Return to Video

317 gün rehin tutuldum. İşte düşündüklerim…

  • 0:01 - 0:04
    Onları unutamam.
  • 0:04 - 0:08
    İsimleri Aslan, Alik, Anderi,
  • 0:08 - 0:13
    Fernanda, Fred, Galina, Gunnhild,
  • 0:13 - 0:18
    Hans, Ingeborg, Matti, Natalya,
  • 0:18 - 0:23
    Nancy, Sheryl, Usman, Zarema,
  • 0:23 - 0:25
    ve bu liste daha uzun.
  • 0:26 - 0:30
    Birçoğu için, onların varlığı, insanlığı
  • 0:30 - 0:33
    ''güvenlik kazaları'' olarak,
  • 0:33 - 0:37
    istatistiklere kaydedildi.
  • 0:37 - 0:39
    Benim için, onlar iş arkadaşıydı.
  • 0:39 - 0:43
    İnsani yardım çalışanları
    topluluğuna bağlıydılar.
  • 0:43 - 0:45
    90'larda Çeçenya savaş mağdurlarını
  • 0:45 - 0:50
    biraz olsun rahat ettirmek istemişlerdi.
  • 0:50 - 0:54
    Onlar birer hemşire,
    lojistikçi, sığınak uzmanı,
  • 0:54 - 0:57
    hukukçu, çevirmendiler.
  • 0:57 - 1:01
    Bu hizmetleri için öldürüldüler,
  • 1:01 - 1:04
    aileleri darmadağın edildi
  • 1:04 - 1:07
    ve hikayeleri büyük ölçüde unutuldu.
  • 1:07 - 1:10
    Kimse bu suçlardan dolayı mahkum olmadı.
  • 1:11 - 1:13
    Onları unutamam.
  • 1:13 - 1:15
    Onlar sanki benim içimde yaşıyorlar,
  • 1:15 - 1:18
    anıları her günüme anlam veriyor.
  • 1:18 - 1:23
    Aynı zamanda hiç aklımdan çıkmıyorlar.
  • 1:23 - 1:25
    İnsani yardım çalışanları olarak,
  • 1:25 - 1:28
    yardım, konfor ve koruma sağlamak için,
  • 1:28 - 1:33
    mağdurun yanında durmayı tercih ettiler
  • 1:33 - 1:36
    fakat onlar korumaya ihtiyaç duyduklarında
  • 1:36 - 1:37
    kimse yoktu.
  • 1:38 - 1:41
    Bu günlerde Irak veya
    Suriye'deki savaşla ilgili
  • 1:41 - 1:44
    gazete manşetlerini görüyorsunuzdur:
  • 1:44 - 1:48
    Yardım çalışanı kaçırıldı,
    rehin infaz edildi
  • 1:48 - 1:50
    Peki onlar kimdi?
  • 1:50 - 1:52
    Neden oradaydılar?
  • 1:52 - 1:54
    Onları ne motive etti?
  • 1:54 - 1:58
    Nasıl bu suçlara karşı duyarsızlaştık?
  • 1:58 - 2:01
    Bu nedenle bugün buradayım.
  • 2:01 - 2:04
    Onları hatırlamanın daha iyi
    yollarını bulmalıyız.
  • 2:05 - 2:11
    Hayatlarını adadıkları
    değerleri anlatmalıyız.
  • 2:11 - 2:15
    Ayrıca adalet talep etmeliyiz.
  • 2:16 - 2:18
    1996 yılında
  • 2:18 - 2:22
    BM Kuzey Kafkasya Mülteciler Yüksek
    Komisyonu tarafından görevlendirildiğimde
  • 2:22 - 2:24
    bazı riskleri biliyordum.
  • 2:24 - 2:26
    Beş meslektaşım öldürülmüş,
  • 2:26 - 2:28
    üçü ağır yaralanmış,
  • 2:28 - 2:30
    yedisi rehin alınmıştı.
  • 2:30 - 2:32
    Bu yüzden dikkatliydik.
  • 2:32 - 2:36
    Zırhlı araçlar,
    aldatıcı arabalar kullanıyor,
  • 2:36 - 2:39
    seyahat şeklini ve evleri değiştiriyor,
  • 2:39 - 2:42
    her türlü güvenlik önlemini alıyorduk.
  • 2:43 - 2:49
    Buna rağmen, Ocak 1998'de
    soğuk bir kış gecesi sıra bana gelmişti.
