Playful Kiss - Playful Kiss: Full Episode 2 (Official & HD with subtitles)

Playful Kiss is based on the Japanese manga Mischievous Kiss. Brought to you by Group Eight (Goong and Boys over Flowers). The drama has previously been made for Japanese and Taiwanese audiences and they both were a huge success.

*************************************
Ha Ni finally lives in the same house as dreamy Seung Jo, but she's unaware whether she should cry or laugh. Despite the warm greeting from Seung Jo's parents, both Seung Jo and his younger brother Eun Jo look down on her for being stupid.

*************************************
Subscribe for more Kdrama updates: http://bit.ly/VikiKdrama

Find more Kdrama and join the fun on Viki.com:
http://www.viki.com/korean-drama
http://www.viki.com/channels/504-playful-kiss

Altyazılar PK takımı tarafından, www.viikii.net gönüllülerince çevirilmektedir.

2. Bölüm

Sen! Sen!

Neden o evden çıktın?

Çünkü o benim evim.

-Senin olduğunu söylüyorsun...
Baek Seung Jo, neden içeri girmiyorsun?

Ha Ni çabuk içeri gel.

Bunları taşımalı mıyım?

Şimdi hatırladım... Dilenci gibi yaşasanda yardımımı istemeyecektin.

Oh Sung Jo ,buraya gel

Merhaba.

Şimdiden hakkınızda çok şey duydum.
Uzun zamandır birlikteymişiz gibi hissediyorum.

Haberleri izledikten sonra sizi aramamı söyleyen oydu.

Birlikte yaşamalıyız.

Bu yüzden hemen kanalı aradık.

Gerçekten mi?

Teşekkürler.

Her zaman sana borçlu olduğunu ve bir gün ödemesi gerektiğini söyleyip dururdu.

Hiç gerek yok...

Ama, neden bu kadar uzun sürdü?

Siz, birbirini tanımıyor musunuz?
Aynı sınıftamısınız?

Şey, o okulda oldukça ünlü biri.

Eminim. Çalışma konusunda da oldukça iyidir.

Ama diğerleri ondan hoşlanmıyor değil mi?

Ne?

Biraz garip bir kişiğili var. Her zaman sakin ve durgun. Bir baksana.

Hiç kız arkadaşı yok değil mi?

Şey...

Oh.

Baek Eun Jo, sen daha uyumadın mı?

Çalışıyordum.

Neden?
Bu gidişle abin gibi olacaksın.

Merhaba de.

İkinci çocuğumuz.
Biraz küçük değil mi?

4. sınıfta.

Merhaba, Ben Baek Eun Jo.

Oldukça iyi gözüküyür.
Bunu annesinden almış olmalı.

Çok şanslı olmalısın.

Öyle mi?

Bu ablaylada tanış.

Büyük abla Ha Ni. Oh Ha Ni.

Merhaba.

Selam vermeyecek misin?

İstemiyorum.

Neden?

Aptal gibi görünüyor.

Özür dilerim. Gözüne havalı göründün sanırım.

Hayır, sorun değil.

Neden aptal olsun ki?
Dersleri çok iyi.

Öyle mi?

O zaman...

Bu ne demek?

Bu çince.

Bakıyorumda çince çalışıyorsun.
Hadi, bakalım.

Bu 6. sınıf için.

Ooo.

Ha Nu Choong Dong. Anlamını bilmiyor musun?

Doğru. Ha nu choong dong...

Bunun anlamı...

Ne?

Ne?

Yani,

İnekler.
İneklerin ne kadar lezzetli olduğunu bilirsin ama çok pahalılar.

Yani, paran yok... Cebinde paran yok ama,

choomg dond (istek)

İnek yemek istiyorsun.

İşte böyle.

Doğru mu?

İnek yemek istiyorsun mu demek?

Eğer bir ineğe yük arabasını çektiririseniz, terler, inşaatın doğu tarafına kilişeler dolar.

Diğer bir deyişle, bu daha sorumluluk sahibi bir davranıştır.

Sen aptalmısın?

Baek Eun Jo, sende terbiye denen bir şey yok.

Çabuk özür dile.

İstemiyorum. İstemiyorum. Aptal insanlardan nefret ediyorum.

İki kardeş tarafından da reddedildim.

Tada!

Kendi zevkime göre dekore ettim
ama sever misin bilmiyorum.

Allahım... Hepsini benim için mi yaptın?

Evet.

Neden...?

Hoşlanmadın mı?

