Return to Video

Bir evlat edinme hikâyesi | Jillian Lauren | TEDxChapmanU

  • 0:11 - 0:13
    Bu benim oğlum.
  • 0:13 - 0:14
    (Seyirci) Ayyy.
  • 0:14 - 0:16
    Adı Tariku.
  • 0:16 - 0:21
    Eşim Scott ve ben 2009'da
    onu Etiyopya'dan evlat edindik.
  • 0:21 - 0:26
    Size söyleyebilirim ki
    evlat edinmek herkese göre değil.
  • 0:26 - 0:30
    Özellikle Etiyopya'dan ve farklı
    etnik kökenlerden evlat edinmek
  • 0:30 - 0:33
    gizli kalmak isteyen insanlara göre değil.
  • 0:33 - 0:35
    Scott ve ben bu konuda
    biraz erken davrandık
  • 0:35 - 0:38
    çünkü dövmeleri olan tuhaf bir çiftiz,
  • 0:38 - 0:39
    bize dik dik bakarlardı
  • 0:39 - 0:43
    ama bu durum çok daha
    farklı bir dikkat gerektiriyor
  • 0:43 - 0:49
    örneğin biz New York'ta yaşıyoruz
    ve Tariku iki buçuk yaşında,
  • 0:49 - 0:52
    ona travma sonrası stres
    rahatsızlığı tanısı kondu.
  • 0:52 - 0:56
    Günde yaklaşık on kere
    öfke nöbeti yaşıyor.
  • 0:56 - 1:01
    Onu güvenli biçimde tutmayı öğrenmek için
    terapiste gitmek zorundayız
  • 1:01 - 1:03
    ki kendine veya başkasına
    bir zarar vermesin.
  • 1:04 - 1:10
    Bunu da şöyle yaparsınız:
    Yerde onun arkasına uzanıp
  • 1:10 - 1:13
    kafasını bir elinizle tutarsınız,
    diğer kolunuzu onun kollarına dolarsınız
  • 1:13 - 1:16
    bacaklarınızla onun bacaklarını tutup
  • 1:16 - 1:18
    yatışana dek beklersiniz.
  • 1:19 - 1:24
    Bu berbat görünüyor
    ve berbat hissettiriyor.
  • 1:24 - 1:29
    Bed-Stuy Brooklyn'deki bir
    metro istasyonunda tek beyaz insan iken,
  • 1:29 - 1:32
    (Gülüşmeler)
  • 1:32 - 1:37
    ve çığlık atan Afro Amerikalı
    bir çocuğu tutmak zorundayken
  • 1:37 - 1:41
    o noktada bu benim alışık olduğumdan
  • 1:41 - 1:43
    çok daha farklı bir görünüş.
  • 1:44 - 1:46
    Çok göze çarpan bir aile olduğumuzdan
  • 1:46 - 1:49
    insanlar evlat edinme hakkında
    benimle konuşmak istiyorlar
  • 1:49 - 1:51
    ve bazen şöyle söylüyorlar:
  • 1:51 - 1:54
    ''Oh, hep evlat edinmek istemişimdir
    ama eşim hiç öyle düşünmez
  • 1:54 - 1:56
    çünkü eline ne geçeceğini hiç bilemezsin."
  • 1:58 - 2:01
    Vay be, demek istediğim -
  • 2:01 - 2:03
    bu sürece başladığımızda
    bunu hiç düşünmemiştim
  • 2:03 - 2:07
    çünkü anladım ki zaten hiç
    eline ne geçeceğini bilemezsin, değil mi?
  • 2:07 - 2:10
    (Gülüşmeler)
  • 2:10 - 2:12
    Bu tıpkı ... yaşam gibi.
  • 2:14 - 2:18
    Yani anladım ki evlat edinmek
    herkese göre değil.
  • 2:18 - 2:22
    Ama hepimize öğreteceği şeyler var.
  • 2:22 - 2:27
    Örneğin evlat edinme tüm yaradılış
    ve yetiştirme mevzusuna ışık tutarken,
  • 2:27 - 2:28
    hep söylediğim gibi
  • 2:28 - 2:32
    insanlar Tariku hakkındaki bu tartışmanın
    hangi tarafında olduklarını seçmek için
  • 2:32 - 2:34
    kanıt toplayıp araştırma yapıyorlar.
  • 2:34 - 2:36
    Hani şöyle derler, ''Oh, o çok hızlı!''
  • 2:36 - 2:40
    Etiyopyalılar her maraton
    koşusunu kazandıkları için tabii.
  • 2:40 - 2:43
    (Gülüşmeler)
  • 2:43 - 2:44
    ''Oh, çok yakışıklı!''