  • 2:49 - 2:53
    Bir koruma ile beraber
    Vladikavkaz'daki daireme girdiğimde
  • 2:53 - 2:55
    silahlı kişiler etrafımızı sardı.
  • 2:57 - 2:59
    Korumayı yere yatırdılar,
  • 2:59 - 3:02
    onu gözlerimin önünde dövdüler,
  • 3:02 - 3:04
    bağladılar, sürükleyerek uzaklaştırdılar.
  • 3:06 - 3:10
    Silah susturucusu ensemdeyken
    ellerim kelepçelendi,
  • 3:10 - 3:14
    gözlerim bağlandı
    ve diz çökmeye zorlandım.
  • 3:14 - 3:16
    Bu başınıza geldiğinde,
  • 3:16 - 3:19
    düşünmeye ve dua etmeye vaktiniz yoktur.
  • 3:20 - 3:23
    Hayatım bir film şeridi gibi
  • 3:23 - 3:27
    gözlerimin önünden geçti.
  • 3:27 - 3:30
    O maskeli adamların
  • 3:30 - 3:33
    beni öldürmek için orada
    olmadığını uzun zaman sonra anladım
  • 3:33 - 3:37
    fakat bir yerlerdeki birileri onlara
    beni kaçırılmalarını emretmişti.
  • 3:39 - 3:43
    İnsanlıktan çıkarma süreci
    o gün orada başladı.
  • 3:43 - 3:47
    Artık eşyadan farksızdım.
  • 3:49 - 3:51
    Normalde bunun hakkında konuşmam,
  • 3:51 - 3:56
    ama o 317 günlük esaretin birazını
    sizinle paylaşmak istiyorum.
  • 3:57 - 4:00
    Yer altında bir hücrede tutuldum,
  • 4:00 - 4:02
    her gün 23 saat 45 dakika
  • 4:02 - 4:05
    tamamen karanlıktı
  • 4:05 - 4:09
    ve sonra korumalar gelirdi,
    normalde iki kişiydi.
  • 4:09 - 4:11
    Büyük bir parça ekmek,
  • 4:11 - 4:14
    bir kase çorba ve bir de mum getirirlerdi.
  • 4:15 - 4:19
    Mum 15 dakika yanardı,
  • 4:19 - 4:23
    15 dakikalık eşsiz aydınlık.
  • 4:23 - 4:27
    Sonra onu alırlardı ve
    ben karanlığa dönerdim.
  • 4:29 - 4:33
    Yatağıma metal kabloyla zincirlenmiştim.
  • 4:33 - 4:36
    Sadece dört küçük adım atabiliyordum.
  • 4:37 - 4:41
    Beşincinin hayalini kurardım hep.
  • 4:41 - 4:45
    Televizyon, radyo,
    gazete, konuşacak kimse yok.
  • 4:45 - 4:49
    Havlu, sabun, tuvalet kağıdı yoktu,
  • 4:49 - 4:55
    sadece iki metal kova;
    birisi su, diğeri atık için.
  • 4:58 - 5:03
    Gardiyanlar sadistleştiklerinde,
    sıkıldıklarında veya sarhoşken
  • 5:03 - 5:08
    gönül eğlendirmek için yalancı infaz
    yaptıklarını düşünebiliyor musunuz?
  • 5:10 - 5:13
    Yavaşça sinirlerim bozuluyordu.
  • 5:13 - 5:18
    Tecrit ve karanlığı anlatmak zor.
  • 5:18 - 5:20
    Hiçbir şeyi nasıl tarif edersiniz?
  • 5:20 - 5:23
    Akıllılık ve deliliğin arasındaki ince çizgide
  • 5:23 - 5:28
    ulaştığım yalnızlık anlatılamaz.
  • 5:30 - 5:35
    Karanlıkta, bazen hayali dama oynadım.
  • 5:35 - 5:38
    Siyah ile başlayıp,
  • 5:38 - 5:39
    beyaz ile devam edip,
  • 5:39 - 5:42
    karşı tarafı kandırmak için
    sonra yine siyaha dönerdim.
  • 5:43 - 5:46
    Artık dama oynamıyorum.
  • 5:47 - 5:53
    Ailem, iş arkadaşlarım, koruma ve
    Edik'in düşünceleriyle işkence ediliyorum.
  • 5:53 - 5:56
    Edik'e ne oldu bilmiyorum.
  • 5:56 - 5:58
    Düşünmemeye çalışıyordum.
