Tony Robbins neyi neden yaptığımızı soruyor
-
0:00 - 0:01(Alkışlar)
-
0:02 - 0:05Teşekkürler. Şunu söylemeliyim ki hem zor durumdayım hem de heyecanlıyım.
-
0:05 - 0:08Heyecanım şundan; karşılık olarak bir şeyler verme şansı elde ettim.
-
0:08 - 0:12Zorlanmam da şundan; genelde verdiğim en kısa seminer 50 saat olur.
-
0:12 - 0:13(Gülüşmeler)
-
0:13 - 0:16Abartmıyorum. Hafta sonu seminerleri veriyorum, ve yaptığım şey --
-
0:16 - 0:17bu kadarla kalmıyor, tabii, insanlara koçluk yapıyorum --
-
0:17 - 0:20ama ben işin içine girilmesinden hoşlanırım. Çünkü konuşmayı nasıl öğrendiniz?
-
0:20 - 0:22Gidip temel ilkeleri öğrenerek değil,
-
0:22 - 0:25kendinizi içinde buldunuz ve o kadar çok kullandınız ki gerçekleşiverdi.
-
0:25 - 0:28Ve burada olmamın esas nedeni, çatlağın biri olmam dışında,
-
0:28 - 0:30tam bir modda olduğumdur.
-
0:30 - 0:32Buraya sizi motive etmek için gelmedim, besbelli ki; buna ihtiyacınız da yok.
-
0:32 - 0:34Ve çoğu zaman insanların yaptığımı düşündüğü şey bu,
-
0:34 - 0:37ama aslında alakası bile yok. Buna karşın, genelde
-
0:38 - 0:39insanlar bana gelip, "Motivasyona ihtiyacım yok." diyorlar.
-
0:39 - 0:41Ben de, "Ne kadar ilginç. Zaten yaptığım bu değil." diyorum.
-
0:41 - 0:45Ben "Neden" diye soran adamım. Neyi neden yaptığınızı bilmek istiyorum.
-
0:45 - 0:47Davranışlarınızın altında hangi güdüler yatıyor?
-
0:48 - 0:51Bugün, hayatınızda sizi harekete geçiren ne? 10 yıl önce değil.
-
0:51 - 0:53Yoksa hep aynı düzenin içinde misiniz? Çünkü inanıyorum ki
-
0:53 - 0:56bizi içimizden harekete geçiren görünmez güç, etkinken,
-
0:56 - 0:58dünyadaki en önemli şey.
-
0:58 - 1:02Buradayım çünkü inanıyorum ki duygular hayatın temel gücü.
-
1:02 - 1:04Buradaki herkes oldukça akıllı.
-
1:04 - 1:06Yani, buradakilerin çoğu oldukça akıllı, değil mi?
-
1:07 - 1:09Başka bir kategori var mı bilmiyorum, ama hepimiz düşünmeyi biliyoruz.
-
1:09 - 1:10Ve akıllarımız aracılığıyla her şeyi mantığa vurabiliyoruz.
-
1:11 - 1:14İstediğimiz her şeyi gerçekleştirebiliriz. İstersek -- birkaç gün önce anlatılan
-
1:14 - 1:17şu şeye, insanların kendi çıkarları doğrultusunda çalıştığı fikrine katılıyorum.
-
1:17 - 1:19Ama hepimiz biliyoruz ki bu bazen tamamen saçmalık.
-
1:20 - 1:22Hep de kendi çıkarlarınız doğrultusunda çalışmazsınız,
-
1:23 - 1:24çünkü duygular işin içine girdiğinde,
-
1:24 - 1:26işleyişi konusundaki düzen değişiyor.
-
1:27 - 1:29Ve de dünyadaki yaşamın nasıl olduğuyla ilgili
-
1:29 - 1:31aklımızla düşünebilmemiz bizim için harika bir şey ve özellikle
-
1:31 - 1:33çok akıllı olanlarımız, bunu kafasının içinde canlandırabilir.
-
1:33 - 1:35Ama ben gerçekten sizi neyin harekete geçirdiğini bilmek istiyorum.
-
1:35 - 1:37Ve bu konuşmanın sonunda sizi belki de
-
1:37 - 1:40yapmaya davet ettiğim şey, bugün nerde olduğunuzu incelemeniz,
-
1:40 - 1:43iki sebeple. Birincisi; böylece daha fazla katkıda bulunabilirsiniz. Ve ikincisi;
-
1:44 - 1:46böylece diğer insanları daha fazla anlamakla kalmayız,
-
1:46 - 1:49aynı zamanda onları daha da çok takdir eder ve bugün toplumumuzda
-
1:49 - 1:51karşılaştığımız zorlukların bazılarını önleyebilecek
-
1:51 - 1:52türden bağlar kurabiliriz.
-
1:52 - 1:54Bu sorunlar bizzat bizi birleştiren teknoloji tarafından
-
1:54 - 1:55gittikçe büyüyecekler çünkü teknoloji bizim
-
1:56 - 1:59yollarımızı kesiştiriyor. Ve bu kesişim her zaman
-
1:59 - 2:02"herkes herkesi anlıyor ve herkes herkesi takdir ediyor"
-
2:02 - 2:04görüşünü oluşturmuyor.
-
2:04 - 2:08Yaklaşık 30 yıldır bir takıntım var ve o takıntı da şu,
-
2:09 - 2:11"İnsanların hayatlarının niteliğindeki farkı yaratan ne?
-
2:12 - 2:13Performanslarındaki farkı yaratan ne?"
-
2:13 - 2:14Çünkü yaptığım iş bu.
-
2:14 - 2:15Sonucu hemen oluşturmam gerek.
-
2:15 - 2:1830 yıldır yaptığım şey bu. Bir telefon geliyor,
-
2:18 - 2:21atlet ulusal televizyonda mahvolmuş durumda
-
2:21 - 2:23ve beş atış öndelerken
-
2:23 - 2:24şimdi sahaya geri dönemiyorlar.
-
2:25 - 2:26Ve sonucu almak için hemen o an bir şeyler yapmalıyım
-
2:26 - 2:28yoksa hiçbir anlamı kalmaz. Bir telefon geliyor,
-
2:29 - 2:30çocuk intihar etmek üzereyken
-
2:31 - 2:33ve hemen o an bir şeyler yapmalıyım. Ve 29 yıl içinde --
-
2:33 - 2:36bunu söylemekten minnnet duyuyorum; 29 yıl içinde bir tanesini bile kaybetmedim.
