Return to Video

Kadınlar Ruanda'yı nasıl kökten değiştiriyor

  • 0:01 - 0:05
    Tutsilere karşı 1994 katliamından
    iki yıl sonra
  • 0:05 - 0:09
    evim Ruanda'ya geri döndüm.
  • 0:10 - 0:13
    Ülke tahrip edildi.
  • 0:13 - 0:17
    Hastanede baktığım çocuklar,
  • 0:17 - 0:20
    tedavi edilebilir
    hastalıklardan ölüyorlardı
  • 0:20 - 0:26
    çünkü onları kurtaracak ilaç
    ya da malzememiz yoktu.
  • 0:28 - 0:32
    Çantamı topladım ve kaçmak istedim.
  • 0:33 - 0:35
    Ama kendimle çatıştım.
  • 0:36 - 0:42
    Çünkü kendimi gerçekten sosyal eşitliğe
    ve adalete adamıştım
  • 0:42 - 0:46
    ve Ruanda'daki milyonlarca çocuk için
  • 0:46 - 0:49
    toplamda sadece 5 çocuk doktoru vardı.
  • 0:50 - 0:52
    Bu yüzden kalmaya karar verdim.
  • 0:53 - 0:59
    Ama insanlar arasında,
    kalma kararımda beni motive eden,
  • 0:59 - 1:03
    katliamla yüzleşmiş ve hayatta kalmış
  • 1:03 - 1:10
    Ruanda'nın bazı şahane kadınları vardı.
  • 1:11 - 1:18
    Onlar, inanılmaz acı ve ıstırabın
    üstesinden gelmek zorundaydı.
  • 1:18 - 1:25
    Bazıları, tecavüzle hamile kalmış
    çocukları büyütüyordu.
  • 1:25 - 1:29
    Diğerleri ise yavaşça HIV'den ölüyordu
  • 1:29 - 1:35
    ve tecavüzü ile HIV'i
    silah olarak kullanıp
  • 1:35 - 1:38
    onlara kasten bulaştıran
    insanları affettiler.
  • 1:40 - 1:42
    Bu yüzden onlar bana ilham verdiler.
  • 1:42 - 1:44
    Eğer onlar bunu yapabiliyorsa
  • 1:44 - 1:47
    kalabilirim ve en iyisini
    yapmak için uğraşabilirim.
  • 1:48 - 1:52
    Bu kadınlar, gerçekten de
  • 1:52 - 1:55
    uzlaşma ve barışın aktivistiydi.
  • 1:55 - 1:59
    Bize, çocuklarımız ve bir gün
    sahip olacağımız torunlarımız için,
  • 1:59 - 2:03
    evleri olarak
    adlandırabilecekleri bir ülkeyi,
  • 2:03 - 2:06
    yeniden inşa etmenin yolunu
    gururla gösteriyorlar.
  • 2:08 - 2:11
    Zihniyetin bu denli değişiminin
    ülkemizi nereye getirdiğini
  • 2:12 - 2:17
    kendinize sorabilirsiniz.
  • 2:18 - 2:20
    Bugün Ruanda'da
  • 2:20 - 2:27
    Parlamentodaki kadınların
    en yüksek yüzdesine sahibiz.
  • 2:28 - 2:30
    (Alkış)
  • 2:30 - 2:33
    Durun daha yüzdeyi söylemedim.
  • 2:33 - 2:35
    %61.
  • 2:35 - 2:38
    (Alkış)
  • 2:38 - 2:44
    Bugün, çocukların aşısı için
    en iyi kampanyaya sahibiz,
  • 2:44 - 2:51
    başarılarımız arasında, kızlarımızın
    %93'ü HPV'ye karşı aşılandı
  • 2:51 - 2:53
    (Alkış)
  • 2:53 - 2:56
    çünkü rahim ağzı kanserine karşı
    korunmalarını istiyoruz.
  • 2:57 - 2:59
    Bu ülkede oran 54.
  • 2:59 - 3:01
    (Gülüşmeler)
  • 3:01 - 3:06
    Çocuk ölüm oranını %75'e kadar,
  • 3:06 - 3:09
    anne ölüm oranını %80'e kadar azalttık.
  • 3:10 - 3:12
    2000'lerin başında,
  • 3:12 - 3:16
    doğum ve gebelikten
  • 3:16 - 3:19
    her gün 9 kadın ölüyordu.
