-
Bu dizinin betimlemesi Tekden Film tarafından Sesli Betimleme Derneğine yaptırılmıştır.
-
Erişim: www.seslibetimlemedernegi.com
-
(Müzik - Jenerik)
-
(Müzik - Jenerik)
-
(Müzik - Jenerik)
-
(Müzik - Jenerik)
-
(Müzik - Keman)
-
-Haydi Allah! -Tektir Allah!
-
-Haydi Allah! -Tektir Allah!
-
-Haydi Allah! -Tektir Allah!
-
-Haydi Allah! -Tektir Allah!
-
-Haydi Allah! -Tektir Allah!
-
-Haydi Allah! -Tektir Allah!
-
-Haydi Allah! -Tektir Allah!
-
-Haydi Allah!
-
Demir bile zikrullaha dayanamadı, imana geldi.
-
Bekle bakalım.
-
Bir de buna bak istersen ha?
-
Hey maşallah!
-
Azrail'i olacağı düşmana acırım.
-
Senin gibi yiğidin eri...
-
...haksızlığa uğrayanlara ses olsun...
-
...gazap olsun inşallah.
-
Zülfikar'dan gayrı kılıç...
-
...Ali'den gayri yiğit olmaz diye bilinir.
-
Oy seni veren Allah'a kurban olayım ben.
-
Allah aşkına...
-
...atam Oğuz adına şerefle taşıyacağım.
-
Uzat bakalım elini.
-
Hayrola?
-
Senin cambazlar yine kıpraşıp duruyor.
-
Ava çıkacağız.
-
Hazırlanıyorlar.
-
Av olacak hayvan mı kaldı bu kıtlıkta?
-
Doğru dersin de...
-
...Alp'i diri tutan avdır.
-
Obayı diri tutacak çare bulsan iyi olacak ha.
-
O ancak yarınki toydan çıkar.
-
Kış gelmeden bu yayladan göçemezsek, hepimizin hali harap.
-
Ama sen bir çare biliyorum diyorsan...
-
...söyle de biz de bilelim ha?
-
Bu mevzuları en iyi abim Gündoğdu bilir.
-
İstersen sen onunla konuş.
-
Gündoğdu? Hah ha ha!
-
Olmaz!
-
O zaten ser verip, sır vermez.
-
(Müzik - Dombra)
-
Kırk akçe verip aldığın şey bu mu?
-
Bunun adı haritadır.
-
Ne işe yarar?
-
Bak şimdi.
-
Biz buradayız.
-
Aha, tam bu dağların olduğu yer.
-
Burası Halep.
-
Burası Bağdat.
-
Burası da Şam.
-
Burası da...
-
...Sultan'ın sarayının olduğu Konya.
-
Sen şimdi sultanların, emirlerin sarayını boş ver de...
-
...oba nereye göçecek, ondan haber ver Gündoğdu.
-
Beylerin basireti bağlanmış.
-
Babandan ses soluk çıkmıyor.
-
Öyle gamlı baykuş gibi tüner, durur otağında.
-
Neresi burası?
-
Yarın herkes toyda öğrenecek.
-
Buldun değil mi?
-
Söyle hadi, neresi?
-
Ha?
-
(Müzik)
-
Ertuğrul!
-
Ertuğrul!
-
Nereye?
-
Ava çıkıyorum abi.
-
Avın sırası mı şimdi? Yarın toy var.
-
Toy senin, av benim olsun abi.
-
Eyvallah.
-
Tamam, fazla uzaklaşma. Tez git, tez dön.
-
Hayırdır Bamsı? Ne o bastırma?
-
Ava gidiyoruz, unuttun mu?
-
Avda seni aç bırakmayız, merak etme.
-
Ava çıkıp da aç kalana yiğit mi denir Turgut?
-
(Turgut) Maksat yolda nefsimiz körelsin ya.
-
Senin nefsini körelteceksek vay halimize.
-
(Gülme sesleri)
-
Hadi Alpler.
-
Seninki gidiyor.
-
(Müzik - Vurmalılar ve yaylılar)
-
(Ertuğrul) Ya Allah!
-
Ya Allah!
-
-Ha ha! -Ha ha!
-
-Ha ha! -Ha ha!
-
-Ha ha! -Ha ha!
-
-Ha ha! -Ha ha!
-
(Müzik - Vurmalılar ve yaylılar)
-
Ah!
-
(Kılıç sesi)
-
(Müzik)
-
Nöbet...
-
...şerefinizdir!
-
Nöbet, namusunuzdur!
-
Şerefinizi, namusunuzu çiğnerseniz...
-
...ölümünüz düşmandan değil...
-
...benim elimden olur!
-
Ya! Ya!
-
Ya!
-
(Müzik)
-
Şeref verdiniz Üstad-ı Azam.
-
(Üstad-ı Azam) O şeref bize ait.
-
Elenora.
-
Komutan Titus.
-
Umarım yolculuğunuz iyi geçmiştir.
-
Her şey yolunda mı Titus?
-
Her zamankinden daha güvendeyiz efendim.
-
(Titus) Odalarınız hazır efendim.
-
Yemekten önce biraz dinlenmek ister misiniz?
-
Elenora dinlensin. Bizim işimiz var komutan.
-
Nasıl isterseniz.
-
Müsaadenizle.
-
(Müzik - Yaylılar)
-
Esirlerin durumu nedir?
-
Kardeşim Bisol'ü görevlendirdim.
-
Numan ve ailesini Kara Toygar'a teslim edecekler.
-
Diğerleri için sizi bekledim.
-
Güzel.
-
(At kişnemesi)
-
Bizi nereye götürüyorlar baba?
-
Sarayımıza evlat.
-
Orada özgür olacağız değil mi o vakit?
-
Sonsuza kadar evlat.
-
Sonsuza kadar.
-
Konya'ya böyle dönmek varmış kaderimizde.
-
Doğduğumuz, büyüdüğümüz saray da amcamın elinde demek.
-
Sana da, kardeşine de bir şey olmasına izin vermeyeceğim kızım.
-
Hah!
-
Ya!
-
Hah!
-
Hah!
-
Ya!
-
Hah!
-
Bu hamleyle Kara Toygar'ı iyice kendimize bağlamış oluruz.
-
Onun Sultan Alaaddin'in gözüne girmesi çok önemli.
-
Kara Toygar'ın Selçuklu sarayında üst düzey vazife alması...
-
...bize rahat nefes aldıracaktır.
-
(Adam) İstediğiniz gibi her şeyi hallettik efendim.
-
Tamam.
-
Subaşı.
-
Türkmen aşiretler...
-
...vergilerini ödüyor mu?
-
Onları zapturapt altına alamıyoruz komutanım.
-
Sürekli hareket halindeler.
-
-En büyük aşiret hangisi? -Kayılar komutanım.
-
Moğol istilasından kurtulup gelmişler.
-
-Beyi kim? -Süleyman Şah.
-
-Kaç çadır? -İki bin çadır.
-
Ama çok iyi tedbire sahipler.
-
-Vergisini öder mi? -Öderler komutanım.
-
Güzel.
-
Bu yıl vergilerini daha erken ödesin o vakit.
-
Ama komutanım...
-
Ağzımdan çıkanı duydun.
-
Bu devlet nasıl ayakta duracak?
-
Derhal yöredeki tüm aşiretlere haber salın.
-
Peki komutanım.
-
Nerede kaldı bu Tapınakçılar?
-
Dur.
-
Burada biraz dinlenelim.
-
(At kişnemesi)
-
Etrafı kolaçan edin.
-
Haçlı Seferi öncesi, Selçuklunun gücünü kırmalıyız.
-
Selçuklu sarayına daha çok adam yerleştirmelisin Titus.
-
Tüm sarayı ele geçireceğimizden emin olun.
-
Papalık'ta bir grup...
-
...Haçlı Seferleri için gönülsüz.
-
Buna hiç şaşırmadım.
-
Tüm Avrupa'yı harekete geçirecek bir plan hazırlamalıyız.
-
Bunu başarmak zorundayız.
-
Haçlı dünyası bir olup...
-
...Kudüs için harekete geçmeli.
-
Bunun için de Müslümanları kışkırtıp...
-
...üstümüze çekmeliyiz.
-
Elimde çok değerli esirler var.
-
Onlarla başlayabiliriz.
-
Ah!
-
Şişt!
-
Sakin ol evlat.
-
Yiğit.
-
Pis soylu!
-
Cehenneme kadar yolun var.
-
Bizi bir an önce ulaştır da...
-
Ölmeyi bu kadar çabuk istiyorsun ha?
-
Şu güzel kızınla genç şehzadene acırım.
-
Hıh.
-
Bizim için kendini bu kadar üzme.
-
Bizimle ittifak etseydin...
-
Selçuklu Sultanı olacaktın.
-
Biz de yolumuza bakacaktık.
-
Siz bana Papa'nın kölesi olmayı teklif ettiniz.
-
Biz sana barış...
-
...ve yeni bir dünya düzeni sunduk.
-
Beraber olalım istedik.
-
Ama...
-
...Müslümanların kanı hep dökülecek.
-
Bundan kurtulamayacaksınız.
-
Hem de ittifak ettiğimiz...
-
...Müslüman dostlarımızla akıtacağız kanlarınızı.
-
Başaramayacaksınız.
-
Sonucunu göreceğiz.
-
Ha.
