-
Kelebekler Sirki
-
Aa bak! Gidelim mi?
-
Aah Sammy, kalbimi kırıyorsun!
-
Biz bi sirkiz zaten çocuk.
-
Ama onların gezintileri var.
-
Olur mu Bay Mendez?
-
Neden olmasın?
-
Haydi gidelim...
-
Tamam çocuklar, sakallı kadınla buluşma vaktim.
Kim benimle?
-
Ünlü cadılar. Gelin ve görün.
Kaderinde neler var söylerim hepsini.
-
Ünlü cadılar, gelin
-
Seni almaya geleceğim şimdi!
Benimsin küçük çocuk. Yapabilirsem alacağım seni!
-
İçeri gelin, baylar ve bayanlar, şehirdeki en iyi ucube şovu burada.
-
İçeri doğru gelin! içeri gelin, baylar ve bayanlar.
-
Lady Lulu burada.
-
İçeri gelin, baylar ve bayanlar, içeri gelin. Şehrin en iyi şovu burada.
-
İçeri buyrun. İçeri buyrun. Şehrin en iyi ucubeleri.
-
Görülmemiş kiloda.
-
Sıradışı iştahlıkta. tüm tavuklar için.
-
Böyle buyurun.
-
Boyalı adam.
-
Dünyası seyahatte. Vücudunun her karışında görebilirsiniz, baştan aşağı.
-
Ve şimdi...
-
Baylar ve bayanlar, toplanın.
-
Doğanın sapkınlığı!
-
Tanrının sırtını çevirdiği adam
-
eğer insan diyebilirseniz.
-
İşte bende...
-
Uzuvsuz adam!
-
Bakıyor musunuz?
-
Çok kötü...
-
Ah, bakın ona.
-
Kımıldayın çocuklar
-
Muhteşemsin..
-
hey uzak durondan!
-
Zorun ne?
-
Sorun yok.
-
Zararı yok. Benim hatam.
-
Belki çok yaklaştım, ne dersin ahbap?
-
İyi akşamlar.
-
Bi sonraki şovdan önce kendini toparla. Seni topal!
-
hoş gerçekten, Will.
-
Görünen o ki karnaval şovlarına katılma fikrinden caydın, hı?
-
Ne diyorsun sen?
-
Bilmiyor musun?
-
Mendez'di o.
-
Kelebekler Sirki'ndeki adama tükürdün biraz önce.
-
Kelebekler... Kelebekler...
-
Öldür beni, Will!
-
Açım ben. Pamuk şekeri alacağım kendime.
-
Tanrının sırtını döndüğü adam - adam denilirse.
-
Uzuvsuz adam!
-
mmm... muy bien(harika).
-
Günaydın.
-
Patron!
-
Günaydın. Buenos dias(merhaba).
-
Merhaba gerçekten de!
-
Bu dansı ben alabilir miyim?
-
Çok teşekkür ederim.
-
Laba.
-
Sandığımı getirir misin? Çok ağır...
-
Ama senin için hiç bişi, çok güçlüsün çünkü.
-
Ah! bagajda ölü bir adam var!
-
Ne?
-
Pekala, şuna bakın!
-
Harika!
-
Ateşin yanına gel de ısın biraz, küçük adam.
-
Ben Sammy. Senin adın ne?
-
Will.
-
Kolların ve bacaklarına noldu?
-
Sammy!
-
Ama anne?
-
Bizim sirkte mi olacak şimdi?
-
ımmm, belki.
-
Bi dakika. Küçük gösteriler yapmayız biz.
-
Ne demek istiyorsun?
-
Her sirkte vardır.
-
İnsanlar uzaklardan bizi görmek için gelir.
-
Neden geliyorlar Will?
-
Fakat farklı olabilir seninki?
-
Hayır. şaşırtıcı kusursuzluklar ilham veren hiç bişi yok gösterimde
-
Bak Will. burada daha mutluyuz.
