Kültürümüzün bize söylediği yalanlar ve yaşamak için daha iyi bir yol
-
0:01 - 0:03Bazen hayatta
kötü geçen dönemlerimiz olur. -
0:04 - 0:06Ben bu dönemi 2013 yılında yaşadım.
-
0:06 - 0:08Evliliğim yeni bitmişti
-
0:08 - 0:10ve bu başarısız
birliktelikte aşağılanmıştım. -
0:11 - 0:13Çocuklarım üniversite için
evden ayrılıyorlardı. -
0:14 - 0:16Çoğunlukla muhafazakâr dönemde büyüdüm
-
0:16 - 0:18ama muhafazakârlık değişti
-
0:18 - 0:20ve bir sürü arkadaşımı da kaybettim.
-
0:20 - 0:23Yaptığım şey ise
bir dairede yalnız yaşamak -
0:23 - 0:25ve sadece çalışmaktı.
-
0:25 - 0:29Çekmeceleri açtığınızda
mutfak eşyaları olması gerekliyken -
0:29 - 0:30benimkiler Post-it ile doluydu.
-
0:31 - 0:34Tabakların dizili olması gereken
diğer raflarda ise -
0:34 - 0:35zarflar vardı.
-
0:36 - 0:39İş ve haftaiçi arkadaşlarım vardı
fakat haftasonu için yalnızdım. -
0:40 - 0:44Bu yüzden haftasonlarım uzun
ve uğultulu sessizliklerden ibaretti. -
0:44 - 0:46Yapayalnızdım.
-
0:46 - 0:50Yalnızlık, beklenmedik bir şekilde bana
-
0:50 - 0:53bir korku, karnımda bir yanma ile
hissettiriyordu kendisini. -
0:53 - 0:56Biraz da sarhoşluk gibi
yanlış kararlar aldırıyordu, -
0:56 - 1:01hayatın akışınına kapılmıştım
ve sağlam bir duruşum yoktu. -
1:02 - 1:05Bu zamanın en acılı yanı ise
farkına varmaktı. -
1:05 - 1:08Dairemdeki boşluk ise
-
1:08 - 1:10içimdeki boşluğun bir yansımasıydı,
-
1:10 - 1:14ve kültürümüzdeki
bazı yalanlara inanmıştım. -
1:15 - 1:19İlk yalan kariyer başarısının
tatmin edici olmasıydı. -
1:19 - 1:20Ben debir hayli
kariyer başarısı edindim -
1:20 - 1:23ve fark ettim ki kariyer olası bir
başarısızlıkta duyacağım -
1:23 - 1:25utançtan uzaklaşmamı sağlıyordu.
-
1:25 - 1:28Fakat bu bana olumlu bir şey vermedi.
-
1:28 - 1:32İkinci yalan ise
eğer bir zafer daha kazanırsam -
1:32 - 1:35kendimi mutlu edebileceğimdi.
-
1:35 - 1:386-7 kilo ver, biraz daha fazla yoga yap
-
1:38 - 1:39böylece mutlu olursun.
-
1:40 - 1:42Bu sadece kendi kendine
yeterliliğin yalanıydı. -
1:42 - 1:45Ölüm döşeğindeki birinin de
size söyleyebileceği gibi -
1:45 - 1:48insanları mutlu eden
hayattaki derin ilişkilerdir, -
1:48 - 1:50kendi kendine yetmekten vazgeçmektir.
-
1:52 - 1:54Üçüncü yalan ise meristokrasi inancıydı.
-
1:56 - 1:59Meristokrasinin mesajına göre
başardığınız şeysiniz. -
1:59 - 2:01Meritokraside yanlış bilinen ise şu:
-
2:01 - 2:04Saygın markalara tutunabilirseniz
itibar kazanabilirsiniz. -
2:04 - 2:07Meristokrasinin duygusu koşullu sevgidir;
-
2:07 - 2:09nasıl seveceğinizi "kazanabilirsiniz."
-
2:09 - 2:12Meristokrasinin antropolojisinde ise
saflaştırılacak bir ruh değil -
2:12 - 2:15artırılabilecek bir
yetenekler bütünüsüzdür. -
2:15 - 2:17Meritokrasinin kötü düşüncesine göre,
-
2:17 - 2:19başkalarından biraz daha fazla
şey başaran insanlar -
2:19 - 2:22aslında onlardan biraz daha
fazlasını hak ediyorlardır. -
2:22 - 2:24Böylece günahın ödemesi yine günahtır.
