< Return to Video

İlişkinizde Bu Günahları İşlemeyin | Gülcan Özer | TEDxIstanbul

  • 0:19 - 0:21
    Hoş geldiniz.
  • 0:21 - 0:25
    Şimdi ben çok uzun yıllardır
    çok sayıda evliliğe eşlik etmiş,
  • 0:25 - 0:31
    iyi günlerini, kötü günlerini görmüş,
    evlenmiş, boşanmış, sonrasında
  • 0:31 - 0:35
    danışanları tarafından "Acaba terzi
    söküğünü dikemiyor mu?" denmiş,
  • 0:35 - 0:41
    yahut "Hocam tanıdığımız iyi bir terapist
    var, isterseniz telefonunu verelim."
  • 0:41 - 0:48
    denmiş, iyi günleri ve kötü günleri olmuş,
    iki çocuğu, anası babası, kardeşleri,
  • 0:48 - 0:52
    sahici dostları ve sevdiği adamı
    olan bir kadınım.
  • 0:52 - 0:54
    Hayatından memnun bir kadınım.
  • 0:54 - 0:57
    (Alkış)
  • 0:58 - 1:00
    Bizim mevzu ilişki ve evlilik.
  • 1:00 - 1:04
    Fakat burada benim dilimin
    durmaksızın kadın ve erkek
  • 1:04 - 1:06
    yahut evliliğe kaymasını dikkate almayın.
  • 1:06 - 1:10
    Siz lütfen ilişki zemininden
    olayı okuyun, bir.
  • 1:10 - 1:12
    İki, katiyen homofobik okumayın.
  • 1:12 - 1:15
    LGBT'ye bir selam göndereyim
    mutlak bir biçimde.
  • 1:15 - 1:17
    (Alkış)
  • 1:19 - 1:22
    Şöyle tarihsel bir bakarsak,
    benim jenerasyonum ve aslında
  • 1:22 - 1:26
    benden biraz önceki jenerasyonun evliliği
    ve ilişkiyi öğrenişi Türk filmlerinde.
  • 1:26 - 1:31
    Mevzu şuydu: Açık sinemalara
    gidilir, çekirdek çitlenir,
  • 1:31 - 1:35
    bir esas kız ve esas oğlan vardır,
    bunlar daima sosyoekonomik olarak
  • 1:35 - 1:37
    birbirinden farklıdır ve kavuşamazlar.
  • 1:39 - 1:44
    Eğer bir yol olur kavuşabilirlerse
    o dakikada film biter.
  • 1:44 - 1:47
    Mesaj şudur, evlenildi ve
    artık bütün problemler halloldu.
  • 1:48 - 1:51
    Biz kendi gençliğimiz boyunca,
    onlar evlendikten sonra ne olduğunu
  • 1:51 - 1:53
    bir türlü göremedik.
  • 1:53 - 1:56
    Daha sonra boşanmalar arttı.
  • 1:56 - 2:01
    Haz çağı güncellendi ve bu defa biz
    dizileri seyretmeye başladık.
  • 2:01 - 2:05
    Dizilerde ağır abiler var,
    böyle uzaklara doğru bakıyorlar.
  • 2:05 - 2:07
    Elli kelimeyle konuşuyorlar.
  • 2:07 - 2:10
    Derin olduklarına dair
    bir alt mesaj var ki
  • 2:10 - 2:13
    aslında sahiden
    elli kelimeyle konuşuyorlar.
  • 2:13 - 2:18
    Heyecanlı, hafif hoppaca da onların
    eşleri, sevgilileri formatında
  • 2:18 - 2:24
    genç bir kadın var ve bu ağır abilerin
    vazifesi o genç hanımı hizaya sokmak.
  • 2:25 - 2:29
    Bu hikâyeden sonra da
    narsist erkekseverlik şeklinde
  • 2:29 - 2:33
    toplum mühendisliğinin bir hediyesiyle
    karşı karşıya kaldık
  • 2:33 - 2:36
    ki bu iyi bir şey diye düşünmüyorum.
  • 2:36 - 2:38
    Ben size biriktirdiklerimi anlatacağım.
  • 2:38 - 2:42
    Çokça evlilik tanıyorum, birkaç bin.
