< Return to Video

ABD sağlık hizmetlerinin sizin hakkınızda varsaydıkları

  • 0:01 - 0:02
    Birkaç yıl önce,
  • 0:02 - 0:06
    şiddet kurbanı olan
    bir kadınla ilgileniyordum.
  • 0:07 - 0:12
    Onun travma geçirenler üzerine yoğunlaşmış
    bir klinikte tedavi görmesini istedim.
  • 0:12 - 0:17
    Randevuyu kendim aldım;
    çünkü departmanın müdürü olarak
  • 0:17 - 0:19
    eğer bunu yaparsam
  • 0:19 - 0:21
    hemen randevu alabileceğini biliyordum.
  • 0:22 - 0:26
    Klinik yaşadığı yerden
    yaklaşık bir buçuk saat uzaklıktaydı.
  • 0:26 - 0:29
    Ama o adresi aldı ve gitmeyi kabul etti.
  • 0:31 - 0:34
    Ne yazık ki kliniğe kadar gidemedi.
  • 0:35 - 0:40
    Psikiyatrist ile konuştuğumda
  • 0:40 - 0:43
    bana travma geçirenlerin karşılaştıkları
    sorunlarla yüzleşmede
  • 0:43 - 0:46
    genellikle dirençli olduklarını
  • 0:46 - 0:48
    ve randevularını kaçırdıklarını açıkladı.
  • 0:48 - 0:49
    Bundan dolayı,
  • 0:49 - 0:54
    genellikle doktorların hastalar için
    randevu almasına izin vermiyorlar.
  • 0:55 - 0:58
    Benim için bir istisna yaptılar.
  • 0:58 - 1:01
    Hastamla konuştuğum zaman,
  • 1:01 - 1:07
    neden randevuya gitmediğiyle alakalı
    çok basit ve Freudyen olmayan sebebi vardı
  • 1:08 - 1:09
    Taksisi gelmemişti.
  • 1:11 - 1:13
    Şimdi, şöyle düşünüyor olabilirsiniz,
  • 1:13 - 1:17
    "O klinik randevusuna gitmek için
    başka bir yolu yok muydu?"
  • 1:17 - 1:22
    Bir Uber çağıramadı mı
    veya arkadaşlarını da mı arayamadı?
  • 1:22 - 1:24
    Eğer böyle düşünüyorsanız,
  • 1:24 - 1:27
    bu muhtemelen bazı
    kaynaklarınızın olduğundandır.
  • 1:27 - 1:31
    Ama onun Uber için ne yeterli parası
  • 1:31 - 1:33
    ne de arayacak bir arkadaşı yoktu.
  • 1:34 - 1:36
    Ama ona yardım etmek için oradaydım
  • 1:36 - 1:39
    ben de ona başka
    bir randevu ayarlayabildim.
  • 1:39 - 1:41
    Ona da bir sıkıntı olmadan devam etti.
  • 1:42 - 1:43
    Çekimser değildi,
  • 1:43 - 1:45
    yalnızca taksisi gelmemişti.
  • 1:47 - 1:51
    Keşke bunun bir seferlik
    bir şey olduğunu söyleyebilsem
  • 1:51 - 1:54
    ama çeşitli güvenlik ağlarını
  • 1:54 - 1:58
    San Francisco, Los Angeles ve şimdi de
    New York'ta yönettiğimden biliyorum ki
  • 1:59 - 2:03
    sağlık hizmetleri
    orta-sınıf sistemi üzerine kurulu
  • 2:03 - 2:07
    ve genellikle düşük gelirli
    hastaların ihtiyaçlarını karşılamıyor.
  • 2:08 - 2:12
    ACA veya Obamacare çatısı altında
    genişletilmiş olan
  • 2:12 - 2:16
    sağlık sigortasına rağmen
  • 2:16 - 2:19
    ekonomik sınıflar arasında bulunan
  • 2:19 - 2:23
    sağlık hizmetlerindeki
    eşitsizliğin kapanmasının
  • 2:23 - 2:26
    bu kadar zor olmasının
    sebeplerinden biri buydu.
  • 2:27 - 2:29
    Birleşik Devletler'de sağlık hizmetleri
  • 2:29 - 2:36
    Los Angeles'ın büyük alanını
    geçebilmenin yanı sıra,
  • 2:37 - 2:40
    günün ortasında sağlığın için
  • 2:40 - 2:43
    izin alabileceğini de varsayıyor.
