Bulutlar iklim değişikliği konusunda bize zaman kazandırabilir mi?

İklim değişikliği bir gerçek, bu kadar basit. Ancak hâlâ bu konuda anlamadığımız çok şey var ve ne kadar çok şey bilirsek bunu yavaşlatma şansımız o kadar artar. Bilinmeyen bir faktör şu: Bulutlar nasıl bir rol oynayabilir? İşleri düzeltmede bize zaman kazandıracaklarına dair küçük bir umut var... Küresel ısınmayı daha kötü de kılabilirler. İklim bilimci Kate Marvel bizi bulut bilimine götürüyor ve Dünya'nın ateşinin düşmesinin neye bağlı olduğunu açıklıyor.

Ben bir iklim bilimciyim

ve havadan nefret ediyorum.

Kaliforniya 'da çok fazla zaman geçirdim

ve havanın kesinlikle isteğe bağlı olması
gerektiğine inanıyorum.

(Kahkaha)

Bulutlarla yaşamak istemiyorum,

onları araştırmayı ise hiç.

Ancak nereye gitsem
bulutlar beni takip ediyor gibi.

Gerçek şu ki bulutlar iklim bilimi için
gerçek bir zorluk.

Bulutların gezegen ısındıkça
nasıl tepki vereceğini bilmiyoruz

ve bu belirsizlik içinde gizlenmiş

bir umut olabilir.

Belki, sadece belki,

bulutlar küresel ısınmayı yavaşlatabilir

ve birlikte hareket etmek için
bize biraz daha zaman kazandırabilirler,

bu da şu an için çok uygun olurdu.

Demek istediğim, eğer bulutlar
gezegeni kurtaracaksa,

birkaç bulutlu güne daha katlanabilirim.

Şu an emin olduğumuz bazı şeyler var,

karbondioksit bir sera gazıdır,

bunu aşırı miktarda salıyoruz

ve gezegen ısınıyor.

Dava kapanmıştır.

Yine de her gün işe gidiyorum.

İklim değişikliği hakkında anlamadığımız

pek çok şey var.

Özelikle çok önemli bir sorunun

cevabını verebilmiş değiliz.

Sıcak olacağını biliyoruz,

ancak ne kadar sıcak olacağını
tam olarak bilmiyoruz.

İçinizden biri bana
bir zaman makinesi verse

bu cevaplaması çok kolay bir soru olurdu.

Ama size dürüst olacağım;

eğer bir zaman makinem olsaydı,

tarihin bu noktasında dolaşmak istemezdim.

Yani geleceği görmek için

bilgisayar simülasyon çıktılarına
güvenmek zorundayız...

bunun gibi iklim modellerine.

Benim çalışma alanımda

internette bu iklim modellerinin
tamamen yanlış olduğunu

söylemeyi seven bir sürü
harika insan ile karşılaşıyorum.

Sadece şunu söylemek isterim:

Şaka yapmıyorum!

İklim modelleriyle ilgili
şikayet belirtmek için para alıyorum.

Ancak modellerin
mükemmel olmasını istemiyoruz.

Kullanışlı olmasını istiyoruz.

Şunu bir düşünün:

Tüm gerçekliği

tamamen çoğaltabilen
bir bilgisayar simülasyonu.

Bu bir iklim modeli değil;

Bu "Matrix"

Yani modeller kristal küreler değil.

Araştırma araçları

ve yanılma biçimleri
bize çok şey öğretebilir.

Örneğin;

farklı iklim modelleri
şimdiye kadar gördüğümüz ısınmayı

büyük oranda yakalayabiliyor.

Fakat yüzyılın sonuna doğru

hiçbir şey değiştirmeden hızla gidelim

ve iklim modelleri
artık aynı fikirde değiller.

Evet, bizi uyarıyorlar;
konu aslında temel fizik.

Ancak bazıları felakete işaret ediyor...

hissettiğimiz ısınmadan
beş kat daha sıcak.

Bazı modeller de daha soğuk.

Peki iklim modelleri ne kadar sıcak
olacağı hakkında neden aynı fikirde değil?

Pekâlâ, büyük ölçüde,

gelecekte bulutların rolü konusunda
fikir ayrılığı yaşadıkları için.

Bu nedenle, tıpkı benim gibi,

bilgisayarlar da bulutlardan nefret eder.

Bilgisayarlar bulutlardan nefret eder
çünkü bulutlar eş zamanlı olarak

çok büyük ve çok küçükler.

Bulutlar,

mikroskopik su damlacıkları
veya buz kristalleri küçük parçacıkların

etrafında kaynaştığında oluşur.

Aynı zamanda, dünya yüzeyinin
üçte ikisini kaplarlar.

Bulutları gerçekten doğru
bir şekilde modellemek için

tüm atmosferdeki her su damlacığı
ve toz tanesinin karakterini

takip etmemiz gerekir,

bunu yapacak yeterli güce sahip
bir bilgisayar yok.

