< Return to Video

Susan Savage-Rumbaugh yazı yazabilen maymunlar üzerine

  • 0:00 - 0:03
    "Bonobo" denilen bir tür ile çalışıyorum.
  • 0:03 - 0:05
    Ve çoğu zaman mutluyum,
  • 0:05 - 0:08
    çünkü bunların dünya üzerindeki en mutlu tür olduklarını düşünüyorum.
  • 0:08 - 0:11
    Bu, iyi saklanmış bir sıra benziyor.
  • 0:11 - 0:13
    Bu tür, sadece Kongo'da yaşıyor.
  • 0:13 - 0:19
    Ve cinsel davranışları yüzünden, pek fazla hayvanat bahçesinde de yoklar.
  • 0:19 - 0:21
    Cinsel davranışları, pek çoğumuzun barışık olamayacağı ölçüde
  • 0:21 - 0:23
    "insansı".
  • 0:23 - 0:24
    (Gülüşler)
  • 0:24 - 0:25
    Ama--
  • 0:25 - 0:26
    (Gülüşler)
  • 0:26 - 0:31
    aslında, onlardan öğrenecek çok şeyimiz var, çünkü
  • 0:31 - 0:35
    çok eşitlikçi ve empatik bir topluluğa sahipler.
  • 0:35 - 0:39
    Ve cinsellik, yapılıp bir kenara konulan,
  • 0:39 - 0:42
    hayatlarının yalnız bir kısmıyla sınırlı bir davranış değil.
  • 0:42 - 0:44
    Bütün hayatlarının içine sızmış durumda.
  • 0:44 - 0:47
    İletişim için kullanılmakta.
  • 0:47 - 0:49
    Çatışmaların çözümü için kullanılmakta.
  • 0:49 - 0:53
    Ve öyle zannediyorum ki, biz, tarihimizde bir yerde
  • 0:53 - 0:56
    hayatlarımızı pek çok parçaya böldük.
  • 0:56 - 1:00
    Dünyamızı pek çok kategoriye böldük.
  • 1:00 - 1:03
    Ve öyle ki, şimdi her şeyin denk düştüğü bir yer var.
  • 1:03 - 1:07
    Ama başlangıçta böyle olduğumuzu düşünmüyorum.
  • 1:07 - 1:11
    Hayvanlar dünyasının fiziksel bağlantılı olduğunu
  • 1:11 - 1:15
    ve insana özgü çok çok özel bir şeyler olduğunu düşünen bir sürü insan var
  • 1:15 - 1:19
    Bu, nedensel düşünme becerisi olabilir
  • 1:19 - 1:22
    Ya da dile sahip olmasına imkan tanıyan,
  • 1:22 - 1:24
    beynindeki özel bir şey olabilir.
  • 1:24 - 1:27
    Ya da alet yapmasına veya matematiğe imkan tanıyan,
  • 1:27 - 1:32
    beynindeki özel bir şey...
  • 1:32 - 1:38
    Bilmiyorum... 1600'ler civarında keşfedilen Tazmanyalılar vardı,
  • 1:38 - 1:42
    hiç ateş kullanmıyorlardı.
  • 1:42 - 1:45
    Taştan aletleri de yoktu.
  • 1:45 - 1:48
    Bildiğimiz kadarıyla, müzikleri de...
  • 1:49 - 1:52
    Yani, onları Bonobolar ile karşılaştıracak olursanız,
  • 1:54 - 1:56
    Bonobolar daha kıllı.
  • 1:56 - 2:00
    Tam olarak dik duramıyorlar.
  • 2:01 - 2:03
    Ama oldukça fazla benzerlik var.
  • 2:04 - 2:08
    Ve bence, kültüre baktıkça
  • 2:08 - 2:11
    şu an bulunduğumuz yere nasıl geldiğimizi
  • 2:11 - 2:13
    anlar gibi oluyoruz.
  • 2:13 - 2:16
    Ve ben gerçekten de bunun bizim biyolojimizden ötürü olmadığını düşünüyorum.
  • 2:16 - 2:18
    Bence biz, onu biyolojimize atfettik,
  • 2:18 - 2:21
    ama aslında mesele orada değil.
  • 2:21 - 2:23
    Evet, şimdi, size sunmak istediğim
  • 2:23 - 2:25
    Bonobo adında bir tür.
