-
Tanımlayacağımız şeye,
-
yani samadhi'ye götüren ezoterik bilgeliğe
-
'Sırların Sırrı' adı verilmiştir.
-
Samadhi, tüm maneviyatın hedefi
-
ve onun kaynakla birliğidir.
-
Sınırlı zihni aşan ve
-
kim ya da ne olduğunuz gerçeği,
-
sınırlı zihin aracılığıyla görülemez.
-
Hareketsiz noktaya
-
hareket yoluyla ulaşılamaz.
-
Düşüncenin ötesindeki
hareketsiz noktanın
-
farkına varmak istiyorsanız
düşünce ve duyumlara olan
-
tüm ilginizi, tüm tercihlerinizi,
-
zihin ve duyuların ürettiği
tüm olguları bırakın ve
-
salt farkındalıkta dinlenin.
-
Şimdide varoluşun,
-
değişen
-
ve değişmeyen
-
iki temel boyutu vardır.
-
Düşünceler ve duyumlar
-
sürekli değişen olguların alanıdır.
-
Değişmeyen şey o değişim alanının
-
farkındalığıdır.
-
Genellikle değişim alanına ve
-
onun nesnelerine o kadar
kapılıp dalarız ki,
-
farkındalık boyutunu göz ardı ederiz.
-
Yani farkındalığın farkına vararak,
-
bilincin bilincine vararak
-
araştırmamıza başlarız.
-
Uzun süre farkındalıkta
dinlenmenin zorluğu,
-
çoğu insanın farkındalıkta kalmak için
-
gereken konsantrasyonu ve
-
sakinliği
-
geliştirmemiş olmasıdır.
-
Konfora bağımlı
-
olduğumuzdan dolayı
-
sınırlı zihin bu egzersizden kaçmak ister,
-
bunu son derece rahatsız bulur ve
-
her türlü dikkat dağınıklığı
-
veya engel yaratır.
-
Bizi ego kimliğine bağlayan
-
iki temel düğüm vardır.
-
Beden rahatlığa bağlıdır ve
-
zihinde bilmek ister.
-
Bedenin rahatlığını
-
ve zihinle bilmeyi aramaya devam edersek,
-
hiçbir zaman sınırlı zihnin
-
ve bedenin
-
ötesine geçemeyiz.
-
Bir sürü hayvanı gibi,
-
hazzı arzulayan,
-
acıdan kaçan, uyaranlara
sonsuz tepki veren,
-
sonsuz eylemde bulunan,
varlık boyutundan habersiz
-
bir yaratık olarak kalırız.
-
Farkında olmak,
-
egosal koşullanmanın aracılığı olmadan,
-
kavramlar olmadan, kontrol
ve manipüle etmeden
-
veya çarpıtmadan, sınırlı zihnin
filtresi olmadan
-
olup bitene karşı tamamen
-
dikkatli olmak,
-
seçim yapmadan var olmaktır.
-
Seçim yapmadan ve dolayısıyla
-
seçici olmadan var olun.
-
Zihninizin isteğiniz dışında
hareket ettiği
-
her sefer, en ufak bir hareket bile,
-
koşullanmış özyapının filtrelemesinden
-
kaynaklanmaktadır.
-
Yol, tüm zihin girdabının
-
durmasını sağlar.
-
Benliğin tüm seviyelerinin boş
olduğunun farkına varılır.
-
Her şeyi nasıl bırakırım,
-
Zihin aktivitelerini nasıl bırakırım?
-
Dikkatli dinleyin, paradoks bu.
-
Sınırlı egosal zihin bu soruyu duyar ve
-
nasıl yapılacağını bilmek ister,
-
ancak o sınırlı zihin bunu yapamaz.
-
Zihin, dinginliği gerçekleştirmeye
yönelik
-
herhangi bir girişimde hiçbir zaman
başarılı olamaz çünkü zihin harekettir.
