< Return to Video

Yoksa Küçük Prens'in mutluluk tercihi genlerinde mi gizli? | Birep Aygün | TEDxNilüfer

  • 0:19 - 0:22
    Merhaba, akışta bir değişiklik oldu
  • 0:22 - 0:25
    ben de böylelikle
    daha önce karşınıza çıkabildim.
  • 0:25 - 0:29
    Çok da iyi oldu,
    çünkü bu program bana geldiğinde
  • 0:29 - 0:34
    ben bu kilit, kapı, pencere,
    çatı; bu kurguya baktım ve dedim ki,
  • 0:34 - 0:36
    "Hımm, Ramis Bey ben bunu bozacağım."
  • 0:38 - 0:40
    "Nasıl Birep Hanım, niye öyle diyorsunuz?"
  • 0:40 - 0:44
    Dedim, "Ben genetikçiyim
    ve burada genetikten bahsedeceğim.
  • 0:44 - 0:47
    O zaman kapı, pencere, çatı...
  • 0:47 - 0:50
    Buna gelinceye kadar
    benim bahsedeceğim yer zemin.
  • 0:51 - 0:54
    Hatta biraz subasmanı da
    işin içinde var."
  • 0:54 - 0:57
    Neden? Çünkü siz bir bina
    inşa edeceğiniz zaman,
  • 0:58 - 1:00
    önce zemin etüdü yaparsınız.
  • 1:01 - 1:02
    Oraya bir gökdelen mi yapacaksınız,
  • 1:03 - 1:05
    bir tapınak mı yapacaksınız,
  • 1:05 - 1:07
    yoksa bir kır kulübesi mi kuracaksınız;
  • 1:07 - 1:09
    bu sizin mühendislik beceriniz,
  • 1:10 - 1:13
    hayalleriniz, elinizdeki malzeme kadar
  • 1:14 - 1:18
    inşa edeceğiniz zeminin
    olanaklarıyla da sınırlıdır.
  • 1:19 - 1:20
    Ben bir genetik bilimciyim.
  • 1:20 - 1:22
    Biz burada tam olarak da aslında,
  • 1:22 - 1:27
    bireysel olarak kişilerde
    bu zemini araştırıyoruz.
  • 1:27 - 1:29
    Sabahki konuşmalarda;
  • 1:30 - 1:34
    sonunda başımıza gelenler,
    toplumsal konumumuz,
  • 1:34 - 1:37
    hayattaki seçimlerimiz,
    iş hayatımıza gidildi
  • 1:37 - 1:40
    ama ben sizi tekrar bunun
    başına getirmek istiyorum.
  • 1:40 - 1:42
    Biz birer biyolojik canlıyız.
  • 1:43 - 1:45
    Vücudumuzdaki bütün faaliyetler,
  • 1:45 - 1:51
    bütün duygular aslında bir biyolojik
    sürecin sonucunda ortaya çıkıyor.
  • 1:52 - 1:55
    Ve bizlerin bu sürece
    kaynaklık eden bir fabrika ayarı var.
  • 1:56 - 1:59
    "Genetik" dediğimiz;
    kromozomlarla taşınan,
  • 2:00 - 2:02
    annemizden ve babamızdan bize gelen,
  • 2:02 - 2:05
    DNA molekülü üzerinde
    kodlanan bu fabrika ayarları
  • 2:06 - 2:08
    bize bir potansiyel getiriyor.
  • 2:08 - 2:15
    Olabileceğimizin sınırları
    ve her zaman karıştırılan bir konu var.
  • 2:15 - 2:17
    Onu da söylemek istiyorum.
  • 2:17 - 2:20
    Bu genler, DNA'nın üzerinde
    sadece genler yok.
  • 2:21 - 2:25
    Gen dışında başka fonksiyonu
    olan bölümler de var.
  • 2:25 - 2:26
    Ama bu genler,
  • 2:26 - 2:33
    her türlü fiziksel ve biyokimyasal
    faaliyetimizi bizim düzenliyor.
  • 2:33 - 2:34
    Ve şöyle düzenliyor;
  • 2:34 - 2:38
    bazen gerçekten kendi başına,
    çok deterministik olarak
  • 2:38 - 2:41
    "varsa var, yoksa yok"
    biçiminde yapıyor bunu.
