Çocuk yoksulluğu ile bir ömür mücadele üzerine düşünceler
-
0:00 - 0:03Pat Mitchell: Senin "efsane" olayından
hoşlanmadığını biliyorum. -
0:03 - 0:04Marian Wright Edelman: Evet.
-
0:04 - 0:06(Gülüşmeler)
-
0:06 - 0:08PM: Peki neden, Marian?
-
0:08 - 0:10Çünkü sen efsane gibi bir şeysin.
-
0:10 - 0:12Bunu uzun süredir yapıyorsun,
-
0:12 - 0:15hala kurucu ve başkan olarak oradasın.
-
0:15 - 0:20MWE: Çünkü annem ve babam
bizi hizmet etmek için yetiştirdi, -
0:20 - 0:22biz hizmet eden liderleriz.
-
0:22 - 0:26Bu yüzeysel şeylerle
veya etiketlerle alakalı değil, -
0:26 - 0:31büyük ihtiyaçların
ve büyük adaletsizliklerle birlikte -
0:31 - 0:34bunları değiştirebilecek
büyük fırsatların kesiştiği bir dönemde -
0:34 - 0:37doğduğum için kendimi dünyanın
en şanslı insanı gibi hissediyorum. -
0:37 - 0:41Hizmet edebildiğim, bir fark
yaratabildiğim için sadece minnettarım. -
0:41 - 0:42PM: Ne güzel söyledin.
-
0:42 - 0:46(Alkış)
-
0:46 - 0:48Sen Amerika'nın güneyinde büyüdün,
-
0:48 - 0:51her çocuk gibi
-
0:51 - 0:55kişiliğinin büyük çoğunluğu
ebeveynlerin tarafından şekillendirildi. -
0:55 - 1:00Söylesene, eylem oluşturma
hakkında ne öğrettiler? -
1:00 - 1:03MWE: Annemle babam inanılmazdı.
Çok şanslıydım. -
1:03 - 1:05Annem tanıdığım en iyi düzenleyiciydi.
-
1:05 - 1:09O zamanlarda bile
kendi parasını kazanmakta ısrar etti. -
1:09 - 1:14Kendi parasına sahip olabilmek için
bir mandıra kurdu. -
1:14 - 1:16Bu bağımsızlık duygusu
bana da kesinlikle geçti. -
1:16 - 1:20Babam vaizdi ve gerçek birer partnerdiler.
-
1:20 - 1:23En büyüğümüz ablam,
-
1:23 - 1:26ben en küçüğüm,
arada da üç erkek kardeş var. -
1:26 - 1:30Her zaman erkek kardeşlerim kadar
akıllı olduğumu bilirdim. -
1:30 - 1:33Tam bir erkek fatmaydım.
-
1:33 - 1:36Hep erkek kardeşlerimle
aynı büyük hedeflere sahiptim. -
1:36 - 1:38Fakat en önemlisi biz çok şanslıydık
-
1:38 - 1:42çünkü ciddi ayrımcılığın yaşandığı
-
1:42 - 1:46küçük bir Güney Karolina kasabasında
büyüyor olmamıza rağmen -
1:46 - 1:48bunun yanlış olduğunu biliyorduk.
-
1:48 - 1:51Dört yaşımdan beri hep biliyordum.
-
1:51 - 1:54Asla bir yere yerleştirilmeyi
kabul etmeyecektim. -
1:54 - 1:58Babamla annem hep sıkıntının bizde değil,
dış dünyada olduğunu -
1:58 - 2:02fakat bunu değiştirebilecek güçte
olduğumuzu düşünürlerdi. -
2:02 - 2:04Ben de erkenden yapmaya başladım.
-
2:04 - 2:07Her şeyden önemlisi
çok iyi birer rol modeldiler -
2:07 - 2:09çünkü her zaman:
"Eğer bir ihtiyaç görüyorsan -
2:09 - 2:11neden biri bir şey yapmıyor diye sorma,
-
2:11 - 2:13sen ne yapabilirsin ona bak" derlerdi.
