Return to Video

Statükoya meydan okumak için "iş birlikçi" bulun

  • 0:01 - 0:05
    Size bu konsepti
    nasıl açıklayacağımı düşünüyordum
  • 0:05 - 0:09
    ve hepimizin anlayacağı bir şeyle
    başlamaya karar verdim.
  • 0:09 - 0:11
    Ne kadar zeki olursak olalım,
    başarılara imza atmak
  • 0:11 - 0:14
    veya dünyayı değiştirmek için
    insanlara ihtiyacımız var.
  • 0:15 - 0:17
    Sıradan insanlara
  • 0:17 - 0:21
    evren onları başarılı kılmak için
    komplo kuruyormuş gibi gelir.
  • 0:21 - 0:23
    Sıra dışı insanlar olan bizlerin ise
  • 0:23 - 0:27
    "iş birlikçi" diyeceğim
    bir şeye ihtiyacımız var.
  • 0:28 - 0:32
    İş birlikçileri farklı kılan
    kendileri değildir,
  • 0:32 - 0:34
    onlara ihtiyaç duyan kişilerdir.
  • 0:35 - 0:38
    İş birlikçiler,
    statükoya meydan okuyan kişilere
  • 0:38 - 0:40
    destek olmak için kuralları esnetmeye,
  • 0:40 - 0:42
    hatta bazen çiğnemeye
  • 0:42 - 0:46
    ve sosyal normlara karşı çıkmaya
    gönüllü kişilerdir.
  • 0:46 - 0:53
    Size aklıma suç ortağı fikrinin
    tohumlarını atan bir deneyimimi anlatayım.
  • 0:53 - 0:55
    2014'te
  • 0:55 - 0:59
    Hindistan'daki birçok uluslu
    Amerikan şirketinde yöneticiydim
  • 0:59 - 1:03
    ve ilginç bir sorunla karşı karşıyaydık:
  • 1:03 - 1:06
    Çalışanlarımız arasında
    yeterince kadın yoktu.
  • 1:06 - 1:08
    Ortamı tarif etmek adına
    şöyle açıklayayım:
  • 1:08 - 1:12
    Hindistan'da kadınların
    yüzde 27'si çalışır.
  • 1:12 - 1:16
    Asya'ya bakarsanız bu oran yüzde 48'dir.
  • 1:16 - 1:18
    Yani durumun iyi olmadığını biliyorduk
  • 1:18 - 1:21
    ve yansımaları
    şirketimizde de görülüyordu.
  • 1:22 - 1:25
    Şöyle bir karar aldık...
    Aslında, önce bir örnek vereyim.
  • 1:25 - 1:28
    Genç bir mühendis, 25 yaşında bir kadın
  • 1:28 - 1:33
    gündelik hayatına dair durumu özetleyen
    harika bir hikâye anlatmıştı.
  • 1:33 - 1:36
    "Sabah evden çıkarken
  • 1:36 - 1:38
    bir sürü işe koşturuyorum
  • 1:38 - 1:41
    ve kaynanam --kayınlarımla yaşıyorum --
  • 1:41 - 1:44
    rahatsız olmaya başlıyor
  • 1:44 - 1:47
    çünkü tüm ev işleri ona kalacak.
  • 1:47 - 1:50
    Sonra akşam eve döndüğümde
  • 1:50 - 1:53
    eve ulaşacağımı var saydığım saatten
    birkaç saat geç varıyorum
  • 1:53 - 1:55
    ve kahramanlarımdan ikisi,
  • 1:55 - 1:57
    kayınpederim ve kocam da
  • 1:57 - 1:59
    rahatsız olmaya başlıyor.
  • 1:59 - 2:04
    Yapılması gereken tüm işler
    kendisine kaldığı için kaynanam öfkeli.
  • 2:04 - 2:06
    Gün boyunca,
  • 2:06 - 2:08
    etrafımda benim yaşımda erkekler var
  • 2:08 - 2:11
    ve toplum onlardan tek bir şey bekliyor.
  • 2:11 - 2:14
    Kariyerlerinde başarılı olmaları
  • 2:14 - 2:17
    ve ailelerini geçindirmeleri.
