 - 1:01
    veya etrafınızda müzik varken
  • 1:01 - 1:03
    Havana'nın sahillerinde gezinecek kadar
    şanslıysanız,
  • 1:03 - 1:06
    o sesleri, o masmavi gökyüzünü
  • 1:06 - 1:09
    ve mavi okyanusun parıldamasını
  • 1:09 - 1:11
    memleketinizdeki arkadaşlarınıza
    getirebilir,
  • 1:11 - 1:13
    kendi hayatınıza birazcık sihir
  • 1:13 - 1:15
    ve açıklık da katabilirsiniz.
  • 1:15 - 1:18
    Tabii hepinizin bildiği gibi
  • 1:18 - 1:21
    seyahat ettiğinizde
    öğrendiğiniz ilk şeylerden biri,
  • 1:21 - 1:26
    doğru gözle bakmadığınız sürece
    hiçbir yerin sihirli olmadığı.
  • 1:26 - 1:29
    Sinirli bir adamı Himalayalar'a götürün,
  • 1:29 - 1:32
    yiyecekten şikayet etmeye başlar.
  • 1:32 - 1:34
    Daha dikkat edici ve takdir edici gözlere
  • 1:34 - 1:38
    ulaşmanın en iyi şeklinin
  • 1:38 - 1:40
    gariptir,
  • 1:40 - 1:44
    hiçbir yere gitmeme,
    hareketsiz oturma olduğunu fark ettim.
  • 1:44 - 1:46
    Hareketsiz oturarak çoğumuz
    hızlanmış hayatlarımızda
  • 1:46 - 1:51
    en çok hasretini çektiğimiz şey
    olan araya ulaşıyoruz.
  • 1:52 - 1:54
    Fakat hareketsiz oturma benim için
  • 1:54 - 1:59
    deneyimlerime göz gezdirmemin,
  • 1:59 - 2:03
    gelecek ve geçmişten
    anlam çıkarmanın tek yoluydu.
  • 2:03 - 2:06
    Şaşırtıcı bir şekilde
  • 2:06 - 2:08
    hiçbir yere gitmemenin
  • 2:08 - 2:12
    en az Tibet ve Küba'ya gitmek kadar
    heyecan verici olduğunu keşfettim.
  • 2:12 - 2:16
    Hiçbir yere gitmemek derken
  • 2:16 - 2:19
    her gün birkaç dakika
  • 2:19 - 2:21
    ya da her mevsim birkaç gün
  • 2:21 - 2:23
    ya da bazı insanların yaptığı gibi
  • 2:23 - 2:25
    hayattan birkaç sene
  • 2:25 - 2:28
    hareketsiz bir şekilde
  • 2:28 - 2:31
    sizi en çok harekete geçiren şeyi buluncaya,
  • 2:31 - 2:35
    en gerçek mutluluğunuzun
    nerede olduğunu hatırlayıncaya kadar
  • 2:35 - 2:37
    ya da bazen
  • 2:37 - 2:39
    hayatı kazanmakla, hayatı yaşamanın
  • 2:39 - 2:42
    farklı yönlerde olduğunu fark edinceye kadar
    oturmayı kastediyorum.
  • 2:42 - 2:46
    Tabii ki bu, yüzyıllar boyu her gelenekten
  • 2:46 - 2:48
    hikmet sahibi kişilerin bize söylediği bir şey.
  • 2:48 - 2:50
    Bu çok eski bir fikir.
  • 2:50 - 2:53
    İki bin yıldan çok daha önce Stoacılar,
  • 2:53 - 2:56
    hayatımızın deneyimlerden değil
  • 2:56 - 2:58
    bizim onlarla yaptıklarımızdan
    oluştuğunu bize hatırlatıyordu.
  • 2:58 - 3:02
    Şehrinizden aniden bir fırtınanın geçtiğini
  • 3:02 - 3:07
    ve her şeyi yakıp yıktığını düşünün.
  • 3:07 - 3:10
    Bir kişi hayatı boyunca travma yaşayacak.
  • 3:10 - 3:14
    Fakat bir başka biri, belki de kardeşi,
    özgürlüğe kavuşmuş gibi hissedebilir.
  • 3:14 - 3:19
    Bunun hayatına yeniden başlamak için
    büyük bir şans olduğuna karar verebilir.
  • 3:19 - 3:20
    Aynı olay,
  • 3:20 - 3:23
    fakat çok farklı iki tepki.
