< Return to Video

Kaygı ile başa çıkabilen çocukları nasıl yetiştiririz

  • 0:01 - 0:04
    Çocukken pek çok korkum vardı.
  • 0:05 - 0:07
    Şimşeklerden, böceklerden,
  • 0:07 - 0:10
    gürültüden ve kostümlü
    karakterlerden korkardım.
  • 0:10 - 0:14
    Ayrıca doktorlar ve iğneler
  • 0:14 - 0:16
    çok büyük fobilerimdi.
  • 0:17 - 0:20
    Aile doktorumuzdan kaçma
    çabalarım esnasında
  • 0:20 - 0:23
    o kadar çok hırçınlaşmıştım ki
  • 0:23 - 0:26
    doktor beni sakinleştirmek için
    yüzüme tokat atmıştı.
  • 0:26 - 0:27
    Altı yaşındaydım.
  • 0:28 - 0:31
    O zamanlar savaş ya da kaç modundaydım
  • 0:31 - 0:35
    ve basit bir aşı için bile
    beni ailem dahil
  • 0:35 - 0:37
    üç-dört yetişkinin tutması gerekiyordu.
  • 0:38 - 0:42
    Sonrasında, ailem
    tam liseye başlayacağım sırada
  • 0:42 - 0:44
    New York'tan Florida'ya taşındı
  • 0:44 - 0:46
    ve kilise okulundaki yeni çocuktum,
  • 0:46 - 0:48
    kimseyi tanımıyordum.
  • 0:48 - 0:50
    Okulun ilk gününden
  • 0:50 - 0:52
    ortama alışma konusunda
    endişeleniyordum ki,
  • 0:52 - 0:56
    bir öğretmen yoklama alırken
    "Anne Marie Albano" ismini söyledi
  • 0:56 - 0:58
    ve [Staten Adası aksanıyla]
    "Burada!" diye cevapladım.
  • 0:58 - 1:02
    Öğretmen güldü
    ve "Ayağa kalk canım." dedi.
  • 1:02 - 1:05
    "K-Ö-P-E-K de bakalım."
  • 1:05 - 1:07
    [Staten Adası aksanıyla] "Köpek?" dedim.
  • 1:07 - 1:11
    Öğretmenle birlikte tüm sınıf
    kahkahaya boğuldu.
  • 1:11 - 1:13
    Sonra bu böyle devam etti,
  • 1:13 - 1:16
    beni küçümsemek için daha
    ne sözcükler biliyordu.
  • 1:17 - 1:19
    Hıçkırıklarla eve gittim,
  • 1:19 - 1:21
    kendimden geçmiştim
  • 1:21 - 1:23
    ve New York'a veya bir rahibe manastırına
  • 1:23 - 1:25
    gönderilmek için yalvarıyordum.
  • 1:25 - 1:29
    O okula bir daha asla dönmek istemiyordum.
  • 1:29 - 1:31
    Ailem beni dinledikten sonra
  • 1:31 - 1:36
    New York'taki rahip ile
    bu konuyu görüşeceğini
  • 1:36 - 1:40
    ama dokuzuncu sınıfta Staten Adası'na
    transfer olabilmek için
  • 1:40 - 1:44
    katılım bilgilerim gerektiğinden her gün
    okula devam etmem gerektiğini söylediler.
  • 1:44 - 1:48
    Tüm bunlar e-posta
    ve telefonlardan önceydi.
  • 1:48 - 1:51
    Sonraki birkaç hafta boyunca
  • 1:51 - 1:57
    sözde Manhattan Piskoposu,
    Miami ve Vatikan arasında
  • 1:57 - 2:00
    mektuplar gidip geliyordu.
  • 2:00 - 2:04
    Her gün okula ağlayarak gider,
    eve ağlayarak dönerdim
  • 2:04 - 2:08
    ki bu sayede din adamları anneme
    "Ona bir yer bulana kadar
  • 2:08 - 2:12
    her gün okula gitmesini sağla."
    diyecek ve bana bir yer verecekti.
  • 2:13 - 2:15
    Saf mıydım neydim?
  • 2:15 - 2:16
    (Gülüşmeler)
  • 2:16 - 2:20
    Birkaç hafta sonra, bir gün
    okul otobüsünü beklerken
  • 2:20 - 2:22
    Debbie adında bir kızla tanıştım
  • 2:22 - 2:24
    ve beni kendi arkadaşlarıyla tanıştırdı.
