-
Merhaba ben Tony ve
''Every Frame a Painting''desiniz.
-
Yönetmenler ile ilgili ilgimi çeken bir konu...
-
Ne kadar çok film yaparlarsa bir sahnenin
en küçük detaylarında bile...
-
kendilerini o kadar daha iyi ifade edebiliyorlar.
-
''Nedir istediğin?''
-
Çoğu insan, yönetmenlerin büyük planlar,
uzun tek planlar gibi stilize sahneler ile...
-
fark yaratabildiklerini düşünüyor.
-
Evet, bunlar başkaları tarafından kopyalanıyor ve
birinin vizyonu ile ilgili fikir veren şeyler.
-
Ama er ya da geç her yönetmen
bunun gibi sahnelere döner:
-
Bir odada, iki insan, konuşuyorlar.
-
Neredeyse en az sinematik olanlar.
-
Ancak bu sahnelerden yönetmenlerin en çok
neye önem verdiklerini anlayabilirsiniz.
-
''Bir tabip subaya ihtiyacım olmasa seni
bu operasyona ışık yılı yaklaştırmazdım.''
-
''Sonsuz minnetarım.''
-
''Alaycılığını kendine sakla.''
-
David Fincher, bilgiye önem verir.
-
Açıklamalardan kaçınan birçok yönetmenin
tersine Fincher'ın bazen tek yaptığı budur.
-
''Tuzluluk oranı tam doğru olmalı.''
-
''Bu yüzden sabun yapmak için
en iyi yağ insan yağıdır.''
-
''Bekle. Burası neresi?''
-
''Liposuction Kliniği.''
-
Onun dünyasında, karakter yeni bir bilgi
öğrendiğinde, hikaye dramatik bir hal alır.
-
''Hemen aşağıda, bodrumda.''
-
Zaten bildikleri diğer şeylerle
nasıl ilişkilendiği önemlidir.
-
''California'da kaç kişinin bodrumu vardır?''
-
Ve gerçeğin biraz daha fazlasını
öğrendiklerinde ne tepki verdikleri.
-
''Benim var.''
-
Fincher'ın stili bu fikrin bir uzantısıdır.
-
Bakın kendi metodunu nasıl anlatıyor.
-
- Seyirci her şeyi yapabileceğinizi biliyor.
-
- O yüzden sorulması gereken
ne yaptığınız değil, ne yapmadığınızdır.
-
Peki, David Fincher ne yapmaz?
-
Mesela elde yapılan çekimler.
-
Fincher, kamerayı tripoda kilitleyip
çalışan bir filmci.
-
Elde çekimlerden nefret eder ve
bir filmde ancak belki bir kere yapar.
-
Ejderha Dövmeli Kız'da 2 sahne,
Zodiac'ta ise 1 tane vardı.
-
Sosyal Ağ'da sadece bu plan vardı.
-
Yedi en çok elde çekim olan filmidir Fincher'ın.
-
5 sahne.
-
Fakat kullandığında bile öncesi ve sonrasını
nasıl tasarladığına bakmak gerek.
-
Dedektifi çeken kamera sallanırken, bütün gücü
elinde tutan John Doe'nun planları tripodda.
-
Sapasağlam.
-
''Kutuda ne var?''
''Silahı bana ver.''
-
''Söyledi bile.''
-
Fincher'ın kaçındığı bir diğer şey de kameranın
bir insan tarafından kullanılıyor olduğu hissi.
-
Çoğu yönetmenin, insan varlığını hissetirecek
şekilde planlara kasten...
-
sallantı ya da hatalar eklediği bir zamanda
Fincher tam tersini yapıyor.
-
- Bu her şeyin farkında olma fikrini seviyorum.
-
- Sanki kamera ordan oraya giderken
bir kişiliğe sahip değil.
-
- Bu da olacakların kaçınılmaz
olduğu hissini veriyor.
-
Bazen kameranın bir insan tarafından mı, yoksa
bir robot ya da bilgisayar tarafından mı...
-
yönetildiğini anlayamazsınız.
-
Sonuçta uğursuz bir etkisi vardır.
-
Overlook Oteli'nden çıkmış gibidir.
(The Shining)
-
Ayrıca ihtiyacı olmadığı sürece
yakın plana kesme yapmaz.
-
Fincher'ın yakın planları çok özgün
olsa da bunları nadiren kullanır. Çünkü:
-
- Yakın plana her kestiğinizde, seyirciye
'Bak burası önemli' demiş olursunuz.
-
- Bu yüzden, bunu ne zaman yaptığınıza
çok dikkat etmelisiniz.
-
Herhangi bir sekansta bunu bir
ya da iki kez yapar.
-
Daha çok film çektikçe de,
daha az yapar oldu.
-
''Müthiş bir devlet bakanı olurdunuz.''
-
Öncesinde geri durduğundan, bu planları
kullandığında, açıkça daha güçlü olurlar.
-
Son olarak, eğer mümkünse kamerayı
asla hareket ettirmez.
-
- Bir çekimi olabildiğince geniş,
-
- Ve bir durumu mümkün olabildiğince az şey
yükleyerek sunmak istedim.
-
- Basitçe bir tiyatro sahnesindeki gibi.