Hayır.

Çok güzel. Prenses odası gibi.

Değil mi?

Bu da bir prenses yatağı.

Çabuk gel, dene!

Bu odada kalmak çok eğlenceli!

Bir kızım olmasını ne çok isterdim.

Birlikte böyle bir oda dekore etmek ve güzel şeyler paylaşmak.

Büyüdüğünde de, benimle aşk hayatını paylaşırdı.

Her neyse, sadece erkek doğurabildim, bu gerçekten çok sıkıcı.

Birlikte alışverişe gidelim sonra, film izleyelim. Tamam mı?

Evet.

Çok eğlenceli olacak!

Ah, ayrıca,

İşte, bir hediye.

Evinizi kaybettikten sonra hiç ayakkabın kalmamıştır. Haksız mıyım?

Dene.

Çok güzel...

Size çok sıkıntı çıkardım, ne yapacağımı bilmiyorum.

Ne sıkıntısı?

Bunu sana aldığım için çok mutluyum.

Biraz büyük mü geldi?

Hayır, çok rahat.
Bayıldım.

Teşekkürler.

Söylediklerin bile tatlı!

Buraya kadar taşıdın mı?

Peki. Şimdi çok yorgun olmalısın.
İyice dinlen tamam mı?

Peki...

Herşey için çok teşekkürler.

Yarın sabah görüşürüz!

Peki...

İyi geceler!
Peki.

iyi geceler seoung jo

Aslında bu oda,

Eun Jo'nun odası olarak kullanılıyordu.

Ah...

Ama birisi sağ olsun... Eun Jo'nun yatağı ve masası

Oda'm tıka basa doldu.

Özür dilerim.

Madem üzgünsün...

bundan vazgeçmeyecek misin?

Birkaç gündür gözüme batıp duruyorsun.

Şimdiden söyleyeyim, okulu velveleye vermeyeceksin.
Velveleye vermek mi?

Endişelenme.

Eğer birlikte yaşadığımız ortaya çıkarsa, ben senden daha çok etkilenirim.

Beraber yaşamakla neyi kastediyorsun?

Benim evime yaşamaya gelen sen değil misin?

Önce ben yıkanmaya gidiyorum.

Sen öldün.

Kanattın!

Üzüldüm.

O kadar ileri gitmek istememiştim.

Ama kendime engel olamadım.

İğrenç pislik!
Lanet olası, lanet olası!
Gerçekten!

Senin gibi insanlardan gerçekten nefret ediyorum!

Gerçekten... ?çok utandırıcı!

Neden o anda geldi ki sanki!

Tuvaletin oturağı çok sıcak.

Ne yapacağım?

Çok yakınlaştık, aynı banyoyu kullanıyoruz!

Beni duydu mu?

Hemen yan odada.

Acıyor, acıyor!

Ses çıkarmaktan korktuğum için gaz bile çıkaramıyorum.

Çok yakın görünüyorlar!

Oh Ha Ni!

Hala mı aklın başına gelmedi?

Senden hoşlanmadığını söyledi.
Onu sıkmamanı söyledi.

Evet.

Buna inanamıyorum!
Baek Seung Jo ile kahvaltı yapıyorum!

Tostla, reçel mi yiyor?

Dahi biri reçel yiyor.

Hiç gerçekçi değil.

Acaba bu bir rüya olabilir mi?

Artık bakmaz, değil mi?

Yemek boğazında kaldı herhalde.

Al, su iç.

İyi misin?

Evet, iyiyim.

Dediğim gibi aptal.

Şuna bak!

Ha Ni, iyi misin?

Bu çorba çok lezzetli!

Gerçekten çok iyi.

Çorba dükkanınız iyi işliyor mu?
Bir çok müşteriniz var değil mi?

Ah evet... düzenli gelen bir sürü müşterimiz var.

Ama biliyorsun, yarından itibaren daha çok uyumalısın,
gece geç geldin değil mi?

Ben bitirdim.
Önden kalkıyorum.

Canım, nasıl yaparsın?
Ha Ni de seninle gelmeli.

Okulun yolunu pek iyi bilmiyor bile.

Bende.

Neden hemen gidiyorsun?
Biraz daha ye.

Ha Ni!
Çabuk ol.

Tamam!

Artık okula gidiyorum!

Bye!
Bye.

Yavaş ol!

Nasıl böyle aniden durabilirsin?

Sadece bugünlük.

Ne?

Okula birlikte yürümek.
Eğer biri bizi görürse...