-
2:36 - 2:38Bir gün kaybetmeyeceğim anlamına gelmez bu tabii. Ama şimdiye kadar hiç kaybetmedim
-
2:38 - 2:40ve bunun nedeni insanların ihtiyaçlarını anlamış olmam, sizinle işte bunu konuşmak istiyorum.
-
2:40 - 2:43Performansla ilgili telefonlar aldığımda böyle tabii.
-
2:43 - 2:45Nasıl bir fark yaratabiliriz, ona bakıyoruz.
-
2:46 - 2:49Ama ayrıca, insanların bir katkıda bulunma becerisini
-
2:49 - 2:51şekillendiren, insanlara kendilerinin ötesinde bir şeyler yaptıran şeyi
-
2:52 - 2:55görmeye çalışıyorum. Belki de esas soru şudur,
-
2:55 - 2:58bilirsiniz, hayata bakıyorum ve diyorum ki iki önemli ders var.
-
2:58 - 3:00Birincisi; başarının ilmi,
-
3:00 - 3:02ki bu yapılan her şeyde en uç düzeye kadar uzmanlaşılmasıdır.
-
3:03 - 3:05Bu "Görünmeyeni nasıl görünür hale getirirsiniz?" gibi bir şey, değil mi?
-
3:05 - 3:07Nasıl hayal ettiğiniz şeyi alıp gerçekleştirirsiniz?
-
3:07 - 3:09İşiniz olsun, topluma katkınız olsun, para olsun --
-
3:10 - 3:11sizin için her ne ise -- vücudunuz, aileniz.
-
3:12 - 3:14Ama hayatta çok nadir olarak ustalaşılan diğer ders memnuniyet sanatı.
-
3:14 - 3:17Çünkü bilim kolaydır, haksız mıyım?
-
3:17 - 3:19Kuralları biliyoruz. Kodu yazıyorsunuz. Uyguluyorsunuz --
-
3:20 - 3:21ve sonuçları elde ediyorsunuz. Oyunu bildiğinizde,
-
3:21 - 3:23gider, bahsi arttırırsınız, değil mi?
-
3:24 - 3:26Ama konu memnuniyet olunca, bu bir sanat.
-
3:26 - 3:28Ve nedeni de, değer bilmekle
-
3:28 - 3:31ve katkıda bulunmakla alakalı olması. Tek başınıza bir yere kadar hissedebilirsiniz.
-
3:32 - 3:35Esas soruyla alakalı şu soruya cevap bulmak için ilginç bir
-
3:35 - 3:36deney yapma şansım oldu, soru da şuydu;
-
3:36 - 3:39her şeyi verdiğiniz türden insanlara bakarsanız
-
3:39 - 3:42bir insanın hayatındaki fark nedir? İstediklerini söyledikleri
-
3:42 - 3:44bütün şu şeyler. 100 dolarlık bir bilgisayarı değil,
-
3:44 - 3:46en iyi bilgisayarı veriyorsunuz. Sevgi veriyorsunuz,
-
3:46 - 3:47mutluluk veriyorsunuz. İhtiyaç duyduklarında yanlarındasınız.
-
3:48 - 3:50Ve bu insanlar çoğunlukla -- ve eminim ki siz de bazılarını tanıyorsunuzdur --
-
3:51 - 3:53hayatlarının geri kalan kısmında tüm bu sevgi, eğitim, para
-
3:53 - 3:56ve özgeçmişle kalakalıyor, hayatlarını rehabilitasyonda geçiriyorlar.
-
3:57 - 3:59Ve bir de en en büyük acıları yaşamış -- psikolojik olarak, cinsel olarak,
-
4:00 - 4:03ruhsal olarak, duygusal olarak istismar edilmiş -- insanlarla karşılaşıyorsunuz
-
4:03 - 4:05ve her zaman olmasa da, çoğu kez topluma en çok katkı
-
4:05 - 4:08sağlayan insanlardan oluyorlar.
-
4:08 - 4:11Yani, aslında kendimize nedir diye sormamız gerek.
-
4:12 - 4:14Bizi şekillendiren nedir? Bizler bir terapi kültüründe yaşıyoruz.
-
4:15 - 4:17Çoğumuz yapmıyoruz bunu, ama kültür bir terapi kültürü.
-
4:17 - 4:19Ve bununla kastettiğim bizim geçmişimizden ibaret olduğumuzu söyleyen kafa yapısı.
-
4:20 - 4:22Ve bu salondaki herkes -- bunu teoriyi yutturmuş olsalar
-
4:22 - 4:23bu salonda olmazdınız --
-
4:23 - 4:25ama -- toplumun çoğu yaşam öykülerinin kader olduğunu düşünüyor.
-
4:26 - 4:29Geçmiş eşittir gelecek. Ve tabii geçmişte yaşarsanız öyle.
-
4:29 - 4:30Ama bu salondakilerin bildiği
-
4:31 - 4:32ve birbirimize hatırlatmamız gereken şey de --
-
4:32 - 4:34yani bir şeyi akıllıca düşünerek bilebilirsiniz, ne yapacağınızı bilebilir
-
4:35 - 4:36ve onu kullanmayabilirsiniz, uygulamayabilirsiniz.
-
4:37 - 4:38Yani aslında, kararların esas güç olduğunu
-
4:38 - 4:41kendimize hatırlatacağız. Ki gerçekten de öyleler.
-
4:41 - 4:43İnsanlara soruyorsunuz, "Hiç bir şeyi başaramadığınız
-
4:43 - 4:44oldu mu?" diye.
-
4:44 - 4:46Kaçınızın hayatında kayda değer bir şeyi
-
4:46 - 4:47başaramadığı oldu? "Ben", deyin.
-
4:48 - 4:49Seyirciler: Ben.
-
4:49 - 4:50TR: Katılmak için kendinizi bu kadar zorlamasaydınız.
-
4:51 - 4:52(Gülüşmeler)
-
4:52 - 4:55Ama insanlara sorsanız, "Neden başaramadın?" diye,
-
4:55 - 4:57sizin için çalışan birine, ne bileyim, ya da eşinize
-
4:57 - 4:59ya da hatta kendinize. Bir hedefi elde etmeyi başaramadığında,
-
4:59 - 5:01insanların başarısızlıklarının nedeninin ne olduğunu söyler?
-
5:01 - 5:03Ne derler size? Şu şu yoktu -- şunu yeterince bilmiyordum,
-
5:04 - 5:06yeterince -- bilgili değildim. Yeterince -- param yoktu.
-
5:06 - 5:11Yeterince -- vaktim yoktu. Yeterince -- teknoloji yoktu. Bilirsiniz,
-
5:11 - 5:14doğru yöneticiye sahip değildim. Al Gore: Yüksek Mahkeme.
