< Return to Video

Bir dil kolayca nasıl öğrenilir? | Matthew Youlden | TEDxClapham

  • 0:10 - 0:13
    Dil öğrenmek biraz
    roket bilimi gibi gelebilir,
  • 0:13 - 0:16
    büyük çoğunluğumuz için
  • 0:16 - 0:19
    bu dünyadan ve erişimimizden uzak bir şey.
  • 0:19 - 0:25
    Bu yalnızca, adamızdaki, İngilizce'den
    başka dil konuşamayanların fikri değil.
  • 0:25 - 0:27
    Birleşik Devletler veya Avustralya gibi
  • 0:27 - 0:32
    uzaktaki dil bilimsel kuzenlerimizin
    birçoğu da buna katılıyor.
  • 0:33 - 0:34
    Dürüst olalım:
  • 0:34 - 0:37
    Konu dil öğrenmeye
    ya da konuşmaya gelince,
  • 0:37 - 0:39
    Geordie, Kiwi, Cockney,
  • 0:39 - 0:42
    hatta Kanada dili gibi
    birçok çeşitli dilde
  • 0:42 - 0:48
    akıcı konuştuğumuzu düşünmeyi
    seven insanlarız.
  • 0:49 - 0:50
    Yanlış anlamayın.
  • 0:50 - 0:53
    Manchester'lı kökenimle
    çok gurur duyuyorum
  • 0:53 - 0:57
    ama şu an o bölgenin ayrı bir
    dili olduğunu ileri sürmezdim.
  • 0:57 - 1:00
    Sonuçta, Coronation Street'i izlerken
  • 1:00 - 1:02
    alt yazıya ihtiyacımız yok, değil mi?
  • 1:02 - 1:05
    Siz ikinizin "Evet, var"
    dediğinizi görsem de.
  • 1:05 - 1:06
    (Gülüşmeler)
  • 1:06 - 1:12
    Ancak buna rağmen kanalı geçerseniz
  • 1:12 - 1:14
    veya biraz daha maceracı hissediyorsanız,
  • 1:14 - 1:17
    Severn Haliçi'ni,
    Galler'e doğru geçerseniz
  • 1:17 - 1:19
    orada başka bir dil konuşmanın
  • 1:19 - 1:25
    ya da iki dil bilmenin sıradan
    bir gerçeklik olduğunu görürdünüz.
  • 1:26 - 1:30
    Yine de orada ve daha uzaklarda
  • 1:30 - 1:32
    pek çok kişi hâlâ
  • 1:32 - 1:36
    bunun uzun, zorlu ve kısmen acı verici
  • 1:36 - 1:39
    ve ürkütücü bir iş olduğuna
    ikna olmuş durumda.
  • 1:40 - 1:43
    Bu 100 kişilik salonda
  • 1:43 - 1:49
    sanırım, İngilizce dışında
    en az 15 farklı dil konuşuluyordur.
  • 1:49 - 1:56
    Aslında, 2011'in son nüfus sayımı
    gösterdi ki şaşırtıcı biçimde,
  • 1:56 - 1:59
    Londralıların %22'si
    - neredeyse dörtte biri -
  • 1:59 - 2:03
    evde, İngilizce dışında
    başka bir dil daha konuşuyor.
  • 2:04 - 2:09
    Bir Manchester'lı olarak ben bile
    yaklaşık 20 dil konuşuyorum
  • 2:09 - 2:12
    ve bunlardan yaklaşık yarısını
    akıcı olarak konuşuyorum.
  • 2:12 - 2:18
    İnsanların en çok
    sorduğu soru ise, "Neden?"
  • 2:18 - 2:19
    (Gülüşmeler)
  • 2:20 - 2:26
    Cevap, en azından bence, oldukça basit.
  • 2:26 - 2:27
    Dil öğrenmenin,
  • 2:27 - 2:33
    herhangi bir dili öğrenmenin kendisinin
    aslında basit olduğuna ikna oldum.