-
Bu arada cehenneme yolladığım adamlarınıza...
-
...Bisol'den selam söyleyin olur mu?
-
Bölge güvenli efendim.
-
Güzel.
-
Atlara su verin.
-
Bunlara da verin.
-
Ya!
-
-Haydi! -Ya!
-
-Haydi! -Ya!
-
Hadi!
-
Ya aa haydi!
-
Hey!
-
Siz ikiniz...
-
...gidin başka yerde oturun.
-
(Kuş sesleri)
-
Sana su getirdim, al.
-
Al.
-
Hadi.
-
Ah! Ah!
-
Gelen yok.
-
Anahtar, anahtarı al.
-
Aç.
-
Hadi kızım.
-
Çabuk.
-
(At kişnemesi) -(Ertuğrul) Ho!
-
Kısmete bak.
-
(At kişnemesi)
-
(Müzik - Vurmalılar)
-
Esirler kaçıyor!
-
-Koş! -Yakalayın!
-
-Koş! -Gel buraya!
-
-Kaçma! -Koşun! Koşun!
-
(Müzik - Vurmalılar)
-
(Müzik - Vurmalılar)
-
(Müzik - Vurmalılar)
-
Ah!
-
-Baba! -Baba, baba, baba!
-
-Baba iyi misin? -Baba!
-
-Çabuk kardeşini al ve gidin buradan. -Olmaz! Olmaz!
-
(Kız) Baba! Baba!
-
Çabuk kaçın!
-
-Gidin buradan! -Baba!
-
Kardeşini al, kaçın diyorum size!
-
Ah!
-
(At kişnemesi)
-
Ah!
-
Hadi baba kalk! Hadi!
-
Kaçmak ha? Şimdi görürsün!
-
Ah!
-
Baba!
-
Baba!
-
Medet yarab, medet!
-
(Müzik - Dombra)
-
Burada.
-
Ah!
-
Ya Allah!
-
Ah!
-
Ah!
-
Aa aa!
-
Ya aa!
-
Aa aa!
-
Ah!
-
Ah!
-
Ah!
-
Ah!
-
-Baba, baba! -Baba!
-
Ah!
-
Baba!
-
Kanı durdurmamız lazım.
-
Ah!
-
(At kişnemesi)
-
Aa aa!
-
Ah!
-
(Kılıç sesleri)
-
Ah!
-
Ah!
-
Ah! Ah!
-
Aa aa!
-
Ah!
-
(Müzik - Dombra)
-
(Müzik - Dombra)
-
Aa aa!
-
(At kişnemesi)
-
Aa aa!
-
(At kişnemesi)
-
Ah! Ah!
-
Ah! Ah!
-
Ah! Ah!
-
Ah! Ah!
-
Ah! Ah!
-
(Müzik - Vurmalılar)
-
Kısmetine ilk haçlılar düştü.
-
Dayan baba.
-
Dayan baba.
-
-Turgut, meşe yaprağı. -Tamam beyim.
-
(Üstad-ı Azam) Başarırsak, tüm bu coğrafyanın sınırları değişecek.
-
(Titus) Kudüs'ümüzün kurtuluşu için...
-
...tarikatımızın servetini harcamaktan da çekinmemeliyiz.
-
Bütün hazineyi harcamaya hazırız.
-
Genç erkekler için yeni bir Kudüs seferi...
-
...zenginliğin en kolay yolu.
-
Haçlı ordusunun bir neferi olabilmek için...
-
...oluk oluk orduya akacaklar.
-
Katalanlar, Venedikliler...
-
...Marsilyalılar...
-
...hepsi bu karnaval için yanıp tutuşacaklar.
-
Peki...
-
...bu Avrupa'nın şımarık prensleri...
-
...onlara nasıl güveneceğiz?
-
Müslümanlar birbirine düşmüşken...
-
...bu kez işimiz zor olmayacak Titus.
-
Ya Selçuklular efendim?
-
Anadolu...
-
...Sultan Alaaddin'in hükümdarlığında en parlak günlerini yaşıyor.
-
Türklerle Selahaddin Eyyubi'nin torunlarını birbirine düşürdüğümüz gün...
-
...hedefimize ulaşacağız.
-
Kudüs bizim olacak.
-
(Müzik)
-
Ah!
-
Ah!
-
Tamam babacığım.
-
Ah! Ah!
-
(Müzik - Dombra)
-
Tamam. Bitiyor baba.
-
Tamam.
-
Tez yola düşelim.
-
Siz gidin.
-
Biz başımızın çaresine bakarız.
-
Birazdan hava kararacak.
-
Çakallar kan kokusunu çoktan almıştır.
-
Bamsı Beyrek, Doğan.
-
Atları getirin.
-
Bir alay haçlıyı tepelemek kolay. Hadi bakalım.
-
Ertuğrul şimdi yandı.
-
Yananı Allah görür kardeşim.
-
Yandı ki ne yanmak.
-
Hadi.
-
Kadın başına ne yaparsın?
-
Gelmeyeceğiz dedim be adam!
-
Size bir can borcumuz var.
-
Bir gün öderiz.
-
İsmini bağışla.
-
Kayı boyundan Ertuğrul.
-
Nasıl istersen.
-
Allah yardımcınız olsun.
-
Kolay gelsin size.
-
(Çocuk) Onlarla gidelim.
-
Uzak mı obanız?
-
(Müzik - Vurmalılar)
-
(Çekiç sesi)
-
(Müzik - Vurmalılar)
-
Burada kara gündeki ak akçe bitmiştir Afşin kardeşim.
-
Tezgahımızı kurarız.
-
Baktık işler kesat...
-
...hemen yola çıkarız.
-
-Selamünaleyküm. Kolay gelsin. -Aleykümselam.
-
Hoş geldiniz.
-
Hoş gelmişsin Gazanfer Ağa.
-
Safalar getirmişsin Kayı obasına.
-
Ey gidi Kurdoğlu kardeşim benim.
-
Her daim dirisin maşallah.
-
Bu bozkır adamı dirimi tutar ki Gazanfer, biz de diri olalım?
-
(Gazanfer) Yo, öyle deme.
-
(Gazanfer) İyisin iyisin maşallah.
-
Kervanın nerede?
-
(Gazanfer) Kervan, Kara Kayın'ın dibinde.
-
Süleyman Şah'ından...
-
...pazarda tezgah kurmak için destur almaya geldim.
-
İşlerin nasıl?
-
Allah'ın verdiğine şükür.
-
Kayın'ın ihtiyaçlarını karşılayalım...
-
...göç olmadan bir eksiği kalmasın dedim.
-
Var olasın Gazanfer.
-
İnşallah umduğunu bulursun.
-
Eyvallah.
-
Süleyman Şah'ı müsaitse ziyaret etmek isterim.
-
Beyimize Gazanfer Ağa'nın geldiğini haber verin.
-
(Müzik - Dombra)
-
Kaç akçe bu?
-
O dilsiz beyim, ben yardımcı olayım.
-
Seksen akçe.
-
Siman hiç yabancı gelmedi bana.
-
Obanıza ilk gelişim beyim.
-
Birine benzettiniz herhalde.
-
(Müzik - Dombra)
-
Selamünaleyküm Süleyman Şah'ım.
-
Ve aleykümselam tacir.
-
Hoş geldin...
-
...sefalar getirdin. Gel buyur.
-
(Gazanfer) Süleyman Bey'im...
-
...şu gözlerim sizi bir daha gördü ya...
-
...ne mutlu onlara beyim.
-
Hediyelerimi kabul buyurun beyim.
-
Bunları sizin için Konstantinapol'den getirdim.
-
Zahmet etmişsin.
-
Kurdoğlu.
-
Bunları ihtiyacı olanlara dağıt.
-
Başüstüne beyim.
-
Ee?
-
Anlat bakalım, o gözler başka diyarlarda neler gördü?
-
Sağır olaydım da işitmez olaydım.
-
Gözlerim oyulaydı da görmez olaydım beyim.
-
Hayırdır?
-
Sultan Alaaddin Konya'yı toparladı.
-
Ancak kaçak şehzadelerin başına iş açmasından korkar.
-
Latinler Konstantin'i viran eyledi.
-
(Gazanfer) Tüm Ortodokslar şehri terk ediyorlar.
-
(Gazanfer) Düzen bozuk, huzur yok.
-
Bir de kıtlık başlayınca...
-
...tam çaresiz kalmış insanlar.
-
Haçlı kılıç artıkları bir hareketlilik içindeymiş, bunu duymuştuk.
-
Gene bir halt karıştıracakları belli.
-
Peki...
-
...açların durumu ne?
-
Aç karınlarını doyurmak için yine yollara düşeceklermiş.
-
Papazın Avrupa'daki prensleri Haçlı Seferleri için çağrıda bulunduğu söylenir beyim.
-
Biz Müslümanlar da birbirimize kılıç çekelim.
-
Aramıza nifak sokalım.
-
Fitne ateşini körükleyelim.
-
Anadolu'dan Basra'ya her yer ateş.
-
Bu ateş bizi de vuracak beyim.
-
(Gazanfer) Aman ateş demeyin, fena oluyorum beyim.
-
Mallarımı obada satmak için sizden destur almaya gelmiştim beyim.
-
Destur senin.
-
(Gazanfer) Eyvallah.
-
Kara Toygar.