-
5:14 - 5:18Tony Robbins: Doğru düzgün bir Yüksek Mahkeme yoktu. (Gülüşmeler).
-
5:28 - 5:30Ve --
-
5:30 - 5:32(Alkışlar)
-
5:32 - 5:33ve --
-
5:33 - 5:36(Alkışlar)
-
5:36 - 5:38-- bütün bunların, Yüksek Mahkeme dahil, ortak noktası ne?
-
5:38 - 5:40(Gülüşmeler)
-
5:41 - 5:45Bunların hepsi elinizde yeterli kaynaklar olmadığıyla ilgili iddialar ve doğru olabilirler.
-
5:45 - 5:47Paranız olmayabilir, doğru düzgün bir Yüksek Mahkeme olmayabilir,
-
5:48 - 5:50ama belirleyici etken bu değil.
-
5:50 - 5:56(Alkışlar)
-
5:56 - 5:57Ve eğer yanlışsam düzeltin.
-
5:59 - 6:01Belirleyici etken asla kaynaklar değildir, kaynak yaratabilme yeteneğidir.
-
6:02 - 6:04Ve bunu öylesine bir söz olarak söylemiyorum, asıl olarak kastettiğim,
-
6:04 - 6:09eğer duygulara sahipseniz, insani duygulara, ki bu dünden önceki gün
-
6:09 - 6:12şimdiye kadar hissettiğim en derin düzeyde senden hissettiğim
-
6:13 - 6:15bir şey bu ve eğer bu duyguyla iletişim kurmuş olsaydın
-
6:15 - 6:16inanıyorum ki kıçına tekmeyi basar ve kazanırdın.
-
6:17 - 6:22(Alkışlar)
-
6:22 - 6:26Ama, tabii ne yapması gerektiğini söylemek benim için kolay.
-
6:26 - 6:28(Gülüşmeler)
-
6:28 - 6:35Aptal Robbins. Ama biliyorum ki o zaman münazarayı izlediğimizde,
-
6:36 - 6:38orada, insanların bu adamın zekasını ve kapasitesini
-
6:38 - 6:40anlama becerilerini etkileyen duygular vardı.
-
6:40 - 6:42Ve o gün bazı insanlarca böyle anlaşılması --
-
6:42 - 6:45çünkü senin tarafına oy vermek isteyip vermeyen insanlar tanıyorum
-
6:46 - 6:49ve buna üzüldüm. Ama orada -- oradaki o duygu.
-
6:49 - 6:50Kaç kişi burada neyden bahsettiğimi biliyor? "Ben", deyin.
-
6:51 - 6:52Seyirciler: Ben.
-
6:52 - 6:54TR: Yani, duygular yüzünden. Ve eğer doğru duyguyu bulabilirsek,
-
6:55 - 6:57kendimize her şeyi yaptırabiliriz. Üstesinden gelebiliriz.
-
6:57 - 6:59Eğer yeterince yaratıcıysanız, yeterince neşeliyseniz, yeterince eğlenceliyseniz,
-
6:59 - 7:00herkesi kendinize bağlayabilir misiniz? Evet veya hayır?
-
7:01 - 7:02Seyirciler: Evet.
-
7:02 - 7:03TR: Paranız yoksa ama yeterince yaratıcı ve kararlıysanız,
-
7:03 - 7:06bir yolunu bulursunuz. Yani esas kaynak bu.
-
7:06 - 7:09Ama insanların bize anlattığı hikaye bu değil, haksız mıyım?
-
7:09 - 7:11İnsanların bize anlattığı şey bir sürü değişik hikaye.
-
7:11 - 7:13Kaynaklarının olmadığını söylüyorlar, ama sonuçta,
-
7:13 - 7:15eğer bir bakarsanız -- değiştirelim, mümkünse --
-
7:16 - 7:17diyorlar ki, başaramamalarının nedenleri neler?
-
7:18 - 7:21Bir sonraki, lütfen. Düzenimi bozdu, adi herif.
-
7:21 - 7:25(Gülüşmeler)
-
7:25 - 7:26Ama enerjiyi takdir etmedim değil, bunu söyleyeyim.
-
7:26 - 7:28(Gülüşmeler)
-
7:28 - 7:31Kaynaklarınızı neler belirliyor? Dedik ki kararlar kaderi şekillendirir,
-
7:31 - 7:35ki burada odaklandığım şey bu. Eğer kararlar kaderi şekillendiriyorsa, onu
-
7:35 - 7:37belirleyen de üç şey var. Neye odaklanacaksınız?
-
7:37 - 7:39Şu an, neye odaklanacağınıza karar vermelisiniz.
-
7:39 - 7:41Tam şu anda, bilinçli ya da bilinçsiz. Bir şeye odaklandığınız
-
7:42 - 7:43dakika ona bir anlam vermelisiniz,
-
7:44 - 7:46ve o verdiğiniz anlam her ne ise duyguyu oluşturur.
-
7:46 - 7:49Bu başlangıç mı yoksa son mu? Tanrı beni cezalandırıyor mu
-
7:49 - 7:51yoksa ödüllendiriyor mu, ya da bu zar atmak gibi mi?
-
7:52 - 7:55Ve sonrasında duygu yapacağımız şeyi yaratır.
-
7:55 - 7:56Kendi hayatınızı bir düşünün.
-
7:57 - 7:58Kaderinizi şekillendiren kararları.
-
7:59 - 8:01Bu biraz ağır gelebilir, ama geçen 5 veya 10 yıl içinde,
-
8:02 - 8:0315 yıl içinde, farklı bir karar vermiş olsanız,
-
8:03 - 8:05hayatınızın tamamen farklı olabileceği
-
8:05 - 8:08kararlar oldu mu? Kaçınızın aklına böyle bir şey geliyor?
-
8:08 - 8:09Dürüst olun, iyi ya da kötü? "Ben.", deyin.
-
8:10 - 8:11Seyirciler: Ben.
-
8:11 - 8:13TR: Yani mesela, belki nerede işe gideceğiniz seçimiydi
-
8:13 - 8:14ve gittiğiniz yerde hayatınızın aşkıyla tanıştınız.
-
8:15 - 8:17Belki bir kariyer seçimiydi. Burada gördüğüm Google dahileri --
-
8:18 - 8:19Yani, başlangıçta teknolojilerini satma kararı
-
8:20 - 8:22vermelerini anlıyorum. Ya kendi kültürlerini yaratmak yerine
-
8:23 - 8:25o kararı verselerdi? Dünya nasıl olurdu?