  • 2:27 - 2:29
    Bu Kanzi.
  • 2:29 - 2:31
    O bir Bonobo.
  • 2:31 - 2:34
    Şu anda, Gürcistan'da bir ormanda.
  • 2:34 - 2:38
    Aslen, annesi Afrika'da bir ormandan geliyor.
  • 2:38 - 2:42
    Ve bize ergenlik çağında,
  • 2:42 - 2:44
    yaklaşık 6-7 yaşlarındayken geldi.
  • 2:45 - 2:47
    Şimdi, sağ tarafta bir Bonobo,
  • 2:47 - 2:48
    sol taraftaysa bir şempanze görüyorsunuz.
  • 2:49 - 2:53
    Açıkça görülüyor ki, şempanze yürümekte biraz daha zorlanıyor.
  • 2:53 - 2:57
    Bonobo ise, boyu bizlerden daha kısa ve kolları daha uzun olmasına rağmen
  • 2:57 - 3:01
    daha dik duruyor; tıpkı bizim gibi.
  • 3:01 - 3:06
    Burada, Bonobo'yu Lucy gibi bir Avustralopitekus ile karşılaştırmalı olarak görüyorsunuz.
  • 3:06 - 3:09
    Görebildiğiniz gibi,
  • 3:09 - 3:11
    bir Bonobo'nun yürüyüşüyle
  • 3:11 - 3:15
    bir Avustralopitekus'un (tahmini) yürüyüşü arasında pek fazla farklılık yok.
  • 3:15 - 3:17
    Yüzlerini bize doğru döndüklerinde göreceksiniz ki,
  • 3:17 - 3:22
    erken Avustralopitekus'un leğen kemiği biraz daha yassı
  • 3:22 - 3:26
    Ve yanlara doğru o kadar dönmek zorunda değil.
  • 3:26 - 3:28
    Yani -- iki ayaklı yürüyüş biçimi biraz daha kolay.
  • 3:28 - 3:30
    Ve şimdi dördünü birden görüyoruz.
  • 3:31 - 3:35
    Video: Anlatıcı: Vahşi Bonobo Afrika'nın merkezinde, Kongo Nehri tarafınca etrafı sarılmış
  • 3:35 - 3:38
    balta girmemiş bir ormanda yaşar.
  • 3:40 - 3:44
    40 metre 130 adım uzunluğundaki Kanopi ağaçları
  • 3:44 - 3:48
    bu bölgede sıkça yetişir.
  • 3:48 - 3:51
    Yaklaşık 30 yıl önce
  • 3:51 - 3:55
    Bonobolarla ciddi alan araştırmalarını ilk yapan
  • 3:55 - 3:58
    Japon bir bilim insanıydı.
  • 4:01 - 4:05
    Bonobolar şempanzelerden biraz daha kısadırlar.
  • 4:05 - 4:10
    İnce yapılı vücutlarıyla, Bonobolar, doğaları gereği nazik yaratıklardır.
  • 4:11 - 4:16
    Uzun ve dikkatli çalışmalar onlarla ilgili birçok yeni bulgu ortaya koymuştur.
  • 4:18 - 4:24
    Bu bulgulardan biri, Bonoboların iki ayak üzerinde yürüdükleri.
  • 4:30 - 4:35
    Dahası, uzun mesafeler boyunca dik yürüyebilirler.
  • 4:42 - 4:45
    Susan Savage-Rumbaugh (video): Haydi önce Austin'e merhaba diyelim, sonra da A çerçevesine gidelim.
  • 4:46 - 4:48
    SS: Kanzi ve ben, ormandayız.
  • 4:48 - 4:52
    Bu videoda göreceğiniz hiçbir şey önceden talim edilmedi.
  • 4:52 - 4:54
    Hiçbiri numara değil.
  • 4:54 - 4:57
    Hepsi, Japon NHK tarafından yapılan çekim sırasında
  • 4:57 - 4:59
    kendiliğinden meydana geldi.
  • 5:00 - 5:02
    Sekiz Bonobo'muz var.
  • 5:02 - 5:04
    Video: Kamp ateşimiz için burada bulunan şu kadroya bakın.
  • 5:05 - 5:08
    SS: Araştırma merkezimizde kocaman bir aile.