-
Türkmen göçerleri hizaya sokmak için bölgeye gelmiş.
-
Desene zorlu günler bekler bizi.
-
Bu kız da Venedikli, Rozalina.
-
Asilzadedir, beyaz ten, yeşil göz.
-
Böylesi az bulunu komutan.
-
Üstelik kelepir.
-
Elim darda şu vakitler.
-
Böylesi hem senin hem benim için bulunmaz fırsat.
-
Ya şuna ne dersin komutan?
-
Yunan adalarından kaçırmışlar.
-
Tazelik ve güzellik fışkırıyor her yerinden.
-
Vahşi bir kısraktır.
-
Bizzat ben eğittim.
-
Ağzının tadını bilen efendisi için.
-
Ya şu sarışın?
-
Çok zevkli olduğunuzu söylemeliyim komutan.
-
Onu haçlı kılıç artıklarından aldım.
-
Gemiyle getirmişler. Sırp'mış.
-
-Erkeklerin hizmetinden iyi anlar. -Kes!
-
Gel buraya.
-
(Müzik - Vurmalılar)
-
Benden korkmana gerek yok.
-
Artık efendinim.
-
En pahalısını seçtiniz komutanım.
-
Ama buna değer.
-
Efendim.
-
Ne oldu?
-
Haçlılar.
-
Haçlılar saldırıya uğramış.
-
Siz ulaşamadınız mı?
-
Yetişemedik efendim.
-
Demek yetişemediniz ha?
-
Ah!
-
(Müzik - Vurmalılar)
-
(Davul sesi)
-
(At kişnemesi)
-
(Davul sesi)
-
Akçakoca, yaralımız var.
-
Bamsı.
-
Alın yaralıyı.
-
(Müzik - Vurmalılar ve yaylılar)
-
-Turgut'um neler oldu? -Merak edecek bir şey yok.
-
Sen iyisin değil mi?
-
Hepimiz iyiyiz Allah'a şükür.
-
(Müzik - Vurmalılar ve yaylılar)
-
Ertuğrul.
-
Hayırdır kardeşim?
-
Saldırıya uğramışlardı abi.
-
Anlatırım.
-
(Müzik - Vurmalılar ve yaylılar)
-
Hamza, göz kulak ol.
-
Emrin olur beyim.
-
Kimmiş bunlar Gündoğdu?
-
Bilmiyorum. Sonra anlatacakmış beyimiz.
-
Yakında çıkar ortaya.
-
(Müzik - Vurmalılar ve yaylılar)
-
Abla.
-
Ne oluyor, kim bunlar?
-
Yakında çıkar kokusu.
-
Anlarız.
-
Ah, kaburganın altına gelmiş kılıç darbesi.
-
Neyse ki meşe yaprağı kanamayı durdurmuş.
-
Yoksa alimallah kaybederdik.
-
Ebe kadın...
-
...hemen sıcak su getir. -Hemen Akçakoca.
-
Bacak da fena.
-
Ama biz önce şu yarayı halledelim.
-
Bundan sonrasını Akçakoca halleder.
-
Biz yan tarafta bekleyelim.
-
Babamı yalnız bırakmayalım abla.
-
Merak etme.
-
Baban emin ellerde.
-
Sağ olun, var olun.
-
Allah çıkardı karşımıza size.
-
-Başınıza da bela olduk. -Estağfurullah.
-
Daha alacak nefesiniz...
-
...yiyecek lokmalarınız varmış.
-
Haçlılar nereye götürüyorlardı sizi?
-
Bilmiyorum.
-
Söylemediler.
-
Esir pazarında satacaklardı herhalde. Babam tüccardır.
-
Akdeniz'de esir düştük.
-
(Müzik - Dombra)
-
Baban iyi bir tüccar olmalı.
-
Sizi bu kadar haçlı götürdüğüne göre.
-
Evet.
-
Zengindik.
-
Ama artık hiçbir şeyimiz kalmadı.
-
Peki...
-
...bu oba neresi?
-
Kayı obasındasınız.
-
Ben obanın beyi, Süleyman Şah'ın oğluyum.
-
Size üç can borcumuz var.
-
Kölelikten kurtulmak istiyor musun?
-
Hı hı.
-
O halde bu adamı öldür.
-
Seni satın alıp azat ederim.
-
Komutanım, sinirlisiniz.
-
-Hele bir sakinleşin. -Kapa çeneni!
-
Seni de gebertmeyeyim.
-
Efendim, çoluk çocuğuma bağışlayın beni.
-
Beceriksiz herif!
-
Yap şunu.
-
Yapamam.
-
Yap dedim!
-
(Müzik - Vurmalılar ve yaylılar)
-
Ah!
-
Ah!
-
(Gülme sesi)
-
(Müzik - Vurmalılar ve yaylılar)
-
(Müzik - Vurmalılar)
-
-Seni azat ediyorum. -Ah!
-
(Müzik - Vurmalılar)
-
Azat olmak için...
-
...adam öldüren köle...
-
...gün gelir...
-
...efendisini de öldürür.
-
Hazırlanın, yola çıkıyoruz.
-
Beyim.
-
Hazır. Hadi buyur.
-
(Müzik - Ney)
-
Dündar.
-
Hadi oğlum, sen de gel sofraya.
-
Şu işimi bitireyim, geliyorum ana.
-
Her daim böyle ol aslan parçası.
-
Vazifeni bitirmeden başka işlere koyulma.
-
-Selcan. -Buyur ana.
-
-Pekmezi getir kızım. -Getiriyorum ana.
-
Nerede kaldı Gündoğdu?
-
Çobanlara bakmaya gitmişti, gelir şimdi.
-
Sofraya bir tabak daha koyun.
-
Sungur Tekin için.
-
Bir gün geri gelirse sofrada yeri olduğunu bilsin çocuk.
-
Hadi bakalım.
-
Nerede kaldı Gündoğdu?
-
Gelir birazdan ana.
-
Heh!
-
Bismillahirrahmanirrahim.
-
Ee evlat, yine büyük bir avla dönmüşsün.
-
Biraz öyle oldu beyim.
-
Maşallahın var kardeşim.
-
Ovanın ortasında yıldırım çeken ağaç gibisin.
-
Her türlü belayı üzerine çekiyorsun.
-
Mazlumlar saldırıya uğramışlardı.
-
Biz de elimizden geleni yaptık.
-
Kimmiş? Neyin nesiymiş bunlar?
-
Haçlılara esir düşmüşler.
-
Adam tüccarmış.
-
Antakya Haçlı Kontluğundan olmalı beyim.
-
Şövalyeler, Selçuklu toprağında...
-
...böyle ellerini kollarını sallaya sallaya esir taşımazlar.
-
Yani?
-
Yani demem o ki…
-
…Selçuklu’nun mutlaka bu esirlerden haberi vardır.
-
İçlerinde Selçuklu askeri yoktu.
-
Nasıl bir belaya bulaştığın er ya da geç ayyuka çıkacak Ertuğrul.
-
Ne yapsaydım abi? Onları öylece bıraksa mıydım?
-
İkiniz de susun.
-
Onları Kayılara yaraşır bir şekilde ağırlayın.
-
Bakalım gün neyi gösterecek.
-
(Kurt uluma sesi)
-
Geçti baba.
-
Geçti. İyi olacaksın.
-
Müsaade var mı?
-
Buyur beyim.
-
Durumu nasıl?
-
Bundan sonrası takdiri ilahi.
-
Müsaadenle.
-
Gel Aykız.
-
Aykız, Turgut’un yavuklusu.
-
Bir ihtiyacınız var mı diye sorayım dedim.
-
Sağ olun.
-
Zaten çok yük olduk size.
-
Olur mu hiç öyle şey?
-
Bamsı Beyrek’le Doğan, çadırlarını sizin için hazırlıyorlar.
-
Gece orada kalırsınız.
-
Ben babamın yanında kalsam daha iyi.
-
Bu gece biraz dinlenin. Çok perişan görünüyorsunuz.
-
Baban yarın uyandığında size daha çok ihtiyacı olacak.
-
Merak etme, babanın yanında ben kalırım.
-
Ah beyim ah!
-
Bunca zaman nasıl büyüttün bu çıbanı sırtında?
-
Biz ne çıbanlar büyüttük sırtımızda Hayme.
-
Şuncağızın ihanetinden mi korkacağız?
-
Ama en başında ezseydin başını bu belanın, şimdi çoktan…
-
Çakallar eskiden dağlardaydı. Şimdi obamıza kadar indiler.
-
En ufak bir hatamda üzerime çullanmak için beklerler.
-
Zayıflığımı bilip görmesinler diye saklarım.
-
Ağızlarına laf vermektense…
-
…susup acımla kavrulmak en büyük evladır.
-
Bari Akçakoca’ya söyleseydin.
-
Söyledim hanım söyledim.
-
Bana şifa olacak bir merhem hazırlıyor.
-
Akşama süreriz hayırlısıyla.
-
Ohh!
-
Ne oldu? Misafirlerimizi mi düşünürsün?
-
Bu fitilin ucu hangi isli kandili yakmıştır Hayme?
-
(Müzik - Orta Asya)
-
(Müzik devam eder)
-
(Öksürük sesleri)
-
(Müzik - Gerilim)
-
(Tıkırtılar)
-
(Çelik sesi)
-
(Kılıç - Çelik sesi)
-
-(Aykız) Giyindin mi? -(Halime) Evet.
