Return to Video

Bunalımdaki bir komedyenin itirafları

  • 0:00 - 0:03
    Uzun bir zaman boyunca
  • 0:03 - 0:08
    iki farklı hayatı birden yaşadığımı hissettim.
  • 0:08 - 0:11
    Bir yanda herkesin görebildiği,
  • 0:11 - 0:15
    diğer yanda da sadece benim görebildiğim bir hayat.
  • 0:15 - 0:17
    Herkesin görebildiği hayatta
  • 0:17 - 0:20
    ben, bir arkadaş,
  • 0:20 - 0:22
    bir oğul, bir kardeş,
  • 0:22 - 0:26
    komedyen ve de delikanlıyım.
  • 0:26 - 0:28
    Bu herkesin görebildiği hayat.
  • 0:28 - 0:29
    Bunlar arkadaşlarımdan ve ailemden beni anlatmalarını isteseydiniz,
  • 0:29 - 0:31
    size verecekleri cevaplardı
  • 0:31 - 0:33
    ve bunlar benim büyük birer parçam. Benim kim olduğum.
  • 0:33 - 0:36
    Eğer benden kendimi anlatmamı isteseydiniz,
  • 0:36 - 0:39
    muhtemelen aynı cevapları ben de verecektim.
  • 0:39 - 0:42
    Söyleyeceklerim yalan olmayacaktı,
  • 0:42 - 0:46
    ancak tamamıyla doğruyu da söylemiş olmayacaktım.
  • 0:46 - 0:48
    Çünkü doğruyu söylemek gerekirse,
  • 0:48 - 0:51
    bu sadece diğer herkesin görebildiği hayat.
  • 0:51 - 0:54
    Sadece benim görebildiğim hayatta, kim olduğum,
  • 0:54 - 0:56
    gerçekten olduğum kişi,
  • 0:56 - 1:01
    yoğun depresyonla mücadele eden birisi.
  • 1:01 - 1:04
    Bu mücadele son 6 yıldır söz konusu,
  • 1:04 - 1:09
    ve her gün de devam ediyorum.
  • 1:09 - 1:11
    Şimdi, daha önce depresyona girmemiş biri
  • 1:11 - 1:12
    veya gerçekten bunun ne demek olduğunu bilmeyen biri için
  • 1:12 - 1:14
    bunları duymak biraz şaşırtıcı olabilir.
  • 1:14 - 1:16
    Çünkü baya yaygın olan bir kavram yanılgısı var:
  • 1:16 - 1:18
    Bu, depresyonun kendinizi mutsuz hissetmek olduğu;
  • 1:18 - 1:21
    hayatınızda bir şeyler düzgün gitmediğinde,
  • 1:21 - 1:22
    kız arkadaşınızdan ayrıldığınızda,
  • 1:22 - 1:24
    sevdiğiniz birini kaybettiğinizde
  • 1:24 - 1:26
    veya istediğiniz bir işe giremeyince yaşandığı yanılgısı.
  • 1:26 - 1:28
    Ama bu mutsuzluk. Bu doğal bir şey.
  • 1:28 - 1:30
    Bu, doğal insani bir duygu.
  • 1:30 - 1:34
    Gerçek depresyon, hayatınızda bir şeyler yolunda gitmediğinde
  • 1:34 - 1:36
    üzgün olmak değildir.
  • 1:36 - 1:38
    Gerçek depresyon, hayatınızda her şey yolundayken
  • 1:38 - 1:41
    mutsuz hissetmektir.
  • 1:41 - 1:44
    Bu gerçek depresyon, benim acı çektiğim şey.
  • 1:44 - 1:46
    Tamamen dürüst olmak gerekirse,
  • 1:46 - 1:49
    buraya gelip bunları söylemek benim için gerçekten zor.
  • 1:49 - 1:51
    Benim için bu konuda konuşması çok zor
  • 1:51 - 1:53
    ve görünen o ki, bu konu diğer herkese de zor geliyor.
  • 1:53 - 1:56
    O kadar ki, hiç kimse bu konudan bahsetmiyor.