  • 3:23 - 3:27
    Şekspir'in "Hamlet"te dediği gibi, iyi ya da kötü yoktur,
  • 3:27 - 3:29
    düşünme biçimimiz onları oluşturur.
  • 3:31 - 3:34
    Benim gezginlik deneyimlerim de
    hep bunu onayladı.
  • 3:34 - 3:37
    24 yıl önce hayatımdaki
    en ilginç gezilerimden birini
  • 3:37 - 3:40
    Kuzey Kore'ye gerçekleştirdim.
  • 3:40 - 3:43
    Gezi birkaç gün sürmüştü.
  • 3:43 - 3:46
    Hareketsiz bir şekilde otururken,
    zihnimde gezinin üzerinden tekrar geçtim,
  • 3:46 - 3:50
    onu anlamaya çalıştım,
    düşüncelerimde yer bulmaya çalıştım,
  • 3:50 - 3:52
    24 yıldır sürüyor,
  • 3:52 - 3:56
    belki de hayat boyu devam edecek.
  • 3:56 - 3:59
    Başka bir deyişle,
    bu gezi bana muhteşem manzaralar sunmuştu,
  • 3:59 - 4:01
    fakat hareketsiz oturma
  • 4:01 - 4:05
    onları kalıcı çıkarımlara dönüştürdü.
  • 4:05 - 4:08
    Bazen hayatımızın ne kadar büyük kısmının
  • 4:08 - 4:10
    zihnimizde geçtiğini düşünüyorum.
  • 4:10 - 4:15
    hafıza, hayal, yorumlama
    veya fikir yürütme ile
  • 4:15 - 4:17
    Hayatımı gerçekten değiştirmek istiyorsam,
  • 4:17 - 4:21
    zihnimi değiştirmeye başlamam en iyisi.
  • 4:21 - 4:23
    Yine, bunların hiçbiri yeni şeyler değil.
  • 4:23 - 4:27
    Şekspir ve Stoacılar bu yüzden yüzyıllar
    önce bize bunları söyledi.
  • 4:27 - 4:32
    Fakat Şekspir hiçbir zaman
    günde 200 e-posta ile uğraşmıyordu.
  • 4:32 - 4:33
    (Gülüşmeler)
  • 4:33 - 4:37
    Bildiğim kadarı ile
    Stoacılar Facebook'ta değildi.
  • 4:37 - 4:40
    Bizden çok şey talep eden hayatımızda
  • 4:40 - 4:42
    en çok talep gören şey
  • 4:42 - 4:43
    kendimiz.
  • 4:43 - 4:46
    Nerede olursak olalım,
    gece veya sabah her an
  • 4:46 - 4:50
    patronlarımız, gereksiz e-posta atanlar,
    ebeveynlerimiz bize ulaşabilir.
  • 4:50 - 4:54
    Sosyologlar son zamanlarda
  • 4:54 - 4:57
    Amerikalıların 50 yıl önceye göre
    daha az çalıştığını buldular,
  • 4:57 - 5:00
    fakat daha çok çalıştığımızı düşünüyoruz.
  • 5:00 - 5:03
    Zaman kazandırıcı alet sayısı artıyor,
  • 5:03 - 5:07
    fakat bazen
    daha az zaman varmış gibi geliyor.
  • 5:07 - 5:09
    Dünyanın en ücra köşelerindeki kişilerle
  • 5:09 - 5:12
    daha kolay iletişime geçebiliyoruz,
  • 5:12 - 5:14
    fakat bu süreçte
  • 5:14 - 5:17
    kendimizle olan bağı kaybediyoruz.
  • 5:17 - 5:21
    Gezgin olarak fark ettiğim en şaşırtıcı şey,
  • 5:21 - 5:24
    herhangi bir yere
  • 5:24 - 5:27
    ulaşmamızı sağlayan insanların
  • 5:27 - 5:30
    hiçbir yere gitmeme isteklerinin olması.
  • 5:30 - 5:32
    Başka bir deyişle,
  • 5:32 - 5:35
    eskinin limitlerinin üstesinden gelen
  • 5:35 - 5:38
    teknolojileri oluşturanlar,
  • 5:38 - 5:41
    teknoloji limitleri konusunda
  • 5:41 - 5:45
    en bilinçli insanlar.
  • 5:45 - 5:48
    Bir gün Google merkez binasına gittim,
  • 5:48 - 5:50
    duyduğunuz şeyleri gördüm;
  • 5:50 - 5:54
    içerideki ağaç evleri, trambolinleri,
  • 5:54 - 5:58
    çalışanların ücretli zamanlarının
    yüzde yirmisinde
  • 5:58 - 6:02
    hayallerini serbest bırakmanın
    tadını çıkardıklarını.