  • 2:41 - 2:44
    Nedir, mesela benim parmaklarım eğri.
  • 2:44 - 2:46
    Bilmiyorum, siz de
    kendi parmaklarınıza bakın.
  • 2:46 - 2:50
    Bu, bir tek gen tarafından
    kontrol edilebilen bir özelliktir.
  • 2:50 - 2:55
    Ve o taşıdığınız gene göre parmaklarınız
    ya böyle eğri olur ya düz olur.
  • 2:56 - 2:57
    Burada artık ne kadar çalışsanız,
  • 2:57 - 3:00
    kalıplara yatırsanız
    değiştirebileceğiniz bir şey yoktur.
  • 3:00 - 3:03
    Hakikaten bu derecede deterministiktir.
  • 3:04 - 3:07
    Bunlar bizim "monogenik"
    dediğimiz özelliklerdir,
  • 3:07 - 3:10
    yani tek bir gen tarafından
    kontrol edildiği zaman.
  • 3:11 - 3:13
    Bu arada bir şey söyleyeceğim.
  • 3:13 - 3:15
    Burada bu kırmızı yuvarlağın
    içinde durma kuralı var,
  • 3:16 - 3:18
    benim için süreyi kısaltmak değil ama
  • 3:18 - 3:20
    bu kadar küçük bir alanda durmak
    biraz zor oluyor,
  • 3:20 - 3:22
    o yüzden hep kendime
    hatırlatmaya çalışıyorum
  • 3:22 - 3:25
    sınırlarım bu, sınırları aşmayayım diye.
  • 3:25 - 3:29
    Bu da genetik bir şey bu arada
    sınırlarla olan ilişkimiz.
  • 3:29 - 3:31
    Genellikle ama şöyle oluyor,
  • 3:31 - 3:36
    birden fazla gen birlikte
    bir özellik getiriyor bize.
  • 3:37 - 3:40
    Şimdi, mutlulukla ilgili konuşulacağını
    duymadan önce ben
  • 3:41 - 3:45
    teknoloji ile ilgili konuşulacağını
    duymuştum ve bana dediler ki,
  • 3:45 - 3:46
    "Sen de yeni bu genom çağı,
  • 3:48 - 3:50
    kişiselleştirilmiş tıp,
  • 3:50 - 3:54
    bireye özgü ilaç seçimi,
    genetik yatkınlıklarımız...
  • 3:54 - 3:57
    Bunlardan bahsedecek
    bir konuşmaya var mısın?"
  • 3:57 - 3:58
    "Ah, her zaman varım.
  • 3:58 - 4:00
    Yani seve seve gelir, konuşurum.
  • 4:00 - 4:03
    On sekiz değil, iki oturum yapalım,
    iki kere konuşurum. Hiç önemli değil."
  • 4:03 - 4:04
    Sonra dediler ki,
  • 4:04 - 4:07
    "Ama bir de bizim bir üst
    başlığımız var: 'mutluluk'."
  • 4:08 - 4:11
    Ben de dedim ki,
    "Hm, şimdi bu kadar teknolojik bir şey,
  • 4:11 - 4:13
    ben mutlulukla nasıl bağlayayım."
  • 4:13 - 4:17
    Bir böyle gittim bizim moleküler psikoloji
    kitaplarına falan baktım,
  • 4:17 - 4:19
    mutluluğu nasıl tarif ediyormuşuz biz.
  • 4:20 - 4:22
    Klinik olarak tarif ettiğimizde
    şöyle tarif ediyormuşuz:
  • 4:23 - 4:24
    Ağrın olmayacak,
  • 4:25 - 4:29
    kendini beğeneceksin,
    kendini ödüllendireceksin,
  • 4:29 - 4:31
    kendine "aferin" diyor olacaksın,
  • 4:31 - 4:32
    kaygın olmayacak
  • 4:33 - 4:37
    ve beklentin olacak.
  • 4:38 - 4:40
    Ee, tamam. Sobe!