  • 2:44 - 2:48
    Tabii tüm Etiyopyalılar çok güzeller.
  • 2:49 - 2:51
    Ve ''Oh, o müthiş bir baterist!''
  • 2:52 - 2:54
    (Kahkahalar)
  • 2:55 - 2:56
    Yeterince açık.
  • 2:56 - 2:57
    (Kahkahalar)
  • 2:57 - 3:00
    Ama eğer evlatlıkların
    entegre bir kimlik duygusunu
  • 3:00 - 3:05
    nasıl bir araya getirdiklerine
    daha yakından bakarsak
  • 3:05 - 3:08
    kim olduğumuz ve dünyada
    nereye ait olduğumuz mevzularının
  • 3:08 - 3:11
    sadece yaradılışın ve yetiştirmenin
    işlevleri olmadığını görürüz.
  • 3:12 - 3:16
    Kim olduğumuz bir hayal gücü meselesi.
  • 3:17 - 3:20
    Sadece genetik bir materyalin veya nasıl
    yetiştirildiğimizin ürünü değiliz,
  • 3:20 - 3:23
    aynı zamanda kendimize
    söylediğimiz hikâyeleriz.
  • 3:24 - 3:26
    Şimdi size biraz oğlumdan bahsedeyim.
  • 3:27 - 3:30
    O altı yaşında ve sağlığı çok iyi.
  • 3:30 - 3:31
    Artık öfke nöbeti yaşamıyor
  • 3:31 - 3:33
    ama bazen iPad işin içine
    girdiğinde yaşanıyor.
  • 3:33 - 3:34
    (Gülüşmeler)
  • 3:35 - 3:39
    Ve bu çocuk hakkında bilmeniz
    gereken tek başka şeyse şu:
  • 3:39 - 3:41
    uçaklar.
  • 3:41 - 3:47
    Uçaklar, uçaklar ve uçaklar.
    Oğlum uçaklara bayılıyor.
  • 3:47 - 3:52
    Her cumartesi tüm günü LAX havalimanında
    jetlerin havalanmasını izleyerek geçiriyor
  • 3:52 - 3:54
    ve her hava yolu firmasını biliyor,
  • 3:54 - 3:57
    hangi ülkeden olduklarını,
    hangi merkezden geldiklerini biliyor,
  • 3:57 - 4:02
    bir 747 uçağı ile bir A380 uçağı
    arasındaki farkı biliyor.
  • 4:03 - 4:07
    Uçağın ucundaki şu küçük şeylere
    ne dendiğini biliyor musunuz?
  • 4:08 - 4:10
    Hayır mı? Oh, aslında birisi biliyor.
  • 4:10 - 4:12
    Hayır, bilmiyorsunuz.
  • 4:12 - 4:13
    (Gülüşmeler)
  • 4:14 - 4:17
    Onlara kanatçık dendiğini o bana
    söyleyene dek ben de bilmiyordum.
  • 4:17 - 4:18
    Evet, kanatçıklar.
  • 4:20 - 4:24
    Yani bu konuşmadan başka hiçbir şey
    çıkaramazsanız kanatçıklar.
  • 4:24 - 4:26
    (Kahkahalar)
  • 4:28 - 4:34
    Yani doğduğu yerden
    16 bin kilometre uzakta büyüyen
  • 4:35 - 4:37
    bu küçük çocuk uçak hastası.
  • 4:37 - 4:39
    Haritalarla sıvanmış bir odası var,
  • 4:39 - 4:40
    hep Afrika'dan Kaliforniya'ya olan
  • 4:40 - 4:43
    yolculuğunu dinlemek istiyor.
  • 4:43 - 4:48
    Ve yolculuğunu büyük bir
    maceraperest gibi kucakladı.
  • 4:48 - 4:51
    Onu eve ilk getirdiğimiz
    zamanı hatırlıyorum.
  • 4:52 - 4:54
    Yıllar süren bürokrasiden
    ve hayal kırıklığından sonra
  • 4:54 - 4:58
    Benim harika oğlumu kollarıma verdiler.
  • 4:58 - 5:03
    Hakkaniyet, azim ve sakinlik
    hissine kapıldım.
  • 5:04 - 5:08
    Benim, göz kürelerine kadar dövmesi olan
  • 5:08 - 5:10
    ABD'nin eski deniz askeri kocam
  • 5:10 - 5:12
    ağlıyordu.
  • 5:13 - 5:16
    Bu da bizim için ilk görüşte aşk idi.
  • 5:16 - 5:19
    Peki Tariku için? Pek de değil.