  • 5:58 - 6:01
    Her tür fiziksel egzersiz yaparak
  • 6:01 - 6:04
    zamanımı geçirmeyi deniyordum.
  • 6:04 - 6:08
    Dua etmeyi, çeşitli
    hafıza oyunlarını denedim.
  • 6:09 - 6:13
    Fakat karanlık, normal olmayan
    imge ve düşünceler de yaratıyor.
  • 6:13 - 6:20
    Beyninizin bir tarafı direnmenizi,
    bağırmanızı, ağlamanızı
  • 6:20 - 6:23
    diğer tarafı ise susmanızı
  • 6:23 - 6:26
    ve kabullenmenizi istiyor.
  • 6:26 - 6:30
    Bu sürekli bir içsel tartışma,
    arabuluculuk yapacak kimse yok.
  • 6:31 - 6:36
    Bir gün gardiyanlardan birisi
    saldırgan bir şekilde bana gelip:
  • 6:36 - 6:40
    "Bugün yemek için
    diz çöküp yalvaracaksın." dedi.
  • 6:40 - 6:44
    İyi modumda değildim
    ve ona hakaret ettim.
  • 6:44 - 6:47
    Annesine ve atalarına da hakaret ettim.
  • 6:47 - 6:51
    Tepkisi makuldü:
    yemeğimi çöpe döktü.
  • 6:51 - 6:55
    Bir gün sonra yine aynı istekle geldi.
  • 6:55 - 6:57
    Aynı cevabı aldı,
  • 6:57 - 7:02
    ben de aynı sonuçla karşılaştım.
  • 7:02 - 7:05
    Dört gün sonra vücudum acı içindeydi.
  • 7:05 - 7:10
    Açlığın bu kadar acıttığını bilmezdim.
  • 7:10 - 7:13
    Gardiyanlar bir daha geldiğinde,
  • 7:16 - 7:18
    diz çöktüm,
  • 7:19 - 7:22
    yemek için yalvardım.
  • 7:22 - 7:28
    Teslimiyet bir mum almak için tek yoldu.
  • 7:29 - 7:31
    Kaçırıldıktan sonra,
  • 7:31 - 7:34
    farklı araba bagajlarında
    üç günlük yavaş bir yolculuk sonunda
  • 7:34 - 7:39
    Kuzey Osetya'dan Çeçenya'ya
    transfer edildim.
  • 7:39 - 7:41
    Varınca, Ruslan adında bir kişi tarafından
  • 7:41 - 7:45
    11 gün boyunce sorgulandım.
  • 7:45 - 7:46
    Usul hep aynıydı:
  • 7:46 - 7:49
    biraz ışık, 45 dakika.
  • 7:49 - 7:51
    Mahzene gelirdi,
  • 7:51 - 7:53
    gardiyanlara beni sandalyeye
    bağlamalarını söylerdi
  • 7:53 - 7:56
    ve müziği sonuna kadar açardı.
  • 7:56 - 8:00
    Sonra bağırarak sorular sorardı.
  • 8:00 - 8:02
    Bana bağırırdı. Beni döverdi.
  • 8:02 - 8:04
    Detaylarını size anlatmayacağım.
  • 8:04 - 8:07
    Anlayamadığım bir sürü soru vardı
  • 8:07 - 8:10
    ve anlamak istemediğim
    sorular da vardı.
  • 8:12 - 8:16
    Sorgunun süresi kaset süresi kadardı:
  • 8:16 - 8:20
    15 şarkı, 45 dakika.
  • 8:20 - 8:22
    Son şarkı için can atardım hep.
  • 8:23 - 8:26
    Bir gün, bir gece mahzende,
    ne olduğunu bilmiyorum,
  • 8:26 - 8:29
    kafamın üstünde bir çocuk ağlaması duydum.
  • 8:29 - 8:32
    Bir erkek çocuğu, iki ya da üç yaşlarında.
  • 8:32 - 8:36
    Ayak sesleri, kargaşa, koşan insanlar.
  • 8:37 - 8:40
    Bir gün sonra Ruslan geldiğinde,
  • 8:40 - 8:42
    ilk soruyu sormadan, ben ona sordum:
  • 8:42 - 8:46
    "Oğlun bugün nasıl, daha iyi mi?"
  • 8:46 - 8:49
    Ruslan şaşırmıştı.