-
-(Aykız) Nasıl oldu? -(Halime) Çok güzel, Aykız.
-
Dur bakayım.
-
Aman Allah’ım! Sanki saraylı bir melike gibi oldun Halime.
-
Çok güzel oldun.
-
Ne oldu?
-
Yanlış bir şey mi söyledim?
-
Yok.
-
Tuhaf geldi sadece öyle demen.
-
Dur şu başlığı da takalım.
-
Turgut Alp almıştı bunu bana.
-
Hay Allah. Niye verdin ki şimdi bunu bana?
-
Çünkü sana çok yakışacağını biliyordum.
-
Bakayım.
-
Yakıştı da.
-
Ne zaman düğününüz?
-
Bu yayladan göçtüğümüzde inşallah.
-
Aykız, zor değil mi böyle bir Alp'in karısı olmak?
-
Yüreği her an benim için atıyorsa zorluğun ne önemi var?
-
Sağ salim odasına dönsün, başka bir şey istemem.
-
Yeter ki ölüm olmasın.
-
Gel bu saçlarını da örelim istersen, he?
-
Örelim.
-
Yavuklun var mı?
-
Annem öldükten sonra Yiğit’e annelik…
-
…babama yoldaşlık etmekten başka bir şey olmadı hayatımda.
-
Hem zaten hangi erkek benim gibi…
-
A aaa! Delinin zoruna bak!
-
Erkekler senin için birbirlerine girerler.
-
Dünyanın altını üstüne getirirler.
-
En son ne zaman bir aynada kendine baktın sen?
-
Dur.
-
Titus gavurunun kardeşi değil mi bu?
-
Evet efendim, Bisol.
-
Tapınakçılara gönderin bu leşleri.
-
Şimdi bir de Titus’la uğraşacağız.
-
Sen, sen, gelin buraya.
-
Alın bunu ata yükleyin.
-
Hangi aşiretin bu damga?
-
Kayılar, efendim.
-
Kayılar demek.
-
Süleyman Şah’ın elindeyseler işimiz zor.
-
O çoban başı, Selçuklu’ya kafa mı tutacak?
-
(Koyun ve güvercin sesleri)
-
Günün aydın olsun Ertuğrul.
-
Sizin de.
-
Aş getirdim sana.
-
Zahmet etmişsin Gökçe bacım.
-
Yaralımız nasıl?
-
İyi. Birkaç güne ayaklanır inşallah.
-
İnşallah.
-
Allah şifa versin de başımıza bela olmasın yeter.
-
(Aykız) Birazdan ben de gelirim, oradan kilim haneye geçeriz.
-
(Halime) Tamam Aykız.
-
-Babam iyi mi Ertuğrul Bey? -İyi. Çok iyi.
-
İçeriye girince sen de görürsün. Ateşi düştü.
-
Akşam çadırınıza taşırız inşallah.
-
Gördün mü kızı, şimdiden avucunun içine almış Ertuğrul’u.
-
Bundan sonra anca rüyanda görürsün.
-
Rahat uyudunuz mu?
-
Yıllar var ki hiç bu kadar güzel uyumamıştım.
-
Ormanda bana Tapınakçılar demiştin.
-
Evet?
-
Kim onlar?
-
Kudüs için savaşan bir tarikat.
-
Çok güçlü ve acımasızlardır.
-
Kudüs’ün intikamını almaktan başka bir şey bilmezler.
-
Bu kadar güçlülerse sizden ne istiyorlar?
-
-Burası Selçuklu toprakları mı? -Evet.
-
Selçuklu’yla aranızda bir mesele mi var Halime?
-
Yok canım.
-
Koca Selçuklu’nun bizimle ne işi olur ki?
-
Keşgir.
-
Ahh!
-
Kızım ne oluyor?
-
Yok bir şey baba, görmedim.
-
Haa, ama sen yine de dilinin altındaki baklayı çıkar istersen he?
-
Bir şeyi çok isteyince olmuyormuş baba.
-
Bunu öğrendim.
-
Kimden öğrendin?
-
Göç edince Turgut Alp’le evlenecektik…
-
…iple çektik göç etmeyi.
-
Kışın eli kulağında.
-
Hâlâ nereye göç edeceğimizi bilmiyoruz.
-
Anlaşıldı. Senin de canın rahmetli anan kadar tezmiş.
-
Bre bir bak bakalım, şu ulu dağın yaylasında kış geçer mi?
-
Niye toplanıyor toy he?
-
Bütün beyler akın akın Süleyman Şah’ımızın otağına niye geliyor?
-
Oturacağız, konuşacağız, bu meseleyi çözeceğiz inşallah.
-
Hadi, sen tasalanma. Ver yeleği, geç kalmayalım hadi.
-
Hay benim aydan tatlı Aykız’ım.
-
Birazdan toy toplanacak Kurdoğlu.
-
Kimse ne yapacağını bilmiyor.
-
Evelallah hallederiz.
-
Kurdoğlu, dağ sustu…
-
…ırmaklar çağlamaz, yağmurlar yağmaz oldu.
-
Kısıldık kaldık bu ovada.
-
Böyle giderse hayvanlarımız daha çok telef olacak.
-
Bebeler ölecek.
-
Peki ne geçiyor aklınızdan?
-
At, sahibine göre kişner Kurdoğlu.
-
Sözümüz sanadır. Ağırlığını koy artık.
-
Süleyman Şah mecalsizdir. Bir ata bile sahip çıkamaz.
-
Anlayacağın Kurdoğlu…
-
…at binenin, kılıç kuşananın.
-
Ana.
-
Akçakoca’ya şifalı ot almaya gelmiştim.
-
Çıktı.
-
Ne istiyorsan söyle, ben alıp getireyim sana ana.
-
Yok. Daha sonra alırım.
-
Misafirimiz.
-
Numan Bey’in kızı Halime.
-
Obamıza hoş geldiniz kızım.
-
-Baban nasıl? İyi mi? -İyi.
-
Çok sevindim. Allah şifasını versin.
-
Ocağımız size her zaman açık.
-
Bir derdin olursa hiç çekinme gel söyle. Tamam mı?
-
Allah sizden razı olsun Hayme Hanım.
-
Ne yerde, ne gökte… Halis bir müminin gönlünde olan biri var…
-
…varı bir eden Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.
-
Mavi gök, yağız yer arasında…
-
…soyumuz, boyumuz, obamız, ocağımız, oğullarımız, kızlarımız…
-
…bir olsun, hür olsun, diri olsun…
-
…adalet dağıtan beyimizin huzurunda toyumuz kutlu olsun.
-
Amin!
-
Ol deyince olduran…
-
…gönüllerimizi imanla dolduran, yüce Allah’ın doksan dokuz adıyla…
-
...ya bismillah.
-
Sağ ol.
-
Beylerim, yiğitlerim…
-
…boyumun uluları…
-
...hoş gelmişsiniz, sefalar getirmişsiniz.
-
Eyvallah.
-
Çok şükür ki malları yola çıkarmadan önce obamıza bir tüccar geldi.
-
Derim ki malları değerince tüccara satalım.
-
Böylelikle yol masraflarından da kurtulmuş oluruz.
-
Tek derdimiz mal olsa iyi beyim.
-
Civar ovalarda hayvanlarımızı otlatacağımız mera kalmadı.
-
Su içemez, süt veremez oldular. Açlıktan telef oldular.
-
Tez vakitte bir hâl çaresi bulmamız gerek.
-
Obanın hâlini ben de görürüm.
-
Tüm civar beylere haber saldık, yurt istedik.
-
Lakin kuraklık her yerde.
-
Bir de Moğol eşkıyasından kaçan Türkmen boyları her bir tarafa dağılmış.
-
Ne yapalım? Otlak için kardeşlerimize kılıç mı çekelim?
-
Allah’ın rahmet hazinesi mi kesik beyim?
-
Aylardır burada beklemekteyiz.
-
Bir çare bulamamaktayız. Ne zamandır Kayı, böyle çaresiz kalmıştır?
-
Bize gidecek yurt mu yok?
-
Bir hâl çare bulmazsak eğer, obayı nasıl tutarız ayakta?
-
Ya ne zamandır El Rezzak olan Allah, unutulur olur?
-
Bizim mayamız sabırla yoğrulmuştur. Gökten ne iner, bize de o düşer.
-
Biz sabrın ne olduğunu yurtsuz gezerek öğrendik Deli Demir.
-
Gayrı neslimiz yurtsuz kalmasın.
-
Sabrın ne olduğunu anlatma bize.
-
Ben ne vakit sizi çıplak bıraktım, aç bıraktım ki…
-
…rızık için bu kadar telaşlanırsınız?
-
Haşa beyim. Onu kast etmemiştim.
-
Beyim, sen bizi ne aç bıraktın ne de çıplak.
-
Lakin biz de seni ne ersiz bıraktık ne de pusatsız.
-
Beyim, biz deriz ki…
-
…yeni bir yurt bulup göç edelim.
-
Nereye?
-
Ak koyunların can bulacağı her yere.
-
Ata topraklarımıza göç edelim. Moğol eşkıyasının da gücü kırılmış derler.
-
Kim derse yalan der.
-
Moğol eşkıyası aç kurt gibi canavarlaşmış.
-
Hiç mi bir çare düşünmedik beyim?
