Geleceğin öğrencilerine ilham verecek öğretim teknikleri | Joe Ruhl | TEDxLafayette
-
0:12 - 0:15Dünyadaki en iyi işlerden birine sahibim;
-
0:15 - 0:18çünkü eğlenceli, enerjik,
yaratıcı ve açık fikirli -
0:18 - 0:21insanlarla çalışma şerefine nailim.
-
0:22 - 0:25Yaşları genellikle 14-18 arasında oluyor.
-
0:25 - 0:29Gerçekten çocukların, insanları
genç tuttuğuna inanıyorum -
0:29 - 0:33ve muhtemelen bu sebepten dolayı,
yetişkinlerin etrafındayken -
0:33 - 0:35bazen ne yapacağımı bilemiyorum,
-
0:35 - 0:37kusura bakmayın.
-
0:37 - 0:41Geleceğin öğrencilerine ilham vermek...
-
0:42 - 0:44Ne yapmamız gerekir?
-
0:45 - 0:5037 yıllık öğretmenlik deneyimi,
bana iki şeyin gerekli olduğunu öğretti: -
0:51 - 0:55araştırma bazlı öğretim teknikleri
ve ilişkiler. -
0:56 - 0:59İlişkiler çok geniş bir konu,
onu daha sonra konuşacağız. -
0:59 - 1:02Öncelikle tekniklere bir göz atalım.
-
1:03 - 1:07Çoğunuz muhtemelen
öğretmen merkezli sınıfları hatırlarsınız: -
1:07 - 1:10bizim dönemimizde
uygulanan teknik bu şekildeydi. -
1:10 - 1:14Öğretmen önde merkezde dururdu,
-
1:14 - 1:18öğrenciler düzgün sıralar hâlinde
oturur, aralarında konuşmaları yasaktı -
1:18 - 1:22ve otorite sahibi öğretmen,
öğrencilere bilgi yığıyor -
1:22 - 1:25ve öğrencilerin bu bilgileri
sınav kağıdına kusması beklenerek -
1:25 - 1:28öğretmenin söylediklerinin
ne kadarının hatırlandığı ölçülürdü. -
1:28 - 1:32Şimdi dürüst olmak gerekirse
ders anlatmayı seviyorum, -
1:32 - 1:35ama öğrencilerin
her zaman hoşuna gitmiyor; -
1:35 - 1:38her zaman ilham vermiyor.
-
1:39 - 1:42Bu sebeple neyin gerçekten
ilham verebileceği üzerine kafa yordum. -
1:43 - 1:46Yıllar önce okulda
öğle yemeğinde nöbetçiydim, -
1:46 - 1:48kantinde tüm mevcudiyetimle duruyordum,
-
1:49 - 1:52öğrencilerin kantin sırasına
girmelerini izliyordum -
1:52 - 1:54ve çocuklar sıraya girdiklerinde,
-
1:54 - 1:57seçim yapmaktan
zevk aldıklarını fark ettim. -
1:58 - 2:02Bu yüzden kendime şunu söyledim:
"Joe, bu sınıfta da işe yarayabilir. -
2:03 - 2:05Bırak, çocuklar kendileri seçsin."
-
2:05 - 2:06Öyle de yaptım.
-
2:06 - 2:08Sınıfımı, öğrenci seçimlerinin
-
2:08 - 2:12sınıfta önemli bir rol oynadığı
bir mekân hâline getirdim, -
2:12 - 2:14beraberinde, bazı
ilkeler de buna dâhil oldu: -
2:15 - 2:20İş birliği, iletişim,
eleştirel düşünebilme ve yaratıcılık. -
2:21 - 2:25Aslında bundan on yıl önce,
Ulusal Eğitim Derneği -
2:25 - 2:29bu ilkeleri, 21. yüzyılda öğrencilerin
-
2:29 - 2:33öğrenmesi gereken
beceriler olarak sunmuştu -
2:33 - 2:35ve buna canı gönülden katılıyorum.