-
2:13 - 2:15Bizim mahallede
yaşlılar için bir yer yoktu. -
2:15 - 2:19Papaz Reddick, 50 sene sonra
öğrendiğimize göre Alzheimer hastasıymış. -
2:19 - 2:21Sokaklarda dolanmaya başlamış.
-
2:21 - 2:24Annemle babam da gidebileceği bir yere
ihtiyacı olduğuna karar vermişler -
2:24 - 2:26böylece bir yaşlılar evi kurduk.
-
2:26 - 2:28Çocukların sorumluluğu yemek,
temizlik ve hizmet etmekti. -
2:28 - 2:31O zamanlar hiç sevmiyorduk
ama kendi kendine yetemeyenlere -
2:31 - 2:35bakma sorumluluğunun
bizde olduğunu bu şekilde öğrendik. -
2:35 - 2:39Benim 12 tane üvey kardeşlerim vardı.
-
2:39 - 2:44Annem onları biz evden çıkmadan önce
ve çıktıktan sonra eve alırdı. -
2:44 - 2:49Ne zaman bir ihtiyaç görseniz
onu doldurmaya çalışırsınız. -
2:49 - 2:52Babam derdi ki Tanrı tam zamanlı
çalışma ekonomisi yürütüyor. -
2:52 - 2:54(Gülüşmeler)
-
2:54 - 2:56Eğer bir ihtiyacı takip ederseniz
-
2:56 - 2:59hiçbir zaman amaçsız kalmaz
ve yapacak bir şey sıkıntısı yaşamazsınız. -
2:59 - 3:02Çocuk Savunma Fonunun da
bugün yürüttüğü işler -
3:02 - 3:05çok kişisel ve çocukluğumdan gelen şeyler.
-
3:05 - 3:10Küçük Johnny Harrington,
bizden üç ev ötede oturuyordu. -
3:10 - 3:13Bir çiviye bastı;
büyükannesiyle yaşıyordu, -
3:13 - 3:17tetanoz kaptı, hastaneye gitti,
tetanoz aşısı falan yok, öldü. -
3:17 - 3:20On bir yaşındaydı, bunu hatırlıyorum.
-
3:20 - 3:23Bizim önümüzdeki otoyolda bir kaza oldu,
-
3:23 - 3:26meğerse iki beyaz kamyon şoförü,
-
3:26 - 3:28göçmen ve siyahi
bir aile arasında olmuştu. -
3:28 - 3:30Hepimiz yardıma koştuk.
-
3:30 - 3:33Kaza kilisenin önünde oldu
ve bir ambulans geldi. -
3:33 - 3:36Beyaz kamyon sürücülerinin yaralanmadığını
-
3:36 - 3:40ve siyahi göçmen çalışanların
yaralı olduklarını gördüler; -
3:40 - 3:42dönüp gittiler.
-
3:42 - 3:43Bunu hiç unutmadım.
-
3:43 - 3:46Çocuk Savunma Fonu'nda
üzerine çalıştığım ilk şeylerden biri -
3:46 - 3:48aşılama, bağışıklık kazandırmaydı.
-
3:48 - 3:52Her çocuğun önlenilebilir hastalıklara
karşı aşılandığını garantilemek. -
3:52 - 3:54Eşitsiz okullar...
-
3:54 - 3:57(Alkış)
-
3:57 - 4:00ayrı ve eşitsiz, beyazların
okullarından elden düşme şeyler. -
4:00 - 4:02Bizim evde hep kitaplar olurdu.
-
4:02 - 4:03Babam çok okurdu.
-
4:03 - 4:05Her akşam onunla beraber kitap okuturdu.
-
4:05 - 4:0715 - 20 dakika boyunca oturmam gerekirdi.
-
4:07 - 4:11Bir gün "Life Magazine" içine
"True Confessions" koydum. -
4:11 - 4:14Babam bana yüksek sesle okumamı söyledi.
-
4:14 - 4:16Bir daha "True Confessions" okumadım.
-
4:16 - 4:17(Gülüşmeler)
-
4:17 - 4:18Çok iyi okuyucuydular.
-
4:18 - 4:21İkinci çift ayakkabıdan önce
kitaplarımız vardı, -
4:21 - 4:22bu çok önemliydi.
