The Restless 720p Bluray HD movie 중천

It is believed that when a person dies, their soul spends 49 days in Jungcheon, or Purgatory, before their eternal fate is decided -- heaven, hell or rebirth. That's where accomplished demon hunter Yi Kwak finds himself as he lies on the edge of death in our world. Blessed with astounding swordsmanship and the uncanny ability to see the evil spirits invisible to most, Yi enlisted with the royal squad of elite demon exterminators, the Chuhyongdae, following his fiancée's tragic death. In Jungcheon, he finds Yon-hwa again, but she does not recognize him --- she is a spirit of the afterlife now, severed from earthly memories. Moreover, she is deeply entangled in a great war between the white-clad warriors of reincarnation and a swarm of dark spirits determined to forever shatter the cycle of life and death. The battle is desperately close to a terrifying conclusion, so Yi must draw his sword to defend the woman he loves and all they holds dear --- and confront the same soul that was once like a father to him.

Birleşik Shilla Krallığının
sonu geldiğinde,

Kraliyet ailesi lükse ve
yolsuzluğa gömülmüştü,

lordlar isyanlar
ve savaşlar çıkarıyordu.

Kraliyet İblis Avcıları,
Chuyongdae,

halk adına bir isyan başlattı,
ama sonu bozgun oldu.

Halk hırsızlara ve sığınmacılara
dönüştü, ve iblislerden

kaçmak için canlı kurban sundular.
Bu tam bir kargaşa dönemiydi.

THE RESTLESS
- HUZURSUZ DİYAR -

İmdat!

Yardım edin!

İmdat!

Ölmek istemiyorum!

Onun yerine bunu ye,
ve cehennemine dön.

Burası artık
sizin dünyanız değil.

Şarap mükemmel.

Söylentiler doğruymuş.

Emekleriniz için para yerine

sadece yemek verebildiğimiz
için özür dilerim.

Eh, zaten ben de
bunu şarap için yapmıştım.

Hem bu Kimchi nefis.

Chuyongdae yok edildiği için,

bir daha asla bir iblis avcısı
bulamayacağımızı sanmıştım.

Ama işte, senin gibi
harika bir avcımız var.

Allahın sevgili kullarıymışız.

Oh, ben sadece bir berduşum.

Sırası gelmişken,
öldürmemiz gereken biri daha var.

Yl Gwak, Chuyongdae'nin
baş askeri.

Köyümüze geldiğiniz için
teşekkürler.

Hepiniz ne yapıyorsunuz?

O, köyümüzün kurtarıcısı!

Yiyeceğimiz kalmadı, onun
başına konan ödülü almalıyız.

Alçaklar!

- Şaraba uyku hapı koyduk.
- Askerleri de çağırdık!

O halde,

uyumadan önce gitmem gerek.

Affedersiniz, neredeyim?

Oh, Tanrım! Öğğk!

Buraya gelmeden...

Tanchi Hamamında
yıkanmalıydın önce.

'Tanchi' nesi?

Leş gibi kokuyorsun.

Bu kaç?

Evet, yine intibak eksikliği.

Kulağını aç da dinle.

Burası, ruhların yeni bir beden
için 49 gün kaldığı 'Aracennet'.

Yani, başka deyişle, sen ölüsün.

Ne?

Çok şaşırdığından eminim.

Başlangıçta doğaldır.

Sokakta ölmüş olmalısın.

Ama huzurlu bir şekilde,
çünkü vücudunda yara bere yok.

Bu kadar uzun boylu
olmak için ne yedin?

Ölmek seni üzmesin.

49 gün hayır işleri yap,

ve yine insan olarak
doğmak için dua et.

Aracennet mi?

Yine mi? Bu kadar iyi olma!

Çaresiz birini
görmezden gelemiyorum.

Sersem.

Beni izle. Sana Aracennet'te
kılavuzluk edeceğim.

Ne cüretle bana
bunu giydirirsin?

Tam bir sersem.

İster kral ol, ister dilenci,
burada hepimiz aynıyız.

Elbiselerini değiştirmek
için çizgide dur.

Onlara isim kartını göster.

Görüşürüz.