  • 2:25 - 2:28
    Böylece benim arkadaşım oldular.
  • 2:28 - 2:30
    Papa benden kurtulmuş gibiydi.
  • 2:30 - 2:31
    (Gülüşmeler)
  • 2:31 - 2:34
    Sakinleşmeye ve oraya yerleşmeye başladım.
  • 2:35 - 2:40
    Çocuklarda kaygı üzerine
    çalıştığım otuz senem, bir bakıma
  • 2:40 - 2:44
    kendini anlama adına yaptığım
    çalışmalarımdan kaynaklanıyor.
  • 2:44 - 2:45
    Çok şey öğrendim.
  • 2:46 - 2:53
    Gençler için kaygı,
    en yaygın çocukluk psikolojisi.
  • 2:54 - 2:58
    Bu bozuklukluklar dört yaş gibi
    erken bir yaşta başlar
  • 2:58 - 3:04
    ve yetişkinliğe kadar devam eder.
    Her 12 gençten biri
  • 3:04 - 3:08
    ev ve okulda yaşıtlarıyla olan
    aktivitelerinde ciddi güçlük çekiyor.
  • 3:09 - 3:13
    Bu çocuklar çok korkuyor, endişeleniyor
  • 3:13 - 3:17
    tam anlamıyla kaygılarından dolayı
    fiziksel olarak rahatsızlık hissediyorlar.
  • 3:17 - 3:20
    Okulda dikkatlerini toplamak, rahat olmak,
  • 3:20 - 3:22
    eğlenmek, arkadaş edinmek
  • 3:22 - 3:23
    ve çocukların yapması gereken
  • 3:23 - 3:25
    her türlü şeyi yapmak onlar için zor.
  • 3:26 - 3:29
    Kaygı, çocuklarda mutsuzluğa yol açabilir
  • 3:29 - 3:34
    ve ebeveynler, çocuklarının üzüntüsüne
    tanık olmakta ön safhadalar.
  • 3:36 - 3:40
    İşim dolayısıyla
    kaygılı çocuklarla tanıştıkça
  • 3:40 - 3:44
    annem ve babama gidip bazı
    sorular sormak zorunda kalıyordum.
  • 3:44 - 3:46
    "Ben iğneden o kadar korkarken
  • 3:46 - 3:51
    neden bana zorla baskı yaptınız?
  • 3:51 - 3:55
    Tekrar rezil olmaktan o denli
    endişelenirken
  • 3:55 - 3:58
    neden okula gitmem için bana
    o uzun hikayeleri anlattınız?"
  • 3:59 - 4:04
    Bana dedikleri: "Her seferinde
    senin için kalbimiz kırılıyordu,
  • 4:04 - 4:07
    fakat bunlar senin yapman
    gereken şeylerdi.
  • 4:08 - 4:11
    Senin zamanla ve daha çok tecrübeyle
  • 4:11 - 4:15
    bu duruma alışmanı beklerken
  • 4:15 - 4:17
    üzülmeyi göze aldık.
  • 4:18 - 4:20
    Aşı olman gerekiyordu.
  • 4:20 - 4:22
    Okula gitmen gerekiyordu." dediler.
  • 4:23 - 4:25
    Ailemin bildikleri belki azdı
  • 4:25 - 4:29
    ama yaptıkları, beni kızamıktan
    korumaktan çok daha fazlasıydı.
  • 4:30 - 4:35
    Ayrıca beni hayat boyu kaygı bozukluğu
    ile yaşamaktan koruyorlardı.
  • 4:37 - 4:41
    Küçük çocuklarda aşırı kaygı,
    bulaşıcı, hatta çoğalan
  • 4:41 - 4:45
    dirençli bir bakteri gibi.
  • 4:45 - 4:47
    Öyle ki, gördüğüm birçok genç
  • 4:47 - 4:52
    birden fazla kaygı durumunu
    bir arada yaşıyor.
  • 4:52 - 4:54
    Örneğin belirli bir fobileri var,
  • 4:54 - 4:58
    bunun üzerine ayrılık kaygısı
    ve sosyal kaygı da yükleniyor.