-
Zihnin kendisi harekettir,
-
sonsuz bir ‘yapma’ sürecidir.
-
‘Yapma’dan ‘olma’ya geçiş
-
yapmamız gerekiyor.
-
Olduğunu sandığın sen,
-
sürekli bir hareket olan bir süreç,
-
bir kalıplar koleksiyonudur.
-
Bildiğin ‘sen’ ölmek zorunda.
-
Samadhi'nin gerçekleşmesi için
-
patolojik kalıbınızın sona
ermesi gerekir.
-
Bırakın bunun içinize sinmesine
izin verin.
-
Spiritüel öğretmenler
Samadhi'ye ulaşma
-
talimatını verdiler.
-
Durağan ol ve bil.
-
Durağan ol ve Gerçek Benliği tanı.
-
İsmin ve formun ötesindeki
İlksel Farkındalık.
-
Durağan ol ve Tanrı olduğunu bil.
-
Tam olarak ne demek istiyorlar?
-
Durağanlaşan şey nedir?
-
Açıkçası hiç kimsenin fiziksel bedeni,
-
zaman ve mekan içinde var olarak
-
tamamen hareketsiz kalamaz.
-
Çünkü zaman-mekanın kendisi harekettir.
-
Uzay zaman akıldır,
-
Evren büyük akıl ya da Logos'tur.
-
İlk Hermetik prensip,
-
Her şeyin zihin olduğu,
Evrenin zihinsel olduğudur.
-
Eğer Evren zihinse ve zihin hareketse,
-
nasıl hareketsiz kalabilirim ve
bunu nasıl bilebilirim?
-
Kendi ekseni etrafında saatte
1600 km hızla dönen, Güneş'in etrafında
-
saatte 108.000 km hızla dönen, Galaksi
çevresinde saatte 805.000 km hızla ve
-
Evren'de milyonlarca kat daha fazla
-
hızla hareket eden bir kürenin
-
üzerinde nasıl hareketsiz olabilirsiniz?
-
Kalbin atıyor, hücreler içinde
hareket ediyor,
-
yiyecekler sindiriliyor, beyin,
beyin dalgaları üretiyor.
-
Kanın pompalanıyor,
enerji hareket ediyor,
-
nasıl hareketsiz kalabiliriz?
-
Manevi Üstatlar durağan ol
ve bil dediklerinde,
-
başka bir şeyden,
-
zaman ve mekanın ötesinde,
-
fiziksel ve zihinsel olanın ötesinde
bir şeyden bahsediyor olmalılar.
-
Durağanlıktan kasıt,
-
modern dil sistemimizde karşılığı
olmayan bir şeydir.
-
Yogilerin dili olan Sanskrit dili,
-
ikili olmayana işaret eden
-
daha kesin terimlere sahiptir.
-
Shunyata terimi genellikle 'hiçlik',
-
hareketsizlik veya
boşluk olarak çevrilir.
-
Bu, anata veya benliksizlikle,
Buda doğasının
-
gerçekleşmesiyle bağlantılı
-
olarak kullanılan şeydir.
-
Durağanlık belki de buna en yakın
Türkçe kelimedir,
-
ancak bu dualistik dünyaya ait olmayan
-
bir şeyi tanımlamak için yetersizdir.
-
Gerçekte idrak edilen şey, dinginliğin
ve hareketin ötesinde,
-
zamanın ötesinde olan İlksel Bilinçtir.
-
O ebedidir,
-
varlığınızın temelidir,
-
gerçekliğin değişmeyen temel doğasıdır.
-
Aslında değişimin ve değişmezliğin
-
ötesindedir.
-
Gerçek doğamız fark edildiğinde,
-
durağanlığın ve hareketin;
-
sessizliğin ve gürültünün
-
zihnin yarattığı bir ikilik
olduğu ortaya çıkar.
-
Her şey zaten bu ilksel dinginliğin
doğasında vardır,
-
dünyanın hareketi
-
durağanlıkla aynıdır.