  • 2:33 - 2:36
    Bunun nasıl olduğunu
    size göstermek istiyorum.
  • 2:38 - 2:40
    Bir dil bilimci, birçok dil bilen biri
    ve konuşmacı olarak
  • 2:40 - 2:45
    bir dili öğrenip araştırmaya
    neyin neden olduğunu biliyorum.
  • 2:45 - 2:46
    Öğrenirken karşılaştığımız
  • 2:46 - 2:50
    en büyük engellerden biri de efsaneler.
  • 2:50 - 2:53
    Onları çürütmemiz gerektiğine
    gerçekten inanıyorum.
  • 2:55 - 2:58
    Bunları daha etkin bir şekilde
    hatırlamak için,
  • 2:58 - 3:03
    kulağa hoş ve dostça gelen bir
    kısaltma olan D.I.E.'yi buldum.
  • 3:03 - 3:04
    (Gülüşmeler)
  • 3:04 - 3:08
    Garip bir şekilde, telaffuz etmeyip
    yalnızca yazarsanız, Almanca'da,
  • 3:08 - 3:10
    "the" için kullanılan sözcüklerden biri.
  • 3:10 - 3:15
    Bir numaralı efsane: Dil öğrenmek
    apaçık biçimde çok zordur.
  • 3:15 - 3:18
    Asla başka bir dili
  • 3:18 - 3:21
    doğuştan gelen dilim gibi konuşamayacağım.
  • 3:21 - 3:25
    Teknik olarak doğuştan bir dil gelmez.
  • 3:25 - 3:29
    Burada bulunan herkesin ana dili,
    diyelim ki Japonca olabilirdi.
  • 3:29 - 3:32
    Hepimiz, çoğunlukla çok küçük
    yaştan itibaren dille çevriliyiz
  • 3:32 - 3:35
    ya da ona gömülü durumdayız.
  • 3:35 - 3:40
    Yine de hayatın çok daha
    sonraki dönemlerinde
  • 3:40 - 3:43
    bir, iki, belki üç dil öğrenmeye başlayan
  • 3:43 - 3:45
    kimi insanlar - aslında pek çoğu - var.
  • 3:45 - 3:47
    Peki ne oldu?
  • 3:47 - 3:51
    Artık bu dilde veya diğer dillerde
    tamamen akıcı konuşuyorlar,
  • 3:51 - 3:55
    hatta belki de sözde
    anadillerinden daha akıcı.
  • 3:55 - 3:57
    Neden bu şekilde?
  • 3:57 - 4:00
    Çünkü öğrenmeniz gereken
    başka bir dil için
  • 4:00 - 4:04
    bir bitiş tarihi yok.
  • 4:04 - 4:07
    Şunu söyleyen kaç kişi
    tanıdığınızı düşünün,
  • 4:07 - 4:11
    "Çocuklarım okulda Fransızca öğreniyor.
    Akıcı olmalarını çok istiyorum.
  • 4:11 - 4:14
    Ama ben yapamam, imkânsız.
  • 4:14 - 4:17
    Okuldayken dile daha çok
    ilgi göstermeliydim."
  • 4:18 - 4:20
    Araştırmalar gösteriyor ki
  • 4:20 - 4:23
    çocuklar çoğunlukla
    yeni bir dili kavramada
  • 4:23 - 4:26
    büyüklerden çok daha hızlıyken
  • 4:26 - 4:30
    aslında - rahat bir nefes alabilirsiniz -
  • 4:30 - 4:34
    yeni bir dil öğrenmede
    daha etkin olan, biz yetişkinleriz.
  • 4:34 - 4:36
    Neden böyle?
  • 4:36 - 4:40
    Çünkü bizim öğrenme deneyimimiz var.
  • 4:40 - 4:42
    Nasıl öğrenmemiz
    gerektiğini zaten biliyoruz.
