Afrika ilerlemek için geleneksel bilgiyi nasıl kullanır
-
0:01 - 0:07Birkaç ay önce,
bir Doğu Afrika şehrini ziyaret ediyordum -
0:07 - 0:10ve trafikte sıkışıp kalmıştık.
-
0:10 - 0:13Bir satıcı yarı açık pencereme
-
0:13 - 0:15bir alfabe sayfası ile aniden yanaştı.
-
0:17 - 0:19Alfabe sayfasına hızlı bir bakış attım
-
0:19 - 0:21ve kızımı düşündüm.
-
0:21 - 0:23Alfabeyi yere serip
sonra onunla oynayarak -
0:23 - 0:25ona alfabeyi öğretmenin
-
0:25 - 0:27ne kadar güzel olabileceğini düşündüm.
-
0:27 - 0:31Sonra trafik biraz açıldı
ve bir kopyasını kaptım -
0:31 - 0:33ve devam etttik.
-
0:34 - 0:37Alfabe sayfasını iyice açıp
daha detaylı bir şekilde -
0:37 - 0:40inceleme fırsatım olunca anladım ki
-
0:40 - 0:43bunu kızıma öğretirken kullanmayacaktım.
-
0:43 - 0:45Aldığım için pişman oldum.
-
0:46 - 0:48Neden mi?
-
0:48 - 0:51Alfabeye bakmak
bana Afrika'daki eğitim içeriğinin -
0:51 - 0:54çok fazla değişmediği
-
0:54 - 0:56gerçeğini hatırlattı.
-
0:57 - 1:00Seneler önce benzer bir alfabe sayfası
üzerinden bize eğitim verilmişti. -
1:01 - 1:04Bu yüzden yıllarca mücadele ettim.
-
1:04 - 1:09Gerçekliğim ve gittiğim okullarda
aldığım resmi eğitimi -
1:09 - 1:11bağdaştırmak için mücadele ettim.
-
1:13 - 1:15Kimlik krizlerim vardı.
-
1:15 - 1:18Gerçekliğime baktım.
-
1:18 - 1:22Atalarıma baktım,
soy ağacıma saygısızca baktım. -
1:22 - 1:27Hayatımın bana sunacağı şeyler için
çok az sabrım vardı. -
1:29 - 1:30Niçin?
-
1:31 - 1:33"Elmanın E'si"
-
1:34 - 1:36"Elmanın E'si"
-
1:38 - 1:42"Elmanın E'si"
dünyanın elma yetişen yerlerinde -
1:42 - 1:44yaşayan çocuklar içindi;
-
1:45 - 1:47beslenme çantalarında elma olan çocuklar,
-
1:48 - 1:52anneleri ile birlikte manava giden
-
1:52 - 1:55ve renk renk
her boyutta elma gören çocuklar. -
1:56 - 1:59Böyle bir alfabe sayfasıyla
-
1:59 - 2:01çocuğu eğitimle tanıştırmak
-
2:02 - 2:05eğitimin ana fonksiyonlarından birini
yerine getirir; -
2:05 - 2:08öğreneni çevresine karşı
-
2:08 - 2:12duyarlı hale getirir
-
2:12 - 2:16ve değer katması için merakını cezbeder.
-
2:18 - 2:19Benim durumumda,
-
2:20 - 2:22büyüdüğüm zaman ve yerlerde Afrika'da
-
2:24 - 2:25elma egzotik bir meyveydi.
-
2:27 - 2:28Yılda bir veya iki kez,
-
2:28 - 2:33kahverengi noktalı
sarımsı elmaları yiyebilirdim; -
2:34 - 2:37binlerce mil ötedeki depolardan
sınıflandırılarak -
2:37 - 2:39bana gelen elmalar.
-
2:40 - 2:41Finansal durumu iyi olan ailemle
-
2:42 - 2:45şehirde büyüdüm,
-
2:45 - 2:46yani beni gerçeğim buydu,
-
2:46 - 2:49tamamen aynı şekilde
-
2:49 - 2:53"cassava fufu" veya "ugali" Amerika,
Çin veya Hint mutfağında -
2:53 - 2:56yaygın değiller...
-
2:57 - 2:59Elmalar gerçekliğimin
bir parçası sayılmazdı. -
3:00 - 3:03Bunun bana yaptığı etki şuydu,
-
3:03 - 3:07"Elmanın E'si" ile eğitime adım atmam,
-
3:07 - 3:09eğitimi soyutlaştırdı.