-
4:22 - 4:24Siyahi okullar için
elden düşme kitaplarımız -
4:24 - 4:26ve her şey elden düşme olsa da
-
4:26 - 4:29kitap büyük bir ihtiyaçtı.
-
4:29 - 4:32Babam, okumanın dış dünyaya açılan
bir pencere olduğunu gösterdi. -
4:32 - 4:36Bu, onların bize en büyük hediyesiydi.
-
4:36 - 4:43Pekiştirilen ders her zaman
Tanrının tam-zamanlı ekonomi yürüttüğü, -
4:43 - 4:46ihtiyacı takip ettiğimiz sürece
-
4:46 - 4:48hayatta bir amaç edinme sorunu
yaşamayacağın oldu. -
4:48 - 4:50Benim için de bu böyle oldu.
-
4:50 - 4:53Son derece ayrım yapılmış
küçük bir kasabmız vardı. -
4:53 - 4:55O zamandan asiydim;
dört - beş yaşlarımdaydım, -
4:55 - 4:57bir mağazaya gittim,
-
4:57 - 4:59"beyaz" ve "siyah" diye
su tabelaları vardı -
4:59 - 5:02fakat ben bunu bilmiyordum
ve çok da dikkat etmedim, -
5:02 - 5:04pazar okulu öğretmenlerimden biriyleydim.
-
5:04 - 5:06Yanlış su çeşmesinden içmişim.
-
5:06 - 5:09Öğretmenim beni tutup çekti
ve ne olduğunu anlamadım. -
5:09 - 5:12Sonra bana siyah ve beyaz
su çeşmesinden bahsetti. -
5:12 - 5:13Ben bunu bilmiyordum,
-
5:13 - 5:17sonrasında darbe alan aklımı alıp
eve ebeveynlerime gittim, -
5:17 - 5:20ne olduğunu onlara anlattım,
"Benim neyim var?" diye sordum. -
5:20 - 5:23Onlar da bana "Sende yanlış olan
bir şey yok, yanlışlık sistemde" dediler. -
5:23 - 5:27Bundan sonra ben de gittiğim her yerde
çeşmelerin tabelalarını değiştirirdim. -
5:27 - 5:29(Gülüşmeler)
-
5:29 - 5:31Bu, beni çok iyi hissettirirdi.
-
5:31 - 5:33(Alkış)
-
5:33 - 5:38PM: Bu efsanenin
biraz asi olduğuna hiç şüphe yok, -
5:38 - 5:40uzun süredir de böyleydi.
-
5:40 - 5:45Sivil Haklar Hareketi ile
avukat olarak çalışmaya başladın, -
5:45 - 5:49Dr. King ile birlikte asıl
Yoksul Halk Kampanyasında çalıştın. -
5:49 - 5:52Sonrasında da, 45 yıl önce,
-
5:52 - 5:56çocuklar için bir ulusal savunma
kampanyası yapmaya karar verdin. -
5:56 - 6:01Neden çocuklar için
özellikle böyle bir hizmeti seçtin? -
6:01 - 6:09MWE: Çünkü Mississippi'de ve Güney'de
gördüğüm çoğu şey çocuklarla alakalıydı. -
6:09 - 6:12Bu ülkede karnı şiş çocuklar gördüm.
-
6:12 - 6:13Açlık sınırında olan,
-
6:13 - 6:17aç olan, kıyafetsiz;
-
6:17 - 6:21kimse aç çocuklar olduğuna
inanmak istemiyordu. -
6:21 - 6:24Bu, yavaş ilerleyen bir süreç.
-
6:24 - 6:25Kimse dinlemek istemedi.
-
6:25 - 6:28Mississippi'ye gelen her milletvekiline
"gidin görün" derdim -
6:28 - 6:31ama çoğu bununla ilgili
bir şey yapmak istemiyodu. -
6:31 - 6:33Yoksulluğun arttığını görüyordum.