  • 4:40 - 4:45
    Sobe değil aslında tam, SODE:
    serotonin, oksitosin, dopamin ve endorfin.
  • 4:46 - 4:47
    Bunlar moleküler haberciler.
  • 4:48 - 4:51
    Bizim vücudumuzda herhangi bir
    duygu durumu uyanması için
  • 4:52 - 4:54
    bu kimyasal moleküllerin doğru zamanda,
  • 4:55 - 4:55
    doğru yerde,
  • 4:55 - 4:57
    doğru miktarda üretilmesi
  • 4:58 - 5:02
    ve karşılığında bir
    cevap yaratabilmesi gerekiyor.
  • 5:02 - 5:05
    Tahmin edeceğiniz gibi bir genetikçi
    size bununla ilgili ne söyleyecek?
  • 5:05 - 5:08
    Bütün bu molekülleri kodlayan genler var.
  • 5:08 - 5:12
    Ve bu genlerde taşıdığımız
    bir takım varyantlar var.
  • 5:12 - 5:13
    Kişiye özel
  • 5:13 - 5:17
    ya da o kişinin ait olduğu topluluğa özel,
  • 5:17 - 5:20
    ya da o topluluğun
    ait olduğu coğrafyaya özel.
  • 5:21 - 5:25
    Ve bu genlerdeki farklılıklar,
    bize bu maddeleri üretmekte,
  • 5:25 - 5:30
    kullanmakta ve onlarla işimiz bittiğinde
    onları ortadan kaldırmakta farklı kılıyor.
  • 5:31 - 5:33
    Bu farklılık da neyi getiriyor
    biliyor musunuz?
  • 5:34 - 5:36
    Mutluluk, aslında çok kişiye özgü bir şey.
  • 5:37 - 5:40
    Dolayısıyla da herkes için
    aynı mutluluk tarifi,
  • 5:41 - 5:44
    herkesten aynı biçimde
    mutlu olmasını beklemek,
  • 5:45 - 5:48
    herkesten aynı çoklukta
    mutlu olmasını beklemek
  • 5:49 - 5:50
    başlı başına yanlış.
  • 5:51 - 5:53
    Yanlış, çünkü bu mümkün değil.
  • 5:53 - 5:57
    Zemin buna olanak vermiyorsa
    bu yapılamayacak.
  • 5:57 - 6:01
    Ha, peki genetik çok ilerledi;
    biz her gene bakıyoruz,
  • 6:02 - 6:04
    anlamını biliyoruz,
    ne yaptığını çözüyoruz.
  • 6:04 - 6:05
    Ya evet biraz,
  • 6:05 - 6:07
    ama biraz da daha çok
    çözeceğimiz şeyler var.
  • 6:08 - 6:11
    Dolayısıyla da bir elli sene daha
    bana yapacak çok iş var.
  • 6:11 - 6:12
    Bu güzel bir şey, işimi seviyorum.
  • 6:13 - 6:16
    Ama bazı genler var ki,
    hakikaten ne yaptığını biliyoruz.
  • 6:16 - 6:19
    Mutlulukla ilintisi var mı, var;
    serotonin dedik.
  • 6:19 - 6:20
    Serotonin bizim...
  • 6:21 - 6:23
    "Ya şimdi ne isterdim
    biliyor musunuz Samet Bey?
  • 6:24 - 6:26
    Hiçbir şey." dediğimiz an var ya,
  • 6:26 - 6:28
    işte bize o anı dedirten molekül.
  • 6:29 - 6:30
    "Ohh" dediğimiz,
  • 6:30 - 6:33
    kafamızdaki koşuşan tilkilerin durulduğu,
  • 6:34 - 6:35
    başıma gelecek felaketler nedir,
  • 6:35 - 6:38
    onları engellemek için
    hangi tedbirleri almalıyım,
  • 6:38 - 6:41
    ayrıca sevdiklerimin
    başına gelecek felaketleri de
  • 6:41 - 6:42
    o sırada nasıl öngörebilirim
  • 6:42 - 6:44
    ve bunları engellemek için
    ne yapmam gerekiyor?
  • 6:44 - 6:45
    Koşar durur.
  • 6:46 - 6:47
    Bir türlü doğru dürüst uyuyamayız.