İşler daha da can sıkıcı hale gelir.

Anladım.

Bundan kimseye bahsetme.

Bahsetmeyeceğim!

Okuldakilere yada tanıdığın her hangi birine.

Anladım dedim!

Ayrı ayrı yürüyelim.

Adi pislik!

ADİ PİSLİK!

Böyle bir pislikten 3 yıl hoşlandığımı düşününce!

Göz yaşlarımı boşa harcamışım.

Altyazılar PK takımı tarafından, www.vikii.net gönüllülerince çevirilmektedir.

Neyin hayalini kuruyorsun?

Seni ilgilendirmez.

Ne?

Neden ayrı ayrı yürüyelim deyip,

beni bekliyorsun ki?

Kim bekliyor?
Sen önden git.

Neden?

Neden!? Neden fikrini değiştirip duruyorsun?

Çünkü kısasın.

Beni arkadan takip etmek zor değil mi?

Okula geç kalırsan beni suçlama,

ve sadece önümden git.

Arkandan takip edeceğim.

Buraya bakın...

Bu.

Neyin var?

Neden böyle şişmişsin?

__dersinin deneme sınavı nerede olacak?

Sence bunu bilmemiz için bir sebep var mı?

"biz" demeyi keser misin ?

Neden, sen bilmiyor musun ki?

Bilmiyorum

Endişelenmeyin.

Çok iyi çalışacağım

o zaman incinmiş gururumuzun...

intikamını alacağım.

"Gurur" sözcüğünün anlamına bakıyorsun değil mi?
Evet.

Bakalım.

Ha Ni!

Günaydın.

Boon Joon Gu

Bizi de selamla.

Geçen gece iyi uyudun mu?

Babanın arkadaşının evini beğendin değil mi?

Ha?

Evet, güzel.

Oh nerede peki?

Hah?

Hah?

Uzakta mı?

Hayır.

İki metro durağı uzaklığında.

Hayır, yaklaşık 3 metro durağı uzaklıkta..

Oh haklısın, birlikte gidebiliriz.

Neden?

Sence bir erkeğin kızının nerede yaşadığını bilmemesi mantıklı mı?

Ah! Nasıl bana böyle yumruk atabilirsin?

Neden? Tekme atmamı da mı istiyorsun?

Hey!

Hey! Git başımdan.

Durun!

Jung Ju Ri...yine mi sen?

Sana insanların saçlarını evde yapmanı söyledim! Okul senin için bir kuaför mü?

Öğretmenim, Özür dilerim.

Fön, toplu iğne, bigudi

İyi hazırlanmışsın.

Ya kitapların?

Bütün kitaplarımı dolabıma koydum.

Özür dilerim..Onları bir daha asla getirmeyeceğim.

Demin onun saçını mı kestin?

Evet efendim.

Sadece arkadaki saçlarını..

Burası...

Burası için birşeyler yap ya da sadece kıvır.

Tamam

Omo, omo öğretmenim saçınız neredeyse kıvırcık.

Omo, Nasıl bildin? Kendim düzleştirdim.

Ah öğretmenim,bunu şakaklarınıza bakarak söyleyebilirsiniz.

Neresi? Burası mı?

Evet, eğer buraya bakarsanız hafif kıvırcık olduğunu görürsünüz.

Saçınızı yıkadıktan sonra böyle yapmalısınız.

Sadece birazcık içeriye doğru

Böyle mi?
-Evet

Ahh!

Sadece içeri.

Öğretmen Song Gang Yi!

Ah! Ne bilmediğimi bile bilmiyorum.

<Özel Etüt Salonu>

Bir...İki..

Üç!

Vaov, bu etüt salonu gerçekten iyi olmalı.

AC gerçekten güçlü.

Hah! Herbirinin kendine ait bilgisayarı ve...

ses geçirmez duvarları bile var.

(Sadece yaşamak bile mutluluktur)

Madem ders çalışmayacaktın,neden oradasın?

Seung Jo

Seung Jo

Aigo Aigoo

Çok kaba!

Teşekkür ederim!

Kıskanıyorum.

O güzel ve zeki.

1..

2..

3...

3 adım

Uzak mı?

Uzak

Burada mı çalışıyorsun?

Evet.

Ne oldu? Korktun mu?

Eğer beni taşıyacaksan, antreman yapmaya başlasan iyi olur.

Etüt salonunuz...

gerçekten iyiydi..

bilgisayarlarla ve ses geçirmez duvarlarla.

