Return to Video

Karen Armstrong: Hadi Altın Kuralı yeniden canlandıralım

  • 0:00 - 0:04
    Yıllar boyunca hayal kırıklığı yaşadım
  • 0:04 - 0:07
    çünkü dindar bir tarihci olarak
  • 0:07 - 0:09
    dünyadaki tüm major inanç sistemlerinde
  • 0:09 - 0:12
    şefkatin odak noktası olduğunu
  • 0:12 - 0:15
    çok ani bir şekilde farkettim.
  • 0:15 - 0:17
    Her bir tanesi
  • 0:17 - 0:19
    kendi versiyonunda değişmiş olan
  • 0:19 - 0:22
    Altın Kural denilen şeydi.
  • 0:22 - 0:25
    Bazen oldukça olumlu bir versiyondan geliyordu--
  • 0:25 - 0:29
    "Kendinize nasıl davranılmasını istiyorsanız, başkalarına da öyle davranın"
  • 0:29 - 0:31
    Ve eşit derecede önemli olan
  • 0:31 - 0:34
    olumsuz versiyonu--
  • 0:34 - 0:39
    "Sana yapılmasını istemediğin şeyleri, başkasına yapma".
  • 0:39 - 0:41
    Kalplerinize bakın.
  • 0:41 - 0:44
    Size acı veren şeyin ne olduğunu keşfedin.
  • 0:44 - 0:48
    Ve sonra, ne koşul altında olursa olsun,
  • 0:48 - 0:52
    bu acıyı başkasına da yaşatmayı reddedin.
  • 0:52 - 0:57
    Ve insanlar şefkatin önemini
  • 0:57 - 0:59
    sadece kulağa iyi geldiği için değil,
  • 0:59 - 1:02
    İŞE YARADIĞI için vurguladılar.
  • 1:02 - 1:05
    İnsanlar Altın Kuralın İŞE YARADIĞINI,
  • 1:05 - 1:07
    onu sadece günlük "iyilik" işlerini yaparken kullanıp
  • 1:07 - 1:11
    günlük "iyilik" işleri bitirince de, açgözlü
  • 1:11 - 1:13
    ve egoist yaşamlarına dönmek yerine, Konfiçyus'un dediği gibi
  • 1:13 - 1:16
    "gün boyu ve her gün"
  • 1:16 - 1:18
    uyguladıklarında anladılar.
  • 1:18 - 1:21
    Ama bunu gün boyu ve hergün uygulamak için
  • 1:21 - 1:25
    dünyanızın merkezinden kendinizi alıp
  • 1:25 - 1:28
    oraya başkasını koyup, kendinizin ötesine geçmelisiniz.
  • 1:28 - 1:31
    Ve bu sizi Tanrı, Nirvana, Rama, Tao da denilenin
  • 1:31 - 1:35
    mevcudiyetine sokar.
  • 1:35 - 1:37
    Egomuza bağlı varoluşumuzun
  • 1:37 - 1:42
    ötesine geçen bir hal.
  • 1:42 - 1:44
    Ama malum, bunun dini yaşamın bu kadar
  • 1:44 - 1:47
    merkezinde olduğunu çoğunlukla bilmeyiz.
  • 1:47 - 1:50
    Çünkü bir kaç harika istisna dışında, dindar kişiler
  • 1:50 - 1:53
    din liderleri bir araya geldiklerinde,
  • 1:53 - 1:59
    çoğunlukla ya anlaşılması zor doktrinlerden veya
  • 1:59 - 2:03
    homoseksüellik yada ona benzer birşeye
  • 2:03 - 2:08
    karşı öfkeli kınamalardan bahsederler.
  • 2:08 - 2:10
    İnsanlar çoğunlukla şefkatli olmak istemez.
  • 2:10 - 2:12
    Dindar insan cemaatlerine
  • 2:12 - 2:15
    yaptığım konuşmalar sırasında onların yüzlerinden geçen
  • 2:15 - 2:18
    bir çeşit isyankar ifadeyi görürüm,
  • 2:18 - 2:22
    çünkü insanlar daha ziyade "haklı olmayı" önemser.
  • 2:22 - 2:26
    Ve buda elbette tartışılan konuyu mağlup eder.