  • 5:19 - 5:20
    (Gülüşmeler)
  • 5:20 - 5:22
    Sürekli gökyüzüne bakıyordu,
  • 5:22 - 5:25
    bu yüzden ona ikinci isim olarak
    Moon ismini verdik.
  • 5:25 - 5:30
    Göğü sevdiğini düşündük, nasıl da şiirsel,
    onu Tariku Moon diye çağıracağız.
  • 5:31 - 5:35
    Sonra anladık ki sadece bizimle
    göz teması kurmak istemiyordu.
  • 5:35 - 5:38
    (Gülüşmeler)
  • 5:41 - 5:45
    Bu doğru, bakışlarını bizden çeviriyordu
    ve biz endişelenmiştik.
  • 5:45 - 5:46
    Endişelenmiştik.
  • 5:46 - 5:48
    Göz teması kurmadığı için endişelendik.
  • 5:48 - 5:50
    Onun motor gelişimi için kaygılandık.
  • 5:50 - 5:52
    Akciğerleri için kaygılandık.
  • 5:52 - 5:55
    Burada olduğu ilk birkaç ay
  • 5:55 - 5:58
    onu sadece koruduk ve besledik
  • 5:58 - 6:00
    ve mahalle çevresi boyunca yürüttük.
  • 6:00 - 6:03
    Ben bunu yaparken çoğu kez
    başka yapacak bir şey olmadığından
  • 6:03 - 6:06
    ona sürekli hikâyeler anlattım.
  • 6:06 - 6:09
    Ona nasıl aile olduğumuzu anlattım.
  • 6:09 - 6:11
    Ve ona Afrika hakkında hikâyeler anlattım,
  • 6:11 - 6:14
    ona Ayı Paddington hakkında
    hikâyeler anlattım.
  • 6:14 - 6:16
    Ona birlikte büyüdüğüm şeyleri anlattım.
  • 6:16 - 6:22
    Yavaşça göz teması gelişti,
    kasları da aynı düzeye geldi.
  • 6:22 - 6:24
    Benim vücudumda rahatladığını hissettim.
  • 6:25 - 6:30
    Yavaşça derken gerçekten yıllar aldı.
  • 6:30 - 6:34
    Yıllarca karabasanlar
    ve çığlık içinde öfke nöbetleri yaşadı.
  • 6:35 - 6:37
    Bunlar onun için hiç kolay değildi.
  • 6:37 - 6:39
    Ama şimdi çok iyi
  • 6:39 - 6:43
    ve hiçbir yere gitmeyeceğimize
    dair bize güveniyor.
  • 6:43 - 6:46
    Ve gözlerini dört açıp küçücük elini
    benim elimin içine alarak oturuyor
  • 6:46 - 6:47
    ve gökyüzünü izliyor,
  • 6:47 - 6:50
    gökyüzünü bizimle göz teması
    kurmadığından izlemiyor,
  • 6:50 - 6:53
    uçakları sevdiğinden dolayı izliyor.
  • 6:54 - 6:58
    Kendi soyundan büyülenerek
    bana hep şunu soruyor:
  • 6:58 - 7:01
    ''Ben Afrikalı mıyım?''
    ben de evet diye cevaplıyorum.
  • 7:01 - 7:04
    sonra ''Ben Yahudi miyim?''
    diye soruyor, evet diyorum
  • 7:04 - 7:07
    ''Ben İrlandalı mıyım?'' diye
    soruyor, evet diyorum.
  • 7:07 - 7:11
    Sonra ''Ben oraya gideceğim." diyor.
  • 7:11 - 7:13
    Ben de ''Nereye?'' diyorum.
  • 7:13 - 7:14
    (Gülüşmeler)
  • 7:14 - 7:16
    O da diyor ki
  • 7:17 - 7:19
    ''Kore.''
  • 7:19 - 7:21
    (Kahkahalar)
  • 7:25 - 7:31
    Ve oğlum bütün bu birbirine
    benzemeyen etkilerden
  • 7:31 - 7:35
    henüz bilinçli olarak bir kimlik
    oluşturmasa da tam olarak yaptığı bu.
  • 7:36 - 7:38
    Yavaşça ve parça parça
    ve büyük bir cesaretle
  • 7:38 - 7:41
    benim oğlum kendini keşfediyor.
  • 7:41 - 7:44
    Kendini, sonraki ve önceki
    yolculuğuna doğru
  • 7:44 - 7:48
    aynı anda bakan
    bir gezgin gibi keşfediyor.
  • 7:49 - 7:53
    Buna şahit olmak bazen acı verici
  • 7:53 - 7:56
    ama sıklıkla bu ilham veren süreç,
    hayatıma ışık tutuyor.