  • 2:42 - 2:43
    Hepsi parmak izi gibi.
  • 2:43 - 2:47
    Anlatacaklarımın hiçbiri size
    uymayabilir, hepsi oturabilir.
  • 2:47 - 2:50
    Size uyanı alıp, uymayanı
    bırakmanızı rica ediyorum.
  • 2:50 - 2:52
    Bir minik anektoddan sonra başlayacağım.
  • 2:52 - 2:56
    Evliliğin ya da ilişkinin, olabildiğince
    ilişkiye çevirmeye çalışacağım,
  • 2:56 - 2:59
    yedi büyük günahı diye
    bir hikâye anlatacağım.
  • 2:59 - 3:00
    Ben sayıları sevmiyorum.
  • 3:00 - 3:05
    Hani evliliğin 55 doğru yolu,
    çocuk yetiştirmenin 25 şahane yöntemi.
  • 3:06 - 3:09
    Burada biriktirdiklerimi
    ancak yediye sığdırabildim.
  • 3:09 - 3:12
    Geçen gün çocuklarım bana dediler ki
    "Anne ne ruhsuzsun."
  • 3:13 - 3:15
    Burada oturmaktalar.
  • 3:15 - 3:16
    Hayırdır inşallah dedim.
  • 3:17 - 3:21
    "Aşk zaten biter deyip duruyorsun
    her yerde, ne yapacağız?"
  • 3:21 - 3:26
    Düşündüm, hakikaten on altı yaşındakiler
    için yahut kırkında, ellisindekiler
  • 3:26 - 3:30
    için bile ne fena bir bilgi
    aşk zaten biter.
  • 3:30 - 3:34
    Korkuya mahal yok evladım dedim,
    yaşanırken fark edilmiyor.
  • 3:34 - 3:37
    Senin yaşadığının tamamen farklı
    bir şey olduğunu düşünüyorsun.
  • 3:38 - 3:42
    Zaten düşünmüyorsan da âşık değilsindir,
    şuurun fazla yerinde demektir.
  • 3:44 - 3:48
    Şimdi evliliğin yedi büyük günahı derken,
    ilişkinin yedi büyük günahı derken
  • 3:48 - 3:50
    şundan bahsediyorum aslında.
  • 3:50 - 3:55
    İlişkiler böyle uzunlamasına giderken
    bir sürü yerde tökezliyorlar.
  • 3:55 - 4:00
    Daha yaygın tökezlediğimiz hâllerden,
    daha keskin virajlardan bahsediyorum.
  • 4:00 - 4:05
    Birincisi, Allah rahmet eylesin,
    bir anatomi profesörüdür Sami Zan,
  • 4:05 - 4:10
    koca bir amfide ders verir,
    ufacık da bir adamdır ve
  • 4:10 - 4:12
    derslere sıklıkla da
    şöyle başlar sene başında.
  • 4:12 - 4:19
    Der ki "Kızlarım lafım size,
    koca terbiye edilmez, terbiyelisi alınır."
  • 4:20 - 4:27
    Burada, bu elbet erkeklere de söylenebilir
    bir hikâyedir ama kadınların cebinde
  • 4:27 - 4:32
    partnerleriyle ilgili iddialı bir
    değiştirilecekler listesi vardır.
  • 4:32 - 4:33
    Yaptım biliyorum.
  • 4:33 - 4:35
    Çokça yapanı da tanıyorum aynı zamanda.
  • 4:37 - 4:43
    Denir ki, değiştirme listenizin olduğu
    hiç kimseyle evlenmeyin,
  • 4:43 - 4:45
    uzunlamasına ilişkiye girmeyin.
  • 4:45 - 4:48
    Yeni jenerasyonun tarifiyle
    takılabilirsiniz, o ayrı mevzu.
  • 4:51 - 4:52
    Peki, değişmeyecek miyiz yani?
  • 4:52 - 4:55
    Adamı aldık, öyle dondu kaldı,
    bitti mi hikâye?
  • 4:55 - 5:00
    Değil, herkes değişiyor, mutlak değişiyor,
    önünde durulabilir bir şey değil değişim.
  • 5:00 - 5:05
    Fakat eğer sizin bir listeniz olursa,
    o insanın kendi olağan seyrinin
  • 5:05 - 5:07
    önüne geçiyorsunuz,
    bir proje hâline getiriyorsunuz.