  • 5:13 - 5:16
    Video: Sopa bulup getirmeye yardım edecek misin?
  • 5:17 - 5:18
    Güzel.
  • 5:22 - 5:24
    Bizim de daha çok sopaya ihtiyacımız var.
  • 5:31 - 5:33
    Eğer istersen, cebimde çakmak var.
  • 5:34 - 5:36
    Bu bir eşekarısı yuvası.
  • 5:36 - 5:38
    Onu çıkartabilirsin.
  • 5:40 - 5:43
    Umarım bir çakmağım vardır.
  • 5:43 - 5:45
    Ateş yakmak için çakmağı kullanabilirsin.
  • 5:47 - 5:49
    SS: Evet, Kanzi ateşle çok ilgileniyor.
  • 5:49 - 5:52
    Henüz çakmaksız yapamıyor,
  • 5:52 - 5:56
    ama bence, eğer birisini yaparken görseydi, yapabilirdi --
  • 5:56 - 5:58
    çakmaksız da ateş yakabilirdi.
  • 6:00 - 6:02
    Ateşi nasıl canlı tutacağını öğreniyor.
  • 6:03 - 6:05
    Sadece bizim ateşle yaptıklarımıza bakarak
  • 6:06 - 6:09
    ateşin kullanım alanını öğreniyor.
  • 6:09 - 6:11
    (Gülüşler)
  • 6:18 - 6:20
    Bu, bir Bonobo'nun yüzündeki bir gülümseme.
  • 6:20 - 6:22
    Bunlar mutluluk sesleri.
  • 6:22 - 6:24
    Video: Mutlusun.
  • 6:24 - 6:26
    Bu kısımla ilgili çok mutlusun.
  • 6:26 - 6:30
    Ateşin üstüne su koyman lazım. Suyu görüyor musun?
  • 6:35 - 6:37
    Aferin.
  • 6:38 - 6:41
    SS: Sırt çantasının arka kısmının yarısını kapatmayı unutmuş.
  • 6:42 - 6:44
    Ama birşeyleri oradan oraya taşımaktan hoşlanıyor.
  • 6:45 - 6:47
    Video: Austin, "Austin" dediğini duydum.
  • 6:47 - 6:50
    SS: Laboratuvardaki diğer Bonobolarla konuşuyor;
  • 6:50 - 6:52
    duyabileceğimizden daha uzun bir mesafe.
  • 6:53 - 6:55
    Bu, onun kız kardeşi.
  • 6:55 - 6:58
    İlk kez bir golf arabasını sürmeye çalışıyor.
  • 7:00 - 7:02
    Video: Hoşçakal.
  • 7:02 - 7:04
    (Gülüşler)
  • 7:04 - 7:08
    SS: Ayakları aşağıda, ama tekerlekleri değil.
  • 7:12 - 7:15
    Geriden öne dönüyor
  • 7:15 - 7:17
    ve tekerleği döndüreceği yerde onu tutmaya çalışıyor.
  • 7:17 - 7:20
    (Gülüşler)
  • 7:20 - 7:25
    Bizim gibi, o da aynadaki bireyin kendisi olduğunu biliyor.
  • 7:25 - 7:29
    (Müzik)
  • 7:29 - 7:34
    Video: Anlatıcı: Bilim insanları, Bonobolar'ı, aynı anda hem Bonobo hem de insan kültüründe yetiştirip
  • 7:34 - 7:38
    yirmi yıl boyunca gelişimlerini belgeleyerek
  • 7:38 - 7:41
    kültürel güçlerin
  • 7:41 - 7:42
    (Gülüşmeler)
  • 7:42 - 7:45
    insan evriminde nasıl bir rol oynamış olabileceğini araştırıyorlar.
  • 7:47 - 7:49
    Onun adı Nyota.
  • 7:49 - 7:51
    Swahil dilinde "yıldız" demek.
  • 7:51 - 7:58
    (Müzik)
  • 8:01 - 8:06
    Panbanisha, Nyota'nın saçını makasla kesmeye çalışıyor.
  • 8:07 - 8:12
    Vahşi doğada, Bonobo ebeveynlerinin yavrularını tımar ettikleri bilinir.
  • 8:12 - 8:16
    Burada Panbanisha, Nyota'yı tımar etmek için
  • 8:16 - 8:18
    elleri yerine makas kullanıyor.
