-
Daha önce bunlardan birini muhtemelen görmüşsünüzdür.
-
Bir Lego Parçası
-
Ama bütün bunların nasıl başladıgını hiç düsününüz mü
-
ve adına neden Lego dendiğini?
-
Aslında bu isim, bu plastik parçasından cok daha eskiye dayanıyor
-
Merak ettiniz mi?
-
Bütün bunların nasıl başladığını anlatayım.
-
Uzun yıllar önce
-
Ole Kirk Christiansen adında çok yetenekli ve çok çalışkan bir marangoz vardı
-
Ole kendi şirketinde çok saygı duyulan bir marangozdu,
-
ama zor bir zamandan geçiyordu.Fazla para kazanamıyordu
-
ve son işçisini de çıkarmak zorundaydı.
-
İçeri gel.
-
Atölyeyi kapattım ve eşyalarımı topladım.
-
Teşekkür ederim.Sanırım sana bir maaş çeki yazsam iyi olacak.
-
Kendine iyi bak.
-
İşte,bu da sonuncusuydu.
-
İşerin bu noktaya geleceğini hayal bile etmezdim.
-
Biliyorum.Anlaması zor fakat artık daha kötüsü olamaz.
-
Ama daha kötüsü oldu.Kısa süre sonra,Ole karısını kaybetti.
-
Ama Ole özel birisiydi.
-
Pes edecek cinsten birisi değildi.
-
Ve 4 çocugun da sorumluluguyla birlikte,bişeyler düsünmek zorundaydı.
-
Ole'nin bir fikri vardı
-
ve onun için, fikrini harekete geçirmek asla uzun sürmezdi
-
Ole'nin kücük müdahalesi cocuklarını cok mutlu etmisti:
Tekrar oyuncak üretmeye başlama düsüncesi.
-
Ole denemeye karar verdi.
-
Şanslıydı ki,elinde marangoz işinden sakladığı bir sürü tahtası vardı.
-
Onları şimdi oyuncak yapmak için kullanabilecekti.
-
Zaman aktı geçti
-
ve Ole ne kadar yetenekli bir marangoz olsa da ve cok kaliteli ve detaylı oyuncaklar üretse de
-
satışlar çok yavaştı.
-
Şanslıydı ki oğullarından biri,Godtfred,babasına okuldan sonra yardım etmeye başlamıştı.
-
birlikte üretimi ancak idare edebiliyorlardı
-
Eninde sonunda,Billund'daki kücük bir atölyede birinci kalitede oyuncaklar üretildiği ağızdan ağıza yayılmaya başlamıştı.
-
Birgün,kasabaya bir adam geldi.
-
Ole'nin geleceğini değiştirebilecek bir adam.
-
Fabrika satış mağazsından bir toptancıydı.
-
Duydum ki ahşaptan çok hos oyuncaklar yapıyorumussunuz.
-
Elimden geleni yapıyorum.
-
Toptancı bütün bu ahsap oyuncaklardan cok etkilenmişti.
-
Ve gitmeden önce büyük bir sipariş verdi.
-
Sonunda fırsatları ve yaptıklarımızı gören birisi çıktı.
-
Şuraya bak.Toptamcı tatillerde magazsına koymak icin birsürü oyuncak istiyor.
-
bu yıl mesgul olacagımız
-
güzel bir noel olacak.
-
Şimdi,küçük atölyede yapılcak çok iş vardı
-
ve Ole eski işçilerini tekrar işe almıştı.
-
Ole sadece en yüksek kalitedeki ahşapı kullanıyordu
-
dikkatle seçiyor ve son derece dikkatlice hazırlıyordu.
-
Gece gündüz çalışıp siparişi tamamladılar.
-
Böylece toptancı Noel'den önce tüm oyuncakları kendi magazasına alabilecekti.
-
Ters giden birşey mi var,baba?
-
Korkarım başımız büyük belada.
-
İşin tam ortasında,Ole toptancının iflas ettiğini söyledigi bir mektup almıstı
-
ve siparis verdigi oyuncakları da alamayacaktı.
-
Ne yapacaksın?Noel ne olacak?
-
Şimdi yemeğe bile paramız yetmiyor?
-
Ben yaparım.
-
Ne yapacaksın,Baba?
-
Kendim yaparım.Arabamla etrafta oyuncakları satarım.
-
Kaybedecek zaman yoktu.Ole tüm oyuncakları arabaya yükledi ve gitti.
-
Ole çok iyi bir oyuncak üreticisiydi ama cok iyi bir satıcı degildi.