  • 1:56 - 1:58
    Kimse depresyon hakkında konuşmuyor ama konuşmamız lazım.
  • 1:58 - 2:02
    Çünkü şu an da bu çok büyük bir problem.
  • 2:02 - 2:03
    Bu çok büyük bir problem.
  • 2:03 - 2:05
    Ama biz bunu sosyal medyada görmüyoruz, değil mi?
  • 2:05 - 2:07
    Bunu Facabook'da da görmüyoruz, Twitter'da da.
  • 2:07 - 2:09
    Bunu haberlerde de görmüyoruz çünkü bu konu eğlenceli değil,
  • 2:09 - 2:11
    komik de değil, parlak bir şey de.
  • 2:11 - 2:14
    Bunu görmediğimiz için de, şiddetini de göremiyoruz.
  • 2:14 - 2:18
    Ama depresyonun şiddeti ve ciddiyeti ise şu:
  • 2:18 - 2:20
    Her 30 saniyede,
  • 2:20 - 2:22
    her 30 saniyede, bir yerlerde,
  • 2:22 - 2:24
    dünya üzerinde birileri hayatına son veriyor.
  • 2:24 - 2:25
    Depresyon yüzünden.
  • 2:25 - 2:28
    Bu iki sokak ötede, iki ülke ötede
  • 2:28 - 2:29
    veya iki kıta öte de olabilir, ama bu gerçekleşiyor.
  • 2:29 - 2:32
    Hem de her gün gerçekleşiyor.
  • 2:32 - 2:35
    Toplum olarak bizim eğilimimiz,
  • 2:35 - 2:40
    şöyle bir bakıp ''Yani?'' demek yönünde.
  • 2:40 - 2:45
    Yani? Bakıyoruz ve diyoruz ki ''Bu sizin probleminiz.
  • 2:45 - 2:47
    Bu onların problemi.''
  • 2:47 - 2:49
    Üzüldüğümüzü ve üzgün olduğumuzu söylüyoruz,
  • 2:49 - 2:50
    ama aynı zamanda ''Yani?'' diyoruz.
  • 2:50 - 2:55
    Şey, iki yıl önce bu benim problemimdi.
  • 2:55 - 2:59
    Çünkü daha önce milyonlarca defa oturduğum
  • 2:59 - 3:02
    yatağımın ucunda oturuyordum
  • 3:02 - 3:05
    ve intihara eğilimliydim.
  • 3:05 - 3:09
    İntihara eğilimliydim ve hayatıma yukarıdan şöyle bir baksaydınız
  • 3:09 - 3:11
    beni intihara eğilimli bir çocuk olarak görmezdiniz.
  • 3:11 - 3:13
    Basketbol takımının kaptanı olan,
  • 3:13 - 3:15
    drama ve tiyatro kulübünde yılın öğrencisi seçilmiş,
  • 3:15 - 3:16
    yılın öğrencisi olmuş,
  • 3:16 - 3:18
    devamlı olarak şeref listesinde yer alan
  • 3:18 - 3:22
    ve her partiye katılan bir çocuk görürdünüz.
  • 3:22 - 3:24
    Yani, bana depresyonda veya
  • 3:24 - 3:26
    intihara eğilimli demezdiniz, ama yanılıyor olurdunuz.
  • 3:26 - 3:28
    Yanılıyor olurdunuz. Sonuç olarak o gece,
  • 3:28 - 3:32
    bir kutu ilaçla ve elimde kağıt kalemle
  • 3:32 - 3:34
    hayatımı sonlandırmayı düşündüm.
  • 3:34 - 3:37
    Ve gerçekleştirmeye de bu kadar yakındım.
  • 3:37 - 3:39
    Gerçekleştirmeye bu kadar yakındım.
  • 3:39 - 3:42
    Gerçekleştirmedim, bu beni şanslılardan biri yapıyor,
  • 3:42 - 3:44
    uçurumun kıyısına gelmiş, aşağıya bakmış
  • 3:44 - 3:46
    ama atlamamış insanlardan biri yapıyor.