  • 4:59 - 5:01
    Tedavi edilmediği takdirde
  • 5:01 - 5:05
    çocukluk döneminde kaygı, yetişkinliğe
    kadar süren depresyona yol açabilir.
  • 5:06 - 5:11
    Ayrıca madde kullanımı
    ve intihar eğilimine de sebep olabilir.
  • 5:12 - 5:14
    Benim ailem terapist değildi.
  • 5:14 - 5:16
    Hiç psikolog da tanımıyorlardı.
  • 5:17 - 5:23
    Tek bildikleri, bu durum benim için
    rahatsız edici olabilirdi
  • 5:23 - 5:24
    ama zararlı da değildi.
  • 5:25 - 5:30
    Ailem bu durumlardan kaçmama
    izin verseydi eğer, aşırı kaygım
  • 5:30 - 5:34
    uzun dönemde bana daha çok zarar verirdi
  • 5:34 - 5:37
    ve ara sıra olan sıkıntılarımla nasıl
    başa çıkacağımı öğrenemezdim.
  • 5:38 - 5:42
    Esas itibarıyla, annem ve babam
    bana kendilerinin de yetiştikleri
  • 5:42 - 5:44
    maruz kalma terapisini uyguluyorlardı,
  • 5:44 - 5:48
    ki bu da kaygının
    bilişsel davranışsal tedavisinin merkezi
  • 5:48 - 5:51
    ve anahtar bileşeni.
  • 5:51 - 5:56
    Meslektaşlarım ve ben yedi ile 17
    yaş arası çocuklardaki kaygının tedavisi
  • 5:56 - 6:00
    üzerine en kapsamlı rastgele seçilen
    kontrollü araştırmayı yaptık.
  • 6:01 - 6:07
    Çocuk merkezli bilişsel davranışsal
    maruz kalma terapisinin
  • 6:07 - 6:11
    veya serotonin geri alım tesirini
    önleyen ilaçların
  • 6:11 - 6:15
    tedavi edilen gençlerde yüzde 60
    oranında etkili olduğunu gördük.
  • 6:15 - 6:20
    Ayrıca bunların toplamı, çocukların
    yüzde 80'ini üç ayda iyileştiriyor.
  • 6:21 - 6:23
    Bunlar iyi haberler.
  • 6:23 - 6:25
    İlaçlara devam ederler
  • 6:25 - 6:29
    veya çalışma süresince yaptığımız gibi
    aylık maruz kalma terapilerini
  • 6:29 - 6:31
    tamamlarlarsa, bir yıl boyunca
    sağlıklı kalabilirler.
  • 6:33 - 6:36
    Fakat bu çalışma bittikten sonra
  • 6:36 - 6:41
    geri dönüp bunu takip eden bir
    katılımcı çalışması yaptık
  • 6:41 - 6:45
    ve bu çocukların birçoğunun durumunun
    zamanla daha kötüye gittiğini gördük.
  • 6:45 - 6:49
    Ayrıca kanıta dayalı
    en iyi tedavilere rağmen,
  • 6:49 - 6:53
    kaygılı çocukların yaklaşık yüzde 40'ının
  • 6:53 - 6:56
    geçen zaman süresince
    hasta olduklarını öğrendik.
  • 6:57 - 7:01
    Bu sonuçlar hakkında çok düşündük.
  • 7:02 - 7:04
    Neyi kaçırıyorduk?
  • 7:05 - 7:07
    Böyle bir hipotez kurduk
  • 7:07 - 7:12
    çünkü yalnızca çocuk merkezli müdahale
    üzerine odaklanmıştık,
  • 7:12 - 7:16
    belki ailelere de hitap edip onları
    tedaviye dahil etmek
  • 7:16 - 7:18
    önemli olabilirdi.
  • 7:20 - 7:24
    Kendi laboratuvarımdan ve tüm dünyadaki
    meslektaşlarımdan çalışmalar
  • 7:24 - 7:26
    tutarlı bir eğilim gösterdi:
  • 7:27 - 7:31
    İyi niyetli aileler
    genelde kasıtsız olarak
  • 7:31 - 7:33
    kaygı döngüsüne sürükleniyorlar.
  • 7:33 - 7:37
    Pes ediyorlar ve çocuklarına
    çok fazla konfor sunuyorlar,
  • 7:37 - 7:41
    böylece çocuklarının zorlu koşullardan
    kaçmasına izin vermiş oluyorlar.