-
Kendisini övmeyi sevmezdi veya oyuncakları yaparken ne kadar dikkatli ve özenli oldugundan bahsetmezdi
-
ama denemeye devam etmesi gerekiyordu
-
Bu oyuncaklar ileride patlama yapacak.ilgilendigin birseyler var mıydı ?
-
Çok heyecanlı görünüyor ama su anda fazla param yok.Belki takas edebiliriz ama.
-
Parayı tercih ederim
-
ama
-
sonuç olarak tüm oyuncakları satmıs olacaktı.
-
Umdugu kadar cok para kazanamamıstı.Ama ailesinde bolca yiyecek götürecekti.
-
Zaman aktı geçti
-
ama oyuncakları bekledikleri kadar hızlı satamıyolardı
-
Ole belki de şirketin daha iyi bir isme ihtiyacı oldugunu düsündü
-
Ne olmalı ki acaba?Kısa bir isim olmak zorunda.''Güzelce oynamak'' sözünü bir sekilde iletmeliyim.
-
Danimarka dilinde,''Güzelce oynamak'' sözü ''LEG GODT'' demekti.
-
Ne olmalı? ne olmalı ?
-
Eğer bir çeşit baş harf ya da işaret elde edersem
-
LEGO
-
Gördüğünüz üzere,Ole cok uygun bir isim bulmustu.
-
Ama bilmedigi sey,''LEGO'' kelimesinin latincede ''birlikte yerlestiriyorum'' anlamına geldigiydi.
-
''LEGO'' ismi iyi kabul görmüştü
-
Ve şirket yavas yavas ileri dogru gitmeye baslamıstı.
-
Bu yıl 3000 kron kazandık ve elimizde her zamankinden daha fazla model var.
-
3000 kron mu dedin?O zaman neye baktığımı görmen gerek.
-
Her ne kadar Godtfred bir freze makinesine para harcamak istemiyor olsaydı da
-
Kullanışlı ve oyuncakların gelişimi açısından oldukca kaliteli oldugunu görebilmişti
-
Son yığını da bitirip nakliyeye hazır hale getirdin mi ?
-
getireceğim
-
Baba...baba,bugun şirket icin cok para kazandım.
-
Gerçekten mi? Nasıl?
-
Kilitli dolapta nasıl para tasarrufu edecegimizi anladım.Ördekleri 3 kat boyamak yerine 2 kat boyayarak.
-
Ne yaptın????
-
Maalesef,Godtfred'in fikri Ole'nin pek hoşuna gitmemişti.
-
Ole Godtfred'e tüm ördekleri ambalajından çıkarttırdı
-
boyanın son katmanını verdi ve tren istasyonuna geri yolladı.
-
Ole yüksek kaliteye ve müşterilerini kandırmamaya inanıyordu
-
Godtfred döndügünde,Ole bunun iyi bir ürün yaratmak icin bir yol olmadıgını acıkladı.
-
Bu kücük ders Godtfred'in gözlerinin acılmasını ve her detayın önemli oldugu gercegini anlamasına neden oldu.
-
ve sadece en iyinin yeterli olduguna.
-
1930'ların sonlarına dogru LEGO 2.Dünya Savaşı'nın patlak vermesine ragmen kar yapıyordu.
-
Zor zamanların dışında hep en iyisini yapmaya çalıstılar.
-
Hiçbirşey ters gitmeyecekmiş gibi görünüyordu
-
Ama fırtınalı bir 1942 gecesinde şansları degisti.
-
Yangın var.Atölye yanıyor.
-
Ama itfaiyeci geldiginde,atölye kurtarılacak durumda degildi
-
zemine kadar heryer yanmıstı, tüm cizimler ve oyuncaklar da harap olmustu.
-
Ole umudunu kaybetmeye baslamıstı.
-
tüm sıkı calısmaları gitmişti ve neredeyse sirketini kaybedecekti
-
ama cocukları ve calısanları için sorumluluk aldı ve LEGO'yu tekrar inşaa etmek icin onlara ilham kaynagı oldu
-
Yeni fabrika inşa edilmişti.
-
Yakında ahsap oyuncakların üretimi tekrar başlayacaktı.
-
Kücük sirket oazara tekrar giris yolu bulmak icin savasmıstı
-
Kademeli bir şekilde,LEGO fabrikası düzgünce calısmaya basladı ve Ole yeni zorluklar aramaya basladı.