Bunun yerine bir değiş tokuş yapmalıyız:

yakınlaştırabilir ve ayrıntıları
doğru bir şekilde alabiliriz

fakat dünya çapında
neler olduğunu hiç bilmiyorum

veya büyük resmi görmek için gerçekliği

küçük ölçeklerde feda edebiliriz.

Şimdi, tek bir doğru cevap yok,

bunun için kusursuz bir yol yok

ve farklı iklim modelleri
farklı tercihler yapıyor.

Bilgisayarların bulutlarla

mücadele etmesi talihsiz bir durum,

çünkü bulutlar gezegenin sıcaklığını

düzenlemede çok önemli.

Gerçek şu ki eğer bulutlar yok olsa,

şiddetli iklim değişiklikleri yaşardık.

Peki bulutlar olmasaydı,

daha mı sıcak yoksa daha mı soğuk olurdu?

Cevap ise her ikisi de.

Dürüst olacağım,
ben bir bulut gözlemcisi değilim.

En sevdiğim bulut türü,
olmayan bulut.

Ancak ben bile bulutların
her şekil ve boyutta olduğunu biliyorum.

Bunlar gibi alçak, kalın bulutlar güneşi
engellemede ve barbekünüzü mahvetme

konusunda gerçekten iyidir

ve yüksek, dev gibi cılız bulutlar ise

güneş ışığının geniş çapta
yayılmasını sağlar.

Her güneşli gün aynıdır,

ancak her bulutlu gün
kendine özgü bulutludur.

Bu çeşitlilik,

bulutların küresel etkisini
anlamayı çok zorlaştırabilir.

Bulutların bu küresel etkisini görmede,

selfi çekmenin gerçekten yardımı olabilir.

Gezegenimizi uzaydan görebiliyor olmamız

beni şaşkına çevirmekten hiç vazgeçmiyor

ama tamamını göremiyoruz.

Bulutlar manzarayı engelliyorlar.

Her zaman yaptıkları gibi.

Bu alçak ve kalın bulutlar
çok etkili güneş engelleyici.

Güneşin gönderdiği enerjinin
%20'sini geri gönderiyorlar.

Büyük miktarda boşa giden güneş enerjisi.

Alçak bulutlar çok güçlü güneş kesiciler,

gezegeni soğutuyorlar.

Ancak bu bulutların tek etkisi değil.

Gezegenimizin bir derecesi var

ve derecesi olan her şey gibi

o da ısı veriyor.

Uzaya termal enerji saçıyoruz

kızılötesi ile bunu görebiliriz.

Bir kez daha
bulutlar manzarayı engelliyor.

Bunun sebebi yüksek bulutların
atmosferin üst katlarında yaşamaları,

orada hava çok soğuk.

Bu da uzaya çok az ısı verdikleri
anlamına geliyor.

Aynı zamanda aşağıdan
gezegenden gelen ısıyı da engelliyorlar.

Dünya kendi kendini soğutmaya çalışıyor

ve yüksek bulutlar bunun önüne geçiyor.

Sonuç çok etkili bir sera etkisi.

Yani bulutlar iklim sisteminde
çok büyük

ve ikili role sahipler.

Güneş kesici görevi gören
alçak bulutlar var,

gezegeni soğutuyor

ve sera etkisi yapan yüksek bulutlat var,

gezegeni ısıtıyor.

Şu anda biri diğerini
ortadan kaldıramıyor.

Güneş kesici...
biraz daha baskın çıkıyor.

Yarın tüm bulutlardan kurtulsak,

bunu savunmadığımı da belirteyim,

gezegenimiz ısınır.

Yani belli ki tüm bulutlar gitmiyor.

İklim değişikliği yine de yaşanıyor.

Şunu sorabiliriz:

Küresel ısınma
bulutları nasıl etkileyecek?

Unutmayalım,
Dünya'nın derecesini düzenlemede

bulutların çok önemli bir yeri var,

gezegeni hem soğutuyorlar
hem de ısıtıyorlar.

Yani buluttaki küçük değişiklikler bile

çok ciddi sonuçlar doğurabilir.

O yüzden şunu sorabiliriz:

Bulutlar küresel ısınmayı
nasıl değiştirecek?

Bu da umut duyabileceğimiz nokta olabilir.

Küresel ısınma
bulut değişikliklerini tetikler,

bu da daha güçsüz sera etkisi
veya daha etkili güneş kesici yaratırsa,

bulutların soğutucu gücü
güçlenmiş olur.

Küresel ısınmaya karşı hareket ederler.

Nispeten sakinleşmiş ılıma öngören

iklim modellerinde olan şey de bu.

Ancak iklim modelleri
bulutlarla mücadele ediyor

ve bu belirsizlik iki yöne gidiyor.