Cimrilere bak.

Bunu söylesen bile,

gerçekmiş gibi duyulmuyor.

Neden bahsediyor bu?

Aşağılık kompleksin gibi duyuluyor.

Eve gitmiyor musun?

Ne!?

Birlikte gitmek istediğini mi söylüyorsun?

Ha Ni!

Oh..ama!

Bekle(merdivenlerde)

Burada mıydın?

Seni uzun bir süre aradım.

Oh?!

Şu çocuk yine mi birşeyler söyledi?

Hah?

Hayır, oh hey çantamı ver.

Oh hayır, sorun değil.

Bunu erkeklerin taşıması gerekir.

Gidelim!

Hey!

Ha Ni buraya otur.

Aç değil misin?

İnip birşeyler yiyelim mi?

Hadi birşeyler yemeye gidelim tamam mı?

Neredeyse durağa vardık.

Sorun olmadığını söyledim, bunu taşımaya devam edeceğim.

Ver şunu, çok utanç verici.

Oh gerçekten sorun yok...

Oh! İnmek zorundayım.

Ha Ni!

Oh Joon Gu, Ne yapacağım? Özür dilerim!

İyi yolculuklar!

Teşekkürler~

Kendinize iyi bakın.

Neden birlikte gelmediniz?

Eminim gelecektir.

O daha buralara alışık değil.

Son zamanlarda bu çevrede garip insanlar dolaşıyor.

Oh Ha Ni buradaki en garip kişi zaten.

Sen gel buraya!

Hm! Gel buraya, sen bir şaplağı hak ettin!

Hey! Baek Eun Jo!

Adamım, bu çok can sıkıcı.

Cimri şey..

Beni beklemesini söylememe rağmen gitti.

Taksi bile tuttum.

Ahh, şoföre beni eve bırakmasını söylemeliydim.

Bütün harçlığımı bitirdi.

Bunu yapma!

Yapma!

Eğer onu açarsan bakmayacağım!

Gözlerimi kapatacağım!

O zaman hiçbir şey farketmeyecek.

Ay..

Sapık! Sapık! Dur! Dur!

Hayır yapamazsın.

Bu bana verilen bir hediyeydi.

Bayım!

Çabuk onu bana verin!

Onun bana verilen bir hediye olduğunu söyledim.

Sonuçta onu giymeyeceksin!

Sadece bak!

O zaman sana geri vereceğim!

Aish gerçekten yoruldum.

İstemiyorum!!!

Daha ne kadar gideceksin?

Sadece bir kere!

Sana yalvarıyorum lütfen!

Gözlerini kapatmadan!
Sadece bir saniye sürecek!

Oh gerçekten sadece bir kere değil mi?

Gerçekten bir kere

O zaman ayakkabımı geri verecek misin?

Tabiki vereceğim.
Bunu nasıl kullanabilirim?

Tamam.

Tamam mı?

Senin için tamam olduğunu mu söyledin?

Kibarca sorduğunuz için..

ama ayakkabıyı bana geri vermelisiniz.

Tabiki,kibarca
Ben sözlerini tutan bir adamım.

Sen..

Gözlerini kapatamazsın.

çünkü o zaman hile yaparsın.

Tamam.

Ben de verdiği sözleri tutan biriyim.

Tamam.

Bir saniye bekle!

Ne?

Kendimi hazırlamama izin ver.

Tamam. O zaman kendini hazırla.

Devam et.

Uzun bir zaman hazırlanmak iyi değildir.

Yapalım şunu!

Bir..

İki...

Üç..

Efendim sadece bu defaya mahsus affedemez misiniz beni lütfen....

Lütfen affedin beni, bir kereliğine...

İlk defa böyle bir şey yapıyorum

Internet Kafe'ye yeni üye oldum, ve ortalığa da ikinci çıkışım

Lütfen beni şikayet etmeyin...Benim bir ailem var...

Ve çocuğum var.

Bu sefer beni afferdersen yemin ederim bir daha olmayacak. Olur mu?

Şimdi doğruca evine git.

Teşekkür ederim efendim

Ne?

Ne-?

Bunu yanında götürmemelisin.

Haklısınız.

Hoşçakalın.

Beni mi bekliyordun?

Endişelenmiş miydin yoksa?

Nereden çıktı..

Bunu almaya gittim

Peki nasıl oldu da tam zamanında yetiştin?

Şanssız biriyim de ondan.

Her neyse, böyle durumlarda

insanlar ayakkabılarını düşünmezler bile.. Nasıl olur da sen ..