  • 2:17 - 2:23
    Benim iş yerine aynı hevesi, heyecanı
    ve tutkuyu getirmemi nasıl beklersiniz?"
  • 2:23 - 2:25
    Haklıydı.
  • 2:26 - 2:31
    Kadın gönüllüler ağı,
    harika bir fikir buldu.
  • 2:32 - 2:35
    "Kaynananızı işe getirin"
    günü başlattılar.
  • 2:37 - 2:40
    Böylece bir grup kaynanayı
  • 2:40 - 2:42
    ve birkaç anneyi ofiste ağırladık.
  • 2:42 - 2:44
    AR-GE laboratuvarlarını gezdirdik.
  • 2:44 - 2:49
    Gelinlerinin yarattığı ve geliştirdiği
    tıbbi cihazları gösterdik.
  • 2:49 - 2:54
    Bunu yaparken gelinlerinin
    aslında ne yaptığını anlattık:
  • 2:54 - 2:58
    Doğumda ölüm ve bebek ölümü
    oranlarını etkilemişlerdi.
  • 2:58 - 2:59
    Onları azaltmışlardı.
  • 2:59 - 3:01
    Karmaşık hastalıkları erken teşhis edip
  • 3:01 - 3:04
    engellenmelerini ve tedavi
    edilmelerini sağlamışlardı.
  • 3:05 - 3:07
    Sonra onları yemeğe çıkardık.
  • 3:07 - 3:11
    Görkemli bir öğle yemeği yedirip
    bizimle omuz omuza çalışan
  • 3:11 - 3:15
    bu genç kadınların dünyayı
    değiştirmesine olanak tanıdıkları için
  • 3:15 - 3:17
    onlara teşekkür ettik.
  • 3:17 - 3:20
    Odada gözleri dolmayan kimse kalmamıştı.
  • 3:21 - 3:24
    Bu kadınların hepsi
    minnettar ve gururluydu.
  • 3:24 - 3:26
    Gelinleriyle gurur duyuyorlardı
  • 3:26 - 3:30
    ve sürece dâhil edildikleri için
    minnettardılar.
  • 3:30 - 3:31
    Sadece harika ve sevimli,
  • 3:31 - 3:37
    duygusal bir an mı yarattık
    yoksa uzun vadeli etkileri olacak mı diye
  • 3:37 - 3:39
    o zamanlar merak etmiştim.
  • 3:39 - 3:42
    Birkaç gün sonra, akıl hocalığı
    yaptığım biri ofisime uğradı.
  • 3:42 - 3:44
    Çok heyecanlıydı.
  • 3:44 - 3:47
    "Dün işten eve gittim
  • 3:47 - 3:50
    ve çok geç kaldığım için
  • 3:50 - 3:52
    kendimi bir nutka hazırlamıştım
  • 3:52 - 3:57
    ama kaynanam kocama dönüp
    'Gidip ona bir fincan çay hazırlar mısın?
  • 3:57 - 3:58
    Yorgunluktan ölüyor.
  • 3:58 - 4:01
    O hayat kurtarıyor, sen bankada
    çalışıyorsun' dedi" diye anlattı.
  • 4:01 - 4:03
    (Kahkahalar)
  • 4:03 - 4:04
    İşte buldunuz.
  • 4:04 - 4:07
    Mükemmel bir iş birlikçi,
  • 4:07 - 4:10
    değerini her zaman bilmediğimiz
  • 4:10 - 4:14
    ama destek olup
    sosyal normları sorgulayarak
  • 4:14 - 4:16
    ve bir fark yaratarak
  • 4:16 - 4:18
    başkasının statükoya
    meydan okuyabilmesi için
  • 4:18 - 4:20
    koşulları değiştiren biri.
  • 4:20 - 4:25
    Şimdi vereceğim örnek
    bu salondaki herkese tanıdık gelecektir.