-
Birgün,Kopenhag'a gitti ve Danimarka'ya daha yeni gelmiş bir makine gördü
-
Bu bir plastik döküm makinesiydi ve Ole'yi cok heyecanlandırmıstı.
-
Satın almalı mıyız? Bunun iyi bir parazlık olduguna eminim ve bize cok sayıda fırsat sunacaktır.
-
Kulaga ilginc geliyor ama cok pahalı.
-
Bunu evet olarak kabul ediyorum.
-
Plastik döküm makinesi geldiginde,Ole plastikten kücük ayılar ve harfler yapmaya basladı.
-
Ama hala makul plastik tuglayı elde edememisti.
-
Aklında düsünmeyi bir türlü bırakamadığı birsey vardı
-
ve kimse onlardaki potansiyeli göremese bile.
-
Ole üretimi yeniden tasarlamaya karar verdi.
-
Ama LEGO ilk büyük Ferguson Traktörünü çıkardığı zaman,plastik oyuncaklar basarıya ulasmıstı.
-
Maalesef sarıslar yaz sırasında düsmüstü
-
ve şirketin stoklarında cok fazla oyuncak birikmeye baslamıstı
-
Bu dogru olamaz.Tabi ki ürünlerimiz tüm yıl boyunca satılabilir,sadece Noel için degil.
-
Godtfred dışarıya cıkıp oyuncakları kendisi satmasına kara verdi
-
Godtfred,destek vermesi icin ve moral olması icin sirkete karısını da getirdi.
-
Tereyağı ve yumurtaya ihtiyacımız var.
-
Neyse,o kadar da kötü degildi.
-
Godtfred ülkeyi gezip LEGO'ya yardımcı olacak ve LEGO'yu bu mali krizden kurtaracak seyi bulmakta basarılı olmustu.
-
Tam zamanında eve ulastıklarında Ole'nin dogum gunu partisi vardı.
-
Ole 60 yaşına gelmişti ve tüm aile bunu kutluyordu.
-
Evet,galiba cok uzun bir yolculuktu.
-
Heyibir fikrim var.Dinleyin.Dinleyin.3 jenerasyonun da birlikte oldugu bir fotografa ne dersiniz.
-
Herkes bunun iyi bir fikir oldugunu dusundu.Kanepeyi çiçeklerin tam arasına koyduk.
-
İngiltere'ye yapılan bir iş gezisinde,Godtfred büyük bir alısveris merkezinin müdürüyle tanıstı.
-
Oyuncak endüstrisi hakkında tartıstılar ve bu konusma LEGO'nun gelecegi acısından oldukca onemliydi.
-
-Bu endüstriye Lanet olsun.Sadece oyuncakların günümüzde iyi olmadıgını dusundum.
-
-Ne demek istiyorsun? Bence çok iyi calısıyorlar.
-
-Evet iyi calısıyorlar.Buna eminim ama burada hiçbir sistem yok.
-
-Sistem?
-
-Sistem? Hmm.Hiç sistem yok.
-
-Bu dünyanın icinde ne yapıyosun,Godtfred?
-
-Hiçbir sistem yok.
-
Oyuncakların inşa olması icin bir fikre ve sisteme ihtiyacı vardı
-
-Bu oyuna bir sistem koymak istiyorum.Cocuklara simdiye kadar yalnızca hazır çözümler sunduk..
-
-Onlara hayalgüçlerini ve yaratıcılıklarını güçlendirecegi birsey lazım.
-
-Yani LEGO'yu bir sisteme sokmayı mı deniyorsun?Enteresan.
-
Aynı sene,LEGO, ilk sistemli LEGO üretimine basladı.
-
Cocuklar artık LEGO tuglalarından evler yapabiliyodu.
-
Gercekci özelliklerde bir kasaba planlandı ve cocuklar buradan trafik kurallarını ögrendi.
-
Kız kardesim ve ben bu yeni LEGO Sistem ile saatlerce oynardık.
-
Bazı insanlar dünyadaki en sanslı cocuklar oldugumuzu söylerdi.
-
Çünkü bir oyuncak fabrikasında büyümüstük.
-
Bu cok büyük bir bulustu.
-
Ve Godtfred bunu Danimarka dısına satmayı denemeye karar verdi.
-
Oyun sistemi diger ulkelerde de cok populer hale gelmişti ve bircok ulkeye satılmıstı.
-
-Bak ne inşa ettim.
-
-Bu gercekten cok hos,Cal.
-
Her ne kadar LEGO sadece ev inşa etmek anlamı tasısa da,yine de bircok fırsat vardı.