-
3:10 - 3:12Ulaşamayacağım bir şey haline geldi,
-
3:13 - 3:15yabancı bir konsept,
-
3:15 - 3:18o şeyi bilen insanlardan
sürekli doğrulama isteyeceğim -
3:18 - 3:20ancak bu şekilde
-
3:20 - 3:23ilerleme kaydedebileceğim bir fenomen
haline geldi. -
3:24 - 3:27Bu bir çocuk için zordur;
herkes için zor olur. -
3:28 - 3:31Ben büyürken ve akademik olarak ilerlerken
-
3:31 - 3:36benim gerçekliğim eğitimimden ayrıldı.
-
3:37 - 3:38Tarihte bana
-
3:39 - 3:43İskoç kaşif Mungo Park'ın
Nijer Nehrini keşfettiği öğretildi. -
3:44 - 3:45Bu beni rahatsız etti.
-
3:45 - 3:47Büyük büyük annem ve babam
-
3:47 - 3:49Nijer Nehri kıyısına çok yakın büyümüş.
-
3:50 - 3:52(Kahkaha)
-
3:52 - 3:58Burunlarının dibindeki nehrin
keşfedilmesi için binlerce mil uzaktan -
3:58 - 4:01Avrupa'dan birinin gelmesi mi gerekti?
-
4:01 - 4:03(Kahkaha)
-
4:03 - 4:05Hayır!
-
4:05 - 4:10(Alkış ve tezahüratlar)
-
4:10 - 4:12Onlar zamanlarında ne yaptılar?
-
4:12 - 4:14(Kahkaha)
-
4:14 - 4:17Oyunlar oynayıp
taze yer elması kavurup -
4:17 - 4:18kabile savaşı mı yaptılar?
-
4:19 - 4:23Anladımki eğitimim beni başka bir yere
gitmem için için hazırlıyor -
4:23 - 4:27o eğitimin ait olduğu başka bir çevreye
bir şeyler vermem için. -
4:27 - 4:30Bu benim çevrem,
büyüdüğüm yer ve zaman değildi. -
4:31 - 4:32Ve bu devam etti.
-
4:32 - 4:34Bu felsefe Afrika'da okuduğum
-
4:34 - 4:37tüm zaman boyunca
çalışmalarımın altını çizdi. -
4:37 - 4:40Bir fikir değişikliğine gitmem
-
4:40 - 4:44çok deneyim ve bazı çalışmalar gerektirdi.
-
4:44 - 4:47Dikkat çekici birkaç tanesini
sizlerle paylaşacağım. -
4:48 - 4:50Doktora eğitimim için
-
4:50 - 4:52Washington, DC'deydim,
-
4:52 - 4:56Dünya Bankası Afrika Bölgesi bölümünde
bir danışmanlık pozisyonunda işe girdim. -
4:57 - 4:59Günlerden bir gün,
-
5:00 - 5:04ben ve yöneticim bir proje üzerinde
konuşuyorduk -
5:04 - 5:07ve belli bir Dünya Bankası
projesinden bahsetti. -
5:07 - 5:12Nijerya'da sürdürülebilirliği risk altında
ve milyonlarca dolara mal olacak -
5:12 - 5:14geniş ölçekli
-
5:14 - 5:17bir sulama projesi.
-
5:17 - 5:19Bu projenin sürdürülemediğini söyledi,
-
5:19 - 5:23kurulan tüm paketlerin
bozulduğundan bahsetti. -
5:24 - 5:27Ardından başka bir özel projeden bahsetti,
-
5:28 - 5:32Dünya Bankası projesinin başarısız olduğu
aynı Nijer Cumhuriyetinde -
5:32 - 5:36daha önce başarılı olan
geleneksel bir sulama yöntemi. -
5:37 - 5:38Bu benim ilgimi çekti.
-
5:39 - 5:41Detaylı bir araştırma yaparak
-
5:42 - 5:44Tassa'yı öğrendim.
-
5:46 - 5:50Tassa geleneksek bir sulama metodu
-
5:50 - 5:5620-30 cm genişliğinde
ve 20-30cm derinliğinde delikler -
5:56 - 5:59tarım yapılacak tarlanın üzerine kazılır.