-
2:35 - 2:38Listenin en başına,
-
2:38 - 2:40öğrencilerin öğrenmesi gereken
beceriler yerine, -
2:40 - 2:43sınıf niteliği olarak
seçim hakkını ekledim. -
2:44 - 2:46Seçim derken,
-
2:46 - 2:50öğrencilere çeşitli öğrenme
etkinliklerinin sunulmasını kastediyorum, -
2:50 - 2:54çeşitli öğrenme tekniği ihtiyaçlarını
karşılayabilecek bir sistem yani. -
2:55 - 3:00Bu, öğrencilerin kantinde seçim hakkına
sahip olmaları kadar hoşlarına gitti. -
3:01 - 3:02Evet,
-
3:02 - 3:07bence bu şekilde öğrenmeye programlıyız.
-
3:09 - 3:15İlkel hominid atalarımızın
yiyecek aradığını hayal edin. -
3:15 - 3:19Bu tüylü mamutları bulmak
ve onların izini sürmek, -
3:19 - 3:22sizce de eleştirel düşünme
ve problem çözme becerisi gerektirmez mi? -
3:22 - 3:26İş birliği ve takım çalışması
kesinlikle elzem. -
3:26 - 3:29Bu işi tek başınıza yapmak istemezsiniz.
-
3:29 - 3:30İmkânı yok.
-
3:30 - 3:33İş birliği de beraberinde
iletişimi getiriyor. -
3:34 - 3:38Bu insanların gece vakti
kamp ateşi etrafında oturduklarını, -
3:38 - 3:41o günün av maceralarını tekrar
tekrar yaşadıklarını hayal ettim. -
3:41 - 3:44Av maceralarını anlattıklarında
-
3:44 - 3:47yüzlerinde bir tebessüm olmuştur.
-
3:47 - 3:49Mağara resimlerini
-
3:49 - 3:51duvarlara çizerken de
tebessüm ettiklerini biliyorum; -
3:52 - 3:56çünkü yaratıcılık,
-
3:57 - 3:59insana has, zevkli
ve eğlenceli bir etkinlik. -
4:00 - 4:04Bu yüzden o beş ilkenin, insan beynine
programlanmış olduğunu düşünüyorum. -
4:04 - 4:06Bütün bu ilkeler
birbiriyle bağlantılı olduğu için, -
4:06 - 4:08çocuklar bu ilkelerle iç içe olduğunda
-
4:08 - 4:11bireysel öğrenmenin oluşması
için ortam hazır demektir. -
4:11 - 4:12Sadece öğrenme de değil,
-
4:13 - 4:17öğrenciler böyle bir
sınıf düzeninden zevk alacak -
4:17 - 4:20ve bu şekilde ilham almış olacaklar.
-
4:21 - 4:23Bunun için -
-
4:25 - 4:29Bu ilkeler ile oluşturulacak
bir sınıf düzeni için, -
4:30 - 4:35öğretmen odaklı sistem yerine
öğrenci odaklı sisteme geçiş gerekiyor. -
4:35 - 4:39Bunun için de öğretmenin kendisini
sınıf merkezinden, ön safhasından çıkarıp -
4:39 - 4:44sahnenin hâkimi olmaktansa,
bir rehber hâline gelmesi gerekiyor. -
4:45 - 4:47Böylece fırsatlar doğuvermiş oluyor;
-
4:48 - 4:50yalnızca öğrenme konusunda değil,
-
4:50 - 4:52aynı zamanda koçluk,
-
4:52 - 4:53yol gösterici olma,
-
4:53 - 4:56yetiştirme ve ilham verebilme
imkânı sunuyor, -
4:56 - 4:58işte bu yüzden çok seviyorum.
-
5:01 - 5:02Molalara gelelim.
-
5:02 - 5:06Bunların benim orijinal fikirlerim
olmadığını belirteyim. -
5:06 - 5:08Büyüklerimin adımlarını takip ediyorum.
-
5:08 - 5:10Plutarkhos'u hatırlar mısınız?