  • 5:07 - 5:12
    Çünkü benlik ve bünye doğal olarak
    direnç koyuyor ve kendini koruyor.
  • 5:12 - 5:14
    Burada bir ikinci tarif var,
    buna hastayım.
  • 5:14 - 5:20
    Jung diyor ki bir kadın ve adamın ilişkisi
    kimyasal bir tepkimeye benzer.
  • 5:20 - 5:24
    Eğer tepkime gerçekleşirse
    her ikisi de kılık değiştirir.
  • 5:24 - 5:29
    Bu, şu demek: gönül gönle değerse
    zaten o değişim kendi seyri
  • 5:29 - 5:32
    ve süreci içinde olur, bu bir.
  • 5:32 - 5:38
    İkinci madde, köken aileler en çok
    tökezlediğimiz yerlerden biri
  • 5:38 - 5:40
    ilişkilerde ve evliliklerde.
  • 5:41 - 5:46
    Biz memlekete ait çok alt dinamiklere
    sahip bir coğrafyayız.
  • 5:46 - 5:49
    Eğer biz bugün bu toplantıyı
    Oslo'da yapıyor olsaydık
  • 5:49 - 5:51
    köken aileden hiç bahsetmiyor olacaktık.
  • 5:51 - 5:55
    Onlar zaten çocukları 18'inde
    postalamış olacaklardı
  • 5:55 - 5:58
    ve daha bireysel insanlar olacaktık.
  • 5:58 - 6:00
    İyi kötü, ayrı hikâye.
  • 6:00 - 6:03
    Ama bu coğrafyada biz,
    özerkleşmesi daha az,
  • 6:03 - 6:08
    köken ailelerle bağları daha fazla,
    iddialı sosyal destekler alan
  • 6:08 - 6:12
    ve bununla ilgili de birtakım
    bedeller ödeyen hâllerdeyiz.
  • 6:12 - 6:16
    Asıl köken aile derdinin
    daha az afili söylenişi şudur:
  • 6:16 - 6:18
    Kayınvalide - gelin problemi.
  • 6:19 - 6:23
    Burada hikâye şudur,
    ortada bir tane adamcağız vardır.
  • 6:23 - 6:25
    Hakikaten de adamcağızdır ama.
  • 6:25 - 6:30
    Bir tarafında ona yıllarını vermiş anne,
    öbür tarafta geleceğini vaat eden kadın.
  • 6:31 - 6:35
    Burada yapılacak temel mesele, adam
    ortadan pılı pırtıyı toplayacak, gidecek
  • 6:35 - 6:41
    -mutlak bir biçimde- ve o iki kadın
    birbirleriyle ilişki kurmayı öğrenecekler.
  • 6:41 - 6:45
    Burada daima genç olanın performansının
    daha iddialı ve başarılı olması beklenir.
  • 6:45 - 6:49
    Burası bataklık alandır,
    çok olağanüstü dikkat etmeliyiz.
  • 6:49 - 6:54
    Herkesin kendi ailesiyle
    kurduğu ilişkideki sınıra
  • 6:54 - 6:56
    parmağımızın ucunu sokmamayı öneririm.
  • 6:56 - 7:00
    Elbette ki gelişeceğiz, olgunlaşacağız,
    bu ilişkiler de değişecek.
  • 7:00 - 7:04
    Sevmeye çalışmanın çok kıymetli olduğunu
    düşünüyorum ben partnerin ailesini,
  • 7:04 - 7:06
    epey geçinmeye gönlü olmanın.
  • 7:06 - 7:11
    Mayanız tutmayabilir, tutmadıysa da
    nezaketin çok yukarıda olması lazımdır.
  • 7:12 - 7:16

    Geldik üçüncü günaha, cinsellik.
  • 7:16 - 7:21
    Cinsellik günah değil,
    cinselliğin ihmal edilmesi fena günah.
  • 7:21 - 7:26
    İlişkilerde ve evliliklerdeki en hızlı
    irtifa kaybeden alanlardan biri cinsellik.
  • 7:26 - 7:28
    Bir kere memleketin
    bu konudaki sakatı çok.
