Nasıl daha hızlı karar verilir

Sonsuz incelemeler ve seçenekler dünyasında, kararsızlık felcine uğramak kolay. Yatırımcı ve yazar Patrick McGinnis “DİSK”in --daha iyi seçenekler korkusu-- tehlikelerini ve üstesinden nasıl gelineceğini paylaşıyor.

Muhtemelen FKK'ye aşinasınızdır.

[Terimi bu adam icat etti]

Bu terim, "Fırsat kaçırma korkusu"nun
kısaltılmışı.

Bu, herkes sizden daha iyi bir şey

yapıyormuş gibi göründüğünde

hissettiğiniz şey.

Ama bilmeniz gereken
başka bir şey daha var

ve bu çok daha tehlikeli.

Buna DİSK deniyor

ve "daha iyi seçenekler korkusu"nun
kısaltılmışı.

[Çalışma tarzımız]

Çok kuvvetli seçenekler
dünyasında yaşıyoruz.

Restorana gitmek
veya günlük alışveriş yapmak gibi

eskiden basit olan kararlar bile

çok fazla analizlerle karşı karşıya.

Teknoloji bu konuyu
sadece daha fazla dillendiriyor.

İnternetten bir çift beyaz
ayakkabı bağcığı almak isterseniz

binlerce ürünü sıralamalı

ve yüzlerce yorumu
okumak zorundasınız.

Bu durum, sersemletici miktardaki bilgiyi
sabah kahvenizden daha ucuz olan

sadece iki parça bağcık almak için
işlemek demek.

Kusursuz derecede makul sonuçların
olduğu bir grup arasından

birini seçmek için uğraştığınızda
DİSK’i deneyimleme şansınız vardır.

Bu, mümkün olduğunca fazla seçenek
biriktirmeyi ve korumayı

değer olarak gören kültürün belirtisi.

Tüm bunlar niye bu kadar
kötü diye şaşırabilirsiniz.

Bu mantık dışı görünüyor.

Birçok iyi seçenek arasından

seçim yapmak ayrıcalık olmalı.

Sorun şu: DİSK, hem özel hayatınızı
hem de iş hayatınızı olumsuz etkileyen

böyle ciddi analiz felçlerine neden olur.

İnançla karar veremediğinizde

değerli zamanınızı
ve enerjinizi harcarsınız.

Neyse ki, DİSK'i aşmanın bir yolu var.

İşte sırrı:

Verdiğiniz her kararla ilk olarak
risklere karar vermek zorundasınız

çünkü bu sizin karar verme stratejiniz
hakkında bilgi verecek.

Durum buna indirgendiğinde,

hayattaki sadece üç tür
kararla yüzleşirsiniz:

Büyük riskler, küçük riskler veya hiçbiri.

Sıfır riskli kararlarla başlayalım.

Bunlar yaşamın küçük detaylarıdır,

burada neredeyse hiçbir zaman
yanlış cevap yoktur

ve birkaç saat içinde

karar verdiğinizi bile unutursunuz.

Bunun en iyi örneği,
televizyonda ne izleyeceğinizi seçmektir.

Binlerce program içinde
şaşkına dönmek kolaydır

fakat hangisini seçerseniz seçin,

sonuçlar ortada yoktur.

Yani DİSK için biraz fazla zaman harcamak

muazzam bir enerji kaybıdır.

Sadece yola devam etmeniz gerekir.

Mesele sıfır riskli kararlar olunca

kilit nokta onları evrenden
temin etmektir.

Örneğin, seçeneklerinizi
ikiye kadar azaltabilirsiniz

ve yazı tura atabilirsiniz.

Ya da benim favorimi deneyip
saatinize danışabilirsiniz.

Her bir seçeneğinizi
saatinizin bir yarısına ayırın,

sonra saniye ibresinin size
ne yapacağınızı söylemesini sağlayın.

Önemsiz bir şey yapıyor gibiyim.

Bu durum bizi küçük riskli
kararlara götürür.

Bunların sonuçları vardır
fakat hiçbiri çok önemli değildir

ve kabul edilebilir
pek çok sonucu vardır.

