< Return to Video

Amerikan göçmen hikayelerinde eksik olan ne

  • 0:01 - 0:03
    Herkese merhaba,
    benim adım Elizabeth,
  • 0:03 - 0:06
    ticari işlemlerin yürütüldüğü
    bir birimde çalışıyorum.
  • 0:06 - 0:08
    Ama daha bu işte yeniyim.
  • 0:09 - 0:12
    Yaklaşık bir buçuk yıl önce
    üniversiteden mezun oldum
  • 0:12 - 0:14
    ve dürüst olmak gerekirse
  • 0:14 - 0:16
    buraya gelebilmek için katlandığım
  • 0:16 - 0:18
    işe alım sürecinin etkilerini
    hala atlatamadım.
  • 0:18 - 0:20
    (Gülüşmeler)
  • 0:20 - 0:23
    Sizi bilemem ama
  • 0:24 - 0:27
    tüm bu süreç hakkında hala
    hatırladığım en saçma şey
  • 0:27 - 0:30
    öz güvensiz üniversite öğrencilerine
  • 0:31 - 0:33
    en büyük tutkularının
    ne olduğunun sorulmasıydı.
  • 0:34 - 0:37
    Gerçekten bunun için bir cevabım
    olduğunu mu düşünüyorsunuz?
  • 0:37 - 0:38
    (Gülüşmeler)
  • 0:38 - 0:40
    Tabii ki de bir cevabım vardı.
  • 0:40 - 0:41
    Dürüst olmak gerekirse,
  • 0:42 - 0:47
    göçmen ebeveynlerimin para ve Meksika
    pezosundaki dalgalanmalar hakkındaki
  • 0:47 - 0:54
    konuşmalarını duymamla başlayan
    dünya ekonomisine olan merakım
  • 0:54 - 0:58
    personel alım ekibine bu işe
    ne kadar tutkulu olduğumu gösterdi.
  • 0:59 - 1:01
    Kişisel hikayelere bayılıyorlar.
  • 1:02 - 1:03
    Ama biliyor musunuz?
  • 1:03 - 1:05
    Yalan söylemiştim.
  • 1:05 - 1:05
    (Gülüşmeler)
  • 1:06 - 1:08
    Anlattıklarım yalan değildi de.
  • 1:08 - 1:10
    Ailem gerçekten bu konular
    hakkında konuşuyordu.
  • 1:11 - 1:15
    Ama maliyeyi seçmemin
    nedeni bu değildi.
  • 1:16 - 1:18
    Tek isteğim kiramı ödeyebilmekti.
  • 1:18 - 1:20
    (Gülüşmeler)
  • 1:21 - 1:22
    Olay şu ki,
  • 1:22 - 1:27
    kiramı ödemem ve yetişkin işleri
    yapmam gerektiği gerçeği
  • 1:27 - 1:30
    işverenlere, başkalarına
    hatta kendimize bile
  • 1:30 - 1:32
    itiraf etmek istemediğimiz şeyler.
  • 1:33 - 1:36
    İşverenlere para için orada olduğumu
    söylemeyeceğimi biliyordum.
  • 1:37 - 1:39
    Bunun nedeni de genelde şu:
  • 1:39 - 1:41
    Biz kendimizi idealist olarak
    görmek istiyoruz,
  • 1:41 - 1:43
    ilginç bulduğu şeylerin peşinden koşan
  • 1:43 - 1:45
    ve ona inanan insanlar olarak.
  • 1:46 - 1:48
    Ama gerçek şu ki,
  • 1:49 - 1:52
    çok azımız gerçekten
    bunu yapacak ayrıcalığa sahip.
  • 1:53 - 1:54
    Herkes için konuşamam
  • 1:55 - 1:58
    ama bu, özellikle benim gibi
    genç göçmen çalışanlar için doğru.
  • 1:59 - 2:01
    Bunun doğru olmasındaki sebep ise,
  • 2:01 - 2:04
    toplumun bizi sürekli
  • 2:04 - 2:07
    haberlerde, iş yerinde anlatılanlarla,
    hatta kafalarımızın içindeki
  • 2:07 - 2:10
    rahatsız edici eleştirel seslerin
    bile söyledikleriyle vurmasıdır.