  • 4:44 - 4:48
    İki numaralı efsane: Diller gereksizdir.
  • 4:48 - 4:52
    Başka bir dil öğrenmeme hiç gerek yok.
  • 4:52 - 4:54
    Tıpkı çokça duyduğumuz gibi,
  • 4:54 - 4:57
    - Cockney aksanı yapacaktım
    ama yapmayacağım.
  • 4:57 - 5:00
    Bunu yapma utancına girmeyeceğim. -
  • 5:00 - 5:04
    diller... nasıl olsa herkes
    İngilizce konuşuyor.
  • 5:04 - 5:07
    Başka bir dili konuşmanın, herkesin
    bildiği faydalarının dışında,
  • 5:07 - 5:11
    - örneğin, mali ve zihinsel yararları,
  • 5:11 - 5:16
    daha iyi bir maaş, daha fazla iş olanağı,
    zihinsel olarak zinde tutması,
  • 5:16 - 5:20
    Alzheimer gibi nörolojik hastalıkları
    atlatmaya yardımcı olması gibi -
  • 5:20 - 5:22
    başka bir dili konuştuğumuzda
  • 5:22 - 5:25
    keşfedebileceğimiz gerçek
    ve gizli hazineler var.
  • 5:25 - 5:29
    Otel odasında terfi etmeye ne dersiniz?
  • 5:29 - 5:33
    Geçenlerde, Türkiye'ye gitmeden önce
    amcamın başına geldiği gibi.
  • 5:33 - 5:34
    Benden otelde kullanacağı,
  • 5:34 - 5:36
    o dilde birkaç ifade ve selamlama
  • 5:36 - 5:39
    cümlesi vermemi istedi.
  • 5:39 - 5:42
    Bavuluyla birlikte otele vardığında
  • 5:42 - 5:45
    birkaç Türkçe cümle söyleyince,
  • 5:45 - 5:49
    otel odasında hemen bir terfi aldı.
  • 5:49 - 5:51
    (Gülüşmeler)
  • 5:51 - 5:54
    Otel odanızda her zaman terfi almazsınız.
  • 5:54 - 5:55
    Bunu garanti edemem.
  • 5:55 - 5:59
    Ancak belki, belki diyorum,
  • 5:59 - 6:02
    başka bir dil sayesinde,
    hayatınızın aşkını bulabilirsiniz.
  • 6:03 - 6:08
    Aşk Her Yerde filminde, Jamie'nin Aurélia
    için Portekizce öğrenmesini hatırlıyoruz.
  • 6:08 - 6:09
    Aslına bakarsak
  • 6:09 - 6:13
    neredeyse on İngiliz'den biri,
    denizaşırı bir ülkede doğmuş
  • 6:13 - 6:14
    biriyle evli.
  • 6:16 - 6:19
    Dahası, The Guardian, iki veya
    daha fazla dil konuşanların
  • 6:19 - 6:22
    sorunlar karşısında daha iyi uyum
    sağladığı veya daha hazır olduğunu,
  • 6:22 - 6:28
    ayrıca, birçok işi birden yapma
    ve işleri öncelik sırasına koymada
  • 6:28 - 6:31
    daha iyi olduğunu gösteren
    bir araştırma yayımladı.
  • 6:31 - 6:35
    Bu, kesinlikle, hepimiz telefonlarımıza
    yapışık gibi görünürken,
  • 6:35 - 6:38
    günümüzde ve çağımızda
    çokça aranan bir beceri.
  • 6:38 - 6:41
    Bunu izleyen kaç kişinin telefonlarına
  • 6:41 - 6:42
    yapışık kalacağını ve kaçının
  • 6:42 - 6:45
    iki dil bilen kişilere dönüşeceğini
    merak ediyorum.
  • 6:46 - 6:49
    Üç numaralı efsane:
  • 6:49 - 6:54
    Dili kavramak için bile, yabancı
    bir ülkede yaşamak ve dilin
  • 6:54 - 6:58
    sürekli olarak konuşulduğu
    bir yerde olmak zorundasın.