İsim kartı mı?

Sahiden de aptalsın.

Ölüyken bunu alırsın.

Zalim Orakçı'yla
karşılaşmadın mı?

Kılıçlı, beyaz giysili adam.

Bu da nesi?

Burada!

- Nerede?
- Orada.

Onda bir tuhaflık olduğunu anlamıştım.
Tanchi Hamamına bile gitmemiş.

Haklısın.
Ne zaman öldün?

Dün müydü? Belki de bugündü?

Oh, yarabbim.

Dün ya da bugün ölen tek
sen misin zannediyorsun?

Şuna bak. Burada seni nasıl bulayım?
Bana adını ve öldüğün tarihi söyle.

Yl...

Yl Gwak. Tamam.

Bakalım.

Bir Yl Gwang var...

Evet?

Ama hiç Yl Gwak yok.
Burada neler oluyor?

Ne oldu?
Nedir bu?

Ruhlar bunu yapamaz.

O zaman, yaşayan biri mi?

Ölü değil mi?

Yaşayan bir insan mı?

Yaşayan varlıklar
buraya nasıl girebilir?

Hey! İnsan!

Dur!

Herkes, durun!

Bu sokaktan kaçan
ruhlara yardım edin!

Diğer orakçıların ve
Baş meleklerin hepsi öldü.

So-hwa, önce sen kaçmalısın.

- Buradan hemen gidin!
- Çabuk olun!

Gidin buradan!

So-hwa, lütfen git.

So-hwa'yı koruyun!

So-hwa!

Yon-hwa, dikkat!

Ağabey.

Kimsin sen?

- Yon-hwa.
- Yon-hwa mı?

Yon-hwa, benim!

Yaklaşma!

Yon-hwa, benim, Yl Gwak.

Ben Yl Gwak.

Beni tanımadın mı?

Yaşayan varlık mısın?

Hayaletleri gören benim!

O değil! Acıyın!

Bu cadı hayaletleri çağırıp,
köyü harabeye çevirdi.

Öldürün onu!

Hayır! Hayır! Hayır!

Yon-hwa!

Yon-hwa...

Yl Gwak...

Kıpırdama.

Korkma.
Ben So-hwa'yım, bir Chuneen.

Beni sen kurtardın, değil mi?

O halde Ak Orakçılar...

Burada bir isyan çıktı.

İblislerin girişini engellemek için
Aracennet'in kapılarını kapadık.

Ama sen bir şekilde
içeri girivermiş olmalısın.

Şimdilik köye dön.

İşleri hallettikten sonra,
gitmene izin vereceğim.

Beni kurtardığın için
teşekkür ederim.

Ne?

'Chuneen' nedir?

Ne?

Sen, Chuneen dedin.

Chuneen anıları ve acısı
olmayan göksel bir varlıktır.

Hiç anıların yok mu?

Yok, çünkü ben bir Chuneen'im.

Senin anıların...

Anılarını yitirdin mi?

Evet.

Yitirmişsin.

Bu benim hatamdı.

Seni korumadığım için
benim hatam.

Acı mı çekiyorsun?
Bu 'Yin' enerjisi.

Böylesine derin soluk alma.

Oh, Tanrım.

Ne oldu?

Seni bir daha asla
yalnız bırakmayacağım.

Asla.

Bütün Ak Orakçıları öldürdük,
ama So-hwa'yı yakalayamadık.

Haberleri getirsinler diye
kara kuşları yolladım.

Chun-hon'un Kutsal Taşı
öldürdüğümüz Chuneen'lerde yoktu.

O halde So-hwa'da olmalı.

Ona yardım edecek kimse yok,
yakalamak kolay olacak.

Gidip onu yakalayacağım.

Ama So-hwa'yı kurtaran
Yl Gwak'tan başkası değildi.

Ruhlar 'Jajak Kılıcı' kullanamaz.

Öyleyse Yl Gwak canlı olmalı.

Burası ruhların canlı
kokusundan arındıkları yer.

Burada yedi günlük bir yıkanmayla

Aracennet'in 'Yin'
enerjisine uyum sağlarsın.