-
Halep.
-
Duydum ki Halep Emiri El Aziz...
-
...Haçlı ordularına karşı kuvvet toplamaktaymış.
-
Nedir yeğen gönlündeki?
-
Ben derim ki El Aziz’e bir elçi gönderelim.
-
Desin ki sen bize oba ver, biz de sana pusatlı er verelim.
-
Hem böylece Haçlı ordularıyla savaşır, cenk eder gazi oluruz…
-
…hem de sonunda bir yuvamız olur.
-
Halep!
-
Hemen harekete geçmeli beyim.
-
Ne zamandır ben söylemeden harekete geçilir oldu?
-
Estağfurullah beyim.
-
Gündoğdu’nun fikri kabul mü ağalar?
-
(Rabarba) Doğrudur. Uygundur.
-
Bence de münasiptir.
-
Hayırlı olur inşallah.
-
İnşallah.
-
İnşallah.
-
Peki elçi olarak kim gidecek beyim?
-
(Kös sesleri)
-
(Müzik - Aksiyon)
-
(Atlıların sesleri)
-
Deh!
-
Deh!
-
Deh!
-
(At kişnemeleri)
-
Ertuğrul.
-
Süleyman Şah, obandaki densizler şerefimizi iki paralık ettiler.
-
Obama yurt veren bir sultanın şerefi benim de şerefimdir Kara Toygar.
-
Ne yapmışız da Sultan Alâaddin’in...
-
...ve de komutanının şerefini iki paralık etmişizdir?
-
Bu balta öldürdüğünüz adamın sırtından çıktı.
-
Baltayı orada mı unuttun?
-
Unutmuşum.
-
Elçi olarak gelen birliğe pusu atıp şövalyelerini katletmişsiniz.
-
Bununla da yetinmeyip…
-
…birliğin sultana getirdiği üç mahkumu kaçırmışsınız.
-
Bu esirleri geri verin.
-
Töremizi bilmez gibi konuşursun Kara Toygar.
-
Obamıza gelen misafiri teslim etmeyiz. Hele ki yaralıysa.
-
Buraya Selçuklu sultanını temsilen geldim.
-
Sultanın emrine nasıl uyulursa benim de sözüme öyle uyulur.
-
Aksi hâlde neler olacağını bilirsin Süleyman Şah.
-
Biz töremizle yaşar, töremizle ölürüz Kara Toygar.
-
Biliriz ki sultan, devletli adamdır.
-
Ama önce atam Oğuz’un töresi der, tahtına öyle kurulur.
-
Töre bilmeyen adamdan sultan olmaz.
-
Bey de olmaz!
-
Adam da olmaz!
-
Adam olmayanla da bizim işimiz olmaz.
-
Koca Selçuklu’nun bir komutanı olarak bunu bilmen gerekir.
-
Sana son sözümü söyledim.
-
Hadi var git.
-
Sana edebimizle sorduk Süleyman Şah.
-
İki gün mühletiniz var.
-
Sen vermezsen biz gelip almasını biliriz.
-
Selçuklu’yu karşına alma. Yoksa başınıza neler geleceğini bilirsin.
-
Deh!
-
(At kişnemeleri)
-
Babam ne yapmaya çalışıyor?
-
Ne yaptığını bilmeyecek kadar kocadı artık.
-
Yakında kokusu çıkar demiştim sana.
-
Gör bak daha neler olacak.
-
Kalın burada.
-
Deh!
-
(Tekbir getirme sesleri)
-
Selçuklu Sultanı Alâaddin Keykubat’ın başyaveri.
-
Yeah!
-
Harzemşahlar’ın komutanı.
-
Yeah!
-
Halifenin sağ kolu Ömer.
-
Yeah!
-
Şimdi tüm İslam dünyası intikam peşine düşsün bakalım.
-
Sonra da sıra papada.
-
Bisol!
-
Kim yaptı bunu?
-
Esirleri getirirlerken pusuya düşmüşler.
-
Kim dedim!
-
Kayılar.
-
Ama kim olduğunu biz de bilmiyoruz.
-
Ertuğrul!
-
Bu belayı sen açtın başımıza.
-
Üzerime gelme abi.
-
Kafanın dikine dikine gitmekten ne zaman vazgeçeceksin sen?
-
He? Hiç kimse umurunda değil. Ne baban, ne oban!
-
Sen olsaydın ne yapardın? He? Sen olsaydın ne yapardın?
-
Onları öylece bırakıp çekip gider miydin?
-
Benim tanıdığım Gündoğdu öyle bir adam değildir.
-
Benim tanıdığım Gündoğdu, adaleti de insafı da çiğnemez.
-
Adaletmiş!
-
İnsafmış!
-
(Kişneme)
-
Hangi adalet he? Hangi insaf?
-
Şu obanın hâline bir bak. Çatır çatır çatırdıyor!
-
Açlık her yerde.
-
Kış kapıda. Nereye göçeceğimiz belli değil.
-
Hayvanlar açlıktan telef oldu.
-
Adaletmiş!
-
İnsafmış!
-
Aç gözlerini artık. Aç gözlerini!
-
Şu etrafına bir bak.
-
Tam da toyun ortasında…
-
…oba için hayati meseleler konuşulurken şu yaptıklarına bir bak.
-
Bu oba nasıl ayakta kalacak Ertuğrul? Nasıl?
-
(Müzik - Gospel)
-
Affet beni baba…
-
…onu koruyamadım.
-
Onu koruyamadım.
-
Onu koruyamadım.
-
Bu koca dünya kime kaldı ki bize kalsın Aktolgalı.
-
Bu yalan dünyada niye yaşamalı insan?
-
Niye at sürmeli?
-
Niye kılıç kuşanmalı?
-
Niye yurt tutmalı?
-
Devletmiş, töreymiş, yurtmuş… Niye varlar he?
-
Zalim, adam vermezsek gök kubbeyi başımıza yıkacakmış.
-
Eğer verirsek gök kubbe başımıza yıkılmaz mı?
-
Vermezsem obanın başı belaya girecek.
-
Ne yapmalıyım Aktolgalı?
-
Bir nefesine bile hükmedemediğimiz bu dünya için…
-
…boyun mu bükeceğiz?
-
Zalime eyvallah mı diyeceğiz?
-
O vakit töre susmaz mı?
-
O vakit ocağımız sönmez mi?
-
He Aktolga?
-
Kara Toygar tam bir zalim, her türlü kötülüğü yapacaktır.
-
Halep’i iyi düşündün Gündoğdu.
-
Herkese zekanı gösterdiğin gibi…
-
…vakti geldiğinde kimin bey olacağını da gösterdin.
-
Kara Toygar belasından kurtulmalıyız önce.
-
Babam töre dedi mi geri adım atmaz.
-
Ah Ertuğrul Ah!
-
Başımıza açtığın derde bak.
-
Babamı ikna etmeliyiz.
-
Onu ikna edersek Ertuğrul da dize gelecektir.
-
Babanı tanımazmış gibi konuşursun.
-
Dünya yıkılsa vermez esirleri.
-
Ne yapacağız o vakit?
-
Baban beni Kara Toygar’a elçi olarak göndereceğini söyledi.
-
Gereği neyse yaparım.
-
Ertuğrul Bey.
-
Vaktin var mıdır?
-
Hayırdır? Kötü bir şey mi oldu?
-
Yok.
-
Bugün için konuşacaktım.
-
Dinliyorum.
-
Kara Toygar gelmiş.
-
Bizi istemiş.
-
Evet istedi.
-
Bizim için obanı tehlikeye atma.
-
Biz başımızın çaresine bakarız.
-
Babam kendine geliyor. İki güne kalmaz yol alırız.
-
Bütün cihan bir araya gelse…
-
…yine de sizi o zalimlere teslim etmeyiz.
-
Kara Toygar’la kanlı bıçaklı olursanız bunun vebali ağır olur.
-
Merak etme.
-
Biz Kayılar her türlü zorluğa göğüs germeyi iyi biliriz.
-
(Hayme) Hayırdır?
-
Gözüme uyku girmiyor ana.
-
Otur hele.
-
Neyi eşeler durursun içinde?
-
Bir ateşe düştüm ana. Hem de ne düşmek.
-
Sadece ben düşsem gam yemem.
-
Koca obayı da ateşe attım.
-
Düştüğün yere vardığında böyle olacağını bilir miydin?
-
O gavurun eşkıyasını karşına alacağını…
-
…ya o komutan bozuntusunun Haçlılarla bir olacağını bilir miydin?
-
Peki ya o ceylan gözlünün...
-
...feryatlarına sırtını dönüp gidebilir miydin?
-
Nasıl yapardım ana?
-
Yapamazdın ya.
-
Yapmazdın oğul.
-
Yapamazdın.
-
Ne ava giderken böyle olacağını bilirdin…
-
…ne de kendinle birlikte obayı ateşe atacağını.
-
Ateşe attın.
-
Evet, ateşe attın.
-
Ateş vardır, somunu yakar kül eder.
-
Ateş vardır, somunu pişirir.
-
Senin düştüğün yeri o gösterdi.
-
İsyan etmek ne sana ne de obadakilere düşer.
-
Bu cenabı Allah’ın bir sınavı.
-
Bu sınavda kül olmak da var, pişmek de.
-
Onun için içindeki vesveselere de…
-
…bu obadaki haddini bilmezlere de hiç kulak asma.