  • 6:58 - 7:01
    Bavulu toplayıp ıssız bir köye
  • 7:01 - 7:03
    taşınmanın zararı yok
  • 7:03 - 7:06
    ama aslında buna gerek yok.
  • 7:06 - 7:11
    İşte büyük bilinmezlik: Kardeşim
    ve ben -hangimizin kim olduğuna
  • 7:11 - 7:13
    karar vermeyi size bırakıyorum;
  • 7:14 - 7:17
    aslında, ikizim - birlikte
    Berlin, Almanya'dayken
  • 7:17 - 7:21
    yedi günde Türkçe öğrenme mücadelesini
    üstlenmeye karar verdik.
  • 7:21 - 7:25
    Bu mücadeleye, bir şeyi
    aklınıza koyduğunuzda
  • 7:25 - 7:29
    neler yapabileceğinizi
    göstermek için giriştik.
  • 7:30 - 7:31
    Hepimizin gidip
  • 7:31 - 7:34
    herhangi bir dili bir haftada öğrenmemiz
    gerektiğini söylemiyorum,
  • 7:34 - 7:35
    bu kadar kısa zamanda
  • 7:35 - 7:39
    dildeki her şeyi eksiksiz olarak
    öğrenmek mümkün de değil.
  • 7:39 - 7:42
    Sizi temin ederim ki değil.
  • 7:42 - 7:45
    Burada amaç mükemmellik değil.
  • 7:45 - 7:49
    Amaç, belli bir dilde mümkün olan
  • 7:49 - 7:53
    en kısa zamanda olabildiğince iyi olmak.
  • 7:53 - 7:54
    Bu da
  • 7:54 - 7:58
    tüm dünyadaki öğretmenlerin
    hiç hoşlanmadığı şekilde,
  • 7:58 - 8:00
    "kestirme yoldan gitmek."
    anlamına geliyor.
  • 8:01 - 8:03
    Bu kestirme yolların en iyi yönü
  • 8:03 - 8:06
    öğrenmek istediğimiz
    her dile uygulayabilmemiz.
  • 8:06 - 8:11
    Dahası, çok basitler, bunun sonunda
    kendinizi, "Bunu ben niye akıl etmedim?"
  • 8:11 - 8:14
    diye düşünürken bulabilirsiniz.
  • 8:14 - 8:16
    Bu kestirme yollara bir bakalım.
  • 8:17 - 8:23
    Bir numara: Benzerlikleri değerlendirmek,
    benzer unsurlara odaklanın.
  • 8:23 - 8:25
    İngilizce konuşanlar olarak
  • 8:25 - 8:27
    diğer diller hakkında çok şey biliyoruz,
  • 8:27 - 8:32
    kendi dilimizi göz önüne aldığımızda,
    Latince, İbranice
  • 8:32 - 8:35
    veya Hintçe'ye kadar
    çokça farklı dilden etkilerin
  • 8:35 - 8:41
    ve sözcük dağarcığının zenginliğine
    sahip olan, temelde bir Cermen dili.
  • 8:42 - 8:45
    Bunu yapmak dil içinde
    kalıplar geliştirmeye,
  • 8:45 - 8:51
    henüz bilmediğimiz sözcüklerin ve ona
    benzer yapıların anlamını ve biçimini
  • 8:51 - 8:52
    tahmin etmemize yardımcı oluyor.
  • 8:52 - 8:54
    Örneğin, bu slayttaki gibi,
  • 8:54 - 8:58
    İngilizcenin aynı türden olan
    diğer Cermen dilleriyle,
  • 8:58 - 9:02
    İngilizcenin, özünde bir Cermen dili
    olmasına rağmen
  • 9:02 - 9:05
    Romen dilleriyle bile ne kadar yakın
    akraba olduğunu görebiliriz.