  • 3:46 - 3:48
    Hayatta kalan şanslılardan biri.
  • 3:48 - 3:51
    Ben hayatta kaldım ve bu beni hikayemle birlikte bırakıyor
  • 3:51 - 3:53
    ve hikayem şu şekilde:
  • 3:53 - 3:56
    Dört basit kelime ile: Depresyon nedeniyle acı çekiyorum.
  • 3:56 - 3:59
    Depresyon nedeniyle acı çekiyorum.
  • 3:59 - 4:06
    Uzun bir süre boyunca düşündüm ki
  • 4:06 - 4:09
    birindeki insanın diğerindekinden korktuğu
  • 4:09 - 4:11
    tamamen birbirinden farklı iki hayat yaşıyorum.
  • 4:11 - 4:13
    İnsanların gerçekte kim olduğumu
  • 4:13 - 4:16
    herkesin düşündüğü muhteşem, liseli popüler çocuk olmadığımı görmesinden korkuyordum.
  • 4:16 - 4:18
    Gülümsememin ardında mücadele ettiğimi,
  • 4:18 - 4:20
    parıldamamın altında karanlık olduğunu
  • 4:20 - 4:25
    ve büyük kişiliğimin altında çok daha büyük bir acı sakladığımı görmelerinden korkuyordum.
  • 4:25 - 4:27
    Görüyor musunuz, bazı insanlar kızların onlara bakmamasından korkar.
  • 4:27 - 4:30
    Bazı insanlarsa köpek balıklarından. Bazı insanlar ölümden korkar.
  • 4:30 - 4:34
    Ama ben, hayatımın büyük bir kısmında, ben kendimden korktum.
  • 4:34 - 4:37
    Kendi doğruluğumdan, dürüstlüğümden, kendi kırılganlığımdan korktum
  • 4:37 - 4:39
    ve bu korku
  • 4:39 - 4:41
    kendimi köşeye sıkışmış hissetmeme neden oldu.
  • 4:41 - 4:45
    Öyle bir köşe ki, benim her bir gün düşündüğüm
  • 4:45 - 4:48
    sadece tek bir çıkış yoluna sahip.
  • 4:48 - 4:50
    Bunun üzerine her gün düşündüm
  • 4:50 - 4:51
    ve burada durup tamemen dürüst olmam gerekirse
  • 4:51 - 4:55
    tekrar tekrar bunu düşünmemin nedeni, hastalığın bu olması,
  • 4:55 - 4:57
    mücadele ettiğim şey bu. Bu, depresyon.
  • 4:57 - 4:58
    Depresyon çiçek hastalığı değil.
  • 4:58 - 5:00
    Bir kere geçirdikten sonra sonsuza kadar kurtulmuş olmuyorsunuz.
  • 5:00 - 5:02
    Bu birlikte yaşadığınız bir şey. Bu içinde yaşadığınız bir şey.
  • 5:02 - 5:06
    Dışarı atamadığınız oda arkadaşınız, duymamazlıktan gelemediğiniz ses.
  • 5:06 - 5:08
    Bu kaçmayı beceremediğiniz duygular.
  • 5:08 - 5:13
    Ve en korkutucu yanı ise belli bir zaman sonra
  • 5:13 - 5:16
    buna karşı hissizleşiyor olmanız. Bu, size normal gelmeye başlıyor
  • 5:16 - 5:19
    ve en çok korktuğunuz şey ise
  • 5:19 - 5:21
    içinizdeki acı olmaktan çıkıyor.
  • 5:21 - 5:23
    Bu, diğerleri gözünde bir damga,
  • 5:23 - 5:25
    bir utanç, yüz kızarıklığı oluşunuz oluyor...
  • 5:25 - 5:28
    Bu, arkadaşlarınızın yüzündeki onaylamayan ifade oluyor,
  • 5:28 - 5:31
    koridorda sizin zayıf olduğunuza dair fısıldamalar
  • 5:31 - 5:32
    ve deli olduğunuza dair yorumlar halini alıyor.