-
6:33 - 6:36Seçmen kayıtları sırasında
ve siyahi vatandaşların kaydı için -
6:36 - 6:39yardım için dışardan getirilen
beyaz çocuklarla Mississipi eyaleti, -
6:39 - 6:43herkesin oradan gitmesini istiyorlardı
ve açlıkla onları sürmeye çalıştılar. -
6:43 - 6:45Bedava yiyecek ürünlerinden
-
6:45 - 6:47iki dolara alınabilen
yemek kuponlarına geçiş yaptılar. -
6:47 - 6:49İnsanların bir geliri yoktu
-
6:49 - 6:50ve Amerika'da kimse,
-
6:50 - 6:54Amerika'da geliri olmayan kişiler
olduğuna inanmak istemiyordu. -
6:54 - 6:56Ben yüzlercesini, binlercesini biliyordum.
-
6:56 - 6:59Zafiyet büyük bir sorun haline geliyordu.
-
6:59 - 7:03Bir gün Dr. King --
Mississippi'nin reddettiği -- -
7:03 - 7:06Head Start programını
tekrar finanse ettirebilmek için -
7:06 - 7:09mücadele verdiğimiz birçok konu
üzerine buraya geldi. -
7:09 - 7:14Yoksul kesimin herhangi bir yardım
almadan yürüttüğü bir merkeze girdi. -
7:14 - 7:18Bir öğretmenin sekiz ya da on çocuk için
bir elmayı bölmeye çalıştığını gördü. -
7:18 - 7:21Gözleri yaşlı bir şekilde dışarıya
koşarak çıkması gerekti, inanamadı. -
7:21 - 7:25Sadece Robert Kennedy
gelmeye karar veridğinde, -
7:25 - 7:27saldırdıkları için,
-
7:27 - 7:30Head Start programıyla ilgili
bilgilendirmeye gitmiştim. -
7:30 - 7:32Gelip kendileri görmeleri için yalvardım,
-
7:32 - 7:35aç insanları ve açlıktan ölmek
üzere olan çocukları görmeliydiler. -
7:35 - 7:39Geldiler ve basını da birlikte getirdiler,
eylemin ilerlemesini sağlayan bu oldu. -
7:39 - 7:42Bütün fakir insanları
kuzeye itmeye çalışıyolardı -
7:42 - 7:45böylece seçmen olmalarını
engellemiş olacaklardı. -
7:45 - 7:46Mike Epsy'yle gurur duyuyorum.
-
7:46 - 7:49Dün akşam kaybetmiş olsa da
bir gün kazanacak. -
7:49 - 7:52(Alkış)
-
7:52 - 7:57Böylesine açlık görmemişsinizdir,
-
7:57 - 8:00o üç genç delikanlıyı kaybettiğimiz
1964 yılındaki yaz projesi için -
8:00 - 8:04seçmenleri kaydettirmek üzere dışardan
yardıma gelen beyaz çocuklar vardı. -
8:04 - 8:07Onlar gidince basın da gitti,
-
8:07 - 8:10İnanılmaz bir ihtiyaç vardı
-
8:10 - 8:12fakat insanlar yoksulları
çıkarmaya çalışıyordu. -
8:12 - 8:15Sonra Head Start başladı,
-
8:15 - 8:18eyalet reddettiği için biz de başvurduk.
-
8:18 - 8:21Yoksullar için sağlık yardımı almayan
birçok eyalet için geçerli bir durum. -
8:21 - 8:24Ülkedeki en büyük Head Start
programını yürütüyorduk, -
8:24 - 8:26bu onların hayatını değiştirdi.
-
8:26 - 8:29Kitaplarda kendilerine
benzeyen çocuklar vardı, -
8:29 - 8:31bu sebepten her yönden saldırıldık.
-
8:31 - 8:34İşin özü, birçok açıdan Mississippi
-
8:34 - 8:37Çocuk Savunma Fonu'nun
kurulmasına vesile oldu. -
8:37 - 8:43Anladım ki çocuklar, önleyici yatırım;
-
8:43 - 8:48masraflı bakımdan, başarısızlık
ve ihmalden kaçınmak -
8:48 - 8:51ilerlemek için daha stratejikti.
-
8:51 - 8:53Böylelikle Yoksul Halk Kampanyasından
-
8:53 - 8:56Çocuk Savunma Fonu doğdu.