  • 2:10 - 2:13
    Hangi anlatılardan bahsediyorum?
  • 2:13 - 2:15
    Göçmenler deyince akla iki şey gelir.
  • 2:15 - 2:17
    Birincisi işçi göçmenler.
  • 2:18 - 2:21
    Bilirsiniz, işçi, tarla çalışanı,
    bulaşıkçı olarak çalışmak üzere
  • 2:21 - 2:24
    Amerika'ya gelen insanlar.
  • 2:24 - 2:28
    Bizim düşük ücretli olarak
    tanımladığımız işler,
  • 2:28 - 2:29
    peki ya göçmenler?
  • 2:29 - 2:31
    Bu onlar için iyi bir fırsat.
  • 2:32 - 2:35
    Bugünlerde haberler her şeyi
    daha da anlaşılmaz hale getiriyor.
  • 2:36 - 2:39
    Bu durum, Amerika'nın göçmenlerle
    ilişkisini karmaşık hale getiriyor.
  • 2:40 - 2:43
    Göçmen uzmanı George Borjas'ın
    söylediği gibi
  • 2:43 - 2:46
    Amerika işçi istiyor
  • 2:46 - 2:49
    aama işçi yerine insan
    geldiğinde afallıyor gibi.
  • 2:50 - 2:52
    (Gülüşmeler)
  • 2:52 - 2:55
    İnsanların başlarını sokacak bir evleri
    olsun diye uğraşması
  • 2:55 - 2:57
    ve normal bir hayat sürmek istemeleri
    doğal değil mi?
  • 2:58 - 3:00
    Bariz sebeplerden dolayı
  • 3:00 - 3:02
    bu hikaye beni biraz çıldırtıyor.
  • 3:02 - 3:04
    Ama yalnızca bu değil.
  • 3:05 - 3:09
    Diğer bir hikaye ise şimdi bahsedeceğim
    süper göçmen fikri.
  • 3:09 - 3:12
    Amerika'da süper göçmenleri,
  • 3:12 - 3:15
    Amerika'nın başarısının ideal sembolü
    olarak putlaştırmayı çok seviyoruz.
  • 3:15 - 3:18
    Ben süper göçmenlere karşı
    hayranlık besleyerek büyüdüm.
  • 3:18 - 3:22
    Çünkü onların varlığı benim hayallerimi
    besledi ve bana umut verdi.
  • 3:22 - 3:24
    Bu hikaye ile ilgili sorun ise
  • 3:24 - 3:27
    başaramayanların ya da
    o şekilde yapmayanların üzerine
  • 3:27 - 3:30
    gölge düşürüyor olması.
  • 3:30 - 3:33
    Yıllardır, bir göçmen tipinin yüceltilip
  • 3:33 - 3:37
    diğerinin kötü gösterildiği
    davranış tarzında kayboldum.
  • 3:37 - 3:41
    Yani benim ailemin fedakarlıkları
    yeterli değil miydi?
  • 3:41 - 3:44
    Babamın, üstü başı kimyasal
    tozlara bulanmış halde
  • 3:44 - 3:47
    metal fabrikasından eve gelmesi
  • 3:47 - 3:48
    süper değil miydi?
  • 3:49 - 3:51
    Beni yanlış anlamayın.
  • 3:51 - 3:54
    Hikayelerin ikisini de
    bir dereceye kadar özümsedim
  • 3:54 - 3:55
    ve birçok yönden
  • 3:55 - 3:59
    kahramanlarımın başarısını görmek
    beni de aynısını yapmaya yönlendirdi.
  • 3:59 - 4:02
    Ama bu hikayelerin ikisi de
    bir yönden hatalı:
  • 4:02 - 4:06
    Belirli bir kalıba uymazlarsa veya
    belirli bir hususta başarı elde etmezlerse
  • 4:06 - 4:08
    insanları kişiliksizleştiriyor.