  • 9:05 - 9:08
    Kestirme yol iki: Basit düşün.
  • 9:08 - 9:11
    İlk bakışta, kendi dilinizle
    pek ortak noktası olmayan
  • 9:11 - 9:14
    bir dil öğrendiğinizi düşünebilirsiniz
  • 9:14 - 9:18
    ama basit unsurlara odaklanarak
    dili oldukça kısa sürede öğrenebiliriz,
  • 9:18 - 9:22
    çünkü her dilin kendine göre
    basit unsurları vardır.
  • 9:22 - 9:24
    Bazı dillerde yalnızca iki
    veya üç zaman olur.
  • 9:24 - 9:28
    Örneğin, "yaptım", "henüz yaptım"
    ve "yapmıştım" ifadeleri için,
  • 9:28 - 9:30
    tek bir biçimde, "yaptım" dersiniz;
  • 9:30 - 9:35
    "öyleyim" ifadesi de "öyle olacağım"
    ve "öyle olurdum" yerine kullanılabilir.
  • 9:35 - 9:38
    Diğer hâllerde, örneğin,
    Almancaya bakarsak
  • 9:38 - 9:41
    birkaç basit sözcük
    ya da fiilden kaynaklanan
  • 9:41 - 9:45
    gelişmiş bir sözcük dağarcığı
    durumumuz var.
  • 9:45 - 9:49
    Bu örnekte, "konuşmak" anlamına gelen
    "sprechen" fiilimiz var,
  • 9:49 - 9:51
    şimdi dönüşüp
  • 9:51 - 9:56
    "besprechen" (tartışmak),
    "entsprechen" (yazışmak),
  • 9:56 - 9:59
    "versprechen", "absprechen" vb.
    olmaya uygun hâle geliyor.
  • 10:00 - 10:04
    Kestirme yol üç: Konuyla bağlantılı kalın.
  • 10:04 - 10:06
    Özellikle sürecimizin başlangıcında,
  • 10:06 - 10:09
    o şeyin bize hitap ettiğinden
    emin olmalıyız.
  • 10:10 - 10:11
    Herkes Berlin'deki meslektaşlarıyla
  • 10:11 - 10:14
    iş konuşmak için Almanca öğrenmiyor.
  • 10:15 - 10:16
    Bunu göz önünde tutun.
  • 10:16 - 10:18
    İngilizce konuşanlar olarak
  • 10:18 - 10:22
    Oxford İngilizce Sözlüğü'ndeki
    her sözcüğü bilmiyoruz.
  • 10:22 - 10:24
    Neden yeni dildeki
  • 10:24 - 10:28
    karşılaştığımız her sözcüğü
    hatırlamak için endişe edelim?
  • 10:28 - 10:34
    Yalnızca, o şeyin, o andaki bize özgü
    durumla bağlantılı olması gerekiyor.
  • 10:35 - 10:41
    Konu dil öğrenmek olduğunda,
    belki de en önemli unsur zaman.
  • 10:41 - 10:46
    Zaman demekle, yıllar boyu sonu gelmeyen
    bir öğrenmeyi kastetmiyorum,
  • 10:46 - 10:49
    bazıları hâlâ öyle olduğunu düşünse de.
  • 10:49 - 10:53
    Bir dili öğrenmek ne kadar sürer?
  • 10:53 - 10:55
    Ya günde 30 dakikanın harika
  • 10:55 - 11:00
    ve etkili bir başlangıç
    olduğunu söyleseydim?
  • 11:01 - 11:04
    Otuz dakika, hepimizin
    sahip olduğu bir zaman.
  • 11:04 - 11:07
    Sabah on, öğlen on, akşam on
  • 11:07 - 11:11
    veya tek seferde otuz dakika,
  • 11:11 - 11:14
    işe, üniversiteye, okula giderken,
  • 11:14 - 11:18
    akşam arkadaşlarla buluştuktan sonra,
    tren ya da otobüsteyken.