-
Durağan ol ve bil,
-
hareket halinde ol ve bil.
-
Bunların hepsi boşluk dansıdır.
-
Bu felsefi bir şey değil,
-
dünyayla etkileşim kurmanın
-
tamamen farklı bir yolu.
-
Aslında bu, arayüzü bırakmakla,
-
kendi yapınız olan filtreleme
valfını bırakmakla
-
ve sınırlı zihnin aracılığı olmadan
-
gerçek doğanızı deneyimlemekle ilgilidir.
-
Sözde dış dünya, aştığı şeyi de içeren
-
dinginliğin farkına
-
varılarak aşılır.
-
Durgunluk ve hareket ikiliği çöker.
-
Samadhi'nin farkına varmak,
bu büyük uyanış
-
yolunun sadece başlangıcıdır.
-
Patanjali, yoganın tüm çabasının
-
zihnin girdabını durdurmayı
-
hedeflediğini söyler.
-
Chitta vritti nirodha.
-
Bunun karmanın sona ermesi,
-
farklı seviyedeki derin
bilinçdışı kalıpların
-
sona ermesi olduğunu söyleyebilirsiniz.
-
Gerçek doğamızın farkına vardığımızda,
-
özdeşleşmemizi ve zihinle tepkimizi
-
geçici olarak durdururuz.
-
Bu, fanın fişini çekmek gibi bir şey.
-
Bir fanın fişini çektiğimizde,
-
fan kanatlarının ataleti, fişi tekrar
-
takmadığımız sürece fanın çalışmaya
-
devam etmesini sağlar
-
ve sonunda hareketsiz hale gelir.
-
Karma, enerjinin belirlenmiş yolları
-
takip etme eğilimidir.
-
Bilinç tekrar koşullanmış eski
kalıba girdiğinde,
-
bu, fanın fişini takmak gibidir.
-
Enerji Bilinci takip eder.
-
Enerji eski kalıplara geri döner.
-
Bunu tanımlamanın başka bir yolu da
-
eylemsizlik yasasıdır.
-
Hareket halindeki bir zihin,
dışarıdan bir güç tarafından
-
müdahale edilmediği sürece
hareket halinde kalır.
-
Evren dediğimiz koşullanmış
-
zihnin matrisinde,
-
enerji ve düşünce döngüsü,
-
bir Süreklilik üzerinde var olan,
mikrodan makroya uzanan
-
dallara ayrılan ve sonsuzca keşfedilen
-
fraktal labirentler boyunca ilerler.
-
Tüm ruhsal uygulamalar bir müdahaledir,
-
bir dış güçtür,
-
enerjiyi koşullanmış yollarda
-
akmaktan alıkoyan bir Bilinçtir.
-
Hayatınızı değiştirmeye istekli
olmalısınız.
-
Kişi, dünyadaki tüm meditasyonları
yapabilir,
-
ancak eski kalıplara,
-
eski rutine geri
dönerse
-
o zaman bağlantılar
-
yerinde kalır.
-
Bilinçdışı motivasyonlarımız
-
ortaya çıkarılmalı ve yüzleşilmelidir.
-
Eğer büyük bir azim ve kararlılıkla
-
fanı fişe takmamayı başarırsak,
-
o zaman gerçek anlamda
-
vritti-düşünce akışları kesilir.
-
Benlik yapısının içinde doğan
-
derin bir sessizlik.
-
Zihnin ürettiği bir tercihle
özdeşleştiğimizde
-
ve ona tepki verdiğimizde,
-
fanı tekrar devreye sokarız.
-
Farkındalıkta ne kadar uzun kalırsak,
-
o kadar ‘samskara’lar
(geçmişin psikolojik izleri) arınır.
-
Fan yavaşladıkça ve
-
insan bedeni farkındalığa
-
karşı daha geçirgen hale geldikçe
-
benliğimizden daha fazla boşalırız.