-
8:25 - 8:27Hayatları nasıl olurdu? Ya tesirleri?
-
8:28 - 8:30Dünyamızın tarihi bu kararlardan oluşuyor.
-
8:30 - 8:33Bir kadın başkaldırıp, "Hayır, otobüsün arkasına gitmeyeceğim." dediğinde
-
8:34 - 8:37sadece kendi hayatını etkilemedi. O karar kültürümüzü şekillendirdi.
-
8:37 - 8:40Ya da tankın önünde duran biri. Ya da Lance Armstrong gibi
-
8:41 - 8:42bir durumdayken birinin size gelip "Testis kanserin var."
-
8:43 - 8:45demesi, bu herhangi bir erkek için oldukça ağır,
-
8:46 - 8:47özellikle de bisiklet sürüyorsanız.
-
8:47 - 8:49(Gülüşmeler)
-
8:49 - 8:51Beyninizde var, akciğerlerinizde var.
-
8:51 - 8:53Ama o neye odaklanmayı seçti?
-
8:54 - 8:55Birçok insandan farklı. Peki ne anlama geliyordu?
-
8:55 - 8:57Bu son değil, başlangıç. Peki ne yapacağım?
-
8:57 - 9:00Kanserden önce bir kere bile kazanamamışken, gitti ve
-
9:00 - 9:02yedi şampiyonluk kazandı, çünkü duygusal olarak zindeydi,
-
9:03 - 9:06psikolojik olarak güçlüydü. İşte bu etrafında bulunduğum
-
9:06 - 9:08üç milyon insan arasında bazı insanlarda gördüğüm fark.
-
9:08 - 9:10Çünkü bu benim deneyimle ilgili. Geçen 29 yıl boyunca
-
9:11 - 9:1380 farklı ülkeden üç milyon insanla etkileşimde bulunma
-
9:13 - 9:17şansı buldum. Ve bir süre sonra, benzerliği görmeye başlıyorsunuz.
-
9:17 - 9:19Sana göre Güney Amerika ve Afrika
-
9:19 - 9:22arasında bir açıdan bağ kurulabilir, değil mi? Diğerleriyse
-
9:22 - 9:25"Çok saçma." diyor. Basit aslında. Şimdi, Lance'i şekillendiren ne?
-
9:25 - 9:30Sizi şekillendiren ne? İki görünmez güç. Hızlı bir şekilde. Bir; ruh hali.
-
9:31 - 9:32Hepimizin iyi ya da kötü zamanları olmuştur.
-
9:32 - 9:34Sizin de bir şeyler yapıp, sonra da
-
9:34 - 9:35kendi kendinize, bunu söylediğime inanamıyorum,
-
9:36 - 9:38bunu yaptığıma inanamıyorum, ne kadar aptalcaydı demişsinizdir -- kimler bunu yaşadı?
-
9:38 - 9:39"Ben.", deyin.
-
9:39 - 9:40Seyirciler: Ben.
-
9:40 - 9:42TR: Hiç bir şey yaptığınız, yaptıktan sonra da, gidip, "O bendim!" dediğiniz oldu mu?
-
9:42 - 9:44(Gülüşmeler)
-
9:44 - 9:46Değil mi? Yeteneğinizle ilgili değildi, ruh halinizle ilgiliydi.
-
9:47 - 9:49Sizi uzun vadede şekillendiren dünyayı nasıl gördüğünüzdür.
-
9:50 - 9:53Dünyayı görüş biçiminiz süzgeçtir. Bizi şekillendiren bu.
-
9:53 - 9:54İnsanlara kararlar verdirten bu.
-
9:55 - 9:56Birini etkilemek istediğimizde, onları halihazırda
-
9:56 - 9:57neyi etkilediğini bilmemiz gerek.
-
9:58 - 9:59Ve ben bunun üç kısımdan oluştuğuna inanıyorum.
-
10:00 - 10:02Birincisi, hedefiniz ne? Neyin peşindesiniz?
-
10:02 - 10:04Benim düşüncem -- bunlar istekleriniz değil.
-
10:04 - 10:06İsteklerinizi ya da hedeflerinizi elde edebilirsiniz. Kaçınızın bir hedefi
-
10:06 - 10:08veya isteği elde edip, hepsi bu kadar mı, dediği oldu?
-
10:08 - 10:09Kaçınız bunu yaşadı? "Ben.", deyin.
-
10:09 - 10:10Seyirciler: Ben.
-
10:10 - 10:13TR: Yani, bunlar ihtiyaçlarımız. Altı insani ihtiyaç olduğuna inanıyorum.
-
10:13 - 10:16İkincisi, sizi harekete geçiren hedefin ne olduğunu bildikten
-
10:16 - 10:19ve bunun ne olduğunu bulduktan sonra -- onu oluşturmayacaksınız, bulacaksınız --
-
10:19 - 10:20yol haritanızı belirleyeceksiniz;
-
10:20 - 10:23size bu ihtiyaçları nasıl elde edeceğinizi söyleyen inanç sistemleri neler?
-
10:23 - 10:25Bazıları için bu ihtiyaçları karşılamanın yolu dünyaya zarar vermek,
-
10:25 - 10:28bazıları için bir şey inşa etmek, bir şey yaratmak, birini sevmek.
-
10:29 - 10:32Ve bir de seçtiğiniz yakıt var. Hızlı bir şekilde, altı ihtiyaç.
-
10:32 - 10:34Neler olduklarını söyleyeyim. Birincisi; kesinlik.
-
10:34 - 10:36Şimdi, bunlar hedefler veya istekler değil, bunlar evrensel.
-
10:37 - 10:38Acı çekmemek ve en azından rahat olabilmek için
-
10:38 - 10:40herkesin kesinliğe ihtiyacı var. Peki, ne anlıyorsunuz bundan?
-
10:40 - 10:44Herkesi kontrol etmek? Bir yeteneğinizi geliştirmek? Pes etmek? Bir sigara yakmak?
-
10:45 - 10:47Bununla birlikte eğer her konuda kesinseniz, ironik bir şekilde,
-
10:47 - 10:48her ne kadar hepimizin buna ihtiyacı olsa da --
-
10:48 - 10:50mesela sağlığınızla ilgili ya da çocuklarınızla ilgili
-
10:50 - 10:52ya da parayla ilgili kesin değilseniz, pek de fazla şeyi düşünmüyorsunuzdur.
-
10:52 - 10:53Tavanın çöküp çökmeyeceğinden emin değilsiniz,
-
10:53 - 10:54hiçbir konuşmacıyı dinlemeyeceksinizdir.