-
5:59 - 6:03Küçük bir baraj tarlanın çevresine yapılır
-
6:04 - 6:08ve tarlanın yüzey alanı boyunca
ürünler ekilir. -
6:08 - 6:11Yağmur yağdığında
-
6:11 - 6:14delikler suyu depolayabilir
-
6:14 - 6:18ve bunlar bitkilerin su ihtiyacını
karşılayacak uygunlukta olur. -
6:18 - 6:21Bitki hasata kadar
ihtiyaç duyduğu miktarda -
6:21 - 6:23suya ulaşabilir.
-
6:25 - 6:28Nijerya'nın %75'i kavruk çöldür,
-
6:28 - 6:31bu bir ölüm kalım meselesi
-
6:31 - 6:33ve yüzyıllardır kullanılmakta.
-
6:33 - 6:35Yapılan bir çalışmada
-
6:36 - 6:42bir deneyde
iki benzer arazi kullanıldı, -
6:42 - 6:44birinci arazide
-
6:44 - 6:46Tassa tekniği kullanılmadı.
-
6:46 - 6:47Benzer tarlalar.
-
6:47 - 6:51Diğeri üzerinde
Tassa tekniği uygulandı. -
6:51 - 6:55Ardından her iki tarla üzerine
aynı tahıllar ekilmiştir. -
6:56 - 6:58Hasat zamanı boyunca,
-
6:58 - 7:01Tassa tekniği uygulanmayan tarlada
-
7:01 - 7:06hektar başına 11 kilogram
akdarı hasadı yapıldı. -
7:07 - 7:09Tassa tekniği uygulanan tarlada ise
-
7:09 - 7:15hektar başına 553 kilogram mahsül alındı.
-
7:16 - 7:18(Alkışlar)
-
7:18 - 7:22Araştırmaya ve kendime baktım.
-
7:22 - 7:25''12 yıldır tarım üzerine okuyorum,
-
7:25 - 7:29ilk okuldan 12. sınıfa kadar,
Doğu Afrika'da söylediğimiz gibi, -
7:29 - 7:31Batı Afrika'da SS3 veya 12. sınıf.
-
7:31 - 7:33Hiç kimse bana
-
7:33 - 7:37geleneksel Afrika'da
ürün yetiştirme ve hasat -
7:37 - 7:39konusunda hiçbir şey öğretmedi
-
7:39 - 7:42ki bunlar artık
başarılı bir şekilde kullanılacak, -
7:42 - 7:47ayrıca Batı'dan ithal edeceğimiz
şeylerin başarılı olması çok zor. -
7:48 - 7:51İşte bu zorluğu öğrendiğim zaman,
-
7:51 - 7:53Afrika' nın müfredat sorununu
-
7:54 - 7:58hayat mücadelemi buna adamaya başladım,
-
7:58 - 8:03Afrika'nın bilgi sistemi üzerine
çalışmaya, araştırma yapmaya -
8:03 - 8:06ve sektörler, sanayiler çapında
-
8:06 - 8:09eğitim, araştırma ve siyasette
-
8:09 - 8:11yaygınlaşmasını savunmaya.
-
8:11 - 8:15Dünya Bankası'nda
başka bir sohbet ve deneyimimde -
8:15 - 8:20ne yöne gideceğim konusunda
nihai kararı vermemi sağlayan şeydi, -
8:20 - 8:24yapılacak en kârlı araştırma olmasa da
-
8:24 - 8:26tamamen inandığım şeyle ilgiliydi.
-
8:27 - 8:32Bir gün yöneticim
Afrika'ya gitmek istediğini söyledi, -
8:32 - 8:36Dünya Bankası kredi ve proje
müzakereleri yapmak istiyordu. -
8:37 - 8:39Etkilenmiştim, nedenini sordum.
-
8:39 - 8:41Dedi ki;
''Afrika'ya gittiğim zaman -
8:41 - 8:43o kadar kolay ki.
-
8:43 - 8:48Washington DC'de kredi döküman
ve proje teklifimi yazıyorum, -
8:48 - 8:51Afrika'ya gidiyorum ve hepsi imzalanıyor.
-
8:51 - 8:54En iyi anlaşmayı sağlıyorum ve dönüyorum.
-
8:54 - 8:57Patronlarım benden çok memnun.''
-
8:57 - 9:01Sonra dedi ki:
''Asya'ya gitmekten nefret ediyorum...'' -
9:01 - 9:04Bir ülkeden bahsetti,
Asya ve bazı Asya ülkeleri. -
9:04 - 9:08''Beni ülkelerine en iyi anlaşmayı
sağlamak için tutuyorlar. -
9:08 - 9:09En iyisini alıyorlar.