  • 5:32 - 5:35
    Sizi yardım almaktan alı koyan işte bu.
  • 5:35 - 5:38
    Sizi bunu baskılamaya ve saklamaya iten şey bu.
  • 5:38 - 5:40
    Damga bu. Sonuç olarak, bastırıyorsun, saklıyorsun,
  • 5:40 - 5:42
    bastırıyorsun ve saklıyorsun,
  • 5:42 - 5:43
    seni her gün, tüm gün yatağında tutan şey olmasına rağmen,
  • 5:43 - 5:46
    ne kadar doldurmaya çalışırsan çalış, hayatını bomboş bir hale getiren şey
  • 5:46 - 5:49
    bu olsa da, saklıyorsun, çünkü toplumda depresyona
  • 5:49 - 5:51
    karşı damgalama çok gerçek.
  • 5:51 - 5:55
    O kadar gerçek ki, ve siz böyle olduğunu düşünmüyorsanız, kendinize şunu sorun:
  • 5:55 - 5:56
    Bir dahaki Facebook durumunuzu
  • 5:56 - 5:58
    sırtınızı incittiğiniz için yataktan çıkmakta zorlandığınız
  • 5:58 - 6:00
    şeklinde mi güncellersiniz,
  • 6:00 - 6:02
    yoksa kendinizi depresyonda hisettiğiniz için
  • 6:02 - 6:04
    yataktan çıkmakta zorlandığınız şeklinde mi?
  • 6:04 - 6:07
    İşte damgalanma bu, çünkü ne yazık ki
  • 6:07 - 6:09
    yaşadığımız dünyada eğer kolunuzu kırarsanız
  • 6:09 - 6:12
    herkes alçınızın üstüne adını yazmak üzere yanınıza koşar
  • 6:12 - 6:15
    ama insanlara depresyonda olduğunuzu söylerseniz, diğer tarafa koşarlar.
  • 6:15 - 6:17
    İşte damgalanma bu.
  • 6:17 - 6:22
    O kadar, o kadar, o kadar çok kabulleniyoruz ki beynimiz dışında, vücüdumuzun
  • 6:22 - 6:25
    herhangi bir tarafının kırılabileceğini. İşte bu bilmezden gelmek.
  • 6:25 - 6:27
    Bu saf cahillik. Bu cahillik,
  • 6:27 - 6:29
    depresyonun ve zihinsel sağlığın anlaşılmadığı
  • 6:29 - 6:31
    bir dünya yarattı.
  • 6:31 - 6:33
    Bu bana çok ironik geliyor, çünkü depresyon
  • 6:33 - 6:36
    üzerine en çok belgeselin çekildiği konulardan biri olmasına karşın
  • 6:36 - 6:38
    üzerinde en az tartışılan konulardan biri.
  • 6:38 - 6:40
    Bu konuyu kenaya itiyoruz, bir köşeye koyuyoruz,
  • 6:40 - 6:44
    sanki orada değilmiş gibi davranıp kendi kendini düzeltmesini umuyoruz.
  • 6:44 - 6:47
    Ne yazık ki, öyle bir şey olmayacak. Olmadı ve olmayacak
  • 6:47 - 6:49
    çünkü bu hayal kurmak
  • 6:49 - 6:52
    ve hayal kurmak bir oyun planı değildir, sadece ertelemektir
  • 6:52 - 6:57
    ve biz önemli olan bir şeyi erteleyemeyiz.
  • 6:57 - 7:00
    Bir problemi çözmenin ilk adımı
  • 7:00 - 7:02
    bir problem olduğunu kabul etmektir.
  • 7:02 - 7:04
    Doğrusu, biz bunu daha yapmadık, dolayısıyla
  • 7:04 - 7:08
    daha sorudan korkarken bir cevap bulmayı bekleyemeyiz.
  • 7:08 - 7:11
    Ve ben çözümün ne olduğunu bilmiyorum.
  • 7:11 - 7:14
    Bilemeyi dilerdim, ama bilmiyorum -- ama
  • 7:14 - 7:16
    bunun burada başlaması gerektiğini düşünüyorum.