  • 7:29 - 7:32
    Evlenilecek ve eğlenilecek
    kadın: Terminolojiler.
  • 7:34 - 7:37
    Yere bakarak yürümenin
    edepli olduğu bir coğrafya.
  • 7:37 - 7:41
    Erkeklerin cinselliği algılayışındaki
    o performans kaygısı,
  • 7:41 - 7:45
    yanı sıra da bunu bir performans
    sanatı gibi algılayışları.
  • 7:45 - 7:49
    Tabii uzunlamasına giden,
    evlilik formatındaki ilişkilerde,
  • 7:49 - 7:55
    eskilerin fingirdemek dediği, bizim flört
    etmek dediğimiz hikâye çok kıymetli.
  • 7:55 - 7:59
    Cinselliğin aslında
    ilk üçteki sarsılmaz yeri,
  • 7:59 - 8:02
    bir kadın ve adamın ilişkisinde
    olağanüstü derecede kıymetli.
  • 8:02 - 8:06
    Zaten bir arada oluşları, bir kadın ve
    adam olmakla ilgilidir ve
  • 8:06 - 8:10
    cinsellik de bunun altını çok bold
    çizen hâllerden biridir.
  • 8:10 - 8:15
    Kadının o saygın ve saygıdeğer
    olmakla ilgili coğrafyadan gelen ve
  • 8:15 - 8:19
    aslında onu epey sakatlamış olan
    hikâyesinden kurtulması bir vakit alır.
  • 8:19 - 8:26
    Yıllar önce yanılmıyorsam 2. ya da
    3. deneyimim çift görmeye başladığımda,
  • 8:26 - 8:29
    ellili yaşlara yakın
    bir beyefendi ve eşi var.
  • 8:29 - 8:33
    Hanımefendi boşanmak istiyor,
    beyefendi diyor ki hayatta boşanmam.
  • 8:33 - 8:34
    Niye dedik.
  • 8:34 - 8:37
    "Memlekette kadın kadın olur
    yaşı kırkı bulur." dedi.
  • 8:38 - 8:41
    Ben bunu yıllar içerisinde,
    20 yıl öncesinden bahsediyorum,
  • 8:41 - 8:44
    mükerrer kere düşündüm.
  • 8:44 - 8:49
    Aslında o kendinizi serbest
    bırakışınızla ilgili uzun bir vakit geçer.
  • 8:49 - 8:55
    Yeni jenerasyonun bu konuda daha hoyrat
    olduğunu düşünüyorum, cinsellik konusunda.
  • 8:55 - 8:58
    Daha nesnel olduğunu düşünüyorum,
    ama kendi bedenleri konusunda
  • 8:58 - 9:00
    daha sağlıklı olduğunu
    düşünüyorum aynı zamanda.
  • 9:02 - 9:02
    Dört.
  • 9:03 - 9:07
    Şimdi ilişkilerin sıkı tökezlediği
    yerlerden biri aslında dünyada da,
  • 9:07 - 9:12
    bizim coğrafyada da en sert
    tökezlediği yer ebeveyn olunan vakit.
  • 9:13 - 9:16
    Anne baba olmakla karı koca
    ya da kadın erkek olmak
  • 9:16 - 9:18
    birbirinden epey ayrı hâller.
  • 9:18 - 9:20
    Hiç benzemiyorlar neredeyse.
  • 9:20 - 9:23
    Ebeveynlik çok kutsal
    atıfları olan bir hikâye.
  • 9:23 - 9:26
    Dolayısıyla ilişkinin üstünü sarıyor.
  • 9:26 - 9:30
    Bir vakit sonra siz kendinizi
    salt ebeveyn gibi görmeye başlıyorsunuz.
  • 9:30 - 9:34
    Eski jenerasyonlar bunu bilir,
    buna da fittir, dert yok.
  • 9:34 - 9:40
    Yeni jenerasyon, mutlu olmak ve haz almak
    konusunda iddialı ve iddiacı.
  • 9:40 - 9:43
    Buralarda o kaybedilen haz,
  • 9:43 - 9:47
    ilişkinin en sert tökezlemelerinden
    biri hâline geliyor.