  • 8:20 - 8:23
    Çok etkileyici.
  • 8:26 - 8:29
    Bu türden hassas işler yapabilmesi için,
  • 8:29 - 8:32
    ellerin ince manevralar alması gerekir.
  • 8:41 - 8:46
    Nyota, makası kendi eline alarak Panbanisha'yı taklit ediyor.
  • 8:48 - 8:51
    Nyota'nın zarar görebileceğini fark eden Panbanisha,
  • 8:51 - 8:53
    her anne gibi,
  • 8:53 - 8:57
    makası şiddetle geri çekiyor.
  • 9:12 - 9:15
    Şimdi, sert hayvan postunu kesebilir.
  • 9:16 - 9:18
    SS: Kanzi, taştan alet yapmayı öğrendi.
  • 9:18 - 9:19
    Video: Kanzi şimdi kendi aletlerini yapıyor,
  • 9:19 - 9:21
    tıpkı bizim atalarımızın iki buçuk milyon yıl önce
  • 9:21 - 9:23
    kayaları iki elllerinde tutup birbirlerine çarptırarak
  • 9:23 - 9:28
    yapmış olabileceği gibi.
  • 9:28 - 9:31
    İki elini birden kullanarak
  • 9:31 - 9:33
    ve vuruşlarını ayarlayarak
  • 9:33 - 9:37
    daha büyük, daha keskin parçalar yapabileceğini öğrendi.
  • 9:37 - 9:40
    Kanzi, yeterince keskin olduğunu düşündüğü bir parçayı seçiyor.
  • 9:45 - 9:49
    Dayanıklı post, bıçakla bile zor kesilir.
  • 9:49 - 9:52
    Kanzi'nin kullandığı kaya oldukça sert
  • 9:52 - 9:56
    ve taştan alet yapmak için ideal, ama
  • 9:56 - 9:58
    onu tutmak büyük beceri istiyor.
  • 9:58 - 10:00
    Kanzi'nin kayası Gona, Etiyopya'dan geliyor
  • 10:00 - 10:04
    ve bizim Afrikalı atalarımız tarafından iki buçuk milyon yıl önce
  • 10:04 - 10:06
    kullanılanla bire bir aynı.
  • 10:09 - 10:12
    Bunlar, Kanzi'nin kullandığı kayalar,
  • 10:12 - 10:14
    bunlar da onun yaptığı parçalar.
  • 10:14 - 10:18
    Düz, keskin köşeler bıçak ağzı gibi.
  • 10:19 - 10:22
    Atalarımızın kullandığı aletlerle kıyaslayın;
  • 10:22 - 10:25
    Kanzi'ninkilere çarpıcı ölçüde benziyorlar.
  • 10:35 - 10:38
    Panbanisha ormanda yürüyüşe çıkmak istiyor.
  • 10:38 - 10:41
    Pencereden dışarı bakıp duruyor.
  • 10:43 - 10:46
    SS: Bu-- size yapacaklarını düşünmediğimiz bir şey göstereyim.
  • 10:46 - 10:51
    Video: Panbanisha, günlerdir dışarı çıkmadı.
  • 10:52 - 10:54
    SS: Ben normalde dil hakkında konuşurum.
  • 10:54 - 10:57
    Video: Derken, Panbanisha beklenmedik bir şey yaptı.
  • 10:57 - 11:00
    SS: Ama normalde yaptıklarımı yapmamam tavsiye edildiği için,
  • 11:00 - 11:02
    size bu maymunların dile sahip olduklarını söylemedim.
  • 11:02 - 11:04
    Bu, geometrik bir dil.
  • 11:04 - 11:05
    Video: Bir tebeşir alıyor
  • 11:05 - 11:07
    ve yere birşeyler yazmaya başlıyor.
  • 11:07 - 11:09
    Ne yazıyor?
  • 11:15 - 11:19
    SS: Aynı zamanda, onun adını da söylüyor.
  • 11:19 - 11:22
    Video: Şimdi, Dr. Sue'ya gidip yeniden yazmaya başlıyor.
  • 11:22 - 11:25
    SS: Bunlar, klavyesindeki semboller.
  • 11:25 - 11:26
    (Müzik)
  • 11:26 - 11:28
    Sembollere dokunduğunda konuşuyorlar.
