-
Avrupa Futbol Şampiyonası'nı izliyor musunuz?
-
Hayır.
-
Ne? Neden?
-
İrlanda olmadığı için, bu yüzden ben...
-
Evet, suçlu hissetmeden çok daha iyi bir
-
takımı desteklemek harika bir fırsat.
-
Aa bunu hiç böyle düşünmemiştim.
-
Zekice.
-
Tamam, varım. Favori takımlar hangileri?
-
Sanırım Fransa.
-
Fransa, tamam. O zaman onları desteklerim.
-
Ne?
-
Hayır, hayır, hayır. Bunu yapamazsın.
-
Bu aldatmak olur. Yapamazsın.
-
Çok iyi olmayan bir takımı desteklemelisim.
-
Bunun amacının, nihayet kötü olmayan
-
bir takımı destekleyebilmek
-
olduğunu sanmıştım.
-
Evet; ama biz İrlandalıyız.
-
Yani...
-
Yani favorileri destekleyemezsin.
-
Kazanma şansı az olanları desteklemelisin.
-
Evet.
-
Ama neden?
-
Çünkü İrlandalılar
-
tüm zorluklara karşı kazanılmadığı sürece
-
kazanmayı sevmezler.
-
Evet kesinlikle. Böylece kazandığımızda
-
bu gelmiş geçmiş en büyük bir şey olur.
-
Peki kaybedersek?
-
Zaten kimse kazanmamızı
-
beklemiyordu ki olur.
-
Pekala, katılıyorum.
-
O zaman Kuzey Makedonya nasıl?
-
Kazanma şansı olduğuna inandığın
-
bir takımı seçmelisin.
-
Yoksa anlamı olmaz.
-
Pekala, o zaman iyi olmayan
-
bir takım seçmeliyim
-
ama çok da kötü olmamalı.
-
Kesinlikle.
-
Tamam. İskoçya veya Galler nasıl?
-
Onlarla güzel bir Kelt bağımız da var.
-
Evet; ama İrlanda'ya çok benziyorlar.
-
Bize devamlı ne kadar kötü olduğumuzu hatırlatırlar.
-
-
-
Evet, ne kadar iyi oynarlarsa
-
o kadar kötü hissederiz.
-
Tamam.
-
Pekala, seçtiğim takımla
-
kişisel bir bağım
-
olması hoşuma gider.
-
Belki tatile gittiğin bir yeri seçersin?
-
Bilmiyorum.
-
İspanya'ya, Portekiz'e
-
İtalya'ya gittim.
-
Onların hepsi çok iyi.
-
Üzgünüm.
-
Diğer ülkeler hakkında
-
hiçbir firkim yok.
-
İngiltere hakkında birçok şey biliyorsundur.
-
Demek istediğim, onun futbolcularını Premier Lig'den tanıyorsun.
-
Evet; ama o da favorilerden.
-
O yüzden onu seçemem.
-
Evet; ama bu yasada bir boşluk var:
-
Başaracak gibi görünüyorlar
-
ama en sonunda başaramıyorlar.
-
Hiç önemli değil.
-
Eğer İngiltere'yi desteklersem ailem beni evlatlıktan reddeder.
-
Neden?
-
İngilizler 1916'da büyük büyükbabamı vurmuşlar.
-
O isyanda mı savaşmış?
-
Hayır, Somme Muharebesi'nde savaşmış.
-
Alman ordusunda piyadeymiş.
-
Annemin kızlık soyadı Ziegler.
-
-
-
O halde, aile bağlarından dolayı
-
Almanya'yı destekle.
-
Bunu da yapamam.
-
Baba tarafından büyük büyükbabam da
-
aynı savaşta
-
İngilizler için savaşmış.
-
Aile toplantıları çok garip geçiyor.
-
Peki.
-
Ya Ukrayna?
-
Evet, harika bir seçim.
-
Evet.
-
Ama seçemezsin
-
onu ben destekliyorum.
-
Aa!
-
Ailen oradan mı yoksa?
-
Hayır, hayır. Sadece formalarını beğendim.
-
Biliyor musunuz, Hırvatistan'ın
-
forması da harika.
-
Ama desteklemek için biraz fazla
-
iyiye gidiyorlar.
-
Pekala.
-
Belki Slovakya?
-
Ciddi misin?
-
Slovakya, şampiyonada olamamamızın sebebi.
-
-
-
Penaltıları hatırlasana.
-
Yüce İsa! O zaman Hollanda?
-
Hayııırrr, hayır, hayır, hayır!
-
1994'teki Dünya Kupası'nda bizi ikinci turdan atmışlardı.