  • 9:47 - 9:53
    Yurtdışında bazı terapi merkezleri,
    doğum sonrası üç dört yıl içinde
  • 9:53 - 9:57
    gördüğü vakit çifti, yalnız zaman
    geçirme kontratı olmadan görmüyor.
  • 9:57 - 10:01
    Amerikalılar en çok doğumdan sonraki
    ilk dört yıl içinde boşanıyorlar,
  • 10:01 - 10:03
    çünkü o denge sarsılıyor.
  • 10:04 - 10:08
    Katiyen ve katiyen bu hatların birbiriyle
    hiçbir bağlantısı neredeyse olmadığını
  • 10:08 - 10:09
    iyi görmemiz gerek.
  • 10:09 - 10:11
    Burada iki şey önemli.
  • 10:11 - 10:13
    Bir, çocuksuz zaman geçireceğiz.
  • 10:13 - 10:15
    Çok kıymetli.
  • 10:15 - 10:18
    İki, birbirimizin ebeveynliğine
    müdahale etmeyeceğiz.
  • 10:18 - 10:20
    Herkesin bahtına
    bir anneyle baba düşüyor.
  • 10:21 - 10:24
    Burada oturan iki evladımın
    bahtına ben düşmüş durumdayım.
  • 10:24 - 10:28
    Günün sonunda iyisi, kötüsü,
    doğrusu, eğrisi baş edecekler.
  • 10:28 - 10:30
    Eğer özel bir maraz yoksa,
  • 10:30 - 10:34
    birbirimizin ebeveynliğinden
    pılı pırtıyı toplayıp çıkaracağız.
  • 10:34 - 10:37
    Herkes kendi usulünce ebeveynlik yapacak.
  • 10:38 - 10:41
    Hani o magazinel bir biçimde
    çocuğa aynı şeyi söylememiz gerekiyor
  • 10:41 - 10:43
    efsanesinden kurtulacağız.
  • 10:43 - 10:48
    Elbette ortaklık yapmamız gereken alanlar
    var ama tamamen ayrı hatlarda gidiyoruz.
  • 10:48 - 10:52
    Ben epey bu anlamda
    dert yaşamış insan tanırım.
  • 10:54 - 10:56
    Geldik beş.
  • 10:57 - 11:01
    En büyük günah, açık ara
    en büyük günah içgörü.
  • 11:02 - 11:05
    En basit karşılığı aslında
    kendini bilmek demek.
  • 11:06 - 11:12
    İçgörü mevzusu, bu hayat dediğiniz hikâye
    kendinden insan yaratma macerasıdır ya,
  • 11:12 - 11:16
    bu macerada aslında cebimizdeki
    en kıymetli malzeme.
  • 11:16 - 11:20
    Kendimiz için, ilişkimiz için,
    çoluğumuz çocuğumuz için,
  • 11:20 - 11:22
    aslında her şey için çok kıymetli.
  • 11:22 - 11:25
    Hikâyenin dibinde
    ve temelinde oturan mevzu.
  • 11:25 - 11:30
    İlişkideki içgörüde birkaç tane
    sorunun çok iyi cevaplanması lazım.
  • 11:30 - 11:35
    İlişki içgörüsünün en temel sorusu
    "ben nerede yanlış yapıyorum"dur.
  • 11:35 - 11:38
    Fakat bu sorunun cevabı,
    "çok iyi niyetliyim,
  • 11:38 - 11:41
    o yüzden hata yapıyorum"
    samimiyetsizliğinde bir cevap değil.
  • 11:42 - 11:44
    Burada üç soru var.
  • 11:44 - 11:49
    1. Niye evleniyorum bu adamla, öbürüyle
    değil de bu adamla ya da bu kadınla?
  • 11:49 - 11:51
    2. Nerede dert yaşıyorum?
  • 11:51 - 11:53
    3. Bu yaşadıklarımda benim rolüm nedir?
  • 11:55 - 12:00
    Şimdi bu niye evlendiğimiz ya da
    aşk hissettiğimiz o şahsiyeti
  • 12:00 - 12:03
    sevdiğimiz sorusunun cevabı karmaşıktır.
  • 12:03 - 12:05
    İhtiyaçlarımız tercihlerimizi belirliyor.
  • 12:05 - 12:12
    İhtiyaçlarımız değişebiliyor, bu defa
    tercihimiz aynı şekilde değişmeyebiliyor.