  • 11:18 - 11:22
    Hepimizin öğrenmeye verecek
    bu kadar zamanı var.
  • 11:22 - 11:28
    Dahası, daha kısa sürelerle
    ve düzenli aralıklarla öğrendiğimizde,
  • 11:28 - 11:31
    dilden bunalmış hissetmeyiz.
  • 11:31 - 11:33
    Daha da iyisi,
  • 11:33 - 11:38
    düzenli sürelerle öğrenmek
    bunun daha etkili olması anlamına gelir,
  • 11:38 - 11:39
    çünkü haftada bir
  • 11:39 - 11:43
    ya da iki haftada bir öğrenme
    olanağınız varsa
  • 11:43 - 11:45
    bir sonraki öğrenme zamanına kadar
  • 11:45 - 11:49
    başlangıçta öğrendiğinizi zaten
    unutmuş olacaksınız.
  • 11:49 - 11:51
    Bu yüzden,
  • 11:51 - 11:55
    amacımız dil öğrenmeyi
    günlük yaptığımız işlere dâhil etmek
  • 11:55 - 11:58
    ve bunun tersini yapmamak.
  • 11:58 - 11:59
    Bunu yaptığınızda
  • 11:59 - 12:02
    yalnızca bir ay sonra yeni dilinizde
  • 12:02 - 12:06
    kabul edilebilir bir seviyeye
    gelmemeniz için bir neden yok.
  • 12:08 - 12:13
    Öğrenmenin bu etkin biçimlerini,
  • 12:13 - 12:18
    öğrenmenin edilgen biçimleri
    dediğim şeylerle tamamlamalıyız.
  • 12:18 - 12:24
    Kahvaltı yaparken: Radyoyu açıp
    o dildeki bir yayını dinleyin,
  • 12:24 - 12:28
    dilin tınısını tanıyın.
  • 12:28 - 12:31
    O tınının seslere, tonlamalara,
    ritme alışmanıza
  • 12:31 - 12:33
    yardımcı olmasının yanında,
    duyduğunuz sözcükler de
  • 12:33 - 12:37
    onlarla bir bağlantı kurmanıza
    yardım edecek;
  • 12:37 - 12:38
    çünkü şarkıları bilip
  • 12:38 - 12:41
    şarkılar ve onlar arasında
    bir bağlantı kurabilecek
  • 12:41 - 12:44
    ve böylece sözcük haznemizi
    geliştirebileceğiz.
  • 12:44 - 12:46
    Zor bir gün mü geçirdin?
  • 12:46 - 12:49
    Kendini, o dildeki bir dizi
    ya da filmle ödüllendirip
  • 12:49 - 12:50
    İngilizce alt yazıyı aç,
  • 12:50 - 12:53
    sonrasında, başkaları da gelip
    senle izleyebilir.
  • 12:53 - 12:56
    Herkesin şu sıralardaki
    İskandinav suç dizilerine
  • 12:56 - 12:58
    bayılır gibi göründüğünü
    hepimiz biliyoruz,
  • 12:58 - 13:03
    bazılarına İngilizce dublaj eklendi;
    siz kendi dilinde izleyin.
  • 13:04 - 13:07
    Bunu yapmak,
  • 13:07 - 13:10
    daha da ilerleyip dili
    tam olarak öğrenmek için
  • 13:10 - 13:13
    çok iyi bir başlangıç yapmanızı sağlar.
  • 13:13 - 13:15
    Üç kural var,
  • 13:15 - 13:19
    onlara dil öğrenmenin
    altın kuralları demek istiyorum,
  • 13:19 - 13:21
    her birimiz dil öğrenmeye başladığımızda
  • 13:21 - 13:24
    bunları uygulamalıyız.
  • 13:24 - 13:28
    İlk kural, - bekleyin -
  • 13:29 - 13:33
    ilk kural, dili yaşayın,
  • 13:33 - 13:37
    konuşun, okuyun, yazın,
    o dilde hayal kurun,
  • 13:37 - 13:41
    şarkı söyleyin,
    kendi kendinize şarkı söyleyin.