  • 8:49 - 8:52
    Gardiyanların bana onun
    özel hayatıyla ilgili
  • 8:52 - 8:54
    bilgiler sızdırabileceği ihtimaline kızdı.
  • 8:54 - 8:59
    Oğlunun iyileşmesine yardımcı
    olabilecek yerel kliniklere ilaç sağlayan
  • 8:59 - 9:02
    sivil toplum örgütlerinden bahsettim.
  • 9:02 - 9:06
    Eğitim ve aileler hakkında konuştuk.
  • 9:06 - 9:08
    Bana çocuklarını anlattı.
  • 9:08 - 9:10
    Ben de ona kızlarımı anlattım.
  • 9:10 - 9:13
    Sonra o da silahlar, arabalar,
    kadınlar hakkında konuştu.
  • 9:13 - 9:18
    Ben de silahlar, arabalar ve kadınlar
    hakkında konuşmak zorunda kaldım.
  • 9:18 - 9:21
    Kasetteki son şarkı bitene kadar konuştuk.
  • 9:21 - 9:27
    Ruslan hayatımda gördüğüm
    en acımasız kişiydi.
  • 9:27 - 9:30
    Bana bir daha dokunmadı.
  • 9:30 - 9:33
    Başka sorular sormadı.
  • 9:33 - 9:36
    Artık bir eşya değildim.
  • 9:37 - 9:42
    İki gün sonra başka yere transfer edildim.
  • 9:42 - 9:47
    Orada bir gardiyan
    hiç alışılmadık bir şekilde geldi ve
  • 9:47 - 9:50
    çok nazik bir sesle dedi ki:
  • 9:50 - 9:53
    "Ailem Dağıstan'a yerleştirilirken
  • 9:53 - 9:57
    organizasyonunuzun sağladığı yardımdan
  • 9:57 - 10:01
    dolayı size teşekkür ederim."
  • 10:02 - 10:06
    Nasıl cevap verebilirdim?
  • 10:06 - 10:11
    Çok acı vericiydi.
    Karnıma bıçak saplanmış gibiydi.
  • 10:11 - 10:14
    O aileye yardım etme sebeplerimiz
  • 10:14 - 10:17
    ve o kişinin paralı asker
    olması düşüncesi ile
  • 10:17 - 10:20
    barışmam haftalarımı aldı.
  • 10:20 - 10:22
    Genç ve utangaçtı.
  • 10:22 - 10:25
    Yüzünü hiç görmedim.
  • 10:25 - 10:27
    Büyük ihtimalle iyi niyetli biriydi.
  • 10:27 - 10:30
    Fakat, o 15 saniye içinde
  • 10:30 - 10:33
    bana yaptığımız bütün fedakarlıkları
  • 10:33 - 10:36
    sorgulattı.
  • 10:36 - 10:39
    Ayrıca onların bizi nasıl
    gördüğünü düşündürdü.
  • 10:39 - 10:42
    Sonra, bizim neden orada olduğumuzu ve
  • 10:42 - 10:45
    ne yaptığımızı bildiklerini varsaydım.
  • 10:45 - 10:48
    Bu aslında varsayılacak bir durum değil.
  • 10:48 - 10:52
    Bunu neden yaptığımızı
    açıklamak kolay değil,
  • 10:52 - 10:54
    en yakınımızdaki kişilere bile.
  • 10:55 - 10:58
    Mükemmel değiliz, üstün değiliz,
  • 10:58 - 11:01
    dünyanın itfaiye örgütü değiliz,
  • 11:01 - 11:03
    süper kahraman değiliz,
  • 11:03 - 11:05
    savaşları durdurmuyoruz,
  • 11:05 - 11:10
    biliyoruz ki insani müdahale
    siyasi çözümün yerini tutamaz.
  • 11:10 - 11:15
    Yine de bu işi yapıyoruz
    çünkü bir hayat bir hayattır.
  • 11:15 - 11:17
    Bazen tek yarattığın fark budur.
  • 11:17 - 11:20
    Bir birey, bir aile, bir grup insan
  • 11:20 - 11:22
    ve bu önemlidir.
  • 11:22 - 11:25
    Bir tsunami, bir deprem
    ya da bir tayfun olduğunda,
  • 11:25 - 11:29
    dünyanın dört bir yanından gelen
    ve haftalarca hayatta kalanları arayan
  • 11:29 - 11:32
    kurtarma ekiplerini görürsünüz.
  • 11:32 - 11:35
    Neden? Kimse bunu sorgulamaz.