  • 2:26 - 2:30
    Şimdi, TED'e neden bu kadar müteşekkirim?
  • 2:30 - 2:36
    Çünkü onlar beni kibarca
  • 2:36 - 2:39
    kitaba bağımlı çalışmamdan aldılar ve
  • 2:39 - 2:41
    21. yüzyıla taşıyarak,
  • 2:41 - 2:45
    tahminimden büyük, çok daha büyük dinleyici kitlelerine
  • 2:45 - 2:47
    ulaşmamı sağladılar.
  • 2:47 - 2:50
    Çünkü ben bu konudaki aciliyeti hissediyorum.
  • 2:50 - 2:53
    Global olarak Altın Kural'ı
  • 2:53 - 2:57
    uygulamayı başaramaz, bütün insanları ne olursa olsun
  • 2:57 - 3:01
    en az kendimiz kadar önemli göremezsek
  • 3:01 - 3:04
    korkarım ki,
  • 3:04 - 3:06
    bir sonraki nesile
  • 3:06 - 3:09
    canlı bir dünya bırakamayacağız.
  • 3:09 - 3:11
    Bizim zamanımızın görevi,
  • 3:11 - 3:14
    zamanımızın en büyük görevlerden biri
  • 3:14 - 3:16
    insanların birlikte barış içinde yaşayabilecekleri
  • 3:16 - 3:19
    bir dünya inşa etmek.
  • 3:19 - 3:23
    Ve din, buna katkıda bulunmak yerine,
  • 3:23 - 3:27
    sorunun bir parçasıymış gibi görünüyor.
  • 3:27 - 3:33
    Ve elbette, Altın Kural'a inananlar sadece dindarlar değil.
  • 3:33 - 3:36
    Bu ahlakın kaynağıdır.
  • 3:36 - 3:39
    Kendinizi başkasının yerine koyduğunuz
  • 3:39 - 3:42
    hayali bir empati hareketi.
  • 3:42 - 3:46
    Ve evet, bir seçeneğimiz var, bana öyle geliyor.
  • 3:46 - 3:51
    Bunlardan birini yaşamaya devam edeceğiz;
  • 3:51 - 3:55
    ya inancımızın dogmatik ve toleranssız yönlerini vurgulayacağız,
  • 3:55 - 3:59
    veya yahudi gurulara,
  • 3:59 - 4:04
    Rabbi Hillel'e, isa'nın yaşlı çağdaşına geri dönüp, bir pagan'ın
  • 4:04 - 4:07
    "Ben tek ayak üstündeyken, bana bütün yahudilik öğretisini
  • 4:07 - 4:12
    özetle" dediğinde onun verdiği yanıtına bakacağız;
  • 4:12 - 4:16
    "Sana nefret dolu gelen şeyi, sen de komşuna yapma.
  • 4:16 - 4:21
    Torah sadece budur, geri kalanı ise teferruattır".
  • 4:21 - 4:25
    Kilisenin eski papazları ve yahudi gurular, kutsal kitaplara ait yorumlardan
  • 4:25 - 4:28
    nefret ve kibir dolu olanlarının hepsinin
  • 4:28 - 4:32
    hatalı ve yanlış olduğunu söylemişlerdir.
  • 4:32 - 4:35
    İşte bu ruhu tekrar canlandırmalıyız.
  • 4:35 - 4:37
    Ve bu bir sevgi ruhsallığınin gelip bizleri sarmasıyla
  • 4:37 - 4:40
    olacak bir şey de değil.
  • 4:40 - 4:42
    Bunu gerçekleştirmek zorundayız,
  • 4:42 - 4:44
    ve bunu TED'in bize tanıştırmış olduğu
  • 4:44 - 4:46
    modern iletişim teknikleriyle
  • 4:46 - 4:48
    sağlayabiliriz.
  • 4:48 - 4:51
    Hali hazırda bütün ortaklarınızın tepkilerinden dolayı
  • 4:51 - 4:54
    inanılmaz umut dolmuş haldeyim.