-
2:25 - 2:27Benim günahlarım ise ihmal,
-
2:27 - 2:29arkadaşlarım ihtiyaç duyduğunda
orada olamamak, -
2:29 - 2:31mazeretler, tartışmadan kaçınmak.
-
2:32 - 2:35Garip olan şeyse
bir vadiye düşüyor gibiydim, -
2:35 - 2:36bağlantı kopukluğu olan bir vadi
-
2:36 - 2:38ve birçok insan da bunu yaşıyordu.
-
2:39 - 2:41Kariyerimin sırrı ise
-
2:41 - 2:42bu tür yaşadığım çoğu şeyin
-
2:42 - 2:45diğer insanların da her zaman
başına geliyor olması. -
2:45 - 2:48Ben ortalama üstü becerileri olan
çok ortalama bir insanım. -
2:48 - 2:49(Kahkahalar)
-
2:49 - 2:51Ben tarafsızdım.
-
2:51 - 2:54Aynı zamanda, diğer insanlar da tarafsız,
-
2:55 - 2:57birbirleri tarafından parçalanmış
ve izoleydiler. -
2:57 - 3:0045 yaşını geçmiş Amerikalıların
%35'i kronik olarak yalnız. -
3:00 - 3:02Amerikalıların yalnızca %8'i
-
3:02 - 3:05komşularıyla anlamlı
sohbet ettiklerini bildiriyorlar. -
3:05 - 3:08Amerikalıların yalnızca %32'si
komşularına güveniyor, -
3:08 - 3:10ayrıca sadece %18'i milenyum kuşağından.
-
3:10 - 3:12En hızlı büyüyen politik parti
bağımsız olan. -
3:12 - 3:15En hızlı büyüyen din
yine bağımsız olan. -
3:15 - 3:18Depresyon oranları
ve zihinsel sağlık problemleri artıyor. -
3:18 - 3:21İntihar oranı ise 1999'dan beri %30 arttı.
-
3:21 - 3:23Ergenlikte intihar oranı
geçen birkaç senede, -
3:23 - 3:26%70 oranında yükseldi.
-
3:27 - 3:3045 bin Amerikalı her sene
kendisini öldürüyor; -
3:30 - 3:3272 bin kişi opioid bağımlılığından ölüyor,
-
3:32 - 3:36beklenen yaşam süresi
gittikçe düşüyor, artmıyor. -
3:37 - 3:40Yani anlatmak istediğim şey,
şunu anlatmak için geldim, -
3:40 - 3:43ekonomik bir krizdeyiz,
çevresel bir krizdeyiz -
3:43 - 3:44ve siyasi bir krizdeyiz.
-
3:44 - 3:46Ayrıca sosyal ve ilişki krizlerimiz var;
-
3:46 - 3:47biz o vadideyiz.
-
3:47 - 3:49Birbirimizi paramparça ettik.
-
3:49 - 3:52Washington'dan gelen
yalanlar şelalerimiz var. -
3:52 - 3:53Biz öyle bir vadideyiz ki.
-
3:53 - 3:55Son beş yıl boyunca şunu düşündüm:
-
3:55 - 3:57Bir vadiden nasıl kurtuluruz?
-
3:57 - 4:00Yunanlıların söylediği gibi
"Bilgelik yolunda acı çekiyorsun." -
4:01 - 4:05Bu karanlık noktadan başlayarak
birkaç şey fark ettim. -
4:05 - 4:08İlki, bağımsızlığın berbat bir şey olduğu.
-
4:09 - 4:12Ekonomik bağımsızlık tamam,
politik bağımsızlık iyi -
4:12 - 4:13ama sosyal bağımsızlık berbat.
-
4:14 - 4:16Köklendirilmemiş insan başıboş biridir.
-
4:16 - 4:20Köklendirilmemiş insan hatırlanmaz
çünkü kendini bir şeylere adamamış. -
4:21 - 4:24Bağımsızlık yüzmek isteyeceğiniz
bir okyanus değil, -
4:24 - 4:26karşıya geçmek için bir ırmak.