-
-
-
İrlandalılar hakkındaki bir diğer şey de bu.
-
Kin tutarız.
-
Tamam. O zaman iyi olmayan
-
ama çok da kötü olmayan bir takım seçmeliyim.
-
Son 100 yılda önemli bir oyunda
-
bizi yenmemiş olmalı.
-
Ayrıca kötü anlarımızı düşündürmemesi için
-
İrlanda'ya benzememeli.
-
Evet. İşte böyle kolay.
-
Ya Finlandiya?
-
Finlandiya?
-
Turnuvada yeniler.
-
Avantajları kesinlikle az.
-
Çok kötü değiller.
-
Aslında kazanma şansları da var.
-
Bir dakika, tuzlu meyan kökü
-
onların mıydı?
-
Evet, evet.
-
Kesinlikle olmaz.
-
Son seferki tat hala ağzımda.
-
Tamam.
-
Ya İsveç?
-
İsveç mi?
-
Olmaz üzgünüm.
-
İrlandalılar, İsveç'i destekleyecek kadar
-
güzel görünmüyorlar.
-
Ne?
-
İsveç marşı sırasında, kamera kalabalığı gösterdiğinde
-
hepsinin nasıl da
-
güzel görünümlü insanlar bilirsiniz.
-
Evet.
-
Biz öyle değiliz.
-
Tamam.
-
Bilemiyorum. Belki de turnuvayı sadece
-
tarafsız olarak takip ederim.
-
Yani İsviçre'yi desteklemek mi?
-
Evet.
-
Hayır, hayır üzgünüm.
-
Milli marşları çok sıkıcı.
-
-
-
Gerçekten mi?
-
Evet, evet.
-
Kiliseydeymişsin gibi hissettiriyor.
-
Hayır, bunu her maçta kaldıramam.
-
Bunun seni nasıl harekete geçireceği sanılır ki?
-
Bilmiyorum.
-
Ya Türkiye?
-
Büyükannemin başına gelenden sonra olmaz.
-
Ne oldu ona?
-
Puftan düştü.
(Ottoman: Puf/Osmanlı)
-
Ya Avusturya?
-
Korkarım olmaz.
(İçinde Freud geçen bir kelime)
-
Annenle ilişkinden dolayı mı?
-
Bunun hakkında konuşmak istemiyorum.
-
Ya Polonya?
-
Burada çok Polonyalı var.
-
Kazanırlarsa yer yerinden oynar.
-
Sanki biz şampiyonadaymışız gibi olur.
-
Polonya birası içtiğim zamanı
-
hatırlıyor musun?
-
Ertesi gün yataklara düşmüştüm.
-
18 tane bira içmiştin.
-
Öyle miydi?
-
Evet.
-
Hala hayır diyorum.
-
O zaman Macaristan, Rusya veya Danimarka kalıyor.
-
Danimarka.
-
Bu harika bir fikir.
-
Tanrı aşkına, Delaney adında bir futbolcuları var.
-
Delaney mi?
-
Evet, evet.
-
Büyük büyükbabası İrlanda'dan
-
Amerika'ya
-
göç etmiş.
-
Sonra, büyükbabası Danimarka'ya gelmiş.
-
Yani...
-
Yani teknik olarak İrlandalı!
-
Evet, evet.
-
İrlandalı olmayan birine İrlandalı demek kadar
-
İrlandalı bir şey yok.
-
Harika, o zaman onları destekliyorum.
-
Muhteşem.
-
Hadi Danimarkalılar!
-
Annesi Kopenhaglı!
-
Babası Castleblayneyli!
-
Ooo...
-
Thomas Delaney!
-
Size göre Danimarkalı
-
ama bana göre İrlandalı!
-
Ooo...
-
Thomas Delaney!
-
Kahvaltı yerine Barry's
-
ve çay yerine Guinness!
-
Oy oy!
-
Thomas Delaney!
-
Doomdah
-
Akşam için ne planladığımızı
-
yüzümüzdeki boyaların aşamalarından
-
anlayabilirsiniz.
-
Hiçbir şey.
-
Az bir şey.
-
Planlarım var
-
onu sürmeyeceğim.
-
En az bir kişiyle buluşacağım.
-
Bu çok doğru.
-
YouTube kanalımıza
-
abone olursanız çok seviniriz.
-
Videolarımızı izliyorsanız
-
buna gerçekten minnettarız.
-
Bu bize şu rakamlar konusunda gerçekten yardım ediyor.
-
Rakamlar büyüyor.
-
Evet ve bizi Facebook'ta beğenin.
-
Dostlarınıza ve
-
düşmanlarınıza söyleyin.
-
Doomdah
-
Thomas Delaney!