Return to Video

Takma adın doğuşu - John McWhorter

  • 0:07 - 0:09
    İngilizce, diğer tüm diller gibi
  • 0:09 - 0:11
    karmakarışık bir mesele.
  • 0:11 - 0:13
    Görgüsüz olabilirsiniz
    ama kültürlü olmayabilirsiniz.
  • 0:13 - 0:15
    "Ruthless", yani gaddar olabilirsiniz
  • 0:15 - 0:17
    fakat adı Ruth olan biriyle
    evlenmediğiniz sürece
  • 0:17 - 0:18
    merhametinizin olduğunu
  • 0:18 - 0:21
    birilerine göstermeye
    çabalamada size iyi şanslar.
  • 0:21 - 0:22
    Bakımsız olmak kötü
  • 0:22 - 0:24
    ama bakımlı olmak imkânsız
  • 0:24 - 0:27
    ya da karmakarışık olmanın
    aksine düzensiz olmak.
  • 0:27 - 0:30
    Bu örneklerden daha fazla şey
    ifade etmeyen başka şeyler de var
  • 0:30 - 0:31
    ama bu şu an normal görünüyor
  • 0:31 - 0:33
    çünkü zamanın akıp gitmesi
  • 0:33 - 0:35
    geldiği yere gömülüp kaldı.
  • 0:35 - 0:36
    Mesela, Edward isminin
    takma ad hâlinin
  • 0:36 - 0:39
    neden Ned olduğunu hiç merak ettiniz mi?
  • 0:39 - 0:41
    Buradaki N harfi nereden gelmiş?
  • 0:41 - 0:43
    Aynısı Ellen'a Nellie dendiği
    örnekte de geçerli.
  • 0:43 - 0:45
    Sonuç olarak birinin ismi Ethan ise,
  • 0:45 - 0:47
    ona Nethan takma adını vermiyoruz
  • 0:47 - 0:50
    ya da Maria'yı Nmaria diye çağırmıyoruz.
  • 0:50 - 0:52
    Doğrusu, birisi bunu yaparsa
  • 0:52 - 0:54
    ilk dürtümüz o kişiyi ya terslemek
  • 0:54 - 0:56
    ya da arkadaşımız ayrılana dek
  • 0:56 - 0:58
    onu kibarca saklamak olur.
  • 0:58 - 1:01
    Tüm bu takma adlar, bir yanlışa dayanıyor
  • 1:01 - 1:04
    fakat bu yanlışın kavranması
    kesinlikle mümkün.
  • 1:04 - 1:07
    Yine de, "nickname" sözcüğü bile tuhaf.
  • 1:07 - 1:09
    Nickname sözcüğündeki
    "nick" nereden geliyor?
  • 1:09 - 1:12
    Bu adda bir çentik [nick] mi var?
  • 1:12 - 1:13
    Pek öyle değil, bununla yüzleşelim.
  • 1:13 - 1:17
    Aslında, Eski İngilizcede
    bu sözcüğün karşılığı "ekename" idi
  • 1:17 - 1:19
    ve "eke" ayrıca veya diğer
    anlamına geliyordu.
  • 1:19 - 1:22
    Eke sözcüğünün Chaucer'ın
    Canterbury Hikâyeleri'ndeki
  • 1:22 - 1:24
    şöyle bir cümlede hâlâ
    kullanıldığını görebilirsiniz:
  • 1:24 - 1:27
    "Whan Zephyrus eek with
    his sweete breeth,"
  • 1:27 - 1:28
    bunun anlamı şu:
  • 1:28 - 1:30
    "Zephyr, tatlı nefesiyle birlikte."
  • 1:30 - 1:34
    Ekename, "diğer isim" anlamına geliyordu.
  • 1:34 - 1:37
    İnsanlar "an ekename" dediklerinde
  • 1:37 - 1:41
    sanki "nekename" demiş gibi oluyorlardı.
  • 1:41 - 1:42
    Bir süre sonra da
  • 1:42 - 1:45
    birçok insan bunu
    bu şekilde duymaya başlayıp