-
10:55 - 10:58Ama, her ne kadar kesinliğe farklı yaklaşsak da, eğer her konuda kesinsek,
-
10:59 - 11:00elimize ne geçer? Bir konuda kesinseniz nasıl hissedersiniz?
-
11:00 - 11:01Bilirsiniz, ne olacağı konusunda, ne zaman olacağı konusunda.
-
11:01 - 11:02Nasıl olacağı konusunda. Ne hissedersiniz?
-
11:03 - 11:06Sıkıntıdan patlarsınız. Velhasılı, hikmetinden sual olunmayan Tanrı,
-
11:06 - 11:07(Gülüşmeler)
-
11:07 - 11:10bize ikinci bir insani ihtiyaç bahşetmiş, ki bu da belirsizlik.
-
11:10 - 11:12Çeşitliliğe ihtiyacımız var. Sürprize ihtiyacımız var.
-
11:13 - 11:14Kaçınız süprizleri seviyorsunuz? "Ben.", deyin.
-
11:15 - 11:16Seyirciler: Ben.
-
11:16 - 11:17TR: Saçmalık. İstediğiniz sürprizlerden hoşlanıyorsunuz.
-
11:17 - 11:19(Gülüşmeler)
-
11:19 - 11:22İstemediklerinize sorun diyorsunuz, ama onlara ihtiyacınız var.
-
11:22 - 11:25Yani, çeşitlilik önemlidir. Hiç daha önce izlediğiniz bir kasedi ya da
-
11:25 - 11:29filmi kiraladınız mı? Kim kiraladı? Bırakın bunları.
-
11:29 - 11:31(Gülüşmeler)
-
11:31 - 11:33Pekala. Niye yapıyorsunuz bunu? İyi olduğundan eminsiniz
-
11:33 - 11:35çünkü daha önce okudunuz, izlediniz, ama yeterince uzun zaman
-
11:35 - 11:37olduğunu ve unuttuğunuzu, farklı bir şeyler olduğunu umuyorsunuz.
-
11:38 - 11:41Üçüncü insani ihtiyaç: buna dikkat -- önem. Hepimiz saygın, özel, eşsiz
-
11:41 - 11:44hissetmek istiyoruz. Daha fazla kazanarak bunu elde edebilirsiniz.
-
11:44 - 11:46Daha çok maneviyata yönelerek yapabilirsiniz.
-
11:46 - 11:48İnsanların bilmek bile istemeyeceği yerlere dövmeler yaptırarak
-
11:48 - 11:51ya da küpeler takarak yapabilirsiniz.
-
11:52 - 11:55Ne gerekiyorsa. Bunu yapmanın en hızlı yolu,
-
11:55 - 11:57eğer özgeçmişiniz, kültürünüz, inançlarınız ve kaynaklarınız ya da
-
11:57 - 12:00kaynak yaratma beceriniz yoksa, şiddettir. Eğer kafana bir silah dayarsam
-
12:00 - 12:02ve çetelerle takılıyorsam, bir anda önemli olurum.
-
12:02 - 12:05Sıfırdan 10'a. Kaç? 10. Bana cevap vereceğinden
-
12:05 - 12:08ne kadar eminim? 10. Ne kadar belirsizlik var?
-
12:09 - 12:10Ne olabileceğini kim biliyor? Heyecanlı, değil mi?
-
12:10 - 12:13Bir mağaranın içine girip, içeride yaptığınız şu
-
12:13 - 12:15şeyler gibi. Tam bir çeşitlilik ve belirsizlik.
-
12:15 - 12:18Ve bu önemli, değil mi? Hayatınızı bunun için riske atabiliyorsunuz.
-
12:19 - 12:21İşte şiddet bu yüzden hep vardı ve insanlık olarak farkındalığımızı
-
12:21 - 12:23değiştirmediğimiz sürece olacak.
-
12:24 - 12:25Yani, önemi milyonlarca farklı yoldan elde edebilirsiniz,
-
12:25 - 12:27ama önemli olmak için, eşsiz ve farklı olmalısınız.
-
12:27 - 12:30İhtiyacımız olan şey şu; dostluk ve aşk -- dördüncü ihtiyaç.
-
12:31 - 12:33Bunu hepimiz istiyoruz. Çoğu insan dostlukla yetiniyor
-
12:33 - 12:35çünkü aşk fazla korkutucu. İncitilmek istemiyorlar.
-
12:35 - 12:38Kimler şimdiye kadar yakın bir ilişkide incindi? "Ben.", deyin.
-
12:38 - 12:39(Gülüşmeler)
-
12:39 - 12:41Eğer elinizi kaldırmıyorsanız dahası da var demektir, hadi elleri görelim.
-
12:41 - 12:42(Gülüşmeler)
-
12:42 - 12:43Ve yine incineceksiniz.
-
12:43 - 12:45Bu olumlu görüşmeye geldiğiniz için memnun değil misiniz?
-
12:45 - 12:46(Gülüşmeler)
-
12:46 - 12:49Ama doğru olan şu -- buna ihtiyacımız var. Bunu içtenlikle,
-
12:49 - 12:52arkadaşlıkla, dualarla, doğada gezinerek yapabiliriz.
-
12:53 - 12:55Eğer hiç biri sizin için işe yaramıyorsa, bir köpek alın. Kedi almayın. Köpek alın,
-
12:55 - 12:57çünkü iki dakikalığına bile ayrılsanız, beş dakika sonra geldiğinizde
-
12:57 - 12:59altı aydır yokmuşsunuz gibi davranıyorlar, değil mi?
-
12:59 - 13:00(Gülüşmeler)
-
13:00 - 13:02Yani, bunlar ilk dört ihtiyaç, her insan bunları karşılamak için bir şeyler buluyor.
-
13:03 - 13:05Kendinize yalan bile söyleseniz, ancak farklı kişilikleriniz olması gerekir.
-
13:06 - 13:09Ama son iki ihtiyaç -- ilk dört ihtiyaca kişilik ihtiyaçları
-
13:09 - 13:11deniyor, ben öyle diyorum --
-
13:11 - 13:13son ikisiyse ruhun ihtiyaçları.
-
13:14 - 13:16Ve memnuniyet işte bu noktada geliyor. İlk dördünden memnuniyet
-
13:16 - 13:19elde edemezsiniz. Dördünü karşılamak için -- sigara, alkol, ne yaparsanız --
-
13:19 - 13:20bir şeyler bulursunuz, ama son ikisi -- beş numara:
-
13:21 - 13:23gelişmelisiniz. Hepimiz cevabı biliyoruz.
