WEBVTT 00:00:10.874 --> 00:00:12.773 Bu benim oğlum. 00:00:12.773 --> 00:00:14.353 (Seyirci) Ayyy. 00:00:14.353 --> 00:00:16.243 Adı Tariku. 00:00:16.392 --> 00:00:20.902 Eşim Scott ve ben 2009'da onu Etiyopya'dan evlat edindik. 00:00:21.244 --> 00:00:25.724 Size söyleyebilirim ki evlat edinmek herkese göre değil. 00:00:26.166 --> 00:00:29.962 Özellikle Etiyopya'dan ve farklı etnik kökenlerden evlat edinmek 00:00:29.962 --> 00:00:32.542 gizli kalmak isteyen insanlara göre değil. 00:00:32.858 --> 00:00:35.298 Scott ve ben bu konuda biraz erken davrandık 00:00:35.298 --> 00:00:37.558 çünkü dövmeleri olan tuhaf bir çiftiz, 00:00:37.558 --> 00:00:39.337 bize dik dik bakarlardı 00:00:39.337 --> 00:00:43.067 ama bu durum çok daha farklı bir dikkat gerektiriyor 00:00:43.292 --> 00:00:48.632 örneğin biz New York'ta yaşıyoruz ve Tariku iki buçuk yaşında, 00:00:48.746 --> 00:00:51.873 ona travma sonrası stres rahatsızlığı tanısı kondu. 00:00:51.873 --> 00:00:55.703 Günde yaklaşık on kere öfke nöbeti yaşıyor. 00:00:55.854 --> 00:01:00.584 Onu güvenli biçimde tutmayı öğrenmek için terapiste gitmek zorundayız 00:01:00.584 --> 00:01:03.217 ki kendine veya başkasına bir zarar vermesin. 00:01:03.538 --> 00:01:09.757 Bunu da şöyle yaparsınız: Yerde onun arkasına uzanıp 00:01:09.757 --> 00:01:13.307 kafasını bir elinizle tutarsınız, diğer kolunuzu onun kollarına dolarsınız 00:01:13.307 --> 00:01:16.147 bacaklarınızla onun bacaklarını tutup 00:01:16.147 --> 00:01:17.890 yatışana dek beklersiniz. 00:01:19.032 --> 00:01:23.642 Bu berbat görünüyor ve berbat hissettiriyor. 00:01:23.810 --> 00:01:28.640 Bed-Stuy Brooklyn'deki bir metro istasyonunda tek beyaz insan iken, 00:01:28.640 --> 00:01:31.532 (Gülüşmeler) 00:01:32.106 --> 00:01:36.736 ve çığlık atan Afro Amerikalı bir çocuğu tutmak zorundayken 00:01:37.376 --> 00:01:41.212 o noktada bu benim alışık olduğumdan 00:01:41.232 --> 00:01:42.802 çok daha farklı bir görünüş. 00:01:43.968 --> 00:01:45.755 Çok göze çarpan bir aile olduğumuzdan 00:01:45.755 --> 00:01:48.525 insanlar evlat edinme hakkında benimle konuşmak istiyorlar 00:01:48.525 --> 00:01:50.555 ve bazen şöyle söylüyorlar: 00:01:50.555 --> 00:01:53.905 ''Oh, hep evlat edinmek istemişimdir ama eşim hiç öyle düşünmez 00:01:53.905 --> 00:01:56.435 çünkü eline ne geçeceğini hiç bilemezsin." 00:01:58.021 --> 00:02:00.701 Vay be, demek istediğim - 00:02:00.848 --> 00:02:03.478 bu sürece başladığımızda bunu hiç düşünmemiştim 00:02:03.478 --> 00:02:07.388 çünkü anladım ki zaten hiç eline ne geçeceğini bilemezsin, değil mi? 00:02:07.432 --> 00:02:09.545 (Gülüşmeler) 00:02:09.545 --> 00:02:12.065 Bu tıpkı ... yaşam gibi. 00:02:13.740 --> 00:02:18.090 Yani anladım ki evlat edinmek herkese göre değil. 