  • 6:02 - 6:05
    Fakat dijital kimliğimi almayı beklerken
  • 6:05 - 6:09
    beni başka şeyler daha çok şaşırttı:
  • 6:09 - 6:11
    bir Google çalışanı
  • 6:11 - 6:15
    yoga yapan başka Google çalışanlarını
    yoga eğitmeni yapmak için
  • 6:15 - 6:19
    bir program başlatacağını söyledi.
  • 6:19 - 6:23
    Bir başka çalışan
  • 6:23 - 6:26
    iç arama moturu
  • 6:26 - 6:29
    ve bilimin empirik olarak
  • 6:29 - 6:31
    hareketsiz oturmanın ya da meditasyonun
  • 6:31 - 6:35
    sağlığı iyileştirip berrak düşünmeyi sağlamanın yanında
  • 6:35 - 6:38
    duygusal zekayı da geliştirdiğini
    göstermesiyle ilgili bir kitap yazacaktı.
  • 6:38 - 6:41
    Silikon Vadisi'nde bir arkadaşım daha var.
  • 6:41 - 6:44
    Yeni teknolojiler konusunda
  • 6:44 - 6:46
    sık görüş bildiren kişilerden biri.
  • 6:46 - 6:50
    Wired dergisinin kurucularından biri, Kevin Kelly.
  • 6:50 - 6:53
    Kevin taze teknolojiler üzerine olan yeni kitabını
  • 6:53 - 6:58
    evinde hiç akıllı telefon, dizüstü bilgisayar veya televizyon yokken yazdı.
  • 6:58 - 7:01
    Silikon Vadisi'ndeki birçokları gibi
  • 7:01 - 7:04
    İnternet Şabatına uymak için
  • 7:04 - 7:07
    gerçekten uğraşıyor.
  • 7:08 - 7:11
    Her hafta 24 veya 48 saat
  • 7:11 - 7:14
    tamamen çevrimdışı oluyorlar.
  • 7:14 - 7:16
    Tekrar çevrimiçi olduklarında
  • 7:16 - 7:19
    yön ve dengelerinin ne olacağını
    anlamaya çalışıyorlar.
  • 7:19 - 7:23
    Teknolojinin her zaman bize sağlamadığı şey
  • 7:23 - 7:28
    sanırım teknolojiyi doğru kullanmanın
    nasıl olacağı.
  • 7:28 - 7:31
    Şabattan bahsetmişken,
  • 7:31 - 7:33
    on emre bakınız,
  • 7:33 - 7:37
    orada sadece bir kelime için kutsal sıfatı kullanılmış,
  • 7:37 - 7:39
    o da Şabat.
  • 7:39 - 7:42
    Yahudilerin kutsal kitabı Tevrat'a bakıyorum,
  • 7:42 - 7:46
    en uzun bölüm Şabat'la ilgili.
  • 7:46 - 7:49
    Hepimiz biliyoruz ki boş alan
  • 7:49 - 7:52
    en büyük lükslerimizden biri.
  • 7:52 - 7:56
    Birçok müzik parçasında, durma ya da ara
  • 7:56 - 7:59
    parçaya güzelliğini veya şeklini verir.
  • 7:59 - 8:00
    Yazar olarak
  • 8:00 - 8:04
    sayfaya birçok boş alan koymaya çalışırım,
  • 8:04 - 8:08
    böylece okuyucu düşüncelerimi
    ve cümlelerimi tamamlayabilir
  • 8:08 - 8:12
    ve hayali nefes alacak yer bulur.
  • 8:14 - 8:16
    Fiziksel dünyada birçok insan tabii ki,
  • 8:16 - 8:18
    ellerinde kaynakları varsa,
  • 8:18 - 8:21
    ülkede kendilerine
    bir alan almak isterler.
  • 8:21 - 8:24
    O kaynaklara sahip olmadım, fakat
  • 8:24 - 8:28
    bazen kendime
  • 8:28 - 8:32
    mekanda olmasa da zamanda ikinci bir eve
  • 8:32 - 8:35
    bir gün ara vererek
    sahip olabilecegimi hatirlatiyorum.
  • 8:35 - 8:38
    Bu da çok kolay değil tabii ki,
    bunu ne zaman yapsam
  • 8:38 - 8:41
    zamanımı bir sonraki gün
    üzerime binecek işleri
  • 8:41 - 8:43
    düşünerek geçiriyorum.