-
9:09 - 9:12Bana şu maddenin
bizim çevremizde işe yaramayacağını -
9:12 - 9:14söylüyorlar.
-
9:14 - 9:17Bu bizim değil, Batı'nın gerçekliği.
-
9:17 - 9:20Bana diyorlar ki
'Bunu halledecek -
9:20 - 9:21yeterince uzmanımız var.
-
9:21 - 9:23Sizin yeterince uzmanınız yok.
-
9:23 - 9:24Amacımızı biliyoruz.'
-
9:24 - 9:27Bunlarla uğraşıp duruyorlar.
-
9:27 - 9:29Bitirene kadar da en iyi anlaşmayı
sağlamış oluyorlar -
9:29 - 9:32ama çok yoruldum ve banka için
en iyi anlaşmayı almak istemiyorum -
9:32 - 9:33ayrıca bu iş.''
-
9:34 - 9:35''Gerçekten mi? Peki''
dedim içimden. -
9:35 - 9:40Bir Afrika ülkesinde
müzakere masasında oturduğum için -
9:40 - 9:41ayrıcalıklıydım.
-
9:41 - 9:44Yaz boyunca danışmanlık işini yapardım,
-
9:44 - 9:47doktora öğrencisi olduğumdan beri.
-
9:47 - 9:51Sonra Dünya Bankası ekibiyle
seyahat ettim, -
9:51 - 9:56organizasyonel konularda
yardım etmek isteyen biri olarak. -
9:56 - 9:59O müzakere masasına oturdum.
-
10:00 - 10:05Yanımda genellikle
Avrupalı Amerikanlar vardı, DC'den. -
10:05 - 10:10Masanın diğer yanındaki
Afrikalı kardeşlerime baktım. -
10:10 - 10:12Gözlerindeki tedirginliği görebiliyordum.
-
10:13 - 10:15Mungo Park'ın büyük büyük torunlarına
-
10:15 - 10:17sunacak hiçbir şeyleri olmadığını
düşünüyorlardı, -
10:17 - 10:20''Elmanın E'si''ndeki elmanın sahiplerine.
-
10:20 - 10:23Orada usulca oturdular ve
''Hadi imzalayalım.'' dediler, -
10:23 - 10:25''Bilgi sizde, hepsini biliyorsunuz.
-
10:25 - 10:27Nereyi imzalıyoruz?
Gösterin imzalayalım.'' -
10:27 - 10:30Onların sesleri yoktu,
kendilerine inanmıyorlardı. -
10:35 - 10:36Pardon.
-
10:37 - 10:38Böylece
-
10:39 - 10:42bunu 10 yıldır yapıyorum.
-
10:42 - 10:45Afrika' nın geleneksel, otantik,
orijinal bilgi sistemi üzerinde -
10:45 - 10:47araştırma yapıyorum.
-
10:47 - 10:50Bunun uygulandığı az sayıda vakada,
-
10:51 - 10:53inanılmaz başarı oranları elde edildi.
-
10:53 - 10:55Gacaca'yı düşünüyorum.
-
10:55 - 11:00Soykırım sonrasında kullanılan
-
11:00 - 11:02Rwanda'nın geleneksel yargı sistemi.
-
11:02 - 11:051994'te soykırım sona erdiğinde,
-
11:06 - 11:09Rwanda'nın milli yargı sistemi
çökmüş durumdaydı: -
11:09 - 11:14Ne hakim ne de soykırıma ilişkin savunma
yapacak avukatlar vardı. -
11:14 - 11:18Rwanda hükümeti bir fikir geliştirdi,
-
11:18 - 11:21Gacaca olarak bilinen geleneksel
yargı sistemini yeniden tedavüle soktu. -
11:22 - 11:25Gacaca toplum temelli bir sistem,
-
11:25 - 11:28toplumun üyeleri bir araya gelerek
-
11:28 - 11:32dürüstlüğü kanıtlanmış kadın ve erkekleri
-
11:32 - 11:36işlenen suçlarda
avukatlık yapmak üzere seçerler. -
11:37 - 11:432012'de Gacaca soykırım davalarını
sonlandırana dek -
11:44 - 11:5112.000 toplum temelli mahkeme
1.2 milyon dava görmüştü. -
11:51 - 11:53Bu bir rekor.
-
11:53 - 11:58(Alkış)
-
11:58 - 12:04Daha da önemlisi Gacaca Rwanda'nın
geleneksel ilkelerini öne çıkardı; -
12:04 - 12:07uzlaşma ve yeniden bütünleşme,
-
12:07 - 12:11Gacaca modern Batı sistemini destekleyen
-
12:11 - 12:15ağır ceza sistemlerine karşıydı.