00:02:18.380 --> 00:02:21.520 Ama hepimize öğreteceği şeyler var. 00:02:21.675 --> 00:02:26.755 Örneğin evlat edinme tüm yaradılış ve yetiştirme mevzusuna ışık tutarken, 00:02:26.875 --> 00:02:27.989 hep söylediğim gibi 00:02:27.989 --> 00:02:31.949 insanlar Tariku hakkındaki bu tartışmanın hangi tarafında olduklarını seçmek için 00:02:31.949 --> 00:02:33.909 kanıt toplayıp araştırma yapıyorlar. 00:02:33.909 --> 00:02:36.036 Hani şöyle derler, ''Oh, o çok hızlı!'' 00:02:36.036 --> 00:02:40.265 Etiyopyalılar her maraton koşusunu kazandıkları için tabii. 00:02:40.312 --> 00:02:42.672 (Gülüşmeler) 00:02:42.672 --> 00:02:44.182 ''Oh, çok yakışıklı!'' 00:02:44.182 --> 00:02:48.042 Tabii tüm Etiyopyalılar çok güzeller. 00:02:48.730 --> 00:02:51.460 Ve ''Oh, o müthiş bir baterist!'' 00:02:52.153 --> 00:02:54.463 (Kahkahalar) 00:02:54.840 --> 00:02:56.230 Yeterince açık. 00:02:56.244 --> 00:02:57.464 (Kahkahalar) 00:02:57.464 --> 00:03:00.051 Ama eğer evlatlıkların entegre bir kimlik duygusunu 00:03:00.051 --> 00:03:04.501 nasıl bir araya getirdiklerine daha yakından bakarsak 00:03:04.501 --> 00:03:08.021 kim olduğumuz ve dünyada nereye ait olduğumuz mevzularının 00:03:08.021 --> 00:03:11.451 sadece yaradılışın ve yetiştirmenin işlevleri olmadığını görürüz. 00:03:12.243 --> 00:03:15.513 Kim olduğumuz bir hayal gücü meselesi. 00:03:16.614 --> 00:03:20.234 Sadece genetik bir materyalin veya nasıl yetiştirildiğimizin ürünü değiliz, 00:03:20.234 --> 00:03:23.154 aynı zamanda kendimize söylediğimiz hikâyeleriz. 00:03:23.803 --> 00:03:26.133 Şimdi size biraz oğlumdan bahsedeyim. 00:03:26.522 --> 00:03:29.516 O altı yaşında ve sağlığı çok iyi. 00:03:29.516 --> 00:03:30.826 Artık öfke nöbeti yaşamıyor 00:03:30.826 --> 00:03:33.326 ama bazen iPad işin içine girdiğinde yaşanıyor. 00:03:33.326 --> 00:03:34.490 (Gülüşmeler) 00:03:34.510 --> 00:03:38.680 Ve bu çocuk hakkında bilmeniz gereken tek başka şeyse şu: 00:03:39.440 --> 00:03:40.570 uçaklar. 00:03:41.411 --> 00:03:47.201 Uçaklar, uçaklar ve uçaklar. Oğlum uçaklara bayılıyor. 00:03:47.290 --> 00:03:52.440 Her cumartesi tüm günü LAX havalimanında jetlerin havalanmasını izleyerek geçiriyor 00:03:52.440 --> 00:03:54.149 ve her hava yolu firmasını biliyor, 00:03:54.149 --> 00:03:57.169 hangi ülkeden olduklarını, hangi merkezden geldiklerini biliyor, 00:03:57.169 --> 00:04:02.100 bir 747 uçağı ile bir A380 uçağı arasındaki farkı biliyor. 00:04:02.703 --> 00:04:07.183 Uçağın ucundaki şu küçük şeylere ne dendiğini biliyor musunuz? 