  • 6:48 - 6:51
    Uyanırız, uyandığımızda
    kendimizi dinlenmiş hissetmeyiz.
  • 6:52 - 6:53
    Bu çok uzarsa,
  • 6:53 - 6:57
    bu sefer zaten canımız artık harekete
    geçmek de istemez.
  • 6:57 - 6:58
    Serotonin bu.
  • 6:58 - 6:59
    Oksitosin;
  • 7:00 - 7:04
    oksitosin bizim sevdiğimiz birinde,
    birine sarıldığımızda hissettiğimiz.
  • 7:05 - 7:10
    Kabul edildiğimiz ve kabul ettiğimiz
    o sevgiyi fiziksel temasla,
  • 7:11 - 7:14
    "Evet, burada" diye tanımlayabildiğimiz.
  • 7:14 - 7:16
    Dopamin, o da güzel.
  • 7:16 - 7:19
    "Ben yaptım! Aferin, evet."
  • 7:19 - 7:20
    "Yürü kızım ya, ne iyisin!"
  • 7:21 - 7:22
    Kendimizi ödüllendirdiğimiz.
  • 7:22 - 7:24
    Kendimizi beğendiğimiz.
  • 7:25 - 7:26
    Endorfinler de,
  • 7:28 - 7:31
    "Acı yok Rocky,"
    herkes bu şeyi bilir.
  • 7:32 - 7:34
    Acı yok, acıyı daha az hissetmek için.
  • 7:34 - 7:36
    Acıyı daha az tanımlamak için.
  • 7:36 - 7:38
    Çünkü her duygu gibi,
  • 7:38 - 7:43
    aslında acı da bir eşiği olan
    ve bir hafızası olan bir duygu.
  • 7:44 - 7:48
    Ve bazen bazı acılarımız aslında,
    ya da bazı ağrılarımız,
  • 7:48 - 7:52
    aslında fiziksel etkeni
    orada olmamasına rağmen
  • 7:53 - 7:55
    biz onları hissetmeye devam ediyoruz.
  • 7:55 - 7:56
    Neden, çünkü bir hafızası var.
  • 7:57 - 7:58
    İşte en temelinde,
  • 7:59 - 8:03
    genetik olarak biz o zaman sizin
    mutlu olabilme potansiyelinizle ilgili
  • 8:04 - 8:07
    bir genetik panel yapsak,
    neye baksak,
  • 8:07 - 8:09
    bu bahsettiğim moleküllere bakıyorduk.
  • 8:09 - 8:10
    Zaten bakıyoruz.
  • 8:11 - 8:14
    Hatta ben yine gelmeden önce
    son bir tur araştırdım.
  • 8:14 - 8:16
    Tabii ki öyle bir tane mutluluk geni yok.
  • 8:16 - 8:18
    Ooo, o geni buldun, çok iyisin!
  • 8:18 - 8:22
    Ama bu bahsettiğim tabloyu
    tamamlayan genler
  • 8:22 - 8:27
    ve bu genlerdeki varyantlara bağlı
    olarak ortaya çıkan bazı tipler var.
  • 8:27 - 8:30
    Mesela hepinizin ailesinde vardır
    o bir tane gamsız.
  • 8:30 - 8:34
    Ne olsa, başına ne gelse, dünya yansa
  • 8:34 - 8:36
    "Amaaan!" der. "Hallederiz."
  • 8:37 - 8:40
    Sizin orada iki ayağınız bir pabuca
    girmiş, yüreğiniz pır pır ağzınızda,
  • 8:40 - 8:43
    sabahlara kadar uyku uyuyamamışsınız;
  • 8:43 - 8:48
    gelir dayı,
    "Ya kızım olur, hayat. Olur."
  • 8:48 - 8:53
    İşte bu mesela bir BDNF geni var
    onunla ilintili.
  • 8:54 - 8:57
    Yani bazı durumlarda bunu istiyorsunuz.
  • 8:57 - 8:59
    Hatta şöyle söyleyeyim.