-
- ''Bunlar oluyor, adam bunu görüyor.'' gibi..
-
''Dikkatini vermiyorsun.''
-
''Bu da nedir?''
-
Kendine koyduğu bu engelleri bir düşünün.
-
Omuz kamerası, operatör ve
sebepsiz kamera hareketi olmadan...
-
sadece insanların konuştuğu bir sahneyi
sinematik bir şekilde anlatabilir mi?
-
''Katil altına bir kova koyup
servis yapmaya devam etmiş.''
-
''Adli tabip bunun 12 saat sürmüş olabileceğini söylüyor.''
-
Konuşmalar sinematik olmayabilir ama drama öyledir.
-
Bu sahnede 3 kişi görüyoruz.
Biri ayakta ikisi oturuyor.
-
Fincher'ın ilk yaptığı, bizi bu açıdan ikisinin
diyaloğunu dinlememizi sağlamak.
-
Kadraj büyüklüklerinden konunun şeften çok
Sommerset'i ilgilendirdiğini anlayabilirsiniz.
-
Fakat ikisi de hareket etmemekte.
-
Dedektif davadan ayrılmak
istediğini söylediğinde...
-
''Yeni bir işe atanmak istiyorum.''
-
şefi ve Sommerset'i farklı bir açıdan görüyoruz.
-
Mills'in konuya girmeye çalıştığını
gösteren bir ipucu bu.
-
Fakat bakış yönünün tamamen dışına bakan
Sommerset ona aldırış etmiyor.
-
Genç dedektif araya girmeye çalıştığında...
-
''Hey, burda olduğumu biliyorsun,
bu saçmalıkları yüzüme söyleyebilirsin.''
-
Sommerset'in sonunda onunla
yüzyüze geldiği bu açıya geçiyoruz.
-
Bu durum şefi kararlı olması gereken
zor bir durumda bırakıyor.
-
''İşi bana ver.''
-
''Hayır, seni başka bir davaya vereceğim.''
-
Bu şefin bu sahnedeki tek yakın planı.
-
Fincher bunu Mills'in kapı dışarı
edildiği an için saklıyor.
-
Ses bile olmadan bu sahnenin
amacını anlayabiliyorsunuz.
-
Fincher bakışlarınızı buraya bu dramayı..
-
buraya bunu..
-
ve buraya kapanışı izlemeniz için getirdi.
-
Üç karakter, üç farklı ilişki, hepsi
kameranın görmesi için tasarlanmış.
-
''Üzgünüm yaşlı dostum.''
-
Bu iki karakteri tekrar gördüğümüzde,
bakın Mills ne kadar uzakta oturuyor.
-
Fakat Sommerset teorisini açıklamaya
başladığında..
-
''Oburluk, Açgözlülük...''
-
Fincher onları aynı kadrajda, birbirlerine
bakarken görmemizi sağlıyor.
-
Sonraki 10 dakika boyunca beraber
çalışmayacak olmalarına rağmen...
-
burası birbirlerine saygı duymaya
başladıkları an.
-
Yedi'yi izlediğinizde, ikisini bir arada
gördüğümüz kadrajlarda...
-
aralarındaki ilişkinin gelişimini görebilirsiniz.
-
Bu da son noktası.
-
Buna iyi yönetmenlik denir.
-
Fincher yaşını aldıkça daha incelikli oldu.
-
Mesela artık kadrajda boşluğu çok iyi kullanıyor.
-
Boş bir sandalyeye kesme yapabiliyor.
-
''Eduardo Harvard Yatırımcılar Birliği'nin
başkanı ve benim en iyi arkadaşımdı.''
-
Ya da ilgisiz bir koca için boş bir
alan gösterebiliyor.
-
''Çok kötü, bunu konuşalım.''
-
''Ve bu ne zaman bitecek?''
-
Bütün bir sahneyi,
birinin kameranın içine mutlu...
-
''Burada olmaktan çok memnunum,
çağırdığınız için teşekkür ederim.''
-
ya da dehşete düşmüş bir bakışını
göstermek için kurabilir.
-
''Kendine iyi bak Sam.''
-
Ve bize birinin buzdolabının içini gösterecektir.
-
Fincher'ın bir sahneyi 50, 60 yada 99 kere
çekecek kadar tavizsiz olduğu doğrudur.
-
- Hep şu lanet yağmur.
-
- Çifte gökkuşağı, aman tanrım.
Anlamı ne acaba?
-
Tabii aynı zamanda işinde iyi olan birini izlemek çok zevkli.
-
Tek bir kesme ile güç dengelerindeki
değişimi gösterebilen birini.
-
''Telefonları kesin.''
-
Bunu kesmeden oynatmayı tercih eden..
-
ya da bir karakterin bir noktadan diğerine
gidişini izlememize izin veren birini.
-
Eğer Fincher sevmiyorsanız bile,
bu şu aralar görebileceğiniz en iyi işçilik...
-
ve kesinlikle incelemeye değer.
-
''Zodiac ben değilim, ama
olsaydım da kesinlikle size söylemezdim.''
-
Eğer seviyorsanız da,
işte sizinle ilgili düşüncesi.
-
''Bence insanlar ahlaksız.
Ben bunu savunuyorum.''
-
''Kariyerim bunun üzerine kurulu.''