  • 7:42 - 7:44
    Bunu şu şekilde düşünmenizi istiyorum:
  • 7:45 - 7:49
    Çocuğunuz eve ağlayarak
    gözyaşları içinde geliyor.
  • 7:49 - 7:51
    Beş altı yaşındalar.
  • 7:51 - 7:54
    "Okulda kimse beni sevmiyor!
    Bu çocuklar acımasız.
  • 7:54 - 7:56
    Kimse benimle oynamaz."
  • 7:57 - 8:00
    Çocuğunuzu bu denli üzgün görünce
    ne hissedersiniz?
  • 8:01 - 8:02
    Ne yaparsınız?
  • 8:03 - 8:08
    Doğal olarak ebeveyn içgüdüsü çocuğu
    rahatlatmak, yatıştırmak, korumak
  • 8:08 - 8:11
    ve durumu düzeltmek ister.
  • 8:12 - 8:17
    Öğretmeni arayıp duruma müdahale etmek
    veya oyun buluşması için aileleri aramak
  • 8:17 - 8:19
    beş yaşında işe yarayabilir.
  • 8:19 - 8:25
    Peki ya çocuğunuz her gün eve gözyaşları
    içinde gelmeye devam ederse?
  • 8:25 - 8:30
    Sekiz, 10, 14 yaşlarında hala onlar için
    durumu düzeltmeye mi çalışacaksınız?
  • 8:31 - 8:33
    Çocuklar gelişirken
  • 8:33 - 8:37
    devamlı zor durumlarla karşılaşacaklar:
  • 8:37 - 8:41
    yatıya kalmalar, sözlü bildiriler,
  • 8:41 - 8:43
    pat diye gelen zor bir sınav,
  • 8:43 - 8:47
    okuldaki bir spor takımı
    veya sahne için hazırlanmak,
  • 8:47 - 8:49
    arkadaşlarla çatışma...
  • 8:50 - 8:53
    Tüm bu durumlar risk barındırır:
  • 8:53 - 8:56
    iyi yapamama, onların istediklerini
    elde edememe riski,
  • 8:57 - 8:59
    belki hata yapma
  • 8:59 - 9:01
    veya utanma riski.
  • 9:02 - 9:04
    Risk almayan ve birbirleriyle kaynaşmayan
  • 9:04 - 9:07
    kaygılı çocuklar
  • 9:08 - 9:12
    daha sonra bu tür durumları nasıl
    halledeceğini öğrenmiyorlar.
  • 9:13 - 9:17
    Çünkü beceriler zaman içinde
    baskıyla gelişir,
  • 9:17 - 9:22
    çocukların her gün maruz kaldığı durumlar:
  • 9:23 - 9:25
    kendi kendini yatıştırma becerileri
  • 9:25 - 9:28
    ya da üzgünken
    kendini sakinleştirme yeteneği;
  • 9:29 - 9:30
    problem çözme becerileri,
  • 9:31 - 9:34
    başkalarıyla olan çatışmaları çözme
    yeteneği de buna dahil;
  • 9:35 - 9:37
    ertelenmiş tatmini
  • 9:37 - 9:39
    veya çabalarınızı devam ettirme yeteneği,
  • 9:39 - 9:42
    üstelik sonucu görmek için çok fazla
    beklemek zorunda olmanıza rağmen.
  • 9:43 - 9:46
    Bunlar ve diğer birçok beceri,
  • 9:46 - 9:49
    risk alan çoğu çocukta gelişmekte.
  • 9:49 - 9:52
    Öz yeterlilik biçimlenir,
  • 9:52 - 9:55
    basitçe söylemek gerekirse
  • 9:55 - 9:59
    bu zorlu şartlarla
    başa çıkabileceğine inanmak.
  • 10:01 - 10:06
    Bu tür durumlardan kaçan
  • 10:06 - 10:09
    ve başkalarının yardımını bekleyen
    kaygılı çocuklar
  • 10:09 - 10:12
    zamanla daha da kaygılı hale gelirler,
  • 10:12 - 10:14
    üstelik kendilerine olan
    güvenleri de azalır.
  • 10:15 - 10:19
    Kaygı sorunu yaşamayan akranlarına kıyasla
  • 10:19 - 10:24
    bu durumların
    içinden çıkamayacaklarına inanırlar.