  • 4:25 - 4:30
    İşletme fakültesinden mezun olduğumda
    ve bir şirkette işe girdiğimde
  • 4:30 - 4:33
    bazı meslektaşlarımla benden,
    son on yıldır iyiye gitmeyen
  • 4:33 - 4:38
    ve ihmal edilen bir şirket için
    strateji üretmemiz istendi.
  • 4:38 - 4:40
    Buna kalbimizi ve ruhumuzu verdik,
  • 4:40 - 4:43
    gecelerimizi, hafta sonlarımızı
    kullanıp bir sürü analiz yaptık
  • 4:43 - 4:46
    ve iyi olduğunu düşündüğümüz
    bir strateji oluşturduk.
  • 4:46 - 4:50
    Onu onayını almamız gereken
    bir sürü insana sunduktan sonra
  • 4:50 - 4:52
    bir hafta sonraki
    yıllık strateji toplantısında
  • 4:52 - 4:56
    küresel CEO'ya sunmamız istendi.
  • 4:57 - 5:00
    Genel merkeze uçarken
    hem heyecanlı hem kaygılıydık.
  • 5:00 - 5:05
    Heyecanlıydık çünkü bu ne çok şey
    öğrendiğimizi gösterme fırsatıydı.
  • 5:05 - 5:08
    Ama endişeliydik de
    çünkü zeki, dinamik biri olsa da
  • 5:08 - 5:13
    çabuk öfkelenen biriydi
    ve sunum yapması kolay biri değildi.
  • 5:13 - 5:18
    Sunuma beş, altı saat kala, kıdemli
    bir meslektaşımız bizi kenara çekti
  • 5:18 - 5:22
    ve bütün hafta olanları anlattı.
  • 5:22 - 5:24
    Sunumlarında çuvallayan
    kişiler olduğunu biliyorduk.
  • 5:24 - 5:28
    Oracıkta terfi ettirilen kişiler
    olduğunu biliyorduk.
  • 5:28 - 5:31
    CEO'yu geceleri nelerin uyutmadığını,
  • 5:31 - 5:34
    nelerin sorun olduğunu
    düşündüğünü biliyorduk.
  • 5:35 - 5:38
    O günün ilerleyen saatlerinde
    sunum yaptığımızda
  • 5:38 - 5:42
    hem CEO'nun hem de kıdemli personelin
  • 5:42 - 5:44
    desteğini kazandık.
  • 5:44 - 5:47
    Bu sadece analizimiz
    veya stratejimiz yüzünden değildi.
  • 5:47 - 5:49
    Takımın anlayabileceği biçimde,
  • 5:49 - 5:53
    iletişim kuracak şekilde
    hazırlandığımız içindi.
  • 5:53 - 5:58
    Kıdemli meslektaşımız bizi
    dedikodu yapmak için kenara çekmedi.
  • 5:58 - 6:02
    Kenara çekti çünkü toplantı salonunda
    sıra dışı olduğumuza inanıyordu.
  • 6:02 - 6:06
    O sıra dışılık yüzünden
    bu yeni bakış açısıyla düşünmemizi
  • 6:06 - 6:08
    ve şirketin gidişatına dair
  • 6:08 - 6:11
    görüş bildirmemizi istemişti.
  • 6:11 - 6:14
    Ama bunun dezavantaj
    olduğunu da biliyordu
  • 6:14 - 6:16
    çünkü o salonda
    nasıl sunum yapacağımızı bilmiyorduk
  • 6:16 - 6:18
    ve daha önce sunum yapmamıştık.
  • 6:18 - 6:20
    Onlar da bizi dinlemeye alışkın değildi.
  • 6:20 - 6:23
    Bu da birinin kuralları esnetişine dair
  • 6:23 - 6:25
    aklımdaki örneklerden biri.
  • 6:25 - 6:28
    İş birlikçimiz olmaya karar vermekle
  • 6:28 - 6:31
    sadece şirketteki altı gencin
    birden fark edilmesini
  • 6:31 - 6:37
    ve kariyerlerinin gidişatının
    değişmesini sağlamakla kalmadı,
  • 6:37 - 6:41
    insanların ihmal ettiği
    ve yeni fikirlerinin olmadığı bir şirketin
  • 6:41 - 6:44
    gidişatını da değiştirdi.