00:04:07.599 --> 00:04:10.146 Hayır mı? Oh, aslında birisi biliyor. 00:04:10.166 --> 00:04:12.093 Hayır, bilmiyorsunuz. 00:04:12.093 --> 00:04:13.343 (Gülüşmeler) 00:04:13.583 --> 00:04:16.671 Onlara kanatçık dendiğini o bana söyleyene dek ben de bilmiyordum. 00:04:16.671 --> 00:04:18.361 Evet, kanatçıklar. 00:04:19.750 --> 00:04:24.050 Yani bu konuşmadan başka hiçbir şey çıkaramazsanız kanatçıklar. 00:04:24.209 --> 00:04:26.009 (Kahkahalar) 00:04:27.999 --> 00:04:34.059 Yani doğduğu yerden 16 bin kilometre uzakta büyüyen 00:04:34.553 --> 00:04:36.753 bu küçük çocuk uçak hastası. 00:04:36.778 --> 00:04:38.678 Haritalarla sıvanmış bir odası var, 00:04:38.678 --> 00:04:40.298 hep Afrika'dan Kaliforniya'ya olan 00:04:40.298 --> 00:04:42.798 yolculuğunu dinlemek istiyor. 00:04:42.798 --> 00:04:47.618 Ve yolculuğunu büyük bir maceraperest gibi kucakladı. 00:04:48.328 --> 00:04:51.408 Onu eve ilk getirdiğimiz zamanı hatırlıyorum. 00:04:51.698 --> 00:04:54.368 Yıllar süren bürokrasiden ve hayal kırıklığından sonra 00:04:54.368 --> 00:04:57.642 Benim harika oğlumu kollarıma verdiler. 00:04:57.642 --> 00:05:03.342 Hakkaniyet, azim ve sakinlik hissine kapıldım. 00:05:03.774 --> 00:05:08.014 Benim, göz kürelerine kadar dövmesi olan 00:05:08.014 --> 00:05:09.943 ABD'nin eski deniz askeri kocam 00:05:09.943 --> 00:05:11.703 ağlıyordu. 00:05:12.782 --> 00:05:16.132 Bu da bizim için ilk görüşte aşk idi. 00:05:16.482 --> 00:05:19.231 Peki Tariku için? Pek de değil. 00:05:19.231 --> 00:05:20.271 (Gülüşmeler) 00:05:20.271 --> 00:05:22.360 Sürekli gökyüzüne bakıyordu, 00:05:22.360 --> 00:05:25.300 bu yüzden ona ikinci isim olarak Moon ismini verdik. 00:05:25.300 --> 00:05:30.270 Göğü sevdiğini düşündük, nasıl da şiirsel, onu Tariku Moon diye çağıracağız. 00:05:31.097 --> 00:05:35.107 Sonra anladık ki sadece bizimle göz teması kurmak istemiyordu. 00:05:35.107 --> 00:05:38.031 (Gülüşmeler) 00:05:40.723 --> 00:05:45.133 Bu doğru, bakışlarını bizden çeviriyordu ve biz endişelenmiştik. 00:05:45.388 --> 00:05:46.388 Endişelenmiştik. 00:05:46.388 --> 00:05:48.328 Göz teması kurmadığı için endişelendik. 00:05:48.328 --> 00:05:50.248 Onun motor gelişimi için kaygılandık. 00:05:50.248 --> 00:05:51.868 Akciğerleri için kaygılandık. 00:05:51.869 --> 00:05:55.069 Burada olduğu ilk birkaç ay 00:05:55.212 --> 00:05:57.783 onu sadece koruduk ve besledik 00:05:57.783 --> 00:06:00.163 ve mahalle çevresi boyunca yürüttük. 00:06:00.163 --> 00:06:03.368 Ben bunu yaparken çoğu kez başka yapacak bir şey olmadığından 00:06:03.368 --> 00:06:06.323 ona sürekli hikâyeler anlattım. 00:06:06.324 --> 00:06:09.034 Ona nasıl aile olduğumuzu anlattım. 