-
Uluslararası İlişkiler alanında, dış politika çözümlemeleri,
-
özellikle II. Dünya Savaşı’nın ardından popüler hale gelmiş
-
ve devletlerin davranışları analiz edilirken,
-
ve devletin alt birimleri ve karar vericilerin bireysel özellikleri dikkate alınmaya başlanmıştır.
-
Dış politika, hükümetlerin resmi kanallar aracılığı ile yürüttükleri politikalar olsa da
-
devletlerin siyasal açıdan örgütlenme şekilleri, karar alma süreçleri ve bu süreçleri etkileyen bireyler,
-
onların tutum ve davranışları incelenmektedir.
-
Karar verme teorisi, uluslararası sistemde gerçekleşen her şeyin,
-
bireylerin davranışlarına bağlı olarak analiz edilebileceği varsayımından hareket eder.
-
Dolayısıyla uluslararası ilişkilerin başlıca aktörleri olarak ulus devletleri kabul eden yaklaşımları, eleştirir
-
ve devletlerin dış politikalarını bireylerin davranışlarından yola çıkarak analiz eder.
-
Bu davranışların uluslararası sistem üzerindeki etkilerini inceler.
-
Devlet adına hareket eden bireyler, gruplar ve örgütlenmeler çeşitli durumlarda
-
devletin kararlarını etkileyebilir ya da sınırlayabilirler.
-
Karar verme teorisine göre devletin iç dinamiklerinin ve özelliklerinin dikkate alınması gerekir.
-
Kamuoyu, baskı grupları, ideolojik tercihler ve bürokratik süreçler incelenmelidir.
-
Bu durumda, uluslararası sistem devletlerin davranışları neticesinde oluşan
-
etkileşimlerin bulunduğu ortam ya da yapıdır;
-
devletin davranışı ise o devletin eyleminin oluşumunda etkili olan bireylerin davranışlarıdır.
-
Karar verme, alternatifler arasında tercih yapmak anlamına gelir.
-
Karar verme teorisini savunan yazarların bir kısmı, karar vericilerin rasyonel davranacağını varsayarlar.
-
Akıl yoluyla, beklenen faydayı maksimum kılan tercihin yapılacağı kabul edilir.
-
Bu beklenti, karar vericinin tüm alternatiflerden haberdar olduğu ve
-
sonuçları değerlendirerek en doğru ve faydalı tercihi yapacağı varsayımına dayanır.
-
Mutlak anlamda rasyonellik, imkansız bir durumdur çünkü uluslararası ilişkilerde bilgiye erişim sınırlıdır,
-
bilgiye kısa sürede erişmeye çalışmanın riski ve maliyetleri bulunur.
-
Zaman çoğu durumda sınırlıdır ve
-
gizlilik içerisinde sağlanması gereken iletişim zor şartları ve tercihleri içerebilir.
-
Teorinin önde gelen yazarlarından Snyder,
-
karar vericinin rasyonel davranacağını ön kabul olarak almak yerine,
-
olgulardan ve şartlardan hareket ederek karar vermek gerektiğini ve rasyonalitenin sorgulanabileceğini belirtir.
-
Karar vericiler üzerinde etkili olan stres, endişe ve zaman baskısı gibi unsurlar,
-
rasyonel kararlar alınmasını güçleştirebilir.
-
Karar vericinin daima rasyonel davrandığını savunan teorisyenler,
-
karar vericilerin, olaylar karşısında soğukkanlı davranacaklarını ve neden-sonuç ilişkisi kurarak
-
akılcı kararlar alacaklarını tartışırlar.
-
Bu yaklaşım, genellemeler yapma ihtiyacından beslenir.
-
Karar vericilerin özellikleri ve kişilikleri üzerine odaklanmayan bu araştırmacılar,
-
olaylar üzerine odaklanır.
-
Olayların özelliklerinden yola çıkarak modeller oluşturmaya ve genellemeler yapmaya çalışırlar.
-
Karar vericilerin her zaman rasyonel davranamayabileceğini savunan teorisyenler ise
-
bireylerin kendilerinin de hesap etmediği faktörlerden etkilenebileceklerini ortaya atmıştır.
-
Bunlar, bireye özgü içsel etkenler ve eski deneyimlerdir.
-
Çünkü insanlar bazı sorunlarını, uluslararası olaylar karşısında dışa vurabilir ve tepki verebilirler.
-
Karar verme sürecinde kişilik özelliklerinin etkili olup olmadığını değerlendirirken,
-
tüm diğer şartlar aynı kalmak üzere, farklı liderlerin kararlarının aynı olup olmayacağı sorgulanabilir.
-
Bu durumda karar vericilerin sosyo-psikolojik yapıları, çocukluk yıllarında nasıl yetiştirildikleri,
-
soğukkanlı veya duygusal olup olmamaları, olayları değerlendirme becerileri,
-
kültürel değerleri, mesleki eğitim ve deneyimleri gibi pek çok faktör dikkate alınmalıdır.
-
Teorisyen Sidney Verba, karar vericinin kişisel özelliklerinin,
-
dış politika kararlarını hangi koşullarda ve nasıl etkileyeceğine ilişkin bazı varsayımlar geliştirmiştir.
-
Bunları özetleyecek olursak, birey, bir konuya ne kadar fazla ilgi duyarsa,
-
aynı ölçüde sübjektif unsurlar etkili olacak ve rasyonel karar alınması zorlaşacaktır.
-
Bir diğer etken, kişinin konu hakkındaki bilgi seviyesidir.