  • 3:19 - 3:21
    Bugün ise yaklaşık 2 kişi ölüyor.
  • 3:22 - 3:23
    Bu aslında bitmemiş bir gündem.
  • 3:23 - 3:26
    Hâlâ ilerlemek için çok uzun yolumuz var.
  • 3:26 - 3:27
    2 kişi hâlâ çok fazla.
  • 3:31 - 3:37
    Ama güçlü pozisyonlarda bulunan kadınlara
  • 3:37 - 3:42
    çok sayıda sahip olduğumuzdan,
  • 3:42 - 3:44
    bu sonuçlara inanıyor muyum?
  • 3:45 - 3:46
    Tabii ki.
  • 3:46 - 3:48
    (Gülüşmeler)
  • 3:48 - 3:49
    Evet.
  • 3:49 - 3:50
    (Alkış)
  • 3:51 - 3:53
    Gelişen dünyadaki
    bir çalışma gösteriyor ki,
  • 3:53 - 3:59
    eğer kadınların statüsünü geliştirirseniz
  • 3:59 - 4:03
    onların yaşadığı toplumun statüsünü
    geliştirirsiniz.
  • 4:04 - 4:09
    Çocuk ölümündeki azalma %47.
  • 4:10 - 4:12
    Şu anda bulunduğumuz ülkede bile,
  • 4:12 - 4:14
    bu doğru.
  • 4:14 - 4:18
    Patricia Homan adında bir kadının
  • 4:18 - 4:23
    tasarladığı bir çalışma var ki;
  • 4:23 - 4:27
    eğer kadınlar ve erkekler
    parlamentoda eşit olsaydı
  • 4:27 - 4:31
    Amerika'daki çocuk ölümünde
  • 4:31 - 4:34
    %14,5 oranında düşüş olurdu.
  • 4:35 - 4:39
    Bu yüzden o kadını biliyoruz.
  • 4:39 - 4:43
    Onlar liderlik pozisyonlarında
    hünerlerini kullandıklarında,
  • 4:43 - 4:47
    sorumlu oldukları
    tüm nüfusu geliştirirler.
  • 4:48 - 4:51
    Kadınlar ile erkekler
    tüm dünyada eşit olsaydı
  • 4:51 - 4:56
    ne olurdu hayal edin.
  • 4:56 - 4:59
    Ümit edebileceğimiz ne büyük bir fayda.
  • 5:00 - 5:01
    Hmm?
  • 5:01 - 5:02
    Evet ya.
  • 5:02 - 5:04
    (Alkış)
  • 5:04 - 5:06
    Çünkü genellikle,
  • 5:06 - 5:09
    biz liderliğin farklı bir tarzına sahibiz:
  • 5:09 - 5:11
    daha kapsamlı,
  • 5:11 - 5:13
    daha anlayışlı,
  • 5:13 - 5:16
    küçük çocuklarla daha çok ilgilenen.
  • 5:16 - 5:18
    Bu da farklılık yaratır.
  • 5:20 - 5:26
    Maalesef bu ideal, dünyada mevcut değil
  • 5:26 - 5:29
    ve liderlik pozisyonlarında,
  • 5:29 - 5:33
    kadınlarla erkekler arasındaki
    farklılık çok büyük.
  • 5:34 - 5:39
    Cinsiyet eşitsizliği,
    mesleklerin çoğunda bir kural,
  • 5:39 - 5:41
    global sağlıkta bile böyle.
  • 5:43 - 5:49
    Öğrendim ki, eğer kadınların
    eğitimine odaklanırsak
  • 5:50 - 5:53
    onların refahını geliştirmenin yanı sıra
  • 5:53 - 5:56
    hayatlarını da olumlu yönde geliştiririz.
  • 5:57 - 6:02
    Bu nedenle hayatımı şimdi eğitime adıyorum
  • 6:03 - 6:08
    ve bu tamamen, eşitlik anlayışıma
  • 6:08 - 6:11
    ve de sosyal adalet arayışıma
    uygun hale geliyor
  • 6:12 - 6:18
    çünkü eğer sağlık servislerine erişimi
    arttırmak istiyorsanız
  • 6:18 - 6:22
    ilk önce sağlık eğitimine erişimi
    arttırmaya ihtiyacınız var.