-
Sadece tek bir problem vardı.
-
Hmm,kaldıramıyorum.Sürekli düsüp duruyor.
-
Bu Godtfred'i meraklandırdı.LEGO parcalarını bir arada tutmanın yolunu bulmak istiyordu.
-
Ama bunu yapmak söylemekten daha kolaydı.
-
Godtfred LEGO tuglalarının birbirini daha iyi kavrayabilecegini ve dislerinin birbirine daha iyi girebilecegini farketti.
-
Artık,tüm inşaa sisteminin sonsuz imkanları vardı vardı.
-
LEGO ürünü için bu,çığır açan birseydi.
-
Bir cocugun hayal gucuyle,LEGO dünyadaki hersey olabilirdi.Tekrar ve tekrar...
-
Sınır hayalgücüydü.
-
Bak baba,artık herseyi yapabiliyorum.
-
Maalesef,Ole bu kücük tuglaların aslında ne kadar büyük bir basarı getirdigini asla göremedi.
-
Godtfred tek başına kalmıstı ve LEGO'daki diger bir yangın sayesinde birsürü ahsap urunler harap olmustu.
-
Tıpkı babası gibi,Godtfred de elinden gelenin en iyisini yapması gerektigini ve hicbir durumda asla pes etmemesi gerektigini biliyordu.
-
Godtfred zor zamanlarını başı dik bir şekilde atlattı.
-
Satışlar büyüdükçe sirket de aynı zamanda daha da büyüyordu.
-
Ahşap oyuncaklara devam etmeyip sadece LEGO Sistem'e devam etme kararı alması gerekiyordu.
-
Ve büyük kararı vermişti.Bircok yeni model üretiliyotdu ve LEGO oyuncak endüstrisinde daha da güçleniyordu.
-
-Efendim,sizce en iyisi hangisi?
-
-Hmmm,bu.
-
Her ne kadar LEGO mesgul de olsa,Godthfred'in hala daha buyuk planları vardı.
-
Şimdi de bir havalimanı inşa etmek istiyordu.
-
Bu tüm dünyaya oyuncak satmaya calısmaktan daha kolay olabilirdi.
-
Baba gibi,evlat gibi.
-
Bu fikrini harekete gecirmesi uzun sürmemişti.
-
Sadece 3 yıl sonra,Billund Havalimanı açıldı.
-
Birçok ziyaretçi ve iş baglantıları şirketi ziyaret etti ve tasarım departmanını gördü.
-
Kademeli bir şekilde,Şirket kalabalıklastı ve elemanları iş üzerinde tutmak zorlastı
-
-Bence bir süre daha beklemeliyiz.
-
Godtfred olması gereken birsey görüyordu.
-
LEGO modellerini görüntülemek icin daha büyük bir alana ihtiyacı vardı.
-
-Bölmek istemezdim,Bu yüzden bu paketi masanın üzerine bırakıyorum.Yeni LEGO trenini.
-
-Şuraya bırak.
-
Eglence parkı fikri, sergi odasından cabucak cıkıverdi.
-
Ve sonra,Bir kulemiz olabilir boylece yukarıdan tum parkıve tum kasabayı gorebilirsiniz.Bu Alan tamamen LEGO'dan yapılma Olacak.--LEGOLAND--
-
Tamam o zaman,ilginc görünüyor.Ama gercekten kac ziyaterci bekliyorsun?
-
tahminime göre ikiyüz-üçyüz bin kadar
-
üçyüz bin mi ????
-
kulaga cok fazla gelıyo olsa da,aslında babam bu işaretlerden oldukca uzaktı.
-
İlk yıl altıyüz bin ziyaretci aldı.
-
Ailem ve ben ziyaretcileri selamlamak icin oradaydık.
-
Bu gelenegi kuruldugundan beri sürdürüyoruz.
-
Artık,bütün bunların nasıl basladıgını biliyorsunuz.
-
Dedemin kalite ve meslek anlayısı olmasaydı,LEGO bugun oldugu yerde olmazdı.
-
Babam LEGO Sistem'de sonsuz olasılıklar olduguna sıkıca inanırdı.
-
Halen daha LEGO fikirleri arıyoruz.
-
Çocukları kesfetmeye tesvik etmek,tecrube edinmeleri ve kendi dünyalarını ifade edebilmek,dünyanın limitsiz olması.
-
Ve biz hala inanıyoruz ki sadece en iyisi yeterince iyidir çünkü cocuklar en iyisini hak ederler.