  • 8:43 - 8:45
    Bazen e-postalarımı
    kontrol etme şansı için
  • 8:45 - 8:48
    et, seks veya şaraptan
    vazgeçebileceğimi düşünüyorum.
  • 8:48 - 8:49
    (Gülüşmeler)
  • 8:49 - 8:53
    Her mevsim üç gün
    inzivaya çekilmeye çalışıyorum,
  • 8:53 - 8:56
    fakat bir tarafım zavallı eşimi
    geride bıraktığım için
  • 8:56 - 8:57
    ya da patronlarımdan gelen
  • 8:57 - 9:00
    o acil görünümlü
    e-postaları ihmal ettiğim için
  • 9:00 - 9:05
    ya da bir arkadaşımın doğum günü partisini
    kaçırdığım için kendimi suçlu hissediyorum.
  • 9:05 - 9:09
    Fakat gerçek sessizliğin olduğu bir yere
    vardığım an,
  • 9:09 - 9:12
    ancak oraya gidince
    eşimle, patronlarımla ya da arkadaşlarımla
  • 9:12 - 9:16
    paylaşabileceğim taze, yaratıcı
    veya heyecan verici
  • 9:16 - 9:18
    şeylere sahip olacağımı fark ediyorum.
  • 9:18 - 9:20
    Diğer türlü, gerçekten,
  • 9:20 - 9:23
    onları kendi yorgunluklarımla
    veya dağınıklıklarımla boğuyorum.
  • 9:23 - 9:26
    Bu da bir lütuf değil.
  • 9:27 - 9:29
    29 yaşımdayken,
  • 9:29 - 9:32
    hayatımı hiçbir yere gitmeyerek
  • 9:32 - 9:35
    baştan şekillendirmeye karar verdim.
  • 9:35 - 9:38
    Bir gün ofisten Times Meydanı üzerinden
  • 9:38 - 9:42
    bir taksiyle dönüyordum. Geceyarısı sonrasıydı.
  • 9:42 - 9:45
    Bir anda çok koşturduğumu,
  • 9:45 - 9:48
    kendi hayatıma yetişemediğimi fark ettim.
  • 9:48 - 9:50
    O zamanki hayatım da
  • 9:50 - 9:54
    küçük çocukken kurduğum hayallerin
    neredeyse aynısıydı.
  • 9:54 - 9:56
    Çok ilginç arkadaş ve iş arkadaşlarım vardı.
  • 9:56 - 10:01
    Park Avenue ve 20th Street'te
    güzel bir dairem vardı.
  • 10:01 - 10:05
    Bana göre dünyadaki gelişmelerle ilgili
    çok büyüleyici bir işim vardı.
  • 10:05 - 10:08
    Fakat hiçbir zaman onlardan kendimi ayırıp
  • 10:08 - 10:10
    kendimin gerçekten mutlu olduğumu
  • 10:10 - 10:14
    duyamıyordum ya da anlayamıyordum.
  • 10:14 - 10:17
    Hayal etmiş olduğum hayatı
  • 10:17 - 10:21
    Kyoto, Japonya'nın arka sokaklarındaki
    tek oda için terk ettim.
  • 10:22 - 10:26
    Burası uzun zamandır güçlü,
  • 10:26 - 10:30
    gerçekten mistik bir şekilde beni çekiyordu.
  • 10:30 - 10:31
    Çocukken bile
  • 10:31 - 10:34
    Kyoto'daki bir tabloya baktığımda
    onu tanıdığımı hissediyordum.
  • 10:34 - 10:37
    Daha önce ona baktığımı biliyordum.
  • 10:37 - 10:39
    Bildiğiniz gibi Kyoto
  • 10:39 - 10:42
    tepelerle çevrili,
  • 10:42 - 10:46
    iki binden fazla tapınağın
    ve kutsal mekanın olduğu,
  • 10:46 - 10:49
    insanların 800 seneden daha fazladır
    hareketsiz oturduğu, güzel bir şehir.
  • 10:52 - 10:55
    Buraya taşındıktan kısa bir süre sonra
    şimdi hala olduğum yere geldim,
  • 10:55 - 10:57
    eşimle ve eskiden çocuklarımla birlikte
    kuş uçmaz kervan geçmez bir yerde
  • 10:57 - 11:00
    iki odalı bir apartman dairesi.
  • 11:00 - 11:02
    Bisikletimiz, arabamız yoktu.