-
5:11 - 5:13Uzun zaman önce dedi ki,
-
5:13 - 5:15"Zihin, doldurulması
gereken bir kazan değil, -
5:15 - 5:18tutuşturulması gereken bir ateştir."
-
5:18 - 5:20Daha yakın bir geçmişte ise
Albert Einstein şunu söyledi, -
5:20 - 5:25"Eğitim bilgileri öğrenmek değildir,
zihni düşünebilmeye eğitmektir." -
5:26 - 5:28Pekâlâ, bana katlanmak zorundasınız.
-
5:28 - 5:31Şimdi bir süre,
tüylerim diken diken olacak. -
5:32 - 5:35Hayatımın, profesyonel hayatımın
en heyecan verici anlarından biri, -
5:36 - 5:40birkaç yıl önce Albert Einstein ile
-
5:40 - 5:42tanıştığımda gerçekleşti.
-
5:42 - 5:43(Kahkaha)
-
5:43 - 5:45Balmumu müzesinde
-
5:45 - 5:48onunla karşılaşmam hayatımı değiştirdi.
-
5:48 - 5:49(Kahkaha)
-
5:49 - 5:50Efsane bir andı.
-
5:50 - 5:53Büyüklerimin adımlarını takip ediyorum;
-
5:54 - 5:56Montessori ve Piaget,
-
5:57 - 6:00ve Purdue Üniversitesi'ndeki
biyoloji sınıfında, 1960'larda -
6:00 - 6:02bunların çoğunu gerçekleştiren
-
6:02 - 6:04Dr. Sam Postlewait gibi büyüklerim.
-
6:04 - 6:07Purdue Biyoloji Bölümünün bir ürünüyüm;
-
6:07 - 6:09biyolojiye orada tutuldum.
-
6:09 - 6:11Bu ilkeleri ta 1970'lerde,
-
6:11 - 6:13lise biyoloji derslerinde uygulayan
-
6:13 - 6:18Tom Watts ve Steve Randak gibi
büyüklerimin izindeyim. -
6:18 - 6:23İlkokul öğretmenlerinin
ve özel eğitim öğretmenlerinin -
6:23 - 6:25izindeyim.
-
6:25 - 6:29Bana yol gösteren bütün
öğretmenleriminin ürünüyüm. -
6:30 - 6:35İş birliği, iletişim,
eleştirel düşünme, yaratıcılık -
6:35 - 6:36ve öğrenci seçimi,
-
6:37 - 6:39nasıl gözüküyor?
-
6:39 - 6:43Bu yolu izleyerek deneyimlediğim
bazı şeyleri sizlerle kısaca paylaşayım: -
6:44 - 6:46Lise birinci sınıf
biyoloji sınıflarını aldım -
6:46 - 6:49ve okul yılını 2-3 üniteye paylaştırdım.
-
6:50 - 6:51Her ünitenin başında,
-
6:51 - 6:53öğrencilere bir menü sundum
-
6:53 - 6:58ve bu menülerin içerisine, seçebilecekleri
çeşitli etkinlikler ekledim. -
6:58 - 6:59Biraz zorlayıcı oldu,
-
6:59 - 7:02çünkü bütün bu etkinlikleri listeledim
-
7:03 - 7:07ve öğrenci, öğrenme şekline göre
hangi kombinasyonu seçerse seçsin -
7:07 - 7:09ve bunları hangi
sırada yapmak isterse istesin, -
7:09 - 7:12o ünitedeki gerekli hedeflere
-
7:12 - 7:17her hâlükârda ulaşmış olacaklardı.
-
7:17 - 7:19Eğlenceli oldu, kolay olmadı.
-
7:20 - 7:21Ama çocuklar bayıldı.
-
7:22 - 7:23Seçim hakkı olmaları hoşlarına gitti
-
7:23 - 7:27ve çoğu zaman,
sınıfta olduğumu bile unutmuşlardı, -
7:27 - 7:29bunda sıkıntı yok.