  • 2:43 - 2:48
    Bir Perşembe öğle vakti
  • 2:48 - 2:50
    Doğu Los Angeles kliniğime bir hastam
  • 2:50 - 2:55
    iki gözünde de kısmi körlük
    şikayetiyle geldi.
  • 2:55 - 2:58
    Çok endişeli bir şekilde, ona dedim ki
  • 2:58 - 2:59
    "Bu ne zaman gerçekleşti?"
  • 3:00 - 3:02
    "Pazar" dedi.
  • 3:02 - 3:04
    Dedim ki, "Pazar mı?
  • 3:04 - 3:07
    Daha önceden kliniğe gelmeyi
    düşünmedin mi?
  • 3:07 - 3:11
    Ve dedi ki, "Ne olursa olsun, kiramı
    ödemek için çalışmam lazım".
  • 3:12 - 3:14
    Aynı klinikte ikinci bir hasta,
  • 3:14 - 3:16
    bir kamyoncu,
  • 3:16 - 3:19
    aşırı derecede ilerlemiş bir enfeksiyonla
    mallarını teslim ettikten sonra
  • 3:19 - 3:24
    üç gün sadece
    beni görmek için sürmüş.
  • 3:24 - 3:31
    İki hasta da muayeneleri geciktiği
    için risk altındaydı.
  • 3:32 - 3:35
    Birleşik Devletler'deki sağlık hizmeti
    İngilizce konuşabildiğinizi
  • 3:35 - 3:39
    veya konuşabilen birini
    yanınızda getirdiğinizi varsayıyor.
  • 3:39 - 3:44
    San Francisco'da, yatan bir hastam vardı
  • 3:44 - 3:49
    kendisi Batı Afrika'dandı
    ve aksanı o kadar farklıydı ki
  • 3:49 - 3:55
    telefon hattında onu anlayabilen yalnızca
  • 3:55 - 3:57
    bir çevirmen bulabildik.
  • 3:57 - 4:00
    O çevirmen de haftada sadece
    bir öğlen çalışıyordu.
  • 4:01 - 4:05
    Ne yazık ki, benim hastamın her gün
    çevirmene ihtiyacı vardı.
  • 4:07 - 4:10
    Birleşik Devletler'deki sağlık hizmeti
    okuma yazma bildiğinizi varsayıyor.
  • 4:10 - 4:16
    Aksansız İngilizce konuşabilen hastamın
  • 4:16 - 4:17
    okuma-yazma bilmediğini
  • 4:17 - 4:24
    benden sosyal sigorta yetersizlik
    belgesini imzalamamı istediğinde öğrendim.
  • 4:24 - 4:28
    Formun aynı gün
    teslim edilmesi gerekiyordu.
  • 4:28 - 4:30
    Ben de klinikte olmadığımdan,
  • 4:30 - 4:31
    ona yardımcı olmaya çalışarak,
  • 4:31 - 4:35
    oğlunun tek ebeveyni olduğunu bildiğimden
  • 4:35 - 4:39
    dedim ki, "Tamam o zaman,
    formu benim ofisime getir.
  • 4:39 - 4:42
    Senin için imzalayıp fakslayacağım."
  • 4:42 - 4:45
    Ofisime gelmek için iki otobüs değiştirdi,
  • 4:45 - 4:47
    formu bıraktı,
  • 4:47 - 4:49
    oğluna bakmak için evine geri döndü...
  • 4:49 - 4:55
    Ofise gittim, ve formun üstündeki büyük
    "X" işaretinin yanında ne mi gördüm?
  • 4:55 - 4:56
    "Aday." kelimesini.
  • 4:58 - 4:59
    Formu onun imzalaması gerekiyordu.
  • 5:00 - 5:04
    Bu durumda benim ona tekrar
    iki otobüs değiştirip ofise gelmesini
  • 5:04 - 5:09
    ve formu fakslayabilmemiz için
    imzalamasını sağlamam lazımdı.
  • 5:09 - 5:11
    Bu olay onunla ilgilenme
    yöntemimi tamamen değiştirdi.