Çünkü o ayakkabılar bana annenin hediyesi

Bugün de ilk defa giymiştim onları.

Tama, ama yine de...

Ne aldın?

Ah! iyi görünüyor...

Bana da bir tane verir misin ?

Koşmaktan dilim damağım kurudu

Erimiş..

Sıcaktan mı dersin?

Baksana gökyüzüne! Şu büyük olan BüyükAyı değil mi? Bir... iki....

Cırcırböceklerinin ağlama seslerini duyuyor musun ?

Ağlamıyorlar.

Hem ahmak

hem de arsız kızlardan

nefret ederim.

Kendine gel HaNi!

Hiç gururun yok mu senin ?

Evet...

Çalışalım bakalım!

Çalışalım ve nasıl yapılırmış gösterelim onlara!

Matematik ile başlayayım.

Peki..

Modern çağdayız. O yüzden en iyisi İngilizce ile başlayayım.

Offf

O zaman ana dilimizle başlayayım!

Neden bahsediyor bu böyle ya....

Hiçbir şey anlamıyorum !

Bilmiyorum!

Bütün bu konuları işledik mi ki biz?

Akıl alır gibi değil.

Efendim?

İşte burada... Sana yiyecek bir şeyler getirdim

Teşekkürler

İçeri gelin

Çok çalışıyorsun

Oturuyordum öylece

Biraz dinlenmelisin

Hep böyle bir şeyi tecrübe etmek istemiştim.

Geceleyin atıştırmalık şeyler hazırlamak ve " çok çalışıyorsun biraz ara ver" demek..

İşte şimdi tam bir anne gibi oldum.

Seung Jo gece bir şeyler atıştırmaz mı?

aslına bakarsan

Seung Jo ders bile çalışmaz.

Ders çalışmaz mı dediniz?

Uyudu bile.

Ama yine de her zaman sınavlarda çok iyi notlar alıyor.

Gerçekten tam bir deha olmalı!

Öyle mi diyorsun?

Sınavlardan en yüksek notları almanın anlamı ne ki?

Hiç eğlenceli biri değil.

Sana ait bir web sayfan mı var?

Ne sandın! Çok iyi bir blogcuyum

160 tane yorumun var!

Eun Jo bu!

Eun Jo'nun davranışları pek saygılı değil, öyle değil mi?

Ağabeyini çok seviyor, bütün hareketleri O'na çekmiş.

Yine de çok şirin.

Seung Jo'ya çok benziyor.

Sen de küçükken çok sevimli görünüyordun eminim

Hiç fotoğraf albümün yok mu ? Hadi çıkar da bakalım.

Çok fazla resmim yok.

Ayy ne şeker böyle...

Ayy...

Annen mi?

Çok güzel görünüyor

Güzelliğinin sırrı anlaşıldı.

Doğrusunu söylemek gerekirse, annemi pek de hatırladığım söylenemez.

Ben 4 yaşımdayken öldüğünü söylüyorlar.

O yüzden, sırf unutmamak için arada bir bakarım bu resimlere.

Her resme bir yorum yazılmış

Bak bu ilginçmiş.

Bir yaz günü... Belki de bir klimamız olmadığındandır.. ama çok daha serindi!

Çok hazırcevapsın. Bunu sen mi yazmıştın?

Evet

Bbomi.. gerçekten de çok hafifmiş.

Her ne kadar hafif de olsa, bir şeyi bir süre tutarsanız, ağırmış gibi gelir artık..

Hayattaki her şey de böyledir bir nevi..

Ne şirinsin sen öyle.

Seung Jo da küçükken çok şirindi öyle değil mi?

Evet.. aslına bakarsan..

Ha Ni!

Sana komik bir şey göstermemi ister misin?

Ayy çok tatlı.... çok güzel....

Bu kim?

Seung Jo'ya çok benziyor

Gerçekten mi?

Evet

Burada mesela... Tıpatıp aynı şimdiki haliyle...

Seung Jo çünkü o gördüğün.

Ne ?!

Seung Jo o resimdeki.

Bir dakika

Neredeydi o resim..

Bir saniye..

Şuna bak

Seung Jo'ya hamileyken

karnımda çok usluydu.

Sadece karpuz, çilek ve üzüm yemek istedi.

Hep bir kız çocuk olacak diye düşündüm.

O yüzden bütün aldığım eşyalar, ayakkabılar, her şey kızsal şeylerdi.