-
7:32 - 7:35Gerek olmayan -
-
7:35 - 7:39Genelde her ünitede, iki etkinliği
yapmakla yükümlü değiller: -
7:39 - 7:41Birincisi ünite sonundaki test,
-
7:41 - 7:44diğeriyse bilgisayardaki
eğitici sunumlardı. -
7:44 - 7:46Birçok yaz döneminde,
-
7:47 - 7:52öğrencilerin çalışabileceği,
kişiye özel etkileşimli -
7:52 - 7:54bilgisayar sunumları hazırladım.
-
7:54 - 7:58Bu sunumlar, ders anlatımı
yaptığım konuların yerini alıyordu. -
7:59 - 8:01Çocuklar yanıma gelip şunu söylediler:
-
8:01 - 8:04"Öğretmenim, bu sunumları sizin ders
anlatımınızdan daha çok seviyoruz." -
8:04 - 8:06Sorun yok,
-
8:06 - 8:08hiçbir sıkıntı yok,
-
8:08 - 8:10mühim olan onların öğrenmesi.
-
8:10 - 8:13Sıradan bir günde
sınıfımı ziyaret ederseniz, -
8:13 - 8:16öğrencilerin bilgisayar sunumlarıyla
haşır neşir olduğunu görürsünüz. -
8:17 - 8:21Büyük ihtimalle, çevrim içi sitelerde
etkinlik yapan çocuklar görürsünüz. -
8:22 - 8:26Sınıfın bir köşesinde,
kulağında kulaklıklarla -
8:26 - 8:28o ünitedeki konuyla alakalı
bir video izlerken -
8:28 - 8:31videodaki soruların cevaplarını not eden
bir çocuk da görebilirsiniz. -
8:33 - 8:38Eminim ki laboratuvar etkinlikleri
yapan öğrenciler de görürsünüz. -
8:39 - 8:40Bilim sergisi projeleri için
-
8:40 - 8:44çalışmalarına tam gaz devam
eden öğrenciler de görebilirsiniz -
8:44 - 8:45ve kesinlikle,
-
8:45 - 8:49sınıfın diğer bir köşesinde,
o ünitedeki biyolojik bir konuyu -
8:49 - 8:52onlara öğretmeyi hedefleyerek hazırlanmış
-
8:52 - 8:55eğitici bir oyun oynayan
bir grup öğrenci de göreceksiniz. -
8:56 - 8:57Öğrencilerin bazı biyolojik terimleri,
-
8:57 - 9:00zihinsel beceri ve uygulamalı alıştırma
-
9:01 - 9:04öğrenceleriyle kavradığını da
görebilirsiniz. -
9:04 - 9:07Farklı bir köşede;
-
9:07 - 9:09öğrencilerin kendi
gayretlerini değerlendirme, -
9:09 - 9:12daha önce öğrendikleri ile yeni
bilgileri birleştirme -
9:12 - 9:16ve öğrendiği şeyleri düşünme becerisi
üzerine tasarlanmış "yansıma formlarını" -
9:16 - 9:18doldurulduğunu gözlemleyebilirsiniz.
-
9:19 - 9:23Birçok çocuğun çok sevdiği
başka bir etkinlik daha var. -
9:23 - 9:25"Sanat ve Eğlence" etkinliği.
-
9:25 - 9:28Her ünite içeriğinde var
-
9:28 - 9:33ve öğrenciler bu noktada,
o ünitede öğrendikleri bir kavram üzerine -
9:33 - 9:37evde bir proje sunumu hazırlıyorlar,
-
9:37 - 9:39sonra ünitenin son gününde
-
9:39 - 9:41sınıf arkadaşlarına sergiliyorlar.
-
9:41 - 9:43Sanat ve Eğlence
-
9:43 - 9:45geleneksel eğitime tezat,
-
9:46 - 9:48tek sınır hayal güçleri.
-
9:48 - 9:50Sınıfta bir şarkı seslendirebilirler,
-
9:50 - 9:52skeç sunabilirler,
-
9:52 - 9:53film olabilir,
-
9:54 - 9:56hazırladıkları bir model
-
9:56 - 9:57veya bir şiir olabilir,
-
9:57 - 10:00o ünitede öğrendikleri
bir şeyi gösterebilecekleri -
10:00 - 10:02çağdaş bir yöntem.