  • 5:11 - 5:16
    Her zaman verdiğim yönergeleri
    sözlü olarak da söylediğimden emin oldum.
  • 5:17 - 5:20
    Bu ayrıca modern elektronik dünyanın
    ürettiği yöntemlerle
  • 5:20 - 5:23
    hastalıklarını ve tedavi
    biçimleri açıklanan
  • 5:23 - 5:27
    bu tonlarca kağıdı alan
  • 5:27 - 5:30
    hastalardan acaba kaçının
  • 5:30 - 5:33
    o kağıtta yazanları
  • 5:33 - 5:35
    anlayabildiğini merak ettim.
  • 5:36 - 5:41
    Birleşik Devletler'deki sağlık sistemi
    sizin bir telefonunuz
  • 5:41 - 5:42
    ve adresiniz olduğunu varsayıyor.
  • 5:43 - 5:46
    Ucuz telefonların yaygınlaşmasının
  • 5:46 - 5:48
    bize aslında çok yardımı oldu.
  • 5:48 - 5:52
    Ama yine de hastalarımın kontörü bitiyor,
    ve telefonları kapanıyor.
  • 5:52 - 5:55
    Düşük-gelirli insanlar genellikle
    mecburiyetten çokca geziniyorlar.
  • 5:55 - 5:59
    Meme filminde anormallik olan bir kadının
  • 5:59 - 6:05
    raporunu incelediğimi hatırlıyorum.
  • 6:06 - 6:11
    Rapor harıl harıl o üç mektubun
    evine gönderildiğini,
  • 6:11 - 6:14
    durum kontrolü için gelmesinin
    istendiğini belgeliyor.
  • 6:15 - 6:17
    Tabii ki adresi doğru değilse
  • 6:17 - 6:22
    aynı adrese kaç mektup gönderdiğinin
    bir önemi olmaz.
  • 6:23 - 6:28
    ABD'deki sağlık hizmetleri dengeli bir
    yemek tedariğiniz olduğunu varsayıyor.
  • 6:29 - 6:32
    Bu özellikle diyabet hastaları için
    büyük bir sorun.
  • 6:33 - 6:36
    Onlara kan şekerlerini azaltan
    ilaçlar veriyoruz.
  • 6:36 - 6:39
    Yeterli yemekleri olmadığı günlerde,
  • 6:39 - 6:43
    bu onların hayatlarını tehlikeye atıp
    kan şekeri düşüklüğü
  • 6:43 - 6:46
    riskine sokuyor.
  • 6:47 - 6:50
    Birleşik Devletler'de sağlık sistemi sizin
    insülini muhafaza etmek için
  • 6:50 - 6:53
    buzdolaplı bir evinizin olduğunu,
  • 6:53 - 6:55
    yıkanmak için bir banyonuzun olduğunu,
  • 6:55 - 6:57
    uyumak içinse kaygı duymadan
  • 6:57 - 7:02
    uyuyabileceğiniz bir yatağınızın
    olduğunu varsayıyor.
  • 7:02 - 7:04
    Ama ya buna sahip değilseniz?
  • 7:05 - 7:07
    Ya sokakta yaşıyorsanız,
  • 7:07 - 7:09
    ya otobanın altında yaşıyorsanız,
  • 7:09 - 7:12
    ya topluluk evlerinde yaşayıp
  • 7:12 - 7:15
    her sabah 7 veya 8'de
    çıkmanız gerekiyorsa?
  • 7:16 - 7:18
    İlaçlarınızı nerede muhafaza ederdiniz?
  • 7:21 - 7:23
    Nerede banyo kullanabilirdiniz?
  • 7:24 - 7:28
    Kalp yetmezliğiniz varsa bacaklarınızı
    nasıl kaldırabilirdiniz?
  • 7:29 - 7:35
    Evsiz insanlara
    sağlık sigortası sağlayarak
  • 7:35 - 7:38
    evsiz ve evi olan arasındaki devasa farkın
  • 7:38 - 7:41
    silinmeyeceği gerçekten
    şaşırılacak bir şey mi?
  • 7:42 - 7:47
    ABD'deki sağlık hizmetleri sağlığınızı
    ilk sıraya koyduğunuzu varsayıyor.
  • 7:48 - 7:50
    Peki ya hepiniz?
  • 7:50 - 7:55
    Bir dakikalığına hepinizin
    ilaç aldığını varsayalım.