-
13:23 - 13:26Gelişmezseniz ne olursunuz? Eğer bir ilişki gelişmiyorsa,
-
13:26 - 13:28bir iş gelişmiyorsa, siz gelişmiyorsanız,
-
13:28 - 13:29ne kadar paranız olduğunun, ne kadar
-
13:29 - 13:31arkadaşınız olduğunun, ne kadar insanın sizi sevdiğinin bir önemi yok,
-
13:31 - 13:34iğrenç hissedersiniz. Ve gelişmemizin nedeni, bence,
-
13:34 - 13:36sonuçta verebileceğimiz değerli bir şey elde etmemiz.
-
13:37 - 13:39Çünkü altıncı ihtiyaç kendimizin ötesinde katkıda bulunmak.
-
13:40 - 13:41Çünkü hepimiz biliyoruz ki, bize ne kadar bayağı gelse de,
-
13:42 - 13:45yaşamın sırrı vermektir. Hepimiz hayatın benimle ilgili olmadığını,
-
13:45 - 13:47bizimle ilgili olduğunu biliyoruz. Bu kültür bunun farkında. Bu salon bunun farkında.
-
13:47 - 13:50Ve bu heyecan verici. Burada Nicholas'ı 100 dolarlık bilgisayarı hakkında
-
13:50 - 13:52gördüğünüzde, en tutku dolu ve heyecanlı hissettiğiniz şey,
-
13:52 - 13:55işte bu bir dahi, ama onun bir arzusu var.
-
13:56 - 13:58Ondaki bu farkı görebiliyorsunuz ve bu harika.
-
13:59 - 14:01Ve bu arzu diğer insanları da etkileyebilir. Benim hayatım,
-
14:01 - 14:0311 yaşındayken etkilendi.
-
14:03 - 14:06Şükran günü; para yok, yemek yok. Açlıktan ölmeyeceğiz,
-
14:06 - 14:09ama babam işleri tam anlamıyla batırmış. Annem durmadan ne kadar
-
14:09 - 14:12batırdığını ona hatırlatıyor. O an birileri kapıya gelip
-
14:12 - 14:14yemek getirdi. Babam üç karar verdi.
-
14:15 - 14:17Kabaca neler olduklarını biliyorum. Odaklandığı şey: "Bu sadaka.
-
14:18 - 14:20Ne anlama geliyor bu? Ben işe yaramazım, ne yapmam gerek?
-
14:21 - 14:23Ailemi terk etmeliyim." Ki öyle de yaptı. O an hayatımın en acı veren
-
14:24 - 14:27deneyimlerinden biriydi. Benim yaptığım üç seçimse bana bambaşka bir yol sundu.
-
14:28 - 14:31Dedim ki, "'Yemeğin olması'na odaklan" -- ne fikir ama.
-
14:31 - 14:32(Gülüşmeler)
-
14:32 - 14:33İkincisi -- ve bu hayatımı değiştiren, beni insan
-
14:33 - 14:36olarak şekillendiren şey -- "Bu birinin hediyesi,
-
14:36 - 14:39kim olduğunu bile bilmiyorum." Babam her zaman derdi ki,
-
14:39 - 14:42"Kimsenin umursadığı yok." Ve aniden, bilmediğim birisi,
-
14:42 - 14:44bir karşılık beklemeden, aileme yemek veriyor,
-
14:44 - 14:47ailemi kolluyor. Bu beni şuna inandırdı: "Yabancıların umursaması
-
14:47 - 14:50ne anlama gelir?" Ve karar vermemi sağlayan şey,
-
14:51 - 14:52eğer yabancılar beni ve ailemi umursuyorsa, ben de onları umursuyorum.
-
14:53 - 14:54Ne yapacağım? Bir değişiklik yaratmak için
-
14:54 - 14:57bir şeyler yapacağım. Böylece, 17 yaşımdayken, bir Şükran Günü
-
14:57 - 14:59dışarı çıktım. Senelerdir istediğim şeydi bu,
-
14:59 - 15:00iki aileyi doyuracak kadar param olması.
-
15:00 - 15:02Hayatımda yaptığım en eğlenceli, en dokunaklı şey.
-
15:03 - 15:05Bir sonraki yıl dört aileyi doyurdum. Kimseye ne yaptığımı söylemedim.
-
15:05 - 15:07Bir sonraki yıl sekiz. Gösteriş için yapmıyordum,
-
15:08 - 15:09ama sekizden sonra, düşündüm ki, kahretsin, biraz yardım iyi olurdu.
-
15:09 - 15:11(Gülüşmeler)
-
15:11 - 15:13Kendimden çok emin, gittim ve ne yaptım?
-
15:13 - 15:15Arkadaşlarımı da dahil ettim ve şirketler kurdum
-
15:15 - 15:17ve de 11 şirket olduğunda vakfı kurdum.
-
15:17 - 15:19Şimdi, 18 yıl sonra, bunu söylemekten gurur duyuyorum ki, geçen yıl
-
15:19 - 15:22vakfımız aracılığıyla 35 ülkeden iki milyon insanı doyurduk,
-
15:23 - 15:24hepsi de bayramlarda: Şükran Günü, Noel --
-
15:24 - 15:25(Alkışlar)
-
15:25 - 15:26-- dünyanın dört bir tarafında birçok ülkeden.
-
15:26 - 15:27Harikuladeydi.
-
15:27 - 15:28(Alkışlar)
-
15:28 - 15:29Teşekkürler.
-
15:29 - 15:30(Alkışlar)
-
15:30 - 15:32Bunu size övünmek için söylemiyorum, söylüyorum çünkü
-
15:32 - 15:35insanlarla gurur duyuyorum, çünkü konuşmak yerine, bir kere
-
15:35 - 15:38deneme şansı elde ettikten sonra katkıda bulunmaktan heyecan duyuyorlar.
-
15:39 - 15:43Yani, son olarak -- ve sürem de bitmek üzere -- sizi şekillendiren hedef --
-
15:44 - 15:45işte insanların arasındaki fark bu. Hepimizin ihtiyaçları aynı,
-
15:46 - 15:48ama siz bir kesinlik bağımlısı mısınız? En çok değer verdiğiniz şey
-
15:48 - 15:52bu mu yoksa belirsizlik mi? Şu adam eğer tüm o mağaraları
-
15:52 - 15:55tırmandıysa bir kesinlik bağımlısı olamaz. Sizi harekete geçiren saygınlık mı
-
15:55 - 15:57yoksa sevgi mi? Hepimizin altısına da ihtiyacımız var,
-
15:57 - 15:59ama sizin sisteminizi yöneten her neyse, sizi başka bir tarafa yönlendirir.