  • 11:28 - 11:31
    Video: Panbanisha, Dr. Sue'ya nereye gitmek istediğini söylüyor.
  • 11:31 - 11:35
    "Çerçeve" ormanda bir kulübeyi temsil ediyor.
  • 11:35 - 11:39
    Tebeşirle yazılmış olan yazıyı, klavyedeki sözcük kodlarıyla karşılaştırın.
  • 11:49 - 11:53
    Panbanisha sözcük kodlarını orman yüzeyine yazarak başladı.
  • 11:55 - 11:59
    SS(video): Çok hoş. Güzel, Panbanisha.
  • 11:59 - 12:02
    SS: Başta ne yaptığını anlayamadık.
  • 12:02 - 12:05
    Ta ki, geri çekilip döndürüp bakana kadar.
  • 12:05 - 12:07
    Video: Bu sözcük kodu aynı zamanda ormanda bir yeri de temsil ediyor.
  • 12:07 - 12:11
    Şu eğri çizgi sözcük koduna çok benziyor.
  • 12:14 - 12:18
    Panbanisha'nın yazdığı bir sonraki sembol de "tasma"yı temsil ediyor.
  • 12:18 - 12:22
    Panbanisha'nın dışarı çıkmak istediği zaman takmak zorunda olduğu tasmaya işaret ediyor.
  • 12:22 - 12:24
    SS: Bu kurumsal bir gereklilik.
  • 12:25 - 12:28
    Video: Bu sembol diğerleri kadar net değil,
  • 12:28 - 12:33
    ama yine de Panbanisha'nın eğri bir çizgi ve birkaç tane de düz çizgi
  • 12:33 - 12:35
    çizmeye çalıştığı görülebiliyor.
  • 12:35 - 12:39
    Araştırmacılar, Panbanisha'nın tebeşirle yere sözcük kodları yazarak ne dediğini
  • 12:39 - 12:43
    kayıt altına aldılar.
  • 12:43 - 12:45
    Panbanisha izledi.
  • 12:45 - 12:48
    Kısa süre sonra, o da yazmaya başladı.
  • 12:49 - 12:53
    Bu Bonobo'nun becerileri tüm dünyadan bilim insanlarını şaşkınlığa düşürdü.
  • 12:53 - 12:55
    Bu beceriler nasıl gelişti?
  • 12:55 - 12:57
    SS (video): Bonoboların dil edinimi için en önemli olan şeyin
  • 12:57 - 13:02
    öğretmek olmadığını bulduk.
  • 13:02 - 13:05
    Sadece onların etrafındayken dili kullanmak gerekiyordu,
  • 13:05 - 13:08
    çünkü dil ediniminde itici güç
  • 13:08 - 13:13
    sizin için önemli olan insanların size ne söylediklerini anlayabilmek.
  • 13:13 - 13:15
    Bu kapasiteye bir kez sahip olduktan sonra,
  • 13:15 - 13:18
    dil üretme becerisi
  • 13:18 - 13:22
    daha ziyade doğal ve özgür olarak geliyor.
  • 13:22 - 13:25
    Dolayısıyla biz, öyle bir ortam yaratmak istiyoruz ki, Bonobolar'ın
  • 13:25 - 13:29
    etkileşim içinde oldukları tüm bireyler gibi--
  • 13:29 - 13:32
    eğlenebilecekleri bir ortam yaratmak istiyoruz
  • 13:32 - 13:34
    ve onlar için başkalarının anlamlı kimselerin olduğu
  • 13:34 - 13:37
    bir ortam yaratmak istiyoruz.
  • 13:39 - 13:42
    Anlatıcı: Bu ortam Kanzi ve Panbanisha için
  • 13:42 - 13:45
    hiç beklenmedik bir potansiyeli beraberinde getiriyor.
  • 13:52 - 13:56
    Panbanisha mızıkasını çalarak eğleniyor,
  • 13:56 - 14:00
    ta ki, şimdi bir yaşında olan Nyota onu çalana kadar.
  • 14:00 - 14:04
    Sonra, hevesle annesinin ağzının içine bakıyor
  • 14:04 - 14:06
    Sesin nereden geldiğine mi bakıyor?
  • 14:07 - 14:11
    Dr. Sue gelişebilmesi için bu tür bir meraka imkan tanımanın önemli olduğunu düşünüyor.