  • 7:55 - 7:57
    Belki yüksek kan basıncından.
  • 7:57 - 8:00
    Belki de diyabet veya depresyondandır.
  • 8:01 - 8:04
    Eğer seçeneğiniz olsaydı:
  • 8:05 - 8:09
    ya ilacınızı alıp sokakta yaşayacak
  • 8:11 - 8:16
    ya da evde yaşayıp
    ilacınızı alamayacaksınız.
  • 8:18 - 8:19
    Hangisini seçerdiniz?
  • 8:21 - 8:23
    Ben neyi seçeceğimi biliyorum.
  • 8:25 - 8:29
    İşte bu düşük-gelirli hastaların
    her gün vermek zorunda kaldığı
  • 8:29 - 8:32
    kararların çizgisel bir örneği.
  • 8:32 - 8:35
    Yani doktorlarım kafalarını sallayıp
  • 8:35 - 8:40
    "O hastanın neden randevularına
    devam etmediğini bilmiyorum,"
  • 8:41 - 8:45
    "Neden söylediğim muayeneyi
    olmadığını bilmiyorum," diyorlar.
  • 8:45 - 8:49
    Belki de taksisi gelmemiştir,
  • 8:49 - 8:51
    belki çalışması gerekiyordur.
  • 8:52 - 8:57
    Belki de, o gün yüksek kan basıncından
    veya kolonoskopi çektirmekten
  • 8:57 - 9:01
    daha önemli bir işi vardı.
  • 9:02 - 9:05
    Belki de o hasta sıkıntılı bir eşle
  • 9:06 - 9:10
    veya uyuşturucu bağımlısı olan
    hamile kızıyla
  • 9:10 - 9:13
    veya okuldan atılan oğluyla uğraşıyordur.
  • 9:14 - 9:19
    Hatta belki de kavşakta
    bisikletleriyle gidiyorlardı
  • 9:19 - 9:21
    ve bir kamyon çarptı,
  • 9:21 - 9:26
    şimdi de tekerlekli sandalye kullanıyorlar
    ve çok az hareket kabiliyetleri var.
  • 9:28 - 9:31
    Açıkça, bu gibi şeyler orta-düzey
    insanların da başına gelebilir.
  • 9:32 - 9:34
    Ama öyle bir şey olduğu zaman,
  • 9:34 - 9:38
    bu gibi sorunlarla başa çıkmak için
    elimizde kaynaklar var.
  • 9:39 - 9:44
    Hayatımızın geri kalanını normal olarak
    yaşayacağımızın inancına sahibiz.
  • 9:45 - 9:48
    Bu düşük gelirli insanlar için
    böyle değil.
  • 9:48 - 9:52
    Onlar arkadaşlarını ve yakınlarının
  • 9:52 - 9:53
    kazalardan, şiddetten,
  • 9:53 - 9:55
    daha erken tespit edilmesi
  • 9:55 - 9:59
    gereken kanserlerden dolayı
    genç yaşta öldüklerini gördüler.
  • 9:59 - 10:02
    Bu durum ne yaparsanız yapın,
  • 10:02 - 10:04
    bir umutsuzluğa yol açabilir.
  • 10:06 - 10:11
    Düşük gelirli insanların bakımıyla ilgili
    kasvetli bir resim çizdiğimi biliyorum.
  • 10:11 - 10:14
    Ama güvenlik ağ sistemlerinde çalışmanın
  • 10:14 - 10:17
    ne kadar değerli bulduğumu
    bilmenizi istiyorum,
  • 10:17 - 10:21
    ve gönülden inancım şu ki
    sistemi düşük-gelirli insanların
  • 10:21 - 10:24
    ihtiyaçlarına duyarlı hale getirebiliriz.
  • 10:25 - 10:29
    Başlangıç noktası,
    hastalarla yaşadıkları yerde buluşup
  • 10:29 - 10:32
    engeller olmadan servis sunabilmek
  • 10:33 - 10:36
    ve hastalara bizim onların ihtiyacı
    olduğunu düşündüğümüz şeyleri değil
  • 10:36 - 10:39
    gerçekten ihtiyaçları
    olduğu şeyleri sunabilmek olmalı.