  • 7:56 - 7:59
    Çünkü ben de evlat edinildim.
  • 8:00 - 8:03
    70'li yılların başında
    bir bebekken evlat edinildim.
  • 8:03 - 8:07
    Ve evlatlık hakkındaki söylemler
    o günden bu yana çok değişti.
  • 8:07 - 8:10
    Hâlâ bu konu hakkında
    annemle aramda farklılıklar var.
  • 8:10 - 8:12
    Çünkü annem şöyle der, ''Bu birebir aynı.
  • 8:12 - 8:16
    Seni ben doğurmuşum gibi
    aynı bu iki durum.''
  • 8:16 - 8:19
    Ben de "Hayır, ikisi aynı değil." diyorum.
  • 8:19 - 8:22
    Bunun daha iyi veya daha kötü
    olduğu anlamına gelmez,
  • 8:22 - 8:24
    daha çok veya daha az
    sevmek demek de değildir.
  • 8:24 - 8:26
    Bu niteleyici bir ifade değil.
  • 8:26 - 8:27
    Bu bir gerçek.
  • 8:27 - 8:30
    Evlat edinen aileler daha farklı
    bir şekilde biçimlenirler.
  • 8:30 - 8:31
    Sonuç olarak,
  • 8:31 - 8:36
    evlatlıklar şu soruya birçok insandan
    daha karmaşık yanıt verirler:
  • 8:36 - 8:37
    ''Ben kimim?''
  • 8:38 - 8:41
    Ve oğluma uyku masalları anlatırken
    bunun hakkında düşünüyorum.
  • 8:41 - 8:46
    Evlat edinildiğimi düşünüyorum da
    peri masalında bir karakter olmak gibiydi.
  • 8:46 - 8:50
    Bir keşif ve olasılık duygusu var.
  • 8:50 - 8:52
    Ve biliyorum ki ben küçük bir çocukken
  • 8:52 - 8:55
    nereden geldiğimi aydınlatmak için
    kendime sürekli hikâyeler anlatırdım.
  • 8:55 - 8:57
    Ben, kötü bir peri tarafından
  • 8:57 - 9:01
    büyülü bir adadan
    gizlice kaçırılan bir prensestim
  • 9:01 - 9:03
    veya ben, bir kamyonun arkasından
  • 9:03 - 9:08
    dışarıya düşen ve nazik çiftçiler
    tarafından alınan bir çingene idim.
  • 9:09 - 9:11
    Annem bu hikâyeyi sever.
  • 9:11 - 9:13
    (Gülüşmeler)
  • 9:13 - 9:17
    Ve tüm bu yer değiştirmenin
    sonucundaki kurgularda
  • 9:17 - 9:21
    içimde gizli bir güç vardı ve o gücün
    ne olduğunu henüz bilmiyordum.
  • 9:22 - 9:26
    Ve fark etmeye başladım ki
    bu aslında daima doğruymuş.
  • 9:26 - 9:33
    Çünkü nereden geldiğim hakkında kurduğum
    hikâyeler için harcadığım saatler,
  • 9:33 - 9:36
    bu saatler benim bir yazar olmam için
    bir antrenman sahasıymış.
  • 9:36 - 9:39
    Ve bir yazar olmak bugün
    hâlâ benim olduğum şey.
  • 9:40 - 9:43
    Profesyonel hikâye anlatıcıları
    olsak da olmasak da
  • 9:43 - 9:47
    hepimiz kendimize ve çocuklarımıza kim
    olduğumuz ve nereden geldiğimiz hakkında
  • 9:47 - 9:51
    ve bizim için neyin önemli olduğu
    hakkında hep hikâyeler anlatıyoruz.
  • 9:51 - 9:54
    Yani bu sadece evlat edinilen
    çocuklarla ilgili değil.
  • 9:54 - 9:56
    Çünkü sadece oğlumun kreşinde bile
  • 9:56 - 10:00
    ırklar arası aileler var,
    eş cinsel ebeveynler var,
  • 10:00 - 10:02
    yalnız ebeveynler var,
    her türlü insan var.
  • 10:02 - 10:05
    Ve tüm çocuklar kim
    olduklarını bulmak için
  • 10:05 - 10:07
    hayal güçlerini kullanmakla meşguller.
  • 10:08 - 10:12
    Yani sizin kişisel aile
    biçiminize bakmaksızın
  • 10:12 - 10:16
    evlat edinmek, aile ve kimlik üzerine
    daha yaratıcı bir yolla kafa yormamız için
  • 10:16 - 10:18
    bize şans tanıyabilir.