-
10:02 - 10:06Mesela biyokimya ünitesinde
bu iki genç hanımefendi, -
10:06 - 10:10atomlar için jelibonları kullanarak
bir klorofil molekülü modeli hazırlamayı -
10:10 - 10:13kendilerine vazife edindiler.
-
10:13 - 10:17Bu iki genç hanımefendi, ikisi kardeş,
-
10:17 - 10:23genlerinin yarısını annelerinden
ve diğer yarısını babalarından -
10:23 - 10:26aldıklarını göstermek için
-
10:26 - 10:28bu yaratıcı yolu izlediler.
-
10:28 - 10:30(Kahkaha)
-
10:30 - 10:31Sevilmez mi bunlar!
-
10:32 - 10:36Bu öğretme tekniği,
-
10:36 - 10:3837 yıllık deneyimime göre
-
10:38 - 10:41sadece etkili değil,
aynı zamanda eğlenceli, -
10:41 - 10:45çünkü o on bilgisayar filosuyla
takım öğretimi yaparken, -
10:46 - 10:50farklı öğrenci gruplarıyla birlikte;
-
10:50 - 10:52iki, üç, dört, beş kişilik
-
10:52 - 10:55öğrenci gruplarıyla oturma şansım oluyor
-
10:55 - 10:58ve öncelikle onların başlattığı
sorulara cevap veriyorum. -
10:59 - 11:04Onların düşüncelerine
kulak verme imkânım oluyor -
11:05 - 11:08ve öğretmenlere sesleniyorum,
-
11:09 - 11:10eğer bunu yaparsanız,
-
11:12 - 11:15bütün bu durum bir çeşit
öğretmen paradoksu yaratacaktır. -
11:16 - 11:19Çünkü kendinizi merkezden çektiğinizde,
-
11:19 - 11:22görünüşte öneminiz azalıyor,
-
11:22 - 11:24ama öte yandan,
-
11:24 - 11:28aslında öneminiz artıyor,
-
11:28 - 11:30çünkü onların yanında rehber konumundayken
-
11:30 - 11:3637 yıldır karşılaştığım en güçlü
öğretim tekniklerini kullanmaya -
11:36 - 11:39açık hâle geliyorsunuz.
-
11:39 - 11:41Fi tarihinden kalmalar;
-
11:42 - 11:46hangi tekniğin kullanıldığı mühim değil,
-
11:46 - 11:49bu iki şey her daim işe yarar.
-
11:49 - 11:51İki sevgiden bahsediyorum.
-
11:51 - 11:56Birincisi; öğretmenin
dersine olan sevgisi ve tutkusu. -
11:57 - 12:01İkincisi; öğretmenin
çocuklara karşı içten sevgisi. -
12:01 - 12:03Öncelikle tutkudan bahsedelim.
-
12:03 - 12:06Üçüncü sınıfla alakalı
aklımda ne kaldı bilir misiniz? -
12:07 - 12:09Ayşegül Tatilde'yi hatırlıyorum.
-
12:09 - 12:10Çok ciddiyim.
-
12:11 - 12:12Üçüncü sınıf.
-
12:12 - 12:16Üçüncü sınıftaki sınıfımla alakalı
en iyi hatırladığım şey; -
12:17 - 12:22her gün, her öğle yemeğinden sonra,
-
12:22 - 12:25öğretmenimiz 10-15 dakika boyunca
-
12:26 - 12:30bizlere "Tom Sawyer"ı okurdu.
-
12:31 - 12:33Ne macera ama!
-
12:35 - 12:37Siyah beyaz televizyonlar vardı,
-
12:37 - 12:39televizyonda çizgi filmler vardı,
-
12:39 - 12:40ama bu bir başkaydı.
-
12:41 - 12:44Miss Hershey'nin okumayı sevdiği aşikardı,
-
12:44 - 12:47bizlere okumayı da çok seviyordu.
-
12:47 - 12:50Tom Sawyer! Ne macera ama!