00:06:09.034 --> 00:06:11.294 Ve ona Afrika hakkında hikâyeler anlattım, 00:06:11.294 --> 00:06:14.160 ona Ayı Paddington hakkında hikâyeler anlattım. 00:06:14.160 --> 00:06:16.350 Ona birlikte büyüdüğüm şeyleri anlattım. 00:06:16.350 --> 00:06:21.570 Yavaşça göz teması gelişti, kasları da aynı düzeye geldi. 00:06:21.570 --> 00:06:24.239 Benim vücudumda rahatladığını hissettim. 00:06:25.247 --> 00:06:29.617 Yavaşça derken gerçekten yıllar aldı. 00:06:30.129 --> 00:06:34.299 Yıllarca karabasanlar ve çığlık içinde öfke nöbetleri yaşadı. 00:06:34.826 --> 00:06:36.896 Bunlar onun için hiç kolay değildi. 00:06:37.418 --> 00:06:39.496 Ama şimdi çok iyi 00:06:39.496 --> 00:06:42.606 ve hiçbir yere gitmeyeceğimize dair bize güveniyor. 00:06:42.606 --> 00:06:45.944 Ve gözlerini dört açıp küçücük elini benim elimin içine alarak oturuyor 00:06:45.944 --> 00:06:47.434 ve gökyüzünü izliyor, 00:06:47.434 --> 00:06:50.280 gökyüzünü bizimle göz teması kurmadığından izlemiyor, 00:06:50.280 --> 00:06:53.040 uçakları sevdiğinden dolayı izliyor. 00:06:54.117 --> 00:06:57.730 Kendi soyundan büyülenerek bana hep şunu soruyor: 00:06:57.730 --> 00:07:00.974 ''Ben Afrikalı mıyım?'' ben de evet diye cevaplıyorum. 00:07:00.974 --> 00:07:03.504 sonra ''Ben Yahudi miyim?'' diye soruyor, evet diyorum 00:07:03.504 --> 00:07:06.974 ''Ben İrlandalı mıyım?'' diye soruyor, evet diyorum. 00:07:07.125 --> 00:07:10.670 Sonra ''Ben oraya gideceğim." diyor. 00:07:11.145 --> 00:07:12.725 Ben de ''Nereye?'' diyorum. 00:07:12.725 --> 00:07:14.280 (Gülüşmeler) 00:07:14.280 --> 00:07:15.830 O da diyor ki 00:07:17.430 --> 00:07:18.540 ''Kore.'' 00:07:18.540 --> 00:07:21.460 (Kahkahalar) 00:07:24.750 --> 00:07:30.530 Ve oğlum bütün bu birbirine benzemeyen etkilerden 00:07:30.530 --> 00:07:35.241 henüz bilinçli olarak bir kimlik oluşturmasa da tam olarak yaptığı bu. 00:07:35.559 --> 00:07:38.215 Yavaşça ve parça parça ve büyük bir cesaretle 00:07:38.215 --> 00:07:40.575 benim oğlum kendini keşfediyor. 00:07:40.735 --> 00:07:43.505 Kendini, sonraki ve önceki yolculuğuna doğru 00:07:43.505 --> 00:07:48.345 aynı anda bakan bir gezgin gibi keşfediyor. 00:07:48.945 --> 00:07:53.075 Buna şahit olmak bazen acı verici 00:07:53.075 --> 00:07:56.439 ama sıklıkla bu ilham veren süreç, hayatıma ışık tutuyor. 00:07:56.439 --> 00:07:59.239 Çünkü ben de evlat edinildim. 00:07:59.969 --> 00:08:03.099 70'li yılların başında bir bebekken evlat edinildim. 00:08:03.483 --> 00:08:06.993 Ve evlatlık hakkındaki söylemler o günden bu yana çok değişti. 