  • 7:16 - 7:18
    Benimle başlamalı, bu sizinle başlamalı,
  • 7:18 - 7:22
    bu acı çeken insanlarla ve gölgelerin arkasında saklananlarla
  • 7:22 - 7:23
    ve gölgelerin arkasında saklananlarla başlamalı.
  • 7:23 - 7:25
    Bizler, konuşmalı ve sessizliği kırmalıyız.
  • 7:25 - 7:27
    Bizler, inandığımız şeyler sayesinde cesur olan kişiler olmalıyız.
  • 7:27 - 7:31
    Çünkü eğer farkettiğim bir şey varsa,
  • 7:31 - 7:34
    eğer en büyük sorun olarak gördüğüm bir şey varsa,
  • 7:34 - 7:37
    o, başkalarının cehaletini
  • 7:37 - 7:41
    ortadan kaldırdığımız bir dünya kurmakta değil.
  • 7:41 - 7:44
    Birbirimizi kabullenmeyi birbirimize öğrettiğimiz, kim olduğumuzla bir sorunumuzun olmadığı
  • 7:44 - 7:45
    bir dünya kurmakta asıl sorun.
  • 7:45 - 7:47
    Çünkü dürüstleştiğimizde,
  • 7:47 - 7:50
    görüyoruz ki hepimiz mücadele ediyoruz ve hepimiz acı çekiyoruz.
  • 7:50 - 7:52
    Bununla veya başka bir konuyla alakalı olsun,
  • 7:52 - 7:55
    hepimiz acı çekmenin ne olduğunu biliyoruz.
  • 7:55 - 7:56
    Hepimiz kalbimizde bir acının olmasının ne anlama geldiğini
  • 7:56 - 7:59
    ve iyileşmenin ne kadar önemli olduğunu biliyoruz.
  • 7:59 - 8:02
    Ama şu anda, depresyon toplumun derin bir yarası
  • 8:02 - 8:05
    ve hepimiz oraya bir yara bandı yapıştırıp görmezden gelmeye razıyız.
  • 8:05 - 8:10
    Ama o, orada. Orada duruyor ve biliyor musunuz? Sorun değil.
  • 8:10 - 8:13
    Depresyon bir sıkıntı değil. Eğer depresyon geçiriyorsanız, iyi olacağınızı biliyorsunuz.
  • 8:13 - 8:16
    Hasta olduğunuzu, zayıf olmadığınızı biliyorsunuz.
  • 8:16 - 8:18
    Onun bir mesele, bir kişilik olmadığını biliyorsunuz.
  • 8:18 - 8:21
    Çünkü eğer korkuyu ve alaya alınmayı aşarsanız,
  • 8:21 - 8:22
    yargılanmalardan ve damgalanmalardan kaçabilirseniz,
  • 8:22 - 8:25
    depresyonun gerçekten de ne olduğunu anlarsınız.
  • 8:25 - 8:28
    O, sadece hayatın bir parçasıdır.
  • 8:28 - 8:31
    Sadece hayatın bir parçası, nefret ettiğim kadar,
  • 8:31 - 8:34
    bazı yerlerden nefret ettiğim kadar,
  • 8:34 - 8:37
    depresyonun beni çektiği, hayatımın bazı nefret edilesi parçaları...
  • 8:37 - 8:40
    Ama birçok yönden ona minnettarım.
  • 8:40 - 8:41
    Çünkü evet, beni dibe çekti,
  • 8:41 - 8:43
    ama sadece zirvelerin de bulunduğunu göstermek için.
  • 8:43 - 8:44
    Evet, beni karanlıkta sürükledi,
  • 8:44 - 8:47
    ama sadece bana ışığın da var olduğunu hatırlatmak için.
  • 8:47 - 8:51
    19 yıldır bu evrendeki her şeyden çok olan acım,
  • 8:51 - 8:53
    bana geniş bir bakış açısı sağladı ve yaralarım,
  • 8:53 - 8:55
    yaralarım beni umutlu olmaya zorladı.