  • 4:09 - 4:12
    Bu gerçekten de benim
    öz imajımı etkiledi
  • 4:12 - 4:15
    çünkü bu fikirleri, ailemin ve
    benim kim olduğuma göre
  • 4:15 - 4:19
    sorgulamaya ve merak etmeye
    başladım:
  • 4:19 - 4:22
    "Yaşadığımız adaletsizliklerden
    ailemi korumak için
  • 4:22 - 4:25
    yeterince çaba sarf ediyor muyum?"
  • 4:25 - 4:28
    Facialar gözümün önünde gerçekleşirken
  • 4:28 - 4:31
    neden "bütün malımı satmayı" seçtim?
  • 4:32 - 4:36
    Fikirlerimle uzlaşmaya varmam
    epey zaman aldı.
  • 4:37 - 4:40
    İspanyol Burs Fonu'nu yöneten insanlara
  • 4:40 - 4:43
    bu süreci erkenden onayladıkları için
  • 4:43 - 4:45
    gerçekten çok teşekkür etmem gerek.
  • 4:45 - 4:48
    Mentorluk veya burslar ile
  • 4:48 - 4:53
    öğrencilerin yükseköğretime
    hak kazanmasına yardımcı olan
  • 4:53 - 4:55
    ve kaygılarımı azaltmamı
    sağlayan bir kuruluş.
  • 4:56 - 4:59
    Üstelik bunu, çok aşina olduğum
    bir şey söyleyerek başarıyorlardı.
  • 4:59 - 5:02
    Muhtemelen hepinizin
    uçağa binişinizin
  • 5:02 - 5:04
    ilk dakikalarında duyduğu bir şey.
  • 5:04 - 5:06
    Acil bir durum halinde
  • 5:06 - 5:10
    etrafınızdakilere yardım etmeden
    önce kendi oksijen maskenizi takın.
  • 5:10 - 5:14
    Şimdi anlıyorum ki bu söz farklı
    insanlar için farklı anlamlar taşıyormuş.
  • 5:14 - 5:15
    Ama benim için
  • 5:15 - 5:19
    göçmenlerin asla hiçbir hikayeye
    uymayacağını ifade ediyordu.
  • 5:19 - 5:22
    Çünkü çoğumuz aslında yalnızca
    bir izge boyunca seyahat ediyor
  • 5:22 - 5:24
    ve hayatta kalmaya çabalıyoruz.
  • 5:24 - 5:26
    Hayatta oksijen maskelerini takmış,
  • 5:26 - 5:29
    güvenli bir şekilde yaşamlarına
    devam eden insanlar olsa da
  • 5:29 - 5:31
    şüphesiz daha diğerlerine
  • 5:31 - 5:34
    yardım etmeyi düşünmeden önce
  • 5:34 - 5:36
    kendi maskelerini takmaya
    çalışanlar da olacak.
  • 5:37 - 5:39
    Bu ders beni can evimden vurdu.
  • 5:39 - 5:41
    Çünkü ebeveynlerim,
  • 5:41 - 5:48
    başka hiçbir yerde bulamayacağımız
    fırsatlardan yararlanabilmemizi istemişti.
  • 5:48 - 5:50
    Demek istediğim, Amerika'daydık
  • 5:50 - 5:54
    ve bir çocuk olarak bu, benim
    geleceğimin nasıl olacağına dair
  • 5:54 - 5:58
    çılgın, hırslı ve özenli hayaller
    kurmama neden olmuştu.
  • 5:58 - 6:01
    Ama dünyanın göçmenler
    hakkında ne düşündüğü,
  • 6:01 - 6:04
    içinde yaşadıkları hikayelerden
    çok daha fazlasını etkiliyor.
  • 6:04 - 6:07
    Ayrıca, yasaların ve sistemlerin
  • 6:07 - 6:11
    toplumları, aileleri ve bireyleri
    etkilemesinin de bir tesiri var.
  • 6:11 - 6:12
    Bunu birinci ağızdan biliyorum.
  • 6:12 - 6:16
    Çünkü bu yasalar ve sistemler
    ailemi darmadağın etti
  • 6:16 - 6:18
    ve Meksika'ya geri dönmelerine
    sebep oldu.
  • 6:19 - 6:21
    On beş yaşımda,
  • 6:21 - 6:23
    sekiz yaşındaki kardeşim ve ben
  • 6:23 - 6:27
    ebeveynlerimizin bize devamlı sağladığı
    kılavuzluktan mahrum kaldık.