-
Bu varsayıma göre karar verici, ne kadar çok bilgiye sahip olursa
-
kişisel özelliklerinin etkisi o ölçüde azalacaktır.
-
Verba, karar vericinin, uluslararası sorun çözme yeteneğine önem vermiştir.
-
Bu yeteneğe sahip kişilerin bireysel özelliklerinin, karar sürecini daha az etkilediğini savunmuştur.
-
Mercek altındaki konunun, rasyonel bir şekilde ele alınması,
-
kişinin olaya etki edebilme kapasitesinin farkında olması ve kararlarının sorumluluğunu taşıması,
-
kişisel özelliklerin sürece etkisini azaltacaktır.
-
Bir diğer önemli tespit ise, grup olarak alınan kararlarda bireysel özelliklerin etkisinin azalacağı yönündedir.
-
Karar vericiler, benzer koşullarda aynı şekilde davranmazlar,
-
dolayısıyla karar vericilerin başkalarına yönelik algıları
-
ve bir konunun başkaları açısından algılanan imajı önemlidir.
-
Robert Jervis’in algıya ilişkin varsayımlarına göre,
-
karar vericilerin yaklaşımları ve imajları, edindikleri bilgileri değerlendirmelerini etkiler.
-
“A” devletinin saldırgan olduğu algısını taşıyan bir karar verici,
-
bu devletin tüm hareketlerine kuşku ile yaklaşacaktır.
-
Karar vericiler, yerleşik düşünce şekillerine bağlı kalma eğilimindedir.
-
Liderler, uluslararası sistemin özellikleri konusunda kendi deneyimlerinden,
-
önceden öğrendikleri bilgilerden ve çağrışımlardan etkilenirler.
-
Jervis’in üzerinde durduğu bir diğer unsur, karar vericilerin
-
davranışlarının sonuçlarını, nesnel şekilde göremeyebilecekleridir.
-
Ayrıca, diğer ülkelerin düşmanca tavırlarını olduğundan daha koordineli düşünebileceklerini ve aynı konuya,
-
diğer devletlerin de aynı ilgi ve önemle eğildiği yanılgısını taşıyabileceklerini savunmuştur.
-
Dış politika analizi ve karar verme süreçleri üzerinde çalışan araştırmacılar, farklı modeller ortaya koymuştur.
-
Örgütsel süreç modelinde, devlet içindeki çeşitli birimlerin ve örgütlenmelerin, tarihsel deneyimleri,
-
haberleşme kanalları ve karar alma yapılarının süreçte etkili olduğu varsayımıyla hareket edilir.
-
Karar verme süreci, bu farklı birimler arasında bir rekabet, mücadele ve/veya uzlaşı sonucudur.
-
Sonuçta çıkan karar, bu birimlerden herhangi birinin tek başına kararı değildir.
-
Rasyonel politika modelinde devlet adına karar veren liderlerin rasyonel davrandıkları varsayılır.
-
Bu modele göre, silahlanmanın tırmandığı ve çatışmaya elverişli durumlarda
-
devletlerin rasyonel davranarak nükleer silahlara başvurmayacakları varsayılır.
-
Ancak nükleer savaş olasılığını azaltan karşılıklı caydırıcılık aslında ikinci vuruş kapasitesinin var olmasıdır.
-
Bu durum ilk vuruşu irrasyonel bir davranışa dönüştürür.
-
Bu modelde, devlet adamları stratejik sorunları hesap ederek,
-
belirlenmiş hedeflere bilinçli eylemlerle ulaşmaya çalışırlar.
-
Bu özellikleriyle model, realist teorinin temel varsayımlarını taşır.
-
Uluslararası ilişkilerde temel aktör olan ulus devlet, çıkarlarını daima maksimum kılmaya çalışır.
-
Karl Deutsch’a ait şelale modelinde, dış politika kararları; karmaşık, karşılıklı bağımlılık içeren ve
-
yukarıdan aşağıya doğru farklı gruplar arasında işleyen bir iletişim ağı ile belirlenir.
-
Bu gruplar, sosyo-ekonomik seçkinler, siyasal ve hükümetsel seçkinler, kitle haberleşme seçkinleri,
-
yerel kanaat önderleri ve siyasal konulara ilgi duyan halk kitleleridir.
-
Enformasyon akışı bu sırayla gerçekleşir ve her bir sosyal grubun kendi değer sistemi bulunur.
-
Dışardan gelen mesajlar kabul veya reddedilebilir.
-
Bu gruplar arasında oluşan koalisyonlar dış politika kararlarına etki eder.
-
Karar verme teorisi, dış politika analizinde bireyin davranışlarını temel alan bir yaklaşımdır.
-
Karar vericilerin, her durumda en rasyonel kararı aldıklarını savunan teorisyenlerin yanı sıra,
-
bazı durumlarda liderlerin rasyonel davranamayabileceğini tartışan araştırmacılar bulunmaktadır.
-
Karar vericileri etkileyen faktörler arasında
-
-dış çevreden baskılar ve
-devlet adamlarının bireysel özellikleri sayılabilir.
-
Nesnel olmayan bu iç ve dış etkiler, karar vericinin farkında olmadığı ya da
-
dikkate almadığı değer sistemleriyle ilgili olabilir.
-
Dolayısıyla bireysel farklılıkların ve devlet adamlarının özelliklerinin
-
karar verme süreçlerinde bağımsız değişken olarak incelenmesi analizlere ışık tutabilir.
-
Konuyla ilgili ayrıntılı bilgi Uluslararası İlişkiler Kuramları I kitabının 1.Ünitesinde yer almaktadır.