00:08:06.993 --> 00:08:10.041 Hâlâ bu konu hakkında annemle aramda farklılıklar var. 00:08:10.041 --> 00:08:12.465 Çünkü annem şöyle der, ''Bu birebir aynı. 00:08:12.465 --> 00:08:16.015 Seni ben doğurmuşum gibi aynı bu iki durum.'' 00:08:16.015 --> 00:08:19.415 Ben de "Hayır, ikisi aynı değil." diyorum. 00:08:19.482 --> 00:08:21.972 Bunun daha iyi veya daha kötü olduğu anlamına gelmez, 00:08:21.972 --> 00:08:24.213 daha çok veya daha az sevmek demek de değildir. 00:08:24.213 --> 00:08:25.873 Bu niteleyici bir ifade değil. 00:08:25.873 --> 00:08:27.163 Bu bir gerçek. 00:08:27.163 --> 00:08:30.247 Evlat edinen aileler daha farklı bir şekilde biçimlenirler. 00:08:30.247 --> 00:08:31.277 Sonuç olarak, 00:08:31.277 --> 00:08:35.897 evlatlıklar şu soruya birçok insandan daha karmaşık yanıt verirler: 00:08:35.897 --> 00:08:37.387 ''Ben kimim?'' 00:08:38.248 --> 00:08:41.448 Ve oğluma uyku masalları anlatırken bunun hakkında düşünüyorum. 00:08:41.448 --> 00:08:45.678 Evlat edinildiğimi düşünüyorum da peri masalında bir karakter olmak gibiydi. 00:08:46.224 --> 00:08:49.684 Bir keşif ve olasılık duygusu var. 00:08:49.684 --> 00:08:51.638 Ve biliyorum ki ben küçük bir çocukken 00:08:51.638 --> 00:08:55.358 nereden geldiğimi aydınlatmak için kendime sürekli hikâyeler anlatırdım. 00:08:55.358 --> 00:08:57.114 Ben, kötü bir peri tarafından 00:08:57.114 --> 00:09:01.354 büyülü bir adadan gizlice kaçırılan bir prensestim 00:09:01.354 --> 00:09:03.260 veya ben, bir kamyonun arkasından 00:09:03.260 --> 00:09:07.872 dışarıya düşen ve nazik çiftçiler tarafından alınan bir çingene idim. 00:09:08.742 --> 00:09:10.692 Annem bu hikâyeyi sever. 00:09:10.692 --> 00:09:12.982 (Gülüşmeler) 00:09:12.982 --> 00:09:16.972 Ve tüm bu yer değiştirmenin sonucundaki kurgularda 00:09:16.972 --> 00:09:21.132 içimde gizli bir güç vardı ve o gücün ne olduğunu henüz bilmiyordum. 00:09:22.075 --> 00:09:26.215 Ve fark etmeye başladım ki bu aslında daima doğruymuş. 00:09:26.215 --> 00:09:32.505 Çünkü nereden geldiğim hakkında kurduğum hikâyeler için harcadığım saatler, 00:09:32.768 --> 00:09:35.858 bu saatler benim bir yazar olmam için bir antrenman sahasıymış. 00:09:36.273 --> 00:09:39.163 Ve bir yazar olmak bugün hâlâ benim olduğum şey. 00:09:39.890 --> 00:09:43.080 Profesyonel hikâye anlatıcıları olsak da olmasak da 00:09:43.208 --> 00:09:47.218 hepimiz kendimize ve çocuklarımıza kim olduğumuz ve nereden geldiğimiz hakkında 00:09:47.218 --> 00:09:50.978 ve bizim için neyin önemli olduğu hakkında hep hikâyeler anlatıyoruz. 00:09:51.325 --> 00:09:54.056 Yani bu sadece evlat edinilen çocuklarla ilgili değil. 