  • 6:45 - 6:47
    Sizinle paylaşmak istediğim son örneğin
  • 6:47 - 6:49
    iş dünyasıyla bir ilgisi yok
  • 6:49 - 6:51
    ve oldukça şahsi.
  • 6:51 - 6:53
    Bu, annemin hikâyesi.
  • 6:53 - 6:55
    Yirmili yaşların başında,
    babasını kaybetmiş.
  • 6:55 - 6:59
    Babası kırklarının sonunda ölmüş,
  • 6:59 - 7:02
    geride altı çocuğunu bırakmış.
  • 7:02 - 7:05
    Dört küçük kardeşi, annem ve ablası.
  • 7:05 - 7:08
    Bir de hayatında hiç çalışmamış
    dul bir anne.
  • 7:08 - 7:11
    Annem ve ablası
  • 7:11 - 7:13
    para kazanmaya başlamaları
    gerektiğini anlamışlar.
  • 7:13 - 7:15
    İkisi de üniversitedeymiş.
  • 7:15 - 7:20
    Küçük kardeşlerinin okulu bitirip
    işe girmesi için bu şartmış.
  • 7:20 - 7:24
    Böylece annem hukuk fakültesindeki
    derslerini akşam saatlerine kaydırmış
  • 7:24 - 7:28
    ve gündüzleri para kazanmak için
    öğretmenliğe başlamış.
  • 7:28 - 7:31
    Her gün hukuk fakültesindeki
    akşam dersleri bittiğinde
  • 7:31 - 7:36
    Kalküta sokaklarında otobüsten inermiş.
  • 7:36 - 7:37
    Unutmayın,
  • 7:37 - 7:39
    bu kadın bırakın gece seyahat etmeyi
  • 7:39 - 7:42
    toplu taşımaya binmeye bile
    alışkın olmayan bir kadın.
  • 7:42 - 7:43
    Otobüsten indiğinde,
  • 7:43 - 7:47
    otobüs durağından eve yürümesi
    yedi, sekiz dakika sürermiş.
  • 7:47 - 7:48
    Meskûn bölge olduğu için
  • 7:48 - 7:51
    dükkânlar akşam sekize doğru
  • 7:51 - 7:53
    veya biraz daha erken kapanıyormuş
  • 7:53 - 7:57
    ve sokaklar bomboş kalıyormuş.
  • 7:58 - 8:02
    Bir gün bir dükkân sahibi,
    son müşterisi geç gittiği için
  • 8:02 - 8:05
    dükkânını her zamankinden
    geç kapatıyormuş.
  • 8:05 - 8:08
    Annemin otobüsten indiğini görmüş.
  • 8:08 - 8:09
    Onu beklemiş.
  • 8:09 - 8:10
    Aileyi tanırmış.
  • 8:10 - 8:13
    O dükkân 20 yıldan uzun süredir
    o mahalledeymiş,
  • 8:13 - 8:15
    yani annemi bebekliğinden beri tanıyormuş.
  • 8:16 - 8:20
    Evinin olduğu sokakta yürüyüşünü izlemiş,
  • 8:20 - 8:24
    ışıkları söndürmüş,
    dükkânı kapayıp evine gitmiş.
  • 8:24 - 8:28
    Ertesi günden itibaren
    annem evine varana dek
  • 8:28 - 8:31
    her gün onu izlemiş.
  • 8:33 - 8:35
    Sokaktaki dükkân sahipleri
  • 8:35 - 8:39
    birden o dükkânın daha uzun süre
    açık kaldığını fark etmişler
  • 8:39 - 8:45
    ve günün sonunda, uzun bir yolculuğun
    ardından evlerine dönen
  • 8:45 - 8:49
    ve ertesi sabah için bir şeyler
    almayı unuttuklarını fark eden
  • 8:49 - 8:52
    bir sürü müşterinin
    bir şeyler aldığını görmeye başlamışlar.
  • 8:52 - 8:56
    Sabahları gelen müşteriler,
    geceleri de gelmeye başlamış.