Yazıcı satın almak,
otel rezervasyonu yapmak

veya bölge dışı etkinlik için
mekan seçmek gibi,

iş yerindeki birçok rutin şey
tabiattaki klasik küçük risklerdir.

Biraz düşünmek gerekir

fakat bunlar ya hep ya hiç üzerine
kafa yormak değildir

ve bunları muhtemelen
birkaç hafta içinde unutursunuz.

Burada da karar verme konusunda

dışarıdan destek alabilirsiniz

fakat bazı riskler olduğu için

biraz eleştirel düşünmek gerekir.

Bu kez başka bir kişiden
destek alacaksınız.

Basit bir kriter oluşturun,

tavsiye sunacağınız birini seçin

ve onların tavsiyesini alın.

Oy toplamanın cazibesinden
kaçındığınıza emin olun.

Amacınız sorununuzu çözmek,

onu ertelemek değil.

Küçük ve sıfır riskli kararların
üstesinden geldiğiniz için

büyük riskli kararlarla baş etmek için
bir mekan ve zaman yarattınız.

Bunlar, "hangi evi satın almalıyım"

veya "hangi işi kabul etmeliyim"
gibi şeylerdir.

Yüksek riskler ve uzun vadeli
çıkarımlar olduğu için

kesinlikle hemen
konuya girmek istersiniz.

İşe koyulmadan önce,

size süreçte rehberlik edecek
birkaç prensip belirleyelim.

İlk olarak, sizin için gerçekten
önemli olan şeyi düşünün

ve buna göre bir kriter oluşturun.

İkincisi, ilgili unsurları
bir araya getirin.

Tüm seçenekler için
veri topladığınıza emin olun,

böylece gerçek bilgiye dayalı karar
verdiğinize emin olabilirsiniz.

Üçüncüsü, kusursuz ve makul
seçeneklerin olduğu

bir grup içinden birini seçmek için
çabaladığınız sırada,

doğası gereği DİSK’in
ortaya çıktığını hatırlayın.

Hangisini seçerseniz seçin,

olumsuz tarafın sınırlı olduğuna
dair içiniz rahat olsun.

Temel kuralları oluşturduğunuza göre

süreç başlayabilir.

Sezginize dayanarak bir favori
belirleyerek işe başlayın,

sonra her seçeneğinizi
tanımladığınız favoriyle

kafa kafaya gelecek şekilde
teker teker kıyaslayın.

Her seferinde, iki seçenekten daha iyisini
kritere bağlı olarak seçin

ve diğerini dışarıda bırakın.

İşte bu DİSK'ten kaçınmanın hilesi.

Bir seçeneği elediğinizde,
o artık kaybolur.

Atılmış seçeneklere
geri dönmeyi sürdürürseniz

çıkmaza girme riskini alırsınız.

Bu süreci, son tercihinize
ulaşana dek tekrarlayın.

Bu sistemi sürdürürseniz

genellikle kendi kendinize
karar vererek süreci bitirirsiniz.

Çıkmaza girdiğiniz nadir durumlarda,

son karar için, güvendiğiniz
ve size bu belirli konuda

rehberlik sağlayabilecek donanımda olan

ve nitelikli insanlardan oluşan

küçük bir gruptan destek alın.

Tercihen tek sayılı kişilerden oluşan
beş veya daha az grubu birbirine bağlayın,

böylece ihtiyacınız olduğunda
sabit uzatmanız olacaktır.

Seçiminizi yaptıktan sonra,
geriye son bir iş kalır:

ona bağlı kalmak.

Kusursuz bir karar verdiğinizi gerçekten
bildiğinize dair size bir söz veremem

ama size şunu söyleyebilirim:

dünyadaki insanların önemli bir yüzdesi

DİSK için hiçbir zaman endişelenmek
zorunda kalmıyor.

Savaş, yoksulluk veya hastalık gibi

daha az seçeneği olan
milyarlarca insanın aksine,

kararlı yaşamak adına
sizin bolca fırsatınız var.

Her istediğinizi elde edemeyebilirsiniz

ama sadece kararınız bile güçlüdür.

Aslında bu bir kabiliyet.

Tadını çıkarın.