-
Sen töremizin neferi ol oğul.
-
Babanın kararlarının arkasında sımsıkı dur.
-
Allah seni de babamı da başımızdan eksik etmesin ana.
-
Allah da seni korusun oğul.
-
Hadi al şu suyu da babanın başucuna koy.
-
(Müzik - Gerilim)
-
Su getirmiştim baba.
-
Ver, ver.
-
Senin yerine ben olmalıydım.
-
Bunun sana yapanların soyu tükenene kadar savaşacağım.
-
Onlar toprağın dibine gidene kadar savaşacağım.
-
Kanın yerde kalmayacak kardeşim.
-
Sana söz veriyorum.
-
Tanrı intikam için yanımda olmazsa…
-
…şeytanlara döneceğim yüzümü.
-
Türkmenlerin üzerine cehennemi taşıyacağım.
-
Ben ölene kadar onların gazabı olacağım.
-
Sana söz veriyorum.
-
Affet beni baba.
-
(Latince dua)
-
(Süleyman Şah) İşte böyle İlyas Fakih.
-
Bu rüyayı nasıl yorumlayacağımı bilemedim.
-
Ama dün geceden beri de içime bir ateş düştü.
-
İki ahval var beyim.
-
Birincisi zor günler bizi bekler.
-
İkincisi elçinin kim olacağına dair manevi emir vardır.
-
Baba.
-
İyi misin? Ağrın var mı baba?
-
Merak etme. Artık uyandım.
-
Tez vakitte toparlanırım.
-
Çok şükür.
-
Geçmiş olsun.
-
Bir ihtiyacınız olursa Yiğit bize haber verir.
-
Ertuğrul, Yiğit bana her şeyi anlattı.
-
Sen ve seni yetiştirenler yaman insanlarmış.
-
Bizi kolladınız, korudunuz.
-
Töremiz neyi gerektiriyorsa onu yaptık. Borcu olmaz.
-
Bu toprakların insanları töresini unutalı çok oldu.
-
Senin gibi birine denk geldiğimiz için Allah’ın sevgili kuluymuşuz.
-
Estağfurullah.
-
Ben gideyim. Siz de istirahat edin.
-
Beni iyi dinle Halime.
-
Hemen bugün bize at bulacaksın.
-
Kardeşinle birlikte hazırlanacaksın.
-
Kimseye bir şey belli etmeyin.
-
Ne oluyor baba? Ne yapacağız?
-
Gidiyoruz.
-
Halime, başka türlü olmaz.
-
Eğer bir gün daha fazla kalırsak bu insanların hayatlarını tehlikeye sokarız.
-
Ben ahıra gidiyorum.
-
Tam toy önü, ahır da nereden çıktı Gündoğdu?
-
Yeni getirdikleri ata bakacağım.
-
Sen de Halep için hazırlıklara başla yavaş yavaş.
-
Ben her şeyi hazır ederim etmesine de…
-
…Halep’e senin gideceğin kesin mi?
-
Destur!
-
Halep fikrini toya götüren benim.
-
Elçi olmak da bana düşer elbette! He?
-
Öyle de…
-
Öyle de, böyle de… Sabah sabah ne bu huzursuz hâller Selcan?
-
Gideceksin diye mi içim yansın…
-
…babam seni göndermezse kırılırsın diye mi aklım kaçsın, bilemedim.
-
Tabii ki beni gönderecek. Başka kimi gönderecek?
-
Hatun, bak…
-
…gidiyorum diye böyle üzülüyorsan…
-
…ben gidip gelene kadar sen de beni iki canlı karşılarsın. He?
-
Sen ahırda atlarla ilgilenirken…
-
…ben de burada sana yolluk hazır ederken…
-
…o dediğin daha çok bekler Gündoğdu.
-
Toydan sonra bakarım atlara o vakit.
-
(Hamza) Beyim müsaade var mı?
-
Gel Hamza gel.
-
Hayırdır?
-
Beyim, Süleyman Şah’ım sizi görmek istedi.
-
Haydi bismillah!
-
Haydi bismillah!
-
Haydi bismillah.
-
Bismillah...
-
(Müzik - Orta Asya)
-
Halep’e...
-
...Ertuğrul’un gitmesine karar verdim.
-
Gündoğdu.
-
Seninle konuşacaklarım var.
-
Burada kal.
-
Ertuğrul, sen de git hazırlan.
-
İlyas Fakih’e de söyle…
-
…o da seninle gelecek.
-
(Müzik)
-
(Müzik - Hareketli)
-
(Aykız) Hadi çabuk.
-
Hadi hızlı Turgut'um, hadi!
-
(Aykız) Hadi.
-
(Müzik - Hareketli)
-
Ben kazandım. Ben kazandım.
-
Hadi oradan be! Ben kazandım. Çizgiyi önce ben geçtim.
-
(Turgut Alp) Hadi geç bu hileleri. Önce çizgiyi ben geçtim.
-
(Turgut Alp) Kör müsün? Aykız'a sorun.
-
Aykız'ın şahitliği olmaz. Yavuklun o senin.
-
Aa! İnsafın kurusun Bamsı Beyrek. Ne vakit yalan söyledim ha?
-
Sana bunu yapma dedim ulan!
-
Yaparsam ne olacak ha? Bak zaten ceviz kadar beynin var, sebebin olmayayım ha.
-
Cevizin kabuğu sağlam. Korkma gel, gel, gel.
-
Bir durun hele. Bir durun.
-
(At koşma sesi)
-
Ertuğrul'un nesi var?
-
Süleyman Şah çadırına çağırmıştı.
-
Hayırdır inşallah.
-
Bence ceylan avlamaya gitmiştir.
-
Ceylanın da maşallahı var ama. Avlanacak gibi değil.
-
(Gülme sesleri)
-
(At kişnemesi)
-
Hazırlanın. Halep'e gidiyoruz.
-
Heyt be! Bamsı kardeşim...
-
(Doğan Bey) Bamsı, ha ha kardeşim!
-
(Gülme sesleri)
-
(Doğan Bey) Oturmaktan göbeğim çıkmıştı be.
-
İlyas Fakih'e de söyleyin. O da bizimle geliyor.
-
(Müzik - Hareketli)
-
Oraya Halep fikrini ben getirdim.
-
(Gündoğdu) El Aziz'in askere ihtiyacı olduğunu da ben söyledim.
-
Niye ben değil de o baba?
-
(Müzik - Yaylılar)
-
İşte bu yüzden evlat.
-
Ben bilirim...
-
...ben yaparım...
-
...ben söyledim.
-
İçindeki kibir putunu ne zaman büyüttün sen?
-
Ben mi kibirliyim?
-
Bütün oba açlıktan kırılıyor.
-
Kıtlık her yerde.
-
Bir akına bile çıkamadık. Neden?
-
Çünkü beyimizin çıbanla başı dertte.
-
Haddini bil!
-
Bırak Allah aşkına baba. Bütün oba halkı senin yaşlılığından şikayetçi.
-
(Tokat sesi)
-
(Müzik - Yaylılar)
-
-Abi... -Çek elini üzerimden.
-
(Müzik - Yaylılar)
-
Elçi olmanın abinin hakkı olduğunu mu düşünürsün?
-
Evet.
-
Neden abim değil de ben?
-
Taptığı iktidar ateşi ruhunu teslim aldı.
-
Ben de ateşi söndürdüm.
-
Senin içindeki ateşe gelince...
-
...misafirlerimiz, sen dönene kadar obada kalacaklar.
-
Bunu söylüyorum ki vazifeni zaafa düşürmeyesin.
-
Halep'ten eli boş dönmeyesin.
-
Kayı'nın geleceğini senin omuzlarına yükledim.
-
(Süleyman Şah) Başarısızlığın hepimizin felaketidir.
-
El Aziz'in vereceği yurdun karşılığında bedeli neyse verilir.
-
Ama hiçbir Oğuz kurbanlık koyun değildir.
-
(Süleyman Şah) Şunu unutma; senin Halep'te bir yurda ihtiyacın olduğu kadar...
-
...Halep emirinin de Kayıların savaşçılarına ihtiyacı var.
-
(Süleyman Şah) Başını dik tut.
-
(Süleyman Şah) Ne istediğini bilen...
-
...isteğinin hakkını veren gerçek bir Oğuz olduğunu göster onlara.
-
(Müzik - Yaylılar)
-
Allah yardımcın olsun.
-
Hayatım pahasına vazifemi yerine getireceğim baba.
-
Yüzünü kara çıkartmadan geri döneceğim.
-
(Müzik - Dombra)
-
(Selcan) Ne oldu?
-
(Selcan) Gündoğdu!
-
(Selcan) Gündoğdu dur. Gündoğdu dur.
-
(Gündoğdu) Geri bas kadın.
-
Hamza Alp... Alpler...
-
(Selcan) Dur... Dur...
-
Çık dışarı! Çık dışarı!
-
(Müzik - Hareketli)
-
(Nefes alma sesi)
-
Konuşmayacak mısın?
-
Elçi... Elçi Ertuğrul oldu.
-
-Söylemiştim sana. -Tamam!
-
(Su sesi)
-
Al. Al hadi iç.
-
Bunlar kesin Hayme Ana'nın aklıdır.
-
Topunu yel alsın. Topunu yel alsın onların. Ben yapacağımı biliyorum.