-
İstediğin kadar kalabilirsin
-
ama ben farklı bir show yapacağım.
-
ve işte! Beden bükmenin en müthiş gösterimlerinden biri.
-
Büyük bir zevkle tanıtmak isterim... Anna, havanın kraliçesi!
-
Ve görebileceğiniz en güçlü adam!
-
Uçan trapez ustası ve havanın en eski performans sanatçısı - Poppy!
-
Vauv..
-
Panayırda görüşelim. İki gün kaldı.
-
Buyrun. Kelebekler Sirki. İki gün kaldı.
-
Nasılsınız?
-
Oğlum, şehrin en güçlü adamına selam vermek ister.
-
Pekala, eminim baban güçlü ama ben de en az onun kadar olabilirim.
-
Vauv.
-
Siz de gösteride misiniz bayım?
-
Ah, ım... hayır, pek sayılmaz.
-
Oh.
-
En iyisi biz şimdi gidelim. Çok teşekkür ederiz.
-
Hayhay.
-
Vauv! Gördün mü baba?
-
Bi gün ben de dünyanın en güçlü adamı olacağım.
-
Aynen bu adam gibi. İstediğim her şeyi kaldıracağım.
-
Evet, oğlum. İstediğin her şeyi yapabilirsin.
-
Bayanlar ve baylar, çocuklar!
-
Bu dünyanın sadece biraz meraka ihtiyacı var.
-
Baba anne, biletler!
-
Harika demi?
-
Hareket biçimleri, dirençle dolu.
-
Renk ve zarafet.
-
Müthiş.
-
Ya sen?
-
Doğuştan lanetli..
-
Tanrının sırtını döndüğü adam - adam denilirse.
-
Kes şunu! Neden böyle konuşuyorsun?
-
Çünkü, sen... buna inanıyorsun.
-
Ama sadece görebilsen...
-
Küllerden gelen güzelliği.
-
Ezeceğim seni, yemin ederim ki yapacağım!
-
artık problemlisin.
-
Senden bana hayır yok, defol!
-
Benim için yeteri iyisin, bebek yüzlü.
-
gidebilirsin.
-
Ama onlar benden farklı.
-
Evet, onlara göre avantajın var.
-
Daha fazla mücadele.
-
Daha ihtişamlı zafer.
-
Tırtılımı bulamıyorum, nerede?
-
Orada, kozada, gördün mü?
-
İyi olacak. Ne zaman doğduğunu bile farketmeyeceksin.
-
Oh, vauv!
-
Hey! Hey George!
-
Poppy! Karşıya geçmem için yardım edin.
-
Biri bana yardım edebilir mi?
-
Hey, George, yardım eder misin?
-
Hey, nereye gidiyorsun?
-
Sorunun ne?
-
Beni burada bırakıp gidiyor musun?
-
Bence idare edebilirsin.
-
Ne?!
-
Sanırım büyülenmiş gibi kalkacaksın hı?
-
Hey George, Poppy! Su nasıl?
-
Yüzme zamanı!
-
Bak!
-
Hey!
-
Hey Will, geliyor musun?
-
Will?
-
Hey, sanırım Will düştü!
-
Will!
-
Will - Will - Will?
-
Bakın... Yüzebiliyorum!
-
Kaçak içki fıçısı gibisin.
-
Gel buraya, seni!
-
Gözleriniz tanık olacak... bu güzel akşama
-
en cesur yüreğimize
-
Onun kefenini yırtması,
-
havada 50 feet (15.24 metre) yükseklikte
-
bu su havuzuna atlaması.
-
Poppy!
-
Hadi gidip görelim ne söyleyecek.
-
Teşekkürler.
-
Vauv! Bunu nasıl yaptınız bayım?
-
Korktunuz mu?
-
Çok yüksekti!
-
Ben de yapabilsem keşke...
-
Tatlım, her şeyi yapabilirsin...
-
Suya çarptığında acıdı mı?
-
Gördün mü, Sammy.
-
(Alkış)