  • 1:45 - 1:46
    "Benim ekename" demek yerine,
  • 1:46 - 1:50
    "Bu benim takma adım
    [nickname]," demeye başladı.
  • 1:50 - 1:52
    Sözcüğün başında artık "n" harfi var
  • 1:52 - 1:53
    ve bu bir yanlışla başladı
  • 1:53 - 1:56
    fakat artık bu, sözcüğün kendisi oldu.
  • 1:56 - 1:59
    Ayakkabınızın altına sakız yapışmışken
  • 1:59 - 2:01
    bir yaprağa basıp
  • 2:01 - 2:03
    bu yaprağı hayatınızın
    geri kalanı boyunca sürükleyip
  • 2:03 - 2:06
    yıpranmış yaprağa bağlı
    sonsuzluğu tüketmek için
  • 2:06 - 2:07
    o ayakkabıyla gömülüp
  • 2:07 - 2:09
    cennete gitmiş gibisinizdir.
  • 2:09 - 2:12
    Ekename sözcüğüne bir "n" harfi eklendi
    ve bir daha hiç onu bırakmadı.
  • 2:12 - 2:14
    Aynı şey diğer sözcüklerde de oldu.
  • 2:14 - 2:18
    Eski İngilizceyi konuşanlar "tahta"
    sözcüğünden "otches" ekini kısalttılar.
  • 2:18 - 2:21
    Fakat bunun yüzyıllarca başka
    sözcüklerden de çıkarılması
  • 2:21 - 2:22
    tartışıldıktan sonra
  • 2:22 - 2:26
    onun yerine "notch" sözcüğünün
    çıkarılmasını düşünmek daha kolaydı,
  • 2:26 - 2:27
    kısa süre sonra da öyle oldu.
  • 2:27 - 2:30
    Neredeyse hiç kimsenin okumayı
    bilmediği bir dünyada
  • 2:30 - 2:31
    insanların duyduklarının
  • 2:31 - 2:35
    bir süre sonra sözcüklere
    dönüşmeye başlaması daha kolaydı.
  • 2:35 - 2:37
    "Ned" ile başlayan takma adlar
    işte böyle dile girdi.
  • 2:37 - 2:39
    Eski İngilizce, şu andaki
    İngilizceye nazaran
  • 2:39 - 2:41
    Almancaya benziyordu
  • 2:41 - 2:44
    ve Almancada "mein", "my" demek
  • 2:44 - 2:47
    ve Eski İngilizcede de "my", "meen" demek.
  • 2:47 - 2:49
    Yani, "meen book" diye söylenirdi,
  • 2:49 - 2:51
    aslında Eski İngilizcede
    bu sözcük "boke"
  • 2:51 - 2:52
    ya da "meen cat" diye de söylenirdi.
  • 2:52 - 2:54
    Bugün ise çocuklarımızı
  • 2:54 - 2:55
    benim Dahlia'm
  • 2:55 - 2:58
    ya da benim Laura'm diye çağırıyoruz.
  • 2:58 - 3:01
    Eski İngilizcede ise
    "my" yerine "meen" kullanılırdı,
  • 3:01 - 3:02
    yani, işte "Mein Ed"
  • 3:02 - 3:04
    veya "Mein Ellie" diye çağrılırdı.
  • 3:04 - 3:06
    İşte durum böyle ilerledi.
  • 3:06 - 3:09
    Zaman geçtikçe "meen" sözcüğü
  • 3:09 - 3:11
    bugün bildiğimiz
    "my" olarak şekil değiştirdi.
  • 3:11 - 3:14
    Bu yüzden de, insanlar "Mein Ed" dediğinde
  • 3:14 - 3:17
    "my Ned" demiş gibi görünüyorlardı.
  • 3:17 - 3:21
    Yani, insanlar Edward'a
    her ne zaman sevgiyle yaklaşsa
  • 3:21 - 3:24
    ona Ed yerine Ned diyor gibiydiler.
  • 3:24 - 3:26
    İşte böyle takma ad doğdu!