  • 9:00 - 9:01
    Bazı ülkelerde,
  • 9:01 - 9:06
    bu genetik profilleri, yani "mutluluk"
    diye tanımladığımız o tabloda
  • 9:06 - 9:07
    nedir işte, tekrarlayalım:
  • 9:08 - 9:09
    Ağrıya direnç,
  • 9:09 - 9:12
    kabul edilme, kendini ödüllendirme,
    kaygılanmama.
  • 9:13 - 9:17
    Bu paneli mesela sporcu adaylarına
    yapıyorlar bir takımı kurarken.
  • 9:18 - 9:23
    Bunlardan hangilerini ben yetmişinci
    dakika oyuna sokayım da oyunu döndürsün.
  • 9:23 - 9:24
    Bir yatkınlık çünkü o.
  • 9:25 - 9:27
    Yani yeniliyorsun orada, beş gol yemişsin,
  • 9:27 - 9:33
    adam sanki dakika bir ve bir önceki maçta
    1-0 öndeymiş gibi sahaya girebiliyor.
  • 9:33 - 9:35
    İstersin takımında öyle birisini.
  • 9:35 - 9:37
    Buna bakılıyor mu?
    Evet bakılıyor.
  • 9:38 - 9:40
    Ama tabii sadece buna bakılmıyor.
  • 9:40 - 9:41
    Aynı şekilde,
  • 9:42 - 9:47
    bu moleküllerin doğru çalışmasının
    tamamlanması gerekiyor.
  • 9:47 - 9:47
    Niye?
  • 9:48 - 9:51
    Şimdi, hiçbir molekül
    bizim vücudumuzda böyle çıkıp işte,
  • 9:51 - 9:53
    "İyi günler, ben çok tatlıyım,
  • 9:53 - 9:55
    benimle tanışınca
    kendinizi çok iyi hissedeceksiniz"
  • 9:55 - 9:57
    ya da işte,
    "Allahın selamıyla geldim!"
  • 9:57 - 10:00
    falan bir hücreden bir hücreye giremez.
  • 10:00 - 10:05
    Orada hakikaten çok daha
    dikkatli bir kurgu vardır.
  • 10:06 - 10:10
    Doğru zamanda, doğru yere,
    doğru miktarda gidecek,
  • 10:10 - 10:12
    gerektiği kadar orada kalacak
  • 10:12 - 10:14
    ve sonra olay yerinden ulaştıracak.
  • 10:14 - 10:16
    Her şeyin fazlası zarar.
  • 10:16 - 10:20
    Serotonin dedik; mutluluk, oh rahatlama,
    kaygıların dinmesi.
  • 10:20 - 10:22
    Serotonin Sendromu diye mesela
    bir hastalık var.
  • 10:22 - 10:25
    Eğer vücudunuz
    çok fazla serotonin üretirse,
  • 10:26 - 10:27
    özetini şöyle söyleyeyim;
  • 10:27 - 10:29
    bir bigânelik geliyor üzerinize.
  • 10:29 - 10:32
    Yani bir atalet, bir umursamazlık,
  • 10:32 - 10:34
    ama o neşeli olanı gibi değil.
  • 10:34 - 10:35
    Neyse, geri dönelim.
  • 10:35 - 10:38
    Dolayısıyla bu moleküllerin
    aynı zamanda kapıcıları var.
  • 10:39 - 10:42
    Hani maça gittiniz,
    mesela buraya gelirken gördünüz.
  • 10:42 - 10:44
    Süper bir stadyum yapmış Bursalılar.
  • 10:44 - 10:47
    Ama ben mesela buraya bir deplasman
    seyircisi olarak geleceğim.
  • 10:47 - 10:49
    Bana ayrılmış bir gişe var.
  • 10:49 - 10:50
    Sadece oradan girebiliyorum.
  • 10:50 - 10:53
    Oraya giderken de biletimi göstereceğim.
  • 10:53 - 10:55
    İşte bunu yapan bir molekül var vücutta.
  • 10:55 - 10:57
    Sonra bir de orada bir gişe görevlisi var,
  • 10:57 - 11:00
    hani akıllı kart bile olsa onu okuyan.
  • 11:00 - 11:03
    Vücutta da aynı şekilde işliyor sistem.