00:09:54.056 --> 00:09:56.456 Çünkü sadece oğlumun kreşinde bile 00:09:56.456 --> 00:10:00.034 ırklar arası aileler var, eş cinsel ebeveynler var, 00:10:00.034 --> 00:10:02.054 yalnız ebeveynler var, her türlü insan var. 00:10:02.054 --> 00:10:05.205 Ve tüm çocuklar kim olduklarını bulmak için 00:10:05.205 --> 00:10:07.385 hayal güçlerini kullanmakla meşguller. 00:10:07.725 --> 00:10:11.715 Yani sizin kişisel aile biçiminize bakmaksızın 00:10:11.715 --> 00:10:16.306 evlat edinmek, aile ve kimlik üzerine daha yaratıcı bir yolla kafa yormamız için 00:10:16.306 --> 00:10:18.142 bize şans tanıyabilir. 00:10:19.056 --> 00:10:22.466 Oğlumu evlat edinerek öğrendiğim bir diğer şey, 00:10:22.466 --> 00:10:27.005 bilinçli bir oluşum olan sadece bizim benlik duygumuz değil, 00:10:27.005 --> 00:10:29.305 aynı zamanda başkalarıyla olan bağımız. 00:10:30.039 --> 00:10:32.549 Sevgi bir karardır. 00:10:32.993 --> 00:10:34.753 Sevgi bir eylemdir. 00:10:35.958 --> 00:10:39.668 UNICEF'in dünya çapındaki 00:10:39.909 --> 00:10:44.472 kimsesiz çocuk sayısını 153 milyon olarak duyurmasından 00:10:44.472 --> 00:10:47.742 daha önemli bir ders düşünemiyorum. 00:10:48.085 --> 00:10:52.085 Etiyopya'da 4,6 milyon kimsesiz çocuk var. 00:10:52.274 --> 00:10:53.655 Bu ülkede yarım milyon çocuk 00:10:53.655 --> 00:10:56.765 şu anda koruyucu ailelerde. 00:10:57.447 --> 00:11:02.007 Evlat edinme, dünyanın kimsesiz çocuk krizinin bir çözümü değil iken 00:11:02.007 --> 00:11:06.370 oğlum ve benim için bir çözüm oldu. 00:11:07.060 --> 00:11:08.530 Bundan öğrendiğim şey şu ki 00:11:08.530 --> 00:11:10.770 bu dünyada nereye ait olduğumuz 00:11:10.770 --> 00:11:14.080 sadece damarlarımızdaki kanın bir görevi değil. 00:11:14.080 --> 00:11:15.590 Bu bir tercih. 00:11:16.150 --> 00:11:18.810 Bu birbirimize verdiğimiz bir armağan. 00:11:19.578 --> 00:11:24.778 Bunu aklımda tutarak bir ailenin sevgisi olmadan yaşayan milyonlarca çocuk olduğunu 00:11:24.778 --> 00:11:27.352 ve hepimizin o çocukların bakımının 00:11:27.752 --> 00:11:30.662 tamamen bizim sorumluluğumuzda olduğu 00:11:30.662 --> 00:11:34.222 bir hikâye seçebileceğimizi düşünmeyi seviyorum. 00:11:35.676 --> 00:11:38.116 Bunun nasıl olacağını bilmiyorum 00:11:38.442 --> 00:11:43.592 ama şunu biliyorum ki oğlum şu an gökyüzünü seyrediyor. 00:11:44.362 --> 00:11:48.712 Bir zamanlar onun için acıdan kaçış olan gökyüzü, 00:11:49.012 --> 00:11:52.422 her nasılsa sihirle uçan 00:11:52.633 --> 00:11:57.138 200 ton ağırlığındaki 00:11:57.788 --> 00:11:59.211 dev çelik parçalarının olduğu 00:11:59.211 --> 00:12:01.994 devasa bir olanağa dönüştü. 00:12:02.720 --> 00:12:04.180 Teşekkür ederim. 00:12:04.180 --> 00:12:06.850 (Alkış)