< Return to Video

Göçmen olarak büyümek kolay değildi

  • 0:04 - 0:08
    2001 yılının haziran ayında, Filipinler’de
    iki harika ebeveynin
  • 0:08 - 0:09
    çocuğu olarak doğdum.
  • 0:10 - 0:12
    Ebeveynlerim ve onların aileleri de
    orada büyümüş
  • 0:12 - 0:14
    ve hayatlarının çoğunu orada geçirmişler.
  • 0:15 - 0:17
    Kız kardeşim de orada doğdu.
  • 0:17 - 0:18
    Ebeveynlerim evlendikten sonra
  • 0:18 - 0:22
    uzun bir süre Amerika’ya göç etmek
    istemişler.
  • 0:22 - 0:25
    Babamın ailesi daha iyi bir hayat
    umuduyla
  • 0:25 - 0:26
    oraya taşınmaya başlamış.
  • 0:27 - 0:30
    Amerika fırsatlar ve özgürlük ülkesi
    olarak biliniyormuş,
  • 0:31 - 0:34
    ve ebeveynlerimin kendileri ve çocukları
    için
  • 0:34 - 0:36
    daha fazla imkanı olacakmış.
  • 0:36 - 0:39
    Oraya taşınırlarsa rahatça
    yaşayabileceğimizi biliyorlarmış.
  • 0:39 - 0:42
    Ailemin Amerika’ya göç edebilmek için
  • 0:42 - 0:44
    onay alması yıllar sürmüş.
  • 0:44 - 0:47
    Hasta, tehlikeli olmadıklarını
  • 0:47 - 0:49
    ve orada yaşayabilecek eğitime sahip
    olduklarını
  • 0:49 - 0:50
    kanıtlamak için
  • 0:51 - 0:54
    bir sürü testten geçmek zorunda kalmışlar.
  • 0:55 - 0:56
    Yeterince şanslıymışız
  • 0:56 - 0:59
    ki 2004’te Kaliforniya’ya taşındık.
  • 0:59 - 1:03
    Kalıcı olarak taşınacağımız evi bulana
    kadar
  • 1:03 - 1:06
    orada oturan amcam ve ailesiyle yaşadık.
  • 1:06 - 1:09
    İlk yılımızda her şey güzeldi,
  • 1:09 - 1:11
    ve sonra okula başlamak zorunda kaldım.
  • 1:11 - 1:12
    Kreş zordu,
  • 1:12 - 1:14
    çok net hatırlıyorum.
  • 1:14 - 1:17
    İngilizce konuşamıyordum ve arkadaş
    edinmek zordu
  • 1:17 - 1:19
    Benimle konuşmayı bilmiyorlardı.
  • 1:19 - 1:21
    Kimse arkadaşım olmak istemediği için
    sürekli ağlardım,
  • 1:21 - 1:24
    ve öğretmenin ne dediğini asla
    anlamıyordum.
  • 1:24 - 1:27
    Zamanla alıştım ve haliyle İngilizce
    öğrendim.
  • 1:28 - 1:30
    Arkadaş edinmeye başladım ve her şey
    iyi gidiyordu.
  • 1:30 - 1:33
    2007’de, kardeşim Louine doğdu
  • 1:33 - 1:36
    ve işte ailemiz o zaman tamamlandı.
  • 1:36 - 1:39
    Ailem beni sanki hala Filipinler’de
    yaşıyormuşuz gibi yetiştirdi.
  • 1:39 - 1:42
    Katı kuralları ve Filipinli ahlak
    kuralları vardı.
  • 1:43 - 1:45
    Çok tutucu ve dindarlardı.
  • 1:45 - 1:48
    Çocukken derslerimin çoğu genellikle dine
  • 1:48 - 1:51
    ve Tanrı’nın benim ne yapmamı istediğine
    bağlıydı.
  • 1:51 - 1:54
    Altıncı sınıfa geçtiğimde başka okula
    geçtim,
  • 1:54 - 1:56
    uzun süredir tanıdığım arkadaşlarıma
  • 1:56 - 1:57
    veda etmek ve
  • 1:57 - 2:00
    yeni bir ortama adapte olmak zorunda
    kaldım.
  • 2:00 - 2:04
    Beni diğer herkesten farklı yapan şeyleri
    fark etmeye başladım.
  • 2:04 - 2:06
    Öğlen yemeğimi evden getirmeye başladım
  • 2:06 - 2:11
    ve yemeğim genelde pilav ve yumurta,
    pilav ve sosisten ya da babamın
  • 2:11 - 2:12
    pilavın yanına koyduğu şeyden oluşurdu.
  • 2:13 - 2:14
    Sürekli pilav ve Filipin yemeği yemem
  • 2:14 - 2:17
    ilk başta herkese tuhaf geldi.
  • 2:18 - 2:20
    Keskin bir kokusu vardı.
  • 2:20 - 2:21
    Diğer arkadaşlarım gibi
  • 2:21 - 2:23
    Lunchable’ım (hazır beslenme kutusu)
  • 2:24 - 2:26
    ve PB&J’im (fıstık ezmeli reçelli sandviç)
    olmadığı için utanırdım.
  • 2:26 - 2:28
    Bazı kelimeleri farklı söylediğim için
  • 2:28 - 2:30
    diğerleri benimle dalga geçerdi,
  • 2:30 - 2:32
    mesela comfortable yerine comFORtable
    derdim.
  • 2:33 - 2:34
    Ailemin bana öğrettiği söyleme şekli bu.
  • 2:34 - 2:36
    Hatalarını düzelttiğimde,
  • 2:36 - 2:39
    sabırlı olmam gerektiğini ve
    İngilizce’nin anadilleri
  • 2:39 - 2:41
    olmadığını söylüyorlar.
  • 2:41 - 2:44
    Babamla bir yere gittiğimde de utanıyorum
  • 2:44 - 2:48
    çünkü Filipinli aksanı yüzünden
    insanlar onu anlamıyor ve
  • 2:48 - 2:50
    ben çevirmek zorunda kalıyorum
  • 2:50 - 2:52
    Uyum sağlayamadığımız zamanlar olsa bile,
  • 2:52 - 2:54
    onları çok seviyorum ve bizim için
  • 2:54 - 2:59
    yaptıkları ve yaşadıkları şeyler için
    sonsuza dek minnettar olacağım.
Title:
Göçmen olarak büyümek kolay değildi
Description:

Translated by: Damla Yaman

more » « less
Video Language:
English
Team:
Amplifying Voices
Project:
Diversity and Equality
Duration:
03:47

Turkish subtitles

Revisions