-
12:51 - 12:5310 dakikalık okuma seansı sonunda,
-
12:53 - 12:55Tom ve arkadaşlarına
-
12:55 - 12:59ne olacağını öğreneceğim için,
bir sonraki günü sabırsızlıkla beklerdim. -
12:59 - 13:02Miss Hershey farkında mıydı bilmiyorum.
-
13:02 - 13:04Ona çok öncelerinde
mektup yazmam gerekirdi. -
13:06 - 13:08Okuma konusunda bana şevk verdi.
-
13:10 - 13:15Zihin buyrukları, zihin talimatları
emretmeyle kendini sınırlamazdı, -
13:16 - 13:21bu standart ölçme sistemiyle
öğrencileri zorlamazdı, -
13:22 - 13:25bu yüzden öğretmeye ve ilham
vermeye tamamen açıktı. -
13:25 - 13:27Onu daima hatırlayacağım.
-
13:28 - 13:29Bende yeri çok büyük.
-
13:29 - 13:32Çok önceleri, bir mektup yazmam lazımdı.
-
13:34 - 13:36Diğer sevgiye gelelim.
-
13:36 - 13:38Öğretmenin çocuklara olan sevgisi.
-
13:39 - 13:42Aranızda öğretmen varsa, gerilmeyin.
-
13:42 - 13:46Karışık, sıcak, duygusal
bir sevgiden bahsetmiyorum. -
13:47 - 13:54Hakiki, yönlendirici, o kişiyi ön planda
tuttuğunuz bir sevgiden bahsediyorum. -
13:54 - 13:56Sizi güdüler;
-
13:56 - 13:58size güçlü bir şekilde ilham verir.
-
13:59 - 14:01Bahsettiğim sevgi -
-
14:01 - 14:05C.S. Lewis'in "Dört Sevgi"
adlı eserindeki sevgiden bahsediyorum. -
14:05 - 14:10Kendisi bunu, bilinen en güçlü sevgi olan
"kutsal sevgi" olarak tanımladı; -
14:10 - 14:13kişinin kendini feda ettiği sevgi,
-
14:13 - 14:17diğerinin iyiliği üzerine
kurulu tutkulu bağlılık. -
14:19 - 14:22Bu tür bir sevgi her zaman duygusal olmaz,
-
14:23 - 14:26ama daima yönlendiricidir.
-
14:26 - 14:29Öğretmenler!
Sizlere müthiş bir haberim var! -
14:29 - 14:32Çocuklar sevimli olmadığında da
onları sevebilirsiniz demek bu. -
14:32 - 14:34Böyle bir şey hiç oldu mu?
-
14:34 - 14:37Çünkü bu sevgi türü duygusal değil,
-
14:37 - 14:39yönlendirici bir sevgi
-
14:39 - 14:44ve kişiyi güçlü yönden
güdülüyor ve ilham veriyor -
14:45 - 14:47ve fi tarihinden kalma.
-
14:49 - 14:50Öğretmenlere sesleniyorum,
-
14:54 - 14:57sağlam bir ders planı çok önemli.
-
14:59 - 15:04İyi hazırlanmış, istikrarlı
bir disiplin önemli. -
15:09 - 15:12Teknolojinin etkin kullanımı önemli.
-
15:15 - 15:16Standartlar önemli,
-
15:16 - 15:19ama lütfen bunların yaratıcılığı
öldürmesine müsaade etmeyin. -
15:21 - 15:23Bunların hepsi önemli,
-
15:24 - 15:27ama her şeyden önce,
çocukların gelecekte hatırladığı -
15:29 - 15:30siz olacaksınız.
-
15:32 - 15:34Altıncı ilkeyi unutmayın:
-
15:34 - 15:35Önemsemek.