-
15:59 - 16:01Ve o tarafa doğru ilerledikçe, bir istikametiniz veya kaderiniz olacaktır.
-
16:02 - 16:05İkinci parçası da yol haritası. Bunu nereye gideceğinizi söyleyen bir
-
16:05 - 16:07işletim sistemi olarak düşünün. Ve bazılarının yol haritası,
-
16:08 - 16:10"Başkaları için ölsem de hayat kurtaracağım,"dır
-
16:10 - 16:11ve itfaiyeci olurlar. Bir başkası,
-
16:12 - 16:14"İstediklerimi elde etmek için insanları öldüreceğim." der. Aynı
-
16:14 - 16:18önem ihtiyacını karşılayacaklardır, değil mi? Tanrı'yı onurlandırmak istiyorlar
-
16:18 - 16:20ya da ailelerini onurlandırmak, ama farklı yol haritaları var.
-
16:20 - 16:22Ve yedi farklı inanç var. Hepsinin üzerinden geçemem çünkü
-
16:22 - 16:25zamanım doldu. Son parça da duygulardır.
-
16:25 - 16:28Bence haritanın bir bölümü de zaman. Bazıları için uzun zaman
-
16:28 - 16:31100 yıldır. Bazıları için üç saniye,
-
16:31 - 16:32ki benim için öyle.
-
16:32 - 16:33(Gülüşmeler)
-
16:33 - 16:35Son bahsettiğim, size bağlı bir şey.
-
16:35 - 16:37Eğer bir hedefiniz varsa ve bir de yol haritanız, diyelim ki --
-
16:38 - 16:41Google'ı kullanamıyorum çünkü Maclere bayılıyorum ve daha Macler
-
16:41 - 16:43için yeterince iyi değil -- mesela MapQuest kullansak -- kaçınız
-
16:43 - 16:45MapQuest'i kulanmak gibi ölümcül bir hata yaptı?
-
16:45 - 16:46(Gülüşmeler)
-
16:46 - 16:48Bu şeyi kullanıyorsunuz ve istediğiniz yere gidemiyorsunuz. Yani, inançlarınızın
-
16:48 - 16:51gitmek istediğiniz yere asla gidemeyeceğinizi garanti ettiğini düşünün.
-
16:51 - 16:52(Gülüşmeler)
-
16:52 - 16:54Son şey de duygular.
-
16:54 - 16:58Size duygularla ilgili şunları söyleyeceğim. İngilizce'de bir karşılığı
-
16:58 - 17:00olan 6.000 duygu var, bu sadece
-
17:00 - 17:02dilbilimsel açıklaması, değil mi? Dilden
-
17:02 - 17:06dile değişiyor. Ama baskın olan duygularınız --
-
17:06 - 17:09daha çok vaktim olsaydı, 20.000 kişiyi ya da 1.000'ini alır
-
17:09 - 17:11ve ortalama bir hafta içinde yaşadıkları tüm duyguları yazmalarını
-
17:11 - 17:13isterdim. Ve istedikleri kadar süre verirdim.
-
17:14 - 17:15Bir tarafa umut veren duyguları yazsınlar,
-
17:15 - 17:16diğer tarafa da umut vermeyenleri.
-
17:16 - 17:18Tahmin edin insanlar kaç farklı duyguyu yaşıyor? 12'den az.
-
17:19 - 17:22Ve onların da yarısı iğrenç hissetmelerine neden oluyor. Hepsi topu topu
-
17:22 - 17:25beş ya da altı tane hoş duyguları var. Sanki hisleri "mutlu, mutlu,
-
17:25 - 17:28heyecanlı, kahretsin, sıkkın, sıkkın, bunalmış, bunalımda"dan ibaret.
-
17:29 - 17:31Kaçınız ne olursa olsun sinirlenecek bir şey bulan
-
17:31 - 17:33birini tanıyorsunuz? Kaçınız böyle birini tanıyor?
-
17:33 - 17:34(Gülüşmeler)
-
17:34 - 17:38Ya da, ne olursa olsun, mutlu veya heyecanlı olacak bir şey bulabilen birini?
-
17:38 - 17:40Kaçınız böyle birini tanıyor? Söyleyin.
-
17:40 - 17:4311 Eylül saldırıları sırasında -- bununla bitireceğim -- Hawaii'deydim.
-
17:44 - 17:4745 farklı ülkeden 2.000 insanla birlikteydim. Benim yürüttüğüm
-
17:47 - 17:49bir haftalık programı simültane olarak
-
17:49 - 17:52dört dile çeviriyorduk. Bir önceki gecenin adı
-
17:52 - 17:55"Duyguların Üstesinden Gelmek"ti. Kalktım, bunu planlamamıştım, ve --
-
17:56 - 17:58her yerde havai fişekler var -- ben çılgınca, eğlenceli şeyler yapıyorum --
-
17:59 - 18:01ve en sonunda durdum -- söyleyeceğim şeyi planlamıştım ama
-
18:01 - 18:03hiçbir zaman söyleyeceğim şeyi yapmam. Ve bir anda dedim ki,
-
18:03 - 18:07"İnsanlar ne zaman gerçekten yaşamaya başlar? Ölümle yüz yüze geldiklerinde."
-
18:07 - 18:08Ve bütün şu şeylerden bahsettim,
-
18:09 - 18:11eğer bu adadan ayrılacak olsaydınız, eğer dokuz gün içinde
-
18:11 - 18:14ölecek olsaydınız, kimi arardınız, ne derdiniz,
-
18:14 - 18:18ne yapardınız? Bir kadın -- o gece 11 Eylül Saldırısı oldu --
-
18:19 - 18:21bir kadın seminere gelmiş ve geldiğinde,
-
18:21 - 18:24eski erkek arkadaşı kaçırılmış ve öldürülmüş.
-
18:25 - 18:28Arkadaşı, yeni erkek arkadaşı, onunla evlenmek istemiş ama reddetmiş.
-
18:28 - 18:30Ve erkek arkadaşı da, "Eğer buradan ayrılır ve Hawaii'deki o şeye gidersen, her şey bitmiştir." demiş.