  • 8:55 - 8:58
    Umuda ve inanca sahip olmak. Kendime inanmak
  • 8:58 - 9:01
    başkalarına inanmak, her şeyin daha iyi olabileceğine inanmak,
  • 9:01 - 9:03
    bunu değiştirebileceğimize, serbestçe konuşabileceğimize,
  • 9:03 - 9:05
    cehaleti konuşarak ve mücâdele ederek yok edebileceğimize inanmak,
  • 9:05 - 9:08
    hoşgörüsüzlüğe karşı savaşmak...
  • 9:08 - 9:10
    Ama hepsinden daha çok,
  • 9:10 - 9:13
    kendimizi sevmeyi öğrenmek,
  • 9:13 - 9:15
    kendimizi kim olduğumuzdan ötürü kabullenmeyi öğrenmek,
  • 9:15 - 9:19
    Dünyanın olmamızı istediği insan olmayı değil, kendimiz olmayı öğrenmek...
  • 9:19 - 9:21
    Çünkü benim inandığım dünyada
  • 9:21 - 9:25
    ışığı kucaklamak karanlığı görmezden gelmek anlamına gelmiyor.
  • 9:25 - 9:27
    İnandığım dünyada bizim değerlendirilmemiz,
  • 9:27 - 9:31
    güçlüklerden kaçmamıza göre değil, onların üstesinden gelebilmemize göredir.
  • 9:31 - 9:36
    Benim inandığım dünyada birisinin gözünün içine bakıp,
  • 9:36 - 9:37
    "Ben cehennemin dibine gidiyorum" diyebilirim.
  • 9:37 - 9:41
    Ve onlar da dönüp bana derler ki: "Ben de," ve bu olabilir.
  • 9:41 - 9:45
    Olabilir çünkü depresyon normaldir. Biz insanız.
  • 9:45 - 9:47
    Bizler insanız, hepimiz çabalarız ve acı çekeriz
  • 9:47 - 9:50
    ve yaralarımız kanar ve ağlarız. Eğer gerçek varlığın
  • 9:50 - 9:52
    hiç zayıflık göstermeme olduğunu düşünüyorsanız,
  • 9:52 - 9:55
    işte ben, yanıldığınızın kanıtı.
  • 9:55 - 9:59
    Yanılıyorsunuz, çünkü olay bunun tam tersi.
  • 9:59 - 10:02
    Bizler insanız ve sorunlarımız olur.
  • 10:02 - 10:03
    Mükemmel değiliz ve bu normal.
  • 10:03 - 10:06
    Dolayısıyla cehaleti,
  • 10:06 - 10:09
    hoşgörüsüzlüğü, damgalanmayı,
  • 10:09 - 10:13
    sessizliği durdurmalıyız. Tabuları ortadan kaldırmalı,
  • 10:13 - 10:18
    gerçeği görmeli, konuşmaya başlamalıyız.
  • 10:18 - 10:23
    Çünkü bir sorunu, insanların tek başına savaştığı bir sorunu,
  • 10:23 - 10:26
    ortadan kaldırabilmemizin tek yolu,
  • 10:26 - 10:30
    hep beraber direnmektir.
  • 10:30 - 10:33
    Hep beraber, direnmektir...
  • 10:33 - 10:36
    Ve inanıyorum ki, biz bunu yapabiliriz.
  • 10:36 - 10:38
    Yapabileceğimize inanıyorum.
    Hepinize çok teşekkür ederim.
  • 10:38 - 10:41
    Az önce bir hayalim gerçek oldu. Sağolun.
    (Alkışlamalar)
  • 10:41 - 10:43
    Teşekkür ederim. (Alkışlamalar)
Title:
Bunalımdaki bir komedyenin itirafları
Speaker:
Kevin Breel
Description:

Kevin Breel hiç bir yönden bunalımda gibi gözükmüyordu: her partiye katılan, komik ve öz güvenli takım kaptanı. İşte -- kendi hayatının devamı için -- dört basit kelime söylemek zorunda olduğunu anladığı gecenin hikayesi.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
11:00

Turkish subtitles

Revisions