  • 8:56 - 9:00
    Birkaç dükkân sahibi
    bu adamın bir sürü müşteriyi
  • 9:00 - 9:02
    tekeline aldığına karar verip
  • 9:02 - 9:04
    ışıklarını ve kapılarını
    saat dokuza kadar
  • 9:04 - 9:07
    açık tutmaya başlamışlar.
  • 9:07 - 9:12
    O andan sonra annemin
    aydınlık ve hareketli bir sokağı olmuş.
  • 9:14 - 9:17
    Bence o dükkân sahibi
    annemin iş birlikçisiydi.
  • 9:19 - 9:20
    Onun sayesinde
  • 9:20 - 9:25
    o sokakta alışkın olunan durumun
    geçirdiği ufak bir değişim
  • 9:25 - 9:27
    annemin ve ailesinin
  • 9:27 - 9:29
    o dönemde sıra dışı olan
    bir şeyi yapmasını sağladı.
  • 9:29 - 9:33
    Onun yaşındaki
    orta-üst sınıftan gelen bir kadın
  • 9:33 - 9:34
    normalde o yaşta evlenir
  • 9:34 - 9:38
    veya ailesinin korumasında
    üniversitede okurdu.
  • 9:38 - 9:40
    O dükkân sahibi sayesinde
  • 9:40 - 9:44
    annemin kardeşleri mühendis, avukat,
  • 9:44 - 9:46
    muhasebeci, öğretmen oldu
  • 9:46 - 9:49
    ve annem de avukat olabildi.
  • 9:50 - 9:52
    Dünyanın iş birlikçilere ihtiyacı var.
  • 9:52 - 9:59
    Karmaşık sorunların olduğu
    karmaşık ortamlara girdikçe
  • 9:59 - 10:01
    yeni çözümler üretmemiz gerekiyor.
  • 10:01 - 10:05
    Yönetim kurullarımızda ve masada
    sıra dışı insanlara ihtiyacımız var.
  • 10:05 - 10:07
    Bunun olabilmesi için
  • 10:07 - 10:08
    iş birlikçilere ihtiyacımız var.
  • 10:09 - 10:10
    Hayatıma baktığımda
  • 10:10 - 10:12
    cinsiyetim yüzünden,
  • 10:12 - 10:13
    ırkım yüzünden
  • 10:13 - 10:17
    veya bazen on küsur yıldır
    dünyanın bu bölgesinde yaşadığım için
  • 10:17 - 10:20
    aksanım yüzünden
    sıra dışı biri olarak algılanırım.
  • 10:20 - 10:23
    Bana ilerleme yolunu
    gösterenler iş birlikçilerim
  • 10:23 - 10:27
    ve aslında ilerlenecek
    sıra dışı yollar aramamı sağlayanlar da
  • 10:27 - 10:30
    bu iş birlikçiler.
  • 10:30 - 10:33
    O yüzden bugün hepinizden
    etrafınıza bakıp
  • 10:33 - 10:37
    iş birliği yapmanız için size
    ilham veren kişileri bulmanızı istiyorum.
  • 10:37 - 10:38
    Söz veriyorum,
  • 10:38 - 10:41
    empatiniz ve cesaretiniz
  • 10:41 - 10:43
    birinin hayatını değiştirecek
  • 10:43 - 10:45
    ve hatta dünyayı bile değiştirebilir.
  • 10:45 - 10:47
    Teşekkürler.
  • 10:47 - 10:49
    (Alkış)
Title:
Statükoya meydan okumak için "iş birlikçi" bulun
Speaker:
Ipsita Dasgupta
Description:

Girift ve sürekli değişen bir dünyada sıra dışı insanların ve fikirlerinin güçlenmesini nasıl sağlarız? İş kadını Ipsita Dasgupta, statükoya meydan okumak için kuralları esnetmeye veya çiğnemeye eğilimli insanları kapsayan "iş birlikçi" kavramını tanıtıyor ve yeni düşünme, eylem ve varoluş şekillerinin yaratılmasına nasıl faydalı olabileceklerini gösteriyor.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDTalks
Duration:
11:03

Turkish subtitles

Revisions