-
4:26 - 4:29Böylece sadece kendinizi
karşıya geçmeye adayabilirsiniz. -
4:29 - 4:31Öğrendiğim ikinci şey,
-
4:31 - 4:34hayatta kötü bir şeyler
yaşadığınız bir dönemde -
4:34 - 4:35kırılmış da olabilir
-
4:35 - 4:36kırılıp açılmış da olabilirsiniz.
-
4:37 - 4:39Kalbi kırık olan insanları biliyoruz.
-
4:39 - 4:41Bazı acılara katlanmışlar
ve küçülmüş hissediyorlar, -
4:41 - 4:44daha sinirli, içerlemiş
ve saldırgan oluyorlar. -
4:44 - 4:45Söyleyişte olduğu gibi,
-
4:45 - 4:48''Dönüştürülemeyen acı iletilir.''
-
4:48 - 4:50Fakat diğer insanlar kırılıp açılmış.
-
4:51 - 4:54Acı çekmenin büyük gücü
hayata bir süre ara vermektir. -
4:54 - 4:57Size düşündüğünüz gibi bir
insan olmadığınızı hatırlatır. -
4:57 - 4:59İlahitayçı Paul Tillich,
-
4:59 - 5:02''Acı çekerken içinden geçtiğiniz kat
-
5:02 - 5:03aslında ruhunuzun temelidir,
-
5:03 - 5:06içinden geçtikçe yeni bir boşluk oluşur,
-
5:06 - 5:08içinden geçtikçe yeni bir boşluk oluşur.
-
5:09 - 5:12Önceden fark etmediğiniz
derinliklerle karşılaşırsınız, -
5:12 - 5:14yalnızca ruhsal ve dinsel besinler
bu derinlikleri doldurur. -
5:16 - 5:19Buraya geri döndüğünüzdeyse,
egodan sıyrılın -
5:19 - 5:21ve kalbinizin içine yerleşin,
-
5:21 - 5:23arzulayan kalbinize yerleşin.
-
5:23 - 5:26Birine duyduğumuz özlem
ve sevgi düşüncesi, -
5:26 - 5:29Louis de Bernières'in kitabında
tanımladığı şey gibidir. -
5:29 - 5:31''Yüzbaşı Corelli'nin Mandolini''
-
5:31 - 5:33Yaşlı bir adam
-
5:33 - 5:35kızına eski eşiyle ilişkisini anlatıyor
-
5:35 - 5:37ve yaşlı adam diyor ki
-
5:37 - 5:40''Sevgi, artık aşk yanıp
kül olduğunda geriye kalandır. -
5:40 - 5:43Bu bir sanat ve şanslı bir kaza aslında.
-
5:44 - 5:45Annen ve ben bu duyguları yaşadık.
-
5:45 - 5:48Yeraltına karşı büyüyen köklerimiz,
-
5:48 - 5:51dallardan sarkan güzel çiçeklerimiz vardı,
-
5:51 - 5:53ve fark ettik ki biz tek bir ağacız,
iki tane değil. -
5:54 - 5:56Bu kalplerin özlem duyduğu şey.
-
5:56 - 5:58Kalbinde ikinci fark edeceğiniz
şey ruhunuzdur. -
5:59 - 6:02Şu an size Tanrı'ya inanıp
inanmadığınızı sormuyorum. -
6:02 - 6:04Bilin ki sizin bir parçanızın şekli,
büyüklüğü, rengi -
6:04 - 6:06ve kilosu yoktur ama bu ölçüsüz şey size
-
6:06 - 6:09sonsuz bir haysiyet ve değer katar.
-
6:09 - 6:11Zengin ve başarılı insanlarda
-
6:11 - 6:13başarısız olanlardan
daha fazlası yoktur. -
6:14 - 6:17Kölelik yanlıştır çünkü bu,
başka bir ruhu yok etmektir. -
6:17 - 6:20Tecavüz, bazı fiziksel moleküllere
saldırıda bulunmaktan, -
6:20 - 6:23daha fazlası diğer bir insanın ruhuna
hakaret teşebbüsüdür. -
6:23 - 6:26Sonrasında ruh ne mi yapar?
Doğruluk için özlem duyar. -
6:26 - 6:30Kalp diğerleriyle kaynaşmayı özler,
ruh ise dürütslüğü özler. -
6:30 - 6:33Böylece Einstein'dan ödünç aldığım üçüncü
farkındalığım oluştu. -
6:34 - 6:36''Sahip olduğunuz sorun
-
6:36 - 6:39kendi yarattığınız
bilinç seviyeniz ile çözülemez. -
6:39 - 6:43Farklı bir bilinç düzeyine çıkmalısınız.''