  • 10:40 - 10:44
    Benim için evsiz olan
    ve sokakta yaşayan birine
  • 10:44 - 10:46
    iyi bir hizmet sunabilmem imkansız.
  • 10:47 - 10:51
    Evsiz birisi için doğru reçete
    eve yerleştirmek.
  • 10:52 - 10:54
    Los Angeles'ta,
  • 10:54 - 11:00
    tıbbi hastalık, akıl hastalığı,
    bağımlılıktan muzdarip
  • 11:00 - 11:05
    4.700 kronik evsiz kişiyi
    evlere yerleştirdik.
  • 11:06 - 11:11
    Onları yerleştirince
    ev yerleştirme de dahil,
  • 11:11 - 11:13
    toplam sağlık hizmeti ücreti azaldı.
  • 11:14 - 11:19
    Bunun nedeni onların artık hem acilde
    hem de poliklinik servisinde
  • 11:19 - 11:23
    hastaneyi daha az ziyaret etmesiydi.
  • 11:24 - 11:27
    Bunun için ekstra ücret olmadan
  • 11:27 - 11:29
    onlara değerlerini geri vermiş olduk.
  • 11:31 - 11:35
    İstikrarlı bir yemek tedariği olmayanlara,
  • 11:35 - 11:39
    özellikle diyabetlilere,
  • 11:39 - 11:44
    güvenlik ağ sistemleri
    farklı çözümler deneyimliyorlar,
  • 11:44 - 11:49
    temel bakım kliniklerinde
    yemek büfeleri açmak
  • 11:49 - 11:53
    ve aşevleri ve gıda bankalarının
    haritalarını dağıtmak gibi.
  • 11:54 - 11:56
    New York'ta da
  • 11:56 - 11:58
    birçok elemanı
  • 11:58 - 12:03
    hastaları ek besin programı
  • 12:04 - 12:07
    "yemek fişleri" için
    kayıt yaptırmakla görevlendirdik.
  • 12:09 - 12:12
    Hastalar ve doktorlar birbirlerini
    anlamadıkları zaman,
  • 12:12 - 12:14
    hatalar doğacak.
  • 12:15 - 12:17
    İngilizce konuşmayan hastalar için
  • 12:17 - 12:21
    çeviri bir reçete kağıdı kadar önemli.
  • 12:21 - 12:23
    Belki de daha fazla.
  • 12:23 - 12:26
    Açıkçası bütün materyalleri
    dördüncü sınıf birinin
  • 12:26 - 12:31
    anlayabileceği bir düzeye getirmekte
    ücreti arttırmıyor ki bu da
  • 12:31 - 12:35
    herkesin ne söylendiğini
    anlayabilmesini sağlayabilir.
  • 12:36 - 12:39
    Her şeyden çok,
    bence düşük-gelirli hastalar
  • 12:39 - 12:43
    en çok temel bakım
    doktorundan faydalanıyorlar.
  • 12:44 - 12:46
    Dikkatinizi çekerim, bence
    orta-sınıf insanlar da ayrıca
  • 12:46 - 12:49
    bakımlarının
    idare edilmesinden faydalanıyorlar
  • 12:49 - 12:53
    Fakat edilmediğinde de, onları
    savunabilecek başka kişilere sahipler,
  • 12:53 - 12:56
    onları engellilik kartını
    alabilmelerine yardımcı olan
  • 12:56 - 13:00
    veya engellilik başvurusunun
    tamamlandığından emin olan birileri.
  • 13:01 - 13:06
    Ama düşük-gelirli insanlar gerçekten
    onlara yardım edebilecek gruplara
  • 13:06 - 13:11
    medikal ve medikal olmayan servislere
    ulaşabilmek için ihtiyaç duyuyorlar.
  • 13:11 - 13:14
    Pek çok düşük gelirli insan da
    diğer topluluk desteklerinden
  • 13:14 - 13:17
    mahrum bırakılmış durumda,
    gerçekten verilen hizmetten
  • 13:17 - 13:23
    ve temel bakımın sürekliliğinden
    faydalanıyorlar.
  • 13:24 - 13:26
    Benim takdir ettiğim bir
    temel bakım doktoru
  • 13:27 - 13:32
    bir gün bana, hastasıyla
    10 yılın üstünde ilişkisinin
  • 13:32 - 13:33
    hastasının hayatındaki
  • 13:33 - 13:37
    tek sağlıklı ilişki olduğuna
    inandığını söyledi.