Bu banyoyu boşaltın.

Peki, hanımefendi.

Ne bekliyorsun?
Girsene.

Peki.

Neden bu kadar çok
yara izin var?

Çok şey atlatmış olmalısın.

Chuneen'ler başkalarının
aklını okuyabilir.

Sen iyi birine benziyorsun.
İyi bir adama.

Niye giysilerini çıkarıyorsun?
Öylece gir.

Ne?

Yarım gün suda kal.

Vücudundaki o koku gidecek.

Yarım gün suda nasıl durabilirim?

Onun su olduğuna inandığın
için o su gibi görünür.

İnanmazsan, görünmez.

Bunu yapabilirsin.

Ban-chu gücünü,

yaşayanların anılarını sildiği
Yansıma Havuzundan aldı.

Onun gücünden kurtulmanın
tek yolu, dolunay çıktığında

ruhumu havuza koymak.

Aracennet yok olursa,
ölüler Cennete giremez,

ve bu dünyada bir daha
hiç doğan olmaz.

Aracennet'i korumalısınız.

Ben 'Kutsal Taş'ımı
So-hwa'ya vereceğim.

Efendi Chun-hon.
Ama ben sadece bir çömezim.

Bu görevi yerine getiremeyecek
kadar güçsüzüm.

So-hwa.

En çok senin aklın
insanlarınkine benziyor.

Seni bu yüzden seçtim.

İnsanlara inanıyorsun.
Bu düşünceni değiştirme.

Aydınlığa eriştiğinde,

bundan büyük kuvvet alacaksın.

Efendi Chun-hon,
bu gücü bana verin.

- Bu yeterli mi?
- Oh, hayır,

yine mi sen?
- O nerede?

Demek So-hwa'nın köye götürmemi
istediği adam sensin?

Onun nerede olduğunu sordum.

Yon-hwa!

Yon-hwa!

Yon-hwa!

Yon-hwa!

Hyo!

Yl Gwak, çok zayıflamışsın.

Efendi Ban-chu seni bekliyor.

Artık tanrılara inanmasam da,

bir tek şey için onlara
teşekkür etmeliyim.

Hala seninle bağlantı
kurmama izin veriyorlar.

Hayatta olduğun için
teşekkürler.

Efendim.

İyi gözlerin var.

Bu yüzden hayaletleri
gören sendin, o değil.

Bizler Kraliyet İblis Avcılarıyız.

Chuyongdae.

Bize katılır mısın?

Jajak Kılıcı, Cennete giden
yolda ruha kılavuzluk eder.

Bunu sadece
bir insan kullanabilir.

Bu artık senindir.

Gökyüzüne, yeryüzüne,

ve insanlara doğru gözlerle bak.

Ve kılıcın anlamını hatırla.

Şu anda, Chuyongdae'ye liderlik
etmesi için Yl Gwak'ı atıyorum.

Chuyongdae'nin bütün
gücü onda olacak,

ve saraydaki tüm
törenleri yönetecek.

Şimdi sana ne diyeceğiz?
Efendi Yl Gwak mı?

- Yapma, aramızda bu tuhaf kaçar.
- Neden olmasın?

- Gidelim!
- Gidip bir içki içelim!

Yon-hwa'yı mı düşünüyordun?

Bende de böyle bir şey var.

Bu, karıma ait.

Chuyongdae'nin baş askeriyken,

hamile karıma tecavüz edildi.

Sonra, onu bağışlamam için
yalvararak

canına kıydı.

Polis bunun sorumlusu olarak
bir dilenciyi idam etti,

ama başından beri
karıma tecavüz edenlerin

soyluların oğulları
olduğunu biliyordum.

Şimdi sarayda
bakanlık yapıyorlar.

Geri adım attım ve bekledim,

ama bu ülkede adalet
diye bir şey yok.

Güçsüz insanlar acı çekerken,
güçlüler semiriyor.

Bu gece Chuyongdae
başkente saldıracak.

Yl Gwak, birlikte gidelim.

Yl Gwak!

Şimdi uygun zaman değil.

Bu şekilde gidersen,

herkes boşuna ölecek.

Cevabın bu mu?