-
8:56 - 8:58Fakat adına ne derseniz deyin,
-
8:58 - 9:00siyah bağımsız yada esmer bağımsız,
-
9:00 - 9:02giderek küçülen seçmenlere sahip olacaktı.
-
9:02 - 9:07Kim iki aylık bir bebeğe
ya da iki yaşındaki bir çocuğa kızabilir? -
9:07 - 9:08Birçok insan kızabilir.
-
9:08 - 9:11Gördüğümüz kadarıyla
onları beslemek de istemiyorlar. -
9:11 - 9:13Doğru bir karar verildi.
-
9:13 - 9:15Böylelikle Yoksul Halk Kampanyasında
-
9:15 - 9:19iki yıl boyunca poliçe koordinatörü
olarak çalışmanın verdiği ayrıcalıkla, -
9:19 - 9:21hem de iki tane vardı,
bu bir başarısızlık değildi, -
9:21 - 9:24çünkü değişimin tohumları ekilir;
-
9:24 - 9:28aynı zamanda küçük işlerde çalışan
ve iş takibi yapan insanlar olmalı. -
9:28 - 9:32Ben iyi bir küçük iş insanıyım
ve ısrarcı biriyim. -
9:32 - 9:34Sonuç olarak,
-
9:34 - 9:36yemek pulları alanlar
bugün Resurrection City'de -
9:36 - 9:40çamur içinde yaşayan
o yoksul insanlara teşekkür etmeliler. -
9:40 - 9:43Uzun süre takip ve detaylı çalışma
ve asla uzaklaşmamak gerekiyor. -
9:43 - 9:49PM: Sen bunu 45 senedir yapıyorsun
ve inanılmaz sonuçlar elde ettin. -
9:49 - 9:53Çocuk Savunma Fonu'nda
en gururlandığın şey nedir? -
9:54 - 9:58MWE: Çocuklarla ilgili konuların
yaygınlaştığını düşünüyorum. -
9:58 - 10:03Birçok yeni yasalarımız var.
-
10:03 - 10:06Milyonlarca çocuk besleniyor.
-
10:06 - 10:08Milyonlarca çocuk avantajlara sahip.
-
10:08 - 10:11Milyonlarca çocuk Head Start alıyor,
-
10:11 - 10:14iyi bir başlangıç yapılıyor,
-
10:14 - 10:16Çocuk Sağlık Sigortası Programı,
kısaca ÇSSP, -
10:16 - 10:18Medicaid'in çocukları da kapsaması.
-
10:18 - 10:22Yıllardır çocuk yardım sistemini
düzeltmeye çalışıyoruz. -
10:22 - 10:24Bu sene büyük bir atılım yaptık.
-
10:24 - 10:28Dediler ki biri harekete geçmeye
hazırken önerilerinizle hazır olun, -
10:28 - 10:32bu beş yıl, on yıl, yirmi yıl süreblir
ama siz oradasınız. -
10:32 - 10:34Çocukları, aileleri
ve önleyici hizmetlerle -
10:34 - 10:37koruyucu aile bakımından
ve kurumlardan uzak tutmaya çalışıyorum, -
10:37 - 10:39bu kabul edildi.
-
10:39 - 10:43Umudu ve erken çocukluk haklarına
erişimi olan milyonlarca çocuk var. -
10:43 - 10:44Henüz işimiz bitmedi,
-
10:44 - 10:48çocuk yoksulluğunu dünyanın
en zengin ulusunda bitirmedikçe -
10:48 - 10:51işimizin tamamlandığını hissetmeyeceğiz.
-
10:51 - 10:53Bunu talep ediyor oluşumuz bile gülünç.
-
10:53 - 10:58(Alkış)
-
10:58 - 11:03PM: Başarılara rağmen birçok sorun var.
-
11:03 - 11:07Bunların birkaçından
bahsettiğin için teşekkürler Marian -- -
11:07 - 11:08Özgürlük Okulları,
-
11:08 - 11:14Çocuk Savunma Fonu programlarını
tamamlamış nesillerce çocuklar. -
11:14 - 11:16Etrafımıza baktığımızda,
-
11:16 - 11:19hem bu ülkede hem de diğer ülkelerde,
-
11:19 - 11:22hala birçok problem olduğunu görüyoruz.