  • 6:29 - 6:31
    Amerikan vatandaşı olmamıza rağmen
  • 6:31 - 6:37
    her daim fırsatlar dünyası olarak
    bildiğimiz yerde mağlup hissettik.
  • 6:38 - 6:41
    Ailemin Meksika'ya gidişinden
    haftalar sonra,
  • 6:41 - 6:44
    artık geri dönemeyecekleri kesinleştiğinde
  • 6:44 - 6:48
    sekiz yaşındaki kardeşimin
    ailesinin yanında olmak için
  • 6:48 - 6:50
    okulu bırakmasını
    izlemek zorunda kaldım.
  • 6:51 - 6:55
    Aynı zamanda, geri dönmenin
  • 6:55 - 6:58
    ailemin fedakarlıklarını onaylamak mı
    olacağını merak ediyordum.
  • 6:59 - 7:03
    Sonra ailemi,
    yaşayacak bir yer bulmamın
  • 7:03 - 7:06
    ya da iyi olacağımın garantisi veremeden
  • 7:06 - 7:09
    kalmama izin vermeleri için
    bir şekilde ikna ettim.
  • 7:09 - 7:14
    Ama hoşça kal demenin ne kadar
    zor olduğunu asla unutmayacağım.
  • 7:14 - 7:17
    Ben tellerin arkasından hoşçakal
    diyerek el sallarken
  • 7:17 - 7:20
    küçük kardeşimi kollarının üzerine
    çökmüş halde görmenin
  • 7:20 - 7:22
    ne kadar zor olduğunu
    asla unutmayacağım.
  • 7:24 - 7:28
    O günden beri birçok fırsattan
    yararlanmamın tek sebebinin
  • 7:28 - 7:32
    metanetim olduğunu düşünmek
    saflık olurdu.
  • 7:33 - 7:35
    Gerçekten çok şanslıydım ve
    bunu bilmenizi istedim.
  • 7:35 - 7:37
    Çünkü istatistiklere göre
    konuşacak olursak
  • 7:37 - 7:40
    evsiz veya istikrarsız yaşam
    şartları olan öğrenciler
  • 7:40 - 7:43
    nadiren liseyi tamamlayabiliyor.
  • 7:43 - 7:44
    Ama bence bunda
  • 7:44 - 7:47
    ailemin, kalmama izin verirken
    fırsatları yakalamak için
  • 7:47 - 7:51
    bir şekilde cesaret ve güç bulacağıma
    inanmalarının payı büyük,
  • 7:51 - 7:54
    üstelik ben güvensiz ve
    niteliksiz hissederken bile.
  • 7:56 - 8:01
    Amerikan rüyasını yaşamanın
    bir bedeli olduğunu inkar etmiyorum.
  • 8:02 - 8:07
    Bunu bilmek için göçmen ya da
    göçmen çocuğu olmanıza gerek yok.
  • 8:08 - 8:10
    Ama biliyorum ki ben bugün,
  • 8:10 - 8:14
    ailemin Amerikan rüyası olarak
    gördüğü şeyin çok benzerini yaşıyorum.
  • 8:14 - 8:16
    Çünkü okulum biter bitmez
  • 8:16 - 8:20
    küçük kardeşimi benimle
    yaşaması için Amerika'ya getirdim.
  • 8:20 - 8:22
    Bu sayede o da eğitimine
    devam edebilecekti.
  • 8:23 - 8:27
    Üstelik kardeşimi geri getirmenin
    çok zor olacağını biliyordum.
  • 8:27 - 8:31
    Bir yandan kendi hayalleri olan
    bir çocuktan sorumlu olup
  • 8:31 - 8:35
    diğer yandan da ilk işime girebilmem için
    gerekli profesyonelliği ve talepleri
  • 8:35 - 8:39
    karşılamanın kolay
    olmayacağını biliyordum.
  • 8:40 - 8:44
    Yirmi dört yaşımda gençliğimin zirvesinde
    ve New York'ta,
  • 8:44 - 8:47
    bulaşık yıkamaktan nefret eden
    endişeli, genç bir oda arkadaşıyla
  • 8:47 - 8:50
    yaşamanın ne kadar eğlenceli
    olacağını hayal edebilirsiniz.