  • 10:25 - 10:29
    Bunların üstesinden gelmek için
    başkalarına, aileleri gibi birilerine
  • 10:29 - 10:30
    ihtiyaçları olduğunu düşünürler.
  • 10:32 - 10:38
    Doğal ebeveyn içgüdüsü çocuğu
    rahatlatmak, onu korumak
  • 10:38 - 10:39
    güvende hissettirmek
  • 10:40 - 10:44
    fakat 1930'da psikiyatrist Alfred Adler
  • 10:44 - 10:47
    ebeveynleri şu şekilde uyarmış:
  • 10:47 - 10:50
    Bir çocuğu istediğimiz kadar sevebiliriz
  • 10:50 - 10:52
    ama o çocuğu bağımlı hale getirmemeliyiz.
  • 10:53 - 10:57
    Çocukları eğitmeye çok erken;
    kendi başlarına yürümeye başladıklarında
  • 10:57 - 10:59
    başlamamız gerektiğini tavsiye etmiş.
  • 11:00 - 11:04
    Ayrıca şuna da dikkat çekmiş:
    Çocuklar, anne babalarının
  • 11:04 - 11:09
    çocuklarına kul köle olmaktan daha önemli
    işleri olmadığı izlenimini edinirlerse
  • 11:09 - 11:12
    sevgiyi yanlış anlayacaklar.
  • 11:13 - 11:17
    Bu zamanda kaygılı çocuklar
  • 11:17 - 11:20
    daima ailelerini arıyor
  • 11:20 - 11:24
    ya da günün her saatinde
    yardım çağrıları atıyorlar.
  • 11:24 - 11:30
    Peki ya kaygılı çocuklar küçükken
    savunma mekanizmalarını geliştiremezse,
  • 11:30 - 11:32
    büyüdüklerinde onları ne bekler?
  • 11:33 - 11:38
    Kaygı bozukluğu yaşayan genç yetişkinlerin
    ailelerinden oluşan bir grubu yönetiyorum.
  • 11:39 - 11:43
    Bu gençler 18 ile 28 yaşları arasında.
  • 11:44 - 11:46
    Çoğunlukla evlerinde,
  • 11:46 - 11:48
    ailelerine bağımlı bir şekilde yaşıyorlar.
  • 11:49 - 11:53
    Birçoğu okula ve üniversiteye gitmiş.
  • 11:53 - 11:54
    Bazıları mezun oldu.
  • 11:55 - 11:58
    Neredeyse hiçbiri çalışmıyor,
  • 11:58 - 12:00
    yalnızca evde kalıyor
    ve hiçbir şey yapmıyorlar.
  • 12:01 - 12:04
    Başkalarıyla anlamlı ilişkileri yok,
  • 12:04 - 12:07
    ailelerine her türlü işlerini
    yapmaları açısından
  • 12:07 - 12:09
    çok ama çok bağımlılar.
  • 12:10 - 12:13
    Hala doktor randevularını aileleri alıyor.
  • 12:13 - 12:17
    Çocukların eski arkadaşlarını arayıp
    ziyarete gelmeleri için yalvarıyorlar.
  • 12:17 - 12:20
    Çamaşırlarını yıkayıp
    yemeklerini yapıyorlar.
  • 12:20 - 12:24
    Üstelik çocuklarıyla
    müthiş bir çatışma içerisindeler
  • 12:24 - 12:28
    çünkü kaygıları gelişip artıyor
    fakat çocuklar hiç gelişmiyor.
  • 12:29 - 12:32
    Bu aileler çok büyük suçluluk hissediyor,
  • 12:32 - 12:34
    daha sonra kırgınlık,
  • 12:34 - 12:36
    sonra daha büyük bir suçluluk...
  • 12:37 - 12:39
    Peki ya iyi haberler neler?
  • 12:40 - 12:45
    Eğer çocuğun ailesi
    ve hayatındaki anahtar figürler
  • 12:45 - 12:49
    ona yardım edebilir,
    onu korkularıyla yüzleştirirse
  • 12:49 - 12:51
    ve çocuk, sorunları çözmeyi öğrenebilirse
  • 12:51 - 12:54
    o zaman kaygıları ile başa çıkmak
    için kendi savunma mekanizmasını
  • 12:54 - 12:58
    geliştirmesi daha büyük bir olasılık.