  • 13:41 - 13:43
    Yunanca öğrenmeye başladığımızda
    ben ve kardeşim
  • 13:43 - 13:46
    o dilde şarkı yazmaya karar verdik.
  • 13:46 - 13:48
    Endişelenmeyin, kardeşimi
    utandıracak değilim
  • 13:48 - 13:51
    ve kesinlikle burada size şarkı
    söylemeyeceğim.
  • 13:51 - 13:55
    Bununla birlikte, dilde ustalaşmak için
  • 13:55 - 13:58
    onu kendinize ait yapmalısınız,
    benimsemelisiniz.
  • 13:58 - 14:02
    Öyleyse, telefonunuzu veya bilgisayarınızı
    neden öğrendiğiniz dile çevirmiyorsunuz?
  • 14:03 - 14:06
    İki numara: Hata yapın.
  • 14:06 - 14:08
    Evet, doğru duydunuz.
  • 14:08 - 14:10
    İstediğiniz kadar çok hata yapın.
  • 14:10 - 14:11
    Neden mi?
  • 14:11 - 14:13
    Çünkü hata yaparak öğreniriz.
  • 14:13 - 14:17
    Aslında bu, işleri doğru
    yapmanın tek yolu.
  • 14:17 - 14:20
    Çocukken bizden hata yapmamız beklenir.
  • 14:20 - 14:24
    Yetişkinken bundan çekiniriz, çünkü
    hata kendimizi zayıf hissettirir.
  • 14:24 - 14:25
    Baştan kabul edelim ki
  • 14:25 - 14:29
    bu yeni dille ilgili bilinebilecek
    her şeyi eksiksizce bilmememiz
  • 14:29 - 14:31
    bizi dili öğrenmekten alıkoyamaz.
  • 14:31 - 14:36
    Dahası aslında bu, bize devam etme
    ve uzmanlaşma için serbestlik verir.
  • 14:36 - 14:40
    Öyleyse gidip
    istediğiniz kadar hata yapın.
  • 14:40 - 14:41
    Son kural,
  • 14:41 - 14:45
    en önemlisi ve temel olan:
  • 14:45 - 14:47
    Onu eğlenceli hâle getirin.
  • 14:47 - 14:50
    Dil bilgisi kuralları her zaman
    eğlenceli olmaz.
  • 14:50 - 14:52
    Dil bilgisini seviyorum
  • 14:52 - 14:55
    ama herkesin bu konuda
    hevesli olmamasını anlıyorum;
  • 14:55 - 14:57
    gerçi nedeninden emin değilim.
  • 14:57 - 15:00
    Ancak İngilizce'de yapabildiğiniz her şeyi
  • 15:00 - 15:02
    herhangi bir dilde de yapabilirsiniz,
  • 15:02 - 15:04
    onun için bunu eğlenceli hâle getirin.
  • 15:04 - 15:08
    Aslında, onu ve bu süreci
    eğlenceli hâle getirerek
  • 15:08 - 15:10
    kendinize motive kalmada
    yardım ediyorsunuz.
  • 15:10 - 15:14
    Ne kadar motive olursanız
    o kadar çok başarma şansınız var.
  • 15:14 - 15:18
    Dışarı çıkıp yaratıcı enerjinizin
    akmasına izin verin.
  • 15:18 - 15:20
    En iyi noktası şu ki
  • 15:20 - 15:23
    neden diğer insanları da buna
    dâhil etmeyi denemeyesiniz?
  • 15:23 - 15:30
    İş arkadaşları ve arkadaşlarla bunu ufak,
    dostça bir yarışmaya dönüştürebilirsiniz.