  • 8:50 - 8:51
    (Gülüşmeler)
  • 8:51 - 8:52
    En kötüsü.
  • 8:52 - 8:54
    (Gülüşmeler)
  • 8:54 - 8:57
    Ama kardeşimi, kendisini nasıl
    savunacağını öğrenirken,
  • 8:57 - 9:00
    okulu ve dersleriyle ilgili
    endişelenirken gördüğümde
  • 9:00 - 9:03
    hiçbir tereddütüm kalmadı.
  • 9:03 - 9:07
    Çünkü biliyordum ki bu yaşadığım
    tuhaf, güzel ve ayrıcalıklı hayat
  • 9:07 - 9:11
    benim ve ailemin ekonomik istikrarlı
    bir hayata kavuşacağımıza dair
  • 9:11 - 9:13
    bir kariyer izlememin gerçek sebebiydi.
  • 9:15 - 9:17
    O zamanlar bilmiyordum ama,
  • 9:17 - 9:20
    ailemden ayrı yaşadığım o
    sekiz yıl boyunca
  • 9:20 - 9:23
    oksijen maskem takılıydı ve hayatta
    kalmaya odaklanmıştım.
  • 9:23 - 9:26
    Yine o sekiz yıl boyunca,
  • 9:26 - 9:31
    çaresizce ailemin uzakta olmasının
    acısına katlanmak zorunda kaldım.
  • 9:31 - 9:35
    Havayollarının size söylemediği şey ise
    etrafınızdakilerin debelendiğini görürken
  • 9:35 - 9:38
    önce kendi oksijen maskenizi takmak
  • 9:38 - 9:40
    fazlaca cesaret ister.
  • 9:40 - 9:42
    Ama önce kendi kontrolünü eline alabilmek,
  • 9:42 - 9:46
    bazen etrafınızdakilere yardım
    edebilmenin tek yoludur.
  • 9:46 - 9:52
    Küçük kardeşimin yanında olabileceğim
    bir konumda olduğum için çok şanslıyım.
  • 9:52 - 9:56
    Bu sayede seçimlerini yaparken
    güvenli ve hazırlıklı hissediyor.
  • 9:58 - 10:00
    Ama biliyorum ki,
  • 10:00 - 10:03
    bu ayrıcalıklı pozisyonda olduğum için
  • 10:03 - 10:08
    toplumumun rehberlik, erişim ve destek
    alabileceği alanlar bulma gibi
  • 10:08 - 10:11
    bir sorumluluğum da var.
  • 10:13 - 10:18
    Her birinizin hayat serüveninde
    nerede olduğunuzu bildiğimi iddia edemem,
  • 10:18 - 10:20
    ama şunu iyi biliyorum ki
  • 10:20 - 10:23
    farklı sesler bir araya geldiğinde
    yeşeren bir dünyamız var.
  • 10:23 - 10:25
    Umuyorum ki,
  • 10:25 - 10:29
    gerektiğinde oksijen maskenizi takma
    cesaretiniz olur
  • 10:30 - 10:32
    ve böylece elinizden geldiğinde
  • 10:32 - 10:34
    etrafınızdakilere yardım etme
    gücünü bulursunuz.
  • 10:34 - 10:36
    Teşekkür ederim.
  • 10:36 - 10:37
    (Alkışlar)
Title:
Amerikan göçmen hikayelerinde eksik olan ne
Speaker:
Eliabeth Camarillo Gutierrez
Description:

Elizabeth Camarillo Gutierrez, Amerika'da fırsat ve istikrar bulma hikayesini anlatırken göçmen deneyimlerini basitleştiren ve mükemmel olarak gösteren hikayelerdeki kusurları irdeliyor ve etrafımızdakilere en iyi şekilde yardım etme konusunda zor kazanılan bir bilgeliği bizimle paylaşıyor. "Farklı sesler bir araya geldiğinde yeşeren bir dünyamız var." diyor.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
10:53

Turkish subtitles

Revisions