Ama erkek oldu.

Eee ne yapacaktım? Bütün aldıklarımı atacak mıydım?

Doğru... ama...

Sana hep bir kız çocuğum olmasını

istediğimi söylememiş miydim?

Sırf bu yüzden, O'nu bir süre, bir kız gibi yetiştirdim.

ama..

Bir gün yüzme havuzuna gittik ve orada ortaya çıktı

o gün korkmuş olmalı.

Belki de o yüzden şimdi bu kadar soğuk bir kişiliği var diye düşünmeden edemiyorum.

Seung Jo bunların hepsini yaktığımı düşünüyor.

Ama ne yapayım, elimde orijinalleri var.

Bu yönünden bakarken hiç de akıllı olmadığını görürsün

Hey!

Ne diye gülüp duruyorsun?

Ben mi?

Korkunç mu görünüyorum?

Evet! Ürkütücüsün

Gerçekten mi? Neden acaba?!

Hazımsızlık problemi yaşayan insanların gösterdiği bir davranış mı yoksa bu?

Baek Seung Jo!

Ne yapıyor burada ?

Kime bakmıştın?

Ha Ni. Beden Eğitimi eşofmanlarını al ve benimle gel.

Beden Eğitimi üniformamı mı?

Neden?

Peki.

Ne oluyor? Neden Seung Jo sana bakıyordu?

Beden Eğitimi üniforması mı ?

Bir şey değiş-tokuş ediyor gibiler.

Beden Eğitimi Üniformaları değil mi değiştirdikleri?

Ne kadar can sıkıcı bir iş bu böyle

Ne olmuş, giyebilirdin.

Ne?!

Kız kıyafeti giysen ne olur? Ne de olsa alışıksın!

Nereden buldun o resmi! Bana ver şunu!

Ne yapıyorlar?

Bu da ne böyle?!

Ha Ni.

Ne oluyor burada? Ne yapıyor onlar öyle?!

Ne oluyor burada?Ha?

Serseriye bak!

Bırak gideyim, HaNi-ciğim!!

Bana vermeyecek misin şu resmi?

Hey!

Hey!

Bekle tamam, vereceğim.

Ama bir şartla.

Neymiş o şart?

Ne şartı?

Bana derslerimde yardımcı olacaksın.

Ne?!

Önümüzdeki deneme sınavında notlarımı yükseltmem için bana ders çalıştıracaksın

Sınavın haftaya olacağını bile bile mi bunu diyorsun?

Tabi ki biliyorum

Lütfen bana yardım et

Lütfen ilk 50 içerisine girmemde bana yardımcı ol

Bana baktığında mucizeler yaratacak biriymişim gibi mi geldi sana?

Ben Tanrı değilim.

Anlıyorum.

Çocuklar !

Hey!

Ha Ni!

Düşündüğümden daha kurnazmışsın

İlk 50'ye girersen seni sırtımda taşıyacağıma dair iddaya girmiştik.

Şimdi de kalkmış sana yardım etmemi istiyorsun

ve bir de sırtımda taşımamı ?

Eğer yardım edersen o iddadan vazgeçeriz.

O kadar aciz biri olduğumu mu düşünüyorsun?

Merak etme! Artık sana karşı hiç bir duygu beslemiyorum!

Şu kadar bile yok sevgi içimde.

Emin misin?

Hey!

Heeey!

Altyazılar PK takımı gönüllülerince sizlere viikii.net'de sunulmuştur.

Ahh... Bu çok güzel.

Senin sayende bu kadar güzel yemek yiyoruz.

Restoranda kalanları getirdim sadece.

Ama bu. Bu! Gerçekten çok lezzetli.

Bu tarağın kokusu çok güzel.

Ahh.. Teşekkür ederim.

Ha Ni, akşama atıştırmak için ne istersin?

Eh?

Ha Ni!

Sen dersmi çalışıyorsun?

Bugünden itibaren iki kişilik hazırla.

Neden?

Olamaz.

Sen de mi çalışacaksın?

Fazla yağlı veya şekerli şeyler olmamalı.
Hafızası için kötü olur bunlar.

Az ekmek ve zeytinyağı yeterli olacaktır.

Ve yumurta sarısı.

Oh.. Tamam.

İlk ben kalkayım.

Abi! Banada öğ...

Sen benimle çalışırsın..

Ben de gideyim.

Yaa! Oh Ha Ni!

Bunu da mı bilmiyorsun?

Okulu neden bırakmıyorsun ki?