  • 13:39 - 13:43
    İyi haber şu ki
    o ilgi ve devamlılığı göstermek için
  • 13:43 - 13:47
    doktor olmanıza gerek yok.
  • 13:48 - 13:52
    Uzun süreli bir hastam
    hastanenin dışında ölünce
  • 13:52 - 13:55
    bunu iyice anlamış oldum.
  • 13:55 - 13:59
    Onun öldüğünü diğer
    doktorlar ve hemşirelere
  • 13:59 - 14:00
    benim söylemem gerekiyordu.
  • 14:00 - 14:04
    Kliniğin başka bir yerinde,
  • 14:04 - 14:07
    başka bir katta,
  • 14:07 - 14:09
    bir kayıt elemanı ile
  • 14:09 - 14:13
    hastam arasında
    randevuya geldiği süreçte
  • 14:13 - 14:16
    çok özel bir ilişki
    oluştuğunu bilmiyordum.
  • 14:17 - 14:21
    Hastamın öldüğünü
    öğrendikten üç hafta sonra,
  • 14:21 - 14:23
    muayene odasına gelip beni buldu,
  • 14:23 - 14:26
    gözyaşları yanaklarından akarak,
  • 14:26 - 14:32
    hastam hakkında konuşarak
    onunla ilgili anılarını anlatıyordu,
  • 14:32 - 14:36
    birlikte hayatları hakkında
    konuştuğu şeyleri.
  • 14:38 - 14:40
    Hastamın zor bir hayatı olmuştu.
  • 14:41 - 14:44
    O bir çete üyesiydi.
  • 14:44 - 14:48
    Hapishanede azımsanmayacak
    sürede zaman geçirmişti.
  • 14:49 - 14:52
    Çok ciddi bir hastalıktan muzdaripti.
  • 14:52 - 14:54
    Uyuşturucu bağımlısıydı.
  • 14:55 - 14:58
    Yine de hepsine rağmen,
    neredeyse hiçbir randevuyu kaçırmadı,
  • 14:59 - 15:04
    ve inanmak istiyorum ki bunun nedeni
    kliniğimizde sevildiğini hissetmesiydi.
  • 15:06 - 15:11
    Sağlık hizmetimiz düşük-gelirli insanlara
    bu şekilde bir bağlılık gösterirse
  • 15:11 - 15:13
    adamın bize gösterdiği şekilde,
  • 15:13 - 15:15
    iki şey olacak.
  • 15:16 - 15:20
    İlki, sistem düşük-gelirli insanların
    ihtiyaçlarına karşı sorumlu olacak.
  • 15:20 - 15:24
    Onların dilini konuşacak,
    Onların takvimine uyacak,
  • 15:24 - 15:26
    onların ihtiyaçlarını karşılayacak.
  • 15:27 - 15:31
    İkincisi, yapmak için bu
    mesleğe girdiğimiz
  • 15:31 - 15:34
    uğraşı göstererek
  • 15:34 - 15:37
    üstünkörü davranmayarak,
  • 15:37 - 15:40
    hizmet verdiklerimizle
    gerçekten ilgilenmek.
  • 15:41 - 15:43
    Teşekkürler.
  • 15:43 - 15:47
    (Alkış)
Title:
ABD sağlık hizmetlerinin sizin hakkınızda varsaydıkları
Speaker:
Mitchell Katz
Description:

ABD sağlık hizmetleri hastalar hakkında pek çok varsayımda bulunuyor: gün içinde işten ayrılabilmeleri, İngilizce konuşabilmeleri, çalışan bir telefonları olup istikrarlı bir yemek kaynaklarının olduğunu. Bundan dolayı,sağlık hizmetleri yardıma ihtiyacı olanlara yardım etmekte başarısız oluyor, diyor Mitchell Katz, ABD'deki en büyük sağlık hizmet sistemlerinden birinin CEO'su. Bu göz açan konuşmada, düşük-gelirli hastalarının yaşadığı sıkıntılarla ilgili hikayeleri anlatıp -- onlar için nasıl daha iyi bir sistem kurabileceğimizi paylaşıyor.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
16:00

Turkish subtitles

Revisions