  • 11:02 - 11:05
    Televizyonu anlamıyordum.
  • 11:05 - 11:07
    Sevdiklerime gazeteci ve gezgin olarak
  • 11:07 - 11:10
    bakmak zorundaydım
  • 11:10 - 11:13
    ve bu tip bir yerin terfi
  • 11:13 - 11:15
    ya da kültürel heyecan
  • 11:15 - 11:17
    ya da sosyal oyalanma için
    ideal bir yer olmadığı aşikar.
  • 11:17 - 11:22
    Fakat buranın en çok değer verdiğim şeyleri
    sağladığını fark ettim:
  • 11:22 - 11:24
    günler
  • 11:24 - 11:26
    ve saatler.
  • 11:26 - 11:28
    Oradayken hiç cep telefonu kullanmadım.
  • 11:28 - 11:32
    Saate neredeyse hiç bakmadım,
  • 11:32 - 11:34
    her sabah uyandığımda
  • 11:34 - 11:37
    gün açık bir çayır gibi
  • 11:37 - 11:40
    önümde uzanıyordu.
  • 11:40 - 11:43
    Hayattaki o nahoş sürprizlerle karşılaştığımda,
  • 11:43 - 11:45
    - ki birden fazla kez karşılaşıyoruz
  • 11:45 - 11:47
    asık yüzlü bir doktor
  • 11:47 - 11:49
    odama girdiğinde
  • 11:49 - 11:53
    ya da yoldaki araba
    önümde hızlıca yön değiştirdiğinde -
  • 11:53 - 11:55
    çok içten bir şekilde biliyorum ki
  • 11:55 - 11:58
    hiçbir yere gitmemek bana
  • 11:58 - 12:00
    Bütan ya da Paskalya Adası'nda
    koştururken geçirdiğim zamandan
  • 12:00 - 12:05
    daha fazla destek olacak.
  • 12:06 - 12:08
    Ben her zaman gezgin olacağım,
  • 12:08 - 12:10
    geçimimi buradan sağlıyorum.
  • 12:10 - 12:12
    Seyahatin güzelliklerinden biri de
  • 12:12 - 12:16
    hayatın hareketi ve patırtısının içine
  • 12:16 - 12:20
    sakinliği sokmanıza izin vermesi.
  • 12:20 - 12:23
    Bir gün Frankfurt, Almanya'da
    bir uçağa bindim,
  • 12:23 - 12:26
    genç bir Alman kadın yanıma oturdu,
  • 12:26 - 12:29
    yaklaşık 30 dakika boyunca
  • 12:29 - 12:31
    benle arkadaşça sohbet etti,
  • 12:31 - 12:33
    sonra da döndü
  • 12:33 - 12:36
    ve hareketsiz bir şekilde 12 saat oturdu.
  • 12:36 - 12:39
    Bir kere bile önündeki
    video ekranına bakmadı,
  • 12:39 - 12:42
    hiç kitap okumadı, uyumadı bile.
  • 12:42 - 12:45
    Hareketsiz bir şekilde oturdu.
  • 12:45 - 12:49
    Ondaki bu duruluk ve sakinlik
    gerçekten bana da bulaştı.
  • 12:50 - 12:54
    Bugünlerde gitgide daha çok insanın
    bilinçli bir şekilde
  • 12:54 - 12:58
    hayatlarında bir yer açmak için
    önlemler aldığını fark ettim.
  • 12:58 - 13:00
    Bazı insanlar "kara delik"
    tatil yerlerine gidiyor.
  • 13:00 - 13:02
    Danışma masasına
  • 13:02 - 13:05
    cep telefonu ve diz üstü bilgisayarlarını
    teslim etmek için
  • 13:05 - 13:08
    yüzlerce dolar veriyorlar.
  • 13:08 - 13:11
    Bazı tanıdıklarım uyumadan önce
  • 13:11 - 13:13
    mesajlarına bakma
  • 13:13 - 13:14
    ya da YouTube'da
    video izlemek yerine,
  • 13:14 - 13:18
    ışıklarını kapatıp müzik dinlediklerinde
  • 13:18 - 13:20
    daha iyi uyuyup
  • 13:20 - 13:23
    daha zinde uyandıklarını fark etti.
  • 13:23 - 13:26
    Bir keresinde Los Angeles'in arkasındaki
  • 13:26 - 13:31
    yüksek, karanlık dağlara
    gitme şansı elde etmiştim.