  • 4:54 - 4:58
    Singapur'da bu sözleşmeyi bölünmeleri
  • 4:58 - 5:02
    düzeltmek için kullanacak bir grubumuz var,
  • 5:02 - 5:06
    Singapur toplumunda yakın zamanda filizlendiler
  • 5:06 - 5:09
    ve parlementonun bazı üyeleri bunu
  • 5:09 - 5:12
    politik olarak uygulama niyetinde.
  • 5:12 - 5:16
    Malezya'da yakın zamanda,
  • 5:16 - 5:19
    bir sanat sergisi yapılacak ve
  • 5:19 - 5:23
    önde gelen sanatçılar
  • 5:23 - 5:25
    tüm sanatların temelinde yine sefkatin yattığını
  • 5:25 - 5:28
    insanlara, genç insanlara gösterecek.
  • 5:28 - 5:32
    Tüm Avrupa'da ve müslüman toplumlarda
  • 5:32 - 5:35
    islamın ve bütün inançların
  • 5:35 - 5:38
    merkezinde şefkatin yer aldığına dair etkinlikler
  • 5:38 - 5:40
    ve tartışmalar düzenlenecek
  • 5:40 - 5:43
    Ama orada duramayız. Başlamasıyla birlikte bitemez.
  • 5:43 - 5:46
    Dini eğitim, işte bu noktada hatamızda çok ileri gittik.
  • 5:46 - 5:50
    sadece anlaşılması zor doktrinlere odaklandık.
  • 5:50 - 5:55
    Dini eğitim muhakkak hareket etmeye teşfik etmeli.
  • 5:55 - 5:59
    Ve ölüm günüme kadar da bu konu üstünde çalışmaya niyetliyim.
  • 5:59 - 6:04
    Ve iki şeyi yapmak için
  • 6:04 - 6:06
    ortaklarımızla devam etmek istiyorum--
  • 6:06 - 6:13
    sefkatle düşünmeyi öğretmek ve teşfik etmek.
  • 6:13 - 6:16
    Öğretmek çünkü, arkadaşlar, biz şefkatte
  • 6:16 - 6:18
    çok geriledik.
  • 6:18 - 6:20
    İnsanlar çoğunlukla bunun anlamının
  • 6:20 - 6:22
    başka birisi için üzüntü duymak olduğunu sanıyor.
  • 6:22 - 6:25
    Elbette eğer şefkati sadece düşünürseniz,
  • 6:25 - 6:27
    şefkati anlayamazsınız.
  • 6:27 - 6:29
    Bunu yapmanız da gerekiyor.
  • 6:29 - 6:32
    Basının da bu işe girmesi gerekiyor
  • 6:32 - 6:34
    çünkü basın, başka insanlar hakkında
  • 6:34 - 6:37
    bizleri birbirimizden ayıran
  • 6:37 - 6:39
    bazı stereotipik görüşlerimizin
  • 6:39 - 6:41
    çözülmesinde son derece önemli.
  • 6:41 - 6:44
    Aynı şey eğitimciler için de geçerli.
  • 6:44 - 6:48
    Gençliğin, şefkatli bir yaşam stilinin
  • 6:48 - 6:52
    dinamizmini, meydan okumasını
  • 6:52 - 6:54
    hissetmesini istiyorum.
  • 6:54 - 6:57
    Ve ayrıca çok hızlı bir zekaya ihtiyaç duyulduğunu
  • 6:57 - 7:00
    bunun yapış yapış bir duygusallık olmadığını da görüyorum.
  • 7:00 - 7:03
    Bilim adamlarına kendileri ve başkalarının
  • 7:03 - 7:05
    geleneklerindeki şefkat temasını
  • 7:05 - 7:09
    araştırmaları için çağrıda bulunuyorum.
  • 7:09 - 7:11
    Ve belki de hepsinin üstünde,
  • 7:11 - 7:15
    şefkat içermeyen konuşmalarla ilgili
  • 7:15 - 7:17
    bir hassasiyet yaratılmasının sağlanmasını.
  • 7:17 - 7:20
    Belki böylece bu sözleşmeye sahip kişiler
  • 7:20 - 7:24
    inançları ne olursa olsun veya inanmasalar da
  • 7:24 - 7:26
    dini liderlerden, politik liderlerden
  • 7:26 - 7:30
    sektör kaptanlarından gelecek
  • 7:30 - 7:32
    şefkatsiz, küçümseyen ifadeler
  • 7:32 - 7:35
    içeren konuşmalara karşı
  • 7:35 - 7:37
    meydan okuyabilecek kadar güçlenirler.