  • 3:26 - 3:30
    Ya da "ekename" doğdu.
  • 3:30 - 3:31
    Böylece, Ellen için Nellie
  • 3:31 - 3:32
    Ann için Nan
  • 3:32 - 3:35
    ve hatta daha eski günlerden kalan
    Abigail için Nabby doğdu.
  • 3:35 - 3:39
    Başkan John Adam'ın eşi Abigail'in
    takma adı Nabby idi.
  • 3:40 - 3:42
    Her türlü sözcük bunlar gibidir.
  • 3:42 - 3:45
    Eski İngilizce konuşanlar
    koruyucu kalkan, yani napron giyerlerdi
  • 3:45 - 3:49
    fakat napron, apron sözcüğüne benziyor
  • 3:49 - 3:51
    ve bu da apron sözcüğünün
    doğmasına yol açtı,
  • 3:51 - 3:53
    Beowulf destanında bunu
    hiç kimse fark etmedi.
  • 3:53 - 3:57
    Hakem anlamına gelen "umpire"
    sözcüğü de öncesinde "numpire" idi.
  • 3:57 - 3:59
    Bütün bunlar, biz modern insanların
  • 3:59 - 4:01
    asla yapmayacağı uyduruk
    şeyler gibi görünüyorsa
  • 4:01 - 4:03
    o zaman sürekli duyup
  • 4:03 - 4:04
    şöyle dediğiniz bir şeyi düşünün:
  • 4:04 - 4:06
    "A whole nother."
  • 4:06 - 4:08
    Nother ne demek?
  • 4:08 - 4:11
    Diğer anlamına gelen "another"
    diye bir sözcük de elbette var
  • 4:11 - 4:14
    ama bu sözcük "an" ve "other"
    parçalarından oluşuyor.
  • 4:14 - 4:15
    Böyle düşünmüştük.
  • 4:15 - 4:17
    Yine de "whole" sözcüğünü
    ortaya sürüklediğimizde
  • 4:17 - 4:20
    "a whole other" demiyoruz,
  • 4:20 - 4:22
    "an" sözcüğündeki
    n ile a harflerini ayırıyoruz
  • 4:22 - 4:24
    ve n harfini "other"
    sözcüğüyle birleştiriyoruz
  • 4:24 - 4:27
    ve yeni bir sözcük yaratıyoruz, "nother".
  • 4:27 - 4:28
    Uzun bir süre boyunca
  • 4:28 - 4:30
    hiç kimse böyle şeyleri not etmiyordu
  • 4:30 - 4:31
    ya da sözlüğe koymuyordu
  • 4:31 - 4:32
    fakat bunun tek sebebi
  • 4:32 - 4:36
    yazının bin yıl öncesine nazaran
    şu an daha çok kodlanmış olması.
  • 4:36 - 4:38
    Yani, tuhaf bir sözcük gördüğünüzde
  • 4:38 - 4:39
    şunu hatırlayın ki
  • 4:39 - 4:41
    hikâyenin çok daha farklı
    bir tarafı olabilir.
Title:
Takma adın doğuşu - John McWhorter
Description:

Tüm dersi görüntülemek için tıklayın: http://ed.ted.com/lessons/birth-of-a-nickname-john-mcwhorter

Takma adlar nereden geliyor? Ellen adına Nellie, Edward adına neden Ned deniyor? Bu, İngilizce dilinin ilk zamanlarından kalan büyük bir yanlış anlaşılma, öyle bir yanlış anlaşılma ki "takma adın" kelime kökeni bile buradan geliyor. John McWhorter, aşina olduğumuz bazı küçültme sıfatlarının rastlantısal evriminin izini sürüyor.

Ders: John McWhorter, animasyon: Lippy.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TED-Ed
Duration:
04:57

Turkish subtitles

Revisions