Napıyorsun?

Baek Seung Jo!

Oh Ha Nİ!

Tamam!

Ozaman sana temelden anlatmaya başlıyayım.

İl önce 'X' harfini hangi sayı olarak kullanmak istediğine karar ver.

Burada 'X' nedir?

Huh?

'X' burada nedir?

Alfabe.

Bilmiyorum.

Nedir bu.

Doğru! Bimediğiğmiz sayı.
'X' bilmediğimiz sayıdır.

Çözülmemiş meseleye ne deriz?

X-File?

Doğru.

Küçükken genc nesile ne derdik?

X- Nesil.

Doğru.

Anlaşılması zor nesil. Çözülmemiş dosya.
'X' harfini bilinmeyen sayılara kullanmaya söz verdik.

İyi de.. Neden 'X'?

Neden 'W' veya 'H' değil?

Bunu tartışmanın gereği ne?

Çoktan kararlaştırılmış.

Burda..

'X' eşittir..

Logx = log (2^30 * 10^-7)

logx = 30log2 - 7log10
logx=30*0.3-7

logx = 2.
So, x=100.

Ama bunu çift sayıdan yazmamız lazım?
Nedir bu?

100 çift sayı olarak nedir?

Hesapla.

Nedir bu?

Patlıyacakmışım gibi hissediyorum.

Yaa!

Omo!

O Oh Ha Ni.. Okadar salak ve budala.

Ondalık sistemini biliyormusun?

Evet.

10

20

30

Peki ya ikilik sayı sistemi ?

Sayıları sadece 0 ve 1 rakamlarını kullanarak ifade etmenin bir yoludur.

Peki ama neden?

Ne işe yarar ki?

Bilgisayar.

Bilgisayar?

1974'te Arecibo Gözlemevi tarafından, uzay boşluğuna bir mesaj gönderildi.

Eğer gerçekten uzaylılar varsa mesajı alacak ve bir cevap vereceklerdi.

Ama mesaj hangi dilde gönderilmeliydi?

İngilizce mi?

Korece mi?

Uzaylıların zeka seviyelerini bilmiyorduk.

Onların mesajı yorumlayabilmeleri için sadece 0 ve 1 rakamları kullanıldı.

Mesaj ikilik kod şeklinde yollandı.

Oh. Ohhh!

Uzaylılarla iletişime geçebilmek için ikilik sayı sistemini öğrenmem gerek.
Mutlaka öğrenmeliyim.Yanına yıldız koy.

Öyleyse, 100'ü ikilik sayı sistemine nasıl çevirirsin?

Öyleyse...

uzaylılardan bir cevap aldık mı?

Bu zamana kadar hayır.

Ama yine de evren çok büyük.

Değil mi?

Doğru.

Evren çok büyük olduğu için logaritmik sistem geliştirildi.

Gerçekten mi?

Logaritma gerçekten büyük şeyleri ifade etmemizi sağlar.

Neden sadece vazgeçmiyorsun?

Neden?

Bu eğlenceli.

Nasıl bilmediğin bu kadar çok şey olabilir?

Sen her şeyi biliyor musun?

Bu insanlar kim?

Si Won, Kang In, Shin Dong, Kyuhyun, Han Kyung, Ki Bum

Sung Min, Hee Chul, Ye Sung, Eun Hyuk, Dong Hae, Lee Teuk, Ryeowook ( Super Junior'ın 13 elemanı)

Sadece farklı ilgi alanlarımız var.

Peki ya logaritma?

Dakikada 7000 kelimeyi okuyabilirim ayrıca, mükemmel bir hafızam vardır.

Nefes alırken tüm gücünü Göbeğine ver ve yavaşça nefes al.

ve yavaşçca geri ver.
Gözlerini bu noktaya odaklansın.

Duvar değil.

Nokta.

Odaklan!

Sadece noktayı görene kadar odaklan.

Hareket et.

Ezberlerken vücudunu hareket ettirmelisin.

Aklında daha iyi tutabilesin diye.

"At" nesneler için, "with" insanlar için.

İmjin donanması.

Ha Ni!

İmjin donanması!

Oh! Sorun ne?

Siyah halkalar?

Ha Ni ah

Bize doğruyu anlat.

Ne?

Kaldığın yerde her şey yolunda mı?

Durumum iyi.

Bunu nasıl iyi olarak adlandırabilirsin?

Bir şeyler doğru değil.

Sen de duydun, değil mi?

Geçen sefer evine geleceğimi söylediğimde, o kaçtı.