-
12:15 - 12:19Karşılaştırmasam da
Rwanda'nın geleneksel felsefesini -
12:19 - 12:23öne çıkarttığını belirtmek istiyorum.
-
12:23 - 12:26Tanzanya'nın eski devlet başkanı
-
12:26 - 12:28Mwalimu Julius Nyerere -
-
12:28 - 12:29(Alkış)
-
12:29 - 12:32insanları geliştiremeyeceğimizi söylerdi.
-
12:33 - 12:36İnsanlar kendilerini geliştirirler.
-
12:37 - 12:38Ona katılıyorum.
-
12:38 - 12:40İnanıyorum ki
-
12:40 - 12:44Afrika'nın dönüşümü, ilerlemesi
-
12:44 - 12:48gerek eğitim, gerek araştırma
gerek sektörel veya siyasal alanda olsun -
12:48 - 12:53Afrika'nın geleneksel, otantik, orijinal,
kendine özgü bilgi birikimi -
12:53 - 12:58bunu anlamakta, doğrulamakta
ve yaygınlaştırmada yatıyor. -
12:59 - 13:01Bu Afrika için kolay olmayacak.
-
13:01 - 13:05Kendilerine ne yapması, ne düşünmesi
söylenmesine alışmış bir halk için -
13:05 - 13:07hiç kolay olmayacak,
-
13:07 - 13:10uzun zaman başkalarının
entelektüel rehberliğe, -
13:10 - 13:12talimatlarına maruz kalmış,
-
13:12 - 13:14bunlar ki koloni efendileri
-
13:14 - 13:17yardım sanayisi
ve uluslararası medyacılık. -
13:17 - 13:20Ancak bu ilerlememiz için
yapmamız gereken bir görev. -
13:20 - 13:23Joseph Shabalala'nın
sözleri bana güç verdi, -
13:23 - 13:27kendisi Laydsmith Black Mambazo
Güney Afrikan korosunun kurucusu. -
13:27 - 13:32Önümüzdeki görevin hiçbir zaman
içimizdeki güçten -
13:32 - 13:34daha büyük olmadığını söyledi.
-
13:34 - 13:36Bunu yapabiliriz.
-
13:36 - 13:38Kendi kendimizi küçümsemeyi
bırakabiliriz. -
13:38 - 13:42Gerçekliğimiz ve bilgimiz üzerine
değer koymayı öğrenebiliriz. -
13:42 - 13:44Teşekkürler.
-
13:44 - 13:45Çok teşekkürler (Svahilice)
-
13:45 - 13:47(Alkışlar)
-
13:47 - 13:49Teşekkürler, teşekkürler.
-
13:49 - 13:54(Alkışlar)
- Title:
- Afrika ilerlemek için geleneksel bilgiyi nasıl kullanır
- Speaker:
- Chika Ezeanya-Esiobu
- Description:
-
Chika Ezeanya-Esiobu geleneksel otantik bilginin önemini vurgulayarak Afrikalıların bastırılmış, yaratıcı ve yenilikçi enerjilerini ortaya çıkardığını görmek istiyor. Bu güçlü konuşmada, tarım ve politika geliştirmede kullanılmayan değerli Afrika bilgisinin örneklerini paylaşıyor ve Afrikalıları gerçekliklerini gururla kabul ederek ilerlemeye davet ediyor.
- Video Language:
- English
- Team:
- closed TED
- Project:
- TEDTalks
- Duration:
- 14:27
Meric Aydonat approved Turkish subtitles for How Africa can use its traditional knowledge to make progress | ||
Figen Ergürbüz accepted Turkish subtitles for How Africa can use its traditional knowledge to make progress | ||
Figen Ergürbüz edited Turkish subtitles for How Africa can use its traditional knowledge to make progress | ||
Figen Ergürbüz edited Turkish subtitles for How Africa can use its traditional knowledge to make progress | ||
Figen Ergürbüz edited Turkish subtitles for How Africa can use its traditional knowledge to make progress | ||
Cihan Ekmekçi edited Turkish subtitles for How Africa can use its traditional knowledge to make progress | ||
Cihan Ekmekçi edited Turkish subtitles for How Africa can use its traditional knowledge to make progress | ||
Cihan Ekmekçi edited Turkish subtitles for How Africa can use its traditional knowledge to make progress |