-
15:35 - 15:41Öğretim sisteminin en etkili, en güçlü
ve en ilham verici yöntemi bu; -
15:41 - 15:44dikkatlerini çekip, onları heveslendirip,
onlara ilham veriyorsunuz. -
15:46 - 15:52Onların hatırında kalacak şey,
sizlerin öğrencilerin gözünün içine bakıp -
15:52 - 15:55okul dışı hayatlarıyla,
yarı zamanlı işleriyle alakalı -
15:55 - 15:57sorduğunuz şeyler olacak.
-
15:57 - 16:00Hiç unutmayacakları şeyse,
-
16:00 - 16:04okul koridorunda onlara
nasılsın diye sormanız olacaktır. -
16:04 - 16:06Okulun ilk haftalarında,
-
16:06 - 16:08ilk günlerde herkesin ismini
-
16:08 - 16:12öğrenmek için gösterdiğiniz
çabayı unutmayacaklar. -
16:13 - 16:14Onların spor müsabakalarına,
-
16:14 - 16:16konserlerine gitmiş olduğunuzu
-
16:16 - 16:18asla unutmayacaklar.
-
16:18 - 16:20Bütün sınıfı hep bir ağızdan,
-
16:20 - 16:22"Doğum günün kutlu olsun,"
-
16:22 - 16:26şeklinde detone bir şekilde
yönlendirdiğinizi unutmayacaklar. -
16:27 - 16:31Öğrencileriniz gazeteye çıktığında,
-
16:31 - 16:34gazete küpürünü kesip,
çerçeveletip duvara astığınızda -
16:34 - 16:37ve onların imzasını istediğinizde
-
16:38 - 16:40ve onlara günün birinde,
-
16:40 - 16:43bu imzaların çok değer kazanacağını
ve emekliliğinize yatırım olduğunu -
16:43 - 16:45söylediğiniz zamanları unutmayacaklar.
-
16:45 - 16:46(Kahkaha)
-
16:47 - 16:50Onlara karşı açık olduğunuzu,
-
16:50 - 16:52gerçek olduğunuzu
-
16:52 - 16:54ve kendinizle alakalı şaka yapabildiğinizi
-
16:54 - 16:57ve onlarla gülebildiğinizi unutmayacaklar.
-
17:01 - 17:04Gerçekten mühim olan nedir?
-
17:04 - 17:06Öğrencileri nasıl heveslendiririz?
-
17:06 - 17:08Onlara nasıl ilham veririz?
-
17:08 - 17:13Öğrencilerin kendi seçimleriyle,
-
17:13 - 17:15iş birliği ile,
-
17:15 - 17:18iletişimle, eleştirel düşünme becerisiyle
-
17:18 - 17:21ve yaratıcılıklarıyla sınıfa dahil
olmalarına müsaade edin. -
17:22 - 17:24Ama altıncı ilkeyi asla unutmayın.
-
17:25 - 17:27Bunların arasında en mühim olanı o,
-
17:28 - 17:31çünkü sevgi her şey demektir.
-
17:31 - 17:32Teşekkürler.
-
17:32 - 17:35(Alkış)
- Title:
- Geleceğin öğrencilerine ilham verecek öğretim teknikleri | Joe Ruhl | TEDxLafayette
- Description:
-
İdealist bir öğretmen olan Joe Ruhl, öğretim tekniklerindeki temel ilkelerden bahsediyor: iş birliği, iletişim, eleştirel düşünebilme, yaratıcılık ve seçim hakkı ile önemsemek. Bu ilkeleri, lise biyoloji derslerine nasıl uyguladığını anlatıyor ve öğrencilerin yıllar sonra, okula dair en iyi neyi hatırlayacaklarını anlatıyor.
Joe Ruhl, 37 yıldır çocuklarla biyolojinin keyfini sürüyor. Şu anda Indiana, Lafayette'deki Jefforson Lisesi'nde; biyoloji, genetik ve bilim araştırmaları dersleri veriyor.
Bu konuşma TED konuşması formatında, fakat yerel bir topluluk tarafından hazırlanmış bağımsız bir TEDx konferansında yapılmıştır.
Daha fazla bilgi için: http://ted.com/tedx - Video Language:
- English
- Team:
closed TED
- Project:
- TEDxTalks
- Duration:
- 17:42