Ha Ni

Ha Ni, hadi bugün...

Nereye gitti?

Eve gitti.

Çalışması gerektiğini söyledi.

Bak,bak,bak! Ne tür bir çalışmaymış yaptığı?

Bana kalırsa...
Kesinlikle...

Kesinlikle?

Uyumasına izin vermeden onu ölümüne çalıştırıyorlar.

Yüzünü gördün, değil mi?

Bence, benim, Bong Joon Gu, müdahale etmesi gerekli.

Hyung (abi)

Bunu nasıl çözerim?

Oh, Eun Jo.

Abinin bunu yapması lazım.

Anneme sor.

Yaa!
Oh Ha Ni!

Seni aptal, budala kolera.

Senin yüzünden abimle çalışamıyorum ve abim uyuyamıyor.
Kim oluyorsun sen?Evine git!

Ah! Sen mi geldin?

Oh. Unut gitsin.

Burada.

Bu nedir?

Bugünlük bunu oku ve yatağa erken git.

Yarın sınav olduğu için.

Bu nedir?

Sınavda çıkması muhtemel olan soruları çıkarttım.

Vay.

Tüm bunları ne zaman yaptın?

Çok etkilendim!

Yah!

Hemen bak dedim sana.

Boş boş konuşmayı bırak!

Anladım.

Neden sinirlendi ki?

Tüm sorular bundan çıksa çok iyi olur.

Uyuyor...

Yine benim yüzümden çok uyuyamadı.

Müthiş Baek Seung Jo böyle uyuyor demek.

Teşekkür ederim.

Çocuklar!

Aman Allah'ım!

Bingo!

Kamerayı getireyim!

Ölüyorum.

Allah'ım.

Yorucu. Tanrım.

İyi şanslar.

Serseri! Şu havalı tavrılara bak.

iyi mi?

Bekle...

Biraz daha yukarı.

Baek Seung Jo yine mükemmel sonuç aldı.

Vay, yine mükemmel sonuç aldı.

Benim için uyuyamamış olmasına rağmen.

Rahatladım!

En yüksek notu yine sen aldın! Mükemmelsin!

Tebrik ederim!

Tabiki, hayatımda ilk defa ders çalıştım.

Nasıl mükemmel bir not almam ki.

Sende.

He?

Henüz görmedinmi?

Ben mi?

BEN MI??

50. - Oh Ha Ni

Oh Ha Ni.

Sen gördünmü?

Başardım.

Teşekkür ederim. Çok çok teşekkür ederim. Hepsi senin sayende..

Sınav sorularının çoğu senin tahmin ettiklerindi.

Ne yapıyorsun?

Bu şey.

Ahh.

Bu?

Öylece dışarıya alma!

Seung Jo!

Teşekkürler!

Gerçekten! Çok teşekkür ederim!

Dur!

Evet.

Ben mi?

Evet, sen.
Baek Seun Jo

Bu kadar tanık varken nasıl öylece ayrılabilirsin?

Huh?

Eğer Oh Ha Ni ilk elliye girerse onu sırtına alıp okulu gezdireceğine söz vermiştin.

Hayır, öğretmenim.Biz bundan vazgeçmiştik.

Neden bahsediyorsun?
Böyle bir mucize bir daha gerçekleşmez.

Ama..bu...

Hayır, yapamayız.

Artık sıkıca öyrencem dediğinde
ben birtek reddettim!

Öğretmen olarak, sana yardım bile edemedim.

Seninle gurur duyuyorum,Ha Ni! Onurumu kurtardın.

Ama...

Bu ne oluyo şimdi böyle... yalanmı söyledin yoksa?

Hayır, öğretmenim.Hayır.

Sırtına al!

Sırtına al!

Sırtına al!

Çeviriler PK takımı tarafından hazırlanmaktadır...

Sorun değil diyerek ne kastediyorsun? Bin!

Ne yapıyorsun?

Yine mi sen?

Evet, neden?

Hey, buraya gel.

Ama...

Şerefe!

Baek Seung Jo.

Onu sevmiyorum.

Dürüstçe, seni ormanın ruhu olarak çağırıyorum.

Hey!

Bu inanılmaz.Düşündüğümden daha ciddi.

Hey!

Bir.İki.
İyi iş!

Bu nedir?

Çoraba benziyor.

Hayır!

Anne baş belası bizim evde her zaman olur.

Oldu.

Birşey düştü.
Nedir o?

Nedir o?