Bulutlar bize küresel ısınmada
yardım edebilir.

Bunu daha kötüye de götürebilir.

İklim değişikliğinin olduğunu biliyoruz

çünkü bunu görebiliyoruz:

artan sıcaklıklar, eriyen buzullar,
düşen yağmur miktarı değişmeleri.

Bunu bulutlarda da
göreceğimizi sanıyor olabilirsiniz.

Talihsiz bir durum paylaşayım:

bulutları görmek gerçekten çok zor.

Kuzeybatı Pasifikten gördüğüm herkes

''Önerim var'' diye bana geliyor.

(Kahkaha)

Arkadaşlar...
Yukarı bakmayı biz de denedik.

(Kahkaha)

İklim bilimi söz konusu olduğunda,

her yerde tüm bulutları
çok uzun süre görmemiz gerek.

Bunu zor kılan şey de bu.

Hiçbir şey bir uydudan
daha fazla bulut görmüyor.

Bir İngiliz bile.

(Kahkaha)

Neyse ki bulutları gözlemleyecek
uydularımız var,

benim gibi 1980'lere uzanıyor.

Bu uydular hava için tasarlandı,

iklim için değil.

Uzun süre için düşünülmediler.

Bu yüzden uzun süreli bilgi
edinebilmek için

iklim bilimi yapmak zorundayız.

Değişik bakış açısı yörünge
ve değişik kamera ekipmanı olan

birden çok uygu görüntüsünün sonucunu

birbiriyle birleştirmek zorundayız.

Bunun sonucunda,

bilgimizde boşluklar oluyor.

Bu çok bulutlu resimden bile,

muhtemel bir geleceğe dair
ipuçları edinebiliyoruz.

Gözlemlere baktığımız zaman,

bir şeyi fark ettik:

Bulutlar hareket ediyor.

Gezegenin ısısı arttıkça,

yüksek bulutlar yukarı çıkıyor.

Atmosferin daha soğuk
üst katmanlarına hareket ediyorlar,

bunun da anlamı,
gezegen ısınsa bile

yüksek bulutlar ısınmıyor.

Ortalama aynı sıcaklıkta kalıyorlar.

Yani uzaya daha fazla ısı kaybetmiyorlar.

Aynı anda,
aşağıda ısınan gezegenden

daha çok ısıyı hapsediyor.

Bu sera etkisini arttırıyor.

Yüksek bulutlar küresel ısınmayı
daha kötü hale getiriyorlar.

Bulutlar diğer boyutlarda da
hareket ediyorlar.

Atmosfer sirkülasyonu,
atmosferdeki su ve havanın

geniş çaplı hareketi

değişiyor

ve bulutlar da buna ayak uyduruyor.

Geniş ölçeklerde,

bulutlar tropik bölgelerden
kutuplara doğru hareket ediyor.

Büyükanne ve büyükbabanızın
zamana geri dönmesi gibi.

Bu çok önemli,

çünkü işiniz, gelen
güneş ışığını engellemekse,

tropik bölgelerde
kızgın güneşin altında

rakımı yüksek yerlere göre

daha etkili olmanız lazım.

Yani eğer bu devam ederse,

bu da küresel ısınmayı kötüleştirecek.

Yıllarca araştırmamıza rağmen

henüz bulamadığımız şey,

bunun tersini gösteren bir işaret.

Bulutların küresel ısınmayı

yavaşlatacağına dair
gözlemsel hiçbir kanıt yok.

Dünya kendi ateşini kendisi düşürmeyecek.

Hala belirsizlikler var.

Geleceğin ne getireceğini

hâlâ kesin olarak bilmiyoruz.

Ancak yine de çocuklarımızı
bu geleceğe gönderiyoruz

ve oradan geri gelmeyecekler.

Yüzleşecekleri şeye
hazır olmalarını istiyorum,

bu yüzden Dünya gözlemcisi uyduların

orada kalmaya devam etmesi

ve bulutlardan nefret etmeyen
çeşitli zeki ve yetenekli insanların

istihdam edilmesi ve iklim modellerinin

geliştirilmesi çok önemli.

Ancak belirsizlik cahillik değil.

Her şeyi bilmiyoruz,

ama hiçbir şey bilmiyor da değiliz

ve karbondioksitin ne yaptığını biliyoruz.

Kariyerime uzay fizikçisi olarak başladım,

dolayısıyla evrendeki

en güzel yerde yaşadığımızı
rahatlıkla söyleyebilirim.

Diğer gezegenlerde sıvı halde su olabilir.

Dünya'da viskimiz var.

(Kahkaha)

(Alkış)

Burada yaşadığımız için çok şanslıyız

ama şansımızı zorlamayalım.

Bulutların gezegeni
kurtaracağını sanmıyorum.

Sanırım bunu yapacak olan biziz.

Teşekkür ederim.

(Alkış)