  • 10:19 - 10:22
    Oğlumu evlat edinerek
    öğrendiğim bir diğer şey,
  • 10:22 - 10:27
    bilinçli bir oluşum olan
    sadece bizim benlik duygumuz değil,
  • 10:27 - 10:29
    aynı zamanda başkalarıyla olan bağımız.
  • 10:30 - 10:33
    Sevgi bir karardır.
  • 10:33 - 10:35
    Sevgi bir eylemdir.
  • 10:36 - 10:40
    UNICEF'in dünya çapındaki
  • 10:40 - 10:44
    kimsesiz çocuk sayısını
    153 milyon olarak duyurmasından
  • 10:44 - 10:48
    daha önemli bir ders düşünemiyorum.
  • 10:48 - 10:52
    Etiyopya'da 4,6 milyon kimsesiz çocuk var.
  • 10:52 - 10:54
    Bu ülkede yarım milyon çocuk
  • 10:54 - 10:57
    şu anda koruyucu ailelerde.
  • 10:57 - 11:02
    Evlat edinme, dünyanın kimsesiz
    çocuk krizinin bir çözümü değil iken
  • 11:02 - 11:06
    oğlum ve benim için bir çözüm oldu.
  • 11:07 - 11:09
    Bundan öğrendiğim şey şu ki
  • 11:09 - 11:11
    bu dünyada nereye ait olduğumuz
  • 11:11 - 11:14
    sadece damarlarımızdaki
    kanın bir görevi değil.
  • 11:14 - 11:16
    Bu bir tercih.
  • 11:16 - 11:19
    Bu birbirimize verdiğimiz bir armağan.
  • 11:20 - 11:25
    Bunu aklımda tutarak bir ailenin sevgisi
    olmadan yaşayan milyonlarca çocuk olduğunu
  • 11:25 - 11:27
    ve hepimizin o çocukların bakımının
  • 11:28 - 11:31
    tamamen bizim sorumluluğumuzda olduğu
  • 11:31 - 11:34
    bir hikâye seçebileceğimizi
    düşünmeyi seviyorum.
  • 11:36 - 11:38
    Bunun nasıl olacağını bilmiyorum
  • 11:38 - 11:44
    ama şunu biliyorum ki
    oğlum şu an gökyüzünü seyrediyor.
  • 11:44 - 11:49
    Bir zamanlar onun için
    acıdan kaçış olan gökyüzü,
  • 11:49 - 11:52
    her nasılsa sihirle uçan
  • 11:53 - 11:57
    200 ton ağırlığındaki
  • 11:58 - 11:59
    dev çelik parçalarının olduğu
  • 11:59 - 12:02
    devasa bir olanağa dönüştü.
  • 12:03 - 12:04
    Teşekkür ederim.
  • 12:04 - 12:07
    (Alkış)
Title:
Bir evlat edinme hikâyesi | Jillian Lauren | TEDxChapmanU
Description:

Bu konuşma, TED konferans formatı kullanılarak ve yerel bir topluluk tarafından bağımsız olarak bir TEDx organizasyonunda yapılmıştır. Daha fazlası için: https://www.ted.com/tedx

Jillian Lauren, ailesinin yolculuğunu, oğlunu evlat edinmesi ve hem evlat edinen anne hem de evlat edinilmiş çocuk olarak özgün bakış açısıyla ele alıyor. Evlat edinme yıllar içinde büyük gelişme göstermesine rağmen birçok çocuğun bir yuvaya ihtiyacı olmasından dolayı hâlen daha kat edilecek uzun yollar var. Aile, kimlik ve en önemlisi sevgi konularını derinlemesine düşünmesinde ona katılın.

Jillian Lauren, New York Times Çok Satanlar listesinde yer alan Harem Kızı ve Saraydaki Hayatım adlı biyografi kitabının yazarı. Kitap 17 ayrı dile çevrildi ve şu sıralar bir filme uyarlanma aşamasında. Bir sonraki biyografi kitabı Everything You Ever Wanted, Plume/Penguin yayınevinden 2015'te çıkıyor. Jillian, Antioch Üniversitesi'nde yaratıcı yazarlık yüksek lisansı yaptı. Yazıları, The New York Times, The Paris Review, Vanity Fair, Los Angeles Magazine, Salon ve The Moth Anthology gibi gazete ve dergilerde yayımlandı. Kendisi The Moth web sitesinde kadrolu bir hikâye anlatıcısı. Jillian annelik ve yazarlık konularında ve içinden geldiği gibi blog yazıyor.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDxTalks
Duration:
12:16

Turkish subtitles

Revisions