  • 11:35 - 11:37
    Her hayat önemlidir
  • 11:37 - 11:41
    veya her hayat önemli olmalıdır.
  • 11:41 - 11:44
    Bu durum mültecilere
    - çatışma sebebiyle yer değiştiren
  • 11:44 - 11:49
    ya da vatansız kişilere -
    yardım ettiğimizde de aynı.
  • 11:50 - 11:51
    Bir çok kişi tanıyorum ki
  • 11:51 - 11:54
    yoğun acılarla yüzleştikleri zaman
  • 11:54 - 11:58
    kendilerini güçsüz hisseder
    ve o noktada dururlar.
  • 11:58 - 12:02
    Çok yazık, halbuki yardım etmenin
    birçok değişik yolu var.
  • 12:02 - 12:04
    Biz o duygu ile durmuyoruz.
  • 12:04 - 12:07
    Yardım, koruma, konfor sağlamak için
  • 12:07 - 12:09
    elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz.
  • 12:09 - 12:11
    Yapmak zorundayız.
  • 12:11 - 12:13
    Başka türlü yapamayız.
  • 12:13 - 12:18
    Bu bizim, ne bileyim,
    insan gibi hissetmemizi sağlıyor.
  • 12:18 - 12:22
    Bu serbest bırakıldığım günkü fotoğrafım.
  • 12:22 - 12:27
    Serbest bırakıldıktan aylar sonra
    zamanın Fransız Başbakanı ile görüştüm.
  • 12:27 - 12:29
    Bana söylediği ikinci şey:
  • 12:29 - 12:32
    "Kuzey Kafkasya'ya gitmen
    tamamen bir sorumsuzluktu.
  • 12:32 - 12:36
    Bize ne kadar problem
    yarattığını bilemezsin."
  • 12:38 - 12:40
    Kısa bir buluşma oldu.
  • 12:40 - 12:42
    (Gülüşmeler)
  • 12:43 - 12:47
    Bence tehlikedeki insanlara
    yardım etmek bir sorumluluk.
  • 12:47 - 12:52
    O savaşta, kimse durmak istemedi
  • 12:52 - 12:54
    ve böyle kişiler bugün de var.
  • 12:54 - 12:59
    İhtiyacı olanlara
    yardım ve koruma sağlamak
  • 12:59 - 13:01
    sadece bir insanlık davranışı değildi,
  • 13:01 - 13:03
    bu onlar için gerçekten fark yaratıyordu.
  • 13:03 - 13:07
    Neden o bunu anlayamıyor?
  • 13:07 - 13:09
    Deneme sorumluluğumuz var.
  • 13:09 - 13:12
    Şu kavramı daha önce de duydunuz:
    Koruma Sorumluluğu.
  • 13:12 - 13:17
    Sonuçlar farklı etkenlere bağlıdır.
  • 13:17 - 13:20
    Başarısız bile olabiliriz,
    fakat bundan daha kötüsü var;
  • 13:20 - 13:23
    yapabilecek iken denememek.
  • 13:24 - 13:28
    Eğer böyle bir işe giriştiyseniz,
  • 13:28 - 13:33
    hayatınız neşe ve üzüntü dolu olacak
  • 13:33 - 13:36
    çünkü yardım edemediğimiz,
  • 13:36 - 13:40
    koruyamadığımız,
    kurtaramadığımız birçok insan var.
  • 13:40 - 13:42
    Onlara benim hayaletim diyorum
  • 13:42 - 13:45
    ve onların acılarına
    yakından şahit olarak,
  • 13:45 - 13:49
    o acı sana da işliyor.
  • 13:49 - 13:52
    Birçok genç insani yardım çalışanının
  • 13:52 - 13:55
    ilk deneyimleri çok zor oluyor.
  • 13:55 - 13:58
    Çok zor durumlara tanık oluyorlar
  • 13:58 - 14:01
    fakat bunu değiştirmek için güçsüzler.
  • 14:01 - 14:04
    Bunu kabul etmeyi öğrenmek zorundalar
  • 14:04 - 14:07
    ve bunu zamanla
    pozitif enerjiye çevirmeliler.
  • 14:07 - 14:08
    Bu zor.
  • 14:08 - 14:11
    Birçoğu başaramaz,
  • 14:11 - 14:15
    başaranlar için ise
    buna benzer başka iş yok.
  • 14:15 - 14:19
    Her gün yarattığın farkı görebilirsin.