  • 14:22 - 14:25
    Şimdi ise Panbanisha elektrikli piyano çalıyor.
  • 14:25 - 14:28
    Piyano çalmayı öğrenmeye zorlanmamıştı;
  • 14:28 - 14:32
    araştırmacılardan birini çalarken gördü ve ilgilenmeye başladı.
  • 15:00 - 15:02
    Araştırmacı: Devam et. Devam et. Ben dinliyorum.
  • 15:04 - 15:07
    Şu gerçekten hızlı olan kısmı yap. Evet, o kısım.
  • 15:11 - 15:13
    Anlatıcı: Kanzi ksilofon çalıyor;
  • 15:13 - 15:18
    İki elini de kullanarak şevkle Dr. Sue'nun şarkısına eşlik ediyor.
  • 15:19 - 15:20
    Kanzi ve Panbanisha
  • 15:20 - 15:23
    bu kültürel becerilerin çıkmasını teşvik eden
  • 15:23 - 15:27
    eğlence dolu ortamda canlandılar.
  • 15:31 - 15:33
    (Gülüşler)
  • 15:41 - 15:44
    Araştırmacı: Evet, şimdi canavarları getir. Getir onları.
  • 15:44 - 15:46
    Kirazları da al.
  • 15:47 - 15:50
    Şimdi dikkatli ol, onlardan uzak dur.
  • 15:51 - 15:54
    Şimdi yine onları kovalayabilirsin. Kovalama zamanı.
  • 15:58 - 16:01
    Şimdi uzaklaşmalısın. Kaç.
  • 16:01 - 16:04
    Kaç. Koş.
  • 16:04 - 16:08
    Şimdi tekrar onları kovalayabiliriz. Git al onları.
  • 16:10 - 16:11
    Ah hayır!
  • 16:12 - 16:15
    Güzel Kanzi. Çok güzel. Çok teşekkür ederim.
  • 16:19 - 16:26
    Anlatıcı: Bonobo ya da insan, hiçbirimiz hayal bile edemezdik, öyle değil mi?
  • 16:32 - 16:39
    SS: Çift-türlü bir ortamımız var, buna "tümhomokültür" diyoruz.
  • 16:39 - 16:41
    Onlar gibi olmayı öğreniyoruz.
  • 16:41 - 16:43
    Onlarla nasıl iletişim kuracağımızı öğreniyoruz;
  • 16:43 - 16:45
    gerçekten çok tiz bir sesle.
  • 16:45 - 16:49
    Muhtemelen vahşi doğada bir dilleri olduğunu öğreniyoruz.
  • 16:49 - 16:51
    Ve onlar da bizim gibi olmayı öğreniyorlar.
  • 16:51 - 16:54
    Çünkü biz onun biyolojide değil, kültürde yattığına inanıyoruz.
  • 16:54 - 16:58
    Böylece diğer türlerle teknoloji ve
  • 16:58 - 17:00
    dil paylaşıyoruz.
  • 17:00 - 17:02
    Teşekkür ederim.
Title:
Susan Savage-Rumbaugh yazı yazabilen maymunlar üzerine
Speaker:
Susan Savage-Rumbaugh
Description:

Savage-Rumbaugh'nun konuşulan dili anlayabilen ve izleyerek öğrenebilen bonobo maymunları üzerine yaptığı çalışmalar, dinleyiciyi, bir türün yapabildiklerinin ne kadarının biyoloji tarafından -- ve ne kadarının kültüre maruz kalma yoluyla belirlendiğini yeniden düşünmeye itiyor.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
17:08
Meric Aydonat approved Turkish subtitles for The gentle genius of bonobos
Meric Aydonat accepted Turkish subtitles for The gentle genius of bonobos
Bahar Tuncgenc edited Turkish subtitles for The gentle genius of bonobos
Meric Aydonat declined Turkish subtitles for The gentle genius of bonobos
Meric Aydonat commented on Turkish subtitles for The gentle genius of bonobos
Bahar Tuncgenc edited Turkish subtitles for The gentle genius of bonobos
Bahar Tuncgenc edited Turkish subtitles for The gentle genius of bonobos
Meric Aydonat edited Turkish subtitles for The gentle genius of bonobos
Show all

Turkish subtitles

Revisions Compare revisions