-
6:43 - 6:44Peki siz ne yapıyorsunuz?
-
6:44 - 6:47Pekala, yapacağınız ilk şey
kendinizi arkadaşlarınıza fırtlatmak -
6:47 - 6:50ve daha önce hiç bahsetmediğiniz
en derin konuları konuşmak. -
6:50 - 6:52Ama yapacağınız ikinci şey,
-
6:52 - 6:54kalabalıkların içine
yalnız dışarı çıkmak. -
6:54 - 6:57Gösteri yapacak hiçkimsenin
olmadığı bir alana gidip -
6:57 - 6:59ego hiçbir şey yapamayıp parçalanıyorken
-
6:59 - 7:01işte o zaman sevilebilirsiniz.
-
7:02 - 7:05Bir arkadaşım vardı, kızı doğduğu zaman
-
7:05 - 7:09kızını evrimin gerektirdiğinden daha çok
sevdiğini fark ettiği söylemişti. -
7:09 - 7:10(Kahkahalar)
-
7:10 - 7:12Her zaman bunu sevmişimdir.
-
7:12 - 7:13(Alkışlar)
-
7:13 - 7:16Çünkü bu bizim içimizden gelen huzur,
-
7:16 - 7:18birbirimize duyduğumuz
tanımlanamayan ilgi ile açıklanabilir. -
7:19 - 7:21O noktaya dokunduğunuz anda,
kurtarılmaya hazırsınız demektir. -
7:22 - 7:24Vadideyken en zor şey
-
7:25 - 7:27dışarı tırmanamamaktır,
-
7:27 - 7:29birisi size ulaşmalı ve dışarı çekmeli.
-
7:29 - 7:30Ben bunu yaşadım.
-
7:31 - 7:34Şanslıyım ki Kathy ve David
adında bir çift beni bir eve davet etti -
7:34 - 7:35ve onlar...
-
7:36 - 7:39Santi adında DC devlet okuluna
giden bir çocukları vardı. -
7:39 - 7:41Santi'nin kalacak yer arayan
bir arkadaşı vardı -
7:41 - 7:43çünkü annesinin
zihinsel sağlığı bozulmuştu. -
7:43 - 7:46Bu çocuk bir arkadaş edindi.
O da başka bir arkadaş. -
7:46 - 7:48Evlerine altı sene önce gittiğim zaman,
-
7:48 - 7:51kapıya doğru yürüdüm,
mutfak masasında yaklaşık 25 kişi, -
7:51 - 7:53ve aşağıda bodrumda
uyuyan bir grup daha vardı. -
7:53 - 7:55Kendimi bir çocuğa tanıtmak için uzandım,
-
7:55 - 7:58şöyle söyledi:
''Aslında burada el sıkışmıyoruz. -
7:58 - 8:00Sarılıyoruz.''
-
8:00 - 8:03Ve ben de kucaklaşmayı pek sevmem
-
8:03 - 8:07ama şehirde olduğum süre zarfında
her perşembe akşamı evlerine giderdim, -
8:07 - 8:08bütün o çocuklara sarılırdım.
-
8:08 - 8:10Onlar samimiyet istiyorlardı.
-
8:10 - 8:14Sonuna kadar davrandığınız şekli
korumanızı talep ediyorlardı. -
8:14 - 8:16Onlar yeni ve kültürel hastalıklara
-
8:16 - 8:19tedavi olabilecek bir çare öğretiyorlardı.
-
8:19 - 8:22En başa insanlarla olan
ilişkileri koyan bir çare, -
8:22 - 8:25sadece kelime olarak değil,
tam olarak gerçek. -
8:26 - 8:30Güzel olan ise,
bu topluluklar her yerdeler. -
8:30 - 8:33Aspen Enstitüsü'nde bir şey başlattım:
''Weave: The Social Fabric.'' -
8:33 - 8:34Logomuz burada.