  • 14:20 - 14:23
    İnsani yardım çalışanları
    savaş alanlarında
  • 14:23 - 14:28
    veya savaş sonrası çevrelerde
    aldıkları riskin farkındalar.
  • 14:28 - 14:34
    Yine de hayatımız, işimiz
    artarak tehlikeli bir hal alıyor
  • 14:34 - 14:38
    ve hayatımızın kutsallığı
    yavaşça azalıyor.
  • 14:39 - 14:42
    Milenyumdan beri
    insani yardım çalışanlarına
  • 14:42 - 14:46
    yapılan saldırıların
    3 katına çıktığını biliyor musunuz?
  • 14:47 - 14:50
    2013 yılı yeni rekorlar kırdı:
  • 14:51 - 14:54
    155 çalışma arkadaşımız öldürüldü,
  • 14:54 - 14:58
    171'i ağır yaralandı,
  • 14:58 - 15:01
    134'ü kaçırıldı.
  • 15:01 - 15:05
    Birçok yıkılmış hayat.
  • 15:05 - 15:10
    80'lerin sonuna doğru
    Somali'de başlayan sivil savaşa kadar
  • 15:10 - 15:14
    insani yardım çalışanları bazen
  • 15:14 - 15:16
    sivil zayiat dediğimiz şeyin
    kurbanı oldular.
  • 15:16 - 15:20
    Fakat genel olarak
    saldırıların hedefi biz değildik.
  • 15:20 - 15:22
    Bu durum değişti.
  • 15:22 - 15:23
    Şu resme bakın.
  • 15:23 - 15:26
    Bağdat, Ağustos 2003:
  • 15:26 - 15:29
    24 arkadaşımız öldürüldü.
  • 15:29 - 15:32
    BM mavi bayrağının ya da Kızıl Haç'ın
  • 15:32 - 15:36
    bizi koruduğu günler geride kaldı.
  • 15:36 - 15:39
    Suçlu gruplar ve bazı siyasi gruplar
  • 15:39 - 15:42
    son 20 yıldır birbirine karıştı
  • 15:42 - 15:45
    ve öyle melez bir hal aldı ki,
  • 15:45 - 15:48
    onlarla iletişim kurmamız imkansız.
  • 15:48 - 15:53
    İnsani değerler deneniyor, sorgulanıyor
    ve çoğu zaman görmezden geliniyor.
  • 15:53 - 15:58
    Fakat en önemlisi,
    adaleti aramayı bıraktık.
  • 15:58 - 16:02
    Görünüşe göre insani yardım çalışanlarına
  • 16:02 - 16:05
    yapılan saldırılar için bir sonuç yok.
  • 16:05 - 16:09
    Serbest bırakıldıktan sonra,
    adaleti aramamam söylendi.
  • 16:09 - 16:13
    Bir faydası olmazmış.
    Bana böyle söylendi.
  • 16:13 - 16:17
    Ayrıca, iş arkadaşlarının
    hayatını tehlikeye atarsın dediler.
  • 16:18 - 16:21
    Kaçırılmamla ilgisi olan üç kişinin
  • 16:21 - 16:25
    ceza almasını görmem yıllar sürdü
  • 16:25 - 16:28
    fakat bu bir istisnaydı.
  • 16:28 - 16:32
    1995 ve 1999 yılları arasında
    Çeçenya'da öldürülen ya da kaçırılan
  • 16:32 - 16:37
    insani yardım çalışanları için
    adalet yerini bulmamıştı.
  • 16:37 - 16:39
    Ve bu durum her yerde aynıydı.
  • 16:40 - 16:43
    Bu kabul edilemez.
  • 16:43 - 16:44
    Bu affedilemez.
  • 16:44 - 16:49
    Uluslararası hukukta, yardım çalışanlarına
    yapılan saldırılar savaş suçudur.
  • 16:49 - 16:52
    Bu suçlar cezasız bırakılmamalıdır.
  • 16:52 - 16:55
    Cezasız kalma döngüsünü durdurmalıyız.
  • 16:55 - 16:59
    Yardım çalışanlarına karşı
    yapılan saldırıların
  • 16:59 - 17:02
    insanlığa yapıldığını kabul etmeliyiz.
  • 17:02 - 17:06
    Bu beni çok öfkelendiriyor.
  • 17:06 - 17:11
    Yardım ettiğim mültecilere kıyasla
    şanslı olduğumu biliyorum.