  • 13:31 - 13:33
    Burada büyük şair, şarkıcı
  • 13:33 - 13:36
    dünyada birçok insanın sevdiği
    Leonard Cohen
  • 13:36 - 13:40
    Mount Baldy Zen Merkezi'nde uzun yıllardır
  • 13:40 - 13:43
    tam zamanlı bir rahip olarak
    yaşıyor ve çalışıyor.
  • 13:43 - 13:45
    Yetmiş yedi yaşında
  • 13:45 - 13:49
    bilerek çekici olmayan "Eski Fikirler"
  • 13:49 - 13:54
    adını verdiği gibi albümü
  • 13:54 - 13:57
    dünyada 17 ülkede birinci sıraya,
  • 13:57 - 14:00
    dokuzunda da ilk beşe yerleştiğinde
    çok şaşırmadım.
  • 14:00 - 14:03
    İçimizdeki bir şey bu tip insanlardan
  • 14:03 - 14:08
    aldığımız bu yakınlık ve derinliğe susamış.
  • 14:08 - 14:12
    Hareketsiz oturmak için
    zaman harcayıp, engelleri aşanlar.
  • 14:12 - 14:14
    Büyük, gürültülü,
  • 14:14 - 14:15
    kalabalık,
  • 14:15 - 14:20
    her saniye değişen bir ekrana
  • 14:20 - 14:22
    beş santim öteden bakmamızın
  • 14:22 - 14:24
    hayatımız olduğunu düşünüyoruz.
  • 14:24 - 14:27
    Ben öyle düşünüyorum.
  • 14:27 - 14:30
    Ancak birkaç adım geri çekilip,
    sonra daha da geriye gidip,
  • 14:30 - 14:32
    sessizce durduğumuzda,
  • 14:32 - 14:35
    tuvalde olanı görmeye
  • 14:35 - 14:37
    ve büyük resmi anlamaya başlıyoruz.
  • 14:37 - 14:41
    Birkaç kişi bunu bizim için
    hiçbir yere gitmeyerek yapıyor.
  • 14:42 - 14:44
    İvme çağında
  • 14:44 - 14:48
    yavaş gitmekten daha coşturucu
    bir şey olamaz.
  • 14:48 - 14:50
    Dikkat dağınıklığı çağında,
  • 14:50 - 14:54
    dikkat etmekten daha lüks bir şey yoktur.
  • 14:55 - 14:57
    Sürekli hareket çağında,
  • 14:57 - 15:01
    oturmaktan daha acil bir şey yoktur.
  • 15:01 - 15:03
    Bir sonraki tatilinizde
  • 15:03 - 15:07
    Paris'e, Hawaii'ye ya da
    New Orlens'a gidebilirsiniz.
  • 15:07 - 15:10
    Çok güzel vakit geçireceğinizi düşünüyorum.
  • 15:10 - 15:15
    Fakat eve canlı, taze ümitlerle,
  • 15:15 - 15:17
    dünyayı seven bir şekilde
    dönmek istiyorsanız,
  • 15:17 - 15:22
    hiçbir yere gitmemeyi de
    isteyebileceğinizi düşünüyorum.
  • 15:22 - 15:23
    Teşekkürler.
  • 15:23 - 15:24
    (Alkışlar)
Title:
Durağanlık sanatı
Speaker:
Pico Iyer
Description:

Gezi yazarı Pico Iyer'in en çok gitmek istediği yer neresi? Hiçbir yer. Alışılmışın dışında ve lirik bir meditasyonla, İyer durağanlığa zaman yaratmakla edinilebilecek inanılmaz çıkarımlara göz atıyor. Durmaksızın hareketli ve dikkatimizi toplamakta güçlük çektiğimiz dünyamızda, her gün birkaç dakikamızı veya her mevsim birkaç günümüzü ayırma taktiklerinden bahsediyor. Dünyamızın bizden gerektirdiklerinden sıkılan herkesin izlemesi gereken bir konuşma.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
15:37
Meric Aydonat edited Turkish subtitles for The art of stillness
Meric Aydonat edited Turkish subtitles for The art of stillness
Helene Batt approved Turkish subtitles for The art of stillness
Helene Batt accepted Turkish subtitles for The art of stillness
Ahmet Yükseltürk edited Turkish subtitles for The art of stillness
Ahmet Yükseltürk edited Turkish subtitles for The art of stillness
Ahmet Yükseltürk edited Turkish subtitles for The art of stillness
Ahmet Yükseltürk edited Turkish subtitles for The art of stillness
Show all

Turkish subtitles

Revisions Compare revisions