Efendim, lütfen
bir daha düşünün.

Efendi Ban-chu'yu koruyun!

Woong-gul!

Hyo!

Efendim.

Gidin buradan.

Size biraz zaman kazandıracağım.

Bu daha başlangıç.

Hala dünyayı
değiştirmeye mi çalışıyorsun?

- Bu isyanı bu yüzden mi
başlattın? - Yl Gwak.

Sebepsiz yere kan dökmem.

Şayet Chun-hon'un Kutsal
Taşını ele geçirirsem,

artık hiç kurban olmayacak.

Evet.

O tıpkı Yon-hwa'ya benziyor.

Sadece anılarını yitirmiş,
hepsi bu.

Hiçbir şey hatırlamıyorsa,

o artık o kişi değildir.

Haklı bile olsan,
o artık bir Chuneen.

Bir daha seni
asla hatırlamayacak.

Bu mesajı ona ilet.

Ölümleri durdurmak için tek yol
olan Kutsal Taşı bana versin.

Ama bu...

Sana güveniyorum.

Gücümü tamamlamak için dolunayın
enerjisini değiştirmeliyim.

Gücüm tamamlanıncaya dek
kıpırdamayacağım.

Dolunayı çabuklaştırmak için
Yansıma Havuzunu kullanacağım.

İblis Avcıları mı?

İblisleri kullanarak isyan
çıkarma gücü edinmişler.

Chun-hon'un
'Kutsal Taşı' nedir?

Peşine düştüğün o mu? Bu yüzden mi
beni kurtarma numarası yaptın?

- Ben düşmanın değilim. - Bana
yalan söyleme. Beni aldattın.

Zihinleri okuyabildiğini
söylemiştin, değil mi?

O zaman benimkini oku.

Seni asla aldatamam.

Söz vermiştin,

beni unutmayacağına,

beni sonsuza dek
hatırlayacağına.

Efendi Ban-chu'nun emri.
Siz ikiniz. So-hwa'yı yakalayın.

Yaşayan Dünya'ya açılan
kapının anahtarı Kutsal Taş'tır.

Dolunayın gelişini
çabuklaştırırsa,

o zamana dek onu
ele geçirmesi gerek.

Ama ya Yl Gwak yolumuza çıkarsa?

Uçurun kellesini.

Çok güzel.

Düşmanım değilsen bile,

bunları bildiğin için
seninle olamam.

Yl Gwak gerçek bir ağabey gibi
bize kol kanat gerdi.

Onu öldürmek zorunda mıyız?
- Her şey Yl Gwak'a bağlı.

Ağabey.

Emri aldık.

Güçlü ol.

Burada kalmak yaşayan biri için
ne kadar tehlikeli, biliyor musun?

Yin enerjisi yaralarına işler
ve ölürsün.

O zaman tekrar doğamazsın.

Neden ve nasıl buraya geldim?

Seni niye önemsemem
gerektiğini bilmiyorum!

Neden beni kurtardın?

Neden karşıma çıktın?

Yl Gwak, lütfen uzaklaş.

Tek istediğimiz Kutsal Taş.

Woong-gul.

Ondan uzak dur.

Bu senin meselen değil.

Bize engel olursan,
geriye tek yol kalır.

Bu şekilde savaşamayız.

Beni öldürebilirsin,
ama onu değil.

Kaç.

Git buradan!

Artık sana
saygı göstermeyeceğim.

Burada dikilip, hepinizin böyle
değiştiğini görmeye dayanamam.

Woong-gul.
Yl Gwak'ı bana bırak.

Keşke daha iyi koşullarda
karşılaşabilseydik,

şimdilik bu imkansız görünüyor.

Sen olmasaydın, Yl Gwak'la
savaşmak zorunda kalmayacaktım.

Woong-gul.

Yl Gwak.

Yl Gwak!

Yine kendi kafana göre hareket
edersen, bağışlanmayacaksın.

Bunca yolu kurduğunuz
dünyayı görmek için geldim.

Ama Yl Gwak bir hain,

o halde niçin onu
bu kadar önemsiyorsunuz?

Yeo-wi, yeter!