  • 12:12 - 12:17
    Misal, adamla çok canlı diye evleniyoruz,
    eve hiç girmiyor diye boşanıyoruz.
  • 12:17 - 12:22
    Yahut, kadınla beni çok derliyor
    topluyor, hayatıma müthiş bir düzen
  • 12:22 - 12:25
    getirdi diye evleniyoruz
    ve anne-kadın istemiyorum,
  • 12:25 - 12:28
    daha canlı birini istiyorum
    diye boşanıyoruz.
  • 12:28 - 12:32
    Şimdi hikâyenin burasında
    ihtiyaçlar değişiyor.
  • 12:32 - 12:38
    Dolayısıyla eğer o değişen ihtiyaçlarla
    beraber partner ve ilişki de
  • 12:38 - 12:43
    benzer bir ahenkte değişirse ne âlâ,
    yoksa işimizde iddialı zorluklar var.
  • 12:44 - 12:50
    Bir ilişkide yaşanan dertlerin sayısını
    çıkarmak olası değil.
  • 12:50 - 12:54
    Buradan, bugün konuşmaya başlayıp
    bir ay sonra bitirsek yetmez.
  • 12:54 - 12:57
    İletişim kuramıyoruz,
    beni seviyor, beni sevmiyor,
  • 12:57 - 13:01
    ailesiyle ilgili derdim var, duygusunu
    çok aktarıyor, hiç aktarmıyor,
  • 13:01 - 13:05
    benimle çok ilgileniyor, hiç ilgilenmiyor,
    çok arka bahçesi var, arka bahçesi yok.
  • 13:05 - 13:06
    Kocaman!
  • 13:06 - 13:12
    Çok kişisel burada, parmak izi gibi
    her çiftin tarifi farklı.
  • 13:12 - 13:16
    Şu üçüncü sorunun cevabı
    benim için çok kıymetli.
  • 13:16 - 13:19
    Ben nerede hata yaptım ilişkide,
    ne yapıyorum, yanlışım ne?
  • 13:19 - 13:27
    Şimdi bu soru çiftlerle görüşürken
    dananın kuyruğunun koptuğu yerdir.
  • 13:27 - 13:30
    Nedir sizin katkınız dersiniz
    bu olup biten hikâyeye.
  • 13:30 - 13:36
    Der ki çok sinirlendiriyor beni,
    çok küsüyor, çok iletişimsiz.
  • 13:36 - 13:39
    Peki, siz ne yapıyorsunuz dersiniz.
  • 13:39 - 13:41
    "Yapıyorum ama" diye
    başlayan cümleler olur.
  • 13:41 - 13:46
    Ama ile başlayan her gerekçe patinajdır,
    gerisi de hikâyedir.
  • 13:46 - 13:49
    Yani adam bağırıyordur, kadın küsüyordur.
  • 13:49 - 13:51
    Bağırdığı için küsüyorum,
    küstüğü için bağırıyorum.
  • 13:51 - 13:53
    Bu dehlizden çıkılmaz.
  • 13:54 - 13:55
    Hikâye ancak şöyledir.
  • 13:55 - 13:58
    "Yanlış yapıyorum, bağırıyorum."
    ayrı bir hikâyedir.
  • 13:58 - 14:01
    "Yanlış yapıyorum, küsüyorum."
    ayrı bir hikâyedir.
  • 14:01 - 14:07
    İlişki içgörüsünde herkes kendiyle ilgili
    yüksek samimiyet ile
  • 14:07 - 14:09
    kendine dair olanı bulmakla mükelleftir.
  • 14:09 - 14:11
    Hayat için de mükellefiz bunda.
  • 14:11 - 14:15
    Yani doğrumuz var, eğrimiz var,
    ucuz yanımız var, zayıf yanımız var.
  • 14:15 - 14:20
    Geldik altı, iletişim.
  • 14:22 - 14:25
    Ben hayatını dinleyerek ve
    konuşarak kazanan biriyim.
  • 14:26 - 14:28
    Konuşmayı da seven biriyim üstelik.
  • 14:29 - 14:33
    Buna rağmen son zamanlarda
    duyduğum zaman beni rahatsız eden
  • 14:33 - 14:36
    kelimelerden biri hâline geldi iletişim.