  • 15:30 - 15:34
    Aslında, çalışmalar gösteriyor ki
    dostça bir yarışma başlatırsanız,
  • 15:34 - 15:37
    başarı gösterme olasılığınız
    çok daha fazla olur
  • 15:37 - 15:39
    ve onlar sizin
    performansınızı yükseltirler.
  • 15:40 - 15:44
    Diller sıklıkla büyük bilinmezlikler
    olarak algılanır.
  • 15:44 - 15:46
    Onları, bize yabancı şeyler gibi
    görmeyi seçeriz,
  • 15:46 - 15:48
    yine de onlara dair çok şey biliyoruz,
  • 15:48 - 15:52
    çünkü bunu başlangıçta fark etmesek de
    tüm insan dillerinin
  • 15:52 - 15:55
    düşünceleri, kavramları ve gerçekliği
    ifade etmede
  • 15:55 - 15:58
    kendine has ve hoş yolları vardır.
  • 15:58 - 16:02
    Artık bilinmezi araştırarak
    ve tanıdık olanı fark ederek
  • 16:02 - 16:04
    insan olarak sahip olduğumuz
  • 16:04 - 16:09
    en tatmin edici, ödüllendirici ve etkili
    becerilerden birine hâkim olabileceğiz:
  • 16:09 - 16:12
    İnsan iletişimi.
  • 16:12 - 16:15
    Bu dilsel incilerle
    yeni bir dil öğrenme isteğine
  • 16:15 - 16:18
    kim karşı koyabilir?
  • 16:19 - 16:22
    İlki, Fransızca'da söylendiği gibi,
  • 16:22 - 16:25
    "Ayez Les dents longues.",
    yani "Hırslı ol."
  • 16:25 - 16:28
    Doğrudan anlamıyla ise,
    "Dişin uzun olsun." demek.
  • 16:28 - 16:29
    (Gülüşmeler)
  • 16:29 - 16:31
    Benim dişlerim pek öyle değil.
  • 16:32 - 16:35
    Hepinize, İtalyanca
  • 16:35 - 16:38
    "In bocca al lupo", yani
    "iyi şanslar" dilemek istiyorum.
  • 16:38 - 16:42
    ama bu, doğrudan anlamıyla,
    "Kurdun ağzında" demek.
  • 16:42 - 16:43
    (Gülüşmeler)
  • 16:44 - 16:47
    Son olarak Ukraynaca dediğimiz gibi,
  • 16:47 - 16:52
    "Skilʹky mov ty znayesh -
    stilʹky raziv ty lyudyna.",
  • 16:52 - 16:53
    anlamı,
  • 16:53 - 16:56
    "Ne kadar çok dil bilirsen,
    o kadar çok kişisin."
  • 16:56 - 16:58
    Yeni bir dil öğrenmenin tadını çıkarın.
  • 16:58 - 16:59
    (Alkışlar)
Title:
Bir dil kolayca nasıl öğrenilir? | Matthew Youlden | TEDxClapham
Description:

Bu konuşma bir TEDx etkinliğinde TED konferans formatı kullanılarak yapılmış ve yerel bir kuruluş tarafından bağımsız olarak organize edilmiştir. Daha fazla bilgi için: http://ted.com/tedx

Çokdilli dilbilimci Matthew Youlden, yeni bir dil öğrenmenin kolay adımlarını açıklıyor ve dil öğrenimiyle ilgili yaygın efsaneleri çürütüyor.

Diller, çocukken ikiz kardeşiyle birlikte dil öğrenmekten, Babbel'in Dil Temsilcisi olmasına ve eğitmen olarak çalışmasına kadar Matthew'un tüm hayatını şekillendirdi. Şimdiden 20'yi aşkın dilde eğitim almış olan Matthew'ın amacı dilden aldığı keyfi paylaşmak. Doğru araçlar ve sağlıklı ölçüdeki eğlenceyle herkesin kolayca yeni bir dil öğrenebileceğine inanıyor.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDxTalks
Duration:
17:05

Turkish subtitles

Revisions Compare revisions