Onu hala baş asker
olarak mı düşünüyorsunuz?

Sana bir kez daha söylüyorum.

Bırak Yl Gwak bana gelsin.

Benzer acıları yaşadığımız için,

onu anlıyorum.

Ama,

yakında, anılarının kendisini
aldattığını fark edecek.

Aşkın geçiciliğini anlayınca,

dünyanın ona çektirdiği
acıyı görecek.

Yeo-wi, nereye gidiyorsun?

Aptalca bir şey yapma.

Uyan artık, Hyo.

O seni asla umursamadı.

Efendi Ban-chu tereddüt ederse,
Yl Gwak'ı bizzat ben öldürürüm.

Böylesine sefil ve zavallı
oluşuma katlanamıyorum.

Daha güçlü olsaydım,
Aracennet bu hale gelmezdi.

Sen de bu çöplükte olmazdın.

Onlardan öyle çok
nefret ediyorum ki.

Değişmeyeceğime söz verdim,

ama gittikçe daha da
kötüleştiğimi hissediyorum.

Değişemezsin.

Sana yardım edeceğim.

Sana öfkelendiğim için
özür dilerim.

Unut gitsin.

Bir yerin acıyor mu?

Yok, ben iyiyim.

Peki.

Benim için mi üzülüyorsun?

Hayır. Sadece yaşayan bir varlık
olduğun için üzülüyorum.

Elim soğuk değil miydi?

- Ne?
- Ruhlarda hiç sıcaklık olmaz.

Hayatımda ilk defa
canlı birinin elini tuttum.

Ve kalbimin atmasını istedim.

Zararsız bir yabani ot.

Buralarda ender bir bitkidir.

Hiç kokusu yok.

Burası ruhların düşünceye daldığı
ve günahları için tövbe ettiği köydür.

Buradan bir kayık bulursan,
Yansıma Havuzuna ulaşabiliriz.

Tamam da, peki köy nerede?

O kokuyu duymazlarsa
ruhlar yok olur.

Ne oldu?

Uyan!

Yl Gwak...

Bunu giymek ve ölmek istiyorum.

Çünkü bunu senin için giymeyi
dileyerek hazırladım.

Ama ölmek istemiyorum.

Yaşamak istiyorum.

Değişmeyeceğine dair

söz ver bana.

Beni ilk gördüğün zamanki gibi,

yeteneklerinle insanları koru.

- Seni yalnız bırakmayacağım.
- Söz veriyorum.

Seni asla unutmayacağıma
söz veriyorum.

Daha ne kadar
onu kullanacaksın?

Kendini kandırma.

Yl Gwak'la olan bendim,
sen değil.

Onun anılarının kabuğundan
başka bir şey değilsin sen.

Hyo.

Durun.

Seninle savaşmak istemiyorum.

Ama Yl Gwak...

Bir daha yoluma çıkarsan,

seni öldürürüm.

Bir yerin mi acıyor?

Neyin var?

Yaşayanlar için
ölüm acı bir şey, değil mi?

Çünkü bir daha sevdiklerini
göremeyecekler.

Ama anılarında yaşayarak
sadece acı çekerler.

Yazgıları tamamlanmışsa bile,

yeniden doğumda
yine karşılaşmaları gerekir.

Yani demek istediğim...

Konuyu değiştirelim.

Şimdi gitmeliyiz.

- Dur bir saniye.
- Hey, pulum bitti.

Bu da Aracennet'te
gerekli bir aşama mıdır?

Bunu sevdim.

Teşekkür ederim.

Nefis görünüyor.

Oğlum bana çok bağlıdır.

Kızartmaları sevdiğim için,

her anma yıl dönümü gününde
bana bol bol gönderir.

Buyur, genç adam.

Çok teşekkür ederim.

Teyzeciğim,
bunun hiç tadı yok.

Nefismiş. Bir tane daha
alabilir miyim?

Sen de daha ister misin?

Nedir bütün bunlar?

Aracennet'te
bunların hepsi yasak.

Affedersin ama, böyle korkutucu
bir surat takınmana gerek yok.

Anılarını silmezsen,
yeni bir hayata başlayamazsın.