  • 14:36 - 14:38
    İletişimin tabii üstadları var.
  • 14:38 - 14:42
    Kelimelere takla attıranlar var,
    şahane yapanlar var.
  • 14:42 - 14:46
    Fakat iletişimde
    çok kıymetli bir dip not var,
  • 14:46 - 14:49
    onun pas geçilmesi
    hikâyeyi çok zorlaştırıyor.
  • 14:49 - 14:52
    İletişim şu; ben size anlatıyorum,
    siz beni anlıyorsunuz, şahane.
  • 14:52 - 14:55
    Siz anlatıyorsunuz,
    ben de anlıyorum, şahane.
  • 14:55 - 14:57
    Katiyen uzlaşmak durumunda değiliz.
  • 14:57 - 15:01
    Fakat kullandığımız kelimeler arttıkça
    ve biz aslında iletişimi
  • 15:01 - 15:04
    bir performans sanatı gibi
    yönetmeye başladıkça,
  • 15:04 - 15:08
    iletişim anlattığım anlaşılır ve
    kabul edilir hikâyesine doğru
  • 15:08 - 15:10
    büyük bir hızla ilerlemekte.
  • 15:10 - 15:15
    Çiftler arasındaki iletişimde, şu tarifin
    çok kıymetli olduğunu düşünüyorum.
  • 15:15 - 15:20
    Uzlaşamayacağınız alanlar olduğu
    konusunda uzlaşmalısınız.
  • 15:20 - 15:25
    Bir kadın, bir adam, ayrı alt kültürler,
    ayrı, ayrı, ayrı.
  • 15:25 - 15:29
    Her alanda uzlaşmaya kalktıkları zaman,
    yani iletişimin sihir olduğunu,
  • 15:29 - 15:33
    iyi iletiştikleri zaman illa ki
    uzlaşacakları gibi bir alt bilgiye
  • 15:33 - 15:38
    sahip oldukları vakit, bir adım sonrasında
    restleşmeye başlıyorlar ve
  • 15:38 - 15:41
    o bizim en yaygın gördüğümüz bataklıktır.
  • 15:43 - 15:46
    Dolayısıyla iletişim kıymetli,
    insan sözle, gözle, gönülle,
  • 15:46 - 15:50
    bir sürü şeyle iletişir,
    doğru yanlış iletişir.
  • 15:50 - 15:53
    Velev ki uzlaşmama ihtimalini
    cebinde tutmalıdır.
  • 15:53 - 15:56
    Ve yedi, benim en sevdiğim madde.
  • 15:57 - 16:02
    Ben evliliğin akıllı bir iş olduğunu
    düşünmüyorum, gayet net.
  • 16:03 - 16:05
    Evliliği seviyorum ve onuyorum.
  • 16:05 - 16:10
    Çocuklarıma en az bir kere
    evlenmelerini de öneririm ve herkese.
  • 16:10 - 16:14
    Sonrasını ve devamını bilmem
    ama herkesin mutlak deneyimlemesi
  • 16:14 - 16:17
    gerektiğini düşünürüm evli olma hâlini.
  • 16:17 - 16:19
    Fakat akıllı bir hikâye olduğunu
    külliyen düşünmüyorum.
  • 16:19 - 16:25
    Aynı hayat, aynı insanlar,
    aynı yatak, aynı ev, aynı, aynı, aynı.
  • 16:25 - 16:29
    Bunun içinden beklediğimiz iddialı
    bir haz var aynı zamanda.
  • 16:30 - 16:35
    Fakat bu hikâye bütün hayal kırıklıklarına
    rağmen yıllardır devam ediyor.
  • 16:35 - 16:38
    Dolayısıyla başka bir şeye
    hizmet ediyor olmalı.
  • 16:38 - 16:42
    Daha derinde bir hayali olmalı,
    az ulaşılan bir hayali olmalı.
  • 16:42 - 16:47
    Pek az çiftin yakalayabildiği ama
    daha derin bir hevesi olmalı evliliğin.
  • 16:47 - 16:52
    Evliliğin katiyen bir akıl oyunu değil,
    istek oyunu olduğunu düşünmekteyim ben.