-
8:35 - 8:38Biz bir yere cup diye atladık
ve her yerde örücüleri bulduk. -
8:39 - 8:41Asiaha Butler gibi insanlar buluyoruz,
-
8:42 - 8:45Chicago'da, Englewood'da,
şartları zor mahallelerde yaşayanlar. -
8:45 - 8:48Orası çok tehlikeli olduğu için
taşınmayı düşünüyordu -
8:48 - 8:51ve caddenin karşısına baktı,
iki küçük kız gördü, -
8:51 - 8:53kırık camlarla dolu arsada oynuyorlardı,
-
8:53 - 8:56ve eşine dönüp dedi ki ''Taşınmıyoruz.
-
8:56 - 8:59Bu durumu görmezden
gelen bir aile olmayacağız.'' -
8:59 - 9:03''Englewood'da gönüllülük''ü
Google'da aradı ve R.A.G.E. adında -
9:03 - 9:04orada büyük bir organizasyon yönetiyor.
-
9:04 - 9:07Bu insanlardan bazıları
çok zorlu vadileri gördüler. -
9:07 - 9:11Ohio'da evine antik geziden dönen
Sarah adında bir kadınla tanıştım -
9:11 - 9:15ve kocasının iki çocuğunu öldürüp
sonra da intihar etmiş olduğunu öğrendim. -
9:16 - 9:19Şimdi onun ücretsiz bir eczanesi var
ve topluluktaki gönüllülerden biri. -
9:19 - 9:22Şimdi kadınlara şiddetle nasıl
başa çıkılacağını öğretiyor. -
9:22 - 9:25Bana dedi ki ''Deneyimim
sayesinde büyüdüm çünkü kızgındım.'' -
9:25 - 9:28Onun bana yapmaya
çalıştığı şeyle savaşacaktım, -
9:28 - 9:30dünyada değişim yaratarak.
-
9:30 - 9:32Bak, o beni öldürmedi.
-
9:32 - 9:33Ona şunu söylemiştim.
-
9:33 - 9:37''Bana yapmaya çalıştığın şeye
lanet olsun, asla başaramayacaksın.'' -
9:38 - 9:41Bu örücüler
bireysel bir hayat yaşamıyorlardı, -
9:41 - 9:45Onların ilişkili bir hayatları vardı
ve hayat değerleri farklıydı. -
9:45 - 9:46Manevi motivasyonları var.
-
9:46 - 9:49Mesleki sertifikaları var,
kendilerini yetiştirdiler. -
9:49 - 9:51Youngstown, Ohio'da biriyle tanıştım.
-
9:51 - 9:53Kent meydanında bir pankart açmıştı:
-
9:53 - 9:54''Youngstown'ı Koru''
-
9:54 - 9:56Onların radikal karışıklıkları var
-
9:56 - 9:59ve ilişkilerde dahiler.
-
9:59 - 10:01Mary Gordon adında bir kadın var,
-
10:01 - 10:03Roots of Emphaty diye
bir organizasyonu yönetiyor. -
10:03 - 10:06Yaptıkları şey bir grup çocuğu,
bir sekizinci sınıfı alıp -
10:06 - 10:08bir anne ve bir küçük çocuğu koyup
-
10:08 - 10:11küçük çocuğun ne düşündüğünü
öğrencilere tahmin ettiriyorlar, -
10:11 - 10:12empatiyi öğretmek için.
-
10:12 - 10:15Sınıfta diğerlerinden biraz daha
büyük bir çocuk vardı, -
10:15 - 10:19çünkü bakıcı aile dönemi süresince
okuldan geri kalmıştı, -
10:19 - 10:21annesinin cinayetine tanık olmuştu.
-
10:21 - 10:23Bu çocuk, bebeği tutmak istedi.
-
10:23 - 10:25Anne korkmuştu çünkü
çocuk büyük ve ürkütücüydü. -
10:25 - 10:28Ama anne, Darren'a
bebeği tutması için izin verdi. -
10:28 - 10:30Çocuğu tuttu ve bunu gayet iyi yaptı.
-
10:31 - 10:34Bebeği geri verdiği zaman ebeveyinlik
ile ilgili sorular sormaya başladı. -
10:35 - 10:37Son sorusu ise
-
10:37 - 10:40''Hiçkimsenin seni sevmediğini
bilsen iyi bir baba olabilir miydin?'' -
10:41 - 10:42Roots of Empathy'nin yaptığı şey
-
10:42 - 10:45oraya ulaşmak
ve insanları vadiden kurtarmak. -
10:45 - 10:47Örücülerin de yaptığı bu.