Benden mi söz ediyorsun?

Onu gördüm.

Hayatını tehlikeye atarak beni
korumanın sebebi o, değil mi?

Ama ben o değilim.

Bende gördüğün şey
sadece senin anıların.

Evet, bana Yon-hwa'yı
hatırlatıyorsun!

Keşke, beni önceden
gördüğün gibi görsen,

ve adımı yine
eskisi gibi sevgiyle söylesen.

Bunu dilerdim.

Bunda ne kötülük var?

Kalbin burada her şeyi
hissettiğini söylemiştin.

İşte, benim kalbimin
hissettiği de bu.

Hem, bu senin meselen değil ki.

Evet, artık benim meselem.

Bana böyle bakmana dayanmak
ne kadar zor, biliyor musun?

Hey, çocuklar!
Yoldan çekilin!

Bu bir evlilik yürüyüşü.

Hey, siz ikiniz
ne yapıyorsunuz burada?

Oh Tanrım, So-hwa!

Changbushin!

Çok üzgünüm.

Ben sadece bir müzisyenim,
sana bir yardımım olamaz.

Ama burasını bilmiyorlar,
bu yüzden,

yok diye düşünüyorlar.

Dolunaya kadar Yansıma
Havuzuna ulaşmamız gerek,

ama bu Gizli Tapınakta kaybolduk.

Oh, çok özür dilerim, So-hwa.

Aslında, bu sokağı
ben inşa ettim.

Ama sabaha her şey düzelir.

Dolunaya iki gün kaldığına
göre, yarın öğleden sonra

Yansıma Havuzuna ulaşabilirsin.

Dikkat et!

So-hwa...

Neden anılarından
vazgeçmek istemiyorlar?

Acıdan başka bir şey değiller ki.

Acı değil.

İnsan için onlar
hayatın ta kendisi.

İster mutlu olsunlar,
ister hüzünlü,

coşkulu, ya da yaralı,

hatta iyi ya da kötü olsun,

duyguları anıların
masum olduğunu söyler.

Aşktır bu.

Bu yüzden dünyada umut var.

Daha güzel bir dünya arıyorlar.

Ama dünyayı onların ellerine
bırakmak tehlikeli değil mi?

So-hwa, bizler de
bir zamanlar insandık.

Sen de aşkı hissetmiş olmalısın,

acıyı, sevinci ve hüznü.

Tüm yapabileceğimiz onların
masumiyetini korumak.

Açık konuşursam,
bu sokağı bu yüzden inşa ettim.

Yeniden doğacakları
zamana dek eğlenmeleri için.

Bu çift senden
nikahlarını kıymanı istiyor.

Ne?

Ama ben...

Bu çifti kutsamak harika olurdu.

Teselli Ağacı'nın kudretiyle
aşkınızın, sevginizin

sonsuza dek sürmesini dilerim.

Köyde bir salgın
hastalık olmuştu.

Annesi için üzüldüğünden,
gidemeyen bir ruh gördüm.

Bunu Yon-hwa'ya söyledim,

o da ruhun annesine söyledi.

Ruh sonunda
bu dünyayı terk etti,

ve annesi teselli buldu,

ama hayaletleri köye
Yon-hwa çağırdı dediler.

O ölürken,

ben hiçbir şey yapamadım.

Hepsi benim hatamdı.

Benim için bir şey yapar mısın?

Ölürsem,

ve bir insan olarak yeniden doğarsam,

lütfen Yon-hwa'yı yine
görmeme izin ver.

Burada kalman gerek.

Bir Chuneen olarak,
artık işleri ben halledeceğim.

İnsan olduğuna göre,
artık peşimden gelemezsin.

Changbushin! Changbushin!

Sakin olun.
Ne oldu?

Mesele nedir?

Hadi! Çabuk olun!

- Neler oluyor?
- Bu tam bir delilik!

So-hwa onlarla tek başına
savaşmaya gitti!

Burada olduğumuzu
nasıl öğrendiler?

Hey, nereye gidiyorsun?

Hemen gidin buradan!

Bu iyiydi.