-
18:30 - 18:32O da, "Bitti zaten." demiş. Ben o geceyi tamamladığımda, erkek arkadaşını
-
18:32 - 18:35aramış ve bir mesaj bırakmış -- bu gerçek bir hikaye -- çalıştığı yer olan
-
18:35 - 18:38Dünya Ticaret Merkezi'nin tepesine. "Hayatım, seni seviyorum, ve seninle evlenmek
-
18:39 - 18:42istediğimi bilmeni istiyorum. Benim aptallığımdı." Erkek arkadaşı aradığında
-
18:42 - 18:45uyuyormuş, çünkü bizim için gece 3:00'tü, erkek arkadaşı
-
18:45 - 18:47şöyle demiş, "Hayatım, bunun benim için ne ifade ettiğini anlatamam."
-
18:48 - 18:50"Bunu sana nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum,
-
18:50 - 18:52ama bana en büyük hediyeyi verdin çünkü öleceğim.", demiş.
-
18:53 - 18:55Ve kadın bizim için kaydı salonda oynattı.
-
18:55 - 18:58Daha sonra Larry King'e çıktı, erkek arkadaşı şöyle demiş, "Muhtemelen
-
18:58 - 19:00bunun nasıl olup da iki kere başına geldiğini merak ediyorsun." Ve demiş ki,
-
19:00 - 19:03"Sana söyleyebileceğim yalnızca şu, bu sana Tanrı'nın bir mesajı,
-
19:03 - 19:06canım. Şu andan sonra, her gün tüm kalbini ver, tüm kalbinle sev.
-
19:06 - 19:10Hiçbir şeyin seni durdurmasına izin verme." Bitirdiğinde, bir adam ayağa
-
19:10 - 19:12kalkıyor ve diyor ki, "Ben Pakistan'danım, Müslümanım.
-
19:13 - 19:15Keşke elini tutup, üzgünüm, diyebilseydim,
-
19:15 - 19:19ama, açıkçası, bu yapılanların cezası." Devamını anlatamam
-
19:19 - 19:22çünkü vaktim doldu.
-
19:22 - 19:28(Gülüşmeler)
-
19:32 - 19:3410 saniye.
-
19:34 - 19:37(Alkışlar)
-
19:37 - 19:3910 saniye, hepsi bu kadar. Saygılı olmak istiyorum. 10 saniye.
-
19:39 - 19:41Size şunu söyleyeyim, bu adamı, New York'lu Dünya Ticaret Merkezi'nde
-
19:41 - 19:44çalışmış bir adamla birlikte sahneye çıkardım,
-
19:44 - 19:46çünkü orada yaklaşık 200 New York'lu vardı. 50'den fazlası
-
19:46 - 19:49şirketlerinin tamamını, arkadaşlarını kaybetmiş, Palm Pilotlarındaki
-
19:49 - 19:52isimleri çiziyorlar -- bir borsa simsarı, çelik gibi sinirleri olan bir kadın, feryat ediyor --
-
19:53 - 19:54ölmüş olan 30 arkadaşının adının üstünü çiziyor.
-
19:55 - 19:58Ve ben insanlara şunu sordum, "Neye odaklanacağız?
-
19:59 - 20:01Bu ne anlama geliyor ve ne yapacağız?"
-
20:02 - 20:04Ve grubu alıp insanların odaklanmasını sağladım,
-
20:04 - 20:06eğer bugün birini kaybetmediyseniz, başka birine nasıl
-
20:06 - 20:08yararınız dokunabileceğine odaklanacaksınız. Bu insanlar --
-
20:08 - 20:10o anda bir kadın ayağa kalktı ve çok sinirliydi ve çığlık atıyordu ve bağırıyordu.
-
20:11 - 20:12Sonrasında öğrendim ki New York'tan değilmiş, Amerikan değilmiş,
-
20:13 - 20:15buradaki kimseyi de tanımıyormuş. Dedim ki, "Her zaman sinirlenir misin?"
-
20:16 - 20:18Dedi ki, "Evet." Suçlu insanlar suçlu hissetti, üzgün insanlar üzgün.
-
20:19 - 20:22Ve ben bu iki adamı alıp dolaylı uzlaşma dediğim şeyi yaptım.
-
20:22 - 20:25Bahsi geçen bölgede ailesi olan Yahudi bir adam, o gün işte olsa
-
20:25 - 20:28ölmüş olabilecek bir New York'lu ve terörist olmak isteyip
-
20:28 - 20:29bunu açıkça belli ettmiş bu adam.
-
20:30 - 20:31Ve o gün olan birleşim filme kayıtlı,
-
20:32 - 20:34ki size göndermekten mutluluk duyarım, böylece benim anlatımım
-
20:34 - 20:35yerine gerçekten ne olduğunu görebilirsiniz.
-
20:36 - 20:37Ama bu iki kişi sadece bir araya gelmekle kalmayıp
-
20:38 - 20:39inançlarını ve dünyayla ilgili doğrularını değiştirdiler,
-
20:39 - 20:41ama, yaklaşık dört yıldan beri, birçok cami ve sinagog aracılığıyla,
-
20:42 - 20:44barışın nasıl oluşturulacağı fikrini aktarmak için
-
20:44 - 20:46beraber çalıştılar. Ve bir kitap yazdı, adı da
-
20:46 - 20:50"Cihatım, Barış Yolum." Yani, dönüşüm gerçekleşebilir.
-
20:50 - 20:55Sizi davet ettiğim şey şu; ağınızı inceleyin, buradaki ağınızı --
-
20:56 - 21:00sizi kontrol eden ihtiyaçlar, inançlar, duygular.
-
21:00 - 21:03İki sebeple; böylece daha çok şey verebilirsiniz ve başarabilirsiniz de,
-
21:03 - 21:05bunu yapmayı hepimiz istiyoruz. Ama verin diyorum,
-
21:05 - 21:07çünkü sizi tamamlayacak şey bu. Ve ikinci olarak,
-
21:07 - 21:10böylece takdir edebilirsiniz -- sadece anlamakla kalmazsınız, zekice,
-
21:10 - 21:13akıllıca -- bununla birlikte diğer insanları harekete geçiren şeyleri de takdir edersiniz.
-
21:13 - 21:15Dünyamızın değişmesinin tek yolu bu. Tanrı sizi korusun.
-
21:15 - 21:17Teşekkürler. Umarım yardımcı olabilmişimdir.
-
21:17 - 21:20(Alkışlar)
- Title:
- Tony Robbins neyi neden yaptığımızı soruyor
- Speaker:
- Tony Robbins
- Description:
-
Tony Robbins insanların hareketleri altında yatan "görünmez güçler"den bahsediyor -- ön sıradaki Al Gore'a da selam ediyor.
- Video Language:
- English
- Team:
- closed TED
- Project:
- TEDTalks
- Duration:
- 21:27