-
10:49 - 10:51Bazıları mesleklerini değiştiriyorlar.
-
10:52 - 10:54Bazıları ise aynı işte devam ediyorlar.
-
10:55 - 10:57Ama değişmeyen şey,
onlara için enerji dolular. -
10:58 - 10:59Şunu okudum,
-
10:59 - 11:05E.O. Wilson çocukluğunu anlatan
''Natüralist'' isimli bir kitap yazdı. -
11:06 - 11:08Yedi yaşındayken ebeveynleri boşanıyor.
-
11:09 - 11:12Ve onu Kuzey Florida'da
Cennet Sahili'ne gönderiyorlar. -
11:12 - 11:14O daha önce hiç okyanus
-
11:15 - 11:17veya denizanası görmemiş.
-
11:17 - 11:21Şunu yazıyor, ''Yaratık çok şaşırtıcıydı.
Hayal gücümün ötesindeydi.'' -
11:22 - 11:23Rıhtımda otururken bir gün
-
11:23 - 11:26bir vatozun, ayağının
altında yüzdüğünü görüyor. -
11:26 - 11:30O anda hem hayranlık ve merak içinde
bir natüralist doğuyor. -
11:30 - 11:33Bu gözlemi yapıyor:
-
11:33 - 11:34Bir çocukken
-
11:34 - 11:37hayvanları, yetişkinliğinize kıyasla
iki kat büyük görürsünüz. -
11:38 - 11:40Bu her zaman bana ilham oldu
-
11:40 - 11:45çünkü çocukken hep
manevi bir tutku isteriz, -
11:45 - 11:48kendimizi tamamen bir şeye vermeyi
-
11:48 - 11:50ve o meslek seviyesini bulmayı.
-
11:50 - 11:52Bu örücülerin yanındayken
-
11:52 - 11:55onlar başkalarını, normal insanlardan
iki kat büyük görüyorlar. -
11:55 - 11:57İçlerindeki derinlikleri görüyorlar.
-
11:58 - 12:00Ve karşılaştıkları şey keyif.
-
12:01 - 12:05Hayatımızın ilk dağında,
kariyeri yakalamaya çalışırken -
12:05 - 12:07mutluluğa ulaşmaya çalışıyoruz.
-
12:08 - 12:11Mutluluk güzeldir,
bireysel bir açılım gibi. -
12:11 - 12:12Bir zafer kazanırsınız,
-
12:12 - 12:16terfi edersiniz, takımınız
Super Bowl ödülünü kazanır, -
12:17 - 12:18mutlu olursunuz.
-
12:18 - 12:22Keyif, insanın rahatlaması
değildir, dağılmasıdır. -
12:23 - 12:27Anne ve çocuk arasındaki
ten duvarının kalktığı andır, -
12:27 - 12:30bir natüralistin yalnızca
doğada özgür olmasıdır. -
12:31 - 12:34Bir amaca veya işinize
kendini kaptırdığınız andır, -
12:34 - 12:36tamamen kendinizi unutmuşsunuzdur.
-
12:37 - 12:40Keyif, mutluluktan fazlasını
hedeflemekten daha güzeldir. -
12:40 - 12:43İnsanlar keyfi kaybettiğinde
ona giden geçitler topluyorum. -
12:43 - 12:45Favorilerimden biri Zadie Smith.
-
12:45 - 12:481999 yılında, Londra'da bir gece kulübünde
-
12:48 - 12:51arkadaşlarını ararken çantasını bulamıyor
-
12:51 - 12:53Ve aniden, onun da yazdığı gibi
-
12:53 - 12:57''ipince, büyük gözlü bir adam
kalabalık arasında -
12:57 - 12:58elime uzandı.
-
12:58 - 13:02Hep aynı soruyu sordu,
''Onu hissediyor musun?'' -
13:02 - 13:06Abartılı topuklularım beni öldürüyordu,
o gece ölebileceğimden korktum, -
13:06 - 13:08aynı zamanda keyiften
boğulmuş durumdaydım, -
13:08 - 13:10''Can I Kick It'' çalıyor olmalıydı,
-
13:10 - 13:13dünya geçmişindeki bu kusursuz anda
-
13:13 - 13:14ve ses sisteminde,
-
13:14 - 13:16şimdi de ''Teen Spirit''
çalmaya başlamıştı. -
13:16 - 13:19Adamın elimi tuttum,
kafamın üstü uçtu gitti, -
13:19 - 13:23dans ettik ve kendimizi
zevke teslim ettik. -
13:24 - 13:27Söylemeye çalıştığım şey
iki tür zihniyet vardır. -
13:28 - 13:32İlki dağ zihniyeti, bireysel mutluluk
ve kariyer başarısı hakkında. -
13:32 - 13:35Bu iyi bir zihniyet, buna karşı değilim.