  • 11:03 - 11:04
    Dolayısıyla da,
  • 11:04 - 11:07
    sizin sadece bu molekülleri
    doğru üretmeniz yetmiyor.
  • 11:07 - 11:10
    Üzerine; onları alacaksınız,
    doğru yere taşıyacaksınız
  • 11:11 - 11:13
    ve doğru biçimde
    hücrenin içine sokacaksınız.
  • 11:13 - 11:16
    Çok biyokimyasal
    bir mutluluk tarifi oldu değil mi?
  • 11:16 - 11:18
    Ama niye böyle?
  • 11:18 - 11:20
    En başına dönelim.
  • 11:20 - 11:22
    Bizler biyolojik canlılarız.
  • 11:22 - 11:24
    Bir kere en büyük yanılgıyı kendimize
  • 11:24 - 11:31
    bir tanecik, çok özel, daha önce
    bizim ailemizin başına gelmiş olanlardan,
  • 11:31 - 11:33
    onların yaşadığı tecrübelerden,
  • 11:33 - 11:36
    onların seçimlerinden
    bağımsız tanımlamamız.
  • 11:36 - 11:39
    Bu, biyolojik olarak yanlış.
  • 11:39 - 11:41
    Şuradaki sorulardan birinin cevabı.
  • 11:41 - 11:43
    DNA'nın hafızası var mı?
    Evet, var.
  • 11:43 - 11:44
    Çok enteresan;
  • 11:45 - 11:47
    bu bilgisayardaki linear kod gibi,
  • 11:47 - 11:52
    DNA'da da bizim bilgi,
    fonksiyon ile ilgili ya da yapıyla ilgili
  • 11:53 - 11:55
    bilgiyi sakladığımız bir linear kod var.
  • 11:55 - 11:57
    Ama hayat çok değişken.
  • 11:57 - 11:59
    Her an başımıza bir şey gelebiliyor;
  • 11:59 - 12:00
    bazen bir gök taşı düşüyor,
  • 12:01 - 12:03
    bazen bir zehirli kimyasal salgılanıyor,
  • 12:03 - 12:06
    bazen de namert, düşman geliyor
    ve bize saldırıyor.
  • 12:07 - 12:09
    Ve vücut buna şöyle cevap veriyor,
  • 12:10 - 12:15
    "Hayatta kalmakla ilgili yaşadığın
    bu travmanın ben tecrübesini,
  • 12:16 - 12:21
    asıl kodu bozmadan aktarmalıyım
    soyumun diğer temsilcilerine ki
  • 12:21 - 12:26
    onlar da hayatta kalmakla ilgili
    bu bilgiye sahip olsunlar."
  • 12:27 - 12:29
    Ve bu moleküler düzeyde yapılıyor.
  • 12:29 - 12:32
    Metil grubu diye bir
    kimyasal molekül yapı var CH3,
  • 12:32 - 12:35
    neyse bunu DNA'nın üzerine
    çentik gibi takıyorsunuz.
  • 12:35 - 12:37
    O yüzden,
  • 12:37 - 12:40
    bizim bazı anılarımız aslında bizim değil.
  • 12:40 - 12:43
    Bizim bazı fobilerimiz,
    aslında bizim değil.
  • 12:44 - 12:46
    Bizim bazı travmalarımız,
    aslında bizim değil.
  • 12:46 - 12:49
    Bu, soyumuzun hikâyesi ile ilgili.
  • 12:49 - 12:53
    Onların hayatta kalmak için
    verdikleri mücadelede,
  • 12:53 - 12:56
    başlarına gelmiş olan olaylarla ilgili.
  • 12:56 - 12:59
    Ve bunu biz artık
    moleküler düzeyde çözebiliyoruz.
  • 12:59 - 13:04
    Daha güzeli, eğer siz bu mevcut hayatta
  • 13:04 - 13:06
    doğru beslenirseniz,
  • 13:07 - 13:08
    doğru spor yaparsanız,
  • 13:09 - 13:12
    inanırsanız, tabii benim haddime değil
    neye inanacağınızı söylemek,
  • 13:12 - 13:14
    ama herhangi bir şeye inanırsanız,
  • 13:14 - 13:17
    o inançla ilgili
    bir ritüeli takip ederseniz,
  • 13:17 - 13:20
    bütün moleküler araştırmalar
    gösteriyor ki,
  • 13:20 - 13:24
    bu mevcut olan çentiklenmiş geninizi
  • 13:24 - 13:27
    başka türlü kullanmaya
    başlayabiliyorsunuz.