  • 6:23 - 6:25
    Bu yüzden, arkadaşlarımız
    ve ortaklarımızla
  • 6:25 - 6:29
    Ruanda'nın kuzey kırsalında
    güzel bir üniversite inşa ediyoruz.
  • 6:30 - 6:34
    Kimseyi dışta bırakmadan
    ve savunmasızlara odaklanarak,
  • 6:34 - 6:38
    özellikle tarih boyunca
  • 6:38 - 6:42
    hizmetin en son verildiği
    kadınlara ve çocuklara
  • 6:43 - 6:47
    kaliteyi, eşitliği ve bütünsel
    bakımı sağlamak için
  • 6:48 - 6:52
    öğrencilerimizi eğitiyoruz.
  • 6:53 - 6:56
    Bulunacakları toplumda,
  • 6:56 - 7:00
    kusursuz bir "değişim yaratan"
    olmaları için,
  • 7:00 - 7:04
    yönetimsel beceriler
    ve savunma becerileri kazandırıyoruz
  • 7:04 - 7:06
    ve onları liderlere dönüştürüyoruz.
  • 7:06 - 7:08
    Böylece, savunmasızlarla
    ilgilenmelerine izin veren
  • 7:08 - 7:12
    sağlık sistemleri kurabiliyorlar.
  • 7:13 - 7:15
    Bu gerçekten de dönüştürücü.
  • 7:16 - 7:19
    Çünkü şu anda,
  • 7:20 - 7:22
    örneğin tıp eğitimi,
  • 7:22 - 7:27
    kaliteli sağlık hizmetlerine,
  • 7:27 - 7:33
    becerilere ve klinik becerilere odaklanmış
  • 7:35 - 7:37
    kent merkezli enstitülerde verilmektedir.
  • 7:38 - 7:43
    Biz, kaliteli klinik becerilere de
    odaklanıyoruz
  • 7:43 - 7:49
    ancak bunu, yalnızca gerekli olduğu zaman
  • 7:49 - 7:53
    ve hastanede tedavi uygulayarak
    insanların yaşadığı toplumda,
  • 7:53 - 7:57
    hastanın durumuna göre verilen tedavi
    ve biyososyal yaklaşımla yapıyoruz.
  • 7:59 - 8:06
    Ayrıca, kentlerdeki
    klinik eğitimden 4 ile 7 yıl sonra
  • 8:06 - 8:10
    genç mezunlar kırsal alana
    geri gitmeyi istemiyorlar.
  • 8:12 - 8:18
    İşte bu yüzden, "UGHE" olarak adlandırılan
  • 8:18 - 8:22
    Küresel Sağlık Eşitliği Üniversitesi'ni
  • 8:22 - 8:24
    Kuzey Ruanda'nın kırsalında kurduk.
  • 8:25 - 8:30
    (Alkış)
  • 8:31 - 8:33
    Gidip dünyayı değiştirecek olan
  • 8:34 - 8:36
    öğrencilerimizden bahsediyoruz.
  • 8:37 - 8:42
    Dünyanın her yerinden gelecekler
    -- burası küresel bir üniversite --
  • 8:42 - 8:47
    ve bir koşulu sağlarlarsa
    tıbbi eğitimi ücretsiz alacaklar:
  • 8:47 - 8:51
    Dünya çapında, altı ile dokuz yıl boyunca
  • 8:51 - 8:53
    savunmasızlara hizmet etmek zorundalar.
  • 8:53 - 8:57
    Onlar, aileleri ve kendileri için
    maaşlarını saklayacaklar.
  • 8:57 - 9:01
    Ancak eğitim dönüşünde biz
    özellikle savunmasızlar için
  • 9:01 - 9:03
    kaliteli klinik hizmetleri vereceğiz.
  • 9:04 - 9:07
    Ve böyle yaparak
  • 9:07 - 9:11
    bunu uygulayacaklarına dair
  • 9:11 - 9:14
    başlangıçta, bağlayıcı
    bir antlaşma imzalıyorlar.
  • 9:14 - 9:16
    Biz para istemiyoruz.
  • 9:16 - 9:18
    Gidip parayı hareketlendirmek zorundayız.
  • 9:19 - 9:25
    Ancak onlar bunu herkes için
    kaliteli hizmete çevirecekler.