Bir Chuneen'in
bu tür bir gücü var mı?

Gitme, Yl Gwak.

Yolumdan çekil, Hyo.

Eğer gitmezsen,
her şey sona erecek.

Yine birlikte olabiliriz.

O Chuneen'i mi seviyorsun?

Yanında bir yoldaş olarak değil,

bir kadın olarak durmak istedim.

Ama sen bana
bir kez bile öyle bakmadın.

Eğer istediğin buysa,

ne olursa olsun yapacağım.

Hemen Yansıma Havuzuna git!

Artık bunu seyretmeyeceğim.

Chuyongdae dünyayı
değiştirme gücüne sahipti.

Ama sen o gücü nasıl
kullanacağını bilmiyordun.

Her şeyi mahvettin!

Chuyongdae'nin gücü, dünyayı...

...korumak için kullanılmalıydı,
değiştirmek için değil.

İşte bu yüzden hepinizi
durdurmak zorundayım.

Kapa çeneni!

Bunu sen seçtin.

Bunun sonunu sana göstereceğim.

Değişme.

Yl Gwak!
Yl Gwak!

Onun gibi, ben de...

... seni kalbimde
saklamak istedim.

Ve bu beni mutlu eder sandım.

Yl Gwak.

'Yin' enerjisi çoktan
onun vücuduna yayılmış.

Artık çok geç.

Hayır, böyle ölmesine
göz yumamam.

Benim hatamdı.

Onu bu hale ben getirdim.

Denedim...

Yaşam ve ölüm cennetin
yasalarına bağlıdır.

Ona kutsal enerjiyi verirsen,
hayata geri dönebilir.

Ama cennetin yasalarını
çiğnemen gerek.

Bunu yaparsan,
milyarlarca yıl acı çekeceksin,

ve insanların dünyasına
geri döneceksin.

Yon-hwa.

Sensin, değil mi?
Yon-hwa.

Benden vazgeçmene izin
verdiğim için beni bağışla.

Sana verdiğim sözü tutmak için
elimden gelen her şeyi yaptım.

So-hwa, dolunay.

Sana olan inancımın ödülü
bu mu olacaktı? Yl Gwak.

Beni anladığına inandım,

ama sen de acınılası,
zavallı bir insansın.

Aşk sadece bir hayal.

Saygısızlık. Açgözlülük. Nefret.

İnsanlar dünyayı çok daha
acı veren bir yer yapıyor.

Yeniden doğuş
insanları değiştirmez.

Efendim.

Her şey yeniden başlamalı.

Ve ben gücümü tamamına erdirmek
için her şeyden vazgeçtim.

Ama sen, bana
ve kardeşlerine ihanet ettin,

anılarında yaşayan
umutsuz bir aşkı korumak için.

Dünyayı değiştirecek olan şey,
insanlara ve dünyaya olan sevgidir.

Sizin istediğiniz ise
başından beri, hatta şimdi bile,

dünyadan sadece intikam almak.

Hemen gitmeliyiz.

So-hwa!

Kutsal Taş asla alınmayacak!

Dikkatle bak, Yl Gwak.

Aşk dünyayı değiştiremez.

Karşı koyma.

Hiçbir şey değişmeyecek.
Sadece acı daha şiddetlenecek.

Havuz çoktan değişti.

Bedenindeki Kutsal Taş
Yaşayan Dünya'ya açılan yol.

So-hwa!

Yl Gwak!

Dayan.

Sana geleceğim.

Jajak Kılıcı,

Cennete giden yolda
ruhlara liderlik eder.

Bunu sadece senin için yapacağım.

Aşk için hayatından vazgeçmek

en kolay yol.

Yl Gwak!

Havuzun gücünden
vazgeçecek misin?

Kutsal Taşı kabul ettin.

Vücudunu suya bırakırsan,

yok olacaksın.

Bu zavallı insan için
bunu yapabilir misin?

Evet, yapabilirim.

Çünkü onu seviyorum.

Yl Gwak!

Artık kokusunu duyabiliyorum.

Elin öyle sıcak ki.

Yine karşılaşacak mıyız?

Seni sonsuza dek hatırlayacağım.