-
11:22 - 11:24Seni en çok endişelendiren ne?
-
11:25 - 11:28MWE: Beni endişelendiren,
yetki sahibi olan biz yetişkinlerin -
11:28 - 11:33daha sağlıklı bir dünya yaratmakta
ne kadar sorumsuz olduğumuz. -
11:33 - 11:36"Bulletin of Atomic Scientists"
okuduğum zaman -
11:36 - 11:40sona ne kadar yaklaştığımızı görmek
beni endişelendiriyor, -
11:40 - 11:42giderek de yaklaşıyoruz.
-
11:42 - 11:46Hala şiddetle yönetilen
bir dünyada yaşayarak -
11:46 - 11:51geleceğimizi, çocuklarımızın
geleceğini ve güvenliğini riske attık. -
11:51 - 11:53Buna bir son vermeliyiz.
-
11:53 - 11:57Savaşa yatırım yapmayı bıraklmalı,
gençlere ve barışa yatırım yapmalıyız. -
11:57 - 12:00Şu anda bundan çok uzaktayız.
-
12:00 - 12:03(Alkış)
-
12:03 - 12:08Ben torunlarımın tekrar tekrar bunların
mücadelesini vermelerini istemiyorum, -
12:08 - 12:10böylelikle daha da radikalleşiyorum.
-
12:10 - 12:13Yaşım geçtikçe radikalliğim de artıyor,
-
12:13 - 12:17gelecek nesiller için biz yetişkinlerin
yapması gereken bazı şeyler var. -
12:17 - 12:21Bayan Hamer'ın ve Mississippi'deki
birçok insanın fedakarlıklarına baktım, -
12:21 - 12:24bize daha iyi bir hayat verebilmek için
kendi hayatlarını riske attılar. -
12:24 - 12:29Amerika Birleşik Devletleri çocuklarına
yatırım yapamadığını kabullenmek zorunda. -
12:29 - 12:31Ülkenin zayıf noktası budur.
-
12:31 - 12:34Nasıl dünyanın
en büyük ekonomilerinden biri olup -
12:34 - 12:36her şeyi yapabilecek güçteyken
-
12:36 - 12:3913.2 milyon çocuğun yoksulluk içinde
yaşamasına izin verebilir, -
12:39 - 12:42çocukların evsiz olmasına razı gelir?
-
12:42 - 12:47İnsanlar olarak kim olduğumuzu
tekrar düşünmemiz gerekiyor, -
12:47 - 12:49dünyaya örnek olunmalı.
-
12:49 - 12:50Hiç yoksulluk olmamalı.
-
12:50 - 12:53Hatta dünyada yoksulluğa
son vereceğiz demeliyiz. -
12:53 - 12:54İçerden başlayın.
-
12:54 - 12:56Gerçekten çok yol katettik
-
12:56 - 12:58fakat çok zorlu bir çalışma,
-
12:58 - 13:00bizim zayıf noktamız da bu olacak.
-
13:00 - 13:03Üzgünüm millet ama bebeklere
ve onların bakımına değil, -
13:03 - 13:06trilyonerlere daha fazla
vergi kesintisi yapmalıyız. -
13:06 - 13:08Önceliklerimizi belirlemeliyiz.
-
13:08 - 13:09(Alkış)
-
13:09 - 13:13Bu hem doğru hem de uygun maliyetli değil.
-
13:13 - 13:16Bu ülkenin çözümü
eğitimli bir çocuk nüfusu olacak, -
13:16 - 13:18yine de en düşük seviyede bile
-
13:18 - 13:20okuma yazma bilmeyen
bir sürü çocuğumuz var. -
13:20 - 13:23Yanlış şeylere yatırım yapıyoruz,
-
13:23 - 13:27Eğer aç, evsiz ve eğitimsiz
çocuklar olmasaydı, -
13:27 - 13:30kimsenin bir trilyonu, 10 trilyonu olması
-
13:30 - 13:34beni bu kadar sinirlendirmezdi.