  • 13:27 - 13:32
    Yani hafızanızdan gelen,
    zamanında hayatta kalmakla ilgili önemli
  • 13:32 - 13:37
    ama belki bu hayatta artık sizin önünüzde
    engel olan o anıyla barışıp,
  • 13:38 - 13:40
    özgürleşip yolunuza devam edebiliyorsunuz.
  • 13:40 - 13:42
    Aynı şekilde,
  • 13:42 - 13:48
    bu hafıza size yediklerinizle
    olan ilişkiyi anlatıyor, ama şöyle;
  • 13:49 - 13:51
    hani ne yerseniz osunuz, diyorlar ya
  • 13:52 - 13:55
    büyükannenizi büyükbabanız
    ne yediyse asıl osunuz.
  • 13:56 - 13:58
    Olay yine biraz daha geriye gidiyor.
  • 13:58 - 14:00
    Çünkü bu moleküler çentikler,
  • 14:00 - 14:02
    kuşaktan kuşağa aktarılıyor.
  • 14:02 - 14:06
    O yüzden sizin yaptığınız tercihler
  • 14:06 - 14:09
    bugün sizinle ilgili bir şeyi
    değiştirebileceği gibi,
  • 14:10 - 14:12
    üstüne üstlük daha sonra da
  • 14:12 - 14:16
    sizin çocukların, torunların hayatını
    daha güzel yapabilir.
  • 14:16 - 14:18
    Daha iyi yapabilir.
  • 14:18 - 14:19
    Daha az ağrılı yapabilir.
  • 14:21 - 14:24
    Yani genetik kaderimizde
    seçimlerimizin rolüne en basiti burada.
  • 14:25 - 14:28
    Bu DNA size bir potansiyel getiriyor,
  • 14:28 - 14:31
    o potansiyeli ne yönde kullanacağınız
  • 14:31 - 14:34
    sizin bireysel tercihlerinizle
    şekilleniyor.
  • 14:34 - 14:36
    Bazen şekillenemiyor, tamam.
  • 14:36 - 14:38
    Ama çoklukla şekilleniyor.
  • 14:38 - 14:41
    Peki Küçük Prens'in mutluluk tercihi
    genlerinde mi gizliydi?
  • 14:41 - 14:42
    Muhtemelen öyleydi,
  • 14:43 - 14:45
    yani ben Küçük Prens'in
    hikâyesine baktığımda
  • 14:45 - 14:46
    böyle her şeyi olumlayan,
  • 14:46 - 14:49
    kötü şeyler yokmuş gibi
    davranan bir tip görmüyorum.
  • 14:49 - 14:53
    Seven, sevgisi için
    zaman emek harcamaya razı,
  • 14:53 - 14:56
    kötü olayların kötü olduğunu bilen,
  • 14:56 - 14:58
    ama onları da bir tür
    tevekkülle karşılayan bir tip.
  • 14:58 - 15:00
    Yani derim ki ben onun için,
  • 15:00 - 15:03
    muhtemelen serotonin reseptörü
    doğru çalışıyormuş.
  • 15:04 - 15:06
    Ama siz tabii bunları,
  • 15:06 - 15:11
    tabii on sekiz dakikanın içinde
    size anlattıklarımı bir yere koyamazsınız,
  • 15:11 - 15:15
    ama bunun için ben size
    küçük bir yol önereceğim naçizane.
  • 15:16 - 15:17
    Bunu hep söylerim.
  • 15:17 - 15:22
    Genetikte ilk genetik test,
    ilk genetik araştırma, yoklama
  • 15:22 - 15:24
    aslında aile hikâyesidir.
  • 15:25 - 15:26
    En başında da ne dedik:
  • 15:27 - 15:30
    ağrı olmasın, kaygı olmasın,
    sevildiğimizden emin olalım,
  • 15:31 - 15:32
    beklentimiz olsun.