-
13:35 - 13:37Ama evrensel bir vadideyiz
-
13:37 - 13:40çünkü bunu dengeleyecek
başka bir zihniyetimiz yok. -
13:40 - 13:43Kendimizi bir insan
olarak iyi hissedemiyoruz, -
13:43 - 13:46geleceği tanımlayan inancımızı yitirmişiz,
-
13:46 - 13:49birbirimizi derinden görmüyoruz,
iyi davranmıyoruz. -
13:50 - 13:52Bir sürü değişime ihtiyacımız var.
-
13:52 - 13:54Ekonomik değişime ve çevresel değişime
ihtiyacımız var. -
13:55 - 13:58Ayrıca kültürel ve ilişkisel
devrimlere de ihtiyacımız var. -
13:58 - 14:02Kurtarılmış bir toplumun
dilini adlandırmamız gerek. -
14:03 - 14:05Ve bana göre, örücüler
bu dili çoktan bulmuşlar. -
14:06 - 14:09Benim sosyal değişim teorime göre
-
14:09 - 14:11eğer küçük bir topluluk
daha iyi yaşamaya karar verirse -
14:11 - 14:13diğerleri de kopyalar ve değişir.
-
14:14 - 14:16Bu örücüler daha iyi yaşamanın
bir yolunu bulmuşlar. -
14:16 - 14:18Bunu kuramlaştırmak zorunda değilsiniz.
-
14:18 - 14:22Onlar ülkenin her yanında
topluluk kurucuları. -
14:22 - 14:25Bizim hayatlarımızı
değiştirmemiz gerekiyor. -
14:25 - 14:27böylece şunu diyebiliriz
''Ben örücüyüm, biz örücüleriz.'' -
14:28 - 14:29Ve bunu yaparsak
-
14:30 - 14:32içimizdeki boşluk doldurulur
-
14:32 - 14:35ama en önemlisi
sosyal birliktelik düzeltilir. -
14:35 - 14:36Çok teşekkür ederim.
-
14:36 - 14:41(Alkışlar)
- Title:
- Kültürümüzün bize söylediği yalanlar ve yaşamak için daha iyi bir yol
- Speaker:
- David Brooks
- Description:
-
Bizim topluluğumuz sosyal bir krizin ortasında, diyor köşe yazarı ve yazar David Brooks: ''Biz izole edilmiş ve parçalanmış bir vadide hapsolduk. Nasıl dışarı çıkma yolunu bulacağız?'' Brooks'un Amerika'da yaptığı yolculuklara -ve ''örücüler'' olarak bilinen olağanüstü insanlarla tanışmalarına- dayanan konuşmasında Brooks kendi kültürel devrime bakış açısını masaya yatırıyor ve bizi daha fazla anlamlı, amaçlı ve zevk veren hayatlar sürmemiz için güçlendiriyor.
- Video Language:
- English
- Team:
- closed TED
- Project:
- TEDTalks
- Duration:
- 14:54
Cihan Ekmekçi approved Turkish subtitles for The lies our culture tells us about what matters -- and a better way to live | ||
Cihan Ekmekçi accepted Turkish subtitles for The lies our culture tells us about what matters -- and a better way to live | ||
Cihan Ekmekçi edited Turkish subtitles for The lies our culture tells us about what matters -- and a better way to live | ||
Aslı Lidya Çıtak edited Turkish subtitles for The lies our culture tells us about what matters -- and a better way to live | ||
Cihan Ekmekçi declined Turkish subtitles for The lies our culture tells us about what matters -- and a better way to live | ||
Cihan Ekmekçi edited Turkish subtitles for The lies our culture tells us about what matters -- and a better way to live | ||
Aslı Lidya Çıtak edited Turkish subtitles for The lies our culture tells us about what matters -- and a better way to live | ||
Cihan Ekmekçi declined Turkish subtitles for The lies our culture tells us about what matters -- and a better way to live |