  • 16:52 - 16:58
    İnsanın dünya ile ilişkisinde
    aktardıklarından daha başkasını,
  • 16:58 - 17:02
    daha derinini, daha zaafını,
    daha yetersizliğini
  • 17:02 - 17:08
    kritize edilmeden, paralanmadan,
    reddedilmeden isteyebileceği bir adres.
  • 17:08 - 17:12
    Gönül, gönül yarenini istiyor,
    ahbabını istiyor,
  • 17:12 - 17:16
    kendini doğrusuyla eğrisiyle
    kabul buyuracak olanını istiyor.
  • 17:16 - 17:18
    Evliliğin dolaşmak istediği yer burası.
  • 17:18 - 17:23
    Pek azımız dolaşıyoruz ve fakat
    fantazisinin burası olduğunu düşünüyorum.
  • 17:24 - 17:27
    Şimdi, baştan sayalım günahları.
  • 17:27 - 17:30
    Bir: Değiştireceğimiz
    kişiyle evlenmiyoruz.
  • 17:31 - 17:36
    İki: Biriyle evlenmek aynı zamanda onun
    aile dinamiğiyle evlenmek demektir.
  • 17:36 - 17:39
    Maharetli ve dikkatli oluyoruz
    aile ilişkilerinde.
  • 17:40 - 17:45
    Üç: Cinsellik daima ilk üçteki
    sarsılmaz yerini koruyacak, çok kıymetli.
  • 17:45 - 17:50
    Dört: Evliliği ebeveynliğe satmıyoruz,
    ikisi birbirinden ayrı hâller.
  • 17:50 - 17:54
    Beş: İçgörü çok mühim.
  • 17:54 - 17:58
    İnsan olmamızın yolculuğu içerisinde
    olağanüstü derecede mühim ve
  • 17:58 - 18:03
    olmadan olmaz, olmadan en
    olmayacak hâl olduğunu düşünürüm ben.
  • 18:03 - 18:08
    Kendimizi bilmeden
    yola devam etme şansımız yok.
  • 18:08 - 18:12
    Altı: İletişeceğiz hiç itirazım yok
    ve fakat uzlaşmama ihtimalini de
  • 18:12 - 18:14
    cebimizde bulunduracağız.
  • 18:14 - 18:18
    Yedi: Evlilik bir akıl
    oyunu değil, istek oyunudur.
  • 18:18 - 18:23
    Efendim, yolunuzun, yönünüzün ve
    gönlünüzün açık olmasını dilerim.
  • 18:23 - 18:27
    (Alkışlar)
Title:
İlişkinizde Bu Günahları İşlemeyin | Gülcan Özer | TEDxIstanbul
Description:

Psikiyatr Gülcan Özer, ilişkilere zarar veren 7 günahı anlatıyor bizlere. Evliliğin bir akıl oyunu değil istek oyunu olduğunu söyleyen Özer, ilişkilerde iletişimin, cinselliğin ve içgörünün önemini hatırlatırken kendimizi bilmeden yola devam etme şansımızın olmadığını vurguluyor.

Gülcan Özer, hayatı ve ilişkileri okuyan bir terapist ve yazar. 1990 yılında Anadolu Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitiren Özer, daha sonra Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nden psikiyatri uzmanlığını aldı. Kocaeli Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı’nda çalışıp çeşitli klinik çalışmalara ve eğitimlere katıldı.  "Herkes Kendi Hayatının Kahramanı" adlı bir de kitabı bulunan Gülcan Özer’in çalışmaları ilişki ve aile terapisi üzerine yoğunlaşıyor. Özellikle çift terapisi alanında profesyonellere yönelik eğitim çalışmaları yaptı. 2002 yılında Terapi İstanbul’u kuran Özer, psikoteropatik çalışmalarının yanı sıra bu alanda uzmanlaşmak isteyenlere evlilik terapisi eğitimi de vermekte.

Bu konuşma TED’den bağımsız, yerel bir topluluğun düzenlediği bir TEDx etkinliğinde TED Konferansı formatı kullanılarak yapılmıştır. Daha fazla bilgi için: http://ted.com/tedx

more » « less
Video Language:
Turkish
Team:
closed TED
Project:
TEDxTalks
Duration:
18:29

Turkish subtitles

Revisions