  • 9:27 - 9:31
    Bunun için, güçlü bir
    cinsiyet eşitliği gündemine
  • 9:31 - 9:33
    tabii ki ihtiyacımız var.
  • 9:33 - 9:37
    Tüm sınıflarımızda,
    yüksek lisans bölümünün
  • 9:37 - 9:39
    minimum %50'si kadınlardan oluşuyor.
  • 9:40 - 9:44
    (Alkış)
  • 9:44 - 9:46
    Ve 5 ay önce başlayan tıp okulu için
  • 9:46 - 9:50
    kızların %70'ini kaydettiğimizi
  • 9:51 - 9:54
    söylemekten gurur duyuyorum.
  • 9:54 - 9:57
    (Alkış)
  • 9:57 - 10:01
    Bu, şu anki eşitsizliğe karşı,
  • 10:02 - 10:06
    kıtamızda kadınların tıp eğitimine
    erişmesi için bir beyanat.
  • 10:08 - 10:13
    Kadınların eğitimine inanıyorum.
  • 10:13 - 10:18
    Bu yüzden eğitimlerini, becerilerini,
    bilgilerini arttırmak için
  • 10:18 - 10:22
    dünyanın her yerine
    giden Afrikalı kadınları alkışlıyorum.
  • 10:22 - 10:25
    Ama umutluyum ki, onlar bunu,
    kıtayı daha güçlü yapmak
  • 10:25 - 10:27
    ve inşa etmek için
  • 10:27 - 10:30
    Afrika'ya geri getirecek.
  • 10:30 - 10:32
    Çünkü eminim ki,
  • 10:33 - 10:37
    daha güçlü bir Afrika
    daha güçlü bir dünya yaratacak.
  • 10:39 - 10:43
    (Alkış)
  • 10:45 - 10:47
    23 yıl önce,
  • 10:47 - 10:50
    şu an hala fakir bir ülke olan
  • 10:51 - 10:52
    ve yıkılmış Ruanda'ya
  • 10:52 - 10:55
    geri döndüm.
  • 10:55 - 10:58
    Ama parlak bir gelecekle ışıldayan
    Ruanda'ya geri döndüm.
  • 10:59 - 11:01
    İnsanlar ölürken ve işler iyi gitmezken
  • 11:01 - 11:04
    bir çözüm bulamadığım için,
  • 11:04 - 11:08
    bazı günler çok üzgün olsam da
  • 11:08 - 11:09
    ve çok zor günler olsa bile,
  • 11:09 - 11:12
    geri döndüğüm için neşe doluydum.
  • 11:14 - 11:18
    Ancak halkımın gelişmesine
    katkı sağladığım için çok gururluydum
  • 11:19 - 11:22
    ve bu beni neşe dolu yapıyordu.
  • 11:22 - 11:26
    Bu yüzden, diaspora halindeki
    Afrikalı kadınlar,
  • 11:27 - 11:29
    eğer beni duyuyorsanız,
  • 11:29 - 11:32
    asla vatanınızı unutmayın
  • 11:33 - 11:36
    ve hazır olduğunuzda, geri dönün.
  • 11:38 - 11:39
    Ben de yaptım.
  • 11:40 - 11:42
    Bu, hayatımı tamamladı.
  • 11:43 - 11:45
    Bu yüzden, evinize geri dönün.
  • 11:46 - 11:47
    Teşekkürler.
  • 11:47 - 11:51
    (Alkış)
Title:
Kadınlar Ruanda'yı nasıl kökten değiştiriyor
Speaker:
Agnes Binagwaho
Description:

1996 yılında Agnes Binagwaho soykırımının ardından Ruanda'ya döndü. Ezici yıkımın ortasında ayrılmayı düşündü ancak topluluğundaki kadınlar onu kalmaya ve yenileştirmeye yardım etmeye motive etti -- ve yaptığından memnundu. -- İlham verici bir konuşmada Binagwaho, Ruanda'nın eski Sağlık Bakanı olarak çalışmalarına odaklanıyor ve dünya çapında en büyük cinsiyet eşitliği seviyelerinden birini yaratmaya çalışan ülke için yeni kadın eğitim girişimini tartışıyor.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
12:03

Turkish subtitles

Revisions