  • 15:32 - 15:36
    Toplayın ailenizi bir araya,
    oturtun,
  • 15:36 - 15:41
    aile büyüklerine anlattırın;
    neler oldu, kimin başına ne geldi,
  • 15:41 - 15:44
    sizin hiç tanımadığınız
    bir dayınız mı vardı acaba
  • 15:44 - 15:46
    futbol oynarken aniden yığıldı kaldı
  • 15:46 - 15:50
    ve şimdi bu çok acıklı bir hikâye olduğu
    için size bundan bahsetmiyorlar.
  • 15:51 - 15:52
    Kayıp kardeşiniz mi var,
  • 15:52 - 15:55
    zamanında atalarınız
    bir yerden bir yere mi göçmüş,
  • 15:55 - 15:58
    o esnada büyük kayıplar mı vermiş?
  • 15:58 - 16:01
    İnanın hem çok zevkli bir şey
    aileyle vakit geçirmek,
  • 16:02 - 16:03
    artı biliyorsunuz,
  • 16:03 - 16:07
    büyükler özellikle yaşları ilerlediğinde
    anlatmayı seviyorlar.
  • 16:07 - 16:08
    Sizin dinlemeye hazır olmanız,
  • 16:08 - 16:10
    onları da kendini iyi hissettirecektir
  • 16:10 - 16:13
    ve böylelikle karşılıklı
    bir mutluluk olacak.
  • 16:13 - 16:15
    Bu hikâyeyi bir kenara not edin.
  • 16:16 - 16:19
    Çünkü siz, varlığınız,
    bugünkü biyolojik varlığınız
  • 16:20 - 16:24
    aslında sizin soyunuzun
    varlık zincirinde temsili olarak
  • 16:26 - 16:28
    tezahür etmiş, halka olma haliniz.
  • 16:28 - 16:30
    Zincirin başını da tanıyın.
  • 16:30 - 16:33
    Oradan zaten kendi mutluluğunuzla ilgili
  • 16:33 - 16:37
    genetik ipuçlarını dahi
    göreceksiniz diye düşünüyorum.
  • 16:37 - 16:41
    Süreyle ilgili, çok da ağır
    davranmadığımı umut ediyorum,
  • 16:41 - 16:42
    teşekkür ederim.
  • 16:42 - 16:44
    (Alkış)
Title:
Yoksa Küçük Prens'in mutluluk tercihi genlerinde mi gizli? | Birep Aygün | TEDxNilüfer
Description:

Yoksa Küçük Prens'in mutluluk tercihi genlerinde mi gizli?

Birep Aygün, Genetikçi

Dr. S. Birep Aygün ODTÜ Biyoteknoloji programının okul tarihinde ilk mezunu olup Manchester Üniversitesi'nde doktora çalışmalarını tamamlamış bir genomik uzmanıdır. Uzun yıllar yurtdışında çalışmış olan Dr. Aygün bir süre önce Avrupa Komisyonu DG JRC'deki görevini tamamlayarak Türkiye'ye dönmeye karar vermiştir. Dr. Aygün kariyeri boyunca aktif biçimde ARGE proje tasarımı ve uygulanması, bilim ve sağlık politikalarının geliştirilmesi, bilim iletişimi, iş ağları, işbirlikleri ve uluslararasılaştırma alanlarında faaliyet göstermiştir.
Dünyada genom verilerinin bilimsel araştırma ve sağlık uygulaması amaçlı paylaşımı (open-acess, data driven science, data driven medicine) yaklaşımlarını destekleyen Dr. Aygün halihazırda "Genom Ķoçluğu" adı altında kurumlara ve hekimlere bireysel tıp uygulamaları için genetik kilavuzluk hizmeti de vermektedir.

Bu konuşma TED konuşması formatında, fakat yerel bir topluluk tarafından hazırlanmış bağımsız bir TEDx konferansında yapılmıştır.
Daha fazla bilgi için: http://ted.com/tedx

more » « less
Video Language:
Turkish
Team:
closed TED
Project:
TEDxTalks
Duration:
16:49

Turkish subtitles

Revisions