-
Hayır. Öfkeye kapılma sakın.
-
Öfkeyle kalkan, zararla oturur.
-
Bırak Allah aşkına kadın, bırak.
-
İşlerini toparla. Alplerinle hazır ol.
-
O densiz kardeşin, işleri eline yüzüne bulaştırdığı zaman...
-
...sen hakkın olanı alacaksın.
-
Hem unutma...
-
...ecel melekleri otağda gün bekler.
-
(Aykız) Burama takılıp kaldı Turgut.
-
Ne yutabiliyorum...
-
...ne atabiliyorum.
-
İlk defa ayrılırmışız gibi konuşursun Aykız'ım.
-
Ne vakit kavuştuk ki Turgut?
-
Baba döşeğinde yol gözlemekle koca döşeğinde er beklemek bir mi?
-
Ayrılık acısı değil boğazımda düğümlenen.
-
Kavuşamamak.
-
Ne vakit artık evleniyoruz desek, hep bir sebepten ertelenir durur.
-
Söz...
-
...bu defa ertelemek falan yok.
-
Halep işi olur, olmaz bilmiyorum ama...
-
...yeni obanın ilk düğünü bizimki olacak. Sana söz veriyorum.
-
Davulcular, Aykız'la Turgut nihayet evleniyorlar ey ahali diye haykıracaklar.
-
Kilimhanedeki kızlar...
-
...obanın en güzel kızı evleniyor, sıra bize gelecek artık diye seni gösterecekler.
-
Sultan kızlarını bile çatlatacak güzelliğinle ayrılacaksın Deli Demir'in çadırından.
-
(Müzik - Vurmalılar ve yaylılar.
-
(Elenora) Çok üzgün olduğumu söylemek istedim.
-
Bilmiyorum, hangi söz bu acıya karşılık gelir?
-
Beni en iyi sen anlarsın Elenora.
-
Babanı öldürenler de Müslümanlardı.
-
Yolun açık olsun Titus. Dikkatli ol.
-
Döneceğim Elenora. Görüşmek üzere.
-
Ha!
-
(At koşma sesi)
-
İyi bir komutanın gerçek bir tapınak şövalyesine dönüştüğüne tanık oldun Elenora.
-
İntikam... Titus'ta eksik olan buydu.
-
İntikam yoksa saman askerden farkı kalmaz şövalyenin.
-
Bisol'ün ölümü, Titus'un mucizesi oldu.
-
Tanrı, Bisol'ün günahlarını affetsin.
-
(Müzik - Vurmalılar)
-
(Müzik - Yaylılar)
-
Hediyelere bakılırsa Süleyman Şah yaptığı hatayı anlamış.
-
Beyimiz Selçukluyu sever, sayar.
-
Ama bu işi ben çözebilirim Kara Toygar.
-
Verdiğim süre sabah olunca bitiyor Kurdoğlu.
-
Aksi halde Selçuklunun öfkesinden bütün Kayı Obası yanar.
-
Bizimle birlikte sen de yanarsın Kara Toygar.
-
Ne cüretle...
-
Sakın bana bu olanlardan Sultan'ın haberi olduğunu söyleme.
-
Onları Süleyman Şah'tan zorla almak için elindeki asker sayısı yeterli değil.
-
Koca bir ordu toparlaman gerek.
-
Kayı'yı ezip geçecek kudretli ordularınızın olduğunu biliyorum.
-
Yaparsın ama önce bunlardan Sultan'ın haberi olması gerek.
-
Bu da senin işine gelmez.
-
Doğrusu, bizim de işimize gelmez.
-
(Kurdoğlu) Uzun lafın kısası; hem senin hem de obanın kazanması için...
-
...sözümü dinlemen lazım.
-
Mademki amacın iş birliği yapmak...
-
...söyle o zaman, kim yaptı bunu?
-
Süleyman Şah mı?
-
Süleyman Şah'ın oğlu, Ertuğrul.
-
(Kılıç sesleri)
-
Bamsı, Doğan...
-
Yolculuk varmış.
-
Ne vakit?
-
Sabah ezanıyla birlikte Halep'e yola koyulacağız.
-
Hazırlandınız mı peki?
-
Biz Alpler her an, her şeye hazırız.
-
Doğru. Alışınca kolay gelir her şey.
-
Bazen de zor gelir alışınca.
-
(Müzik - Dombra)
-
Yolun açık olsun.
-
Güneş tenini yakmasın.
-
Yağmur canını üşütmesin.
-
Ayağına taş değmesin. Su gibi git...
-
...su gibi dön obana.
-
Kuş misali uçarak götürür, tez vakitte beni geri getirir obama o zaman.
-
(At kişnemesi)
-
Annen baban sevinir.
-
Ya sen?
-
Ben...
-
Ben gitmiş olurum çoktan.
-
Gidemezsin.
-
Yani ben dönmeden...
-
Baban toparlayamaz kendini.
-
(At kişnemesi)
-
Yolun açık olsun Ertuğrul Bey.
-
Kim bilir belki...
-
(Müzik - Yaylılar)
-
(Kurdoğlu) Aklıma takılan bir şey var.
-
(Kurdoğlu) Bizim zoraki misafirler, Sultan Alaaddin'in akrabaları falan mı?
-
-Bu seni hiç ilgilendirmez. -Doğru.
-
Beni hiç ilgilendirmez.
-
Sadede gel. Kafandan ne geçiyor?
-
İstediğini almak istiyorsan, benim de küçük bir şartım olacak.
-
(Müzik)
-
Ertuğrul...
-
...can yongam, Aykız'ım neyse...
-
...Halime ve ailesi de o benim için.
-
(Deli Demir) Sen hiç merak etme.
-
Allah senden razı olsun Deli Demir.
-
Allah asıl senden razı olsun.
-
Yiğidin emaneti, adamı yüceltir.
-
(Deli Demir) Sen bu obada bana güvendin.
-
Benim eşiğime geldin.
-
Beni yücelttin.
-
İşte o yüzden...
-
...Allah asıl senden razı olsun.
-
(Deli Demir) Halime de ailesi de bana emanet.
-
Sen gönlünü ferah tut.
-
Hadi selametle.
-
(Müzik - Üflemeliler)
-
(Müzik - Yaylılar)
-
(Hayme Ana) Candan oğul...
-
...canım oğul...
-
...yolun da bahtın da açık olsun.
-
(Hayme Ana) Kayı'nın bütün yükü omuzlarında.
-
Ne başını eğ, ne de taşıyamayacağın yükün altına gir.
-
(Müzik - Yaylılar)
-
Allah yolunu açık etsin.
-
(Müzik - Yaylılar)
-
(Müzik - Üflemeliler ve dombra)
-
(Halime iç ses) Gitmek var, dönmek yok.
-
(Halime iç ses) Dönmek var, görmek yok.
-
(Ertuğrul iç ses) Seni görmek için atımı hiç durmadan süreceğim.
-
(Halime iç ses) Yolun açık olsun Ertuğrul.
-
(Müzik)
-
Sen babana isyanının cezasını öderken...
-
...küçük beyimize elçilik düşmüş.
-
(Müzik)
-
(Kapı açılma sesi)
-
(Ayak sesi)
-
(Kapı kapanma sesi)
-
(Kara Toygar) Geleceğini biliyordum.
-
Hoş geldin.
-
Esirler umurumda bile değil Kara Toygar.
-
Sizin topraklarınızda kaçtılar.
-
(Titus) Biz üzerimize düşeni yaptık.
-
Bana kardeşimin katilinin adını ver.
-
Cellat olmak için sabırsızlanıyorsun.
-
Dikkat et. Celladın ipine dolanma Kara Toygar.
-
Kendi beceriksizliğini sakın bana yıkmaya çalışma.
-
Övündüğün şövalyelerin, birkaç (....) kırık Alp'in hakkından gelemedi.
-
Onun ismini vermek için benden ne istiyorsun?
-
(Kara Toygar) Sana istediğinden daha fazlasını vereceğim.
-
(Kara Toygar) Onu ellerine teslim edeceğim.
-
Bu bir alacak verecek meselesi değil. Beni anlıyor musun?
-
Sadece acılı bir dosta yardım.
-
Bize yapılan yardımları karşılıksız bırakmayız.
-
Eyvallah.
-
Kim?
-
Süleyman Şah'ın oğlu...
-
...Ertuğrul.
-
(Müzik - Vurmalılar ve ney)
-
(At koşma sesi)
-
(Müzik - Vurmalılar)
-
Aykız...
-
...şu baskılara bir de sen bak kızım. Gel.
-
Hemen gelirim.
-
Ne vakit gidiyorsunuz?
-
Babam ne vakit derse.
-
Hiç boşuna diklenme.
-
İnsan istenmediği yerde durmaz.
-
(Selcan) Eğer sizde biraz ar varsa, tez toplanıp gidin.
-
Adettendir; misafire git denmez. Herkes bu yüzden susar.
-
(Selcan) Hem...
-
...böyle mi ödeyeceksiniz borcunuzu bu insanlara?
-
(Selcan) Size ekmeğini veren, çadırını veren...
-
...sizin yaranızı saran insanlara bunu mu reva görüyorsunuz?
-
-Ben... -Sen...
-
...sen oynaş peşinde koşarken obada kan dökülecek, kan.
-
Varın gidin yolunuza.
-
(Müzik - Yaylılar)
-
Halime!