  • 7:37 - 7:39
    Çünkü dünyayı değiştirebiliriz,
  • 7:39 - 7:42
    bu yeteneğimiz var.
  • 7:42 - 7:45
    Bu sözleşmeyi online yayınlamayı asla düşünemezdim.
  • 7:45 - 7:47
    Eski dünyada bir takım bilimsel araştırmacılarla
  • 7:47 - 7:50
    yine anlaşılması güç ifadeleri tartıştığım
  • 7:50 - 7:53
    bir odada sıkışıp kalmıştım
  • 7:53 - 7:56
    Ve TED beni düşünmenin, fikirler öne sürmenin
  • 7:56 - 7:58
    yepyeni bir yolu ile tanıştırdı.
  • 7:58 - 8:01
    İşte TED hakkında harika olan şey de buydu.
  • 8:01 - 8:06
    Bu odada, bu uzmanlıklarla
  • 8:06 - 8:08
    bir araya gelebildiysek,
  • 8:08 - 8:10
    dünyayı da değiştirebilirdik.
  • 8:10 - 8:15
    Ve elbette bazen sorunlar başedilemez gibi görünüyor.
  • 8:15 - 8:18
    Ama Oxford'lu ingiliz bir yazarın referansıyla
  • 8:18 - 8:22
    aslında çok sık alıntı yapmadığım birinden,
  • 8:22 - 8:24
    küçük bir alıntı yaparak bitirmek istiyorum.
  • 8:24 - 8:26
    C.S. Lewis.
  • 8:26 - 8:28
    Yazdığı bir şey kafama saplandı,
  • 8:28 - 8:31
    henüz okula giden küçük bir kız olduğum zamanlardan beri aklımda.
  • 8:31 - 8:34
    Dört Aşk isimli kitabında,
  • 8:34 - 8:38
    Şöyle der, erotik aşkın varlığında
  • 8:38 - 8:44
    iki insan birbirlerinin gözlerinin içine bakarak büyülenirler,
  • 8:44 - 8:47
    Ve sonra bunu arkadaşlık ile kıyaslar.
  • 8:47 - 8:51
    İki insan yan yana durur, öylesine ki, omuz omuza gibi
  • 8:51 - 8:55
    ve ikisinin de gözleri ortak bir hedefte kilitlenir.
  • 8:55 - 9:00
    Birbirimize aşık olmamız gerekmiyor,
  • 9:00 - 9:03
    ama arkadaş olabiliriz.
  • 9:03 - 9:05
    Ve ben buna eminim;
  • 9:05 - 9:08
    Vevey'deki küçük münaazaralarımızda
  • 9:08 - 9:12
    farklı kanaatlere sahip onca kişi
  • 9:12 - 9:16
    ortak bir hedef için
  • 9:16 - 9:20
    bir araya gelip, yan yana çalıştığında
  • 9:20 - 9:22
    bütün o farklılıklar eriyip yok olduğunda,
  • 9:22 - 9:24
    bunu son derece güçlü bir şekilde hissettim.
  • 9:24 - 9:26
    Ve biz arkadaşlığı öğreniyoruz.
  • 9:26 - 9:31
    Ve biz birlikte yaşamayı ve birbirimizi tanımayı öğreniyoruz.
  • 9:31 - 9:33
    Çok teşekkür ederim.
  • 9:33 - 9:34
    (alkışlar)
Title:
Karen Armstrong: Hadi Altın Kuralı yeniden canlandıralım
Speaker:
Karen Armstrong
Description:

Şefkat Sözleşmesinin hayata geçmesinden haftalar sonra, Karen Armstrong 21. YY'da dinin rolüne bakıyor. Dini dogmalar bizi bölüyor mu? Yada bizi sağduyu altında birleştiriyor mu? Dünya inançlarına Altın Kuralı yeniden keşfettirmeye yöneltecek katalizörleri (hızlandırıcı) tekrar gözden geçiriyor.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
09:36
Ayşe Demirel added a translation

Turkish subtitles

Revisions