  • 17:12 - 17:16
    Şehrimin tamamen tahrip edildiğini,
  • 17:16 - 17:20
    akrabalarımın gözümün
    önünde öldürüldüğünü,
  • 17:20 - 17:24
    ülkemin korumasız kaldığını
    görmek nasıldır bilmiyorum.
  • 17:24 - 17:29
    Diğer rehinelere nazaran
    şanslı olduğumu da biliyorum.
  • 17:29 - 17:34
    Olaylı salıverilmemden 4 gün önce,
    tutulduğum yerin yakınında
  • 17:34 - 17:39
    dört rehinenin başı kesilmiş.
  • 17:39 - 17:41
    Neden onlar?
  • 17:41 - 17:44
    Neden bugün buradayım?
  • 17:45 - 17:47
    Kolay bir cevap yok.
  • 17:48 - 17:52
    Akrabalarım,
    arkadaşlarım, tanımadığım kişiler
  • 17:52 - 17:56
    bana destek oldular.
  • 17:56 - 17:59
    Karanlıktan çıkmam için
    yıllarca yardım ettiler.
  • 18:00 - 18:04
    Herkes benim gibi ilgi görmüyordu.
  • 18:04 - 18:08
    Travmatik bir olaydan sonra kaç arkadaşım
  • 18:08 - 18:11
    kendi hayatını kurabildi?
  • 18:11 - 18:15
    Yakından tanıdığım 9 kişiyi sayabilirim.
  • 18:15 - 18:19
    Kaç arkadaşım eşine artık
  • 18:19 - 18:21
    hiç bir şey açıklayamadığı için
  • 18:21 - 18:26
    zorlu bir boşanma sürecinden geçti?
  • 18:26 - 18:29
    Sayamadım.
  • 18:29 - 18:32
    Böyle yaşamın bir bedeli var.
  • 18:32 - 18:37
    Rusya'da tüm savaş anıtlarının
    üzerinde şöyle yazar:
  • 18:37 - 18:41
    Rusça'da şöyle diyor.
  • 18:41 - 18:44
    "Hiç kimse unutulmadı,
    hiç bir şey unutulmadı."
  • 18:45 - 18:49
    Kaybettiğim arkadaşlarımı unutamam.
  • 18:49 - 18:51
    Hiç bir şeyi unutamam.
  • 18:51 - 18:54
    Onların bağlılığını hatırlamanız
  • 18:54 - 18:58
    ve insani yardım çalışanlarının daha iyi
  • 18:58 - 19:00
    korunmasını istemeniz için
    size çağrıda bulunuyorum.
  • 19:00 - 19:06
    Onların yaktığı umut ateşinin
    söndürülmesine izin vermeyelim.
  • 19:06 - 19:10
    İşkenceden sonra, iş arkadaşlarım
    bana sordular: "Neden devam ediyorsun?
  • 19:10 - 19:13
    Neden bu işi yapıyorsun?
  • 19:13 - 19:15
    Neden bu işe dönmek zorundasın?"
  • 19:15 - 19:18
    Cevabım basitti:
  • 19:18 - 19:21
    Eğer bıraksaydım,
  • 19:21 - 19:25
    bu beni kaçıranın
    kazandığı anlamına gelirdi.
  • 19:25 - 19:27
    Benim ruhumu ve insanlığımı
  • 19:27 - 19:29
    almış olurlardı.
  • 19:29 - 19:31
    Teşekkür ederim.
  • 19:31 - 19:34
    (Alkışlar)
Title:
317 gün rehin tutuldum. İşte düşündüklerim…
Speaker:
Vincent Cochetel
Description:

Vincent Cochetel 1998 yılında Çeçenistan'da BM Mülteci Baş Sorumlusu olarak çalışırken 317 gün boyunca rehin tutuldu. İlk olarak, karanlık yeraltı mahzeninde yatağına zincirlenmiş bir şekilde yaşamanın nasıl olduğundan, onu kaçıranlarla aralarında geçen beklenmedik konuşmalara kadar edindiği tecrübelerini anlatıyor. Şiirsel ve etkili bir şekilde, bu işe neden bugün de devam ettiğini açıklıyor. 2000 yılından beri insani yardım çalışanlarına yapılan saldırılar üç katına çıktı - ve bu artışın dünyaya nasıl bir mesaj verdiğini merak ediyor.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
19:47

Turkish subtitles

Revisions