  • 13:00 - 13:04
    Ailelere, o an anlayışlı olmalarını
  • 13:04 - 13:07
    ve çocuklarının kaygılarına karşı
    tavırlarını düşünmelerini öğretiyoruz.
  • 13:09 - 13:10
    Onlara şu soruları soruyoruz:
  • 13:10 - 13:14
    "Nedir bu durum?
  • 13:15 - 13:17
    Çocuğum için ne kadar endişe verici?
  • 13:17 - 13:21
    Son olarak çocuklarımın bu durumdan
    ne öğrenmelerini istiyorum?"
  • 13:21 - 13:24
    Ebeveynlerin çok dikkatli dinlemesini
    istiyoruz tabii ki
  • 13:24 - 13:28
    çünkü çocuklar ciddi bir şekilde zorbalığa
    veya tehlikeye maruz kaldığında
  • 13:28 - 13:31
    mutlaka ailelerin
    mudahale etmelerini istiyoruz.
  • 13:32 - 13:36
    Ama tipik olarak,
    her gün kaygı veren durumlarda
  • 13:36 - 13:38
    aileler sakin kalıp
  • 13:38 - 13:42
    gerçekçi ve ılımlı olurlar,
  • 13:42 - 13:45
    çocuğun duygularını desteklerlerse
  • 13:45 - 13:47
    sonrasında çocuğa yardım edip
  • 13:47 - 13:51
    durumu yönetmesini sağlarlarsa
    daha çok destek olurlar.
  • 13:52 - 13:54
    Asıl önemli nokta
  • 13:54 - 13:57
    bu durumlarla
    çocuğun başa çıkmasını sağlamak.
  • 13:59 - 14:04
    Çocuğun sıkıntı çektiğini görmek
    tabii ki de büyük acı verecek,
  • 14:04 - 14:07
    tıpkı ailemin bana yıllar sonra
    söylediği gibi.
  • 14:07 - 14:09
    Çocuğunuzu o halde görünce
  • 14:09 - 14:14
    olaya müdahale edip
    onu o acıdan kurtarabilirsiniz,
  • 14:14 - 14:16
    hepsi bu kadar, değil mi?
  • 14:16 - 14:18
    Yapmak istediğimiz şey bu.
  • 14:19 - 14:22
    Ama genç ya da yaşlı olalım,
  • 14:22 - 14:27
    aşırı kaygı, durumun üstesinden
    gelebilme yeteneğimizi hafife almamıza,
  • 14:27 - 14:30
    riski ve sıkıntıyı ise gözümüzde
    büyütmemize neden olur.
  • 14:32 - 14:37
    Korktuğumuz şeye devamlı maruz kalmanın
    kuvveti ve direnci arttırırken
  • 14:37 - 14:40
    kaygıyı zayıflattığını biliyoruz.
  • 14:41 - 14:43
    Ailemin bildiği bir şeyler vardı.
  • 14:43 - 14:47
    Günümüzün aşırı kaygılı gençlerine
    fazla muhafazakar ailelerin
  • 14:47 - 14:49
    bir yardımı dokunmuyor.
  • 14:50 - 14:55
    Sakinlik ve güven yalnızca duygu değil.
  • 14:55 - 14:59
    Ailelerin ve çocukların öğrenebileceği
    baş etme becerileri.
  • 15:00 - 15:01
    Teşekkürler.
  • 15:01 - 15:04
    (Alkışlar)
Title:
Kaygı ile başa çıkabilen çocukları nasıl yetiştiririz
Speaker:
Anne Marie Albano
Description:

Büyümek yeni zorluklarla karşılaşmaktır. Ama bazı çocuklar için belirsiz durumlar, ailelerin çoğunlukla yatıştırmaya çalıştığı kaygı sorununa sebep olabilir. Psikolog Anne Marie Albano, ne sıklıkta çocukların problemlerini düzeltmeye çabalamanın hayat boyu süren bir bağımlılık ve dargınlık döngüsünü devam ettireceğini açıklıyor. Ayrıca, çocuklarda sağlıklı dozdaki riskin nasıl uzun süren güven hissini geliştirdiğini bizlerle paylaşıyor.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
15:19

Turkish subtitles

Revisions