-
-(Aykız) Halime! -(Hayme Ana) Selcan!
-
(Müzik - Yaylılar)
-
Ne söyledin kıza?
-
Duyması gerekeni.
-
Duyması gereken şeyleri sen mi söylüyorsun?
-
Ben obanın dirliğini düşünüyorum. O kızın bunları çok evvel duyması gerekirdi.
-
Vah vah vah vah... Bey kızı töre bilmez olmuş.
-
(Hayme Ana) Atasının sözünün üzerine söz söyler olmuş.
-
Akılını başına devşir Selcan.
-
Ezdiğini sandığın o taşların altında kalırsın sonra.
-
(Müzik - Yaylılar)
-
-Ne oldu? -İşine bak!
-
(Müzik - Yaylılar)
-
(Su sesi)
-
(Müzik - Vurmalılar)
-
(Müzik)
-
Ertuğrul dört Alp'iyle yola çıkmış.
-
Kısasa kısas.
-
İlahi adalet.
-
Nereye gidiyormuş?
-
Halep'e.
-
İntikamımı kendi ellerimle alacağım.
-
Buna asla izin veremem Titus.
-
Neden?
-
Bu topraklarda idare bende.
-
Kendi sınırlarımda sadece ben güç kullanırım.
-
(Kara Toygar) Bir haçlıyla ittifak yapıp, kan döktüğüm duyulursa planımız bozulur.
-
Bu adam kardeşimi öldürdü Kara Toygar.
-
Onu senden canlı istiyorum. Kendi ellerimle alacağım onun canını.
-
Sen hiç merak etme. Onu kurbanlık bir koç gibi bıçağına sunacağım.
-
(Kurdoğlu) Kara Toygar ikna oldu beyim.
-
İyileşip, misafirlikleri bitene kadar bizden onlara göz kulak olmamızı istedi.
-
Kim olduklarını öğrenebildin mi?
-
Ser verdi, sır vermedi domuzun oğlu.
-
Koca Selçukluyu telaşlandırdığına göre...
-
...belli ki bir kuyruk acıları var.
-
Bize düşen bu fırsattan faydalanmaktır.
-
Beni emretmişsiniz beyim.
-
Başka bir diyeceğin yoksa, yol yorgunusun Kurdoğlu. Git dinlen.
-
(Müzik)
-
Alp...
-
(Müzik)
-
(Süleyman Şah) Şu illet çıbandan kurtar beni Akçakoca.
-
(Akçakoca) İnşallah beyim.
-
(Süleyman Şah) Ölümüm bundan olacak galiba.
-
(Müzik)
-
-Beni her şeyden haberdar et. -Emrin olur beyim.
-
(Müzik - Gerilim)
-
Her şey hazır baba.
-
Gerekenleri koydum.
-
Bu gece gideceğiz.
-
Sen yaranı düşünme.
-
Akçakoca'nın neyi nasıl yaptığını da iyice öğrendim.
-
Halime, sakin ol kızım.
-
Her vakit yaptığımız gibi, sığındığımız bir yerden kaçacağız. O kadar.
-
O kadar mı baba?
-
Sadece o kadar mı?
-
(Müzik - Dombra)
-
Aklından neler geçiyor bilmiyorum.
-
Ama burayı senin için farklı kılan ne?
-
Bir şey mi var bana söylemediğin?
-
Çok yoruldum baba.
-
Artık kaçmaktan çok yoruldum.
-
Yeni bir hayat kuralım.
-
Kimsenin bizi bulamayacağı yerlere gidelim.
-
Çölleri, denizleri aşalım ama gidelim baba. Yeter ki gidelim.
-
Baba...
-
Ne oldu oğlum? Ne oldu Yiğit'im?
-
Misafirimiz var. Girmek ister.
-
Gelsin.
-
-Selamünaleyküm. -Aleykümselam.
-
Buyurun.
-
(Yiğit) Baba bak; Deli Demir, sen ve ablam için kılıç yapmış.
-
Buraların en iyi demircisidir o. En iyi kılıçları o yapar.
-
Yok be oğlum.
-
(Deli Demir) Bizimkisi sadece meşgale.
-
Bunlar sizin.
-
Sağ olasın.
-
(Deli Demir) Sözü mü olur kızım? Ertuğrul Bey'imiz gitti ya...
-
...pusatsız kalmayın istedim.
-
(Deli Demir) Hem onun içi rahat eder...
-
...hem de benim.
-
Neyse, ben ocaktayım ama gözüm çadırda.
-
(Deli Demir) Bir isteğiniz olursa çekinmeyin.
-
Koca obada ne olur ki?
-
(Müzik - Yaylılar)
-
Bak kızım...
-
...Ertuğrul benim evladım sayılır.
-
O yüzden onun ricasını kırmak olmaz.
-
(Müzik - Yaylılar)
-
İşte bu kötü oldu.
-
(Müzik - Yaylılar)
-
(At koşma sesi)
-
(At kişnemesi)
-
Bu taraftan gideceğiz.
-
(Doğan Bey) Ertuğrul'a söyle de atlar biraz dinlensin. Çatlayacak hayvanlar.
-
Onun aklı Halime'de. Obadan ayrılmadan ona yetişmek istiyor.
-
Cesaretin varsa sen söyle.
-
Beyim...
-
...biz çatlasak olur da atlar çatlayacak.
-
Beyim, şu dere kenarında nefeslensek?
-
(Ertuğrul) Şu aşağıda dinlenelim. Gün doğmadan yola çıkarız.
-
(Ertuğrul) Doğan, ateş yakın.
-
Başım gözüm üstüne beyim.
-
(Müzik - Gerilim)
-
Sessizce beni takip edin.
-
(Müzik - Gerilim)
-
(Müzik - Dombra)
-
(Müzik - Vurmalılar ve yaylılar)
-
(Öksürük sesi)
-
(Müzik - Yaylılar ve dombra)
-
(Adam) Şş...
-
Selamünaleyküm.
-
Aleykümselam.
-
Ne olmuş hayvancağıza?
-
Bu halde buldum.
-
(Adam) Kim bilir hangi avcının elinden kaçarken bu hale düşmüş.
-
O avcı benim galiba.
-
Bu avını elinden kaçırdığına göre pek iyi bir avcı değilsin evlat.
-
Eyvallah derviş.
-
(Adam) Ay güzel gözlüm... Bu koca yiğidin elinden kaçıp kurtuldun ha?
-
Maşallahın varmış.
-
Haydi bre bismillah. Kısa zamanda sıhhatine kavuşasın.
-
(Müzik)
-
Hadi bakalım... Hadi git hadi.
-
(Ertuğrul) Nereden gelip, nereye gidersin?
-
Haydan gelip huya gideriz.
-
(Adam) Ya sen?
-
Halep'e gideriz.
-
Ha... Öyleyse hep gözünüz açık olsun.
-
(Adam) Kurda kuşa yem olmayın. Buraların havası pusludur.
-
Pusta kaybolmayın.
-
Bana ismini bağışlar mısın?
-
Endülüslü İbn'i Arabi.
-
(Müzik)
-
Vakit geldi.
-
Atlar?
-
(Halime) Atlar hazır.
-
Eyerlerini samanlığın altına gömdüm. Eyerleyip hemen yola çıkacağız.
-
Başlarında nöbetçi yok.
-
Dayanabilecek misin baba?
-
Bunu yapmak zorundayız.
-
(Ateş sesi)
-
(Müzik - Dombra)
-
(Halime dış ses) Yolun açık olsun. Güneş tenini yakmasın.
-
(Halime dış ses) Yağmur canını üşütmesin.
-
Ayağına taş değmesin. Su gibi git...
-
...su gibi dön obana.
-
(Müzik - Dombra)
-
Bamsı...
-
...uyuyor mu?
-
Yok. Halime bacımı düşünüyor.
-
Yavaş konuş, yavaş.
-
Ulan bak benimle böyle konuşma.
-
(Turgut) Yeter! Susun.
-
Hadi uyuyun artık.
-
Susun!
-
(Müzik - Dombra)
-
(Kara Toygar) Rahatla biraz Titus.
-
Dün doğmadan...
-
...ikimiz de istediğimizi elde edeceğiz.
-
Düşmanları küçük görmek, aptallara mahsustur Kara Toygar.
-
Ustaca hazırlanmış bir pusudan...
-
...kimse kurtulamaz Titus.
-
Hiç kimse.
-
Deli Demir'i ben hallederim. Siz işi sessizce bitirin.
-
Hadi.
-
(Ateş sesi)
-
(Müzik - Gerilim)
-
(Müzik - Aksiyon)
-
(Müzik - Gerilim)
-
Bu dizinin betimlemesi Tekden Film tarafından Sesli Betimleme Derneğine yaptırılmıştır.
-
Erişim: www.seslibetimlemedernegi.com
-
Sesli Betimleme: Emine KOLİVAR
-
Ses: Emine KOLİVAR
-
Alt yazı: Tugay ÇİFTCİ / Fatih KOLİVAR / Çağrı DOĞAN
-
İşaret Dili: Hasan Hüseyin KORKMAZ
-
Kontroller: Beliz COŞAR / Zerrin YILMAZ / Samet DEMİRTAŞ
-
Teknik yapım: Murat Çağlar ÖZÇELİK / Havva FAYDALI
-
(Müzik - Jenerik)