-
13:34 - 13:38Aslında bu, yaşamak ve hayatı yürütmenin
ne anlama geldiğiyle alakalı. -
13:38 - 13:40Neden bu dünyaya getirildik?
-
13:40 - 13:44Dünyaya gelecek nesiller adına
bir şeyleri iyileştirmek için getirildik. -
13:44 - 13:48Şimdi de iklim değişikliğinden
ve küresel ısınmadan kaygılanıyoruz. -
13:48 - 13:51Her zaman alıntılıyorum,
-
13:51 - 13:54"Bulletin of Atomic Scientists"
sitesine her yıl bakarım. -
13:54 - 13:57Şimdi "Gece yarısına iki dakika" diyor.
-
13:57 - 14:00Çocuklarımıza daha iyi bir
gelecek bırakmak konusunda -
14:00 - 14:02biz yetişkinler aklımızı mı kaçırdık?
-
14:02 - 14:05Bizim amacımız bu, herkes için
daha iyi bir dünya bırakmak. -
14:05 - 14:08"Herkes için yeterli olan"
kavramını benimsemek. -
14:08 - 14:12Bu dünyada, sahip olduğumuz
refahla hiç aç çocuk olmamalı. -
14:12 - 14:14Bundan daha büyük bir sebep göremiyorum.
-
14:14 - 14:17Galiba azmim inancımdan geliyor.
-
14:17 - 14:19Hizmet etmek bir onurdu.
-
14:19 - 14:22Her zaman çok iyi rol modellerim vardı.
-
14:22 - 14:26Babam her zaman "Tanrı tam zamanlı
çalışma ekonomisi yürütür" derdi. -
14:26 - 14:30Eğer ihtiyacı takip edersen
hayatta hep bir amacın olur. -
14:30 - 14:34İksinin ortaklıklarını izledim --
çünkü annem gerçek bir eş, ortaktı. -
14:34 - 14:37Her zaman erkek kardeşlerim kadar
zeki olduğumu biliyordum. -
14:37 - 14:41Her zaman sadece kendimizle
olmamamız gerektiğini, -
14:41 - 14:43buraya hizmet etmek için
geldiğimizi biliyorduk. -
14:43 - 14:46PM: Marian, dünya üzerindeki
tüm çocuklar adına, -
14:46 - 14:50tutkun için, amacın ve savunuculuğun için
-
14:50 - 14:51teşekkürler.
-
14:51 - 14:56(Alkış)
- Title:
- Çocuk yoksulluğu ile bir ömür mücadele üzerine düşünceler
- Speaker:
- Marian Wright Edelman
- Description:
-
Ulusal bir hareket başlatmak neye mal olur? Mariam Wright Edelman'ın TEDWomen organizatörlerinden Pat Mitchell ile gerçekleştirdiği bu konuşma; Amerika'nın güneyinde ayrım içinde büyümenin etkilerinden, Dr Martin Luther King Jr. ile eylemcilik dönemine uzanan, 1973 yılında kurduğu Çocuk Savunma Fonu ile ilgili konuştuğu ve yaşlanmanın onu daha da radikalleştirdiğini paylaştığı büyüleyici bir sohbet.
- Video Language:
- English
- Team:
- closed TED
- Project:
- TEDTalks
- Duration:
- 15:09
Cihan Ekmekçi approved Turkish subtitles for Reflections from a lifetime fighting to end child poverty | ||
Cihan Ekmekçi edited Turkish subtitles for Reflections from a lifetime fighting to end child poverty | ||
Gözde Alpçetin accepted Turkish subtitles for Reflections from a lifetime fighting to end child poverty | ||
Gözde Alpçetin edited Turkish subtitles for Reflections from a lifetime fighting to end child poverty | ||
Gözde Alpçetin edited Turkish subtitles for Reflections from a lifetime fighting to end child poverty | ||
Naz Parıldak edited Turkish subtitles for Reflections from a lifetime fighting to end child poverty | ||
Gözde Alpçetin declined Turkish subtitles for Reflections from a lifetime fighting to end child poverty | ||
Naz Parıldak edited Turkish subtitles for Reflections from a lifetime fighting to end child poverty |